hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > NÜZUL SIRASINA GÖRE TEBYîNÜ'L -KUR'AN İŞTE KUR'AN ve VİDEOLARI Hakkı Yılmaz > İniş Sırası ile Sureler > 04.Müddessir Sûresi

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 23. May 2013, 05:16 AM   #1
pramid
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2010
Mesajlar: 764
Tesekkür: 191
507 Mesajina 1.128 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
pramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud of
Standart Müddessir Suresindeki 19

Müddessir Suresindeki 19


Hz. Musa'ya levhalar verildi. Musa döneminde kullanılan dil ne idi? Tevrat hangi dilde yazıldı. Levhalarda hangi alfabeye bağlı olarak yazıldı. Tevrat, ehli kitabın ortak olarak kabul ettiği yegane kitaptır.

Hammurabi ve Hz. Musa devrinde Mezopotamya’nın yazılı dili Akatça ve Sümerceydi. Akatçada 19 sessiz harf, Sümerce 14 sessiz harf bulunur. İlk Tevrat’ın Akatça olma ihtimali çok yüksektir. Müddessir süresinde geçen 19 sayısının Akadçadaki sessiz harflerle ilişkili olabilir.

Tevrat tahrif edilmiştir. Kuran’da geçen doğru peygamberler tarihinin, Tevrat ve diğer kaynaklarda değiştirilme ihtimali çok yüksektir. Örneğin İbrahim nebi, Hindistanda "brahma" , Yemen ve Afrikada "ebrehe", Ehli kitap nezdinde "abraham" olarak geçer. Her ümmet bir şekilde İbrahimi sahiplenir ve kendi coğrafyalarına maleder.


Fig.1: Akad alfebesi

Araf.144. (Allâh) buyurdu ki: "Ey Mûsâ, Ben risaletim ve kelamımla seni insanların başına seçtim; sana verdiğimi al ve şükredenlerden ol!"

Araf.145. Öğüte ve her şeyin açıklamasına dair ne varsa hepsini Mûsâ için levhalara yazdık: "Bunları kuvvetle tut, kavmine de emret, bunların en güzelini tutsunlar (bu en güzel buyruklar gereğince amel etsinler); size, yoldan çıkmışların yurdunu (nasıl târumâr ettiğimi) göstereceğim!"


Bu ayetlerde Tevrat’ın levhalara yazıldığı belirtiyor.

Kuran parça, parça indirilmiştir. Ama parça, parça yorumlanamaz. Bir bütün içerisinde değerlendirilir; ağır yük tertil ile hayata geçirilir. Kitabın bütün içinde bir ihtilaf ve çelişki de yoktur.

Müddessir süresini de aynı şekilde kuran çerçevesinde değerlendirilmelidir. Baştan sona 19 sayısı, anlamı, 19 sayısının fitne aracı kılınması, bununla inanmayanların sapması, kitap ehlinden olanların imanının artması, sapanların ve imana erenlerin ahrette ki durumu anlatılıyor.

Sureye bakalım;

1-10 arasındaki ayetler daha çok Son nebi ve bizleri düşündüren ayetlerdir. Bu sure Allah kelamı olarak; Son Nebi’nin ağzından çıkmıştır. Uyarıcı ve rasuldür. Başlangıç hitabı için başka ihtimaller de türetilebilir. “Müddessir”, olumlu anlamdan çok olumsuz olarak kullanılıyor olabilir. Her bir insanı muhatap alıyor olabilir. Beklide örtünün altında uyuyanları kastediyordur. Uyanmaları ve kalkıp tüm insanlığı uyarlaları için bir ikazdır.

11-25 arasındaki ayetlerde 19 sayısına göre Kuran’ı ölçüp bundan sonuç çıkaranları anlatır. Bunlar 19 ile ölçerek, Kuran’ın bir kısmı veya tamamını insan sözü olarak değerlendirmişlerdir. Beklide gerçeklere sırt çeviren insanları anlatıyordur. Örtüye bürünüp uyuyanları.

Müddessir.24. "Bu dedi, rivâyet edilip öğretilen bir büyüden başka bir şey değildir."

Meallerin bazılarında, burada geçen büyü, sihir kelimesini bilinen anlamına ek olarak, “bilerek saptırma” yahut “yanıltma” manasında da değerlendirir. Bir çokları, Kuran’ı 19 sayısına göre ölçmüş, 2 ayetin sonradan eklenip saptırıldığını söylemiş, insan sözü olarak değerlendirmiştir. Kuran kendini nasıl korumakta görüyor musunuz?

Kuran’ın bir ayetini tartışmaya açmak demek, tüm ayetlerini tartışmaya açmak demektir. Bir ayetini yalanlayan, tüm ayetlerini yalanlamış olur. Farkı yoktur ama geçmiş din adamlarının tartışmaları bu konuda bir takım kötü kokuları da ortaya çıkarmaktadır. İster 19, ister başka sayılarla Kuran’ı ölçmeye çalışılmamalıdır. Tutan yönlerinin olması dikkate alınmalı, ama tutmayan bir çok husta göz ardı edilmemelidir. Kuran bir zahiri (görünen, açık), birde batıni (gizli) anlamının olduğunu iddia etmek, Kuranın açıklığına aykırıdır.


Kuranın bazı ayetlerinin anlamı, zamanı gelince ortaya çıkar. Bu husus, Alim olan Allah'dan "rabbimiz ilmimi artır" diyerek ilim talep edilmesi ve onun katından ilim verilmesi ile mümkün olmaktadır. Rabbimizin, özellikle "Allah bununla neyi anlatmak istedi" ifadelerinin geçtiği ayetleri, zorlama anlamlarla tefsir edilmeye çalışılmamalı, bilgisi Allah katındadır denmelidir. “Bilgisi Allah katındadır demek” ayetin anlamının hiçbir zaman ortaya çıkmayacağı değil, zamanı gelince ortaya çıkacağı anlamındadır.

Müddessir 26. Onu Sekar'a sokacağım.
Müddessir 27. Sekar'ın ne olduğunu sen nereden bileceksin?
Müddessir 28. (Geride bir şey) Komaz, bırakmaz (her şeyi yakıp yok eder).
Müddessir 29. Durmadan beşeri kavurur.
Müddessir 30. Üzerinde ondokuz vardır.
Müddessir 31. Biz ateş ashabını(sahiplerini) hep melekler yaptık. Onların sayısını da inkâr edenler için bir sınav yaptık ki, kendilerine Kitap verilmiş olanlar iyice inansın, inananların da imanı artsın. Kitap verilmiş olanlar ve inananlar kuşkulanmasınlar. Kalblerinde hastalık bulunanlar ve kâfirler de: "Allâh bu misâlle ne demek istedi?" desinler. Böylece Allâh, dilediğini şaşırtır, dilediğini doğru yola iletir. Rabbinin ordularını ancak kendisi bilir. Bu, insanlara bir uyarıdır.


Sekar, yakıcı kelimesinden türetilir ve meallerde cehennem anlamında kullanılır. Türkçe çevirilerde yakıcı, kavurucu ateş manasında da kullanılıyor. 28 ayetteki “Komaz” diye çevrilen kelime "baki" kelimesinin olumsuz şeklidir. Birebir çevirisi “baki (ilelebet) yapmaz”dır. “bırakmaz” ifadesinde “bırakır” kelimesi olumsuz olarak kullanılmış, bire bir çevirisinde “bırakmaz” anlamındadır. “Bırakmaz”ı tutup bırakmaz değil de, "geride hiç bir şey bırakmaz, tamamıyla yok eder veya başka bir şekle sokarak geride hiçbir şey kalmaz" şeklinde algılanmalı.

29’cu ayette geçen beşer ve levvaha kelimelerini Elmalı Tefsirin’den şöyle anlatılmaktadır.

beşer”, insan demek olduğu gibi, "beşere" nin çoğulu olarak derinin, özellikle insan derisinin dış yüzleri mânâsına da gelir. İnsana beşer denilmesi de bu yüzdendir.

levvâha”, "levh" kökünden aşırılık ifade eden bir siğa(kip)dır. Levh; susamak veya güneşin ısısı, yahut susuzluğun bir adamın çehresini bozması, yani yakıp kavurarak karartmak veya ortaya çıkmak, şimşek çakmak, gözle görmek mânâlarına gelir ki, Levvâha kelimesinin bütün bu mânâlara ihtimali vardır. Deriye susamış, yahut hiç durmadan derileri kavuran, yüzler karartan, yahut hep beşer gözeten beşere saldıran mânâlarını ifade eder.


Beşer'i dış yüz, “levaha”yı ise yakıp kavurarak ortaya çıkarmak olarak düşündüğümüzde konu şekillenmeye başlamaktadır. Tevrat’ın indiği dönemde, Mezopotamya’da yazı kil tabletler üzerine yazılıyordu. Bu bilgileri verdikten sonra ne demek istediği konusuna gelebiliriz.

Klasik tefsirlerdeki 26-30 arasındaki ayetlerin anlatımları bir çok noktayı açıklamada yetersiz. Çünkü "üzerinde 19 var" diyorsa, önceki ayetlerde neyin üzerinde 19 olduğunu açıklaması lazım. 30. ayeti önceki ve sonraki ayetlerle bağlantısız, havada kalan bir ayet olmadığına göre; anlatılanın, kil tabletlerin üzerinde 19 harften oluşan Akatça ile yazılmış Tevrat olduğu kanaatindir. Genel kanı 19’un Kuran’la ilişkili olduğudur. Devam eden 31. ayette, bu sayıyla kitap ehlinin (Yahudi, Hıristiyan, Müslüman) inancını arttıracağını yazar. Yalnızca Müslümanların değil. Her üçünün de kabul ettiği kitap Tevrat’tır.

Kil tablet balçıktan yapılır ve kurutulur. Sonra ateşe konularak pişirilir. Pişirmeyle tamamen değişime uğrar. Kurumuş balçıktan olan hali, geride eski halinden eser kalmayacak şekilde yok olur. Artık yeni hali kiremittir. Kiremit kurumuş balçığa göre daha dayanıklıdır. Ama kendisini sonsuz kılmaz. Yakarak ortaya çıkanın dış yüzünün üzerinde 19 vardır.

Arapça'ya bakıldığında “levvaha”nın, “levh” sözünden türediği görülür. Hz. Musa’ya indirilenlerin levh’e yazılması gibi. Yani Tevrat levvaha’nın üzerindedir.

Genelde çevirilerde, 30-31. ayetler birleştirilip cehennemin 19 meleği olduğu yazılıyor. Bu 19’un neyin üzerinde olduğunu açıklamaz.

Aleyha“ kelimesi Kuran, hayvan üzerinde ve "ala(y)" olarakta giden gemiler için kullanır.

Ayrıca melek kelimesi kuran ayetleri içinde kullanılmaktadır. Melekler kendilerine yüklenen bilgi dışında bir bilgiye sahip olmayıp bu bilgi insanın isimlendirmesi ile olmaktadır. Surede ölçük biçen(k-d-r, miktar)kişiden bahsedilmektedir, Bu kişi neyi ölçüp biçiliyor ki Allahda bir sayı ile ona nisbetle cevap veriyor. kuran açık anlaşılır bir kitapdır. Yeterki ilave bilgi katmayalım. Ayrıca Kitap ehlinin imanını nasıl arttırdığını hiç açıklamaz. Levhalar üzerindeki harf sistemi olarak algılandığında; gerçektende peygamberlerin tarihte yaşadığı ispatlanır ve inanan kitap ehlinin inancı artmış olur. Dinler tarihinde sapkınlıkların nereden kaynaklandığı, peygamberlerin aslında kimler olduğu, vaat edilmiş toprakların gerçekte neresi olduğu, tek tanrılı dinlerden kopma sapkın inanç guruplarının neyi amaçladıklarını, Büyük Ortadoğu Projesi’nin ne olduğunu, Kürtlere neden İslam dışı sapkın inançların propagandasının yapıldığını, Kürtlerle Asurluların neden özleştirilmeye çalışıldığını, İsrail ve İsrail’i destekleyen ülkelerin neden Büyük Kürdistan’a destek verdiğini, Büyük Kürdistan’ın neden Asur yaşam alanlarına doğru kaydığını ve birçok şeyi açıklar.

Mezopotamya tarihiyle ilgilenenlerin neredeyse tamamı inanmayanlar ve Yahudilerden oluşuyor. Ateistlerin iddiası; Yahudilerin Babil sürgünü sırasında, Mezopotamya yazılı belgelerini kaynak olarak alıp Tevrat’ı yazdığı; İncil ve Kuran’ın da Tevrat kaynaklı olduğudur. Dolayısıyla tek tanrı inanışında olanların kitapları, Mezopotamya yazıtlarından devşirmedir diye iddia ediyorlar. Burada sunulan bilgi ve kitapdan ders çıkartmak, bu son derece normaldir. Çünkü peygamberler Mezopotamya’da yaşamıştır. Kuran’da da bununla ilgili en ufak bir çelişki yoktur.

Mezopotamya tek tanrılı dinlerle, çok tanrılı dinlerin mücadele ettiği bir alandır. İsrailoğulları ile ilk topluluk oluşturulmuş, Kendilerine nasrani diyenler ile eski Mezopotamya dinleri birçok yerden temizlenmiş, Son nebi ile de Orta Doğudaki son kaleleri yıkılmıştır. Günümüzde bazıları bu dinleri göklere çıkartarak yeniden diriltmeye çalışıyor.

Son söz olarak diyebileceğimiz; Bir çok din tüccarı ve teorisyenleri karşınıza kalemle çıkmış kişilerin karşısına kalemle çıkılır, silahla değil. Yalanın karşısına doğruyla çıkılır, başka bir yalanla değil. Ancak dürüst olan doğrudan korkmaz, sahtekarlar değil. Din adına yalanı savunanın, her devirde bukalemun gibi renkten renge girenin, dün mazlumu oynayıp, bugün zalim kesilenin imanla ne alakası olabilir.

EN DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR.

http://vekuran.blogspot.com/2013/05/...indeki-19.html
Eklenen Resim Ön İzlemesi
Dosya tipi: jpg 74ae24cd4ceaea3424964121e094ee2b_1304009406.jpg (14,9 KB (Kilobyte), 6x kez indirilmiştir)

Konu pramid tarafından (23. May 2013 Saat 05:22 AM ) değiştirilmiştir.
pramid isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
pramid Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
dost1 (23. May 2013), galipyetkin (23. May 2013)
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
müddessir, suresindeki, üzerinde 19 var


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 04:33 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam