Tekil Mesaj gösterimi
Alt 23. August 2012, 02:50 PM   #2
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart

Salih Aleyhisselam Ve Semud Kavmi


SELAMUN ALEYKÜM,

Ad kavminden sonra tarih sahnesine çıkan Semud kavmi de, bu ismi ataları ve beyleri olan Semud'dan alıyorlardı. Ad kavmine mensup kimselere Adiler denildiği gibi Semud kavmine mensup kişilere de Semudiler denilmektedir. Şam ile Hicaz arasındaki Hicr bölgesine yerleşen ve burada gelişen Semud kavmi, Kur'an-ı Kerim'de Ashabu'i Hicr ismiyle de anılmıştır.

Kendilerini yeryüzünün halifeleri kılan Allah'ın verdiği güç ve İmkan ile bulundukları yeri imar eden, pınar kenarlarındaki bahçelerin içinde köşkler kuran, dağlardaki ve vadiLerdeki kayaları ustaca oyup-biçerek evler meydana getiren Semud kavmi de, bir müddet sonra ahireti unutmuş ve uydurdukları sahte tanrılarla Allah'a eş koşmaya başlamışlardı.

Tüm insanları ve insanlığı kapkara bir gölge gibi takip eden şeytan , boş vaadler ve vesveseler ile Semud kavmini de yoldan çıkarmıştı.


Kendilerinden önceki Ad kavmi gibi azgınlaşan Semud kavmi, şehirlerde fesadı yaygınlaştırmışlar, zulmü arttırmışlardı. Dünyadaki her şeye sahip olmak isteyen insanoğlu, kendi hemcinslerine de bu hırsla yaklaşmış ve zayıf gördükleri her insanı kendilerinin bir malı gibi kabul ederek onları ezmekten, onları sömürmekten çekinmemişlerdir.

Allah'a ve insanlara karşı kibirlenerek büyüklük taslayan müstekbirler ile zayıf düşürülen mustazaflar arasındaki bu zulüm İlişkisi, ne yazık ki tarihin her döneminde karşımıza çıkmaktadır.

“Ey kavmim, sadece Allah'a kulluk edin, sizin O'ndan başka ilahınız yoktur. Allah'ın sizi topraktan yarattığını, Ad kavminden sonra sizi yeryüzünde halifeler kıldığını ve çeşitli nimetler içinde size bir ömür verdiğini hatırlayın. Peki sizler Allah'ın bütün bu nimetlerine nankörlük etmenize ve kendi uydurduğunuz putlara taparak yegane İlah olan Allah'a eş koşmanıza rağmen; pınar kenarındaki hurma bahçelerinde, düzlüklerde yaptığınız köşklerde ve dağlarda ustaca yonttuğunuz evlerde güvende olacağınızı ve başıboş bırakılacağınızı mı sanıyorsunuz?

Gerçek şu ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim. Artık Allah'tan korkup-sakının ve bana itaat edin. Allah'ın nimetlerini hatırlayın da, yeryüzünde bozguncular olarak karışıklık çıkarmayın. Ölçüsüzce davranan ve yeryüzünde fesat çıkaranların emrine itaat etmeyin. Allah'tan bağışlanma dileyin, sonra O'na tevbe edin. Şüphesiz benim Rabbim her insana yakın olandır, duaları duyan ve kabul edendir.”


“Ne kadar açık ve güzel bir davet!. Gerçekten çok açık ve çok güzel bir davet.”

Nitekim insanı insan yeRine koyan, insanın insana ve putlara kulluğunu reddeden bu açık davet, toplumda zayıf düşürülmüş insanlar, yani mustazaflar arasında kabul görmeye başlamıştı.

Ancak Semud kavminin ileri gelenleri, kibirlenerek büyüklenen müstekbirleri için hiç de hoş bir davet değildi bul. Çünkü bu daveti kabullendikleri zaman aşağılık olarak gördükleri yoksul ve zayıf insanlarla aynı seviyeye gelecekler, sahte İlahların kendilerine verdiği itibar ve büyüklüğü yitireceklerdi.

Salih Aleyhisselam'ı bu davasından vazgeçirebilmek ve kendi saflarına çekebilmek için, öncelikle yumuşak bir üslup kullandılar. Salih Aleyhisselam'a samimi bir dost gibi yaklaşarak “Ey Salih, sen bizim içimizde güvendiğimiz ve takdir ettiğimiz birisiydin. Biz senden çok güzel ve çok iyi şeyler umuyorduk. Şimdi sen bizleri atalarımızın taptığı şeylere tapmaktan engelleyecek misin? Doğrusu biz, senin bu davetini ciddi bir şüpheyle karşılıyoruz” dediler.

Bu sözleri dikkatle dinleyen Salih Aleyhisselam “Allah hakkında mı şüphe etmektesiniz? Gökleri ve yeri yaratan Allah, günahlarınızı bağışlamak için sizi sadece kendisine kulluğa davet etmekte ve bu daveti kabul etmezseniz, Nuh ve Ad kavimleri gibi sizleri de helak edeceğini bildirmektedir” cevabını verdi.


“Yine aynı davet ve yine aynı tehdit”.


Rabbimiz bütün peygamberlerini aynı İlahi davet ve aynı İlahi tehdit ile göndermiştir. Kavimlerini Allah'a kulluğa davet eden bütün peygamberler, kavimlerini kendileriyle değil Allah ile karşı karşıya getirerek, Allah'ın helak emriyle tehdit etmişlerdir. Çünkü bu kıyamete kadar sürecek olan Allah'ın bir sünneti, Allah'ın bir kanunudur.

Toplumların akıbetiyle ilgili bu kanunlar Sünnetullah olup, Kur'an-ı Kerim'de Sünnetullah'ın kıyamete kadar kesinlikle değişmeyeceği ve hiçbir güç tarafından kesinlikle değiştirilemeyeceği çok açık bir şekilde beyan edilmektedir.”


“Semud kavmi, kendilerinden önce aynı Sünnetullah ile tehdit edilen Nuh ve Ad kavminin helak edildiklerini bilmiyorlar mıydı?”

“Etbetteki biliyorlardı. Ancak aradan zaman geçtikçe şeytanın vesveseleri ile kendilerinin; helak edilen insanlar gibi sapık olmadıklarını sanıyorlar veya bu helakların İlahi değil doğal afet gibi başka nedenlerden kaynaklandığı zannına kapılıyorlardı!.

Nitekim kendilerinden önceki Ad kavminin büyük bir kasırga ve sarsıntı ile helak edilmelerini Allah'dan değil, tabiattan bildikleri için, bütün önlemlerini tabiata karşı almışlardı. Dağlardaki ve vadilerdeki kayaları ustaca oyup, biçerek evler meydana getirmişler ve kayaların içindeki bu sapasağlam evlerde kendilerinin güvende olacaklarını zannetmişlerdi!.”

Kendilerinden önce İlahi daveti reddeden Ad kavminin helak edilmesini Allah'tan değil, birer ilah yerine koydukları tabiattan kaynaklandığına inandıkları için; bu inanışlarına göre gerekli önlemleri almışlar ve deprem sarsıntılarında en güvenilir, en sağlam yerler olarak gördükleri dağlarda kendilerine güvenli evler yontmuşlardı.

Çok büyük kayaların içini yontarak yaptıkları kaya gibi sağlam bu evlerde, artık ne depremden ne de sarsıntılardan korkmalarına gerek vardı!...

HALBUKİ, KORKMALARI GEREKİRDİ... HEM DE ÇOK KORKMALARI!

yazı devam edecek, siz de katkıda bulunabilirsiniz...

saygılarımla
aorskaya
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla