hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > İMAN > Melekler'e İman > Meleklerin Durumu

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 16. October 2012, 01:54 PM   #191
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart

Alıntı:
pramid Nickli Üyeden Alıntı
Evet kafirler son nebiye melek gelmesini istemişler, şimdikiler de melek geldi diye inanmışlardır. Mantık değişmiyor.
Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı
Bu sözüne delil olan ayeti yazabilirmisin?
Alıntı:
pramid Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Cibril nedir?
selamlar,

Yukarıda, "peygambere melek geldiğine inananları" ayetleri doğru anlayıp anlamnadığını bile idrak edemeden, peygambere inanmamak, onu zora sokmak için inat eden kafirlerin isteklerindeki mantıkla aynı olmakla suçlayıp, melek gelmediğini ispata çalışmaktasın.

Bunun üzerine ben,

Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı
Sorulara, başka bir soru ile cevap vererek konuları dağıtmayın.

Ayetleri kendi iddialarınızı doğrulamak için çarpıtmaya çalışıyorsunuz, bunu size gösterince, "hata ettiğinizi söyleyip durumu düzeltmek yerine" aklınızca konuyu dağıtmak için soru soruyorsunuz!

Lütfen, yukarıda iddia ettiğiniz duruma ilişkin kurandan ayeti gösteriniz. Aksi halde, hatanızı kabul ettiğinizi yazın ve rabbimizden af dileyin.

Daha sonra devam ederiz.
demişim.

Bu defa hala yanlışınızı kabul edip düzeltmek yerine inatla sürdürmekte ve buna "dost1" kardeşimizi de ortak etmeye çalışmışsınız.

Halbuki "dost1" kardeşimizin yazısında, senin peygambere melek geldiğine inananları kafirlerle aynı mantıkta gösteren hiç bir ifade yoktur.

Dost1 in yazısını tekrar aşağıya alıntılayalım:

Alıntı:
dost1 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Kâfirler kendilerine peygamber olarak bir melek gönderilmesini istemişler Rabbimiz de onların beklentilerine şöyle cevap vermiştir.

İsra; 95: “De ki: “Yeryüzünde yerleşip dolaşanlar melek olsalardı, biz de elbette, onlara gökten elçi olarak bir melek indirirdik.”

Evet peygamberler bile insanlığa kendileriyle aynı boyuttaki varlıklardan gönderilmiştir. Zira farklı bir boyutun yaratığı ile iletişim söz konusu edilemez.
Dost1 in yazısındaki anlatım; peygambere inatla karşı gelen kafirlere, müşriklere; peygamberimizin, “Yeryüzünde yerleşip dolaşanlar melek olsalardı, rabbimiz de elbette, onlara gökten elçi olarak bir melek indirirdi” demesini isteyen rabbimizin sözüdür.

Sen eğer, "dost1" kardeşimizin; "Evet peygamberler bile insanlığa kendileriyle aynı boyuttaki varlıklardan gönderilmiştir. Zira farklı bir boyutun yaratığı ile iletişim söz konusu edilemez." yazısına dayanarak, ve "dost1" kardeşimde bu yazısında Muhammed'e melek gönderilmediğini anlatmaya çalışmışsa (ki "dost1" böyle bile olsa sadece kendi görüşünü edeplice dillendirmiş iken, sen bu yazıya dayanarak, aksine inananları kafir mantığı ile suçlama gafletine düşmektesin), ikinize birden cevap olarak şunları söyleyebilirim.

Rabbimizin, insanlara melek göndermeyeceğine ilişkin sözü, peygamberi kale almayıp, onun sözlerine inanmamak için mazeret arayan, yalancı kafirlere, müşriklere, peygamber dışında yada yanında melek göndermeyeceğini, eğer melek gönderirse zaten kendilerini helak edeceğini anlatmak içindir. Bu durumu, kurandaki başka ayetlerden delillendirmek mümkündür.

Yoksa; kuranın hiç bir yerinde, peygambere melek gönderilmediğine ilişkin hüküm yoktur. Hala aksini iddia eden varsa, buyursun buna ilişkin delil ayetini yazsın.

Şimdi, peygambere melek indirilmediğine yada indirilmeyeceğine inanmanıza sebep olan ayetleri birlikte değerlendirdiğimizde;

A- İnsanların inanması için peygamber dışında veya peygamberle birlikte melek gönderilmeyecektir. İmasızlar için melek indirilirse; bu ancak onları helak etmek için olur.

6:8 - "O'na bir melek indirilmeli değil miydi?" dediler. Eğer bir melek indirseydik, iş bitirilmiş olurdu, sonra kendilerine hiç göz açtırılmazdı.

B- Eğer, onlara elçi olarak melek gönderilseydi dahi, yine melek görüntüsünde değil, insan şeklinde gönderilirdi. (Çünkü, onlar zaten inanmamak için bahane öne süren kimselerden başkası değillerdir.)

6:9 - Eğer Peygamberi, biz bir melek yapsaydık, yine de onu bir adam şeklinde yapardık ve onları yine düştükleri kuşkuya düşürürdük.

C- İman etmek istemeyenler, ne olursa olsun iman etmeyeceklerdir. Melşekler geldiğinde ise iman etseler dahi artık her şey için çok geç olacaktır.

6:111 - Eğer biz onlara melekleri indirseydik, ölüler de kendileriyle konuşsaydı ve her şeyi toplayıp karşılarına getirseydik, Allah'ın diledikleri hariç, yine de inanacak değillerdi, fakat çokları bunu bilmezler.
6:158 - (İnanmak için) ille meleklerin gelmesini, yahut Rabbinin gelmesini, ya da Rabbinin bazı âyetlerinin gelmesini mi bekliyorlar? Ama Rabbinin (azab) işaretlerinin geldiği gün, daha önce iman etmemiş, yahut imanında bir hayır kazanmamış kimseye, artık inanması bir fayda sağlamaz. De ki: "Bekleyin; biz de beklemekteyiz."

D- İşte imansızların tıpkı, inek kesmemek için mazeret üretenlerde olduğu gibi inanmamak için ileri sürdüğü bahanelere örnek:

15:7 - "Eğer peygamberlik davanda doğru kimselerdensen, bize melekleri getirmeliydin."

Halbuki melekler bakın nasıl ve ne için indiriliyor.


15:8 - Biz o melekleri ancak, hak ile indiririz. Ve indirildikleri vakit de onlara (kâfirlere) hiç mühlet verilmez.

E- RABBİMİZ İNSANDAN VE MELEKLERDEN ELÇİLER SEÇER. İNSAN ELÇİLER İNSANLARA TEBLİĞ VE AÇIKLAMALARDA BULUNURKEN, MELEK ELÇİLER İSE PEYGAMBERLERE TEBLİĞ VE AÇIKLAMALARDA BULUNMAZLARMI? yOKSA MELEK ELÇİLER, KİMLER İÇİN SEÇİLİRLER?

22:75 - Allah hem meleklerden, hem de insanlardan elçiler seçer. Şüphesiz Allah her şeyi işitir, her şeyi görür.

öZETLE; KAFİR, MÜŞRİK ZATEN İMAN ETMEMEYE KARARLIDIR. BAŞKALARINI KANDIRMAK İÇİN, PEYGAMBERİN YANINDA YADA YERİNE MELEK İSTEMELERİ, ASLINDA KENDİLERİNİ KANDIRMAKTAN BAŞKA ŞEY DEĞİLDİR.


25:7 - Şöyle dediler: "Bu ne biçim peygamber ki, yemek yer, sokaklarda gezer? Ona, beraberinde bulunup uyaran bir melek indirilseydi ya!"
25:21 - Bununla beraber, bize kavuşmayı ummayanlar "Bize ya melekler indirilmeliydi, ya da Rabbimizi görmeliydik" dediler. Andolsun ki, doğrusu nefislerinde kendilerini büyük gördüler ve büyük azgınlık ettiler.
25:22 - Melekleri görecekleri gün, işte o gün, günahkarlara hiçbir sevinç haberi yoktur. Ve yasak yasak, diyeceklerdir.
25:25 - O gün gökyüzü beyaz bulutlar halinde yarılacak ve melekler bölük bölük indirileceklerdir.
41:14 - Onlara Allah'tan başkasına kulluk etmeyin diye önlerinden ve arkalarından peygamberler geldiği zaman: "Eğer Rabbimiz dileseydi mutlaka melekler indirirdi. Biz sizin tebliğ için gönderildiğiniz şeylere inanmayız." dediler.

Toparlayacak olursak; "imansızlara melek gönderilmeyeceği ve imansızların isteği üzerine peygambere melek gönderilmeyeceği vardır, ancak peygambere melek elçi gönderilmeyeceği yoktur.

Aksine, insan ve meleklerden elçiler seçilmesi, insan elçilerin diğer insanlara, melek elçilerin ise peygamberlere elçilik için seçilmesini anlatır.

selamlar,
aorskaya

Konu aorskaya tarafından (16. October 2012 Saat 02:04 PM ) değiştirilmiştir.
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 16. October 2012, 08:25 PM   #192
Fers
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2012
Mesajlar: 304
Tesekkür: 0
59 Mesajina 91 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22
Fers has much to be proud ofFers has much to be proud ofFers has much to be proud ofFers has much to be proud ofFers has much to be proud ofFers has much to be proud ofFers has much to be proud ofFers has much to be proud of
Standart

Alıntı:
Aksine, insan ve meleklerden elçiler seçilmesi, insan elçilerin diğer insanlara, melek elçilerin ise peygamberlere elçilik için seçilmesini anlatır.
Alemlerin efendisi resulünle bizzat konuşmuş mudur, öyleyse birileri merak eder "ses tonu nasıldı, erkek mi dişi mi yoksa duyduğu zaman resulün ikisine de benzetemediği bir ton mu, ya da tondan soyut sıradışı! ses dalgaları mı"...
rüyasında mı göründü, öyle olsa ne fark eder uyanık halde sorulacak sorular rüya içinde geçerli, sonuçta irtibat yine resulün kendisi/beyni ile...
beynine bir şekilde düşünce olarak mı kaydedildi, inzal mi, öyle ise resule ne gerek var her bir bireyin beynine işlenmesi daha mantıklı, kesin, adil...
yoksa değil mi...

sebebi nedir bilinmez, resuller gerçekten Alllah emriyle hareket edenler ise tebliğ edilen öğüde göre bir şekilde kendisiyle/rable irtibatlı olmalılar...

bu durumda aracı kullanıldımı, kullanılmadı mı...
cevap, aracı kullanılmasına gerek yok beyne kayıt/inzal ise "rab doğrudan herkesle irtibat kuruyor/beyne inzal olmalıydı, ne diye bir kişi" denebilir demiyen/demek istemeyen demez...

resuller gerçek ile birlikte olanlar ise doğrudan herkesle irtibat ihtimali ortadan kalkar ve araya bir melek girer ve bu melek "resulle rab arasındaki bağlantıyı sağlayan köprü" olur...
ozaman köprünün nasıl birşey/ne olduğunu bulabilmenin yolu sahip olunan ayetlerdeki tanımına selam vermekten geçer...

rabden resul ile gelen ilmde var mıdır böyle bir köprü ve onu tanımlayan deliller, nasıl kuruldu bu irtibat...
Fers isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 16. October 2012, 09:11 PM   #193
ates demir
Guest
 
Mesajlar: n/a
Standart

Ali İmran 81

1. ve iz ehaze allâhu : ve Allah aldığı zaman
2. mîsâkan : misak/söz
3. nebiyyîne : peygamberler
4. lemâ : olduğu zaman
5. âteytu-kum : size verdim
6. min kitâbin : (kitaptan) kitabı
7. ve hikmetin : ve hikmet
8. summe : sonra
9. câe-kum : size geldi
10. resûlun : resûl
11. musaddikun : tasdik eden
12. limâ : o şeyi
13. mea-kum : sizinle beraber
14. le tu'minunne bi-hî : mutlaka ona îmân edeceksiniz
15. ve le tensurunne-hu : ve mutlaka ona yardım edeceksiniz
16. kâle : dedi, söyledi
17. e akrartum : ikrar ettiniz mi, kabul ettiniz mi
18. ve ehaztum : ve aldınız
19. alâ zâlikum : bunu üzerinize
20. ısrî : zor, ağır
21. kâlû : dediler
22. akrarnâ : ikrar ettik, kabul ettik,
23. kâle : dedi
24. fe eşhedû : o zaman, öyle ise, şahit olun
25. ve ene mea-kum : ve ben, sizinle beraberim
26. min eş şâhidîne : şahitlerden
  Alıntı ile Cevapla
Alt 16. October 2012, 09:20 PM   #194
ates demir
Guest
 
Mesajlar: n/a
Standart

Hucurat 7


1. va'lemû : ve bilin
2. enne : olduğunu
3. fî-kum : sizin içinizde
4. resûlu allâhi : Allah'ın Resûlü
5. lev : eğer, şâyet, ise, olsa
6. yutîu-kum : size tâbî olur, uyar, itaat eder
7. fî kesîrin : çoğunda
8. min el emri : işlerden
9. le : mutlaka
10. anittum : siz sıkıntıya düşerdiniz
11. ve lâkinne : ve lâkin, fakat
12. allâhe : Allah
13. habbebe : sevdirdi
14. ileykum : size
15. el îmâne : îmân
16. ve zeyyene-hu : ve onu müzeyyen kıldı, süsledi
17. fî kulûbi-kum : kalplerinizde
18. ve kerrehe : ve kerih, çirkin gösterdi
19. ileykum : size
20. el kufre : küfrü
21. ve el fusûka : ve fısk
22. ve el isyâne : ve isyan
23. ulâike : işte onlar
24. hum : onlar
25. er râşidûne : irşad olanlar
  Alıntı ile Cevapla
Alt 17. October 2012, 10:30 AM   #195
pramid
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2010
Mesajlar: 764
Tesekkür: 191
507 Mesajina 1.128 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
pramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud of
Standart

Alıntı:
ancak peygambere melek elçi gönderilmeyeceği yoktur.
'Ona bir melek indirilmeli değil miydi!,' diyorlar. Bir melek indirseydik, iş bitirilmiş olurdu. Onlara zaman da verilmezdi. ENAM 8

Eğer melek gelse idi iş bitirilirdi. Allah beşer ile vahy hicap ve rasul ile konuşur. Biz beşerler ile de sadece hicap ve rasul ile konuşmaktadır.
pramid isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 17. October 2012, 03:23 PM   #196
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart

Alıntı:
pramid Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
'Ona bir melek indirilmeli değil miydi!,' diyorlar. Bir melek indirseydik, iş bitirilmiş olurdu. Onlara zaman da verilmezdi. ENAM 8

Eğer melek gelse idi iş bitirilirdi. Allah beşer ile vahy hicap ve rasul ile konuşur. Biz beşerler ile de sadece hicap ve rasul ile konuşmaktadır.
En'am 8.ayeti neden konu bağlamından koparıp, tek başına, bağımsız bir konuyu anlatıyormuş gibi ele alıyorsunki?

Bu ayeti, kendinden önceki ve sonraki ayetlerle topluca okuyup, anlamaya çalışırsan, kafirlerin, müşriklerin iman etmemek için ileri sürdükleri mazeretelere, isteklerine cevaben verildiğini, yoksa tek başına "peygamberlere melek gönderilmediğini söylemediğini" görürsün.

Rabbimiz, insan ve meleklerden elçiler seçiyor. Sana göre melek elçiler kimler için elçi seçiliyor, açıklarmısın?

Şimdi, senin yaptığın gibi, yaparak;

"Ordular, ilk hedefiniz akdenizdir, ileri" cümlesini bağımsız ele alıp, bu cümleye dayanarak Atatürk, savaş ilan etmiştir, iddiamıza delil göstersek doğru yapmış olurmuyuz?

Atatürk, bu cümlesiyle savaşmı başlatmıştı?

Yukarıda yazdığım yazıda, üstteki iddiana da cevap verilmişti. Tekrar, fakat dikkatle okumanı ve enam suresinin ayetlerini topluca değerlendirmeni öneririm.

selamlar,
aorskaya
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 18. October 2012, 05:18 AM   #197
pramid
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2010
Mesajlar: 764
Tesekkür: 191
507 Mesajina 1.128 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
pramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud of
Standart

Alıntı:
Bu ayeti, kendinden önceki ve sonraki ayetlerle topluca okuyup, anlamaya çalışırsan, kafirlerin, müşriklerin iman etmemek için ileri sürdükleri mazeretelere, isteklerine cevaben verildiğini, yoksa tek başına "peygamberlere melek gönderilmediğini söylemediğini" görürsün.
Günümüz din muhayyilesi de, müşrik akılda olduğu için bu şekilde düşünüyor.Bu nedenle böyle bir durum ortaya çıkıyor.

Nebiyi göğe çıkarmadan (İsra uydurması) inanmıyorlar, melek nebiye gelmedi deyince de (sözde cebrail melekmiş) din aforazları başlıyor. Normaldir, zira bizlerin dini ayrı Muhammedilerin dini ayrı.

O bahsettiğin ayetlerin başı ve sonu günümüze de hitap etmektedir. O ayetler geçmişlerin masalı da değil; günümüze hitap eden meleklerdir.

Kuranda çelişki yoktur.
pramid isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 18. October 2012, 06:56 AM   #198
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart

Alıntı:
pramid Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster

Nebiyi göğe çıkarmadan (İsra uydurması) inanmıyorlar, melek nebiye gelmedi deyince de (sözde cebrail melekmiş) din aforazları başlıyor. Normaldir, zira bizlerin dini ayrı Muhammedilerin dini ayrı.
Sen ve senin gibi, salt aklını her şeyden üstün görenlerin, yazılanları bile doğru okuma, anlama gereği duymadan, "bizler ve muhammediler" diyerek ayrışmalar yaratması, tam da eleştirdiğim mezhepçilerin ayrışmasından farklı değildir.

Bir tarafta hadis, sünnet adı altında saçma, uyduruk, iftira söz ve davranışlardan oluşan rivayetleri bile kuranın önüne geçiren ve buna din diyenler, diğer tarafta ise kurandaki, "herkesin kolaylıkla anlayacağı hükümleri" olduğu gibi anlamak yerine, ille de başkalarından farklı ve üstün akılda olduklarını göstermek için, o hükümlerin aslında mecaz olduğunu, doğaüstü olayların olamayacağını, melek, şeytan, cin, iblis gibi ayrı yaratılmışların ayrı varlıklar olmayıp, bazen insana bağlı ve onun özellikleri olarak iddia edilirken, bazen de dağ, taş, ova, bayır, kuş, aslan,kaplan, rüzgar, güneş,yağmur gibi şeyler oldukları dillendirilmektedir.

Hatta, bazen de Bizzat rabbimizin özellikleri olan onun gücü, melekesi şeklinde iddialarda bulunulabilinmektedir.

Sizler, aklınızın esiri olmaya devam ediniz. Ama unutmayın, kurandan beslenmeyen akıl, kurallara uymayan oto sürücüsüne benzer. Sizi, gideceğiniz yere götürebilir de, yolunuzu kısaltabilirde...

Defalarca ikaz etmeme rağmen, fikirleri ele alıp yanlışı göstermek yerine, ötekileştirmekten başka bir şey yapmayan senin gibilerin de ayrı bir mezhepçi olduğunu görmeni umut ederim.

selamlar,
aorskaya
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 18. October 2012, 07:11 AM   #199
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart

Alıntı:
pramid Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster

O bahsettiğin ayetlerin başı ve sonu günümüze de hitap etmektedir. O ayetler geçmişlerin masalı da değil; günümüze hitap eden meleklerdir.

Kuranda çelişki yoktur.
Nasıl böyle saçmalamakta ısrarla devam etmekteksin anlaşılır gibi değil. Önce, muhatabının yazdıklarını bile kavrayamadığını, daha onu en ufak bir şekilde bile tanıyamadığını gör.

Ayetler için, bırak geçmiştekilerin masalaı olmadığını kabul etmemeyi, şimdiki sizlerinde (özellikle doğaüstü bulduğunuz olayların sembol niteleme üstün gayretleriniz yüzünden kıssa olmaktan çıkartmanızla) masal yapmaya çalışmasına şiddetle karşı çıkan birine "asılsız bir yöneltme" yaparak, sanki ayetlerin sadece indiği zamanlara ait olduğunu kabul edermiş gibi davranman çok çirkin, çok yaralayıcıdır.

Sana, şimdi evrenselliğin ne ve nasıl olduğunu anlatmama gerek yoktur. Senin gibilerin ilkel, çağdışı bulduğu bir çok uygulamanın, her zaman ve mekanda mutlak uygulanabilir olduğunu bir kaç yazımda örneklememe tanık olman dahi sana, muhatabını anlama, tanıma melekesi kazandırmamışsa, şahsen çok fazla şey anlatmama gerek yoktur.

Bir çok yazımı cevapsız bırakmana rağmen, hemen her sorunu cevaplamaya çalışsam da hep konudan uzak kalmaya, seninle aynı düşünceye gelmedikçe hep şahsi nitemelerle ayrışmaya çalışman, senin de değiştirmek istemediğin karmaşıklıklara sahip olduğunu gösteriyor.

Bütün bunları, böyle bir yerde görmem beni fazlasıyla üzsede, gerçek olduğundan dillendirmem de gerekmektedir.

Hepimizin, yeniden kendini gözden geçirmesi, egolarını bastırmayı ve gerçekten aklını kurandan besleyerek yaşamayı becermesi dileklerimle...

selamlar,
aorskaya
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 18. October 2012, 08:39 AM   #200
pramid
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2010
Mesajlar: 764
Tesekkür: 191
507 Mesajina 1.128 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
pramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud of
Standart

Alıntı:
Sizler, aklınızın esiri olmaya devam ediniz.
Gurur duydum. Rabbim şahit olsun bu sözüne.

Kuranda akıl ile alakali tahmini 75 ayet geçiyor
2:13 - Onlara: "İnsanların (müslümanların) inandığı gibi inanın." denilince, "Biz de o beyinsizlerin inandığı gibi mi inanacağız?" derler. İyi bilin ki, asıl beyinsiz kendileridir fakat bilmezler.

2:44 - İnsanlara iyiliği emreder de kendinizi unutur musunuz? Halbuki kitab (Tevrat)ı okuyorsunuz. Hâlâ aklınızı başınıza almayacak mısınız?

2:73 - İşte bundan dolayı, o sığırın bir parçası ile o ölüye vurun, dedik. Allah ölüleri işte böyle diriltir ve size âyetlerini gösterir, belki aklınızı başınıza toplarsınız.

2:75 - Şimdi bunların, size hemen inanacaklarını ümit mi ediyorsunuz? Halbuki bunlardan bir grup vardı ki, Allah'ın kelâmını işitirlerdi de sonra ona akılları yattığı halde bile bile onu tahrif ederlerdi.

2:76 - Üstelik iman edenlere rastladıklarında inandık derler, birbirleriyle başbaşa kaldıkları zaman, "Rabbinizin huzurunda aleyhinize delil olarak kullansınlar diye mi tutup Allah'ın size açıkladığı gerçekleri onlara da söylüyorsunuz? Hiç aklınız yok mu be?" derlerdi.

2:170 - Onlara: "Allah'ın indirdiğine uyun." dendiği vakit de: "Yok, atalarımızı neyin üzerinde bulduysak ona uyarız." dediler. Ya ataları bir şeye akıl erdiremez ve doğruyu seçemez idiyseler de mi onlara uyacaklar?

2:171 - O kâfirlerin hali, sadece bir çağırma veya bağırmadan başkasını işitmeyerek haykıranın haline benzer; onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler, akıl da etmezler.

2:179 - Ey temiz akıl sahipleri! Kısasta sizin için bir hayat vardır. Ümit edilir ki, korunursunuz.

2:197 - Hac, bilinen aylardadır. Her kim o aylarda hacca başlayıp kendisine farz ederse; artık hacda kadına yaklaşmak, günah işlemek ve kavga etmek yoktur. Siz hayırdan ne işlerseniz, Allah onu bilir. Kendinize azık edinin.Şüphesiz ki azıkların en hayırlısı Allah korkusudur. Ey akıl sahipleri! Benden korkun!

2:242 - İşte akıllarınız ersin diye, Allah size âyetlerini böylece açıklıyor.

2:269 - Dilediğine hikmet verir, hikmet verilene ise pek çok hayır verilmiş demektir. Ve bunu ancak üstün akıllılar anlar.

2:282 - Ey iman edenler! Belli bir vade ile karşılıklı borç alış verişinde bulunduğunuz vakit onu yazın. Hem aranızda doğruluğuyla tanınmış yazı bilen biri yazsın. Yazı bilen biri, Allah'ın, kendisine öğrettiği gibi yazmaktan kaçınmasın da yazsın. Bir de hak kendi üzerinde olan adam söyleyip yazdırsın ve herbiri yazarken Rabbi olan Allah'dan korksun da haktan birşey eksiltmesin. Şayet borçlu bir bunak veya küçük bir çocuk veya söyleyip yazdıramıyacak durumda biri ise velisi doğrusunu söyleyip yazdırsın. Erkeklerinizden hazırda olan iki kişiyi şahit de yapın. Şayet iki tane erkek hazırda yoksa, o zaman doğruluğuna güvendiğiniz şahitlerden bir erkekle iki kadın ki, birisi unutunca, öbürü hatırlatsın, şahitler de çağırıldıklarında kaçınmasınlar; siz yazanlar da az olmuş, çok olmuş, onu vadesine kadar yazmaktan usanmayın. Bu, Allah katında adalete daha uygun olduğu gibi; hem şahitlik için daha sağlam, hem şüpheye düşmemeniz için daha elverişlidir. Meğer ki, aranızda hemen devredeceğiniz bir ticaret olsun, o zaman bunu yazmamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Alım satım yaptığınız vakit de yine şahit tutun. Ayrıca ne yazan, ne de şahitlik eden bir zarar görmesin. Eğer onlara zarar verirseniz, o işte mutlaka size dokunacak bir günah olur. Üstelik Allah'dan korkun. Allah size ayrıntılarıyla öğretiyor ve Allah her şeyi bilir.

3:7 - Sana bu kitabı indiren O'dur. Bunun âyetlerinden bir kısmı muhkemdir ki, bu âyetler, kitabın anası (aslı) demektir. Diğer bir kısmı da müteşabih âyetlerdir. Kalblerinde kaypaklık olanlar, sırf fitne çıkarmak için, bir de kendi keyflerine göre te'vil yapmak için onun müteşabih olanlarının peşine düşerler. Halbuki onun te'vilini Allah'dan başka kimse bilmez. İlimde uzman olanlar, "Biz buna inandık, hepsi Rabbimiz katındandır." derler. Üstün akıllılardan başkası da derin düşünmez.

3:65 - Ey Kitap ehli! İbrahim hakkında niçin tartışıyorsunuz? Oysa Tevrat da, İncil de ondan sonra indirilmiştir. Siz hiç düşünmüyor musunuz?

3:118 - Ey iman edenler! Kendi dışınızdakilerden sırdaş edinmeyin. Çünkü onlar size fenalık etmekten asla geri kalmazlar, hep sıkıntıya düşmenizi isterler. Kin ve düşmanlıkları ağızlarından taşmaktadır. Kalplerinde gizledikleri ise daha büyüktür. Düşünürseniz, biz size âyetleri açıkladık.

3:190 - Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde selim akıl sahipleri için gerçekten açık, ibretli deliller vardır.

4:5 - Allah'ın, sizi başına diktiği mallarınızı aklı ermezlere vermeyin; o mallarla onları besleyin, giydirin ve onlara güzel söz söyleyin.

5:58 - Namaza çağırdığınız zaman, onu alay ve eğlence konusu yaparlar. Bu onların, akıllarını kullanmayan bir toplum olmalarından dolayıdır.

5:100 - De ki:"Pis olan şeyle temiz olan şey bir olmaz, pis olanın çokluğu hoşuna gitse bile". Ey selim akıl sahipleri Allah'tan korkun ki kurtuluşa eresiniz.

5:103 - Allah, ne "bahîre"yi, ne "sâibe"yi, ne "vesile"yi ve ne de "hâm"ı meşru kılmıştır. Fakat küfredenler, Allah'a yalan iftira etmektedirler. Onların çoğunun akılları ermez.

6:32 - Dünya hayatı, eğlence ve oyundan başka bir şey değildir. Ahiret yurdu ise, Allah'tan korkanlar için daha hayırlıdır. Aklınızı kullanmaz mısınız?

6:140 - Bilgisizlik yüzünden beyinsizce çocuklarını öldürenler ve Allah'ın kendilerine verdiği rızkı, Allah'a iftira ederek haram kılanlar muhakkak ki, ziyana uğradılar. Bunlar, doğru yoldan sapmışlardır; hidayete erecek de değillerdir.

6:151 - De ki: Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana babaya iyilik edin, fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin, sizin de onların da rızkını biz veriyoruz. Kötülüklerin açığına da, gizlisine de yaklaşmayın. Haksız yere Allah'ın haram kıldığı cana kıymayın. Düşünesiniz diye Allah size bunları emretti.

7:66 - Kavminden ileri gelen kâfirler dediler ki: "Biz seni bir çılgınlık içinde görüyoruz, ve gerçekten seni yalancılardan sanıyoruz."

7:67 - (Hûd), "Ey kavmim! Bende çılgınlık yok, ben âlemlerin Rabbi tarafından gönderilmiş bir elçiyim." dedi.

7:169 - Derken kitabı (Tevrat'ı) miras alan bozuk bir nesil bunların yerini aldı. Bize nasıl olsa mağfiret edilecek diyerek, şu alçak dünya malını alıyorlar, yine onun gibi bir mal ve rüşvet gelse onu da alırlar. Allah'a karşı haktan başka bir şey söylemeyeceklerine dair kendilerinden o kitabın hükmü üzere misak alınmamış mıydı? Ve onun içindekileri okuyup öğrenmemişler miydi? Oysa ahiret yurdu Allah'tan korkanlar için daha hayırlıdır. Hâlâ aklınızı başınıza almayacak mısınız?

8:22 - Çünkü yeryüzünde dolaşan canlıların Allah katında en kötüsü anlamayan ve düşünmeyen sağırlarla dilsizlerdir.

10:16 - De ki, "Eğer Allah dileseydi ben onu size okumazdım. O da onu hiçbir şekilde size bildirmezdi. Bilirsiniz ki, ben sizin içinizde bundan önce yıllarca bulundum. Siz hâlâ aklınızı başınıza toplamayacak mısınız?"

10:42 - İçlerinden seni dinlemeye gelenler de var. Sen, sağırlara, üstelik akılsız da olanlara dinletebilir misin?

10:100 - Allah'ın izni olmadıkça hiçbir kişinin iman etmesi mümkün değildir. Akıllarını kullanmayanlar üzerine Allah bir uğursuzluk yükler.

11:51 - "Ey kavmim! Bu iş için sizden bir ücret istemiyorum. Benim ecrim ancak beni yaratana aittir. Artık akıllanmayacak mısınız?"

11:78 - Daha önceleri çirkin işler yapmış olan kavmi harıl harıl koşup geldiler. Lut onlara: "Ey kavmim! İşte size kızlarım, onlar sizin için daha temizdirler. Gelin Allah'tan korkun, beni misafirlerime rezil rüsvay etmeyin. İçinizde hiç aklı başında bir adam yok mu?" dedi.

11:87 - Dediler ki; "Ey Şu'ayb, atalarımızın taptıklarını terketmemizi veya mallarımızda dilediğimizi yapmaktan vazgeçmemizi sana namazın mı emrediyor? Oysa ki sen yumuşak huylusun ve aklı başında bir adamsın."

12:2 - Muhakkak ki, biz onu anlayasınız diye Arapça bir kitap olarak indirdik.

12:109 - Senden önce gönderdiğimiz peygamberler de o memleketlerin halkındandı, onlar da kendilerine vahiy verdiğimiz birtakım erkeklerden başkası değillerdi. Şimdi o yerlerde şöyle bir gezip görmediler mi? Kendilerinden önce gelip geçenlerin akıbetlerinin nasıl olduğuna bir baksalar ya!... Elbette ahiret yurdu müttakiler için daha hayırlıdır. Hâlâ aklınızı başınıza toplamayacak mısınız?

12:111 - Gerçekten de onların kıssalarında üstün akıllılar için bir ibret vardır. Bu Kur'ân uydurulmuş herhangi bir söz değildir. Lâkin kendisinden önce gelen kitapların tasdiki her şeyin ayrıntılarıyla açıklayıcısı ve iman edecek bir kavim için hidayet ve rahmettir.

13:4 - Yeryüzünde birbirine komşu kıtalar vardır. Üzüm bağları, ekinler, çatallı ve çatalsız hurmalıklar vardır ki, hepsi bir tek su ile sulanır. Halbuki meyvelerinde birini öbürüne üstün kılıyoruz. Aklı eren bir kavim için bunda muhakkak ibretler vardır.

13:19 - Şimdi Rabbinden sana indirilenin gerçekten hak olduğunu bilen bir kimse, kör olan bir kimse gibi olur mu? Fakat bunu ancak üstün akıllı ve temiz vicdanlı kimseler idrak ederler.

14:52 - Bu Kur'ân, kendisiyle uyarılsınlar, Allah'ın ancak bir tek ilâh olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye insanlara gönderilmiş bir tebliğdir.

16:12 - Geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı sizin hizmetinize O verdi. Bütün yıldızlar da O'nun emrine boyun eğmişlerdir. Şüphesiz ki bunda aklını kullanan bir toplum için ibretler vardır.

16:67 - Hurma ve üzüm ağaçlarının meyvalarından da hem içki, hem de güzel gıdalar edinirsiniz. Şüphesiz ki bunda aklını kullanan kimseler için büyük bir ibret vardır.

21:10 - (Ey Kureyş topluluğu!) And olsun, size öyle bir kitab indirdik ki, bütün şan ve şerefiniz ondadır. Hâlâ akıllanmayacak mısınız?

21:67 - "Size de, Allah'ı bırakıp taptıklarınıza da yazıklar olsun, siz hâlâ akıllanmayacak mısınız?"

22:46 - Yeryüzünde dolaşmıyorlar mı ki olanları akledecek kalbleri, işitecek kulakları olsun. Gerçek şudur ki, gözler kör olmaz, fakat asıl göğüslerin içindeki kalpler kör olur.

23:80 - Ve O, yaşatan ve öldürendir; gecenin ve gündüzün değişmesi O'nun eseridir. Hâlâ aklınızı kullanmaz mısınız?

24:61 - A'maya güçlük yoktur; topala güçlük yoktur; hastaya da güçlük yoktur. Sizin için de gerek kendi evlerinizden, gerekse babalarınızın evlerinden, annelerinizin evlerinden, erkek kardeşlerinizin evlerinden, kız kardeşlerinizin evlerinden, amcalarınızın evlerinden halalarınızın evlerinden, dayılarınızın evlerinden, teyzelerinizin evlerinden veya anahtarlarına malik olduğunuz yerlerden, yahut dostlarınızın evlerinden yemenizde bir sakınca yoktur. Toplu halde veya ayrı ayrı yemenizde de bir güçlük ve günah yoktur. Evlere girdiğiniz zaman Allah tarafından mübarek ve güzel bir yaşama dileği olarak kendinize (birbirinize) selam verin. İşte Allah düşünüp anlayasınız diye size âyetlerini böyle açıklar.

25:44 - Yoksa sen, onların çoğunun gerçekten söz dinleyeceğini yahut akıllanacağını mı sanıyorsun? Gerçekte onlar hayvanlar gibidir, hatta gidişçe daha sapıktırlar.

26:28 - Musa devamla şöyle söyledi: "Şayet aklınızı kullansanız (anlarsınız ki), O, doğunun, batının ve ikisinin arasında bulunanların Rabbidir."

28:60 - Size verilen şeyler, dünya hayatının geçim vasıtası ve debdebesidir. Allah katında olanlar ise, daha hayırlı ve daha kalıcıdır. Hâlâ buna aklınız ermeyecek mi?

29:35 - Andolsun ki biz, aklını kullanacak bir kavim için oradan apaçık bir ibret nişanesi bırakmışızdır.

29:43 - İşte biz bu temsilleri insanlar için getiriyoruz; fakat onları ancak bilenler düşünüp anlayabilir.

29:63 - Andolsun ki onlara, "Gökten su indirip, onunla ölümünün ardındanyeryüzünü canlandıran kimdir?" diye sorsan, mutlaka, "Allah " derler. De ki: (Öyleyse) hamd de Allah'a mahsustur. Fakat çokları akıllarını kullanmazlar.

30:24 - Yine O'nun âyetlerindendir ki, size hem korku ve hem de umut vermek için şimşeği gösteriyor. Ve gökten bir su indiriyor da onunla yeryüzüne ölümünden sonra hayat veriyor. Şüphesiz ki bunda aklını kullanacak bir kavim için nice ibretler vardır.

30:28 - Allah, size kendinizden bir misâl verdi: Hiç size rızık olarak verdiğimiz şeylerde elleriniz altındaki kölelerinizden ortaklarınız bulunur da onlarla siz eşit olur, aranızda birbirinizi saydığınız gibi, onları da sayar mısınız? İşte biz, düşünecek bir kavim için âyetleri böyle açıklıyoruz.

36:62 - Böyle iken o sizden birçok nesilleri yoldan çıkardı. Ya o zaman düşünmüyor muydunuz?

36:68 - Bununla beraber kimin ömrünü uzatıyorsak, yaratılışta onu (güçve kuvvetini alarak) tersine çeviriyoruz. Hâlâ akıllanmayacaklar mı?

37:47 - Onda ne bir zararlı sonuç vardır, ne de sarhoşluk verir.

37:138 - Ve siz elbette sabahleyin ve geceleyin onlara uğrar ve üzerlerinden geçersiniz. Hâlâ akıl edip düşünmez misiniz?

38:29 - Bu, sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır ki, insanlar onun âyetlerini düşünsünler ve temiz akıl sahipleri ibret alsınlar.

38:43 - Ve ona, bütün ailesini ve beraberlerinde bir mislini daha tarafımızdan bir rahmet olarak bahşettik ki, akıl sahipleri için bir ibret olsun.

39:9 - Yoksa o, gece saatlerinde kalkan, secdeye kapanıp, kıyama durarak daima vazifesini yapan, ahireti hesaba katan ve Rabbinin rahmetini uman kimse gibi olur mu? De ki: "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" Ancak temiz akıl sahibi olanlar anlar.

39:18 - O kullarımı ki, onlar sözü dinlerler, sonra da en güzeline uyarlar. İşte onlar, Allah'ın kendilerine hidayet verdiği kimselerdir. İşte temiz akıllılar da onlardır.

39:21 - Allah'ın gökten bir su indirip de onu bir yoluyla yeryüzündeki menbalara koyduğunu görmedin mi? Sonra onunla türlü renklerde bir ekin çıkarır, sonra onun olgunlaşıp sarardığını görürsün. Sonra da onu bir çöpe çevirir. Elbette bunda temiz akıllılar için bir ihtar vardır.

39:43 - Yoksa Allah'tan başka şefaatçiler mi edindiler? De ki: "Onlar hiçbir şeye güç yetiremezler ve akıl erdiremezlerse de mi (böyle yapacaksınız)?"

40:54 - (Bunu) Aklı başında olanlara bir yol gösterici ve bir hatırlatma olsun diye (böyle yaptık).

40:67 - "Sizi (önce) bir topraktan, sonra bir damla sudan, sonra bir aleka (embriyo)dan yaratan, sonra sizi bir bebek olarak çıkaran, sonra güçlü kuvvetli bir çağa erişmeniz, sonra da ihtiyarlar olmanız için yaşatıp büyüten O'dur. İçinizden kimi de daha önce vefat ettiriliyor. (Bunları Allah) belirli bir süreye ulaşasınız ve aklınızı kullanasınız diye (böyle yapıyor)."

43:3 - Apaçık kitaba andolsun ki biz onu iyice anlayasınız diye Arapça bir Kur'an yaptık.

45:5 - Gece ile gündüzün değişmesinde ve Allah'ın gökten bir rızık sebebi olan yağmuru indirip de onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltmesinde ve rüzgârları yönlendirmesinde aklını kullanan bir topluluk için nice deliller vardır.

49:4 - (Resülüm!) Sana odaların arkasından bağıranların çokları, aklı ermez kimselerdir.

56:19 - Ondan ne başları ağrıtılır, ne de akılları giderilir.

57:17 - Biliniz ki Allah yer yüzünü ölümünden sonra diriltir. Belki aklınızı kullanırsınız diye size âyetleri açıkladık.

59:14 - Onlar toplu olarak sizinle savaşamazlar, ancak, müstahkem şehirlerde yahut duvarların ardından (sizinle savaşmak isterler). Kendi aralarındaki çekişmeleri şiddetlidir. Sen onları toplu sanırsın, oysa onların kalbleri dağınıktır. Böyledir, çünkü onlar aklını kullanmayan bir topluluktur.

65:10 - Allah onlara şiddetli bir azap hazırlamıştır. O halde ey inanan akl-ı selim sahipleri! Allah'tan korkun, Allah size bir uyarıcı gönderdi.

67:10 - Ve derler ki: "Eğer biz dinleseydik, yahut düşünüp anlasaydık şu çılgın ateşin halkı arasında bulunmazdık!"

89:5 - Nasıl, bunlarda bir akıl sahibi için yemin var değil mi?
pramid isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
isimlendirilmesi, kavramı, melek


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 02:18 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam