Konumuz
4:25'teki
muhsanât:
Ve men lem yestetı’ minkum tavlen en yenkıhal muhsanâtil mu’minâti fe min mâ meleket eymânukum min feteyâtikumul mu’minât...
Alıntı:
Taner Nickli Üyeden Alıntı
Ve sizden her kim hür mü’min kadınları nikâh edecek bir zenginliğe gücü yetmiyorsa, ona da, yeminlerinizin mâlik olduğu, mü’min genç kızlarınızdan nikâhlamak var....
|
Konumuz
muhsanâtil mu'minât ifadesindeki muhsanât kelimesidir,
ki Hz Meryem örneğinde görüldüğü üzere iffeti "korunan kadınlar" anlamındadır
ve
hür olmakla ilgisi yoktur.
Nisâ 25 ise çağlar ve bölgeler ötesidir
cahiliye Arabistan'ındaki hür kadın - hür olmayan kadın anlayışına indirgenemez.
Ve islamda hür olmayan kadın yoktur.
Muhsanât
kadınların
evlenme konusunda sizden BAĞIMSIZ olanlarıdır ki iffetlerini korurlar
tıpkı yeminlerinizin size BAĞLI kıldığı feteyâtikum-genç kızlarınız gibi, ki iffetlerini korurlar.
Yeminlerinizin malik olduğu genç kızlarınız iffetlerini korumazlar demek onlara hakarettir.
Evlenirken size BAĞLI olan
18'den küçük öz kızlarınız nasıl hür olmayan değilse, cariye değilse
yeminlerinizin malik olduğu genç kızlarınız da hür
olmayan değildir.
Yanlış olan şey
sayın Hakkı Yılmaz'in çevirilerinde
4:24'teki "muhsanât"a evli,
4:25'teki "muhsanât"a hür denmesidir.
Konumuz bu.
.