Tekil Mesaj gösterimi
Alt 15. February 2013, 02:23 PM   #7
sevginur
Uzman Üye
 
sevginur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 300
Tesekkür: 477
198 Mesajina 386 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22
sevginur has much to be proud ofsevginur has much to be proud ofsevginur has much to be proud ofsevginur has much to be proud ofsevginur has much to be proud ofsevginur has much to be proud ofsevginur has much to be proud ofsevginur has much to be proud of
Standart

Enbiya Süresi 30/31/32/33 : Ve şu kâfir olan kimseler, gökler ve yer bitişik bir halde idi de Bizim onları [o ikisini] ayırdığımızı ve hayatı olan her şeyi sudan kıldığımızı görmediler mi? Buna rağmen hâlâ inanmıyorlar mı?

31. Ve Biz, yeryüzünün içinde, onlar sarsılmasın diye sağlam kazıklar kıldık. Ve orada yollarını bulsunlar diye bol bol yollar kıldık.

32. Ve Biz, gökyüzünü korunmuş bir tavan yaptık. Onlar ise, onun [gökyüzünün] Âyetlerinden yüz çevirenlerdirler.

33. Ve O, geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı yaratandır. Hepsi bir yörüngede yüzmektedir.
Bu Âyet grubunda, gözlerini gerçeğe kapatan, gerçekleri görmezlikten gelen müşrikler kınanmakta ve onlara Ve şu kâfir olan kimseler, gökler ve yer bitişik bir halde idi de Bizim onları [o ikisini] ayırdığımızı ve hayatı olan her şeyi sudan kıldığımızı görmediler mi? Buna rağmen hâlâ inanmıyorlar mı ? denilmek suretiyle gözlem ve araştırma yapmaya davet edilmektedirler. Araştırma ve gözlem sonucunda Allah'ın ortaklardan münezzeh olduğu mutlaka anlaşılacaktır. Çünkü araştırma ve gözlemle elde edilen tüm deliller, evrende çok dikkate değer bir tertibin mevcut olduğunu göstermektedir. Eğer birden fazla ilah olsaydı, evrende asla böyle bir düzen ve tertip olmazdı.

Pasajda ayrıca Allah'ın kudretinin evrendeki delillerinden birkaçına da değinilmiştir: Bunlar, gökler ile yer bitişik bir halde iken ayrıldığı, her canlının sudan yaratılması, sarsılmasın diye yeryüzünün içinde sağlam kazıklar kılınması, insanlar yollarını bulsunlar diye orada bol bol yollar kılınması, gökyüzünün korunmuş bir tavan yapılması; gecenin, gündüzün, Güneş'in ve Ay'ın yaratılması, bunların bir yörüngede yüzmeleri gibi delillerdir. Bu delillerle evrendeki düzeni sağlayan ilahî yasalara dikkat çekilmiştir. Bu yasalar üzerine çalışma yapan herkes Allah'ın varlığını, birliğini; ortağının olmadığını, olamayacağını bilir.

Bu yasalardan bazıları hakkında yapılan ilmî açıklamaları daha evvelki Sûrelerin tahlilinde nakletmiştik. Burada ise "Yer ve göğün bir zamanlar bitişik olduğu, her canlının sudan yaratıldığı ve göğün korunmuşluğu" gibi ilk kez önümüze gelen konularla ilgili Âyetleri ve bu konulardaki birer çalışmayı naklediyoruz:

(Enbiyâ: 30) "İnkâr edenler Evren [Gökler] ve yer birbirleriyle bitişik iken onları ayırdığımızı, her canlıyı sudan yarattığımızı görmüyorlar mı? Yine de onlar inanmayacaklar mı?"


Âyetin ifadesinden, bu Âyette belirtilenlerin inkârcılara karşı bir delil niteliğinde olduğunu, bu Âyette belirtilenler sebebiyle inkârcıların inanması gerektiğini anlıyoruz. Ateistlerin en temel iddiası, maddenin sonsuzdan beri var olduğu ve maddenin tüm canlı-cansız varlıkları tesadüfen oluşturduğudur. Oysa Büyük Patlama [Big-Bang] Teorisi, Evren'in ve zamanın bir başlangıcı olduğunu ortaya koyarak ateizmin bu en temel iddiasını yıkmaktadır. Âyette İnkâr edenler görmüyorlar mı? diye sorulması da çok anlamlıdır. Bu şekilde Âyet Evren'in ve yeryüzünün bitişikken ayrıldığının anlaşılabileceğine, bunu anlamanın mümkün olduğuna da işaret etmektedir. Âyetin doğruluğunun anlaşılacağı 1900'lü yıllar, bilimsel keşiflerin arttığı, bazılarının bilim ile dini çatışır halde göstermeye çalıştığı yıllardır. Sanayi toplumunun getirdiği refah ile şımaran insanların bazıları bu yıllarda maddeyi putlaştırmaya ve Allah'ın yerine koymaya kalkmışlardır. Tam böyle bir ortamda bazı insanların tapınmaya kalktığı maddenin yaratılmış olduğunun, yani başlangıcı olduğunun, Big-Bang ile doğrulanması, inkârcılığa inen bir tokattır. Âyetin devamında geçen Yine de onlar inanmayacaklar mı? cümlesi de çok anlamlıdır. Âyetin bu işaretini de tarih doğrulamış, ortaya konan tüm delillere rağmen inkârcılar inkârlarında ısrarcı olmuşlardır. Âyet bilimsel gerçekleri ortaya koyarken inkârcıların her şeye rağmen inanmama eğilimini de ortaya koymaktadır.

Âyette belirtilenler hem Evren'in başlangıcı olduğunu ortaya koyarak, inkârcılığın maddenin sonsuzdan beri bu şekilde var olduğu iddiasını yıkmakta ve inkârcıları inanmaya mecbur etmektedir, hem de Kuran'ın indiği dönemden 1300 yıl sonra anlaşılacak bu gerçek Kur'ân'da geçtiği için, inkârcıları bir kez daha Kur'ân'ın Allah'ın sözü olduğunu kabule zorlamaktadır.

Evren'in genişlediğini ve tüm Evren'in bitişikken birbirinden ayrıldığını Kur'ân dışında ortaya koyan hiç kimse olmamıştır. İşte Eski Yunan, işte Ortaçağ, işte Yeniçağ, işte Platon'lu, Thales'li düşünce yoğunluğu, işte Batlamyus, işte Kopernik, işte Kepler, işte Kant... İnsanlık tarihinin tüm dehalarının hiçbiri genişleyen bir Evren'de olduğumuzu bilemediği gibi, bu Evren'in yaratılışının başında her şeyin birbiriyle bitişik olduğunun da farkına varamamışlardır. Gelişmiş aygıtlar olmadan, bilimsel birikim kullanılmadan bu sonuçlara varmak imkânsız olduğu için tüm bu ünlü felsefeciler, fizikçiler bu sonuçlara varamamışlardır. Evren'in yaratıcısı Evren hakkındaki bu en önemli bilgileri kitabıyla insanlara bildirerek hem bu Evren'sel oluşumlara dikkatleri çekmiş, hem de Kur'ân'ın kendisi tarafından gönderilen bir kitap olduğunu ispat etmiştir. Günü gelince Uzay'da bir nokta olan insana tüm Uzay'ın bir noktadan yaratıldığının delillerinin örtüsünü açan Allah, böylece hem Evren'in bilgisini insanlara sunmuş, hem de kendi kitabının mucizelerini göstermiştir. Âyetin, açık mucizesi kadar İnkâr edenler görmüyorlar mı ? ifadesiyle Âyetin açıklamalarının anlaşılacağına işaret etmesi, Yine de onlar inanmayacaklar mı? i fadesiyle inanmayanların bu delillere rağmen inkârcılıklarına devam edeceklerine işaret etmesi de çok ilginçtir. Nitekim Einstein da Evren hakkında yaptığı keşiflerden çok, bunların anlaşılabilmesine şaştığını söylemiştir. Bundan da Âyetin, insanların bu Âyette ifade edilenleri anlayabileceğine işaretinin önemi anlaşılmaktadır.

Kaynak:Hakkı yılmaz


Not:Sık sık güncellediğim için belki yadırgayabilirsiniz.. bunu kendim için ve benim gibi öğrenme açlığı içinde olan kardeşlerimiz için yapıyorum. Bilgileri tekrar etmek, öğrenmede çok etkilidir. Ancak okuma, birçok meal kitapları mevcut olduğu için aynı konuyu farklı kaynaklardan da okumak yine etkili bir yöntemdir. Ayrıca bir kitapta kıska geçilen bazı bölümler burada daha geniş ele alınmış olabilir. Veya konu farklı bakış açıları ile anlatılmış olabiliyor.Allah kavrayışımızı artırsın...
saygılarımla


sevginur
__________________
De ki: “Ey kâfirler!
Ben sizin taptıklarınıza tapmam/ Ben sizin yaptığınız ibâdeti yapmam.
Siz de benim taptığıma tapıcı değilsiniz/ Siz de benim yaptığım ibâdeti yapmazsınız.
Ve ben asla sizin taptıklarınıza tapacak değilim/ Ben asla sizin yapmış olduğunuz ibâdeti yapıcı değilim. Siz de benim taptığıma tapacak değilsiniz/ Siz de benim yapmakta olduğum ibâdeti yapıcı değilsiniz.
Sizin dininiz sadece sizin için, benim dinim de sadece benim içindir.”
Kâfirûn Sûresi
sevginur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla