TEBYİN Nickli Üyeden Alıntı
Uzun bir Bayram tatili vesilesiyle, bir haftamızı Yozgat ilinde geçirdik,
Bayramlaşmak amacıyla gelip gidenlerin arasında Diyanet mensubu insanlar da olunca, tartışmalarda kaçınılmaz oldu doğal olarak,
Maşallahları var, bizim imam, müezzin ve müftülerimiz zamanı sabit tutmanın çaresini bulmuşlar gibi..
Bundan 12 yıl önce neyi tartışıyorlardıysa aynı şeyleri gündemde tutmanın başarısını göstererek resmen bir rekora imza atıyorlar..
Tartışılan şeyler..
-Diş dolgusu caiz midir?
-Sol el ile yemek yenir mi?
-Abdestsiz Kur'an okunur mu?
-Namazın kazası var mı?
-Bilerek oruc bozanlar yerine 61 mi tutmalıdır?
-Şeyhler ve alimler şefaat edebilir mi?.. vs..vs..
Uzun uzun gereksiz açıklamalar karşısında sabrımı zabtedemeyip, bunların boş işlerle uğraş olduğunu söyleyince..
Hoca efendi tarafından hemen VAHHABİ damgası yemiş olduk..
Mesele vahhabilikten açılınca Hoca efendiye, hac dönemi vahhabi imamlar arkasında kılınan namazların kaza edilip edilmeyeceği konusunu sordum, iki gak bir guk, taklacı güvercinlere has atraksiyonlarla sorumu geçiştiriverdi.
Dedim, madem mesele din, o zaman ben de size birkaç soru sorayım,
Her ne kadar tavırlarımdan rahatsız olsa da, karizmayı çizdirmemek için, yarım ağız, SOR deyiverdi.
Ve şu minval üzerinde bir sohbetimiz oluştu.
Sayın hocam, diş dolgusu gibi, sol elle yemek gibi basit meseleleri tartışarak hangi gerçekleri gizlemeye çalışıyorsunuz bilemem amma..
Söyler misiniz?
Diyanet denen bu kurumun İSLAMi bir yapılanma da tam yeri nedir?
Sırf maaş almak için kürsüler de ve hutbeler de bağırmak, nutuk atmak, gereksiz şeylerle ümmeti oyalamak ne kadar İslami'dir..
Daha mevkisi ve makamı bile şaibeden kurtulamamış bir kurumun, Din konusunda öncülük etmesi caiz midir peki?
Mesela, iktidarların ve holdinglerin garip, mazlum, yetim ve miskinler üzerinde estirdikleri haksızlıkları gündeme taşıyabilir misiniz?
Önümüz de bir Yimpaş (Yimpaş Yozgat mekezli bir holdingtir) Kombassan, Deniz Feneri sıkıntısı mevcut..
Bu adamlar garip vatandaşın parasını çar-çur eylemişler..
Şimdi, siz bunların yemeğini sağ ile yeseniz ne olur, sol ile yeseniz ne olur?
Yemeğin kendisi haram zaten, haram birşey sağ elle yenince helalleşiyor mu?
Diyanet mensubu hatip ve müezzinler günlük kıldırdıkları 30 dakikalık namazlara karşın, 1000 ytl'nin üzerinde maaş alırken..
Mesela, cenaze işlerleri, mevlit ve hatim, yaz tatillerinde çocuklara verdikleri Kur'an dersleri için ayrıca ücret talep etmekteler, peki bu dinen caiz midir?
Kürsüsünde vaaz verdiğiniz cami'nin dört tarafı mezarlıklarla donatılmış, Cin 18 ayeti mucibince, Mescitler de sadece Allah'ın anılmasını sağlamak için bu mezarları kaldırma yetkisine haiz misiniz?
Değilseniz, hiç bir vaazınız da, bu tip yerlerde yapılan ibadetlerin sakıncalı olacağını söyleme cür'etini gösterebildiniz mi?
Hadi diyelim bu sizi aşıyor, elinizden bir şey gelmiyor, peki, mensubu bulunduğunuz başkanlığa bu konuda bir yazı yazıp, uyarı da bulundunuz mu?
Uzun uzun sorularım karşısında pek te hoşnut olmayan bir tavırla beni dinleyen hocamız, bir cahilin sığınabileceği bahaneyle cevap vermeyi yeğleyince, şaşkınlığım daha da arttı..
-Bu düzeni siz mi düzelteceksiniz?...
İşte bahane, işte cevabı şahane..
Eğer düzeni düzeltemiyorsanız, ilahlar edinin, camilerde tanrıları barındırın, putlara secde edin, ölmüş bedenlere ayinler düzenleyin..
Bu arada, en enteresan iddia Kur'an-ın yeterliliği konusunda geldi tabi olarak..
Kur'an yeterli değildir, eğer hadisler yedek kulübesindeyse, sakatladığımız ayeti çıkarıp hemen bir hadis oyuncusuyla oyunu tamlarız mantığı..
Hele Kur'anı gerçek mana da sadece Peygamber anlamıştır, başkalarının anlaması mümkün değil tezine karşı,
-İyi o zaman, Tüm Kur'anları Peygamberin vefatıyla birlikte mezara gömseydik te, ümmete bir iyilik etmiş olsaydık.. sözüme, öyle bir bakış fırlattı ki?
O an hakkım da içinden geçenleri okuyabilmeyi çok isterdim..
Haaa unutmadan, eğer diyanet kurumu olmasaymış dini bir karmaşa yaşanırmış, şu an ki karmaşadan öte karmaşa mı olurmuş.. diye bir şey geçirmeyin sakın aklınızdan..
Siz bilmezsiniz, hocalarımız bilir..
|