hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > İMAN > Kitaplar'a İman > Kur'an

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 12. March 2013, 08:47 PM   #1
40tr40
Uzman Üye
 
40tr40 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Jan 2013
Mesajlar: 231
Tesekkür: 406
80 Mesajina 206 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22
40tr40 has much to be proud of40tr40 has much to be proud of40tr40 has much to be proud of40tr40 has much to be proud of40tr40 has much to be proud of40tr40 has much to be proud of40tr40 has much to be proud of40tr40 has much to be proud of
Standart Sakın okumayın!!!

Sakın Okumayın!
Yazar: Kalemzade Kamil
Dini Yazılar.Com İsimli sitede rastladığım çok ama çok beğendiğim, sizlerinde beğeneceğinizi umduğum(Okuyanlar da olmuştur mutlaka) bir yazıyı asıyorum İzninizle...
Size bugün bir kitap tanıtacağım. Ama siz tanıttığıma bakıp da sakın okumayın! Levh-i Mahfuz yayınlarından! Hayatınız ve ebediyetiniz için daha önemli bir kitap yok. Ama olsun, okumayın! “Oku” diye başlıyor. Ama olsun okumayın! “Oku”nun ne anlama geldiğini siz nereden bileceksiniz, o yüzden okumayın! 1400 yıl önce çıkmış! İsmi Kuran-ı Kerim. Yazarı Allah. Okurları için yazdığı son kitabı. Sana gerekmiyor yani, sadece okurları için! İlk baskısı Mekke ve Medine’de çok rağbet görmüş! Ama siz on dört asır önce çıkmış bir kitabı niye okuyasınız! Dünyanın en çok satılan ama satılma oranına göre anlamak için belki de en az okunan kitabı! Çoğunluğa uyalım! Demek ki okumaya gerek yok! Ama illa ki okumak istiyorsanız sakın ha içinde ne yazdığını anlamak için çevirilerine falan göz atmayın, sadece orijinal diliyle hatta tecvidli okuyun! Sonra anlamaya falan başlarsınız Allah korusun! Okumayın! Anlamayın! Anlaşılmaz olun!!!
Fakat Kuran hariç her türlü din kitabını, ilmihalleri ve hadis kitaplarını okuyun. Onlar da Arapçadan çeviri ama olsun; hadisler Allah’ın koruması altındadır (!) senetlidir, ittifaklıdır, tevatür yoluyla kesintisiz gelmiştir, çevrilirken asla anlam kaybı oluşmaz, yalan karışmaz! Ama Kuran ayetlerini çevirirseniz farklı anlamlara gelir ve tevatür yoluyla değil direkt Allah’tan geldiği için yalan karışır, yanlış anlaşılır, siz de günaha girersiniz anlamaya çalıştığınız için! Allah’ı anlamazsınız ama velileri anlarsınız! Allah’ı değil kullarının kitaplarını okuyun, kullarını veli edinin siz! Böylece şirkten kurtulursunuz! Ama direkt Allah’ın hükümlerine bakarsanız şirke girer, kâfir olursunuz!!!
Kuran’ı anlamak için okuyalım diyenler hep sapıklar zaten! Kafaları hiç basmıyor! Kendileri sapmışlar, başkalarını da saptırmak için Kuran’ı okuyup herkesin gerektiği kadar anlayabileceğini ve yanlış anlamaktan korkulmamasını, çünkü Allah’ın adaletli olduğunu iddia ediyorlar! Vay sapıklar vay! Nasıl da Kuran’daki ilk emir olan “Oku” sözünü tekrar edip durarak doğru yoldan ayrılıyorlar!!!
Siz beni dinleyin! Allah’ın bu kutsal kitabını güzelce sarıp sarmalayın, duvara asın! En ulaşılamayacak yerlere koyun! Ona dokunmamak için üüüüfff, çok sebep var! Sağa sola taşımayın! Hele abdestsiz sakın dokunmayın! Kutsal şeye dokunulur mu hiç! Çarpılır marpılırsınız aman ha! İçindeki kargacık burgacık yazıların zaten senin için anlaşılır tarafı yok! Manasını okusan da anlamazsın! Onları okuduğunu ve anladığını iddia edenleri kendine şeyh edinir, üzerine düşeni yapmış olursun! Olmadı şeyhinin iki kaşının ortasını hayal eder, alnının çatısına bakarsın da kitapta ne yazdığını öyle anlarsın, hatta önce şeyhine, sonra oradan aldığın adresle kitabın yazarına ulaşırsın! Ya da eline binlik bir tesbih al, yetmişbin defa selavat getir, yazarın ne dediğini anlamayı da aşar üstüne borcun varsa ödemiş, hastalığın varsa iyileştirmiş, bin hac sevabı da almış olursun! Hatta üzerine yüz rekât tesbih namazı kıl ki amel defterin iki sene kapansın, hiç günah yazılmasın! Ama kitap öylece kenarda dursun! Cenazen olunca da bir hoca tutarsın, eline kitabı verir, parasını verir okutursun! Sen yine anlamazsın ama olsun, ölenler anlar nasıl olsa!!!
Niye okuyasınız ki! Ne yazıyormuş içinde! “Düşünmeyecek misiniz” yazıyormuş. Sen nasıl olsa düşünebiliyorsun! Bu mudur yani! Boşver düşünemeyenler okusun! Başka ne yazıyor? “Aklınızı kullanmayacak mısınız” diyormuş. Demek ki aklı olmayanlara yönelik! Senin bildiğim kadarıyla var! İhtiyacın yok o zaman! Başka? “Şükretmeyecek misiniz” varmış. Sen şükrediyorsun zaten! Hele hele bir beladan, hastalıktan ya da kazadan yakanı kurtarınca aklına geliyordur şükretmek! Demek ki bu da sana göre değil! Sen boşver! Kitap orada duruyor mu, bırak dursun! Hem çok okursan kafayı üşütürsün, aman ha! Bizim orada bir deli vardı, çok okuduğu için delirmiş aslında! Onun gibi olmak istemiyorsan çok da düşünme, iyi değil böyle şeyler! Birileri okur, bize anlatır! Riske girme! Sen dokunursan ne olur ne olmaz, çarpar marpar… Ama adam çarpmaz… (Sen öyle san)
Bütün bunlara gerek yok arkadaşlar! Sadece bir kelime-i şahadet getirmek yeter! Bir defa diyosun, ölene kadar yetiyor o sana! Bizim dinimiz hepi hepi bu kadar! Neydi o hani var ya eşhedü ennalahe, hah işte o! Ne mi demek? Geçen bi dizi filmde de geçtiydi ama… God bless you, God thanks gibi bişey. Neyse!
Son verirken hatırlatayım. Elinizin kiriyle sakın dokunmayın o kitaba! Oku’mayın! Sizin aklınız size yeter! Allah’ın sözlerine akılla anlam veremezsiniz ama okumamak gerektiği kararını aklınızla verebilirsiniz!!! Senin dinin en iyi din, en son din, en mantıklı din. Bunu biliyorsun ya tamamdır! Ötesini boşver, ya cübbeli hocaların veya nur yüzlü hocaannelerin sohbetlerine gidelim, ya da kişisel gelişim kitapları okuyup hayatın gizemlerini bulalım, yoga yapıp nirvanaya ulaşalım biz!!!
__________________
Euzubillahimineşşeytanirraciym
Bismillahirrahmanirrahiym
[Bakara131'den]
أَسْلَمْتُ لِرَبِّ الْعَالَمِي
Eslemtu li rabbil âlemîn
Ben, âlemlerin Rabbine teslim oldum.

Konu 40tr40 tarafından (12. March 2013 Saat 08:51 PM ) değiştirilmiştir.
40tr40 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
40tr40 Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 3 Kisi:
gul (15. May 2013), merdem (12. March 2013), Miralay (13. March 2013)
Alt 12. March 2013, 09:17 PM   #2
merdem
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
merdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud of
Standart Bu tavsiyeleri bende duydum

KİTAB OKUMANIN ZARARLARI


Kitap okumanın zararlarına geçmeden önce, kitabın ne anlama geldiğini hatırlatma mahiyetinde olsun diye değinmemiz yerinde olacaktır.

Kitap; Allah’u Tealanın lafız ve manasıyla birlikte vahiy yoluyla Resul-i Ekreme bildirdiği ve bu gün hıfz edilmesi için yüzlerce Kur’an Kursunun açıldığı, fakat bunun yanında hükümlerinin rafa kaldırıldığı Kur’ani Kerimdir. Hatta bu hıfz işinin Tağuti düzen tarafından meşrulaştırıldığı halde; yalnız anlamını bilmeden hafız olmakla yetinmeyip, muhafızıl Kur’an olmak isteyen kişilerin, düzen ve düzen borazanı kişiler tarafından “Ayyaş Suratlı” terörist ilan edilen ve bu teröristlerin (!) ilham kaynağı kitap. Evet, kitap; Kur’andır.

Haklı olarak Kur’an okumanın ne zararı var? diyen çıkabilir. Tağutu red, Allah’a tabi olan müvahhidlerce Kur’an okumanın hiç bir zararı yok, tam aksi kişinin hem dünya ve hem de ahiret selameti için faydalı reçetelere muhtevidir. Tağut ve borazanları Bel’amlar için ise; dünya hayatını zindana çeviren, nefislerini tatmin etmek isteyen, Tağutları gemleyen prensiplerle dolu bir kitap.

Donmuş kafalarının, vahiy kültürü ile aydınlanmasını istemeyen, yarasalar gibi aydınlıktan kaçıp, karanlıklara sığınan kişiler de kitabı açıp okumasınlar. Zira küflenmiş akılları temizlenebilir. Hayatlarını vahiy kültüründen uzak, kendi vehimlerini dini prensip olarak kabul edenler/ kabul ettirenler kitabı okumasınlar. Zira kitabın emr ettiği muazzam hayatla karşılaşırlarsa Allah muhafaza (!) cinnet geçirebilirler.

Kendi ilmihallerini dünya ve ahiret “ Saadet-i Ebediyye” zan eden, ilimlerini Allah'ın; sakının dediği zan üzerine kuran ilim yoksulu kişiler Kitabı okumasınlar. Zira Kitabı okuduklarında Ebedi Saadetin prensipleri zan ettikleri o “Işık”ın prensiplerinin bir aldatmacadan ibaret olduklarını anlayıp, “Hilm”liklerini terk edip, terörist (!) olabilirler.

İsrailli çocukların başına düşme ihtimali olan Scud füzelerinden dolayı gözleri kan çanağına dönenler Kitabı okumasınlar. Zira Onu okuduklarında İsrailli çocuklar yerine; Türkiye ve Kürdistan'da evleri başlarına yıkılmış, gözleri önünde eşine, kızına, kardeşine ordunun muzaffer (!) erleri tarafından hakarete uğrayan, etnik kimliklerinden dolayı zulme maruz kalan, müvahhid oldukları için İstanbul’un orta yerinde polislerce kaçırılan kişiler için ağlamanın gerektiğini, ağlamaktan öte onların kurtuluşu için mücadele etmenin Şer’i bir görev olduğunu anlayıp “Gülen” yüzlerinin yerine, gözlerinin kan çanağına döneceğinden Kitabı okumasınlar.

Tağutun korucu meleği olan Polisin verdiği bilgiler doğrultusunda Müslümanlara ve temiz hanımlarına iftira eden “Komün hayatı yaşıyorlar, pornocudurlar, ayyaş suratlıdırlar” iftirasını yapanlar Kitaba yaklaşmasınlar. Çünkü “Zaman”la bu iftiranın cezasının büyük olduğunu anlayıp “Zaman”la, kurdukları saraylar başlarına yıkılabilir.

Tağutlara ve düzenlerine duacı olup, Allah’ı zikir ettiğini zan eden zavallılar Kitabı okumasınlar. Çünkü Orada gerçek zikrin; Tağutları red ve Allah’ın adının yücelmesi için yapılan çalışmaların, mücadelelerin Allah’ın istediği gerçek zikir olduğunu öğrenip şimdiye kadar kat ettikleri “Menzil”lerden dönebilirler.

Putların yıkılmasından korkan ve putlar yıkıldı diye kıyamettin kopacağını zan edenler Kur’an okumasınlar. Çünkü Kur’an okumakla İbrahim’i bir düşünceye sahip olup, putları kırabilirler.

Dini duyguları sömürüp hayatlarını devam etmek isteyenler Kur’anı okumasınlar. Çünkü Kur’anı okuduklarında sömürdükleri insanların emeği karşılığında elde ettikleri gelirlerinin ateş olup, kendilerine şekerpare niyetiyle yedireceklerini anlayıp insafa gelebilirler.

Karıncaya basmamak için gayret gösteren, fakat insanların öldürülmesine ses çıkarmayanlar, Hucurat 9.ayete rağmen fitneye karışmayalım deyip bir kenara çekilenler Kitabı okumasınlar. Çünkü karınca öldürmenin değil, insanların Kavmi kimliklerinden ve düşüncelerinden dolayı öldürenlere akıl hocalığı yapmanın canilik olduğunu anlayıp “Zaman”la akıl hocalığını yaptığı canilere ‘Canisiniz’ deme akıllılığına erişebilirler.

Hayatlarını sünnete uygun sürdürmeyenler, Allah’ın ve Rasulünün hakemliği yerine, alim ve şeyhlerinin sözlerine müracaat edenler Kitabı okumasınlar. Çünkü Onu okuduklarında yaşam tarzlarının sünnete uygun olması gerektiğini, ihtilaflarında Rasule (Sünnete) götürülmesinin emr edildiğini görüp, Sünnet’sizlik üzerine koydukları cahili hayatları yıkılacaktır.

Kısacası; cahili hayatlarına veda etme cesaretini gösteremeyecek olanlar Kitabı okumasınlar. Zira kendileri için çok tehlikeli bir okuyuş olabilir. Çünkü her halu karda onların hayatlarının değişmesi için içten onları zorlayacaktır.

Selam; kitabı, kitabın emr ettiği biçimde okuyup, onunla amel-i salih işleyenlere olsun.



Mehmet Şafi AVCI (Ebuzer)
merdem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
merdem Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 3 Kisi:
40tr40 (13. March 2013), gul (15. May 2013), Miralay (13. March 2013)
Alt 13. March 2013, 03:34 PM   #3
40tr40
Uzman Üye
 
40tr40 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Jan 2013
Mesajlar: 231
Tesekkür: 406
80 Mesajina 206 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22
40tr40 has much to be proud of40tr40 has much to be proud of40tr40 has much to be proud of40tr40 has much to be proud of40tr40 has much to be proud of40tr40 has much to be proud of40tr40 has much to be proud of40tr40 has much to be proud of
Standart

Selamün Aleyküm Kardeşlerim.
Taklidi imancılara biraz haksızlık yapıldığı kanaatindeyim.
Okuyorlar aslında. Hele kendilerine "Hanif" diyen birilerinin ortaya koyduğu farkındalıktan sonra duvara astıkları Kelamullah'ı ellerine almaya başladılar. Ama din diye yaşadıkları ucubeleri Allah'ın kitabında bulamayınca dumura uğruyorlar. Şu anda ağa vurmuş balık misali bir bocalama devresi yaşanıyor. Çabalar amacına ulaşıyor inşallah. Uyanış süreci başlamış durumda.Ama akılları o kadar kalın bir "ZAN" duvarı ile kaplanmış durumda ve şeyh, şefaat, icazet,seyyid vs. afyonu ile beyinler o kadar uyuşturulmuş ki, Hasan Sabbah'ın müridleri ellerine su dökemez.Bataklığa düşen insanlar misali herkes birilerini içeri çekmeye devam ediyor.İşleri hiç de kolay değil. Lakin kalplerine bir "acaba" tohumu düştü artık. Bu tohumların yeşermesi yakındır inşallah.Haydi Allah Yar ve Yardımcımız Olsun...
__________________
Euzubillahimineşşeytanirraciym
Bismillahirrahmanirrahiym
[Bakara131'den]
أَسْلَمْتُ لِرَبِّ الْعَالَمِي
Eslemtu li rabbil âlemîn
Ben, âlemlerin Rabbine teslim oldum.

Konu 40tr40 tarafından (13. March 2013 Saat 03:44 PM ) değiştirilmiştir.
40tr40 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
40tr40 Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
dost1 (14. March 2013)
Alt 15. March 2013, 09:15 PM   #4
merdem
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
merdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud of
Standart “Cennete Hoş Geldiniz ama Boş Geldiniz!”

Selamun Aleykum Degerli Kardesim 40tr40,

Yazilari bir birinden güzel Kalemzade'yi sitesinden izleyebilirsiniz.

Asagida bir örnegini de ben sunayim.

Selam ve dua ile.


http://kalemzade.net/2013/02/10/mujde-kurtuldunuz/


“Cennete Hoş Geldiniz ama Boş Geldiniz!”

Ömür boyu korkutuldunuz ve türlü âlimler ve onların takipçileri tarafından hep yönlendirildiniz. Kendiniz düşünmek yerine düşünmeyi hep başkalarına havale edip, siz düşünenlerin söylediklerini yaptınız. Okuyup anladığını düşünenlerin hitabetlerini ve peygamberin adını ağızlarına alışlarında kürsüleri gözyaşları içerisinde yumrukladıklarını ve de o esnada cemaatten “Allah!” diye nida edenlerin sesleriyle yüreğiniz yerinden hopladı. Ah ben, dediniz, ne olurdu ben de o haykırışı yapabilen kadar imanlı olsaydım! Dininizi öğrenmek için hatipleri dinlemeye, ilmihallerdeki abartılı sünnetleri yapmaya odaklandınız. Şöyle yaparsan böyle yaparsan cayır cayır cehennem de yanacaksınız! Saçının her teli korkunç bir yılan olup boğazınıza sarılacak! Mezhebinle ilgili sorular sorduklarında cevap veremeyeceğiniz için iki korkunç melek gelip kafanıza tokmaklarla vuracak, börtü böcek, mikrop ve kurtlar vücudunuzu yerken türlü acılara gark olacaksınız!

Korktunuz ve korktuğunuz için namazınızı beş vakit kıldınız. Korktunuz ikinci rekâtta mı üçüncü rekâtta mıyım diye şaşırdığınız için. Korktunuz ettehiyyatüyü okurken ilk oturuşta mı ikinci oturuşta mıyım diye aklınızdan uçtuğu için. Utandınız ve korktunuz şeytan mı geçti içimden ki namazda okurken esnedim diye! Korktunuz ve utandınız Fatiha’yı ve peşinden Asr suresini okurken istemsiz olarak ocaktaki yemeği ya da dükkâna gelecek müşterileri düşündüğünüz için. Korktunuz ve kendinizi yediniz üşenerek kalktığınız namaz için acaba münafık mı oluyorum böyle bir hale girdim diye! Korktunuz on beş yaşında tuttuğunuz orucu kimse görmeden bozduğunuzu hatırladığınız için. Ömür boyu o altmış bir günü tutmam lazım diye içiniz içinizi yedi.

Tövbe ettiniz de gene de sakatladınız geçen yazki orucunuzu diye korktunuz. Korktunuz abdest alırken kulağımı ıslatabildim mi, guslederken toplu iğne ucu kadar yerim kaldı mı acep diye! Peygamberimi takip ediyorum diye ardı sıra takip ettiğiniz cübbeli cübbesiz, sakallı sakalsız, çarşaflı çarşafsız, kitaplı kitapsız hocaları takip ettiniz. On, yıl, otuz, elli senelik borç namazlarınızı kaza ettiniz her namazın ardından ve kandil gecelerinde sabahlara kadar! Kurbanlar kesip eşe dosta ve fakir akrabanıza dağıttınız. Yetmiş bin tevhid okudunuz üstüne yirmi bin Amen-e Resulü bu dünyadaki türlü dertlerinizden kurtulup öbür âlemde cennetle hediyelenmek için. Evinizin her köşesine bereket duaları, karınca duaları ve boncuklar astınız. Her duyduğunuzu din adına, her gösterileni Allah adına yapıp, her görüşünüzü dininiz adına konuştuğunu söyleyenlerin dediği gibi yaptınız. Oyunuzu ona göre verdiniz, oyununuzu ona göre oynadınız. Mehdi sandınız önünüze geleni, beklediniz Mesih gelir diye bir gün! Ama size gelen olmadı bir türlü! Ve gün geldi bitti! O gün geldi çattı! Öldünüz! Öldünüz işte!

Gözlerinizi kapadınız ve açtınız! A… a! Kıyam etmişsiniz! Kıyamet günü olmuş bile, öldüğünüz yerden diriltilip ayağa kalktınız, kıyam ettiniz. Kaç saniye geçti ki gözümü kapayalı, kaç saat oldu ki dünyaya ben geldim diyeli! Ne kabir azabı çekmişsiniz, ne ruhunuz başıboş dolaşmış yeryüzünde! Sizi korkutan insanlar ve peygamberin yolunda gidiyor diye takip ettikleriniz görünürlerde yok! Kürsüleri yumruklarken gözyaşlarına boğulanlar sizden çok çok uzaklarda! Ne kızınız, oğlunuz, kardeşiniz, ne eşiniz ne de anne babanız ortalıklarda değil! Atalarınız da yok, hazretleriniz de! Herkes kendi bacağının derdinde olsa gerek! İçinizde tuhaf bir huzur var! Ne de olsa sınav bitmiş! Ama bir de huzursuzluk! Ki hesap var, belki de çok zor olacak!

Bir baktınız ki yürümüş dağların eteklerinden zincirlere vurulmuş bir yığın beşer sürüklene sürüklene götürülüyor. Sonra bir de baktınız; başka bir yönden bir sürü insan neşe ve sevinç içerisinde uçarak başka bir yöne! Başlarında peygamber! Acep ben, diye düşündünüz! Ne olacak benim halim!


Ama umduğunuz gibi olmadı, korktuklarınız gibi kötü şeyler olmadı! De ki kurtuldunuz! Ufuktan bir melek geldi ve mimiksiz bir ifadeyle “müjde, kurtuldun” dedi size! Tüm yanlış bildiğiniz yanlışlarınıza ve doğru bildiğiniz yanlışlara rağmen, dedi ki kurtuldunuz! Ne cehenneme atılacaksınız ne türlü azaplar çekeceksiniz! Hatta cennete de gideceğinizi öğrendiniz! Ne güzel değil mi? Bu sırada melek arkasını döndü gidiyor, üzerine düşeni yapmış ve size kurtulduğunuzu tebliğ etmiş! Sordunuz hesap yok mu diye! Bir an durdu melek ve geriye dönüp aynı mimiksiz ifadeyle size bakıp “Var! Ama ister misin? Kurtuldun işte!” dedi.

“Allah nerede? Onu görebilecek miyim?” diye sordunuz. “Hayır” dedi melek, “Allah sana görünmek de seni görmek de istemiyor!” Başınızdan aşağı kaynar sular döküldü. “Nasıl yani?” diye sordunuz “Hani kurtulmuştum!”

“Evet, kurtuldun ve sana cennet verilecek ama ebediyen Allah sana görünmeyecek, yüzüne de bakmayacak! İşte bak! Cennet orada! Yürü git, sorgusuz sualsiz içeri girebilirsin. Kimse seni durdurmaz. Köşklerin de, bahçelerin de, türlü şaraplardan nehirlerin de, hizmetçilerin de hazır. Mülkün orada seni bekliyor. Ama Allah’ın sana bunlardan başka bir tecellisini ve gülümsemesini bekleme. O diğer cennetlik kullarıyla özel olarak ilgilenecek, seninle değil!”

“Neden? Ne yaptım ki ben?” diye sordunuz. “Bir şey yapmadın. Allah senin günahlarını affetti ve seni hesaptan muaf tuttu, daha ne istiyorsun!” dedi melek “Beklediğin şefaat bu değil miydi?” Dayanamadınız ve “O halde ben de hesaba çekilmek istiyorum” dediniz “Ben de Allah’ın tebessümüne nail olmak istiyorum. Cennet bana yetmez! Hatta Onun bir memnun ifadesini cennete yeğleyebilirim.”

“Peki” dedi melek “Madem istiyorsun, ilk sorunu soruyorum, hazır mısın?” “Hazırım” dediniz hevesle. Ve sorunuz geldi.

“Sen dünya hayatını yaşarken Allah sana ‘Kuran’ adında bir mesaj gönderdi. Aldığını biliyoruz. O mesajda ne yazdığını okudun mu? Hani ilk cümlesi ‘OKU’ diye başlayan!”

“Hayır! Ama içinde ne yazdığını başkaları bana..” derken melek sözünüzü kesti. “Böyle bir cevap kural gereği hesabı burada bitirir! Başka sual yok! Cennet senin emrinde, git oraya ama Allah’tan da, nebi elçilerinden de, biz meleklerinden de tebessüm bekleme!”

“Ama böyle cennet mi olur, Allah’sız bir cennet olur mu? Bu düpedüz cehennem! Ateşi de Allah’ın yüzüme bakmaması!” diye haykırdınız. Melek size üzgün bir ifadeyle acır bir gülümseme gönderdi ve “Emir böyle. Senin cennetin okunmamış bir kitaptır. Okusaydın istediğin gibi biçimlendirebilirdin! Ve biz de sana diğer soruları sorardık! Ne biliyorsun ki ne soralım artık? Sen Onun kitabının yüzüne merak edip bakmamışken, O senin yüzüne neden baksın?” dedi. Sizi orada bıraktı ve kitaplarını okumuşlara doğru sevinç içinde yönlendi. Cennetine hoş geldin! Ama ne yazık ki boş geldin!

İşte böyle arkadaşlar. İster misiniz böyle bir cennet? Elbette böyle bir gayb hikâyesi sadece benim zihnimde uydurduğum bir şey. Bir hayalden öteye geçmeyen bir masal, sözde bir ibret vesikası. Bunlardan binlercesini farklı anlamlarda hadis kitaplarında uydurulmuş olarak bulabilirsiniz. Belki yakın bir gelecekte olur a, bu benim hikâyem de peygamber ağzındanmış gibi lanse edilip ehlisünnet, şia ya da diğerlerinin kitaplarına hadis ya da keramet diye girer de insanlar beni de evliya ederler!
merdem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
merdem Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 4 Kisi:
40tr40 (16. March 2013), Araştıran (31. March 2013), gul (15. May 2013), Miralay (16. March 2013)
Alt 15. May 2013, 09:48 PM   #5
merdem
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
merdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud of
Standart Oku'yun!

“Bu Bir Tebliğdir”

Oku’yun!… Dininizin kitabını Yaratan Rabbinizin adıyla başlayıp okuyun… O, kalemle yazmayı ve insana bilmediklerini öğretendir… Yalnız O’na kulluk eder ve yalnız O’ndan yardım dileriz… Tek hüküm koyucudur… Kuran; O’nun insanların akıllarını kullanıp faydalanmaları için indirdiği hak kitaptır… Apaçık deliller olarak indirilmiş, eksiksiz bir gerçektir… Apaçık bir mesajdır… Şüphe yoktur onda… Ona kuvvetle sarılıp, muhtevasını iyi inceleyip ders almalı, böylece kötü akıbetlerden korunmalısınız…

İlk paragrafa itirazı olanlar bundan sonrakileri okumayıp bırakabilirler. Onlar itirazlarının geçerliliğini onaylatacak binlerce din dışı ve hatta dini (!) kitap getirip önüme yığabilirler. Ama o kitapların hepsi insan yazmasıdır. Benimse ilk paragrafı onaylatacak tek belgem Allah’ın sözlerinin yazılı ve kendisi tarafından korunmuş olduğu bir ilahi kitap olan Kuran’dır. Yukarıdaki cümleler o kitabın birkaç noktasından alıntılanarak derlenmiştir.

***

Oku’yun!… Dininizin kitabını Yaratan Rabbinizin adıyla başlayıp okuyun. Şarkı gibi söylemeyin, okuyun! Arapçasını şiir gibi ezberleyip söylemeyin! Okuyun! Anladığınız ve bildiğiniz dilde okuyun. Dünyada bırakın en sevdiğinizi, herhangi bir insan bile size uzaklardan bir mesaj gönderse ve bu mesaj gönderdiği ülkenin dilinde olsa, o mesajın içinde ne olduğunu anlamak yerine gönderildiği ülkenin dilindeki haliyle onu ezberleme yoluna mı gidersiniz? Yoksa aklınızı kullanıp, o lisanı bilen birkaç kişiye bu mesajın çevirisini yaptırıp içinde gerçekten sizin için neler yazıldığını mı öğrenmek istersiniz?

Oku’yun!… Dininizin kitabını Yaratan Rabbinizin adıyla başlayıp okuyun. O, insanlara bilmediklerini öğreten Rabbiniz’in sözleridir. Sevapları ve günahları kendilerine ait olmak üzere söylüyorum ki Kuran; Muaviye’nin, Yezid’in, başka herhangi bir Emevi ya da Abbasi Halifesinin, Yavuz’un, Süleyman’ın veya Abdülhamit gibi Osmanlı Halifelerinin sözleri ya da uygulamaları değildir. İmam-ı Azam Ebu Hanife’nin, İmam Şafii’nin veya Maliki’nin sözleri de değildir. Hacı Bektaş-ı Veli’nin, Mevlana’nın, Abdülkadir Geylani’nin, Gönenli Mehmet Efendi’nin veya Bediüzzaman Said-i Nursi’nin de sözleri değildir. Ebu Hüreyre’den, Vehb İbni Münebbih’den nakledilen ve hatta Ehl-i Beytin ve sahabenin anlattığı iddia edilen anlatılar hiç değildir. Kuran; Buhari’nin, Tırmizi’nin, Müslim’in, Ebu Davud’un Kütübi Sittesinde bulunan veya sayılı imamların derlediği hadisler de değildir. Kuran hadislerdeki ya da her türlü mezheplerdeki gibi abartılı korkutmalardan ve zanlardan çok uzaktır. Hatta o, dört büyük halifenin, hatta ve hatta peygamberin sözleri ya da sünnetleri bile değildir. Kendisi de bir insan olan Peygamberimizi Hıristiyanların Hz.İsa’yı tanrılaştırdığı gibi putlaştırırsanız siz de doğru yoldan çıkarsınız. Çünkü unutmayın; Allah’ın birliği yanında şehadet ederiz ki; Muhammed, Allah’ın kulu ve elçisidir. Görevi sadece Kuran’ı tebliğdir. Ve Kuran sadece ve sadece Allah’ın sözleridir. Hal bu iken “O olmasaydı kainatı yaratmazdım” hadisindeki uydurmanın “İsa Tanrının oğludur” demekten hiç de farkı olmadığını anlayın.

Oku’yun!… Dininizin kitabını Yaratan Rabbinizin adıyla başlayıp okuyun. Çünkü; yalnız O’na kulluk eder ve yalnız O’ndan yardım dileriz. Bir şeyhin bizi Allah’a ulaştıracağı zannıyla onun tükürük hokkasını içerek yardım dilemek batıllığına düşmeyiz. Yalnız Allah’ın dediklerini yaparız; kibri dağları aşmış ve Firavunlaşmış din tüccarı siyasetçilerin atalarının ve geleneklerinin dönüştürülmüş dininin emrettiklerini değil! Allah’ı rüyasında gördüğü iddia edilen mezhep imamların içtihatlarının, güçlerini korumak ve halkını sömürmek adına Arap adetlerini din diye dünyaya yayan Emevi, Abbasi ya da Osmanlı Halifelerinin ya da Şeyhülislamlarının fetvalarının ve hatta bugün tek bir mezhep adına okunan resmi ve demokratik (!) fetvaların Allah’ın hükmü yerine hüküm koymak demek olduğunu bilerek Allah’ın tek hüküm koyucu olduğunu ve onun dışındaki hükümlerin din adına geçersiz olduğunu biliriz. Allah’tan her an, her yerde ve bilhassa ne söylediğimizi anladığımız şekilde kıldığımız namazı vesile ederek yardım dileriz; bir türbede mum yakarak ya da çaputlar bağlayarak, orada yatan mevtayı aracı ederek bile olsa şirke düşmenin gafletine kapılmayız. Peygamber hırkası gibi şeylere, sakalına, ayak izine müşriklerin atalarının putlarına tapındığı gibi tapınır vaziyetlere girmenin cahilliğinin farkına varırız.

Oku’yun!… Allah’ın kitabını okuyun. Kuran; apaçık deliller olarak indirilmiş, eksiksiz bir gerçek, apaçık bir mesaj ve şüpheye yer bırakmayacak şekilde din adına her şeyi açıklamışken onu okumak yerine; anlaşılmaz içtihatlar ve cinnetvari emirlerle dolu sohbet kitaplarını, en doğrusunun bile doğruluğu tartışılır olan hadis kitaplarını, her mezhebe göre farklı farklı hazırlanmış ilmihalleri, risaleleri, tefsirleri, sözde İslami yaşam biçimlerini anlatır aile rehberlerini ve anladığınız dilde çevrilmiş olduğu halde iyi niyetlerle bile yazılmış olsa da sizi okuduğunu anlayamayan akılsızlar gibi görenlerin Kuran’a eklediği alt paragrafları okumayın. Bilmediğiniz bir kelime geçerse sözlüğe bakmak zor bir iş değil, hele ki bu devirde! Uyduruk hadislere ve içtihatlara dayanarak dini zorlaştırıp yaşanmaz hale getirmeyin. Doğruluğu ne kadar iddia edilirse edilsin Peygamberimize ait olduğu söylenen bir sözün (hadisin) yüzde yüz doğru olduğuna emin olamazken bir sözü onun söylemiş olduğunu kesinkes iddia etmek ve dinin gereği haline getirmek aslında ona hakaret etmenin, iftira atmanın ta kendisidir.

Oku’yun!… Sözgelimi abdest, övülmüş olan namaza temiz durmanız içindir; vücudunuzun derinliklerinde kan, parazit ve irinler akarken burnunuzun arka kemiklerindeki sümüğünüzü çıkarmasanız da, abdesti anlamsız bir ritüel haline getirmeseniz de dışınızı temizlemiş sayılırsınız. Gusletmek yıkanmak demektir; genzinizi sızlatana kadar suyu çekmeseniz de yıkanmış olursunuz, toplu iğne ucu kadar kuru yeriniz kalsa da! Dişinize dolgu yaptırdınız diye cenabet geziyor değilsiniz. Uyanın… Bu ve bunun gibi belki de milyonlarca hurafe ve uydurma bizi dinimizi yaşayamaz hale getirmektedir. Oysa dinimiz, Allah’ın kendi ayetleriyle “çok kolaylaştırdığı”nı belirtilerek Kuran’da yazdığından başkası değildir. Orada yazmıyorsa zaten insanı kendi sorumluluğunda serbest bıraktığı (mübah) bir alan olup dinle ilgili de değildir. İçiniz rahat bir şekilde müzik dinleyip, top oynayabilir, haremlik selamlık düşünmeden ölçülü şekilde kadın erkek birbirinizle konuşabilirsiniz.

Oku’yun!… Anlayın ki; türlü obsesyonlara girmenize hiç gerek yokmuş meğer. Görün ki sol ayağınızla girseniz de, sol elinizi kullansanız da, amuda kalkıp yürüseniz de fark etmez, serbestlik serbestliktir, helal helaldir, haram haramdır. Kuran; örtünüzü yakanıza vurun (göğüs dekoltenizi kapatın) derken; çarşafa, peçeye bürünmenize ya da burkaya girmenize ve üç boyutlu dünyaya bir ızgara deliğinin ardından eksik boyutla bakmanıza gerek yok. Hatta gözlerinizi dört açın ki dünya tarihi boyunca tekrar tekrar yaşandığı gibi etrafta din adına ne dolaplar döndürülüyor, ne yalanlar uyduruluyor, ne hale getirilmeye ya da üzerinizden hangi menfaatler sağlanmaya çalışılıyor farkına varın. Karı koca birbirinin elbisesi ve en güzel elbise takva elbisesi iken ne Arap, ne Acem, ne Kürt, ne Afgan, ne Çin ne de Türk geleneğini ve kültürünü din yapmayın. Kuran’da yazılı haram ve helallerin dışında kalanları haram ilan ederek aslında cehennem yolcusu olduğunuzun farkına varın. Kuran’ın herkesin anlayabileceği açık hükümlerindeki kelimelerin eğrilip bükülmesiyle icat edilen atalar dinini İslam zannetmeyin.

Oku’yun!… Onu duvara asıp bırakmayın, abdestli de olsanız okuyun, abdestsiz de olsanız okuyun. Yeter ki Allah’ın adıyla ve anlayacağınız dilde okuyun. Okuyanın melodisine kapılıp ağlamak için değil, içindeki müthiş ve bir şekilde (izafen) direkt şahsınıza hitap eden gerçekleri anlamak için okuyun da mucizeyi görün. Allah, Peygamberimize hitaben “Onu anlayasınız diye Arapça indirdik” derken “Arapça” kelimesine takılıp “anlayasınız diye” bölümüne akıl erdiremeyip Arapçayı Cennet dili bile yapan uyduruk açıklamaları din zannetmeyin. Onu okuyup anlamayı başkalarına bırakmayın. O kitap sizin içindir. Birileri okuyup anlayıp size kendi yorumladığı gibi anlatacaksa sadece onlara gönderilirdi, tüm insanlığa değil. Bugün olan; apaçık ve kolay emirler ve öğütlerle dolu Kuran’ın önüne atalarımızın binlerce cilt geleneksel din kitabının yığılmış ve bizi ona ulaşamaz hale getirmiş olduğudur.

Oku’yun!… Ve düşünün!.. Ya birilerinin ataları ya da bizim atalarımız yanlış yoldaysalar da mı onlara uyacağız? Eğer öyleyse Ebu Cehil gibiler de Allah’ın varlığına inanıyor, sakal bırakıyor, cübbe giyiyor, hatta kendilerine göre de olsa namaz kılıyor ve atalarının dinlerine uyuyorlardı. Lut kavmi de, Semud da, türlü mucizelere şahit olmuş İsrailoğlu da, yüzlerce peygamberin gönderildiği türlü kavimler de atalarının dinini uyguluyorlardı. Hatta ve hatta bilebildiğimiz kadarının hemen hemen tamamı dinsiz değildi bu kavimlerin. Atalarının dinini uygulayan bunca insan olduğuna ve bu hususa Kuran’da defalarca ve üstüne basa basa değinildiğine göre mesele sadece taştan puta tapanlar için değil. Resim yapmayı, fotoğraf çekmeyi, midye yemeyi haram hale getiren atalarımızın dininin İslam olmadığını, Kuran’da Allah’ın da belirttiği gibi mezhepler ve tarikatlar haline gelerek “dinimizi fırka fırka böldüğümüzü” ne zaman anlayacağız? Ya da anlayabilecek miyiz? Galiba birçoğumuz anlayamayacağız. Çünkü yine Kuran’da Allah kendisinin hidayete erdirecekleri hariç “Onların gözleri, kulakları ve kalpleri mühürlenmiştir” diyor. “Onlar sadece zanna uyar” diyor ve ekliyor: “Biz onların ardından bizi Allah’a daha kolay ulaştıracaklarını umarak gitmiştik” dedikleri gün bu sözleri ve dünyada iken dinden sapmış görerek aşağıladıklarının cennet tarafına gittiklerini görüp şaşırdıklarında bu durum, azabı hak edenlerin kendileri olduğu gerçeğinin önüne geçemeyecek.

Oku’yun!… Ve etrafınıza bakıp tefekkür edin. Serbestçe bilimi de okuyun. Serbestçe tarihi de okuyun ve görün ki Emevi döneminde de vaaz verirken nasıl birileri sözde Peygamber aşkıyla ağlayıp kürsüleri yumruklamış ve halkı nasıl yöneticilerin istediği gibi hareket etme moduna sokmuş! Tarihimize sahip çıkmak demek yanlışları pas geçmek demek değildir. Osmanlı döneminde Kuran’ı matbaada basmanın ve hatta sonraları Türkçesini basmanın nasıl ve neden yasaklanmış olduğunu görün.

Oku’yun!… Okurken şüpheye mi düştünüz? Bir kez daha okuyun. Peygamber hakkında mı şüpheye düştünüz? İman ve ilim dileyip bir kez daha okuyun. Olmadı, kendinize peygambere empati yaptırın. O da insandı bizim gibi. Nasıl bir imtihandır o açıklanması bir takım şüphelere yol açacak ayetleri alması ve etrafına ulaştırması? Bir düşünün. O nasıl ve hangi zor düşüncelerle sizin bu şüpheye düştüğünüz ayetleri etrafındakilere açıklamıştır acaba! Ve görün! Anlayın ki siz de okurken benzer bir imtihana tabi tutulmaktasınız aslında. Ama sonra mantığınıza nasıl da geri dönülmez bir kesinlikle oturup, şüpheye düştüğünüz ayetler asıl kurtarıcılarınız oluyor! Göreceksiniz. Ne şüphe kalacak ne vesvese. Her türlü soruya verebileceğiniz mantıklı cevaplar zihninize otururken artık internet sitelerinde ateistlere verilecek saçma cevaplar aramak zorunda da kalmayacaksınız.

Oku’yun!… Hala dininizin ve dünyanızın gördüğünüz gibi olduğunu ve dini biliyor diye çok değer verdiğiniz kimi ölmüş ya da halen yaşayan insanların (putlarınızın) dininiz adına (iyi ya da kötü niyetle) hareket etmiş olsalar bile, onların yolundan giderek en doğru yola ulaşacağınızı zannediyor musunuz? Eğer öyleyse ben yalnız Allah’ın sünnetine uyarak ve kendi peygamberimle, gelmiş geçmiş tüm peygamberleri sadece örnek alarak söylüyorum: Benim sözlerim size sadece bir tebliğden ibarettir. Bu sitenin sahibi olmaktan doğan sorumluluğum gereği vermek istediğim mesajı olabildiğince açıklamaya çalıştım. Size anlayacağınız şekilde ve bildiğiniz dilde, ama ilave edilmiş paragrafları hiç dikkate almadan (şüpheye düştüğünüzde birkaç meali karşılaştırarak ve üzerine dikkatle düşünerek) Kuran ayetlerini hiç zaman geçirmeden okuyun diyorum. Allah’a ulaşmak ve O’nun emirlerini yerine getirmek adına samimi olarak yaşamaya çalışırken O’nun yolundan çıkmış ve her iki dünyanızı ziyan etmiş halde bulmayın kendinizi. Bundan sonrası size ait! Benim dinim bana, sizin (atalarınızın) dininiz size! Bana şahit olarak Allah yeter… Sürç-i lisanımız olduysa Allah affetsin…

Kalemzade Kamil
merdem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
merdem Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
gul (15. May 2013), Miralay (16. May 2013)
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
okumayın, sakın


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 12:35 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam