hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > İMAN > Kur’an

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 8. December 2017, 09:19 AM   #1
halukgta
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Feb 2010
Mesajlar: 436
Tesekkür: 67
264 Mesajina 549 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
halukgta has much to be proud ofhalukgta has much to be proud ofhalukgta has much to be proud ofhalukgta has much to be proud ofhalukgta has much to be proud ofhalukgta has much to be proud ofhalukgta has much to be proud ofhalukgta has much to be proud of
Standart Kudüs Ve Mescid-i Aksa Konusundaki Gerçekler.

İslam a öyle yanlış inançlar girmiş ki, bizler bunu araştırma ve Kur’an ile sorgulama gereği hiç duymayız. Hurafe ve batıl inançların neredeyse hepsi, Yahudi kaynaklıdır. Bu makalemin konusu KUDÜS, biz Müslümanlar için kutsal mıdır, ya da KUDÜS ün bizlerin inancında, çok önemli bir yerimi vardır? Kudüs ile bizlerin bağı nedir? Gelin bu konu üzerinde birlikte düşünelim, tabi hakemimiz, delilimiz yalnız Kur’an olsun.

BİZLER İÇİN KUDÜS ÜN ÖNEMLİ OLUŞUNUN NEDENİ, BU BÖLGEDE YAŞAYAN FİLİSTİNLİ KARDEŞLERİMİZİN TOPRAKLARININ, YAHUDİLER TARAFINDAN İŞKÂL EDİLİP GADDARCA, ZALİMCE YOK EDİLMEYE ÇALIŞILAN, MÜSLÜMAN KARDEŞLERİMİZİN OLDUĞU GERÇEĞİDİR. Bildiğiniz gibi KUDÜS Yahudiler, Müslümanlar ve Hıristiyanlar için çok önemli bir yer olduğu söylenir ve bu konuda birçok rivayetler anlatılır. Gerçekten biz Müslümanlar için, Mescidi Haram gibi çok önemli midir KUDÜS?

Kudüs ün, biz Müslümanların ilk kıblesi olduğu söylenir ve bunun içinde önemli olduğu anlatılır. Gerçekten böyle bir bilgi Kur’an da var mıdır? Şöyle anlatılır, Müslümanlar namazlarını ilk önceleri Mescidi Aksaya dönerek kılarlardı, daha sonra Bakara 144. ayet indirildi ve namazlar Mescidi Harama dönerek kılınmaya başlandı diye, rivayet hadislerle ayet anlatılır. Ayet gerçekten namazlarınızı, bundan sonra Mescidi Harama dönerek kılın mı diyor? Gelin önce ayete bakalım, anlamaya çalışalım.

Bakara 144: Biz, yüzünü göğe doğru çevirdiğini görüyoruz. İşte şimdi, SENİ MEMNUN OLACAĞIN BİR KIBLEYE DÖNDÜRÜYORUZ. ARTIK YÜZÜNÜ MESCİD-İ HARÂM'A DOĞRU ÇEVİR. Siz de hepiniz, nerede olursanız olunuz, yüzlerinizi o tarafa doğru çeviriniz. Şüphesiz KİTAP EHLİ, PEYGAMBERİN, RABLERİNDEN GELEN GERÇEK OLDUĞUNU ÇOK İYİ BİLİR. Allah onların yapmakta olduklarından habersiz değildir. (Bayraktar Bayraklı meali)

DİKKAT ETTİYSENİZ AYETTE, TEK KELİME BİLE SALÂT/YANİ NAMAZ KELİMESİ GEÇMİYOR. KUR’AN IN HİÇBİR AYETİNDE, DAHA ÖNCE MESCİDİ AKSA YA DÖNEREK NAMAZ KILINIYORDU, ONU DEĞİŞTİRDİM, NESH ETTİM, ARTIK MESCİD-İ HARAMA DÖNEREK NAMAZ KILIN DİYE BİR EMİR GÖREMEZSİNİZ. Peki, bu ayette ne anlatılıyor, artık yüzünüzü Mescidi harama dönün derken ne kast ediliyor? Gelin şimdide onu anlamaya çalışalım.

Peygamberimiz bildiğiniz gibi ÜMMİYDİ, yani hiçbir Ehli kitaba tabi değildi, ama gerçeklerin arayışı içindeydi. Yoldan çıkmış Kitap ehline bakarak, Allah ın böyle bir dini olamaz diye, sürekli yüzünü gökyüzüne çevirip, Allah a dua ettiğini anlıyoruz ayetten. Allah, seni memnun olacağın bir kıbleye döndürüyoruz derken, burada kıble kelimesi EN DOĞRU YOL ANLAMINDA, yani seni memnun olacağın bir inanca yönlendiriyoruz diyor. ARTIK YÜZÜNÜ MESCİDİ HARAM A DOĞRU ÇEVİR DERKEN, LÜTFEN DİKKAT BURADA NAMAZ KILARKEN DEMİYOR, İMAN VE İNANÇ ADINA YÜZÜNÜ İBRAHİM İ DİNİN MERKEZİ VE SEMBOLÜ OLAN MESCİDİ HARAM A YANİ İSLAM A DÖN DİYOR. Devamında da Allah bizleri kast ederek, sizlerde hangi inancın takipçisi olursa olun, hepiniz İbrahim in arı, duru dinine İSLAM A yüzlerinizi çevirin diyor.

BAKIN NAMAZDAN/SALÂTTAN BAHSEDİLİYOR MU? BAZI MEALLERDE, SANKİ HÂŞÂ ALLAH SÖYLEMEYİ UNUTMUŞÇASINA, PARANTEZ İÇİNDE NAMAZ KILARKEN DÖNÜN, DİYE İLAVE EDİYORLAR. Ayetin sonunda kitap ehlinin, elçilerine gönderdiği gerçekleri çok iyi bilirler diyor. Yani kitap ehli İbrahim in inancını çok iyi bilir diyor. Bakın Burada namazlarınızda, daha önce Mescidi Aksaya dönüyordunuz, artık bu ayetle Mescidi Harama dönerek namazlarınızı kılın emri var mı? Kesinlikle yok, Kur’an ın hiçbir ayetinde de göremezsiniz, ama Kur’an ın hiç bahsetmediği rivayetlere inanmakta bir sakınca görmüyoruz. Hurafe ve batıl inançlar, işte böyle ayetlere ilave edilmeye çalışılıyor.

Allah namaz kılarken, bizlerin Kur’an da herhangi yöne dönerek, namaz kılmamızı asla istememiştir. Allah daha önce verdiği emri değiştirmiş olsaydı, bunu bizlere açıklar ve izah ederdi. Rivayetlerde, peygamberimizin, ehli kitabın namaz kılarken döndüğü bölgeye dönmek istemediği ve Allah ın elçisinin isteği doğrultusunda bunu değiştirdiği anlatılır. Buna nasıl inanırız, anlamak mümkün değil. Kur’an Bakara suresi 115. ayette bakın ne söyler bizlere. “DOĞU DA BATI DA ALLAH'INDIR, NEREYE DÖNERSENİZ ALLAH'IN YÖNÜ ORASIDIR. “

Gelelim Mescidi Aksa konusuna. İsra suresi 1. ayet örnek gösterilerek, bu ayetin devamında Peygamberimiz KÜDÜS ten MİRACA çıkmıştır diye inanılır. Her ne hikmetse bahsettikleri ayet Kur’an da geçiyor da, neden devamı yani MİRAÇ Kur’an da geçmiyor diye, hiç kimse sorma gereği duymuyor. Allah Kur’an ın sınırlarını aşmayın, kâfirlerden olursunuz demesine rağmen, nedense Allah ın uyarısını hiç dikkate almıyoruz ve Kur’an ın özüne tamamen ters düşen MİRAÇ konusunu, sorgulamadan kabul edip iman ediyoruz. İsra suresi 1. ayeti yazalım, üzerinde birlikte düşünelim.

İsra 1: Kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed’i) bir gece MESCİD-İ HARAM’DAN ÇEVRESİNİ BEREKETLENDİRDİĞİMİZ MESCİD-İ AKSA’YA GÖTÜREN Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir. (Diyanet meali)

Bu ayet örnek gösterilip, Allah ın elçisinin buradan sonra, MİRACA çıktığı rivayet edilir. Tabi Kur’an da asla geçmez, tek bir örneği dahi verilmez. Ama bizlerin rivayetlere karşı coşkun sevgimizden olsa gerek, buna inanmışız. Tabi söylenenleri sorgulamadan. İLGİNÇTİR, BUGÜN KUDÜSTE Kİ, MESCİD-İ AKSA ADIYLA GEÇEN MESCİDİN, KUR’AN DA GEÇEN MESCİT OLDUĞUNA İNANILIR. BUNUN OLMASININ MÜMKÜN OLMADIĞINI, KÜÇÜK BİR ARAŞTIRMAYLA ANLAYABİLİRSİNİZ. BU MESCİT PEYGAMBERİMİZİN VEFATINDAN, YILLAR SONRA YAPILMIŞ, ÖZELLİKLE KUR’AN DA GEÇEN İSİM MAKSATLI OLARAK VERİLMİŞTİR.

AYETTE GEÇEN MESCİD-İ AKSA, BİR YERİN, MESCİDİN İSMİ DEĞİLDİR. BU KELİMENİN ANLAMI EN UZAK MESCİT ANLAMINDADIR, KESİNLİKLE HERHANGİ BİR YERDEN BAHSEDİLMEMEKTEDİR. Bahsetmiş olsaydı, bizler herhalde bu yeri de Kutsallaştırır, kim bilir neler yapardık, gerçi bahsetmediği halde yapıyoruz da. Ayette Allah elçisini, Mescidi Haram dan, yani İslam ın, İbrahimi dinin merkezi kabul edilen yerden, bereketli topraklardan geçerek, EN UZAK MESCİDE KADAR GÖTÜRMÜŞTÜR. Bunun nereleri kapsadığını, detayını Allah Kur’an da, asla bildirmemiştir. Elbette bunun sebebi de vardır, Allah bilir bizler bilemeyiz. Belki bizler bu yerlerin neresi olduğuna dair, tahminde bulunabiliriz ama bunun bizlere bir getirisi, faydası yoktur. Olsaydı Allah bu konuda da detaylı bilgi verirdi. Önemli olan Allah elçisini, bahsettiği bölgeleri gezdirip, onun bazı gerçeklerle yüzleşmesini, dersler almasını sağlamıştır. Bu gezdirmenin, götürmenin nasıl olduğunu da tam bilemiyoruz.

BURADAN DA ANLIYORUZ Kİ, KUDÜS BİZLERİN İNANCIMIZ ADINA KUTSAL BİR MEKÂNIMIZ DEĞİLDİR. AMA KUDÜS BUGÜN, MÜSLÜMANLARIN EZA VE CEFA GÖRDÜĞÜ, ADETA MÜSLÜMANLARIN YOK EDİLMEYE ÇALIŞILDIĞI, YAHUDİLERİN İŞKALİNDE BİR YERDİR. Yahudiler bu bölgeyi, yalnız biz Müslümanlar için değil, Hıristiyanlar içinde önemli bir bölge yapmayı başarmışlardır. Hıristiyanlar için adeta burası Hac bölgesidir. Hz. İsa nın, bu şehirde çarmıha gerildiğine inanırlar. Çok daha ilginci Yahudiler, Hıristiyanlar arasında, özellikle Amerika da, Evanjelist mezhebinin kurulmasını sağlayarak, bu mezhep inananlarının da, devletin yönetim kadrosuna gelmesini sağlayıp, bakın nelere inandırmışlar.

“ YAHUDİLER, ALLAH IN VAAT ETTİĞİ KUTSAL TOPRAKLARA YERLEŞTİRİLMEDİĞİ SÜRECE, İSA MESİH DÜNYAYA GELMEYECEKTİR.”

Yahudiler yalnız bizim inançlarımıza değil, Hıristiyan inançlarına da işte böyle girmişler ve onları böyle yönetiyorlar. Amerika nın, Yahudilere devlet kurmalarının ve onları savunmalarının tek nedeni, bu düşünceye inanmalarından kaynaklanıyor. Allah ile aldatmak, demek ki her inancın başına bela.

Yahudiler, diğer Ehlikitabın içine soktukları yanlış bilgilerle, kendi topraklarının kutsallığını sağlamış VE ADETA İŞKÂL ETTİĞİ TOPRAKLARI, BAŞKALARININ KORUMASINI, DEĞER VERMESİNİ SAĞLAMIŞLARDIR. Bizlerde KUDÜS Ü din adına öyle kutsallaştırdık ki, bazı Hac turları önce Kudüs ü ziyaret ediyor, daha sonra Mekke ye geçiyorlar. Allah bizlere akıl fikir versin. ORAYA GİTTİĞİMİZDE, YAHUDİLERE KAZANDIRDIĞIMIZ PARAYI BİR DÜŞÜNÜN. BU KAZANDIRDIĞIMIZ PARALAR, MÜSLÜMAN KARDEŞLERİMİZE KARŞI MERMİ, SİLAH OLARAK GERİ DÖNÜYOR.

Değerli din kardeşlerim, bizlerin inancına girmiş batıl ve hurafe inançlarımızı, lütfen Kur’an süzgecinden geçirelim. Allah sizleri Kur’an dan hesaba çekeceğim diyorsa, Kur’an ın sınırlarını aşan, onun bahsetmediği, hiçbir bilginin lütfen ardı sıra gitmeyelim ve inanmayalım. İnanın çok pişman oluruz.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK


https://www.facebook.com/Kuranadavet...homepage_panel
http://halukgta.blogcu.com/
http://kuranyolu.blogcu.com/
http://hakyolkuran.com/
halukgta isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
halukgta Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
yolcu42 (8. December 2017)
Alt 10. December 2017, 07:22 AM   #2
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

Alıntı:
halukgta Nickli Üyeden Alıntı
AYETTE GEÇEN MESCİD-İ AKSA, BİR YERİN, MESCİDİN İSMİ DEĞİLDİR. BU KELİMENİN ANLAMI EN UZAK MESCİT ANLAMINDADIR, KESİNLİKLE HERHANGİ BİR YERDEN BAHSEDİLMEMEKTEDİR.
Genel tesbite "mescit" ve "en uzak" ifadeleri hariç tamamen katılıyorum.
Mescit ile ifade edilen bir yapı değil, insan topluluğu olup,
"en uzak" ile de mesafe olarak uzaklık değil, anlayış ve yaşantı olarak aykırılık, olağana karşıt bir yaşam anlatılıyor.


Bu konuda Isra-1 hakkında biz birbirinin aynı gibi gözükse de iki ayrı yazı yazdık:


1. yazı şu: "http://www.hanifler.com/showthread.php?t=2323&page=4"

"Surenin 1. ayeti Peygamber'in Medine'de "Mescid-el haramı yani kollektif/toplumsal olarak sosyal ve ekonomik yaşamı" tatbik ederken, düşünceleri içinde bir meselesi bulunduğunu ve kafasının karışık olduğunu, karanlıklar içerisinde kaldığını, bir meseleye çözüm getiremediğini, bu da ''bir gece'' ifadesi ile açıklanmakta ve bunun da/problemin de ''mescid-i aksa" diye (tıpkı mescid-i haram gibi) adlandırılan bir "ekonomik ve sosyal yaşam'' olduğu ve ''yürütülme'' ifadesi ile de peygambere bu sure ile bu yönde/mescid-i aksa hakkında bilgi aktarıldığı anlatılmaktadır.

Peygamber'in çözemediği, anlaşıldığına göre şu: Yeni ümmete Allah ''mescid-el haram''ı, yani İbrahim Peygamber'in bekkede yani etrafı bereketli olmayıp da içeride/beyt içinde bereketli/beytin kendi içindeki güçleri ile üretime dayalı kollektivist ekonomik ve sosyal yaşam tarzı olan ''beyt-el atiyk'' sistemini empoze ederken, evvelki ümmet Yahudiler neden bu sisteme uzak, bu sistemle alakası olmayan,çevresi bereketli yani kendileri değil de başkalarının emek vermesiyle yetiştirilenleri toplamaya/satın almaya-satmaya yarayan, yani emeğe değil paraya dayanan "mescid-i aksa" denilen liberalist-kapitalist bir sistemle yönetilmektedir?(mescid-i aksa ile bu mescidin bulunduğu Kudüs, o devirde Kudüs Yahudilerin merkezi olduğundan Kudüs ile de Yahudi'ler, dolayısı ile Yahudiler'in uyguladığı kapitalist ekonomik ve sosyal düzen kastedilmektedir. Kıble değişikliği yani Peygamber'in Madine'de uyguladığı Mekke Mescid'il haramda uygulanan kollektivist olan ekonomik ve sosyal yaşam tarzını, Kudüs'te Yahudilerce uygulanan kapitalist bir yaşam tarzına dönüştürme söylentileri de bu sebepten çıkmış olmalı-Bakara:73-74)

İşte bu sure ile Peygamber geceden gündüze, karanlıktan aydınlığa/bilgiye ulaşmış, Peygamber için bir sır olan mesele de bu sure ile açılmış ve aşılmıştır. Şöyle:

Surenin 2. ayetiyle "Musa Peygamber'e de" denilerek, Musa Peygamber'e talak/yani Kudüs'te Yahudilerin kendi arzu ve istekleriyle yürürlüğe koydukları ayrımcı kapitalist-liberalist sistem değil, İslamın ekonomik ve sosyal yaşamı olarak ''Beyt-i Atiyk''/İbrahim Peygamberin "Beyt" dediği "havra (İsa Peygamber'e "manastır", Muhammed Peygamber'e ise "mescid" ismi verilmiş olan) kollektif ekonomik ve sosyal yaşamı"nın emredildiği anlatılmıştır.

Ama Musa Kavmi bu şartlara/havra kollektif ve toplumsal yaşam şartlarına uymadı ve ibadetleri esas alarak değil, ferdiyetçi bir yaşam sürmek için ibadeti günlük hayatlarından çıkarıp mabetlere hapsederek sadece mabette şekil olarak yerine getirilen bir yaşamı sürdürdüler, ibadeti yaşamlarından çektiler. Hak din ekonomik ve sosyal yaşamını, düzenini inkar eden tavırlarıyla hak dinin secde türü ''Beyt-ül Atiyk''ten yani İbrahim peygamber'in kurduğu meclis/mescid/toplum'un kollektivist sisteminden uzak kaldılar. Bu durumları da 2. ayette açıklanır. Çünkü bu ayette Musa Peygamber'e ''kitap'' verilip ''hidayet'' yanı doğru yol olan kollektivizm verilmiş ve ''benden başka vekil tutmayın'' denilmiştir. Buna rağmen Yahudiler ''kral '' istemişler, böylece asliyeti/kişiliklerini terk edip de kralın himayesine girerek ayrımcılığa/şirke düşmüşler ve Allah da onlara Süleyman gibi krallar vermiştir.

Bu durum bir sitede şöyle açıklanıyor. ''Ey yeni ümmet! Siz bizim Yahudilere liberalizmi secde biçimi olarak serbest ettiğimizi mi düşünüyorsunuz? Onlar7Yahudiler ''Beyt-ül Atiyk'' azimetini ret etti, biz de peki öyle olsun dedik. Ama gayba ilişkin ilmimiz nedeniyle onlara başlarına gelecek fitne ve ifsat gazabını da haber verdik.(ve dedik ki) Peki öyle olsun ama siz asla Allah dininde muvaffak olamayacaksınız, çünkü Allah'ın dini, fitne ortadan kalkıncaya kadar gayret etmektir. Oysa sizin razı olduğunuz azimetten uzak boyun eğme türünde fitne ve ifsat zaten bu yolun ayrılmaz unsurudur.'' diye ikaz ettik. Yani; Ey Muhammed size ''mescid-el haram''ı yaşamınızda hep birlikte yönelinecek kıble yapışımız bir istisna değil, hak dinle batıl dini/kabul edilemeyecek ibadetleri ayırmamız içindir. Bu insanlık tarihi kadar eskidir. Uzak secdeye (Yahudilerin uyguladıkları ayrımcı sistem olan liberalizme/kapitalizme) heves etmeyin, o hüsrandır. "Mescid-el haram (kollektif) yaşam biçimi" üzerine kulluk edenler en sağlam olan ''Allah'ın ipi''ne sarılanlardır, onlardır sözü tutanlar, Allah dışında(krala, padişaha, şeyhe, şıha, hacıya,hocaya) vekalet vermeyip (Bakara-l04) işleri el-birliği ile asliyeten/bizzat yapanlardır.

İşte ısra kelimesi Yahudilerin gizledikleridir; sırlarıdır. Yani münafıklıklarıdır. Allah insanı hidayete erdiren şeriatının/rızık kaynaklarına ulaşmanın hak yolunun ''haram üzere ekonomik ve sosyal yaşam şekli (secde)'' olduğunu Peygamber'e açıklarken bunun ''Salat'' olduğunu, salatta en makbul ve ideal şeklinin manastırda/havrada/mescidde yaşanan mülkte iştirak şeklinde misak olduğunu ve Tevrat ile emredilenin de dini Kayyime nitelikli -haram üzere- olduğunu Resullullah'a ''hidayet'' ifadesi ile açıklıyor. Demek ki ''Aksa'' türü ubudiyet Allah'ın emri değil de azimetin, hidayet yolunun kişilerin kendi inisyatifleri ile terkiyle ruhsattan sapmak olduğunu, Manastır ve havradan yani esastan ayrılarak aristokrasi, oligarşi, liberalist kapitalist fitne ve fesat düzeninden kurtulunamadığını anlatıyor. Demek ki Aksa türü ubudiyet/kulluk Allah'ın emri değil, onların razı oldukları/rıza gösterdikleri/itiraz etmedikleri yaşam biçimidir. Yani esir edeni ve esir olanı olmayan, birlikte hürleşilen ''cami'' olmak,cemaiyyun (kollektivizm) tavsiye edilmişti; ama Onlar saptılar. İnsanın elbirliği ile yapması gereken yönetme, üretme, dağıtma vs.. işlerini azınlık olan bir bindirilmiş/donanımlı meleler(para babaları/kapital sahipleri) takımını vekil ettiler. Allah'ın uzak secde etme türü dediği her zaman ayak kaydıracak yer olan ''Dırar türü secde'', Tevbe-107. ayette ikaz edildiğimiz durumdur. Halbuki onlara mülkte iştirak içinde yaşamak emredilmişti.

Sonuç olarak Açıklanan sır/esra/isra şudur:

1-Ayrım yapılmadan bütün ümmetlere Beyt-ül Atiyk/İbrahim Peygamber'in esasen (insanlığın en başından beri) var olan temelleri yükselterek kurduğu "kollektivist ekonomik ve sosyal sistem"i emredildi.

2-Yahudiler bu hak yolu terk ettiler ve talak-ayrımcılık- yolunu benimsediler.

3-Hak dinin orijinal şeriati ''Haram'' üzeredir.

4-Biz, onlar diğerini reddedip, Dırar yanlısı olunca, vahiy olarak bildirdik ki, bu sizin helakınız olacaktır. Çünkü içi bereketli(üretime dayalı) kollektivist sosyal ve ekonomik sistem olan ''mescidi'l haram'', yani "mülkte iştirak halinde toplumsal yaşam" hem fitneyi hem de ifsadı önleyen tedbirdir. Siz bunu reddettiniz,
ama fitne ve fesadı yok edecek önlemi ret etmiş olmakla bunun sonucunda gazaba uğrayacaksınız diye de yazdık.

Ayetlerin açıklaması bu.

Fakat isteyen Peygamber'i Burak adlı bir ata bindirir, Allah'ı hapsettikleri 7nci kat gök yüzüne Allah'ın huzuruna çıkarır (namaz ile de kendileri çıkar); Allah ile namazın rekatları ile pazarlık yaptırır, diğer peygamberlere namaz kıldırtıp imamlık yaptırtır, ve 8 Km. gidiş, 8 Km.geliş bir namaz/kutsal yer icadı için Cirane vadisine gönderir."


2. yazı da şu: "http://hanifler.com/showthread.php?t=170&page=2"

" Mekke'den Yesrib'e(Medineye) göç etmiş, "Haşr suresi-9. ayete" dayalı ve "(Bakara:219, -Nahl:71 ve Muminun:4-5)"de ifadesini bulan medeni bir sosyal ve ekonomik düzeni kurmaya, oturtmaya çalışmakta....

Bu arada fetih emri gelmiş ve Yesrib'de rayına oturtulmaya çalışılan ekonomik ve sosyal yaşamdan değişik bir sosyo ekonomik oluşum gösteren Mekke'de fetihten sonra tutması gereken ekonomik ve sosyal yol için yüzünü, düşüncelerini, ''gökyüzüne/semaya/beyninin içine'' çevirmiş, yani tefekkürde, kafasında çözüm arıyor.

Ve Allah yüzünü/düşünce sistemini
'' mescidi'l haram''a çevir der(Bakara-144 ve devamı); ve
''İbrahim Makamı''ndan bir bir yer edinmiş olan Peygamber, İbrahim Peygamber'in Beyt'ini/Beyt'i Atiyk'i, Mekke'de belli ki bir kısım halk tarafından eskiden beri gizliden uygulanan, üretim ve bölüşüme dayanan sosyal ve ekonomik bir kollektif YAŞAM TARZI olan ''MESCİD-İ HARAM"ı ihya ve uygulama yönünde karar kılar.
Bunu da Tevbe Suresi'nin 7. ayetinde geçen ''....indel mescidi'l haram fe MESTEKAMU....'' ifadesinden, yani ''mescidi'l haram İSTİKAMETİnde olarak'' yaşam sürenlerle anlaşma yapmasından/himaye altına almasından anlıyoruz. Bu yaşam tarzı ''Hacc-ı Ekber'' ile müşriklerden uygulamaları, uymaları istenecek yaşam tarzıdır.

Fakat Peygamber için bir esra/sır, giz, gizem, bir gizlilik, üstü kapalılık; Peygamber yönünden ulaşılamayan, anlaşılamayan, karanlıkta kalan bir yön, bir problem yani Peygamber için bir "GECE" var. Peygamber için o devam etmekte.....

O da şu: ''Evet biz Yesrib'de/Medine'de "mescidi'l haram"a dayalı/üretime ve adil bölüşüme dayalı kollektivist bir ekonomik ve sosyal bir yol tuttuk veya tutuyoruz. Fakat aynı dini paylaştığımız Yahudiler ekonomik ve sosyal yaşamları bizim yaşam tarzımızdan, yani ''mescidi'l haram'' kollektif ekonomik ve sosyal yaşam tarzından değişik bir ekonomik ve sosyal yaşamdalar. Onlar niye mescidi'l haramdan uzak, "mescidi aksa'ya/ticarete dayalı, kapitalist bir yaşam sürüyorlar'' gizemi hala sürmekte ve Peygamber yüzünü gökyüzünde gezdirmekte, yani Onların yaşadıkları bu ekonomik ve sosyal düzeni sürdürmelerinin nedenleri için tefekkür etmekte/üzerinde düşünmekte......

İşte Isra-1 ayeti ile bu esra/sır açıklanmakta, Peygamber'deki bu çelişki (düşüncelerindeki karanlık, "gece", aydınlatılmakta) giderilmekte ve ''mescidi aksa'' yaşam tarzına peygamber düşünce bazında yürütülmekte, bilgilendirilmektedir.

Sanki gündüzler çuvala girmiş de, şakilerin, haramilerin, müşriklerin, peygamber düşmanlarının kol gezdiği bir yerde, gece vakti ve tek başına bir mescide gönderenleri, sanki Allah'ın ayet olarak gödermeyi unuttuğu ve bu nedenle de Peygamber'in Kur'an'a yazmadığı ''kutsal Cirane vadisindeki bir mescid'' hikayesini bir hakikatmış gibi algılayıp ve algılatıp meallerde yer verenleri, ve bu mealler yolu ile, insanların beyninde algıladıkları dini, ''mabet dini''ne çevirenleri, ve ''zihinsel yükseliş-zihnî açılma, aklı çalıştırma'' adamları kesmediğinden, içimizdeki Allah'ı alıp, Yunanlıların Zeus'u Olympos'a oturttukları gibi, kişileştirip gökyüzünün 7. katına oturtup da Peygamber'i de Burak adlı ata bindirip Allah'la pazarlık için oraya gönderenleri kınıyorum.
.............


Saygılarımla.
Galip Yetkin

Konu galipyetkin tarafından (17. December 2017 Saat 04:20 PM ) değiştirilmiştir.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
aksa, gerçekler, konusundaki, kudüs, mescidi


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 12:42 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam