Tekil Mesaj gösterimi
Alt 7. May 2014, 12:46 PM   #10
Hasan Akçay
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 811
Tesekkür: 0
155 Mesajina 223 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
Hasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud of
Standart

Hakki Yilmaz çevirisi

48.Yanlarinda gözlerini kendilerine dikmis iri gözlüler vardır -Ve indehum kâsırâtut tarfı în.
49.Korunmuş yumurta gibidir onlar -Ke enne hunne beydun meknûn.

Hakki Yilmaz yorumu:

Eslerin “saklanmis yumurta”ya benzetilmesi, Araplarda böyle bir deyim oldugundan dolayidir. Yumurtanin DIS yüzeyi sariya çalan bir beyazliktadir. Dolayisiyla kiri, tozu hemen belli eder. Bu nedenle yumurta örtülüp saklandiginda, tozdan topraktan ve dumandan korunmus olur. Araplar çok güzel kadınlara “saklı, örtülü yumurta gibi” diye iltifat ederler.

____________


"Yumurtanin DIS yüzeyi sariya çalan bir beyazliktadir" denmesi ilginç. Çünkü dogrulugu kusku götürür.

Aslinda yumurtalarin DIS yüzü
ya kar beyazdir
ya da açik kahverengi.

DIS yüzleri
açik kahverengi olan yumurtalar
kolay kolay kirlenmez.

Öyle görünüyor ki

Allah'in sözlerinin içinde bulunmayan
yumurta...
peydahlanip ayete boca edilmis,

sonra da çalinan minareye KILIF uydurur gibi
yumurtanin rengi hakkinda, temizliginin korunmasi hakkinda
yalan yanlis malumat üretilmis.

*

Evet, ASIL ilginç olan
49'daki "beydun"a
yumurta denmesi.

Oysa
beydûn
"beyaz" anlamindaki "beydâ"nin çoguludur.

Ayetimizin hemen yukarisinda geçiyor beydâ,
ki sayin Hakki Yilmaz onu
bembeyaz diye tercüme etmis.

45-46.Pinarlardan doldurulmus, içenlere lezzet veren bembeyaz kadehlerle onlarin etrafinda dolasilir, beydâe lezzetin lis sâribîn.

Gerçi kadehlerin beyazligindan söz edilmiyor ayette,
bembeyaz, beydâ olan,
içenlere lezzet veren her ne ise odur.

Beyazlik mecazen temizliktir;
örnegin pinarlarin temizligi.

Ama bunu sorun etmeyelim simdi.

Saffât 48'de iri gözlüler yok,
gözlerini eslerine dikenler yok.

ASIL sorun onlari var göstermek.

Iri gözlüler diye çarpitilan în, su gözü anlamindaki "ayn"in* çoguludur;
gözlerini eslerine dikenler (kâsirâtut tarf) ise aslinda mesafeleri giderilmis olan uçlar.

KÂSIRÂTUT TARFI ÎN
burada
cennet halkina dogru akip gelen "pinarlarin
mesafeleri giderilmis uçlari"dir.

KÂSIRÂT, bir seysiz yapmak anlamindaki KASARA fiilinin bir türevi. 4:101'de ayni kökten gelen en TAKSURÛ var: salâtin bir kismini yerine getirmemek, onsuz yapmak, salâttan eksiltmek:

Kafirlerin size saldirmak üzere olduguna dair endise tasiyorsaniz salâttan eksiltmeniz caizdir, en taksurû min es-salâh.

Saffât 48-49'un çevirisi
söyle olabilir:

48.Yanibaslarinda pinarlarin mesafeleri giderilmis uçlari, ve indehum kâsırâtut tarfı în
49.ki korunmus gibi tertemizdirler, ke enne hunne beydun meknûn

Pinar sulari yer altinda korunur;
o yüzden
yer yüzüne çiktiklari anda tertemizdirler, beydun.

Örnegin zemzem öyledir.

_________________________________

*Karsilastirin.

37:48.Cennet halkinin yanibaslarinda "عين"in mesafeleri giderilmis uçlari.
88:05.Cehennem halkina .... alev gibi "عين"dan içirilir.

Konu Hasan Akçay tarafından (8. May 2014 Saat 08:54 AM ) değiştirilmiştir.
Hasan Akçay isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla