Tekil Mesaj gösterimi
Alt 9. October 2008, 08:35 AM   #3
EVVAB_İNSAN
Uzman Üye
 
EVVAB_İNSAN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 220
Tesekkür: 35
42 Mesajina 53 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
EVVAB_İNSAN is on a distinguished road
Standart

YARATILIŞIMIZA KODLANANLAR

O halde sen yüzünü Allah’ı birleyen olarak dine, Allah’ın yaratılıştan verdiğine çevir ki, insanları onun üzerinde yaratmıştır. Allah’ın yaratışında değişiklik olmaz. Doğru ve eskimez din işte budur. Fakat insanların çoğunluğu bilmemektedir. 30 Rum Suresi 30

Yaratılışımızdan bizde kodlu olan (apriori) bilgiler hem Allah’ın dininin söylediklerine uygundur, hem de bu yaratılış Allah’ın mükemmel yaratışının delilidir. Ayette “yaratılıştan verilen” diye çevirdiğimiz kelime ilk yaratmayı ifade eden “fatara” fiilinin mastar halidir ve ilk yaratılış tarzını, yaratılışımızın başlangıcında verilen özellikleri ifade etmektedir. Bu bölümün başında benliklerimizde deliller olduğunu söyleyen ayeti “yaratılışa uygunluk” olarak düşünürsek daha da rahat anlaşılır. Descartes’ın savunduğu şekilde “doğuştan fikirler, yaratılıştan gelen fikirler” şeklinde açıklama birçok kişiye anlaşılması zor gelmektedir. Descartes’ın savunduğu tarzda bu fikri anlamak için insanın zihin yapısı üzerine çok dikkatli bir konsantrasyon gerekmektedir. “Doğuştan fikirler” şeklinde açıklama da muhakkak yaratılışa uygunluğu ifade eder, fakat yaratılışa uygunluğun “yaratılışımız ve dinin söylediklerinin uyumu” çerçevesinde ele alınması da mümkündür ve bu geniş kitlelerce daha rahat anlaşılabilir.

Birçoğumuz “Nereden geldim”, “Niye varım”, “Nereye gidiyorum” sorularına cevap aramaktadır. Dikkatli düşünürsek tüm bu soruları sorma nedenimiz bu soruları soracak şekilde yaratılmamızdır. Birçok insan bu sorulardan kaçtığı, düşünmemeye uğraştığı ve kendi yaratılış özelliklerini bastırdığı için yaratılış gereği olan bu soruları sormaz. Kısacası bizi Yaratanın bize bu soruları sordurtması bizi “dine inanacak şekilde yaratması”, bu ise “bir din gönderecek olması” demektir. çünkü bu soruların din dışında cevabını veren hiçbir sistem yoktur. Yani bir dinin olması gerektiğinin delili, bizim yaratılıştan bir dine inanacak şekilde yaratılmamızda gizlidir.

Bizi susatan Allah, karşılığında su bulma imkanını da, suyu da yaratmıştır. Bizi acıktıran Allah, karşılığında sayısız yiyeceği yaratmıştır. Dikkat edilirse acıkma, susama hissi; dış dünyada suyun, yemeklerin olmasından farklıdır. Canımız su yerine, yani hidrojen ve oksijen atomlarından oluşan bu molekül yerine, Dünya’da hiç olmayan, bize yararsız veya vücudumuzla alakasız bir molekülü de arzulayabilirdi. Fakat, hayır! Vücudumuz kendisi için en gerekli olanı ve var olanı yaratılıştan isteyecek şekilde yaratılmıştır.Sonsuza dek var olmak, hiç yok olmamak; bizim sudan, yemekten daha büyük ihtiyacımızdır. Hayatın devamı her türlü istekten, arzudan üstündür. Yani Allah, bizi ahirete baştan muhtaç yaratmıştır. Eğer Allah vermek istemeseydi, istemeyi vermezdi. Yaratılıştan bize verilen bu istek ise ahiretin bir delilidir.

Görüldüğü gibi bizim yaratılışımızda hem Allah’ın, hem dinin, hem ahiretin delilleri mevcuttur. Rum suresinin 30. ayetinin sonlarındaki ifadeye dikkat edelim. “Bu doğru ve eskimez dindir.” çünkü bu ilk insanın yaratılışından beri var olan, insanın yaratılışında taşıdığı delillerdir. Bu delilleri okumayı beceren Allah’a inanır, dine inanır, ahirete inanır. Fakat ayetin en son cümlesi de çok anlamlıdır. “Fakat insanların çoğunluğu bilmemektedir.” Gerçekten de birçok insan, yaratılıştan kendisinde olan bu delilleri değerlendirememekte ve kendi kendilerini inkâr etmektedirler.

Bize susama hissini veren Allah, suyu da yaratmıştır. Acıkma hissini veren Allah, yiyecekleri de yaratmıştır. Eğer Allah, Ahiret’i yaratmayacak olsaydı, bizi Ahiret’e muhtaç yaratmazdı. Vermek istemeseydi, istemek vermezdi.


Kaynak: www.mucizeler.com
__________________
Gerçekler Bizi Özgür Kılar...

Konu EVVAB_İNSAN tarafından (11. October 2008 Saat 02:59 PM ) değiştirilmiştir.
EVVAB_İNSAN isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla