Tekil Mesaj gösterimi
Alt 3. September 2018, 01:51 PM   #3
yolcu42
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Oct 2016
Mesajlar: 208
Tesekkür: 25
34 Mesajina 37 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 18
yolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud of
Standart

Selamlar,
Salat destek demektir.bu konuda hemfikiriz galiba.

Peki salat bir eylemmidir yoksa ritüel mi.

Ben,salatın hem yaşam biçimi olup dine destek olunması hem de vaktinde(3 veya 5 vakit) yapılması ve allahtan destek istenilmesi olduğunu düşünüyorum.

Nisa 103.Ayet: Namazı bitirince de ayakta, otururken ve yanınız üzerinde yatarken (daima) Allah´ı anın. Huzura kavuşunca da namazı dosdoğru kılın; çünkü namaz müminler üzerine vakitleri belli bir farzdır.

Şimdi arapçasına bakın.
Namaza karar verince?(gaza) ayakta,oturarak,yanlarınız üstünde?
Allahı düşünün,
Tatmin olunca da namazı ikame edin….

Yani gün boyu insan,allahı düşünür.
Kalbi tatmin olunca kalbinde şüphe kalmayınca da vakitli olan namazda allahtan destek ister.

Peki allahı düşünmek nedir? Aynı ifadelerin geçtiği başka ayet,

Al-i İmran 191.Ayet: Onlar, ayakta dururken, otururken, yanları üzerine yatarken (her vakit) Allah´ı anarlar, göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin düşünürler (ve şöyle derler Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın. Seni tesbih ederiz. Bizi cehennem azabından koru!

Yani,yaradılış delillerini gün içinde hep düşün tatmin olana dek.
Sonra belli vakitlerde allahtan destek iste.


Allah namazın şekilsel tarifini veya en azından bugün kılınan şeklini kuranda vermemiş

Şahsen ben,bu boşluğu göz önünde bulundurarak,ona nasıl saygılı olabileceğim kendime mantıklı gelen şekliyle namaz kılarım.

Namazda dua ederim,bunların büyük kısmını kuranda bana öğretilen şekilde yaparım.
Çünkü istediğin şeyi hayır zannederken o şer olabilir.şer zannettiğinde hayırolabilir.
En güzeli kuranda öğretilen şekliyle dua etmek.

Peki zekat nedir?

Lokman 4.Ayet: O kimseler, namazı kılarlar, zekâtı verirler; onlar ahirete de kesin olarak iman ederler.

Aynı surenin devamında salat aynen kalıyor ve zekat kavramı yerine bakın ne geliyor?

Lokman 17.Ayet: Yavrucuğum! Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçirmeye çalış, başına gelenlere sabret. Doğrusu bunlar, azmedilmeye değer işlerdir.

Yani benim anladığım
Salat,kendini yetiştirmek
Zekat,başkalarını yetiştimek?(maddi,manevi yardım da dahil)

Bir başka konu da rüku ve secde.

Şu soruları sorayım
1. İsra 107.Ayet: De ki: Siz ona ister inanın, ister inanmayın; şu bir gerçek ki, bundan önce kendilerine ilim verilen kimselere o (Kur´an) okununca, derhal yüz üstü secdeye kapanırlar.

Burda yüzüstü diye çevrilen kelime çenedir.
Aynı kelime şurada geçer
Yasin 8.Ayet: Biz, onların boyunlarına halkalar geçirdik. O halkalar çenelere kadar dayanmaktadır. Bu yüzden kafaları yukarı kalkıktır.

Bağlantıyı farkettiniz mi?

2. Bir Rüku ayetinde dikkatimi çeken nokta şu
bir hatadan sonra rüku ediliyor sanki.

Sad 24.Ayet: Davud: Andolsun ki, senin koyununu kendi koyunlarına katmak istemekle sana haksızlıkta bulunmuştur. Doğrusu ortakçıların çoğu, birbirlerinin haklarına tecâvüz ederler. Yalnız iman edip de iyi işler yapanlar müstesna. Bunlar da ne kadar az! dedi. Davud, kendisini denediğimizi anladı? ve Rabbinden mağfiret dileyerek rükuya kapandı, tevbe edip Allah´a yöneldi.

3.ademe secde etmek nedir acaba
Adem as halifeydi

4.yusuf suresi sonunda anne babasının kardeşlerinin yusufa secde ettiği yazar

Yusuf as şehrin yöneticiydi

Bu iki peygamber dışında kendine secde edilen başka peygamber yok sanırım

Çenede secde izi nedir

1. Mecazen bir yöneticin önünde boyun bükersin ve böylece çenen boynuna yakınlaşır?

2.bir temennide bulunan insan gayri ihtiyari şunu yapar.
İki eli açık biçimde birbirine birleştirir.
İşaret parmaklar burnuna,baş parmaklarbÇENESİNE değer

3. Bir şey düşünürken gayri ihtiyari olarak çenemizi sıvazlarız.
Bakınız,akıl hastanesindeki düşünen adam heykeli
İbrahim 24.Ayet: Görmedin mi Allah nasıl bir misal getirdi: Güzel bir sözü, kökü (yerde) sabit, dalları gökte olan güzel bir ağaca (benzetti).

İbrahim 25.Ayet: (O ağaç), Rabbinin izniyle her zaman yemişini verir. Öğüt alsınlar diye Allah insanlara misaller getirir.

Köklerinin yere sabitlenmesi 1. Adım
O ağacın güzel meyve vermesi 2. Adım

Salat ve zekat kavramlarıyla ilişkili olduğunu düşünüyorum

En doğrusunu allah bilir


İbrahim 24,25 ayetleri bana incildeki bir bölümle ilişkili gibi geliyor.

Mat.13: 3 İsa onlara benzetmelerle birçok şey anlattı. “Bakın” dedi, “Ekincinin biri tohum ekmeye çıktı.

Mat.13: 4 Ektiği tohumlardan kimi yol kenarına düştü. Kuşlar gelip bunları yedi.

Mat.13: 5 Kimi, toprağı az, kayalık yerlere düştü; toprak derin olmadığından hemen filizlendi.

Mat.13: 6 Ne var ki, güneş doğunca kavruldular, kök salamadıkları için kuruyup gittiler.

Mat.13: 7 Kimi, dikenler arasına düştü. Dikenler büyüdü, filizleri boğdu.

Mat.13: 8 Kimi ise iyi toprağa düştü. Bazısı yüz, bazısı altmış, bazısı da otuz kat ürün verdi.

Mat.13: 9 Kulağı olan işitsin!”

Mat.13: 10 Öğrencileri gelip İsa’ya, “Halka neden benzetmelerle konuşuyorsun?” diye sordular.

Mat.13: 11 İsa şöyle yanıtladı: “Göklerin Egemenliği’nin sırlarını bilme ayrıcalığı size verildi, ama onlara verilmedi.

Mat.13: 12 Çünkü kimde varsa, ona daha çok verilecek, bolluğa kavuşturulacak. Ama kimde yoksa, elindeki de alınacak.

Mat.13: 13 Onlara benzetmelerle konuşmamın nedeni budur. Çünkü, ‘Gördükleri halde görmezler, Duydukları halde duymaz ve anlamazlar.’

Mat.13: 14 “Böylece Yeşaya’nın peygamberlik sözü onlar için gerçekleşmiş oldu: ‘Duyacak duyacak, ama hiç anlamayacaksınız, Bakacak bakacak, ama hiç görmeyeceksiniz!

Mat.13: 15 Çünkü bu halkın yüreği duygusuzlaştı, Kulakları ağırlaştı. Gözlerini kapadılar. Öyle ki, gözleri görmesin, Kulakları duymasın, yürekleri anlamasın Ve bana dönmesinler. Dönselerdi, onları iyileştirirdim.’

Mat.13: 16 “Ama ne mutlu size ki, gözleriniz görüyor, kulaklarınız işitiyor!

Mat.13: 17 Size doğrusunu söyleyeyim, nice peygamberler, nice doğru kişiler sizin gördüklerinizi görmek istediler, ama göremediler. Sizin işittiklerinizi işitmek istediler, ama işitemediler.

Mat.13: 18 “Şimdi ekinciyle ilgili benzetmeyi siz dinleyin.

Mat.13: 19 Kim göksel egemenlikle ilgili sözü işitir de anlamazsa, kötü olan* gelir, onun yüreğine ekileni söker götürür. Yol kenarına ekilen tohum işte budur.

Mat.13: 20-21 Kayalık yerlere ekilen ise işittiği sözü hemen sevinçle kabul eden, ama kök salamadığı için ancak bir süre dayanan kişidir. Böyle biri Tanrı sözünden ötürü sıkıntı ya da zulme uğrayınca hemen sendeleyip düşer.

Mat.13: 22 Dikenler arasında ekilen de şudur: Sözü işitir, ama dünyasal kaygılar ve zenginliğin aldatıcılığı sözü boğar ve ürün vermesini engeller.

Mat.13: 23 İyi toprağa ekilen tohum ise, sözü işitip anlayan birine benzer. Böylesi elbette ürün verir, kimi yüz, kimi altmış, kimi de otuz kat.”

Konu yolcu42 tarafından (3. September 2018 Saat 03:46 PM ) değiştirilmiştir.
yolcu42 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla