hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > YARATILIŞ > Yaratılış > Yaratan ve yok eden güç

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 7. October 2008, 07:33 AM   #1
EVVAB_İNSAN
Uzman Üye
 
EVVAB_İNSAN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 220
Tesekkür: 35
42 Mesajina 53 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
EVVAB_İNSAN is on a distinguished road
Standart Yüce yaradanın evrendeki etkinlikleri

YÜCE YARADANIN EVRENDEKİ ETKİNLİKLERİ

YARADAN-EVREN ilişkisi konusu işlenirken, YÜCE ALLAH’IN evren üzerindeki etkinliği genelde iki başlık altında incelenmektedir:

1- Genel İLAHİ Etkinlik (General Divine Action),

2- Özel İLAHİ Etkinlik (Special Divine Action). Bu ayrımdan Genel İLAHİ Etkinlik, YARADAN’IN başlangıçtaki yaratışını ve evrenin yasalarıyla beraber muhafazasını ifade etmek için kullanılır. Özel İLAHİ Etkinlik ise YÜCE YARADANIN belirli bir yer ve zamandaki etkinliğini ifade için kullanılır, geleneksel anlamdaki mucizeler ve dini tecrübeler bunun içindedir. Bize göre İLAHİ etkinliği dörtlü bir kategoriyle incelememiz daha faydalı olacaktır. Yağmurun yağışı açısından bu dörtlü kategoriye örnek vererek ne demek istediğimizi açıklamaya çalışacağız:

1- YARADANIN YARATIŞI: YÜCE ALLAH’IN evreni ve yasalarını yoktan yaratması kastedilir. Buna göre YARADAN, yağmuru oluşturacak atomları oluşturacak madde ve enerjiyi, ayrıca yağmurun yağmasında önemli rolü olan çekim gücü gibi kanunları yoktan yaratmıştır.

2- YARADANIN MUHAFAZASI: YÜCE ALLAH’IN yarattığı madde ve yasaların, zaman içinde varlığını devam ettirmesi kastedilir. Buna göre YARADAN, evrensel maddenin ve yasaların varlığını zaman içinde devam ettirdiği için, evrenin başlangıcından 15 milyar yıl sonra bugün yağmurun yağması mümkündür.

3- YARADANIN OLUŞUMLARI GEÇEKLEŞTİRMESİ: YÜCE ALLAH’IN muhafaza ettiği evren ve yasalar çerçevesinde gerçekleştirdiği oluşumlar kastedilir. İlk başta bu şıkta ifade edilen İLAHİ etkinlik ile ikinci şıktaki YARADANIN muhafazasının aynı olduğu zannedilebilir; oysa belirgin bir fark vardır. İkinci şıkta kastedilen birçok kişinin zorunluluk (necessity) dediği şeydir. Bu şıkta kastedilen ise birçok kişinin şans (chance) dediği şeydir; yani, YARADANIN, yarattığı yasalar çerçevesinde mümkün olan birçok olasılıktan birini gerçekleştirmesidir. Pekala, YARADAN evreni ve yasalarını bu şekilde yaratabilirdi, ama Güneş’e mevcut mesafede, suyun ve atmosferin bu şekilde varolduğu bir Dünya var olmayabilirdi. İkinci şıkta kastedilen, yağmurun evrenin başlangıcından 15 milyar yıl sonra yağdırılmasının, bunla ilişkili yasaların muhafazası suretiyle mümkün kılınması iken; bu şıkta kastedilen, 15 milyar yıl sonra o olasılığın belirli bir yer ve zamanda gerçekleştirilmiş olmasıdır.

4- YARADANIN MUCİZE GERÇEKLEŞTİRMESİ: YÜCE ALLAH’IN doğa yasalarını belirli özel durumlar için askıya alıp, belirli bir yer ve zamanda olağanüstü olaylar gerçekleştirmesi kastedilebileceği gibi; doğa yasaları çerçevesinde, olması çok düşük olasılıkları belirli bir yer ve zamanda gerçekleştirmesi de kastedilebilir. Buna göre, hiç bulutun olmadığı ve yağmurun yağmadığı bir yerde, YÜCE YARADAN, sevgili bir kulunun duası gibi bir sebeple yağmur yağdırabilir.

Böyle dörtlü bir ayrım yaparak, YÜCE YARADANIN evrendeki etkinliğinin mutlaka dört farklı biçimde olduğunu iddia etmiyoruz. Fakat, YARADANIN evrendeki etkinliği ile ilgili dile getirilen iddiaları sınıflandırmak açısından bu şekilde dörtlü bir ayrımın, genelde yapılan ikili ayrımdan daha faydalı olacağını düşünüyoruz. İkili ayrımdaki Genel İLAHİ Etkinlik ile Özel İLAHİ Etkinliği birleştirme çabaları olmuştur. Yaptığımız dörtlü ayrımdaki kimi şıkların da İLAHİ etkinliği tarif şeklimize göre birleştirilmesi mümkündür. Örneğin YARADANIN, gereğinde evrendeki düşük olasılıkları gerçekleştirerek mucize gerçekleştirdiğini, fakat hiçbir zaman doğa yasalarını askıya almadığını savunan biri, üçüncü ve dördüncü maddeyi birleştirebilir. Fakat, hiçbir yaklaşımın, sıraladığımız dört maddeye yeni bir maddenin eklenmesini gerektirmeyeceği kanaatindeyiz; bu yüzden bu şekilde dörtlü bir ayrımın yapılmasını öneriyoruz.
__________________
Gerçekler Bizi Özgür Kılar...

Konu EVVAB_İNSAN tarafından (27. October 2008 Saat 10:27 AM ) değiştirilmiştir.
EVVAB_İNSAN isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
EVVAB_İNSAN Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
yeşil (10. November 2011)
Alt 7. October 2008, 07:35 AM   #2
EVVAB_İNSAN
Uzman Üye
 
EVVAB_İNSAN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 220
Tesekkür: 35
42 Mesajina 53 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
EVVAB_İNSAN is on a distinguished road
Standart

Birinci maddede belirttiğimiz evrenin yoktan yaratılışı ve ikinci maddede belirttiğimiz evrenin muhafazasına dair teistik iddialara bu yazımızda odaklanmayacağız. Üçüncü maddede belirttiğimiz YARADANIN evrensel oluşumları meydana getirmesini birçok teist, YARADANIN gerçek sebep (birincil sebep: primary cause) olarak, doğa yasalarını ise araçsal sebep (ikincil sebep: secondary cause) olarak kullanmak suretiyle gerçekleştirdiğini söyleyerek, doğa yasalarını ihlal etmeyen bir İLAHİ müdahale anlayışı geliştirmişlerdir. Doğa yasalarının askıya alınması ile ilgili teistik iddialar, en çok mucizelerin gerçekleşmesi hususunda gözükür; daha önce değindiğimiz gibi bu konudaki itirazlar, hem natüralizm adına hem de teolojik yaklaşım adına yapılmıştır. Fakat genel eğilim, YARADANIN doğa yasalarını askıya alması şeklinde mucizeleri tarif etmeye yönelik olmuştur.

David Hume, mucizelerin gerçekleşmesine karşı getirdiği ünlü itirazlarını, mucizelerin doğa yasalarının ihlal edilmesi anlamına geldiğini söyleyen mucize tarifine dayanarak yapmıştır. Determinist evrende mucizelerin oluşumu, İLAHİ yasaların (İslami literatür açısından SÜNNETÜLLAH denir), doğa yasalarından çok daha geniş kapsamlı olduğu; bir rasülün gönderilmesi gibi özel bir durumda doğa yasalarının askıya alınmasında bu yüzden, Spinoza ve Schleiermacher’in düşündüğü gibi YARADANIN kendi koyduğu yasalarla (veya kendi doğasıyla) çelişmesi gibi bir durumun söz konusu olamayacağı şeklinde açıklanabilir. Bu, fabrikada mekanik kanunlar çerçevesinde çalışan makinelerin, birkaç senede bir, genel çalışmalarından farklı olarak durdurulup bakıma alınmalarının, bu makinelerin tâbi olduğu determinist yasalara aykırı olmaması gibi bir durumdur.

