Tekil Mesaj gösterimi
Alt 10. November 2012, 04:22 AM   #8
sevginur
Uzman Üye
 
sevginur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 300
Tesekkür: 477
198 Mesajina 386 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22
sevginur has much to be proud ofsevginur has much to be proud ofsevginur has much to be proud ofsevginur has much to be proud ofsevginur has much to be proud ofsevginur has much to be proud ofsevginur has much to be proud ofsevginur has much to be proud of
Standart

3. HER İNSAN ALLAH’I BİLİR




(“ELESTU Bİ RABBİKUM” OLAYI)

Allah Teâlâ kâfirlerle ilgili şöyle buyurur:

“Onlar Allah’a verdikleri sözün kesinleşmesinden sonra cayarlar. Allah’ın birleştirilmesini emrettiği şeyi keserler. Ortalığı karıştırırlar. Onlar büsbütün zarardadırlar.”(Bakara 2/27)

Her insan, Allah’ın varlığını ve birliğini, gözüyle görmüş ve eliyle dokunmuş gibi kavrar ve bu hususta Allah’a kesin söz verir. Allah Teâlâ şöyle buyurur:

“Rabbin, Ademoğullarından, onların bellerinden nesillerini aldığında onları kendilerine karşı şöyle şahit tuttu: “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” Onlar da: “Evet Rabbimizsin. Biz buna şahidiz.” dediler. Artık Kıyâmet günü; “biz bunun farkında değildik” diyemezsiniz.

Şunu da diyemezsiniz: “Önceden ortak koşanlar babalarımızdı. Biz ise onlardan sonra gelen bir nesil idik. O batıla sapanların işlediklerinden ötürü bizi yok mu edeceksin?”
İşte o belgeleri böyle açık açık anlatırız. Belki dönerler.
(A’raf 7/172-174)



Halk arasında “bezm-i elest’te alınan misak veya “elestu birabbikum denen bu olay, insanın, açık ve net olarak, Allah’ın varlığını ve birliğini kabul etmesi olayıdır. Âyet bu işlemin, Adem oğullarının “bellerinden nesillerinin alınması” sırasında kesinleştiğini bildirmektedir.



Neslin belden alınması, nesli devam ettirecek tohumun alınmasıdır. Kişi onunla erginlik çağına girer ve çocuğu olacak yaşa gelir. İnsan, henüz çocuk yaşta iken Allah’ı aramaya başlar. Bu konuda çevresini soru yağmuruna tutar. Sonunda Allah’ın var ve bir olduğunu tam olarak kavrar. Karşısına çıkan delillerle sanki Allah ona, “Ben senin rabbin değil miyim?” diye sorar. O da tam bir kararlılıkla “evet, Rabbimsin, ben buna tanıklık ediyorum” der. Benzeri durumlar, çevresinde Allah’ın ayetlerini gözlemledikçe tekrarlanır durur. Bu sebeple her insan, Allah’ın var ve bir olduğunu, her şeyi onun yarattığını kabul eder.



Müşrik, ortak koşan demektir. Ortaklık için en az iki şey gerekir. Bunlardan birincisi daima Allah’tır. Allah’ın var ve bir olduğunu bilen insan, Allah’a ortak saydığı varlık için haklı bir gerekçe bulamayacağı için ahirette şu sözü söyleyemeyecektir:

“Önceden ortak koşanlar babalarımızdı. Biz ise onlardan sonra gelen bir nesil idik. Şimdi o batıla sapanların işlediklerinden ötürü bizi yok mu edeceksin.”(A’raf 7/174)


Erginlik çağı önemlidir. Sorumluluk bu çağda başlar. Babalar veya çevredekiler aksini söylese de erginlik çağına giren insan, Allah’ın varlığına ve birliğine, onun kendinin ve tüm varlıkların sahibi ve efendisi olduğuna kesinkes tanık olur. Kimi bunu açığa vurur. Kimi de önemli olaylar karşısında ortaya çıkarır. Bir çok insan bu kadar bir inancın kendine yeteceğini sanır. Bu bir şeytan aldatmasıdır. Allah Teâlâ şöyle buyurur:


“O aldatıcı şeytan, sakın sizi Allah ile aldatmasın.”(Lokman 31/33)


Kendilerine tanrıtanımaz diyen ateistler Allah’ı işlerine karıştırmak istemeyenlerdir. Onlar kendilerini tanrılaştırır ve kendilerinin efendisi olmaya çalışırlar. Diğer müşrikler ise Allah ile beraber başka efendiler bulur, onları Allah’a benzer konuma getirir ve Allah’a verdikleri kesin sözden cayarlar. Ama hepsi de bilir ki, Allah’ın bir benzeri olamaz.


Şirke düşenler; “...Allah’a verdikleri sözün kesinleşme-sinden sonra caymış, Allah’ın birleştirilmesini emrettiği şeyi kesmiş olurlar.” Çünkü Allah’a karşı aracı koymak doğrudan ilişkiyi kesmektir.
__________________
De ki: “Ey kâfirler!
Ben sizin taptıklarınıza tapmam/ Ben sizin yaptığınız ibâdeti yapmam.
Siz de benim taptığıma tapıcı değilsiniz/ Siz de benim yaptığım ibâdeti yapmazsınız.
Ve ben asla sizin taptıklarınıza tapacak değilim/ Ben asla sizin yapmış olduğunuz ibâdeti yapıcı değilim. Siz de benim taptığıma tapacak değilsiniz/ Siz de benim yapmakta olduğum ibâdeti yapıcı değilsiniz.
Sizin dininiz sadece sizin için, benim dinim de sadece benim içindir.”
Kâfirûn Sûresi
sevginur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
sevginur Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 3 Kisi:
Bilgi (14. November 2012), hiiic (10. November 2012), merdem (14. November 2012)