Tekil Mesaj gösterimi
Alt 25. April 2009, 09:47 PM   #9
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.016
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Müşriklerin tutarsızlıkları başka ayetlerde de belirtilmiştir:


Ve onlar var güçleriyle Allah’a yemin etmişlerdi ki, kendilerine uyarıcı bir peygamber gelirse, mutlaka ümmetlerin her birinden daha doğru yolda olacaklardı. Buna rağmen ne zaman ki kendilerine bir uyarıcı geldi, bu, yeryüzünde bir kibirlenme ve kötülük düzeni yönünden onların sadece nefretlerini artırdı. Hâlbuki kötü düzen ancak kendi ehlini çepeçevre kuşatır. O hâlde öncekilerin kanunundan başka ne gözetiyorlar? Onun için sen Allah’ın sünnetinde asla bir değişme bulamazsın. Sen Allah’ın sünnetinde asla bir başkalaşma da bulamazsın. (Fatır/42, 43)

Ve bu [Kur`ân], “Kitap, sadece bizden önceki iki topluluğa [Yahudi ve Hıristiyanlara] indirildi; Biz ise onların okumasından habersizdik [o kitapları okuyamıyor ve dillerini anlayamıyorduk” veya “Eğer bize kitap indirilseydi, biz onlardan daha çok doğru yolda olurduk” demeyesiniz diye Bizim indirdiğimiz bereketli bir kitaptır. O nedenle, rahmet olunmanız için ona uyun ve takvalı davranın. İşte size de Rabbinizden açık delil, kılavuz ve rahmet gelmiştir. Öyleyse Allah’ın ayetlerini yalanlayıp, onlardan yüz çevirenden daha zalim kim olabilir? Ayetlerimizden yüz çevirenleri, yüz çevirmeleri sebebiyle azabın kötüsüyle cezalandıracağız. (Enam/155, 157)

171- 173 – Ve ant olsun ki, gönderilen kullarımız [elçilerimiz] hakkında bizim sözümüz geçmiştir: “Şüphesiz onlar, kesinlikle galip olanların ta kendisidir. Şüphesiz Bizim ordularımız kesinlikle galip gelenlerin ta kendisidir.”

Bu pasajda açıklanan hükümle 170. ayetteki “Artık yakında bileceklerdir” tehdidine açıklık getirilmiştir. Bu hüküm, Rabbimizin şu kararıdır: Elçilere yardım edilecek ve onlar galip geleceklerdir. Allah’ın orduları kesinlikle yenilmeyecektir.

Allah: ”Elbette Ben ve elçilerim galip geleceğiz” yazmıştır. Şüphesiz Allah Kaviyy’dir, Aziz’dir. (Mücadile/21)

Ey iman etmiş kimseler! Eğer siz Allah`a yardım ederseniz O’da size yardım eder ve ayaklarınızı sabit tutar. (Muhammed/7)

O, kendi imanları ile birlikte, imanca fazlalaşsınlar diye müminlerin kalplerine sekine [güven- moral- mutluluk] indirendir. Göklerin ve yerin orduları da yalnızca Allah`ındır. Ve Allah, en iyi bilendir, en iyi yasa koyandır. (Fetih/4)


Ve gevşemeyin, üzülmeyin! Ve eğer inananlar iseniz, en üstün olan sizsiniz. (Al-i Imran/139)


Şüphesiz Biz elçilerimize ve iman etmiş kişilere şu basit yaşamda ve şahitlerin kalktığı [şahitlik edecekleri] günde [kıyamette] kesinlikle yardım ederiz. (Mümin/51)

Ayette konu edilen galibiyet, sadece savaş alanlarında alınacak galibiyetler olarak değil, mümin toplumların siyasal, sosyal ve ahlaki alanlardaki üstünlükleri olarak da anlaşılmalıdır. Tarihe bakıldığında, Nuh peygamberden bu yana, İslam karşıtı düşünce ve inanışlar geçici bir süre rağbet görmüş olsalar da, kısa bir zaman sonra silinip gitmişlerdir. Peygamberlerin getirdiği değerler dizgesi ise aradan binlerce yıl geçmesine rağmen bugün de varlığını ve zindeliğini korumaktadır. Ayrıca sosyolojik veriler açıkça göstermektedir ki, bu ilahî hakikatler insanlığın gündeminden düşmeyecek, peygamber mesajları insanlık için kıyamete kadar cazibe merkezi olmaya devam edecektir.

174, 175 - Artık sen, bir süreye kadar onlardan yüz çevir. Ve onları gözetle. Onlar da yakında göreceklerdir.
176 - Ya şimdi onlar, Bizim azabımızı çabuk gelsin mi istiyorlar?
177 - Fakat o [azabımız], onların sahasına indiği zaman da uyarılanların sabahı ne kötüdür!
178, 179 – Yine sen, bir zamana kadar onlardan yüz çevir ve onları gözetle! Onlar da yakında göreceklerdir.

Bu ayet gurubunda peygamberimizden tutarsız, anlayışsız, üstelik karşı mücadele veren müşriklere karşı biraz mesafeli davranması ve onları gözetlemesi istenmiş, ardından da alaycı müşrik kitlesi uyarılmıştır.

179. ayetteki “Onlar da yakında göreceklerdir” ifadesi, daha önce geçen 175. ayetteki gibi müşriklere doğrudan bir tehdit içermektedir. Bu tehdit, hem dünyada tadacakları yenilgileri, hem de kendilerini ahirette bekleyen perişanlıkları kapsamaktadır. Gerçekten de bu ayetlerin nüzulünden 15 yıl bile geçmeden Mekke’deki malum Kureyşli müşrikler, Rasûlullah’ın Mekke`ye muzaffer olarak girdiğini ve yine bir kaç yıl sonra Allah’ın mesajlarının sadece Arapları değil, koskoca İmparatorlukları, Kayser ve Kisraları dahi etkilediğini, âlemlere yayıldığını görmüşlerdir.
Ancak Rabbimiz, rahmeti gereği “Ya şimdi onlar, Bizim azabımızı çabuk gelsin mi istiyorlar? Fakat o [azabımız], onların sahasına indiği zaman da uyarılanların sabahı ne kötüdür!” diyerek yine de onları uyarmaktadır. Bilindiği üzere, inkarcılar azabın inmesi hususunda alaycı alaycı konuşarak onun hemen gelmesini istiyorlardı.

180 – İzzetin [güç, kuvvet, yenilmezlik, şan ve şerefin] Rabbi olan senin Rabbin, onların nitelediği şeylerden münezzehtir.
181- Ve selam gönderilenleredir [elçileredir]!
182- Hamd de âlemlerin Rabbi Allah’adır.

Surenin bu son ayetlerinde, Yüce Allah öncelikle kendisini müşriklerin şirk koşmalarından; ortak, oğul, kız edindiği gibi iftiralarından tenzih etmektedir. Allah’ın münezzeh olduğu, elçilerin esenlik ve güvenlikte olduğu ve olacağı bildirildikten sonra, hamdin de Allah’a mahsus olduğu bildirilmektedir. Böylece doğru inanç ortaya konup bir anlamda herkes kendi tercihinde özgür bırakılmaktadır.
180. ayetteki “izzetin Rabbi” ifadesi, izzetin [üstünlüğün, galibiyetin] plan ve programının Allah’a ait olduğunu göstermektedir. Böylece hiç kimsenin kendi kendine güce, şan ve şerefe nail olamayacağı vurgulanmaktadır.
Allah, doğrusunu en iyi bilendir.




العصمة للّه وحده - el-Ismetü lillâhi vahdeh

[Kusursuzluk sadece Allah’a mahsustur]…
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla