hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > AHLAK > Ahlakı kavramlar > Antlaşma

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 7. December 2009, 12:21 AM   #1
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.023
Tesekkür: 3.573
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart Ahit

Selamun Aleykum! değerli Kardeşlerim!

Ahitlerle ilgili yapılan bir çalışmayı sizlerle paylaşmak istiyorum.

“ عهدAhit”, bir işi belgelemek ve onu iyice sağlama almak için önceden yapılmış olan anlaşmadır. (Lisanü’l-Arab, c.6, s. 494- 496) Ahitlerin yerine getirilmesini emreden ayetin kapsamına alış-veriş, ortaklık, yemin, nezir [adama], sulh [barış] ve nikâh gibi bütün ahitler girer. Ahitlerin yerine getirilmesi bir zorunluluk olup Rabbimizin bu emri başka ayetlerde de geçmektedir:

Ey iman etmiş olan kişiler! Sözleşmeleri yerine getirin! (Maide/1)

Yüzlerinizi doğu ve batı yönüne çevirmeniz Birr değildir. Ama Birr, Allah’a, Ahiret Günü’ne/ Son Gün’e, meleklere, Kitap’a, peygamberlere inanmak; malını akrabalara, yetimlere, miskinlere, yolcuya ve dilenenlere ve boyunduruktakilere [kölelere], Allah sevgisi için vermek ve namazı ikame etmek, zekatı vermektir. Ve sözleştiklerinde, sözlerini tastamam yerine getirenler, sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabredenler, işte onlar sadık olanlardır. Ve işte onlar takvalı olanların ta kendileridir. (Bakara/177)

Ve onlar [kurtulan müminler], emanetlerine ve ahitlerine riayet eden kişilerdir. (Müminun/8)

O, ribayı yiyen kişiler, şeytanın bir dokunuşuyla çarptığı kişinin kalkışından başka türlü kalkamazlar. Bu, şüphesiz onların, “Alış-veriş, riba gibidir” demeleriyledir. Oysaki Allah, alış-verişi helâl, ribayı haram kılmıştır. Kendisine Rabbinden bir öğüt gelip de yaptığından vazgeçenin geçmişi kendisine, işi Allah’adır. Ve kim ki yeniden dönerse, işte o dönenler ateşin dostlarıdır. Onlar orada sürekli kalacaklardır. (Bakara/275)

Ve sözleşme yaptığınızda Allah’ın ahdini yerine getirin ve Allah’ı kendinize kefil tutarak onları sağlama aldıktan sonra yeminleri bozmayın. Şüphesiz ki Allah işlediklerinizi bilir. (Nahl/91)

“Yarattığı şeylerin şerrinden ve çöktüğü zaman karanlığın şerrinden ve düğümlere tükürüp üfleyenlerin [sözleşmelerini bozanların] şerrinden ve kıskandığı zaman kıskananın şerrinden Felakın Rabbi`ne sığınırım” de! (Felak/1-5)

35 - Ölçtüğünüz zaman tam ölçün ve dosdoğru terazi ile tartın. Bu hem daha hayırlıdır ve tevil [sonuç, uygulama] olarak daha güzeldir.

Adalet ilkesinin ön plânda tutulduğu bu ayette, verilen emir yine çoğul olduğu için tüm kişi ve kurumları bağlamaktadır. Yani bu emir sadece çarşı-pazar esnafına değil, bu emrin hem uygulanmasını hem de denetimini sağlamakla yükümlü olan kamu otoritesine de verilmiştir. Dolayısıyla bu emir, toplumsal hayatın başta ticarî ve malî olmak üzere pek çok yönünü kapsamına almaktadır.
Eksik tartmak ve noksan ölçmek, yapılan hırsızlığın “gram” ve “santim” cinsinden olması sebebiyle aslında çok büyük bir yolsuzluk değildir. Ancak Rabbimizin bu fiillere karşılık olan tehdidi, aynı konudaki diğer ayetlerde de görüleceği gibi, bir hayli sert ve şiddetlidir. Bunun sebebi, bize göre, toplum düzeninde oluşabilecek büyük vurgunların, hortumların, suiistimal ve haksız kazanç kapılarının daha ilk baştan kapatılması, önlenmesi amacına yöneliktir. Nice gangsterin ilk suçunun yumurta çalmak olduğu dikkate alınırsa, bugün pazaryerinde gramla hile yapan kişinin yarın tüccar olduğunda malı batman batman götürmesi uzak bir ihtimal olmayacaktır. Bu ekonomik ahlaksızlığa geçit vermemek için yılanın başının küçükken ezilmesi istenmektedir. Buna göre insanların da adaletli bir düzen için bu ilkeyi toplumsal hayatın her alanında titizlikle uygulaması, Rabbimizin bu husustaki vaadinin ve tehdidinin büyüklüğüne bakarak yanlış yollara sapmaktan kaçınması gerekmektedir.

Yazıklar olsun! İnsanlardan kendilerine bir şey aldıkları zaman tam ölçen, kendileri başkalarına bir şey ölçtükleri veya tarttıkları zaman eksik ölçen muttaffifin kişilere! (Muttaffifin/1-3)

Ve semayı; onu yükseltti ve terazide/ ölçüde taşkınlık etmeyin diye teraziyi/ ölçüyü koydu. Tartıyı adaletle yapın, teraziyi yanlış tutmayın. (Rahman/7-9)

Medyen’e de kardeşleri Şu’ayb’i… [gönderdik]. O [Şuayb]; “Ey kavmim! Allah’a kulluk edin. Sizin için O’ndan başka ilâh yoktur. Ölçeği ve teraziyi eksik tutmayın. Şüphesiz ben sizi hayır ile görüyorum. Ve ben kuşatacak bir günün azabından sizin için korkuyorum. Ve ey kavmim! Ölçerken ve tartarken adaleti yerine getirin. İnsanların eşyalarını eksiltmeyin ve yeryüzünde fesatçılar olarak fenalık etmeyin. Eğer mümin iseniz, Allah’ın bıraktığı [helâlinden size ihsan ettiği kâr] sizin için daha hayırlıdır. Ve ben sizin üzerinize bir koruyucu değilim.” dedi. (Hud/84-86)

[Ant olsun ki] Medyen’e de kardeşleri Şuayb’i [elçi gönderdik]. Dedi ki: “Ey kavmim, Allah’a kulluk edin, sizin için O’ndan başka bir ilâh yoktur. Size Rabbinizden açık bir delil geldi: Artık ölçüyü ve tartıyı tam yapın, insanların eşyasını eksik vermeyin, düzeltildikten sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın; eğer inanan kimseler iseniz, bu sizin için daha hayırlıdır! Tehdit ederek, inananları Allah yolundan alıkoyarak ve o yolun eğriliğini arayarak her yolun başında oturmayın. Düşünün ki siz az idiniz de O sizi çoğalttı. Ve bozguncuların sonunun nasıl olduğuna bir bakın! Ve eğer içinizden bir grup benimle gönderilene inanmış, bir grup da inanmamışsa, o takdirde Allah aramızda hükmedinceye kadar sabredin! Ve O, hüküm verenlerin en hayırlısıdır.” (A’raf/85-87)

Hani Şuayb onlara demişti ki: “Siz takvalı davranmayacak mısınız? Şüphesiz ki, ben sizin için güvenilir bir elçiyim. Bu nedenle Allah’a takvalı davranın ve bana itaat edin. Buna karşılık ben sizden herhangi bir ücret istemiyorum. Benim ecrim yalnız âlemlerin Rabbi üzerinedir. Ölçeği tam ölçün ve hak yiyenlerden olmayın. Ve doğru terazi ile tartın. Halkın eşyalarını değerinden düşürmeyin ve yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın. Ve O, sizi ve sizden önceki nesilleri yaratan kişiye [Allah’a] takvalı davranın.” (Şuara/177-184)

Ayetin sonunda Rabbimiz bu ilkenin uygulamasının daha hayırlı, sonuçlarının daha güzel olduğunu bildirmiştir. Gerçekten de, tartı ve ölçüde bu ilkeye özen gösteren kişilerin bu özellikleri daima onlara duyulan güvenin artmasına ve kalplerin onlara yönelmesine yol açmış, dolayısıyla onların bu dünyadaki kazançlarının devamlı ve artan oranlı olmasını sağlamıştır. Bu ilkeye uymanın ahiretteki kazancı ise dünyadakinden daha büyük olacaktır. Bu ilkeye uygun davrananlar hem elem verici bir azaptan kurtulacaklar, hem de büyük bir mükâfat elde edeceklerdir.
Kaynak:İşte Kur'an (Hakkı Yılmaz)

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
ahit, alışveriş, anlaşma, barış, nezir, nikah, ortaklık, yemin


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 03:22 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam