13. November 2012, 09:10 AM | #41 | ||
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2010
Mesajlar: 764
Tesekkür: 191
507 Mesajina 1.128 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Alıntı:
Umarım Melek, ibadet, mucize vb. makalelerini kuran ile karşılaştırırsınız. Alıntı:
Abdest diye adlandırılan uygulamaya gelince; adliyeye çarşıya, okula, camiye (ki ben bunları mescid olarak algılamaktayım) vb. topluma açık yerlere giderken her halükarda temiz olunmasını amaçlayan bir uygulama olarak görüyorum. Elin, kolun, yüzün temiz ve yıkanmış olacak, Saçın tozsuz topraksız, taralı, Ayaklar/ ayakkabılar temiz tozsuz/boyalı olacak. Su bile bulamazsanız bir çözüm bulunmalı. Kısacası Kuran, insanlara saygılı birey yetiştiriyor. Elinizi kollara kadar, yüzünüz yıkayın. Baş ve ayakları ise silin mesh edin. Su bulamazsanız su ile yıkanacak yerleri mesh edin yani silin. |
||
13. November 2012, 09:27 AM | #42 | |||
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16 |
Selamun aleyküm,
Sayın dost1, Yazılarınızı üç kısımda cevaplandırmaya çalışacağım. Bunlardan 1.kısım; salatın bazı vakitler için namazı ifade ettiğinin anlatılması, 2. kısım; kuranın belli bir coğrafya ve zamana hapsedilemeyeceğinin anlatılması, 3.kısım ise salattan, her durumda "mali, zihni destek ve sosyal destek ile eğitim anladığımızda, bunun vakitleri belirten ayetlere göre ters düşeceğine ilişkin açıklamalardan oluşacaktır. 1. KISIM: Alıntı:
Aksi halde, 1- Abdesti; namaz dışında kalan "zihni, mali destek, eğitim, sosyal yardım" şeklindeki salat için gerekli kılmış oluruzki, bu eylemler için abdest istenmesi mantıksızdır. Çünkü, abdestin tarifine baktığımızda, abdestin bir özel şekli (teyemmüm) bizatihi bu şekildeki salata ters düşer. Suyla alınan abdest ise, bu şekildeki salat için gereksiz olur. 2- Savaş anında kısaltılan salatın, namaz olmaması halinde; savaş esnasında zaten yeri olmadığından hiç yapılmaması gerektiği, aksi halde savaş anında zihni, mali destek, eğitim ve sosyal yardım konularının işlenmesinin bizdeki kaba tabirle "dam üstünde saksağan..." durumuna düşüleceğini ve savaşta bulunan kimseler için gereksiz bulunacağını, mantıksız bulunacağını kabul etmek gerekir. Çünkü, a_ namaz dışındaki salat, insanların durumunu ıslah etmek amacıyla insanlar için yapılan eylem olduğundan ve savaşa katılanlar, zaten savaşa katılmakla, insanlar için hayatlarını ortaya koyarak destek vermiş olduklarından, aynı anda bir de mali destek, zihinsel destek, sosyal yardım da bulunmaları imkanı da olamaz, isteğide olamaz ve istekli olmamakta haklıda olurlar. Çünkü; toplum için, insanlar için yapılabilecek en büyük destek zaten yapılmaktadır. b_ Halbuki, savaş esnasındaki kısaltılan salattan anlıyoruzki bu salat tamda namaz denen olgudur. Çünkü, bu anlamda salat, insanlar için yapılan zihni, mali, sosyal yardımlar ve destekler olmaktan çıkıp, rabbimize yapılan bir teslimiyet şeklini almaktadır. Buna, savaşa katılanlar (insanlarda olduğunun aksine) isteksiz olmayacak, rabbe yaptıkları eylem olarak savaş esnasında dahi gerekli bulacaklardır, anlayışla kabul edeceklerdir. Alıntı:
Alıntı:
Oradan inceleyerek, görüşlerime katılmamanız durumunda bunu belirtmenizi rica ederim. Saygı ve selamlarımla... aorskaya Konu aorskaya tarafından (13. November 2012 Saat 09:43 AM ) değiştirilmiştir. |
|||
13. November 2012, 10:37 AM | #43 | ||||||||
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16 |
Selamun aleyküm,
Sayın dost1, Yazılarınızı iki kısımda cevaplandırmaya çalışacağımı bunlardan "1.kısmın; salatın bazı vakitler için namazı ifade ettiğinin anlatılması, 2. kısım ise kuranın belli bir coğrafya ve zamana hapsedilemeyeceğine ilişkin açıklamalardan, 3.kısım ise salattan, her durumda mali, zihni destek ve sosyal destek ile eğitim anladığımızda, bunun vakitleri belirten ayetlere göre ters düşeceğine ilişkin açıklamalardan oluşacağını" söylemiştim. Şimdi 2. kısımla ilgili anlatımlarımı yapmaya çalışıyorum: 2. KISIM: Kuran evrenseldir, ondaki hüküm ve kıssalar belli bir an ve coğrafyada geçsede, o anla sınırlı yada o coğrafyayla sınırlı olmayıp, zaman ve mekan üstü olarak her yeri geldiğinde kıyamete kadar uygulanacak ve olabilecek şeylerdir. Alıntı:
Burada sizin açıklamanıza göre; coğrafi bölge ve zaman şeklinde iki sorun ortaya çıkmaktadır. 1- Din indiği coğrafi bölge şartlarına göre yaşanacaksa, "o coğrafya şartlarını taşımayan hiç bir yerde din yaşamaya gerek yoktur" sonucu çıkar ki bu kuranın yapısına ve rabbimizin isteğine ters bir durum olur. 2- Coğrafyayı bir kenara bırakıp, coğrafyayla kastettiğiniz yerdeki insan hareketliliğini, coğrafyadan bağımsız başka yerlere uygulamaya kalktığımız da o yerdeki hareketlilik zaman bakımından bahsettiğiniz coğrafyadaki zamanda olduğu şekilde hareketlilik olmayabilir. Diğer bir anlatımla; o coğrafyadaki zamanın aynısında, başka coğrafyada insanlar en az hareketli oluyorsa, bu durumda dinin bu hükmü yaşanmayacakmıdır? 3- Şimdi ise, konuya ilişkin sonucu değiştirmeye etkisi olmayacaksa da, kişisel bilgilenmek amacıyla sormak istiyorum; "O coğrafyada, o vakitlerin en hareketli olduğunu neye dayanarak söyeleyebildiğinizi, istatiksel de olsa bir kaynağınız varmıdır?" Alıntı:
1- Mali destek, sosyal yardım için neden en hareketli zamanlar seçilsinki? Aksine, yardımların gizlice verilmesine ilişkin kuranın genel hükümlerine göre, kalabalıktan gizlice vermek daha doğrudur. (size göre değilmidir?) 2- Sonra yardım, destek görecek kimselere zamandan bağımsız, ivedilikle yardım yapılması, desteklenmesi ve toparlanmasının sağlanması gereklidir. Bunun içinde, tarafların ne zaman uygun olursa o zaman desteğin gerçekleşmesi için zamana hapsedilmemesi gerektiği sonucu çıkmaktadır. Alıntı:
1- Uygulama ile ilgili olarak imkan bulunan her zaman yerine daha kısıtlı zamanların düşünülmesindeki yanlışlığı yukarıda anlattım. 2- Karar alınması ve uygulanması bakımından ise, yine ayrışma olacaktır. Örneğin, destek anlamındaki salatlar için organize olacak yapı kamu yönetiminden bir teşekkül ise zaman belirlenebilir. Ancak, halkın organize olacağı bir yapıda ise, halkın destek görüşmeleri için uygun olduğu zamanlar değişebilir. Bu nedenle bu gurup için yine zaman belirlemek yanlış olmaktadır. 3- Kuranda salatın yanında zekatında geçmesi sizin görüşünüzü desteklemesi anlamına gelmez. Aksini düşünüyorsanız açıklama yapmalısınız. Alıntı:
1- İmamların sesli okumalarının (zaten neden sessiz okudukları yerlerde olur, kim icat etmiştir ve amacı nedir, bana göre sessiz okuması doğru değilse de) zamanları neden eğitim-destek anlamındaki salata delil olsunki? Bunun gerekçesini de açıklayabilirmisiniz? 2- Bana göre imamlar zaten bütün okumaları sesli yapmalıdır. Çünkü, namazda onlara uyan vekalet verenlerin olası hatada okumayı düzeltmeleri için bu gereklidir. Bu nedenle, bu kısımdaki iddilarında namaz yerine eğitim-destek anlamındaki salatı kanıtlayamadığını düşünüyorum. Saygı ve selamlarımla... aorskaya Konu aorskaya tarafından (13. November 2012 Saat 10:40 AM ) değiştirilmiştir. |
||||||||
13. November 2012, 10:52 AM | #44 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2010
Mesajlar: 764
Tesekkür: 191
507 Mesajina 1.128 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Mali ve zihni destek ?
Aslında salat bir nevi parti üyesi olmak gibi birşey. Bazı kimseler ile partin hakkında tartışırsın. Bu şekilde partine destek olursun. Kongrelerine katılırsın, destek olursun. Parasal yardım yaparsın destek olursun, Varınla yoğunla çalışırsın, Seni çağırdıkları vakit (ezan), işini gücünü bırakırsın gidersin ve destek olursun. Gittiğin yere de temiz gidersin. Çünkü sen o partiyi temsil etmektesin ve o partinin destekçisisin yani musallinsin. Eğitim programına katılır, yeri geldiğinde eğitimci olursun. Partililer birbirine güvenir ki yardımlaşma içerisindedirler. Yani birbirlerini desteklerler. Şahitlikte de onları şahit tutabilirsin. Günlük değişmelere uygun bir şekilde belli vakitlerde haber ve bilgi alışverişinde bulunursun. Parti programına yeni katkılarda bulunabilirsin..... Eğer bizler özverili bir biçimde rasulün yoluna destek olursak (salat), Rasulünü deteklediği gibi Allah ve melekleri de bizi destekler yani salat ederler. O zaman bizlerde bir program dahilinde hareket edelim. O zaman bizlerde bir hamd ile tesbih edelim. Çünkü programlama alemlerin rabbine mahsustur. Öyleki yer ve göktekiler program dahilinde hareket etmektedir. O zaman bizde programa uyalım. Hamd ? Alıntı:
Konu pramid tarafından (13. November 2012 Saat 11:04 AM ) değiştirilmiştir. |
|
13. November 2012, 11:04 AM | #45 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16 |
Alıntı:
Bu soruma, salatla ilgili ayetleri toplu halde düşünerek cevap ver lütfen. Çünkü vereceğin cevaba göre değişen sorular gelecek ve yukarıda yazdıklarını ona göre ele alıp yorumlayacağım. selamlar, aorskaya |
|
13. November 2012, 12:51 PM | #46 | ||||||||
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16 |
Selamun aleyküm,
[b]Sayın dost1, Yazılarınızı iki kısımda cevaplandırmaya çalışacağımı bunlardan "1.kısmın; salatın bazı vakitler için namazı ifade ettiğinin anlatılması, 2. kısım ise kuranın belli bir coğrafya ve zamana hapsedilemeyeceğine ilişkin açıklamalardan, 3.kısım ise salattan, her durumda mali, zihni destek ve sosyal destek ile eğitim anladığımızda, bunun vakitleri belirten ayetlere göre ters düşeceğine ilişkin açıklamalardan oluşacağını" söylemiştim. Şimdi 3. kısımla ilgili anlatımlarımı yapmaya çalışıyorum: 3. KISIM: Salattan, her durumda mali, zihni destek ve sosyal destek ile eğitim anladığımızda, bu anlamda salat, vakitleri belirten ayetlere göre ters düşmektedir. Alıntı:
"Namaz, salat için musallaya toplananların salatı başlatmadan önce gerçekleştirdikleri dualarıdır/ tazarruan olan yakarışlarıdır." diyen bu sözünüzle, daha önce salat namaz farklı şeylerdir dediğinize ters düşerek benim salat, namazı da kapsar dediğimi doğrulamış oluyorsunuz. Ancak, buna rağmen ben namaz anlamında salatı, sadece namaz ve namaz bittikten sonra şekil şartı aranmadan yapılan dua ve hamd ile zikir olarak kabul ediyorum. Ancak, siz namaz ve bittikten sonra ise (dua ve hamd ile zikir diyen benden farklı olarak) mali, zihni, sosyal yardım/destek ve eğitime devam edilmesini salat kabul ediyorsunuz. Sizin bu şekildeki kabulünüzü ele aldığımızda, bireysel olarak salat imkansız hale geliyor. Kişi, kendi kendine, zihinsel destek, mali destek, sosyal yardım yada eğitimde bulunamayacağına göre, bunları yapması ve tekil olarak salat imkansız oluyor. Bu bana göre kabul edilemez bir durumdur, ama sizin düşünceniz değişik olabilir. 2- eğitim-destek anlamındaki salat için "abdest" dediğimiz olguya neden ihtiyaç duyulsunki? Alıntı:
2- Tehlike anındaki salat, kuran ayetlerinden namazı kastettiği görülür. a- Tehlike anında sizin kabul ettiğiniz anlamda, yani destek-eğitim şeklinde salat yapılamaz. Çünkü bulunulan yerde tehlike varsa, oradan yaya, binekle giderken salat istenmektedir. Yaya, yada binek hareket halindeyken hangi eğitim-destek görüşmeleri yapılabilirki? Bu fiilen imkansızdır, yada imkansıza çok yakındır. O halde ayette istenen bu anlamda salat değildir, namaz anlamında salattır. Çünkü, bu anlamda salatın ifasına yaya veya binekle hareket hali engel değildir. b- savaş halinde de durum farklı değildir. Savaşta, savaşa katılanları toplayıp, mali-zihni-sosyal yardım görüşmeleri yapmaya çalışırsanız, "bunun sırasımı şimdi, zaten savaşta canlarımızla destek oluyoruz" şeklinde itirazlar olması kaçınılmaz olur. Çünkü, bu anlamda salatta, insanların kendi aralarındaki durumlara çözüm üretilir. Ancak, namaz rabbimize yapılan bir eylem olarak kabul görecektir. Daha öncede değindiğim için burada fazla söze gerek yoktur. Alıntı:
Ben, zaten tehlike anı olan bir mekanı ele alıp, burada eğitim-destek yada namaz anlamında salat yapma imkanı kalmadığı duruma göre yaya yada hareket haline geçilmesini ve bu durumlarda ise eğitim-destek yapılamaz oluşu nedeniyle namaz anlamında salat olması gerektiğini söylüyorum. Tehlike anında, mekanın ve orada bulunanların nasıl korunması, karşı konulmasına ilişkin tedbirlerin konuşulması, tehlike vuku bulduğunda konuşulacak şeyler olmaktan çıkıp, mücadeleye dönüşür. Buda, salatın kendisi değildir. Tehlikenin gerçekleştiği durumlarda zaten mekan terkediliyorki, yaya ve binek ile hareket hali oluyor. Ayette bu zamanlardaki salatı anlatarak, yukarıda açıkladığım üzere namazı anlatıyor. Alıntı:
Ancak, özellikle tehlike anı ve savaşlarda istenen salat bize açıkça gösteriyorki, bu durumlardaki anlamı eğitim-destek yerine namazdır. Eğitim-destek anlamındaki salatı, tehlike ve savaşla ilgili (üstelik savaşta kısaltmada dikkate alınırsa) ayetlerde görmek mümkün değildir. selam ve saygılarımla... aorskaya Konu aorskaya tarafından (13. November 2012 Saat 12:54 PM ) değiştirilmiştir. |
||||||||
13. November 2012, 01:39 PM | #47 | ||
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2010
Mesajlar: 764
Tesekkür: 191
507 Mesajina 1.128 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Alıntı:
Alıntı:
Salat ise salt namaz değildir. Kuranda ki tespitim benim, salat destek için kuran okumak(insandan Allaha), destek olmak (Allahdan ve meleklerinden insana) ve destek istemektir (dua: Sadece Allaha). Diyoruz ki eğitim eğitim. İnsanlığın temel ihityacı olan eğitimi kuran pas geçer mi hiç ? |
||
13. November 2012, 02:01 PM | #48 | |||||
Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.016
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000 |
Selamun Aleykum! Değerli Aorskaya Kardeşim!
Alıntı:
Siz böyle deseniz de Allah ne derse o. Allah da salattan ve salatın ikamesinden sözeder. Salat asla namaz değildir. Ne yazık ki, dil bozulunca din de bozuluyor. Salat Arapçadır. Namaz ise Farsçadır. Bizim dilimiz ise Türkçedir. Ben neden dinimi Arapçadan değil de Farsçadan öğrenmeye çalışayım. "Salat" sözcüğü ile türevlerini türetildikleri kök harflere bakarak kontrol ederseniz salatın namaz olmadığını görürsünüz. Alıntı:
Teyemmüm dediğiniz: Hasta yahut yolculukta [bulunduğu yerin yabancısı] olan yahut tuvaletten gelen yahut cinsel ilişkiye giren ve su bulamayan mü'minlerin, toplum içine çıkacaklarında (eğitim- öğretim, kamu görevi, herhangi bir toplantı vs. katılmak) "fe teyemmemu saıyden tayyiben femsehu/ temiz bir temizleyiciye yönelerek onunla [saıyden tayyiben/temiz temizleyici] yüzlerini ve ellerini ovalayıp silmeleridir. Bir nevi pudra ile ovarak kirlerini, terlerini giderirler. Kirli, terli giderek kimseyi rahatsız etmezler. (o günkü koşulları da dikkate alalım). Alıntı:
Nisa101-104: "Ve yeryüzünde sefere çıktığınız zaman, kâfirlerin; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimselerin size bir kötülük yapacağından korkarsanız salâttan [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma çalışmanızdan] kısaltmanızda [eğitimi öğretimi kısa kesmenizde] sizin için bir sakınca yoktur. Şüphesiz kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimseler, sizin için apaçık düşmandırlar. Ve sen seferde olanların içinde bulunup da onlar için eğitim-öğretim verdiğin zaman içlerinden bir kısmı seninle beraber dikilsinler/eğitime katılsınlar. Silâhlarını da yanlarına alsınlar. Bunlar, yeterli bilgi alıp ikna olduklarında arka tarafınıza geçsinler. Sonra eğitim-öğretim almamış diğer bir kısmı gelsin seninle beraber eğitim-öğretim yapsınlar ve tedbirlerini ve silâhlarını alsınlar. Kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimseler, silâhlarınızdan ve eşyanızdan habersiz durumda olsanız da size ani bir baskın yapsınlar isterler. Eğer size yağmurdan bir eziyet erişir veya hasta olursanız, silâhlarınızı bırakmanızda sizin için bir sakınca yoktur. Tedbirinizi de alın. Şüphesiz Allah, kâfirler; Kendisinin ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimselere alçaltıcı bir azap hazırlamıştır. Sonra eğitim-öğretimi tamamlayınca, artık Allah'ı ayakta, oturarak, yan yatmışken anın. Sükûnet bulduğunuzda/ güvene erdiğinizde, salâtı ikame edin [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturun, ayakta tutun]. Hiç şüphesiz salât [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma görevi], eskiden beri mü’minler üzerine vakti belirlenmiş bir yazgıdır. Ve o düşman toplumu takip etmede gevşeklik göstermeyin. Eğer siz acı çekiyor idiyseniz, artık şüphesiz onlar da sizin acı çektiğiniz gibi acı çekiyorlar. Ve siz, Allah'tan onların ümit edemeyecekleri şeyleri umuyorsunuz. Ve Allah, en iyi bilendir, en iyi yasa koyandır." Kur'an'da geçen "salat" namaz değildir. ancak Kur'an'da Farsçası namaz olan tazarruan yakarış vardır ve farzdır. Şu an ülkemizde terör eylemleri var. Bunu önlemek için de teröristlerle çarpışmak için seferde olan güvenlik güçlerimiz var. (Ordu ve Özel Harekat) Buradaki askerlerimize verilecek olanlar nelerdir? Bunlar mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma ve oradakileri aydınlatma çalışmaları değil midir?Ayette kısaltmanızda [eğitimi öğretimi kısa kesmenizde] sorun yoktur diye sözedilen bu durumdur. İnsanlar özellikle sıkıntılı anlarda yaratıcılarına daha fazla yakarırlar. Bunu belirten çok sayıda ayet vardır. Müslümanlar savaş içerisinde olacaklar. Her an saldırıya uğrama durumu sözkonusu olacak ve Allah'a tazarruan yakarılmayacak. Böyle birşeyi düşünemiyorum. Alıntı:
Tazarruan yakarış dediğimiz namaz,salatlardan önce, yapılacak olan salatın Allah için yapılacağının belirtilmesi için yapılandır. Salat ise insanlar arasında birleşme ve dayanışmayı sağlamaya yönelik her tür zihinsel ve toplumsal destek ve dayanışma olayıdır. Topluca yakarışın arkasından gelen salatın -özellikle de saldırı ihtimali olan sefer halinde olan salatın- ne olduğunu öğrenmek istiyorsanız Peygamberin Bedir,Hendek, Uhud savaşı ile yakın tarihimizdeki Birinci Dünya ve Kurtuluş savaşlarına bakınız. Yapacakları ile ilgili eğitim öğretim ve mali destekten yoksun olan hangi grub başarı sağlayabilir? Her insanın sıkıntılı olduğu an değil midir güvendiklerine yakarışlarının arttığı an. Tazarruan yakarışla başlatılacak olan salatın kişisel beklentilerden çok sadece Allah için yapıldığına vurgu yapılarak başlatılmasını ve ulaşılabilecek sonucu düşünebiliyor musunuz? Alıntı:
Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay |
|||||
13. November 2012, 02:42 PM | #49 | |
Guest
Mesajlar: n/a
|
Alıntı:
Bir nebi risaleti teblig icin ne yapacak? Ayetleri okuyacak. Ne zaman? Bulduguna mı yoksa duzenli bir sekilde mi? Duzen sabah gun agarırken ve aksam gun batarken saatleri. Ikra iste bu tebliğin ilk sözüdür. Salat "ıkraya baglılık". Andı tutma/ashab ı meymene/bağlılık/irtibatı koparmama benze seyler... |
|
13. November 2012, 03:05 PM | #50 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16 |
Alıntı:
Peygamber veya yönetim kadrosunda olan otoriteler için söylediğiniz, salat sadece onları kapsasaydı doğru olabilirdi. Ancak, birde şahısların organize olması durumu vardırki, bunlar için bu imkanlı değildir. Ayrıca, salat her durumda, sadece destek ve eğitimden ibaret olması halinde, destekleme-eğitim politikalarının belirlenmesi, destekleneceklerin, eğitileceklerin belirlenmesi, bunlara yönelik kararlar alınması salatın bir boyutu olurken, kararların uygulanması da başka bir boyutu olmaktadır. İşte salatı her durumda, eğitim-destek faailyetleri, organizasyonu olarak anlayınca; abdest, tehlike durumları, savaş hali gibi özel durumları anlatan ayetlere ters durumlar oluşmaktadır. Bu nedenle, örneğin ben; abdest, tehlike hali nedeniyle yaya veya binek, savaş durumları ile ilgili ayetlerden salatın, namazı ifade ettiğini çıkarıyorum. Bunlar üzerinde biraz daha yoğunlaşılması, düşünülmesi gerekir. selamlar, aorskaya Konu aorskaya tarafından (13. November 2012 Saat 05:47 PM ) değiştirilmiştir. |
|
Bookmarks |
Etiketler |
abdest, abdesti, ayrılır, bozar, gereklidir, için, kaça, nedir, neler |
|
|