hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > BİLİM VE TEKNOLOJİ > Bilim ve Teknik > Canlılar ilmi (Biyoloji)

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 24. November 2012, 07:27 PM   #21
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart

Alıntı:
mustafabey Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Selamlar;


Aorskaya kardeşim yukarıda yazdıklarını düşünmeden hızlı cevapladığını anlıyorum.
Bilim adamlarının ulaştıkları verileri, sonuçları Allahın varlığı ile ilişkilendirmek, Allahın varlığını ispat etmek gibi bir görevleri yoktur, eğer bilimin bu işle uğraştını düşünüyorsan bilim nedir? Ne değildir? Bir araştırmanı tavsiye ederim.

Eğer bilim adamı senin dediğin şekilde bulduğu sonuçları, verileri Allah’la ilişkilendirirse bu kendi kişisel görüşü olur, objektif olmaz, ama bilimle uğraşmayan bizler bu sonuçları Allahın gücü kudreti, yaratma sıfatları olarak yorumlayabiliriz. Yukarıda yazımda belirtiğim gibi;

Yani BİLİM ADAMLARI veya BİLİM; Allahın varlığını araştırmaz, Allahın yarattığı ayetleri, kendi yöntemlerine göre inceler. Yaratıcının varlığını gerçekte aklı olan kimse inkar etmez.
Yazdıklarımı acele ederekmi okuyorsun, yoksa, okuduğundan anladığın halde, benim iddia konumu çarpıtmayı bilerekmi yapıyorsun, bunun üzerinde düşünmek istemiyorum.

Bana, durmadan; bilimi, teoriyi, hipotezi öğrenme tavsiyesinde bulunmayı bırakıp, yazdığım yazıda "bilim adamlarının, bilimin sonuçlarını, Allah'la ilgilendirmek üzere çalışmaları gerektiğini" söylediğim yeri alıntılayabilirmisin? Alıntılayamazsın çünkü, böyle demedim.

Bilim adamları, istemeden de olsa, buluşlarının sonuçlarında Allah ile ilişki gördüklerinde bunu objektif olarak, bilimö adamlaığı gereği açıklamak zorunda değilmidir?

Ben, buluşunu, ilişkiyi gördüğünde saklamadan, ilan etsin diyorum. İlle'de her şeyi Allah'la ilgisini araştırıp, bulup ondan sonra açıklasın demiyorum.

Ama, zaten bu ilişkiyi görmüşse açıklasın.... bunu nasıl ters anlayabilirsin bilemiyorum...


selamlar,
aorskaya
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 24. November 2012, 07:44 PM   #22
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart

Alıntı:
mustafabey Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
HACC;
36- Bedeneleri (gövdeli hayvanları), sizin için Allah'ın şiarlarından (nişanelerinden, işaretlerinden) kıldık. Onda sizin için hayır vardır. saf halinde duranların üzerine Allah'ın İsmi'ni anın (zikredin). Yanları üzerine düşünce, artık ondan yeyin ve isteyeni de kanaat edeni (istemeyeni) de doyurun. İşte böylece onu, size musahhar kıldık (boyun eğdirdik). Umulur ki, böylece siz şükredersiniz.


37-Elbette onların ne etleri, ne de kanları Allah'a ulaşmaz. Ancak O'na sizin takvanız ulaşacaktır. İşte böylece size, onu boyun eğdirdi (musahhar kıldı) ki; sizi hidayete erdirdiği şey üzerine (doğru yolu göstermesi sebebiyle) Allah'ı yüceltmeniz (tekbir) için. Ve güzel davrananları (muhsinleri) müjdele!

1; ondan yiyin ; aileniz
2; kanaat edeni (istemeyeni) de doyurun; eve gelen eş dost
3; isteyeni doyurun ; ihtiyacı olan fakir fukara
Demekki, kuranda varmış bilerek yapılıyormuş.
Gördüğün gibi önce kurban haçla ilgili bir ritüeldir. Sonra ise, ayetten 3 e bölünmeyi kendine göre çıkarmaya çalışmışsın ama sana şöyle bir örnek üzerinden sorayım o halde;

Bir hayvanı kurban edince, onu 3 eşit şekilde parçalara bölüp;

1.bölüneni; aile tüketimine,
2.bölüneni; akraba, komşu, eş dosta,
3.bölüneni; ihtiyaç sahibi fakir fukaraya vermek üzere bulundurduğunuz bir anda, diyelimki, çok sayıda yoksul, gariban tam da kurban kestiğiniz yere gelip, sizden et istediler.

Şimdi size göre;

onlara ayrılan 3.bölümü, gelenlere eşit şekilde paylaştırmalısınız değilmi?

a-Peki bu durumda da kişilere, önemsiz bir miktar düşerse ne yapacaksın?
b-fakirlerden az, maz neyse hepsine ayırdığın bölümü dağıttın gittiler. Hemen ardından bir fakir daha geldi diyelim, O zaman ne yapacaksın?

- Orada, iki bölüme ayrılan etler durduğu halde; "Size ayrılan payları başkalarına verdim, sana yok" mu diyeceksin?

- yoksa; diğer bölünenlerden tutup onadamı vereceksin? Eğer böyle yaparsan, bu defa 3 eşit bölüme ayırmamış olacaksın, ayete ters düşeceksin demektir değilmi?

Gördüğün gibi zorlama olarak 3 bölme gibi bir durum yoktur. Kurban kesen olarak, 3 bölme falan demeden, mümkün olduğu kadar fakir fukaraya dağıtman gerektiğini bilmelisin.

Sen, zaten kurban kesebildiğine göre, et de alabilecek durumda olduğundan, kendine et almayabilirsin. Ancak, dağıtım yaptığınız halde bitiremediğiniz bir kısım olursa onları eş-dost-aile olarak yiyaybilmeniz gerekir.

Bunlar, asıl konuda, senin verdiğin örneğe göre kurban ile ilgili hatalı düşüncenin düzeltilmesine ilişkin açıklamalardı.

Asıl konuya gelecek olursak;

Bir kimse, bilim adamı yada başka bir meslekteki kimse veya tüccar olsun. Bu kimse, kendini ve imkanlarının hepsini insanlar için harcasın. Ama, LA İLAHE İLLALLAH kavramını anlamaya, ona iman edip, ona göre yaşamaya çalışmasın.

Şimdi sen, bu kimsenin cennete girmesi gerektiğinimi söyleyeceksin?

Bu sorunun cevabını da net olarak vermeni bekliyorum. Yazılar içinde konular boğulmasın ve bunun cevabı atlanmasın.

selamlar,
aorskaya
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 24. November 2012, 10:01 PM   #23
mustafabey
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2012
Mesajlar: 108
Tesekkür: 19
41 Mesajina 61 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22
mustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud of
Standart

Selamlar;
Aorskaya kardeşim yazında sitemde bulunmuşsun, senin iddialarını çarpıtmaktan bahsetmişsin;
Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Yazdıklarımı acele ederekmi okuyorsun, yoksa, okuduğundan anladığın halde, benim iddia konumu çarpıtmayı bilerekmi yapıyorsun, bunun üzerinde düşünmek istemiyorum.

Bana, durmadan; bilimi, teoriyi, hipotezi öğrenme tavsiyesinde bulunmayı bırakıp, yazdığım yazıda "bilim adamlarının, bilimin sonuçlarını, Allah'la ilgilendirmek üzere çalışmaları gerektiğini" söylediğim yeri alıntılayabilirmisin? Alıntılayamazsın çünkü, böyle demedim.

Bilim adamları, istemeden de olsa, buluşlarının sonuçlarında Allah ile ilişki gördüklerinde bunu objektif olarak, bilim adamlığı gereği açıklamak zorunda değilmidir?

Ben, buluşunu, ilişkiyi gördüğünde saklamadan, ilan etsin diyorum. İlle'de her şeyi Allah'la ilgisini araştırıp, bulup ondan sonra açıklasın demiyorum.

Ama, zaten bu ilişkiyi görmüşse açıklasın.... bunu nasıl ters anlayabilirsin bilemiyorum...
aorskaya
Aorskaya kardeşim yazılarını anlıyorum da, senin beklentilerinin yani bilimle uğraşan insanlardan, bilimden beklentinin yanlış olduğunu, bu kavram kargaşasından kurtulman için Bilim, Bilimsel Teori, Hipotez, Bilim Adamı, Objektif gibi kavramları araştırmanı istedim.
Aşağıda yazdığın yazılardaki yazdığın bana göre çelişki olanları senin çelişki olarak görmemen, işte kavramları yanlış olarak zihnine yerleştirmenden kaynaklanıyor, bu sadece seninle ilgili olan bir şey değil genel olarak toplumda bir kavram kargaşası var, oda ezberci eğitim sisteminden kaynaklanıyor, neyse yazılarını alıntılıyorum bir tekrar oku;

Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Siz, bilimle ilgili her uğraşı, takdir edilesi, faydalı uğraş ve sonuçlarını da faydalı göremeye devam etme mantıksal karmaşasından kurtulamadıkça, evrim teorisinin islama uygun olduğunu kabul etmeniz de normal oluyor.
Şimdi de, "evrim teorisini doğru bulması bir yana, islama uygun bulan bir mantıkla" karşılaşıyorum.
Bilimle uğraşan bilim adamlarına, bilimle buldukları sonuçları objektif olarak yansıtmaları kaydıyla kimse karşı çıkamaz, çıkmamalıdır.

Eğer bilim adamı, bilimle ulaştığı sonuc; yaratana çıktığında bunu da gizlemeden, reddetmeden söyleyebiliyorsa buna saygı duyulur.
Edison, senin bu dediğine göre, mümin biri olmalı ve cennetlik olmalıdır herhalde değilmi? Peki cennetlikmidir? Cennet için, bütün insanlara fayda sağlayacak bir keşif yeterlimidir?

Yoksa "LA İLAHE" yi anlayıp, bunun bilimsel kanıtlarını da hem kabul edip, "İLLA ALLAH" olduğunu görüp, hemde bilimsel platformlarda dillendirmesi gerekli değilmidir?
Ben, bilimin sonuçlarının Allah'a işaret ettiğini gören bilim adamlarının bunu kabul edip, açıklayarak savunamamasını eleştiriyor ve onun bilim adamlığından şüphe edilmesi gerekir diyorum.
Ancak, bilim adamı objektif değerlere sahip olduğu zaman bilim adamı olur. Bilime itiraz yoktur, bilim adamının tanımına itiraz vardır. Bilimle uğraşan herkes bilim adamı demek değildir.

Bilim adamı bulduğu her sonucu, tarafsız bir şekilde ilan edebilirse bilim adamı olur. İşte, bilim deney, gözlem, araştırma vb. sonucu bazı şeylerin ilgisini Allah ile ilişkili bulmuşsa, bilim adamıda bunu kabul etmek ve açıklamak zorunda olur.

Kendisi kabul etmese dahi, bilimin ilişkisini açıklaması gerekir. Ama, kendi nefsini ilah kabul edenler, gerçek ve tek ilah olan Allah'ı kabul edemedikleri için, onun varlığını gösteren buluşları da onsuz açıklamaya çalışırlar.

Evrim teorisi de bunlardan biridir.
aorskaya
Aorskaya kardeşim önce sana madem sen araştırmıyorsun, üzerinde düşünmüyorsun sana bilim adamının ve objektif tarifini ekliyorum;
Bilim İnsanı, geniş anlamda bilgileri elde etmek için sistematik bir faaliyet yapan kişi. Daha sınırlı anlamda ise bilimsel yöntem kullanan bir bireydir. Kişi bilimin bir veya birden fazla alanında uzman olabilir. Bilim insanları; fiziksel, matematiksel ve sosyal alanlarda da dahil olmak üzere doğanın tüm alanlarında araştırmalar yaparlar.
Objektif(nesnel); Tarafsız (bireyin kişisel görüşünden bağımsız olan) Objektif = Kesin = Bilimsel = Değişken olmayan = Kanıtlanabilir = Herkese göre aynı
Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Eğer bilim adamı, bilimle ulaştığı sonuc; yaratana çıktığında bunu da gizlemeden, reddetmeden söyleyebiliyorsa
bilimin sonuçlarının Allah'a işaret ettiğini gören bilim adamlarının bunu kabul edip, açıklayarak savunamamasını eleştiriyor ve onun bilim adamlığından şüphe edilmesi gerekir diyorum.
aorskaya
Gibi açıklamalarında yazılarında objeftiflikten bahsetsende, bilim adamlarını öznel davranmasını, kişisel görüşlerini bilimin içine katmasını istiyorsun.
Yazdıklarındaki çelişkiyi gör,
Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Bilim adamları, istemeden de olsa, buluşlarının sonuçlarında Allah ile ilişki gördüklerinde bunu objektif olarak, bilim adamlığı gereği açıklamak zorunda değilmidir?
Ben, buluşunu, ilişkiyi gördüğünde saklamadan, ilan etsin diyorum. İlle'de her şeyi Allah'la ilgisini araştırıp, bulup ondan sonra açıklasın demiyorum.
aorskaya
Aorskaya kardeşim bu nasıl söz? Bilim insanlarının buluşlarında istemeden de olsa nasıl Allahla ilişki görecekler, bu Allahın varlığını ispatlamak anlamına gelmiyor mu?
Bilim adamları Allahın yarattığı ayetleri inceliyor. Bilim adamları “varlık alemi” ile Allah arasında nasıl bir ilişki kuracaklar, neyi göreceklerde gizlemeyecekler? Hangi deney ve gözlem sonucunda bu bilgilere ulaşacaklar? Böyle bir şey beklemek, bana göre çok büyük bir çelişki mantıksızlık!

Senin bildiğin, bilim adamlarının sakladığı, Allahla ilişki gördükleri bir durum mu var?

Seni tekrar uyarıyorum, senin dediğin tarzda bir ilişkiyi bizler kurabiliriz, bilimin ortaya çıkardıkları bilgileri kullanarak Allahın ne kadar yüce olduğunu, bizim aklımızın bunu anlamaya yetmediğini kabul ederiz, ayrıca ortaya çıkan bu bilgilerle cahilliğimiz ortadan kalkar bu ayrı.

Bilim adamı ulaştığı bilgilerle Allahın yücelik sıfatları arasında bağ kuruyorsa, bu onun kendi imanını kuvvetlendirir, bize kamuoyuna bu kişisel görüşünü bilim adı altında açıklayamaz. Açıklarsada bu bilimsel olmaz, kişisel görüştür, ispatlayamaz, makalesinde böyle bir bölüm açamaz. Böyle işler bilim adamlarının görevi değil, ilahiyatçıların işidir.

Umuyorum ki bu konularda anlaşırız, yoksa kavram karmaşası devam eder.

Kurban ile ilgili matematik soruna gelirsek cevabı kendin vermişsin, hepside dağıtılabilir, bir itirazım yok, kurbanı zengin olan keser, zengin olanında ete ihtiyacı yoktur, ben sadece genel anlayıştan bahsettim ve bununda kuranda dayanağının olduğunu belirttim. Ayrıca burda dikkat edilmesi gereken husus zenginlik, dinen zengin olmak nedir? Mal, mülk, dünyalıklar mı? Bir sürü evi, parası, arsası olanlar vardır, ama dinen fakirdirler. Ama dediğim gibi bu kavramları anlamak için soyut düşünce yeteneğinin geliştirmek gereklidir.

Somut, görünen, birebir kavramlarla uğraşan BİLİM’dir. Düşünemeyenler, kelimenin peşinden gidenler, ezberciler için KATI kurallar konulmuştur, Bu katı kurallar düşünmeyi, aklı idame ettirmeyi sağlamak ve toplumda kargaşa çıkmasını engellemek içindir, insanların tutunacağı bir zemin, şekil osun diyedir bunlar.

Cennetemi yoksa cehenneme mi gider? Böyle soru mu olur Aorskaya kardeşim, kimde imanın kimde iman olmadığını Allah bilir, biz kendimizden eminmiyiz ki başkalarını yargılayacağız? Yargılamak bize düşmez, bunlar bize gayb.

Bir kimse malını, canını, ilmini, aklını insanlığa adıyorsa, bunun için ömrünü kurban ediyorsa böyle bir kişinin sen Allahtan uzak olacağını mı zannediyorsun? Bu soruda tutarsız, Aorskaya kardeşim bunlar nasıl sorular? Sen şimdiye kadar böyle bir kişiyle karşılaştın mı, kendini insanlığa feda etmiş, insanlık için çalışan? Böyle bir kişi varsa elini öpmek gerekir, ona karşı saygıda kusur edilmemelidir, insanlığa örnek olur böyle kişiler.
mustafabey isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 26. November 2012, 12:50 PM   #24
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart

Alıntı:
mustafabey Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Bilim adamları Allahın yarattığı ayetleri inceliyor. Bilim adamları “varlık alemi” ile Allah arasında nasıl bir ilişki kuracaklar, neyi göreceklerde gizlemeyecekler? Hangi deney ve gözlem sonucunda bu bilgilere ulaşacaklar? Böyle bir şey beklemek, bana göre çok büyük bir çelişki mantıksızlık!

Senin bildiğin, bilim adamlarının sakladığı, Allahla ilişki gördükleri bir durum mu var?

Seni tekrar uyarıyorum, senin dediğin tarzda bir ilişkiyi bizler kurabiliriz, bilimin ortaya çıkardıkları bilgileri kullanarak Allahın ne kadar yüce olduğunu, bizim aklımızın bunu anlamaya yetmediğini kabul ederiz, ayrıca ortaya çıkan bu bilgilerle cahilliğimiz ortadan kalkar bu ayrı.

Bilim adamı ulaştığı bilgilerle Allahın yücelik sıfatları arasında bağ kuruyorsa, bu onun kendi imanını kuvvetlendirir, bize kamuoyuna bu kişisel görüşünü bilim adı altında açıklayamaz. Açıklarsada bu bilimsel olmaz, kişisel görüştür, ispatlayamaz, makalesinde böyle bir bölüm açamaz. Böyle işler bilim adamlarının görevi değil, ilahiyatçıların işidir.

Umuyorum ki bu konularda anlaşırız, yoksa kavram karmaşası devam eder.


Cennetemi yoksa cehenneme mi gider? Böyle soru mu olur Aorskaya kardeşim, kimde imanın kimde iman olmadığını Allah bilir, biz kendimizden eminmiyiz ki başkalarını yargılayacağız? Yargılamak bize düşmez, bunlar bize gayb.

Bir kimse malını, canını, ilmini, aklını insanlığa adıyorsa, bunun için ömrünü kurban ediyorsa böyle bir kişinin sen Allahtan uzak olacağını mı zannediyorsun? Bu soruda tutarsız, Aorskaya kardeşim bunlar nasıl sorular? Sen şimdiye kadar böyle bir kişiyle karşılaştın mı, kendini insanlığa feda etmiş, insanlık için çalışan? Böyle bir kişi varsa elini öpmek gerekir, ona karşı saygıda kusur edilmemelidir, insanlığa örnek olur böyle kişiler.
Konu, gereğinden fazla uzadığı için kısaca bilim adamı düşüncemi yazıyorum:

1- Bilim adamı, uğraştığı bilim dalıyla ilgili olarak vardığı bilimsel sonuçları, bilimin sonucu olarak açıklarken, yine bu sonuçların yaratanla ilgisini kavrayabilmiş ise; "bu bilimsel sonuçlar, bir Tanrı'nın olduğunu şu bakımlardan gösteriyor" diyebilmesi de gerekir.

Sana, mutlaka bilimsel sonuç olarak açıklasın diyen yoktur.

2- Kaldıki, sen bilimsel sonuç deyince, bulunan şeyin doğrudan Allah'a ait bir somut bir bağ olması şeklinde anlıyorsun... Halbuki, bu bağı zaten kimse bulamaz, çünkü Fizik anlamda rabbi bilme imkanı yoktur.

Ama, şöyle bir örnekle konuyu açıklayayım;

Matematik bilimi ile uğraşan bir bilim adamı, mantık kuralı gereği;

Allah'ın olması halinde; Yaratanın olmadığına inanıp onu reddederek yaşamak halinde insanların kazanacakları sadece dünya yaşamında biraz daha serbest yaşamak olurken, Allah'a inanmaları ve buna göre yaşamaları halinde ise, dünyada biraz daha fazla kurallara dikkat ederek yaşamaya katlanmak karşılığında, öbür yaşamlarının ebedi olması ve ebediyetin yanında sayılı yaşamın hiç öneminin olmayacağını anlatarak, iman etmenin mantığın gereği olduğunu açıklaması onun bilimsel görüşü olmazmı?

Bilim adamı bunu yapamazmı? Neden, sıradan insanlar bilim ve yaratan ilişkisini gördüklerinde açıklayıp yaşayabilirken, bilim adamlarının bunu yapamayacağı kabul edilsinki? Bilim adamlarını bundan soyutlamaya kimin hakkı olabilir...

3- Bir kaç defa söylememe rağmen, "LA İLAHE İLLA ALLAH" deyimini kavrayıp, ona göre yaşayamayanların, ömürlerini tüm insanlığa yararlı şeyler yapmakla geçirse de kabul edilmeyecekleri ve cennete giremeyeceklerine ilişkin görüşümü yanlış bulup bulmadığını net olarak açıklayamadın hala...

Bir kere daha soruyorum:

LA İLAHE İLLA ALLAH kavramını benimsemeyen, buna göre yaşamak istemeyen birisi cennete girebilirmi?

4- Cennetemi yoksa cehenneme mi gider? Böyle soru mu olur Aorskaya kardeşim, kimde imanın kimde iman olmadığını Allah bilir, biz kendimizden eminmiyiz ki başkalarını yargılayacağız? Yargılamak bize düşmez, bunlar bize gayb. DEMİŞSİN.

Bunlar bize neden gayb olsunki?

Allah, kuranda kimlerin cehennemlik, kimlerinde cennetlik olduğu bilgisini bize vermişse, biz de buna uyan durumlar için bu açıklamaları yapabiliriz.

İşte bunlardan ilki ve en önemlisi; LA İLAHE İLLA ALLAH kavramını kabul etmeyenlerin, benimsemeyenlerin, ebedi cehennemlik olduklarıdır.

Bakın TEVBE SURESİ 113. ayette rabbim ne diyor:

Akraba bile olsalar, cehennem halkı oldukları açıkça belli olduktan sonra müşrikler için af dilemek ne peygambere yakışır ne de iman edenlere.

Demekki, cehennem halkından oldukları açıkça belli olanlar olabiliyormuş değilmi? Demekki bizler, durumlarına bakarak, bize göre cehennemlik olduklarını düşündüklerimiz olabilirmiş değilmi?

LA İLAHE diyemeyen, İLLA ALLAH'ı benimseyemeyen birilerini, hala cehennemlik olup olmadıklarını Allah bilir, bize gayb demeye devam etmeyeceksiniz artık değilmi?

Şimdi, bunu benimsemeyen isterse bütün insanların duasını alan, insanlara hayır yapan birisi olsun, cennete gidebilirmi? Rabbimiz, yaratan olarak kendini tanımayan, reddeden bu kimseleri, yarattıklarına iyilikler yaptı diye cennete koyarmı? Tabi, tevbe etme şansına sahip olmamışsa...


selamlar,
aorskaya
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 27. November 2012, 01:13 AM   #25
mustafabey
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2012
Mesajlar: 108
Tesekkür: 19
41 Mesajina 61 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22
mustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud of
Standart

Selamlar;
Aorskaya kardeşim yazılarında kendine özgü, değişik bir bakış açın var, tanımlamalar öznel, geneli yansıtmıyor. Senin bu konudaki kişisel fikirlerini ben kabul etsem ne değişir? Varolan oturmuş, herkesin kabul ettiği, bildiği tarif değişir mi? Herkesin bildiği tarifi reddeder senin kafanda şekillendirmeye çalıştığın tarifi doğru kabul edersek, artık bilim adamları senin tarifindeki gibi mi hareket edecekler?
Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
1- Bilim adamı, uğraştığı bilim dalıyla ilgili olarak vardığı bilimsel sonuçları, bilimin sonucu olarak açıklarken, yine bu sonuçların yaratanla ilgisini kavrayabilmiş ise; "bu bilimsel sonuçlar, bir Tanrı'nın olduğunu şu bakımlardan gösteriyor" diyebilmesi de gerekir.
Sana, mutlaka bilimsel sonuç olarak açıklasın diyen yoktur.
Matematik bilimi ile uğraşan bir bilim adamı, mantık kuralı gereği;
Allah'ın olması halinde; Yaratanın olmadığına inanıp onu reddederek yaşamak halinde insanların kazanacakları sadece dünya yaşamında biraz daha serbest yaşamak olurken, Allah'a inanmaları ve buna göre yaşamaları halinde ise, dünyada biraz daha fazla kurallara dikkat ederek yaşamaya katlanmak karşılığında, öbür yaşamlarının ebedi olması ve ebediyetin yanında sayılı yaşamın hiç öneminin olmayacağını anlatarak, iman etmenin mantığın gereği olduğunu açıklaması onun bilimsel görüşü olmazmı?
aorskaya
Aorskaya kardeşim yazdığım yazılarda, bilim adamı veya bilim gibi kelimeleri varolan rasyonel anlamıyla değil kendi ürettiğin bir tanıma göre her yazında değiştirerek geliştiriyorsun.
Anladığım kadarıyla sen bilim adamlarının hem bilimle uğraşarak Allahın yarattığı ayetleri okumasını hemde ikinci uzmanlık dalı olarak ilahiyatçı kimliğinin olmasını ve bu bilimden elde ettiği somut verileri ayrıca yorumlayarak dini bir bakış açısıyla mana vermesini bekliyorsun; yazdığı bilimsel makalelerde hem bilimsel sonuçları hemde ilahi manalarını anlayabildiği ölçüde değerlendirmesini istiyorsun; işte bu anladığım kadarıyla sana göre Mükemmel Bilim Adamıdır.

Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Bilim adamı bunu yapamazmı? Neden, sıradan insanlar bilim ve yaratan ilişkisini gördüklerinde açıklayıp yaşayabilirken, bilim adamlarının bunu yapamayacağı kabul edilsinki? Bilim adamlarını bundan soyutlamaya kimin hakkı olabilir...
aorskaya
Aorskaya kardeşim bu konudaki fikrimi daha önce açıkladım.
Alıntı:
Bilim adamı ulaştığı bilgilerle Allahın yücelik sıfatları arasında bağ kuruyorsa, bu onun kendi imanını kuvvetlendirir, bize kamuoyuna bu kişisel görüşünü bilim adı altında açıklayamaz. Açıklarsa da bu bilimsel olmaz, kişisel görüştür, ispatlayamaz, makalesinde böyle bir bölüm açamaz. Böyle işler bilim adamlarının görevi değil, ilahiyatçıların işidir.

Umuyorum ki bu konularda anlaşırız, yoksa kavram karmaşası devam eder.
Senin tanımlamaya çalıştığın Mükemmel Bilim Adamı bu dediklerini yapar, yapsın, benim için sorun yok.

Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Bir kaç defa söylememe rağmen, "LA İLAHE İLLA ALLAH" deyimini kavrayıp, ona göre yaşayamayanların, ömürlerini tüm insanlığa yararlı şeyler yapmakla geçirse de kabul edilmeyecekleri ve cennete giremeyeceklerine ilişkin görüşümü yanlış bulup bulmadığını net olarak açıklayamadın hala...
Bir kere daha soruyorum:
LA İLAHE İLLA ALLAH kavramını benimsemeyen, buna göre yaşamak istemeyen birisi cennete girebilirmi?
aorskaya
aorskaya kardeşim bu konudaki fikrimi açıklamıştım,
Alıntı:
Cennete mi yoksa cehenneme mi gider? Böyle soru mu olur Aorskaya kardeşim, kimde imanın kimde iman olmadığını Allah bilir, biz kendimizden emin miyiz ki başkalarını yargılayacağız? Yargılamak bize düşmez, bunlar bize gayb.

Bir kimse malını, canını, ilmini, aklını insanlığa adıyorsa, bunun için ömrünü kurban ediyorsa böyle bir kişinin sen Allahtan uzak olacağını mı zannediyorsun? Bu soruda tutarsız, Aorskaya kardeşim bunlar nasıl sorular? Sen şimdiye kadar böyle bir kişiyle karşılaştın mı, kendini insanlığa feda etmiş, insanlık için çalışan? Böyle bir kişi varsa elini öpmek gerekir, ona karşı saygıda kusur edilmemelidir, insanlığa örnek olur böyle kişiler.
Anladığım kadarıyla yeterli ölçüde açıklayamadım, biraz daha açayım. Senin sorduğun soru bana göre çelişkili. Niye dersen; bir kişi “la ilaha illallah” kavramını anlayıp gereklerini yerine getiriyorsa, yaşıyorsa; ömrünü İNSAN kavramına yaraşır şekilde geçirir insanlığa faydalı olur mükafatını Allah verir. Buradaki iki önerme birbirini tamamlayandır, birincisi la ilahe illallah kavramını anlaması ikincisi İNSAN vasfına yaraşır şekilde hareket etmesi, daha ileri seviye insanlığa kendini adamasıdır. Bu iki önerme zıt değildir, birbirine bağlıdır. Yani birini yapan diğerini gerçekleştirme yolunda ilerler. Dinde önemli olan doğru yola(sırat ı müstakim) girmektir. Dilin kemiği yoktur, bakarsın insanların ağzından Allah kelamı eksik olmaz,buna rağmen İnsana yaraşır şekilde hareket etmez, insanlığa faydalı olmaz, yani dini sözde , ağzıyla yaşamaya çalışır, önemli olan ağızla söylenen değil, yaşantıda ortaya çıkanlardır. Yaşamda ortaya çıkartılanlar değerlidir. Sözler karın doyurmaz, sözler yaşamda karşılık bulmuyorsa bir değeri yoktur. Yaşama geçince değerlenir.

Aorskaya kardeşim madem cennet cehennem kavramlarını iyi anladın ve kimin cennetlik ve cehennemlik olabileceğini yeterince yorumlayabiliyorsun, bende sana bir tane sorayım. Firavun Cenneti hak etmek için ne yaptı da cennete sahipti? Biz firavunu yanlış mı tanıyoruz, yoksa takva sahibimiydi de cennet ve pınarları ele geçirmiş, nedir bu iş Aorskaya kardeşim ben anlayamadım, anlatabilirsen memnun olurum.

Şuara 57; Fe ahracnâhum min cennâtin ve uyûn(uyûnin).
Böylece Biz, onları (firavun ve kavmini) cennetlerden ve pınarlardan çıkardık.

Ayrıca Hicr suresinin 45. Ayetine bakarsak kime cennet veriliyor;
İnnel muttekîne fî cennâtin ve uyûn(uyûnin).
Şüphesiz takva sahipleri, cennetler içinde ve pınarlar başındadır.
Firavun nasıl geçtiyse cennet ve pınarların başına?
mustafabey isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 27. November 2012, 07:30 AM   #26
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart

Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
3- Bir kaç defa söylememe rağmen, "LA İLAHE İLLA ALLAH" deyimini kavrayıp, ona göre yaşayamayanların, ömürlerini tüm insanlığa yararlı şeyler yapmakla geçirse de kabul edilmeyecekleri ve cennete giremeyeceklerine ilişkin görüşümü yanlış bulup bulmadığını net olarak açıklayamadın hala...

Bir kere daha soruyorum:

LA İLAHE İLLA ALLAH kavramını benimsemeyen, buna göre yaşamak istemeyen birisi cennete girebilirmi?

4- Cennetemi yoksa cehenneme mi gider? Böyle soru mu olur Aorskaya kardeşim, kimde imanın kimde iman olmadığını Allah bilir, biz kendimizden eminmiyiz ki başkalarını yargılayacağız? Yargılamak bize düşmez, bunlar bize gayb. DEMİŞSİN.

Bunlar bize neden gayb olsunki?

Allah, kuranda kimlerin cehennemlik, kimlerinde cennetlik olduğu bilgisini bize vermişse, biz de buna uyan durumlar için bu açıklamaları yapabiliriz.

İşte bunlardan ilki ve en önemlisi; LA İLAHE İLLA ALLAH kavramını kabul etmeyenlerin, benimsemeyenlerin, ebedi cehennemlik olduklarıdır.

Bakın TEVBE SURESİ 113. ayette rabbim ne diyor:

Akraba bile olsalar, cehennem halkı oldukları açıkça belli olduktan sonra müşrikler için af dilemek ne peygambere yakışır ne de iman edenlere.


Demekki, cehennem halkından oldukları açıkça belli olanlar olabiliyormuş değilmi? Demekki bizler, durumlarına bakarak, bize göre cehennemlik olduklarını düşündüklerimiz olabilirmiş değilmi?

LA İLAHE diyemeyen, İLLA ALLAH'ı benimseyemeyen birilerini, hala cehennemlik olup olmadıklarını Allah bilir, bize gayb demeye devam etmeyeceksiniz artık değilmi?

Şimdi, bunu benimsemeyen isterse bütün insanların duasını alan, insanlara hayır yapan birisi olsun, cennete gidebilirmi? Rabbimiz, yaratan olarak kendini tanımayan, reddeden bu kimseleri, yarattıklarına iyilikler yaptı diye cennete koyarmı? Tabi, tevbe etme şansına sahip olmamışsa...
Alıntı:
mustafabey Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
aorskaya kardeşim bu konudaki fikrimi açıklamıştım,

Anladığım kadarıyla yeterli ölçüde açıklayamadım, biraz daha açayım. Senin sorduğun soru bana göre çelişkili. Niye dersen; bir kişi “la ilaha illallah” kavramını anlayıp gereklerini yerine getiriyorsa, yaşıyorsa; ömrünü İNSAN kavramına yaraşır şekilde geçirir insanlığa faydalı olur mükafatını Allah verir. Buradaki iki önerme birbirini tamamlayandır, birincisi la ilahe illallah kavramını anlaması ikincisi İNSAN vasfına yaraşır şekilde hareket etmesi, daha ileri seviye insanlığa kendini adamasıdır. Bu iki önerme zıt değildir, birbirine bağlıdır. Yani birini yapan diğerini gerçekleştirme yolunda ilerler. Dinde önemli olan doğru yola(sırat ı müstakim) girmektir. Dilin kemiği yoktur, bakarsın insanların ağzından Allah kelamı eksik olmaz,buna rağmen İnsana yaraşır şekilde hareket etmez, insanlığa faydalı olmaz, yani dini sözde , ağzıyla yaşamaya çalışır, önemli olan ağızla söylenen değil, yaşantıda ortaya çıkanlardır. Yaşamda ortaya çıkartılanlar değerlidir. Sözler karın doyurmaz, sözler yaşamda karşılık bulmuyorsa bir değeri yoktur. Yaşama geçince değerlenir.
Sadece en son yazdığım yukarıda yazının neresinde sözle kabul edip yetinilmesini söylediğimi gösterebilirmisin? Aksine, her yazımda bunu anlayıp, kavrayıp, benimseyip, birde bunlara ilave olarak YAŞAMADIKÇA demişim değilmi?

Kardeşim, yapmayın artık yahu? Allah'tan başka ilah olmadığını, Sadece Allah'ın ilah olduğunu, anlayıp kabul edemeyen, kabul edipte bunu yaşayarak göstermeyen biri, Tövbe etmeden ölürse; Asla cennete giremez. Buna böyle inanıp inanmadığınızı, bunun istisnası olabileceğini düşünüyorsanız onu söyleyin.

Basit bir şeye bile doğrudan cevap vermediğiniz için konu ne kadar uzayıpt gitti yahu...

Şimdi de cevap vermemişsiniz ve imansızların da cennete gidebileceğini ima eden aşağıda Firavun örneğinden bir soru yöneltmişsiniz!

Alıntı:
mustafabey Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Aorskaya kardeşim madem cennet cehennem kavramlarını iyi anladın ve kimin cennetlik ve cehennemlik olabileceğini yeterince yorumlayabiliyorsun, bende sana bir tane sorayım. Firavun Cenneti hak etmek için ne yaptı da cennete sahipti? Biz firavunu yanlış mı tanıyoruz, yoksa takva sahibimiydi de cennet ve pınarları ele geçirmiş, nedir bu iş Aorskaya kardeşim ben anlayamadım, anlatabilirsen memnun olurum.

Şuara 57; Fe ahracnâhum min cennâtin ve uyûn(uyûnin).
Böylece Biz, onları (firavun ve kavmini) cennetlerden ve pınarlardan çıkardık.

Ayrıca Hicr suresinin 45. Ayetine bakarsak kime cennet veriliyor;
İnnel muttekîne fî cennâtin ve uyûn(uyûnin).
Şüphesiz takva sahipleri, cennetler içinde ve pınarlar başındadır.
Firavun nasıl geçtiyse cennet ve pınarların başına?
Bu kısımla ilgili olarak önce cevabımı yazmıştım ama, tam gönderecekken aklıma bir şey takıldı!

Siz, bu firavun örneğini Cennet ve cehennem denen ve klasik anlamda ahiret hayatının geçeceği ebedi yerler olarak kabul etmiyormuydunuz?

Size cevabımı sonra vermek üzere, önce buraya yazdığınız yazıyla, ne anladığınızı, hangi durumu kabul ettiğinizi, ahiret yurdu olup olmadığını anlatan yazınızı bekliyor, sonrasında yukarıdaki sorunuzun bendeki cevabını vereceğimi belirtiyorum.

selamlar,
aorskaya

Konu aorskaya tarafından (27. November 2012 Saat 07:33 AM ) değiştirilmiştir.
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 27. November 2012, 01:35 PM   #27
mustafabey
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2012
Mesajlar: 108
Tesekkür: 19
41 Mesajina 61 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22
mustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud of
Standart

Selamlar;

Zuhruf 9; Ve muhakkak ki onlara: “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye sorarsan, mutlaka: “Onları, Azîz (yüce ve üstün) ve Alîm (en iyi bilen) yarattı.” derler.
Zuhruf 10; Size yeryüzünü döşek kılan ve sizin için orada yollar yapan O'dur. Umulur ki böylece siz hidayete erersiniz.
Ali İmran 3; Allah, şehâdet etti: Muhakkak ki O'ndan başka ilâh yoktur. Melekler ve ilim sahipleri de adaletle kâim oldular (şahit oldular) ki, O'ndan başka ilâh yoktur, (O) Azîz'dir, Hakîm'dir.
Ali İmran 19; Muhakkak ki Allah'ın indinde dîn, İslâm'dır (teslim dînidir). Kendilerine kitap verilenler, kendilerine ilim geldikten sonra aralarındaki hased sebebiyle ihtilâfa düştüler. Ve kim Allah'ın âyetlerini örterse (inkâr ederse), o taktirde, muhakkak ki Allah, hesabı çabuk görendir.




Aorskaya kardeşim kuranda belirtilmiş zaten, hiçbir insan yaradanı rededemez, aklı olan yaratıcının varlığını kabul eder. Yartıcıya bir ortak olmayacağını da anlar. Allahtan başka ilah olmadığını kime sorsan söyler, işin icraat kısmı ise zaten zor olan kısımdır. Bunu başarabilen, çok azdır vede bu toplumun seviyesi gelişimi ile bağlantııdır. Anlamak ayrı bir meziyet, anladığını uygulamak da üstün bir meziyettir. Yukarıda açıkladım senin sorduğun promlem hatalı, böyle bir vaka olmaz. Hem insanlığa hizmet eden hemde Allahı rededen birileri olmaz. Ancak akıl noksanlığı ve problemi olanlar ayrı. Ben bazı açıklamlar yapıyorum, her yaptığım açıklamada sadece senin soruna cevap vermek için değil konuyu geliştirmek, okunacak hale getirmek içindir. Senin de buna katkıda bulunmanı bekliyorum.


Evrim, bilim, bilim adamı, objektiflik, bilimin insanlığı öldürmeyeceği konularında anlaştığımız ve kavradığımız, konuyu ilerletebildiğimiz gibi diğer problemleri de çözeriz, yeterki açıklamalar bizim düşüncelerimizi geliştirsin, ezberci mantıkla, şu budur, buda kesin şudura getirmeyelim.


Ayrıca istiyorsan la ilahe illallah kavramını açıklayıp bunu anlayan insanlar nasıl davanır açıklarsın!

Ayrıca insanlığa hizmet eden ve kendini bu uğurda feda edip la ilahe illallah demeyenlerin durumunu da örnekleyerek açıklarsan? Bu sorduğun sorunun mantığını ve okuyanlara nasıl bilgiler ve mesaj vermek istediğini anlarız, bana veya okuyanlara bu konulara bir derinlik katarak bir bakış açısı görmemizi sağlayabilirsin.

Ayrıca sana tekrar hatırlatıyorum, kimde imanın olup olmadığını Allah bilir. Sen kendi kafana bir imansız portresi oluşturup, bilmediğin tanımadığın insanları bu sınıfa girdirmeye çalışma. Senin sorularında imansız diyerek bir kalıba soktuğun kişiler hakkında hükmün nedir diye bana yöneltiyorsun, senin cevabın sorunun içinde var, soruda hatalı, ne için bana soruyorsun? Sen bir kişinin la ilahe illalahı kabul edip etmediğini nasıl anlıyorsun? Konuyu geliştirmek istiyorsan ayrıntılı açıkla, herkes anlasın, senin sorduğun problemin çözümü bende veya başkasında değil sendedir. La ilahe illallah demeyenler kimse onlar, bunu demelerinin önemini ve buna göre yaşamalarını ikna edecek bilgileri ortaya koyarsan tartışmaya daha faydalı olacaktır, okuyanlara da belki yeni düşünceler ufuklar açar, düz bilgileri değil bilim adamlarından beklediğin tarzda manalandırmanı bekliyorum.


Herkes nasıl anlıyorsa genel olarak bende öyle anlıyorum ahireti, bize gaybdir, kuranda nekadar haber verilmişse kavrayışımız ve bilgimiz ölçüsünde o kadar anlarız.

Bahsi geçen konuları açıklarken kelimeleri tekrar etmeni değil anladığın ölçüde bilim adamlarından beklediğin tarzdaki gibi manalandırmanı bekliyorum, ne anlama geliyor bunlar?

saygılar...
mustafabey isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 27. November 2012, 02:07 PM   #28
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart

Alıntı:
mustafabey Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Ayrıca sana tekrar hatırlatıyorum, kimde imanın olup olmadığını Allah bilir. Sen kendi kafana bir imansız portresi oluşturup, bilmediğin tanımadığın insanları bu sınıfa girdirmeye çalışma. Senin sorularında imansız diyerek bir kalıba soktuğun kişiler hakkında hükmün nedir diye bana yöneltiyorsun, senin cevabın sorunun içinde var, soruda hatalı, ne için bana soruyorsun? Sen bir kişinin la ilahe illalahı kabul edip etmediğini nasıl anlıyorsun?
Selamlar,

Diğer hususlara uygun olduğumda ve rabbim izin verirse cevaplarımı yazarım. Ama, kısaca yukarıdaki hususu açıklamakta fayda buluyorum.

Burada bir şeyin yanlış anlaşıldığını görüyorum.

Sevgili kardeşim,

Ben hiç bir şekilde şu kimse imanlıdıri bu imansızdır diye gerçek olarak bilemem ve bu iddia da değilim. Ben sadece, şu durumda olan bir kimse, kuranın tanımıyla imansızdır ve cehennemliktir, yine şu durumda olan ise, kurana göre cennetliktir diyebilirim.

İşte, şu kimsenin durumu şuna uyuyorsa, o kimse onun gereği olarak şuraya gider diyebilirim ve dediklerim budur.

Dikkat edersen, Edison örneğinde dahi, "Edison LA İLAHE İLLALLAH'ı kavramasına rağmen aksine yaşamıştır", demedim. Çünkü, Onun bu olgu karşısındaki gerçek durumunu bilmiyorum ve hiç kimseninde bilme imkanı yoktur.

Ancak, ihtimalden bahsederek, kavrayarak buna uygun yaşamamamışsa, cehenneme gidecektir demişim. Yani, varsayıma göre sonuç belirtilmesi söz konusudur.

Şimdi, senin daha önce firavunla ilgili sorduğun ayetle ilgili cevaıbımı vererek bu bahsi kapatayım.

Mustafabey kardeşim,

1- Kurandaki edebi yapı, Olması kesin olayları, kesinliğini göstermek için bazen geçmiş zaman formatında anlatır. Bu kısımdaki firavun anlatımıda bu şekildedir.

2- Kuran bu zaman formatında anlatımı, rabbimiz katında zaman kavramı geçerli olmadığından, bize göre gelecek zamanda olacak şeylerin bilgisi rabbimiz tarafından bilindiğinden, bu bilgi ile bize göre olacaklar, onun tarafından olmuş formatıyla anlatılır.

zamanın izafi özelliğini anlatmama gerek yok diye düşünüyorum.

3- Bu duruma hemen bir örnek verecek olursak, Tebbet/Lehep suresini gösterebiliriz.

Bu surede de Leheb'in cehennemde geçecek ömrü, aynı formatta anlatılır.

"LA İLAHE İLLA ALLAH" kavramanın önemini ise inşallah başka bir yazıyla ele alma imkanı bulduğumda yazarım.

selamlar,
aorkaya


Konu aorskaya tarafından (27. November 2012 Saat 02:10 PM ) değiştirilmiştir.
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 27. November 2012, 05:32 PM   #29
mustafabey
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2012
Mesajlar: 108
Tesekkür: 19
41 Mesajina 61 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22
mustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud of
Standart

Selamlar

İnsanların doğruya yönelmeleri, kabul etmeleri, doğruları yaşamda ortaya çıkarmaları ve genelleştirmeleri kolay olmamaktadır. İnsanoğlunun doğruya ulaşması evre evre olmaktadır. Yapılan tüm yanlışlar tek bir doğruyu ortaya çıkarmak içindir. İnsanlık hatalardan ders çıkararak doğruyu keşfeder. Keşfedilmiş, görülmüş bu değerlerin toplumda kabul edilmesi ile, genelleşmesi ile o zaman diliminde toplumun anlayışı, ortak aklı olarak ortaya çıkar.

Geçmiş zaman dilimlerinde kabul edilen toplumun ulaştığı değerler, bizim zaman dilimimizde doğru kabul edilmeyebilir, noksan görülebilir. Bugün bizim toplum olarak doğru kabul ettiğimiz değerler, gelecek zaman dilimlerinde doğru kabul edilmeyebillir.

Anlayışlar değerler zaman içinde evrim geçirmektedir.

Burada en önemli kavram zamandır. Zaman herşeyi ögütmekte, yıpratmakta, değişime uğratmakta, evrime zorlamaktadır.


Zaman Allahın yarattığı ayetlerdendir ve bizim yaşamımızda büyük bir etkisi vardır. Zamanı kimse geçemez, ele geçiremez.


Rabbin koyduğu yasalar herşeye hakimdir, hiç bir şey rabbin koyduğu yasaların dışına çıkamaz ve inkar edemez. Değişik zaman dilimlerinde yaşayanların anladıkları, bilgileri oluşumları kendi zaman dilimlerine göredir. Her Zaman diliminin doğrusu kendine göredir. Yani doğru bile sabit değildir. Onun için biz kesin doğrudur diyemeyiz, sadece bilgimiz nazarında zamanımızın doğrusuna yaklaşırız. Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu? Zamanın doğrusunu gören, yaklaşanlar akıl sahipleri, düşünenler, alimlerdir.


Yeryüzünde toplumlar arasında bir mücadele vardır, toplumlar değerlerini, anlayışlarını, kültürlerini, dini algılarını gelecek nesillere aktarmak isterler ve bunada diğer toplumların karışmasını istemezler, diğer baskın toplumların müdahalesi müdahale edilen toplumun yapısını bozar, aktarılacak değerler bir bir kaybolur ve toplumda yozlaşma ve gerileme başlar. Dünya sahnesinden bir çok toplum ve kültür ya içten bozulma yada diğer toplumların etkileriyle zayıflayarak ortadan kalkmıştır.


Toplum olarak ayakta kalabilmemiz sonraki devirlerde var olabilmemiz için heralanda mücadele etmeliyiz. Toplum olarak evre geçiremez yerimizde sayar veya gerilersek seleksiyona uğrayıp yok olan kavimler arasında yerimizi alırız, kuranda bahsedildiği gibi bir zamanlar çok güçlü olan kavimler insanlıktan uzaklaştıkları için helak edilmişlerdir. Bunun için dini, yaratılışı, aklı, insanı, kainatı, her alandaki evrimi, yaratılan ayetleri okuyan alimlere, bilim adamlarına, bilginlere ihtiyacımız vardır.


Bilim insanlığı öldürmez aksine geleceğe güvenle ilerlemenin anahtarıdır. Bilime ve İnsan vasıflarına gereken önemi vermeliyiz.
mustafabey isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 27. November 2012, 06:12 PM   #30
merdem
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
merdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud of
Standart

Selamlar Mustafabey ve Aorskaya Kardeslerim,


eski MISIRlilar ve IRANlilar kafalarini Islam'dan sonra Mezheb'lere yöneltmemis olsalardi, carsafla, tebih'lerle, namaz'i abdest'i neler bozar neler bozmaz diye bosuna vakit kaybetmemis olsalardi, bu gün belki de Islam devletleri ilimde ve bilimde dünyanin en önünde gelen isimlerden olabilirlerdi.

Islam yüzünden geride kalmislardir demiyorum, burada yanlis anlasilmasin lütfen, hurafelerle ugrasmak yok yere ömrü tüketir ve de elle tutulacak gözle görülecek olumlu bir sonuc getirmez.

Alimcikler zamaninda Iman'in yani sira biraz ileri görüslü davranmis olsalardi, bu gün hem Mustafabey'in hem de Aorkaya Kardesimizin sorulari net ve olumlu bir sekilde cevaplanmis olurdu ....en azindan

Düsünebiliyormusunuz, Allah inanci ile ne fevkalade icatlar, buluslar elde edilebilinicegine.

Ama gelin görünki, medeni gecinen asrin beyleri burunlari havada, hasa, Allah'tan fazla bilirmis pozlarinda, öbür yandan bizim kardeslerimiz, ah ne yapalim Allah'in bize vermis oldugu bilgi nasil olsa sinirli, zamani gelince bizede ulasir gibilerinden geri sahalarda oynarlarsa sonuc bu günkü hal olur. Hangi Mü'min birseyler incelemeye kalkmistir ki Rabbimiz "Dur" desin. Elbetteki Yüce Allah insanlara bahsettigi akli yerinde ve zamaninda kullanmalarini takdir edecektir.

Saygi ve selamlarimla
merdem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
bilimi, çok, daha, kullanmak, İçin, İnsan, öldürmek


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 05:11 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam