hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > İMAN > Allah'a İman > Allahın Rahmeti

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 12. October 2008, 12:05 AM   #1
yolcu27
Yeni Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 22
Tesekkür: 2
4 Mesajina 6 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 0
yolcu27 is on a distinguished road
Standart Allah'ın Rahmeti, Rızası

Müslümanların heyecanı, Allah’ın üstün yaratışına karşı duydukları hayranlık, O'nun insanlara verdiği sınırsız nimetler ile sonsuz cennet hayatını umarak yaşadıkları coşku hissidir. Kuran ahlakından uzak toplumlarda ise “heyecan” kavramı, bazı olaylar karşısında yaşanan stres, panik, iç sıkıntısı gibi duyguları ifade eder. Bu heyecan insana haz değil aksine sıkıntı veren, zorluk çektiren bir duygudur.

Allah’a tevekkül eden bir mümin, sıkıntı verici duygulardan tümüyle arınmıştır. Çünkü yaşadığı her olayın ve gördüğü her görüntünün bir hikmet üzerine yaratıldığını bilir ve bu hikmetleri görebilmek için bunların üzerinde derin derin düşünür.

Bir mümin vicdanını en güzel şekilde kullanarak düşündüğü için, en ince ayrıntılarda gizlenen hikmetleri dahi kolaylıkla görebilir. Bundan dolayı da aynı olaya karşı iman etmeyen bir insandan çok daha fazla duyarlılık gösterir, güzelliklerden daha büyük bir zevk alır ve çok daha derin bir heyecan hisseder. İman eden bir insanın gördükleri karşısında duyduğu bu heyecanı, hiç yoktan yaratıldığını ve böylesine renkli, yüz binlerce, milyonlarca yaratılış mucizesinin olduğu bir dünyaya geldiğini bilmesinden kaynaklanır. Her baktığı yerde Allah’ın eşsiz sanatını görmektedir; evren, yıldızlar, gökyüzü, Güneş, Ay, kelebekler, kuşlar, milyonlarca canlı, bitkiler, meyveler... Mümin bütün bunlar karşısında heyecan duyar.

Allah’ın büyüklüğünü kavrayıp takdir edemeyen bir insan ise içinde Allah’a karşı tam bir güven ve kararlı bir teslimiyet yaşayamaz. Allah’ı vekil edinmek yerine kendisine hiçbir yarar sağlamayacak şeylerden medet umar. Bu nedenle de korkularından ve olumsuz bir şekilde yaşadığı “heyecan”larından -iman etmediği sürece- hayatı boyunca kurtulamaz.

Allah’ın Yaratma Sanatına Karşı Duyulan Heyecan...

İnsan, biraz dikkatle baktığında evrende mükemmel bir sistemin var olduğunu hemen fark eder. Gözünü çevirip baktığı her yerde Allah’ın üstün sanatının hayranlık uyandırıcı delilleriyle karşılaşır. Mümin bir kimse, Allah’ın evrenin her noktasında yarattığı bu düzenin mükemmelliği karşısında büyük bir heyecan duyar. Çünkü bu harikalıkların ardındaki aklı, kudreti ve benzersiz sanatı fark eder. Müminlerin Allah’ın yaratışındaki mükemmelliği düşündüklerinde üzerlerinde meydana gelen etki bir ayette şöyle bildirilmiştir:

Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah’ı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışı konusunda düşünürler. (Ve derler ki)Rabbimiz, sen bunu boşuna yaratmadın. Sen pek Yücesin, bizi ateşin azabından koru.” (Al-i İmran Suresi, 191)
Müminler çevrelerinde yaratılan sanatı ve ihtişamı düşündükçe, kendilerini yaratmış olan, tek dost ve vekilleri olan Allah’ın kudretini, gücünü ve büyüklüğünü çok daha iyi anlarlar. Allah’ı tesbih ederek O’nun şanını saygıyla yüceltir ve yandaki ayette geçen “Rabbimiz, sen bunu boşuna yaratmadın. Sen pek Yücesin, bizi ateşin azabından koru.” sözleriyle de ifade edildiği gibi, azabından sakındırması için Allah’a sığınırlar.

Nimetlere ve Güzelliklere Karşı Duyulan Heyecan...

Nimetlerden ve güzelliklerden en çok etkilenen ve en fazla zevk alabilen kimseler müminlerdir. Çünkü bir mümin, bu güzelliklerin bir Yaratıcısı olduğunu bilmekte ve bunları Allah’tan kendisine ulaşan birer nimet olarak görmektedir. Bu nedenle de aynı güzellik, onun için iman etmeyen kişilere oranla çok daha büyük bir anlam ifade etmektedir.
yolcu27 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 7. April 2009, 03:34 PM   #2
hasyetullah
Katılımcı Üye
 
Üyelik tarihi: Jan 2009
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 77
Tesekkür: 13
24 Mesajina 33 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17
hasyetullah will become famous soon enoughhasyetullah will become famous soon enough
Standart

er-Rahman er-Rahîm:

الرّحمن Rahman ve الرّحيم Rahîm isimleri Allah`ın Esma-i Hüsna`sındandır. Yani Allah`ın en güzel isimlerindendir.
Rahman, Yüce Allah`ın en güzel isimlerinden ve sıfatlarından biridir. İbranî kökenli olduğu da ileri sürülen Rahman kelimesi; rikkat (sevecenlik), karşılıksız yardım iyilik, bağışlama, acıyıp esirgeme anlamlarına gelen “رحمة rahmet” kelimesinden türetilmiştir. Mübalâğa sigalarından (artı anlam ifade eden yapılar) olduğundan, rahmetin en yüce derecesine sahip olan demektir. Yani rızıkları, ihtiyaçları ve her türlü iyilikleri bağışlama hususunda, rahmetini yarattığı varlıklardan hiç esirgemeyen demektir.
Kur`an`da insanlar için hiç kullanılmayan er-Rahman ismi, elli yedi yerde de Allah için kullanılmaktadır. Kur`an`da bu isimle bir sure de vardır: er-Rahman suresi. Bu surede Yüce Allah, ins, cin (görülen, görülmeyen varlıklar) ve hayvanlar için rahmet olarak yarattığı nimetleri saymakta, ins ve cinnin (herkesin), bunların kıymetlerini bilip nankörlük etmemeleri gerektiğini tekrar tekrar vurgulamaktadır.

Rahîm; çok merhametli, merhamet olunan; “رحمة rahmet, مرحمة merhamet ve رحم ruhm” mastarından ism-i fail ve ism-i mef`ul anlamlı bir sıfattır. Kök anlamı acımak, merhamet etmek ve bağışlamak demektir. Rahîm`in çoğulu “رحماء ruhama”dır. Merhamet, iyilik ve nimet anlamına da gelir. Kur`an`da, 114`ü Allah, bir tanesi de peygamberimiz için (Tövbe 128) olmak üzere toplam 115 kez yer alır. Rahîm sıfatı, Kur`an`da genellikle “çok bağışlayıcı” anlamına gelen “غفور gafur” sıfatı ile birlikte kullanılmıştır. Bu durum, Allah`ın ne kadar bağışlayıcı ve merhametli olduğuna bir delil teşkil eder. Kur`an`ın dört ayetinde de “ارحم الرّاحمين erhamü`r-rahîmin (merhametlilerin en merhametlisi) tamlaması şeklinde kullanılmıştır.

Allah`ın Rahman ve Rahîm sıfatlarının her ikisi de “رحمة rahmet” mastarından türemiş olmasına rağmen birlikte, aralarında anlam farklılıkları vardır.
Rahman sıfatı ezel ile, Rahîm sıfatı ise daha çok ebet ile ilgilidir. Bu yüzden Allah için “dünyanın Rahman`ı, fakat ahiretin Rahîmi`dir” denilmiştir. Çünkü Allah`ın; tüm varlıkları yaratması ve yaşatması, insanlar arasında mümin-kâfir, adil-zalim, çalışkan-tembel ayrımı yapmadan hepsine rızıklarını vermesi, inkârcılara da çalışma ve gayretlerinin karşılığını dünyada tam olarak vermesi, zulme ve kötülüklere müdahale etmeksizin insanların kendi tercihlerini kullanmalarına fırsat vermesi, hep Rahman sıfatının sonucudur.
Rahîm sıfatının ortaya çıkışı ise daha çok ahirette görülecektir. Kur`an`da pek çok ayette, Allah`ın müminleri Rahîm sıfatı ile bağışlayacağı belirtilmiştir.

Ayette geçen bu ifadeler ile İslâm dışı Allah anlayışı ters yüz edilmiş, yıkılmıştır. Şöyle ki: İslâmiyet geldiğinde, yani bu ayetler indiğinde insanlık, çeşitli fikir akımları, vehimler, efsaneler ve felsefî görüşler üzerine oturmuş bir sürü saçma inançları yaşıyordu. İnsanların bir kısmı Aristo`nun “Şüphesiz Allah kâinatı yarattı. Bundan sonra bıraktı, ona önem vermedi. Zira Allah, daha aşağı olan bu âlemle uğraşmaktan münezzehtir. O ancak kendi zatını düşünür” şeklindeki görüşünü benimsemişlerdi. Başka bir kısmı da Yunan mitolojisindeki Olimpos tanrıları gibi, sürekli kullarına karşı öfkeli, sürekli onların takipçisi ve onlara hileler hazırlayan ve onlardan intikam alan tanrıya inanıyorlar ve bundan kurtulabilmek için aracı, şefaatçi ilâhlar ediniyorlardı. Alt tabaka ise, Dar-ün Nedve (Halk Meclisi) üyelerinin dışında Rabb tanıyamamıştı.
Sonuç olarak insanlar Kur’an ile gerçek, ilâh ve gerçek Rabbı; Rahman Rahîm Allah`ı tanımış oldu.

hakkı yılmaz fatiha suresi
hasyetullah isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
allahın, rahmeti, rızası


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 08:17 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam