17. January 2011, 05:03 AM | #11 | |||
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 176
Tesekkür: 627
164 Mesajina 386 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Ashab ve Tabiin döneminde fetihler yapılmış ve İslam toplumuna etnik ve kültürel olarak yeni birçok unsurlar katılmıştır. Bu dönemde yabancı kültürlerden birçok unsurlar zühd akımı mensupları tarafından ilgi görür ve benimsenir. Bu unsurlar daha çok Hint ve İran özellikleri taşımaktadır. Bu akımın belirginlelip revaç bulduğu yerin Arap yarımadasının uç bölgesi olan ve Hindistan-İran-Arabistan’ın kavşak yeri sayılan Basra ve Kufe gibi yerlerin olması da dikkat çekicidir. Hatta öncekileri ve sonrakileriyle, çok azı dışında tasavvuf meşhurlarının acem milletlerden ve özellikle İran menşeli olması da dikkat çekicidir. Burası, Arabistan’ın kalbi olan Mekke ve Medine’den çıkan Müslümanların Hint ve İran kültürü ile karşılaştıkları, hatta Irak ve İran’ın fethi için ilk savaşların yapıldığı yerlerdir. Tabiri caizse, hak kültürü ile batıl kültürünün buluştuğu ve iç içe olduğu bir yerdir. Çok geçmeden fetihler genişleyecek ve Türk kültür unsurları da bu karışıma dahil olacaktır.
Daha önce bilinmeyen tasavvuf ismi ve tasavvufçular bu dönemde ortaya çıkar. Yabancı inanç ve kültür unsurları için İslam’ın kimi nasslarından altyapı aranır. Bulunmayan yerlerde vaz’edilir. Sahih anlayıştan uzak farklı yorumlar getirilir. Zahir, batın, fena, beka, şeyh, mürid, keşf, ilham, sahv, mahv, sekr, cem’, fark, tekke, özel giyim gibi tasavvufi içerikler sökün etmeye başlar. Çok geçmeden buna Batı cephesi diyebileceğimiz eski Yunan felsefe ve kültürü de değişik kanallarla eklenir ve tasavvufun klasik yönü olan ve zühd diye adlandırılan “ameli tasavvuf” ile felsefe yönü olan “felsefi tasavvuf” şıkları meydana gelir. Yerli ve yabancı malların sergilendiği bir fuar halini alan tasavvuf, yerli mallar diyebileceğimiz İslami motifler yanında, yabancı mallar olan dış unsurların bir sentezi olur ve Allah’ın dininin sanki bir tamamlayıcısı olarak İslam dünyasında yayılır. Kur’ân’ı Kerim ve ilk İslami uygulamalar ışığında incelendiğinde teoriden pratiğe kadar tasavvufun İslam’dan aldığı unsurlardan daha çok İslam dışı unsurlar içerdiği görülür. Yalnız bu mozaik ve sentez karşısında olaya kanaatimizce ters bir açıdan bakılmıştır. Bugüne kadar meseleye “İslam’da Tasavvuf” açısından bakıldığını görüyoruz. Bu konularda yapılan çalışmalarda hep İslam’da tasavvufa yer aranmıştır. İslam dışı unsurlarının İslam’ın nasslarıyla ve sahih pratiğiyle bağdaştırılmasına çalışılmıştır. Hatta İslam’ın tevhid öğretisine aykırılığı gün gibi açık vahdet-i vücud nazariyesi gibi bir çok doktrin ve rabıta gibi bid’at uygulamalar İslam’la bağdaştırılmaya çalışılmıştır. Tasavvufun eleştirisini yapanların dışında, bütün çalışmalar hep İslam’da tasavvufa yer aramaya yönelik olmuştur. Halbuki tasavvufun eklektik yapısı, bilgi edinme yolu ve amel metodu ile kaynağı ve sonuçları, kısaca teorik ve ameli yönü ile bütün sistemi göz önünde bulundurulursa, meseleye tasavvufta İslam olarak bakmanın daha gerçekçi olduğuna inanıyoruz. Yani tasavvufun kaçta kaçı İslam’dır yahut İslam’ın öğretilerine uygundur. Çünkü tasavvuf İslam’dan aldığı unsurlardan çok, yabancı unsurlar ve kültürlerden oluşmaktadır. Meseleye bu açıdan bakıldığında gerçekler daha net olarak görülecek ve daha gerçekçi sonuçlara varılacaktır, diye düşünüyoruz. Unutulmamalıdır ki, İslam her şeyin üstündedir ve hiçbir şeye feda edilemez. İslam Yüce Allah’ın insanlığa rahmeti ve saadetidir. Hak ve adalet hiçbir ekol veya kişi için feda edilemez ve gizlenemez. Birtakım kişileri veya uygulamaları savunmak yahut kurtarmak gayretiyle İslam öğretilerinin tevillerle yamuklaştırılması yahut göz ardı edilmesi kesinlikle doğru değildir. İbn el-Cezvi gibi alimler bu noktaya dikkat çekmekte ne kadar isabet etmişlerdir! Şöyle diyor: Alıntı:
Alıntı:
Alıntı:
"Prof.Dr. İbrahim Sarmış - Tasavvuf ve İslam" kitabından... Ayrıca bkz: "İblis'in Tasavvuf Tuzağı (Şirk Kapısı)" http://www.hanifler.com/showthread.php?t=2121 |
|||
3. September 2011, 02:58 PM | #12 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Mar 2010
Mesajlar: 1.979
Tesekkür: 1.908
1.298 Mesajina 2.732 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 26 |
Tarikatan ders alınca kişinin günahı sıfırlanıyor? peki nereye gidiyor bu günah? şeyhin bir nefesi bütün müridlerin amelinden sevabından çok ya hani, hani müridler günah işlerşe şeyh affettiriyor onu gerekirse günahını çekiyor, çünkü bizim günahımız şeyhlerin sevabının yanında ufaccık kalıyor ya hani... Sağılacak müritlerde butür uydurmalara inanıp tekke kapılarından titriyorlar ağlıyorlar ya hanii..
ne diyim ben size Allah gerekeni söylemiş, artık sizin dininiz size bizimki bize. Biz sizin yöneldiğinize yönelecek değiliz, sizde bizimkine yönelecek değilsiniz.. Biz Allah'a yöneldik... Ankebut 12. Kafirler, iman edenlere: Bizim yolumuza uyun, sizin günahlarınızı biz yüklenelim, derler. Halbuki onların hiçbir günahını yüklenecek değillerdir. Gerçekte onlar, kesinlikle yalan söylemektedirler. 13. (Fakat gerçek şu ki) elbette kendi yüklerini (veballerini), kendi yükleriyle birlikte nice yükleri taşıyacaklar ve uydurup durdukları şeylerden kıyamet günü mutlaka sorguya çekileceklerdir. 12. ayette geçen kafirlerin kim olduğunu anlamayanlar olabilir, hemen onu da açıklayalım Zümer 3. Dikkat et, halis din yalnız Allah'ındır. O'nu bırakıp kendilerine bir takım dostlar edinenler: Onlara, bizi sadece Allah'a yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz, derler. Doğrusu Allah, ayrılığa düştükleri şeylerde aralarında hüküm verecektir. Şüphesiz Allah, yalancı ve inkarcı kimseyi doğru yola iletmez. Allahtan başka dostlar edinen hatta onlarla Allaha yaklaştığını zanndeden her müridin şeyhi taguttur o müridde kafirdir. Bu Allahın apaçık direktifiri. Şefaatçi, Allaha yaklaştıran Evliyalar peşinden giden kafirleri müslüman olmaya davet ediyoruz. Zümer 3 ve onun gibi pek çok ayet gereği emri bunu yapıyoruz... Kendi zannımız değil bizzat Allahın emri.. Çünkü; Nisâ 48 Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz; bundan başkasını, (günahları) dilediği kimse için bağışlar. Allah'a ortak koşan kimse büyük bir günah (ile) iftira etmiş olur. İnşallah bu yazdıklarımız birilerinin ufkunu açarda,, din zannettikleri küfrü, şirki bırakıp Allaha ve Kitabı Kurana yönelirler... Konu hiiic tarafından (3. September 2011 Saat 03:00 PM ) değiştirilmiştir. |
17. September 2011, 05:12 PM | #13 | ||||||||||||
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Mar 2010
Mesajlar: 1.979
Tesekkür: 1.908
1.298 Mesajina 2.732 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 26 |
Şeyh nazım ve Laiklik karşıtı dans grubu
Şeyh nazım ve break dans grubu
Bunlar daha farklı bir uygarlık.
Ataların ruhlarından yardım uman KADİRİ kabileleri
|
||||||||||||
hiiic Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | Miralay (19. September 2011) |
17. September 2011, 05:23 PM | #14 | |||
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Mar 2010
Mesajlar: 1.979
Tesekkür: 1.908
1.298 Mesajina 2.732 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 26 |
Arkadaşlar bu 3. videoyu az çok tarikat görmüş insanlar bilir.
tarikatlarda cezbe adını verdikleri (bilimsel adı; toplu çıldırmışlık) istemsiz reflex türü hareketler vardır. Bunu kimileri evliyanın himmetine, kimisi cinlerin oyununa dayandırır ama ikiside yanlıştır. Bilim camiası bu insanarın kendilerinden geçtiklerini sanıyorlardı ama HAYIR geçmiyorlar,,, hepsi ne yaptığının farkında belki ilerde bir gün bu videoyu izleyip kendilerinden utanacaklar. İşin bilimsel yapısı için izleyin;
|
|||
hiiic Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | Miralay (19. September 2011) |
17. September 2011, 05:58 PM | #15 |
Katılımcı Üye
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 37
Tesekkür: 3
16 Mesajina 23 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 0 |
Sevgili hiiç, işte bu yüzden ben, müslüman değilim. Çünkü şeytan çıkaramıyorum bunlar gibi. Öyleyse şeytan benim.
|
17. September 2011, 06:27 PM | #16 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Mar 2010
Mesajlar: 1.979
Tesekkür: 1.908
1.298 Mesajina 2.732 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 26 |
Alıntı:
Şöyle mi demek istedin; ben bunlar bu sapık tarikatlılar gibi olmadığım ve bunların batıl hurafe boş inançlarının peşinden gitmediğim için aynı ismi paylaşmaktan rahatsızlık hissediyorum. Korkmayın rahatsız da olmayın. Onlar müslüman değiller. İnanmazsanız kendilerine sorun,, size önce müslümanız gibi ağızlarını eğip bükecekler sonra asıl peşinden gidip kimlere tabi olduklarını, hangi dinin mensubu olduklarını söyleyeceklerdir. Örneğin; Nurcuyum, sülümancıyım, nakşibendiyim, kadiriyim, müridim, ben şafiyim ben sünniyim, ben şiiyim, ben mesneviyim ben budistim, ben dürziyim, ben aleviyim, ben sünniyim, ben ruhbanım, ben dervişim, keşişim, hristiyanım, yahudiyim, çeşdiyeyim, kübreverdiyeyim, ışıkcıyım, fetocuyum, osmanlıcıyım, mehdiciyim v.s. diyecekler hangi dine mensupsa onu itiraf edeceklerdir. Onlar kendisine kitap verilip sonradan sapıkklığı tercih ettikleri için aslında hepsi Ehli Kitaptır ve ehli kitaplara yapılan uyarıları alınmaları gerekir. ve onların bu dinler içinde tabi oldukları gizli şirke düştükleri önderleri, ahirette şefaat umdukları bekledikleri şerikleri vardır. Mahşerde bu dinlerin hiçbiri kabul edilmeyecektir. Çünkü; Âl-i İmrân 64 (Resulüm!) de ki: Ey ehl-i kitap! Sizinle bizim aramızda müşterek olan bir söze geliniz: Allah'tan başkasına tapmayalım. O'na hiçbir şeyi eş tutmayalım ve Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilahlaştırmasın. Eğer onlar yine yüz çevirirlerse, işte o zaman: Şahit olun ki biz müslümanlarız! deyiniz. Âl-i İmrân 85 Kim, İslam'dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktır. Bu aradıkları din ne kadar islama benzesede, Anlamadıkları Kuran ayetlerini "Kuranı kültürü ve emri dışı", boş boş tespikle çekselerde bu uydurulan dinlerin mahşerde bir değeri kabulu yoktur. Dolayısıyla Kuran dışı islama sokularak uygulana herşey yeni din aramaktır ve ASLA kabul edilmeyecek, ameli boşa gidenlerden olacaktır. Zaten yaptıkları ameller boş şeylerdir. Nice cemaatler kendi uydurdukları tespikleri çekerler, sonradan ekleme dualar okurlar. Bu yeni din aramaktır ve bir değeri olmadığı gibi mahşerde bu bidatler tam tersien günah olarak eklenecektir. Asıl olan niyet miyet diye ağız eğip bükenler boşuna uğraşmasın. Bidat uydurmak çok tehlikeli ve lanetlenmiştir. Asıl kalıcı olan salih,faydalı, yararlı, sevaplı ameldir. Bu grupların ağızlarını eğip büküp kendilerini müslümanmış gibi gösterme ve bu ismi kullanma çabaları boştur dğersizdir. Çünkü Allahın bölünmeyin parçalanmayın ayetini çiğnemiş kafirden müslüman olur mu? O ayeti çiğniyeren o ayeti inkar etmişlerdir ve Kuranda inkar edenler diye anılan yerlerin muhatabıdırlar. Yani rahatça ben MÜSLÜMANLARDANIM diyebilirsiniz. Konu hiiic tarafından (17. September 2011 Saat 06:35 PM ) değiştirilmiştir. |
|
17. September 2011, 06:56 PM | #17 |
Katılımcı Üye
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 37
Tesekkür: 3
16 Mesajina 23 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 0 |
Sevgili hiiç, işte aynen öyle. Dediğin gibi bu kadar bağnazlık içinde insanın ben müslümim diyesi gelmiyor, hem zaten değilim de.
Konu Fazıl's tarafından (17. September 2011 Saat 07:09 PM ) değiştirilmiştir. |
Fazıl's Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | Miralay (19. September 2011) |
17. September 2011, 07:12 PM | #18 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Mar 2010
Mesajlar: 1.979
Tesekkür: 1.908
1.298 Mesajina 2.732 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 26 |
Müslüman değilim deme sitede şeriatçılar var keser başını
3 mezhebe göre namaz kılmamanın cezası öldürülmek, sadece hanefi mezhebine göre müebbet hapis. yiyeceği dayağı sen hesap et ya müslüman olacaksın ya laik... *** sen aklından geçenleri paylaşırsan boş geniş zamanda ilgili birkaç bilgiyide biz paylaşırız. Belki birimizin göremediği, o ana kadar hesaba katmadığı bişeyler vardır... Şimdilik şunu demek istiyorum, Müslümanlığın dinin özü Allaha yakarmak ona dua etmek ve ondan yardım isteyecek kadar alçalmak ise. Bu Allaha göre çok basit. Bir sıkıntı verince müslüman oluyoruz zaten, asıl sorun o hali darlık zamanındaki hali genişlik zamanında sürdürebilecek bilince ulaşmak... bunun üzerine pek çok fikir inşa edebilecek zihni kapasiten var, olmasa bunları sorgulamazdın bile. Sıkıntı gelince müslman olup rabbine yakarmada böbürlenmeyen insan. Kendisini ihtiyaç sahibi hissetmediğinde nasıl böbürleniyor, nasıl azgınlık ediyor. Konu hiiic tarafından (17. September 2011 Saat 07:19 PM ) değiştirilmiştir. |
hiiic Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | Miralay (19. September 2011) |
Bookmarks |
Etiketler |
tarikatlar |
|
|