Ayrıca Leibnizci bir tarzda, baştan ayarlanan düzen (pre-established harmony) ile, determinist evrendeki doğa yasaları ihlal edilmeden de mucizeler açıklanabilir. Leibnizci böylesi bir yaklaşımı, deizm ile karıştıranlar olmuştur; biz, bu yaklaşımın tamamen hatalı olduğu kanaatindeyiz. Deizmin Tanrısı, evreni baştan yaratır ve sonra zaman içindeki oluşumlardan habersizdir ve evrene karşı umursamaz bir tavırdadır.

Oysa bu yaklaşımda, zamanın içindeki her bir anın yaratıcısı, baştan tüm bu kareleri tasarlayan YÜCE ALLAH’TIR. ULU RABBİN müdahale etmediği hiçbir an olmadığı için, bu İLAH tasavvurunu deizm ile karıştırmak hatalı olur. 15 milyar yıl önceden (Big Bang başlangıcında) her şeyi bilen bir YARADAN için, 15 milyar yıl önce ile birkaç saniye önce müdahale etmek arasında fark yoktur.

Özellikle Einstein’ın izafiyet teorisi ile zamanın izafi olduğu ortaya konduktan sonra 15 milyar yıl ile birkaç saniye arasındaki farkın önemi de kalmamıştır. YARADANIN uzaya aşkın olmasına rağmen, uzayın her noktasına müdahalelerde bulunduğuna inananlar için, zamana aşkın YARADANIN, zamanın en başından, zamanın tüm anlarına müdahalede bulunabileceğini kabul etmekte bir sorun olmaması gerekir.

Örnek olarak üç teist dinde kabul edilen Hz. Musa’nın denizi yarmasını alırsak, bu bakış açısına göre YÜCE YARADAN, evrenin başından planlayarak gelgit olayındaki gibi fizik yasalarını kullanarak, hiçbir determinist yasayı ihlal etmeden, bu yasaları araçsal sebep olarak kullanarak, Hz. Musa’nın tam geçeceği anda denizi yarmıştır.

Fakat tüm bu yaklaşımlar, determinist bir evrende, İLAHİ müdahalenin, yoktan yaratılıştan sonra en sıra dışı şekli olarak kabul edilen mucizelerin açıklanması içindir. Oysa ilerleyen sayfalarda göreceğimiz gibi indeterminist bir evren, mucizeler gibi KADİR-İ MUTLAK müdahalelerin açıklanma şekli için yeni olanaklar sunmaktadır.
(TANRI-EVREN İLİŞKİSİ AÇISINDAN DETERMİNİZM, İNDETERMİNİZM VE KUANTUM TEORİSİ. Dr. Caner TASLAMAN. Makalesinden derlenmiştir.)
__________________
Gerçekler Bizi Özgür Kılar...

Konu EVVAB_İNSAN tarafından (27. October 2008 Saat 10:27 AM ) değiştirilmiştir.
EVVAB_İNSAN isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
EVVAB_İNSAN Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
yeşil (10. November 2011)
Alt 7. October 2008, 08:30 AM   #3
TEBYİN
Uzman Üye
 
TEBYİN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 240
Tesekkür: 141
173 Mesajina 603 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
TEBYİN is on a distinguished road
Standart

2,ci sempozyumda sizden özel bir sunum bekliyoruz abim, bilesiniz.
Doğaçlamasız hem de..(:
TEBYİN isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 7. October 2008, 09:39 AM   #4
bob
Katılımcı Üye
 
Üyelik tarihi: Oct 2008
Mesajlar: 52
Tesekkür: 15
19 Mesajina 33 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
bob is on a distinguished road
Standart

Merhaba.
Siteye yeni üye oldum. Herkese selamlar.
Yazınızı okudum. Acaba bu yazıları siz mi yazıyorsunuz yoksa alıntı mı yapıyorsunuz?
Forum Kuraları, 13. Forumlara kaynağı belirtilmeden başka internet sitelerinden alıntı yapılamaz.
bob isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 8. October 2008, 02:04 PM   #5
EVVAB_İNSAN
Uzman Üye
 
EVVAB_İNSAN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 220
Tesekkür: 35
42 Mesajina 53 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
EVVAB_İNSAN is on a distinguished road
Standart

Selam selam

Saygıdeğer bob kardeşim her şeyden önce hoş geldiniz.

Selamınıza selam olsun esasen sitede yeni üyelerin selam ve hoş geldiniz bölümü vardı, burada yeni bir selam bölümü açarak herkese olan selamınızı yazabilirdiniz çok daha iyi olurdu, şimdi bu selamı herkese nasıl iletirim?

Bilgi RABBİMİZDENDİR. O bizi terbiye edip yöneten yönlendirendir. Bilgi, bilgiyi RUHUYLA okuyanın olur, ama bilginin ZEKÂT ını vermek gerekir. Bilgi yansıtılır, bizim yaptığımızda budur, farklı odaklardan bilgiler edinerek bilgiyi güzel bir safhada sunmaktır. Yazdıklarımızın hepsi bizim olsa kitap yazardık. Var olan mevcut bilginin doğaçlamasını yapıyoruz o kadar.

Kim olursak olalım ULU RABBİMİZİN bizlere öğrettiğinden fazla bir şey bilmiyoruz. Bizim öğrendiğimiz ve yansıttığımız bu konuları öğrenmemize belki de siz vesile olmuşsunuzdur. Doğrusunu YÜCE ALLAH bilir.

Bu bilgileri herkesin okuması ve içselleştirmesi gerekliliğine inanıyorum, inandığımdandır ki siteye astım. Ayrıca soru sormak da bir erdemliliktir.

Saygı ve selamla kalın…
__________________
Gerçekler Bizi Özgür Kılar...

Konu EVVAB_İNSAN tarafından (27. October 2008 Saat 10:28 AM ) değiştirilmiştir.
EVVAB_İNSAN isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 24. October 2011, 01:22 AM   #6
hiiic
Uzman Üye
 
hiiic - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2010
Mesajlar: 1.979
Tesekkür: 1.908
1.298 Mesajina 2.732 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 26
hiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud of
Standart



Buzsuz Bir Dünya

Günümüzden 56 milyon yıl önce esrarengiz bir şekilde atmosfere salınan karbon, küresel sıcaklıkta ani bir yükselişe neden oldu. Ve jeolojik süreçte göz açıp kapayıncaya kadar geçen bir zaman dilimi içinde yaşam ebediyen değişti.

Dünya bu yoldan daha önce de geçti.
Ancak bugün yükselen ateşi ile o zamanki tam olarak aynı değildi. Sonuçta 56 milyon yıl kadar önce dünya bambaşka bir yerdi. Atlas Okyanusu tam olarak açılmamıştı. Hayvanlar Asya'dan Avrupa'ya ve Grönland'dan Kuzey Amerika'ya yürüyerek gidebiliyordu. Muhtemelen aralarında primat atalarımız da vardı. Bu yürüyüş sırasında buzun zerresine bile rastlamıyorlardı. Aslında bahsettiğimiz bu olayların öncesinde bile yeryüzü zaten bugün olduğundan çok daha sıcaktı. Ancak Paleosen dönemden Eosen döneme geçiş sırasında daha da ısınacaktı. Hem de büyük bir hızla ve kökten bir biçimde.

Bunun nedeni, büyük miktarda karbonun jeolojik açıdan ani sayılabilecek şekilde salınmasıydı. Bilim insanlarının ateş dönemi olarak adlandırdıkları Paleosen-Eosen Termal Maksimum'da (PETM) atmosfere salınan karbon miktarı tam olarak bilinmiyor. Ancak yaklaşık olarak insanların bugün yeryüzündeki bütün kömür, petrol ve doğalgaz rezervlerini yakmaları halinde ortaya çıkacak miktara eşit olduğu tahmin ediliyor. PETM dönemi, karbon fazlasının tekrar emilmesine kadar 150 bin yıldan fazla sürdü. Kuraklığa, sellere, haşere istilalarına ve bazı türlerin neslinin tükenmesine yol açtı. Yeryüzündeki hayat bu dönemi atlatmayı başardı -hatta daha da zenginleşti- ancak bambaşka bir şekle büründü.
hiiic isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
etkinlikleri, evrendeki, yaradanın, yüce


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 03:30 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam