Yeni arabanin getirdikleri
Hosuma giden bu anlamli satirlari siz kardeslerimle paylasmak istedim. Bir siteden alintidir.
Çürük bir arabam vardı. Gaz pedalının yanındaki sac delikti. Oradan rüzgar girerdi. İki çorap giyerdim. ‘Ya Rab, ayağımı üşütmeyecek bir araba’ diye dua ederdim. Yeni doğmuş oğlumuz arka koltukta ise, fren yaparken elim arkaya giderdi. Çünkü arkada da koca bir delik vardı.
O zamanlar alarm pek yoktu. Bir gürültüde arabası olanlar uyanır, teyakkuza geçer, pencereden tarassut ederlerdi.
Benim kılım bile kıpırdamazdı. Kapısı kilitli değilmiş, penceresi açıkmış, teybi çalarlarmış, umurum değildi. Deliksiz uyur, tevekkül halinde olduğumu düşünürdüm.
Ta ki, bir gün o arabayı gıcır bir arabayla değiştirene kadar…
O günden sonra en ufak gürültüde uyanıp, tıpkı komşular gibi tarassuta geçtim.
Anladım ki, maharet benim içimdeki cenin tevekkülde değil, arabaya verdiğim değerdeymiş. Mal canın yongasıymış. İmtihan zormuş. Tevekkülüm tevekkül değilmiş.
Allah’tan düşmanıma yokluk değil mal vermesi için dua edeceğim kadar anlamlıymış.
|