7. May 2013, 04:00 PM | #21 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
De ki: “Benim salatım [sosyal desteğim], ibadetim, hayatım ve ölümüm sadece kendisinin ortağı olmayan âlemlerin Rabbi Allah içindir.
Enâm Suresi ; Sure 6, Ayet 162 Burada bahsedilen salat namaz anlaminda dahi olsa: Benim ibadetim sadece Allah icindir. Bu yüzden Kur'an da izah edilen sekilde ibadet ederim. Sagdan soldan derlemelerle yapacagim ibadet Rabbime ulasmaz. Bana ahiret günü neden Kur'an dan degilde baska kaynaklardan faydalanarak (!) ibadet yollarina basvurdugum soruldugunda ne cevap verebilirim? Atalarima hürmet olsun diye mi? Ben ne Son Elcinin hatirina ne Isa Peygamberin hatirina nede herhangi baska bir Allah'in Resullerinin hatirina ibadetlerde bulunmuyorum, bulunamam yoksa sirk kosmus olurum. Onlar da sadece Allah'a ibadet etmislerdir. Bizlerinde sadece Allah'a iman etmemizi devamli ifade etmislerdir. Allah hükümlerinde ortak kabul etmez, kim olursa olsun hic bir kul Allah'in yanisira bir takim kurallar getiremez ibadetlere, din hususunda hele hic degil. Islam dini Kur'an in son ayetiyle tamamlanmis kemale ermistir, eksik birakilmamistir icinde. Ne arabi ne acemisi ne yahudisi ne de hiristiyani; Ya Muhammed, Rabbine sor bakalim, namazi Ibrahimin namazi gibi mi Zekeriya'nin namazi gibi mi yoksa Isa'nin namazi gibi mi kilacagiz diye bir Allah'in kulu merak edip te NAMAZ hakkinda bir soru sorma lüzumunda bulunmamistir. Kadinlarin hayizlarina varana kadar sorularin icinde bir namaz-sorusu dahi yoktur. **** Bir kişi İblis’i boş oturur gördü. -“Neden rahatsın?” dedi. -“Bu zamanın kötü âlimleri bizim vazifemizi görüyorlar” diye cevap verdi. (M.İ.R. M. 123) **** |
7. May 2013, 07:05 PM | #22 |
Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.023
Tesekkür: 3.573
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000 |
Selamun Aleyküm! Değerli Merdem Kardeşim!
En'am;162: "Kul inne salâtî ve nusukî ve mahyâye ve memâtî lillâhi rabbil âlemîn. Bu ayette geçen ve ibadetlerim olarak meallendirilen "nusuki" sözcüğü نسيكةNesike” sözcüğünden alınmadır. “ نسيكةNesike”nin ilk vaz’ı (koyuluş) anlamı, “altın ve gümüşün eritilerek cüruftan temizlenmesi, saf hale getirilmesi” demektir. Bu durumda “Nüsk, Nüsük’ün de esas anlamı “Saf altın, gümüş parçası” demektir. Allah'a kul olanın Allah'ın isteklerini yapmadaki durumu saf altın gibi olmalıdır. İçerisinde asla katkı olmamalıdır. Yapılacak her kulluk sadece Allah için olmalıdır saf olmalıdır bu kulluk içerisinde hiçbir dunillah olmasın.. Ne mutlu kulluklarını sadece Allah için saflaştıranlara. Ne mutlu salatını sadece Allah için 24 ayar altın gibi saflaştıranlara. Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay |
dost1 Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 3 Kisi: |
7. May 2013, 08:48 PM | #23 | |
Super Moderator
Üyelik tarihi: Mar 2012
Mesajlar: 963
Tesekkür: 481
200 Mesajina 303 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
Alıntı:
dualarımızda nasıl 24 ayar olabiliriz... diğer türlüsü bana riyakarlık gibi geliyor (el aç onu iste bunu iste...) mümkünse görüşleriniz nedir?
__________________
"Hayat bugündür. Emin olduğun tek hayat. Onu en iyi şekilde yaşa." |
|
7. May 2013, 09:04 PM | #24 | ||
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Aug 2012
Mesajlar: 108
Tesekkür: 19
41 Mesajina 61 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
Alıntı:
Beşikteki çocuğun konuşması, çamurdan kuşunda canlı kuşa dönüşmesi, bir anneden babasız bir çocuk doğması dünya gerçeklerine aykırıdır, kurandaki kelam ve kelimeler akıl sahiplerine indirilmiştir, duygusal bakanlara, hayalden bakanlara, istek arzulardan bakanlara indirilmemiştir, bu yönden görmeye yönelten atalarımızın anlayışıdır, geçmişte yanlış anlaşılanları biz devam ettirmemeliyiz, akletmeliyiz, bu akletmelere ulaşacak bilgilere insanlık yaklaşmaktadır. Herşeyin doğrusunu Allah bilir, çalışanlar mücadele edenler bu doğrulara yaklaşır. Her anlatılan kıssayı düz mantık yürüterek, somut olarak anlamaya çalışırsak Allahın yarattığı kanunlara ters, aykırı sonuçları mucize olarak algılarız ki böyle somut gerçeğe aykırı durumları kabul etmeyi iman zannederiz, bu bizi istenilen akletmeye ve düşünmeye, tefekküre insani melekelere ulaştırmaz, aksine uzaklaştırır. Allahın yarattığı ayetleri, apaçık olan kitabı gözardı etmemeliyiz, Allah herşeyi bir ölçüye, kadere göre yaratmıştır, araştırıp aklımızı bütün etmeliyiz. İndirilen ayetler ,kelamlar insanlık için rehberdir, öğüttür, temeldir, bu temeller üzerinde binayı kurmalıyız, sağlam temel ibrahimin hanif dinidir. Alıntı:
Tüm ibadetler Allahın rızalığını kazanmak için yapılır, aklımızı secde ettirmeliyiz, saflaştırmalıyız, imana yaşamda mücadele ederek nail olmaya çalışmalıyız. Müslüman olabilmek, islam üzere olmak için kuranı kerimin arkasında namaza durmalıyız, Allaha teslim olmak demek, kelamları algılamak, özümsemek ve yaşamda sergileyebilmektir, elimizden gelen mücadele etmektir,hidayeti Allah verir, Allah çalışanı, düşüneni, aklını işleteni destekler. İnsan yaşamda arınır, temizlenir, yaşayarak üzerimizdeki ağırlıklardan kurtuluruz, yoksa hep yükleri yanımızda taşır dururuz, kitap yüklü eşeklere döneriz. İnsan düşünmezse, aklını işletmezse, yere bakmazsa göğe bakmazsa, gündüzü geceyi, güneşi, ayı, Allahın apaçık yarattığı ayetleri görmezden gelirse aklımızı şeytanın vesveseleri esir alır, bizi hayal alemine doğru çeker. İnsan şeytanın vesveseninden korunmak için Allahın yarattığı ayetlere bakarak düşünmesi, tefekkür etmesi gerekir, aklımızı başımıza toplamalıyız secde ettirmeliyiz. Allahın yarattığı ayetleri, kitabı kimse değiştiremez, kimsenin elinde böyle bir güç yoktur, yanlış bir algımız varsa bu bizim noksanlığımızdan kaynaklanır, aklımızı bütün ederek noksanlıklarımız gidermek için çabalamalıyız. selamlar... |
||
7. May 2013, 09:08 PM | #25 |
Guest
Mesajlar: n/a
|
Ondan önce sorulması gereken şey bence şu;
Geleneksel anlamda duanın anlamını az çok hepimiz biliyoruz. Peki Kuranın dua kelimesine bindirdiği anlam ne? Acaba farklı mı? Her dua edenin duasına yanıt veriliyorsa neden bana piyangodan para çıkmıyor diyen adama verilecek yanıtımız ne? Selam ve sevgiyle |
7. May 2013, 09:14 PM | #26 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
Alıntı:
Ve eğer Allah rızkı kullarına yaysaydı/döşeseydi [bol bol verseydi], kesinlikle yeryüzünde azgınlık ederlerdi. Velâkin O [Allah] dilediğini belli bir ölçüye göre indiriyor. Şüphesiz ki O, kullarına en çok haberi olandır, en iyi görendir. Selam ve dua ile. Not: Dua hususunda baska bir kardesimiz verecek insaAllah cevabini. |
|
7. May 2013, 09:24 PM | #27 | |
Super Moderator
Üyelik tarihi: Mar 2012
Mesajlar: 963
Tesekkür: 481
200 Mesajina 303 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
Alıntı:
bu konuda burada da bazı katkılar olmuştu http://www.hanifler.com/showthread.php?t=3198 sana "padawan" olarak bir sorum oldu cevabını alamadım?
__________________
"Hayat bugündür. Emin olduğun tek hayat. Onu en iyi şekilde yaşa." |
|
7. May 2013, 10:33 PM | #28 | |
Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.023
Tesekkür: 3.573
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000 |
Selamun aleyküm! Değerli bartsimpson Kardeşim!
Alıntı:
Mümin suresi âyet 60: “Rabbiniz buyurmuştur ki: “Duâ edin bana, cevap vereyim size. Kibre saparak bana ibadetten uzaklaşanlar, aşağılanmış bir halde cehenneme gireceklerdir.” Furkan suresi âyet 77: “De ki: “ Duânız yoksa, Rabbim sizi ne yapsın! Yalanladınız; bu yüzden azap kaçınılmaz olacaktır.” Allah kuluna cevap vermek için onun her ne vesilesiyle olursa olsun kendisine başvurmasını istemektedir. Bu vesileler, hayranlık, hamd, şükür olabileceği gibi, ihtiyaç, korkulandan kurtulma ve yapılan hataların bağışlanması isteği de olabilir. Bakara suresi âyet 152: “Anın beni ki anayım sizi. Şükredin bana, sakın nankörlük etmeyin.” Hud suresi âyet 90: “Rabbinizden af dileyip O’na yönelin. Rabbim Rahîm’dir, rahmeti sınırsızdır; Vedûd’dur, çok sevgilidir.” Zümer suresi âyet 53: “De ki: “ Ey kendi aleyhine sınırı aşan/aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Allah, günahları tümden affeder. Çünkü O, mutlak Gafûr, mutlak Rahîm’dir.” Şu kesinlikle bilinmelidir ki, duânın kabulu için ilk adım mutlaka kul tarafından atılmalıdır. Allah ile kul arasındaki ilişki konusunda Peygamber efendimize sorular yöneltilmiştir. Bu sorulan sorulara cevap olarak cenabı hak şu âyeti indirmiştir. Bakara suresi âyet 186: “Kullarım sana benden sorarlarsa ben gerçekten çok yakınım. Duâ edenin çağrısına, bana çağırıp yakardığı anda cevap veririm. Hadi onlar da bana karşılık versinler, bana inansınlar ki doğruyu ve iyiyi bulabilsinler.”” Duâ yalnızca Allah’a yapılır: Kur’ân’ı Kerim’de duânın sadece Allah’a yapılması vurgulanır. Allah’tan başkalarına, putlara veya kendilerine kutsallık izafe edilmiş kişi ve meleklere duâ kesinlikle yasaklanır. Şuara suresi âyet 213: “O halde Allah’ın yanında bir başka ilaha daha yalvarma. Yoksa azaba uğratılanlardan olursun.” Kasas suresi âyet 88: “Allah’ın yanında diğer bir tanrıya daha kulluk etme. İlah yok O’ndan başka. O’nun yüzü dışında herşey helak olacaktır. Hüküm yalnız O’nundur ve O’na döndürüleceksiniz.” Ayrıca Allah’tan başkasına duâ edenler kınanmış ve uyarılmışlardır. Ra’d suresi âyet 14: “Gerçek duâ yalnız O’na yapılır. O’nun dışında yalvarıp davet ettikleri ise onlara hiçbir şekilde cevap veremezler. Onlar, ağzına ulaşsın diye iki avucunu suya doğru açan ama suya ulaşamayan birinden başkasına benzemezler. Küfre sapanların duâ ve davetleri şaşkınlığa dalmaktan başka bir işe yaramaz.” A’raf suresi âyet 194, 195: “Allah dışındaki yakardıklarınız sizin gibi kullardır. Eğer iddianızda haklıysanız, hadi çağırın onları da size cevap versinler. Ayakları mı var onların ki, onlarla yürüsünler; ellerim mi var onların ki onlarla tutsunlar; gözleri mi var onların ki, onlarla görsünler; kulakları mı var onların ki, onlarla işitsinler. De ki: “ Ortaklarınızı çağırıp bana tuzak kurun. Hadi, göz açtırmayın bana!” Nahl suresi âyet 20: “Allah dışında yakardıklarınız hiçbir şey yaratamazlar; onların kendileri yaratılmaktadır.” Nisa suresi âyet 117: “Allah’ın dışındakilere duâ edenler sadece dişilere duâ ederler. Ve Onlar inatçı bir şeytandan başkasına çağırıp yakarmıyorlar.” Hacc suresi âyet 12, 13: “Allah’ı bırakır da kendisine zarar veremeyecek, yarar sağlamayacak şeylere kulluk eder. Dönüşü olmayan sapıklığın ta kendisidir bu. Zararı, yararından daha yakın olan kişiye yalvarır. Ne kötü bir destekçidir o, ne kötü bir efendidir!” Duânın âdabı: Nisa suresi âyet 32: “Allah’ın, bir kısmınıza bir kısmınızdan farklı olarak lütfettiği şeyleri isteyip durmayın. Erkeklere kendi kazandıklarından bir nasip var; kadınlara da kendi kazandıklarından bir pay var. Allah’tan, o’nun lütfunu isteyin. Allah, her şeyi iyice bilmektedir.” Nisa suresi âyet 134: “Dünya nimeti ve bereketi isteyen bilsin ki, dünya nimeti de ahiret mutluluğu da Allah katındadır. Allah, çok iyi işitir, çok iyi görür.” A’raf suresi âyet 29: “Şunu da söyle: “Rabbim bana adaleti emretti. Her mescitte yüzlerinizi O’na doğrultun. Dini yalnız O’na özgüleyerek, O’na yalvarın. Tıpkı sizi ilk yarattığı gibi O’na döneceksiniz.” A’raf suresi âyet 55, 56: “Rabbinize boyun bükerek, gizlice/ürpererek yakarın. O, haddi aşanları/azmışları sevmez. Yeryüzünde, orası barışa kavuştuktan sonra bozgun çıkarmayın. Ürpererek ve ümit ederek duâ edin O’na. Hiç kuşkusuz, allah’ın rahmeti güzel düşünüp güzel iş yapanlara çok yakındır.” A’raf suresi âyet 180: “En güzel isimler Allah’ındır; O’na onlarla duâ edin. O’nun isimlerinde ters bir tutum izleyenleri bırakın. Yapıp ettiklerinin cezasını çekeceklerdir.” A’raf suresi âyet 205: “Rabbini, kendi içinden yalvarıp ürpererek, bağırtılı olmayan bir sesle sabah-akşam zikret. Sakın gafillerden olma.” Bakara suresi âyet 186: “Kullarım sana benden sorarlarsa ben gerçekten çok yakınım. Duâ edenin çağrısına, bana çağırıp yakardığı anda cevap veririm. Hadi onlar da bana karşılık versinler, bana inansınlar ki doğruyu ve iyiyi bulabilsinler.” Yusuf suresi âyet 86, 87: “Dedi ki: “Ben, içimi doldurup taşan özlemimi, kederimi Allah’a arz ederim. Ve Allah’ın yardımıyla sizin bilmediğiniz şeyleri bilirim. Ey oğullarım! Gidin, artık Yusuf’u ve kardeşini bulmak için dikkat kesilin. Allah’ın rahmetinden de ümit kesmeyin. Çünkü, Allah’ın rahmetinden, küfre sapanlar topluluğundan başkası ümit kesmez.” Mü’min suresi âyet 60: “Rabbiniz buyurmuştur ki: “Duâ edin bana, cevap vereyim size. Kibre saparak bana ibadetten uzaklaşanlar, aşağılanmış bir halde cehenneme gireceklerdir” Enbiya suresi âyet 90: “Kendisine hemen cevap vermiş, Yahya’yı ona hediye etmiş, karısını kendisi için doğurmaya elverişli hale getirmiştik. Onlar, hayırlarda yarışırlar, umarak ve korkarak bize yalvarırlardı. Onlar, bize ürpererek saygı gösterirlerdi.” Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay |
|
dost1 Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi: | bartsimpson (7. May 2013), merdem (8. May 2013) |
8. May 2013, 12:41 PM | #29 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Aug 2012
Mesajlar: 108
Tesekkür: 19
41 Mesajina 61 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
Selam Dostlar;
İnsanın içinden söylediği, okuduğu sözler, kelamlar tekrardır, bu tebliğler insanın kendi beynine söylediği tebliğlerdir, insanın akletmesi, düşünmesi, beyninin uyarılması içindir. Dua çağrıdır, davettir; daha önce edilmiş duayı(daveti, çağrıyı) insanın kendine telkin etmesi, tebliğ etmesi yöneltmesidir. (Dua Arapça bir kelime Türkçesi davet, çağrı) Biz dua etmiyoruz daha önce edilmiş duaya(davete) kendimizi yönlendirmeye, tebliğleri almaya kendi aklımızı ikna etmeye çalışıyoruz. Duaya(davete) icabet etmeye, hak yoluna girmeye, doğrulara kendimizi çağırıyoruz. Çağrı insan olmaya çağrıdır, davet akladır, Allah yoluna girsin diye. İnsanı uykudan uyandırmaya çağırmadır dua. Yoksa istek arzuların, hayalin ve duyguların doyurulmasını talep etmek değildir. Şunu isterim bunu isterim diye isterik haller dua değildir, insanın kendi beyniyle konuşmasıdır. Alıntı:
Konu mustafabey tarafından (8. May 2013 Saat 12:44 PM ) değiştirilmiştir. |
|
mustafabey Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: |
8. May 2013, 07:48 PM | #30 |
Guest
Mesajlar: n/a
|
Kuranın dua kelimesine bindirdiği anlam çağrı/davettir.
Allah ı davet eden hiç Rabbini/yol göstericisini şahdamarının da yakınında bulmaz mı? Her davet edenin davetine yanıt veriliyor. Fakat egosu için yani egodan gelen piyangodan para çıkması dileği ve bu dileğin gerçekleşmesi için Allah ın davet edilmesi Rablik sıfatına aykırıdır. Rab yol gösterir, hidayet eder. Selam |
Bookmarks |
Etiketler |
meryem, mesih, oğlu, İsa |
|
|