Suskun kalındığına göre buradan devam edelim.
Yukarıda demiştik ki insan Bakara-30 ve devamı ayetlerde anlatıldığı gibi Allah'ın bir projesi.
Fakat bu proje bir bütünün bir parçası olduğu anlaşılıyor. Çünkü ona bir vaad var: cennet.
İşte insanın cennete gidebilmesi için belirli bir seviyeye gelmesi, gelişmesi gerekiyor. Çünkü değersiz dünya nimetlerine bağlı ve maddeden oluşmuş vücut iradeyi de kendisine esir ediyor ve insan olması gerektiği seviyeye ulaşamıyor, aç gözlülük ve tamahından başkalarının haklarına tecavüz meydana geliyor.
İşte Allah insanların bu madde bağımlılığından kurtularak iradeye güç verilmesini ve tutarlı, güvenilir insanlar istiyor. Bunun için de insanlara doğuştan bazı melekeler verdiği gibi, peygamberler ve ayetler gönderiyor; madde bağımlılığından kurtulma inisyatifini de insanın kendi iradesine bağlıyor. Bunlara bağlı eylemler de cennete ulaşabilme için yapılan yükselme egzersizleridir.
Buradan da anlaşılıyor ki cennet madde bağımlıları alemi değil, fedakar insanların yurdu orası. Madde bağımlıları orada düzen bozarlar, o nedenle de onlar bozuk düzen cehennemde yaşayacaklardır.
Hırsız ademin torunları kendilerini beden ve irade olarak Allah'ın istediği insan seviyesine yükselip, edindikleri seviyede yeni hayatlarını yaşayacaklar.
Bu nedenle seçim sınav filan yok. Kişinin kendi eylemleri ile gelecek hayatta kendilerini konumlamaları, konumlarını kendi kendilerine tayin etmeleri var.
O nedenle bu dünyada mülk ve insanın tutkuları gelecek tayininde baş rol oynamaktadırlar.
Dinler zamana ve ortama göre değişir görüşüne gelirsek, Allah'ın adet ve sünnetinde dolayısı ile din diye insanlara yaptığı bildiride hiçbir değişiklik bulamazsın. Anlayışlara/kişinin kendi anlayışına göre dinine/yani menfaatlerine, kendi anlayışına göre yön verilir ki bunun için "senin dinin sana benim dinim bana"dır.
Ve "aklını çalıştıran" doğru yolu bulur. Tıpkı Musa Peygamber firavuna gittiğinde büyük vaadler alan vezirlerin bu vaadlere reğmen Allah'a inanıp cennete gitmeleri, Firavunun eşi "Asiye'nin Allah'a inanması gibi
Amazon'da balta girmemiş orman içlerinde yaşayıp kendi komşu kabilelerinden başka insan ve din ile peygamber görmemiş olan yerliler
bunlar cennete girmeyecekler mi?
Maoriler?
Eskimolar?
Kızılderililer?
Cennete veya cehenneme gitmek için illaki insanın din mi görmesi gerekiyor?
Fıtrat ve vicdan bazı yerlerde yeterli olabilir mi Sayın Kuman?
Ne dersin?
Saygılarımla.
Galip Yetkin.
Konu galipyetkin tarafından (21. September 2017 Saat 05:43 PM ) değiştirilmiştir.
|