hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > İMAN > Peygamberlere İman > Kuran'da adı geçen Peygamberler > Musa Peygamber ve Firavun

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 12. October 2008, 01:14 AM   #1
PİLOT
Uzman Üye
 
PİLOT - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Bulunduğu yer: BURSA
Mesajlar: 228
Tesekkür: 17
40 Mesajina 62 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
PİLOT is on a distinguished road
Cool Musa’nın asayı yılana çevirmesi

Musa’nın asayı yılana çevirmesi

Mucize: (der ki) Musa Firavun’un karşısına çıktı. Sihirbazlar değneklerini yere attılar ve hepsi birer yılan oldu. Musa ne yapacağını şaşırınca Allah “Sende at, korkma” dedi. Musa asasını atınca birden daha büyük yılan oldu ve sihirbazlarınkini yuttu. Allah’ın mucizesi tam zamanında yetişerek Musa’ya yardım etti. Sihirbazların hepsi imana geldi ve toptan Allah’a secde etti.

Masal: (der ki) Bir varmış bir yokmuş… Evvel zaman içinde asaları yılana çeviren Musa adında bir peygamber varmış. Çok ulu bir zatmış. Günlerden bir gün sihirbazların karşısına çıkmış. Sihirbazlar değneklerini yere atıp yılana çevirince, o da asasını atmış. Tek başına yedi yılanı yedi saniye içinde yutuvermiş. Sihirbazlar yedi defa secdeye kapanmış, Firavun yedi gün yedi gece sarayından çıkamamış. Ya, işte böyle evlat, Musa ermiş muradına biz çıkalım kerevetine…

Kıssa: (der ki) Firavunlar, Mısır’da sihirbazlık tekniğini kullanarak sır, gizem ve büyüye dayalı akıl dışı (gayr-ı reşid) bir yönetim kurmuşlardı. Sihirbazlar, dönemin yüksek teknokratları ve kimyagerleri olarak Firavun’a bu yolla hizmet ediyor ve halkı yaptıkları büyülerle korkutuyorlardı. “Firavun’a itaat etmezseniz, sizi de bu şekilde böcek yaparız” diye asayı yılana çevirme gösterileri yapıyorlardı. Kurutulmuş bağırsağın içine civa dolduruyorlar, yılan şeklinde boyuyorlar, sıcak yere atınca birden hareket ediyor ve yılan gibi görünüyordu. Halk da cehaletinden bunların tanrı tarafından onlara verilmiş çok özel bilgeler olduğunu sanıyordu. Bu korkuyla sihirbazları kutsuyor, Firavun’a da tanrı diyerek tapınıyorlardı… Musa işte bu düzeni deşifre etti. Bunun özel tanrı bilgisi olmadığını, sıradan bir sihirbazlık numarası olduğunu, fakat halkın bunu bilmediğini, bunu öğrenmesi için herkesin toplandığı bir yerde bunun böyle olduğunu göstereceğini söyleyerek meydan okudu. Ve gerçekten de öyle olduğunu gösterdi. Çünkü kendisi bunu daha önce “İnsanoğluna eşyaya isim verme” (öğrenme) yeteneği sayesinde öğrenmişti. Allah’ın Musa’ya apaçık ayetlerini vermesi bu demekti… Sihirbazlar kendi yaptıklarını Musa’nın da yaptığını görünce hayretler içinde kaldılar ve bütün karizmaları yerle bir oldu. Halkın gözünden düştüler, sahtekarlıkları ortaya çıktı, umutları boşa gitti. O gün rezil oldular ve Musa’nın o atışı bütün umutlarını, beklentilerini, hayallerini yedi yuttu.

R. İhsan Eliaçık
__________________
aydemir.
PİLOT isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
PİLOT Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
Ali Rıza Borazan (16. June 2009)
Alt 14. October 2008, 03:50 PM   #2
Toslunba
Uzman Üye
 
Toslunba - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 217
Tesekkür: 90
69 Mesajina 159 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
Toslunba is on a distinguished road
Standart

Peki ya bembeyaz el? Bunu nasıl yorumluyorlar?
Toslunba isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 15. October 2008, 07:15 PM   #3
PİLOT
Uzman Üye
 
PİLOT - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Bulunduğu yer: BURSA
Mesajlar: 228
Tesekkür: 17
40 Mesajina 62 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
PİLOT is on a distinguished road
Cool "Elini koynuna sok!"

"Elini koynuna sok!"

Hz. Musa'ya verilmiş olan değnek bir ayettir. Bir de elini koynuna sokması ona büyük bir ayet olarak verilmiştir:

"Bir de elini koynuna sok, bembeyaz çıksın."

Kıssanın farklı surelerdeki anlatımlarına bakılırsa, Hz. Musa'nın elini koynuna sokmasının, yılanın eylemleriyle bir alakası olmadığı görülür. Zaten bunun sebebinin, elin çıkarıldığında beyaz görünmesi için olduğu, yukarıdaki ayette sarahaten belirtilmektedir.

Kıssa yorumcuları, öncekilerde olduğu gibi, bu olayda da hep "nasıl" sorularına cevap aramışlar; Hz. Musa'nın teninin esmerken elinin beyazlaştığını söylemişler ve bu işin defalarca tekrar edildiğini de eklemişlerdir. Oysa cevap bekleyen "niçin" merkezli başka sorular vardır:

Değnek zaten ejderha olmuş, sihirbazların bütün uydurmalarını yutmuşken acaba elin beyazlaşması hangi amaca matuftur? Firavun taraftarlarının hangi talepleri bu ikinci ayete zemin oluşturmuştur? Olayın "niçin"liğini kavramamıza yardımcı olacak bir soru da şudur. Elin koyuna sokuluşu ve orada bekletiş süresi ne kadardır? Elin çıkarılışı, değneğin üç inkılâbının neresinde ve kaç kez gerçekleşmiştir?

Anlam katılmamış, hikmet yüklenmemiş, sarmal anlamlar üretmeyen çıplak bir anlatımla yersiz tekrarlara Kur'ân'ın tenezzül etmeyeceğini fark eden okuyucu; beş altı kez tekrarlanan bir kıssa üzerine serdedilen bu soruların yerinde olduğunu elbette fark edecektir.

Bu son bölümde; kitabın üslubundan uzaklaşmadan, dilin kurallarını zorlamadan, sözcüklerin deyimleşen anlamlarından ayrılmadan ve daha önemlisi kıssanın bütünlüğünü bozmadan, bu soruların cevaplarına işaret etmek istiyoruz.

Tebliğ sırasında Hz. Musa'ya elini koynuna sokması (dhl), bürokratlarla ilgili sahnede elini koyuna sokmaya devam etmesi (slk), ayrıca korkudan (rahbet) yanını kendine eklemesi, Firavundan randevu alma sahnesinde ise elini yana eklemesi emredilir.

El, güç ve kuvvettir. Halk katında eli olan, kıymet ve mevki olandır. Birisinin elini koynuna sokması da; kuvvet, kıymet ve mevkiini saklaması olur. "Yanın eklenmesi" de insanlara rıfkla muamele etmek, onlara iyi davranmak anlamına gelir.

Daha işin başında Hz. Musa'nın, Firavun`a karşı tebliğini yumuşak söz (kavlen leyyinen) ile iletmesi tembih edildiği hatırlanırsa, elin koyuna sokulmasının da özgürleştirmede sona ulaşılması için, kazanımların gizlenmesi manasına geldiği anlaşılır.

Ellerini üst üste koyanlar ittifak etmiş olurlar. "Ellerim senin" diyen kimse, bu sözüyle kendisini teslim etmiş olur. Sonra elini çekerse onun mülkü olmaktan ve ona itaatten çıkar.

Kıssanın sonu, tebliğin son sahnesini resmeder. Kur'ân burada Hz. Musa`nın elini çıkarışını anlatırken, bu işi talim için kullanılan "ahrece" fiilini değil, "neze`a" fiilini seçer. Bu kelime, kılıç gibi çekişi, sıyrılışı anlamlandırır. Eli rehin olan kimsenin elini çekmesi, itaatten çıkarması demektir. Hz. Musa bu hareketiyle, kölelik ahdini bozmuştur. Bundan sonra onun eli, kendisine bakanlar için beyazdır.

Beyazlık ise Kur`ân üslubunda, aklık, aydınlık ve temizlik simgesidir; inananların yüzleri ahirette beyaz olacaktır. Kelime, hakikatte siyahın, mecazda ise karanlığın karşıtıdır. Küfür karanlık, hidayet ise aydınlıktır. Beyaz el, büyük nimet, beyaz huccet ise açık ve kuvvetli delildir. Karanlık zulmeti nitelediği gibi onun aksi olan aydınlık (Beyza) da rehberliği ve sünneti nitelemektedir. Çünkü insanlar dalâlet ve bidat karanlığında yol bulamazlar, fakat hidayet ve sünnet onlara aydınlık yolu gösterir. Bu nedenle hadiste şöyle denmiştir:

"Gecesi bile gündüz gibi olan aydınlık hanifliği (el-hanifiyyetül beyda) getirdim size."

Bütün bunların temsildeki karşılığı ise şudur: Hz. Musa, tebliği süresince yumuşak bir üslup kullanmıştır. İnananların ruhunda meydana gelen inkılâplar sırasında, Firavun'a karşı bir isyana öncülük etmemiştir. Toplum bir ejderha gibi olduğunda ise, elini onun ahdinden çekmiş ve isyanı başlatmıştır. Artık rehber, fıtri özgürlüğü simgeleyen Hz. Musa'nın beyaz elidir. Emir ve komuta ona geçmiştir.

Nitekim bundan sonra dini geleneğin "çıkış" dediği hicret başlayacaktır.


ahmet baydar
__________________
aydemir.
PİLOT isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 16. October 2008, 03:57 PM   #4
beyyine_45
Yeni Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 11
Tesekkür: 0
1 Mesajina 3 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 0
beyyine_45 is on a distinguished road
Standart

Sihirbazlar kendi yaptıklarını Musa’nın da yaptığını görünce hayretler içinde kaldılar ve bütün karizmaları yerle bir oldu. ( r.ihsan eliaçık )

yunus..

77 - Musa dedi ki, "Size HAK gelince, ona böyle mi diyorsunuz? Bu SİHİR midir?" Halbuki sihirbazlar iflah olmazlar.

taha..

71 - FİRAVUN : " Ben size izin vermeden mi ona iman ettiniz? O , muhakkak size SİHİR öğreten büyüğünüzdür !! . And olsun ki, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve muhakkak sizi hurma dallarına asacağım. Böylece hangimizin azabının daha şiddetli ve devamlı olduğunu bileceksiniz" dedi..
beyyine_45 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 16. October 2008, 04:07 PM   #5
beyyine_45
Yeni Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 11
Tesekkür: 0
1 Mesajina 3 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 0
beyyine_45 is on a distinguished road
Standart

yunus..

79 - Firavun da: "Bana bütün bilgili sihirbazları toplayıp getirin!" dedi.

80 - Sihirbazlar gelince, Musa onlara: "Ortaya ne atacaksanız atın!" dedi.

81 - Onlar ortaya atınca Musa dedi ki, "Sizin yaptığınız şey sihir(allah adına , aldatmaca , göz boyama ,gerçek olmayıpta gerçek gibi görünen )dir. Muhakkak ki, Allah onu iptal edecektir. Şüphe yok ki, Allah FESATÇIların işlerini düze çıkarmaz."

82 -mücrimlerin hoşuna gitmese de allah KELİME leriyle hakkı ortaya koyacaktır..

araf..

105. "Benim üzerimdeki yükümlülük, ALLAH ' A KARŞI ANCAK GERÇEĞİ SÖYLEMEKTİR. Rabbinizden size apaçık bir belge ile geldim. Artık İsrailoğullarını benimle gönder."

taha ..

61 - Musa onlara dedi ki: "Yazıklar olsun size! Allah'a yalan uydur mayın. Sonra bir azab ile kökünüzü keser. Gerçekten (Allah'a) iftira eden hüsrana uğramıştır."

62 - Sihirbazlar aralarında işlerini tartıştılar ve konuşmalarını gizli tuttular
beyyine_45 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 17. October 2008, 07:22 AM   #6
Eren Erdem
Uzman Üye
 
Eren Erdem - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 122
Tesekkür: 3
67 Mesajina 122 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
Eren Erdem is on a distinguished road
Standart

Musa'nın vahiyde manasını düşündüm.

Firavuna yürüyen kişi!

Onlarda size örnekler var

YANİ, Firavun = Ölümsüz kişilik!

Asa ve Musa ilişkisine gelince.

Asa = İlimdir.

Rabbi Musa'ya sordu, O elindeki nedir ey Musa ?
O benim asamdır, ona dayanırım, koyunları güderim.
Onu yere bırak Musa,
gel gitme dur.....

Herşeyi bilen Allah'ın Musa ya elindeki asayı bilmezmiş gibi sorması ve bunun farkında olan Musa'nın aynı saflıkla cevap vermesi.

İşte ben buna ASA SIRRI diyorum...

Yere bıraktığında kendisindeki asanın ne olduğunu bilmeyişi ortaya çıktı. Şaşırdı kaçtı, korktu.

Musa'ya Firavuna git misyonu yükleyen Rabbi ona artık bir asa vermişti. O asa ile büyücülerin tüm planlarını alt üst etti...

Örnek alalım :

Örneğimiz,

Emperyalizm : Firavun
Yolcu: Musa

Elinde Kuran olup, ne olduğunu bilmeyen kişiye soruyorum.
O elindeki nedir ey yolcu ?
O Kurandır, Allahın vahyidir, onu okurum, okudukça sevap kazanırım!
Onu OKU ey yolcu! idrak ederek OKU!
yolcu : Aman Yarabbi bu ne imiş meğer!!!

Şimdi git ve, plan kurucuların oyunlarını boz.
Kuranı idrak et ve o farkındalıkla tüm oyunları bozabileceksin.
Çünkü bu sana verildi

Yürü bakalım Firavuna.
Eren Erdem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 17. October 2008, 08:50 AM   #7
feridun_45
Yeni Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 5
Tesekkür: 0
1 Mesajina 2 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 0
feridun_45 is on a distinguished road
Standart

selam..

"Sağ elindeki nedir ey Mûsâ?"
dedi: "O, asâ'mdır. Ona dayanıyorum ve onunla davarıma yaprak silkeliyorum ve onda benim daha birçok ihtiyaçlarım var buyurdu;
at onu ey Mûsâ!"
attı, bir de ne görsün o, koşan kocaman bir yılan!
"Al onu, dedi, korkma biz onu yine ilk durumuna sokacağız."



musa burada sağ elinde (yani hayır adına yapıp edegeldiklerinin simgesidir sağ el),bulunan asanın misyonunu yani hayatının çizgisini amacını hedefini ve bu doğrultuda yapıp edegeldiklerini anlatıyor...
allah yere attırınca aslında yılan la teşbih edilen yanlış ilim,amaç , yaşamını gösteriyor ona
en son olarakda o hayatı terket vede bunu yaparken korkma biz onu yaratılış gayesine en uygun (fıtrata )döndüreceğiz vede sen onu artık bizim istediğimiz doğrultuda kullanacaksın...


sonuç:elde asa yok ..asa ilim-hayatı simgeler----yılan allahtan gayrısına götüren ilmi ve gayeyi simgeler----yere atmakda o hayatı,gayeyi terkedip fıtrat üzere dönmeyi simgeler....

daha sonrada hayatını ve ilmini firavunun karşısında gerçek amaca uygun allahın dinini galip kılmak ve insanları uyarıp davet etmek için kullanıyor...


sözün en güzeline ulaşmak gaye ve duasıyla
selam

Konu feridun_45 tarafından (17. October 2008 Saat 10:55 AM ) değiştirilmiştir.
feridun_45 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 18. October 2008, 08:11 PM   #8
Toslunba
Uzman Üye
 
Toslunba - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 217
Tesekkür: 90
69 Mesajina 159 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
Toslunba is on a distinguished road
Standart

Bence bu açıklamalar ayetleri zorlamakla doğuyor.Mucize aklı aşan birşey olmalıki adı mucize olsun.Yoksa "katımızda ilim verilen birisi" de denilebilirdi. Bence bu ayetlerdeki birebir gerçek.Yoksa entellektüel bilgi birikimi yada bilimsel yaklaşımlar, zeka yüksekliği- bunların hiç birisi mucize değildir.Musa Firavuna giderken yanında kitap yoktu, kitap çok daha sonra ona verildi. Bu olay bence bunun bilgi ile ilgisi olmadığını gösteriyor.

Doğrusunu Rabbim bilir..
Selametle..
Toslunba isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
asa, asayı, çevirmesi, hz.musa, kıssa, musa’nın, yılan, yılana


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 09:23 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam