hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > İMAN > Peygamberlere İman > Kuran'da adı geçen Peygamberler > İsa Peygamber

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 2. June 2010, 10:13 PM   #11
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.015
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun Aleykum! Değerli Ali Rıza Borazan Kardeşim!

Alıntı:
Ali Rıza Borazan Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
selamün aleyküm Dost Kardeşim Meryem bitki değil yetişme şekli bitki gibi yani iblisin mucura kaptırması yok o anlamda. yoksa bitkilerin yaratılışı ile insanların yaratılışı arasında dağlar kadar fark vardır. Zekeriya meryemden sorumludur. karısı dışında allah kimseyi kimseden sorumlu tutmaz bunlar kavranmazsa ayetler çözülemez.
Yazılarınızda Zekeriya peygamberi Meryem Validenin eşi, İsa Peygamberin babası olarak belirtiyorsunuz. Bu saptamanıza göre İsa peygamber ile Yahya Peygamber de kardeş oluyorlar.

İsterseniz Öncelikle Zekeriya Peygamber ile ilgili bilgilere bakalım.

KUR’ÂN'DA ZEKERİYA (Aleyhisselam)

(Meryem: 3–15) Bir zamanlar o, Rabbine gizli olarak seslenmişti. Dedi ki: "Rabbim! Şüphesiz benim kemiğim zayıflayıp gevşedi ve başım ağarmış saçıyla alev gibi tutuştu. Sana dua etmekle de Rabbim, bedbaht olmadım. Ve gerçekten ben, arkamdan mevalimden [yakınlarımdan, amcaoğullarımdan] endişedeyim. Karım da kısırdır. Onun için katından bana, bana da mirasçı olacak, Ya’kûb ailesine de miras olacak bir velî [yakın, yardımcı] bağışla. Rabbim, onu sen rızanı kazanan biri kıl!" "Ey Zekeriyyâ! Şüphesiz Biz sana ismi Yahyâ bir delikanlıyı müjdeliyoruz. Bundan önce ona hiçbir adaş kılmadık. O, [Zekeriyyâ] "Rabbim! Karım kısır, ben de son derece kocamışken benim nasıl bir delikanlım olabilir?" dedi. O [Allah] dedi ki: "Öyledir! Rabbin buyurdu ki, o bana kolaydır. Bundan önce de Ben seni, sen hiçbir şey değilken yarattım." O, [Zekeriyyâ] "Rabbim! Bana bir Âyet [alâmet] ver." dedi. O [Allah] "Senin alâmetin, sapasağlam olduğun hâlde, üç gece insanlarla konuşmamandır." buyurdu. O, [Zekeriyyâ] bunun üzerine mihraptan kavminin /halkının karşısına çıkıp onlara, sabah akşam [daima, her zaman] tespih etmelerini vahyetti. [işaret etti] "Ey Yahyâ! Kitap'ı kuvvetle al!" O henüz sabi [çocuk] iken ona yasa, tarafımızdan sevecenlik ve temizlik verdik ve o çok takvalı davranan biriydi. Ve anne babasına çok iyi davranandı. Ve o bir zorba ve bir isyankâr olmadı. Ve doğurulduğu gün ve öleceği gün ve yeniden diri olarak kaldırılacağı gün ona selâm olsun!

(Enbiyâ: 89–90) Ve Zekeriyyâ hani Rabbine seslenmişti: "Rabbim! Beni tek başıma bırakma, sen vârislerin en hayırlısısın." Biz de onun için icabet ettik de kendisine Yahyâ'yı ihsan ettik. Ve onun için eşini düzelttik. [doğum yapmaya elverişli hâle getirdik] Şüphesiz onlar hayırlarda yarışıyorlar, umarak ve korkarak Bize yalvarıyorlardı. Ve Bize karşı derin saygı duyuyorlardı.

Âl-i (İmrân: 38–41) Orada Zekeriyyâ, Rabbine yakardı: "Rabbim! Bana katından temiz bir nesil ver. Şüphesiz Sen, duayı en iyi işitensin." dedi. O [Zekeriyyâ] mihrapta dikilip namaz kılarken/sosyal destek sağlarken melekler ona seslendiler: "Şüphesiz Allah sana, Allah'tan bir kelimeyi doğrulayıcı, efendi, nefsine hâkim ve Sâlihlerden bir peygamber olarak Yahya'yı müjdeliyor." O, [Zekeriyyâ] "Rabbim! Bana ihtiyarlık gelip çatmışken, karım da kısırken benim için bir delikanlı nasıl olabilir?" dedi. O [Allah]: "Öyledir, Allah dilediğini yapar" dedi. O, [Zekeriyyâ] "Rabbim! Benim için bir Âyet [alâmet] kıl." dedi. O, [Allah] "Senin Âyetin [alâmetin], işaretle hariç, insanlara üç gün, konuşmamandır. Ve Rabbini çok an, sabah akşam [daima] tesbih et!" dedi.

İNCİL'DE ZEKERİYÂ (Aleyhisselam)
Yahudiye Kralı Hirodes zamanında, Aviya bölüğünden Zekeriya adında bir kâhin vardı. Hârûn soyundan gelen karısının adı ise Elizabet’ti. Her ikisi de Tanrı'nın gözünde doğru kişilerdi, Rabb'in bütün buyruk ve kurallarına eksiksizce uyarlardı. Elizabet kısır olduğu için çocukları olmuyordu. İkisinin de yaşı ilerlemişti. Zekeriya, hizmet sırasının kendi bölüğünde olduğu bir gün, Tanrı'nın önünde kâhinlik görevini yerine getiriyordu. Kâhinlik geleneği uyarınca Rabb'in Tapınağı'na girip buhur yakma görevi kurayla ona verilmişti. Buhur yakma saatinde bütün halk topluluğu dışarıda dua ediyordu. Bu sırada, Rabb'in bir meleği buhur sunağının sağında durup Zekeriya'ya göründü. Zekeriya onu görünce şaşırdı, korkuya kapıldı. Melek "Korkma, Zekeriya!" dedi, "Duan kabul edildi. Karın Elizabet sana bir oğul doğuracak, adını Yahyâ koyacaksın. Sevinip coşacaksın. Birçokları da onun doğumuna sevinecek. O, Rabb'in gözünde büyük olacak. Hiç şarap ve içki içmeyecek; daha annesinin rahmindeyken Kutsal Ruh'la dolacak. İsrâîloğulları'ndan birçoğunu, Tanrıları Rabb'e döndürecek. Babaların yüreklerini çocuklarına döndürmek, söz dinlemeyenleri doğru kişilerin anlayışına yöneltmek ve Rabb için hazırlanmış bir halk yetiştirmek üzere, İlyas'ın ruhu ve gücüyle Rabb'in önünden gidecektir." Zekeriya meleğe: "Bundan nasıl emin olabilirim?" dedi. "Çünkü ben yaşlandım, karımın da yaşı ilerledi." Melek ona şöyle karşılık verdi: "Ben Tanrı'nın huzurunda duran Cebrail'im. Seninle konuşmak ve bu müjdeyi sana bildirmek için gönderildim. 20- İşte, belirlenen zamanda yerine gelecek olan sözlerime inanmadığın için dilin tutulacak, bunların gerçekleşeceği güne dek konuşamayacaksın." Zekeriya'yı bekleyen halk, onun tapınakta bu kadar uzun süre kalmasına şaştı. Zekeriya ise dışarı çıktığında onlarla konuşamadı. O zaman tapınakta bir görüm gördüğünü anladılar. Kendisi onlara işaretler yapıyor, ama konuşamıyordu. Görev süresi bitince Zekeriya evine döndü. Bir süre sonra karısı Elizabet gebe kaldı ve beş ay evine kapandı. "Bunu benim için yapan Rabb'dir" dedi. "Bu günlerde benimle ilgilenerek insanlar arasında utancımı giderdi." Elizabet'in hamileliğinin altıncı ayında Tanrı, Melek Cebrail'i Celile'de bulunan Nasıra adlı kente, Dâvûd'un soyundan Yûsuf adındaki adamla nişanlı kıza gönderdi. Kızın adı Meryem'di. Onun yanına giren melek, "Selâm, ey Tanrı'nın lütfuna erişen kız! Rabb seninledir" dedi. Söylenenlere çok şaşıran Meryem, bu selâmın ne anlama gelebileceğini düşünmeye başladı. Ama melek ona "Korkma Meryem!" dedi, "Sen Tanrı'nın lütfuna eriştin. Bak, gebe kalıp bir oğul doğuracak, adını Îsâ koyacaksın. O büyük olacak, kendisine 'Yüceler Yücesi'nin Oğlu' denecek. Rabb Tanrı ona, atası Dâvûd'un tahtını verecek. O da sonsuza dek Yakup'un soyu üzerinde egemenlik sürecek, egemenliğinin sonu gelmeyecektir." Meryem meleğe "Bu nasıl olur? Ben erkeğe varmadım ki" dedi. Melek ona söyle yanıt verdi: "Kutsal Ruh senin üzerine gelecek, Yüceler Yücesi'nin gücü sana gölge salacak. Bunun için doğacak olana kutsal, Tanrı Oğlu denecek. Bak, senin akrabalarından Elizabet de yaşlılığında bir oğula gebe kaldı. Kısır bilinen bu kadın şimdi altıncı ayındadır. Tanrı'nın yapamayacağı hiçbir şey yoktur." "Ben Rabb'in kuluyum" dedi Meryem, "Bana dediğin gibi olsun." Bundan sonra melek onun yanından ayrıldı. O günlerde Meryem kalkıp aceleyle Yahuda'nın dağlık bölgesindeki bir kente gitti. Zekeriya'nın evine girip Elizabet'i selâmladı. Elizabet Meryem'in selâmını duyunca rahmindeki çocuk hopladı. Kutsal Ruh'la dolan Elizabet yüksek sesle şöyle dedi: "Kadınlar arasında kutsanmış bulunuyorsun, rahminin ürünü de kutsanmıştır! Nasıl oldu da Rabbimin annesi yanıma geldi? Bak, selâmın kulaklarıma eriştiği an, çocuk rahmimde sevinçle hopladı. İman eden kadına ne mutlu! Çünkü Rabb'in ona söylediği sözler gerçekleşecektir." Meryem de şöyle dedi: "Canım Rabb'i yüceltir; Ruhum, Kurtarıcım Tanrı sayesinde sevinçle coşar. Çünkü O, sıradan biri olan kuluyla ilgilendi. İşte, bundan böyle bütün kuşaklar beni mutlu sayacak. Çünkü Güçlü Olan, benim için büyük işler yaptı. O'nun adı kutsaldır. Kuşaklar boyunca kendisinden korkanlara merhamet eder. Bileğiyle büyük işler yaptı; gururluları yüreklerindeki kuruntularla darmadağın etti. Hükümdarları tahtlarından indirdi, sıradan insanları yükseltti. Aç olanları iyiliklerle doyurdu, zenginleri ise elleri boş çevirdi. Atalarımıza söz verdiği gibi, İbrâhîm'e ve onun soyuna sonsuza dek merhamet etmeyi unutmayarak kulu İsrâil'in yardımına yetişti." Meryem, üç ay kadar Elizabet'in yanında kaldı, sonra kendi evine döndü. Elizabet'in doğurma vakti geldi ve bir oğul doğurdu. Komşularıyla akrabaları, Rabb'in ona ne büyük merhamet gösterdiğini duyunca, onun sevincine katıldılar. Sekizinci gün çocuğun sünnetine geldiler. Ona babası Zekeriya'nın adını vereceklerdi. Ama annesi, "Hayır, adı Yahyâ olacak" dedi. Ona, "Akrabaların arasında bu adı taşıyan kimse yok ki" dediler. Bunun üzerine babasına işaretle çocuğun adını ne koymak istediğini sordular. Zekeriya bir yazı levhası istedi ve "Adı Yahya'dır" diye yazdı. Herkes şaşakaldı. O anda Zekeriya'nın ağzı açıldı, dili çözüldü. Tanrı'yı överek konuşmaya başladı. Çevrede oturanların hepsi korkuya kapıldı. Bütün bu olaylar, Yahudiye'nin dağlık bölgesinin her yanında konuşulur oldu. Duyan herkes derin derin düşünüyor, "Acaba bu çocuk ne olacak?" diyordu. Çünkü Rabb onunla birlikteydi. Çocuğun babası Zekeriya, Kutsal Ruh'la dolarak şu peygamberlikte bulundu: "İsrâil'in Tanrısı Rabb'e övgüler olsun! Çünkü halkının yardımına gelip onları fidyeyle kurtardı. Eski çağlardan beri Kutsal peygamberlerinin ağzından bildirdiği gibi, kulu Davud'un soyundan bizim için güçlü bir kurtarıcı çıkardı. Düşmanlarımızdan, bizden nefret edenlerin hepsinin elinden kurtuluşumuzu sağladı. Böylece atalarımıza merhamet ederek Kutsal antlaşmasını anmış oldu. Nitekim bizi düşmanlarımızın elinden kurtaracağına ve ömrümüz boyunca Kendi önünde kutsallık ve doğruluk içinde, korkusuzca kendisine tapınmamızı sağlayacağına dair Atamız İbrâhîm'e ant içerek söz vermişti. Sen de, ey çocuk, Yüceler Yücesi'nin peygamberi diye anılacaksın. Rabb'in yollarını hazırlamak üzere önünden gidecek ve O'nun halkına, Günahlarının bağışlanmasıyla kurtulacaklarını bildireceksin. Çünkü Tanrı'mızın yüreği merhamet doludur. O'nun merhameti sayesinde, yücelerden doğan güneş, karanlıkta ve ölümün gölgesinde yaşayanlara ışık saçmak ve ayaklarımızı esenlik yoluna yöneltmek üzere yardımımıza gelecektir." Çocuk büyüyor, ruhsal yönden güçleniyordu. İsrâil halkına görüneceği güne dek ıssız yerlerde yaşadı. [44–4] (Luka, 1:5-80)

TARİHE GÖRE ZEKERİYÂ
Zekeriya’nın konumu: Hârûn'un (a.s) torunlarından biri olan Hazreti. Zekeriya’nın (aleyhisselam) konumunu anlayabilmek için İsrâîloğulları arasında yaygın olan rahiplik geleneği ile ilgili bilgiye sahip olmak gerekir.

Filistin'in fethinden sonra topraklar Ya’kûb (aleyhisselam)'ın zürriyetinden olan 12 kabile arasında miras olarak dağıtıldı. 13. kabile olan Levililere de dini hizmetler ve görevler emanet edildi. Levililer arasında da "en mukaddes şeyleri takdis etmek, Rabbin önünde buhur yakmak, ona hizmet eylemek ve ebediyyen onun ismiyle mübarek kılmak üzere" seçilen aile Hârûn (a.s)’ın oğulları idi. Diğer Levililerin mabede girmesine izin verilmiyordu. "Çünkü onların vazifesi Rab evinin hizmeti için avlularda, odalarda ve bütün mukaddes şeyleri temizlemekte Allah Evinin hizmet işinde Hârûn oğulları'nın yanında bulunmak... ve sebt günlerinde, aybaşlarında ve belli bayramlarda yapılan bütün takdimeleri Rabbe arzetmekti."

Hârûnoğulları 24 aileye bölünmüştü ve bu 24 aile sıra ile Rabbin evine hizmet ediyorlardı. Bu ailelerden biri Zekeriyyâ (a.s)’ın liderliğindeki Abiya ailesi idi. Bu nedenle ailesinin sırası geldiğinde mabede gidip buhur yapmak Zekeriyyâ (a.s)’ın göreviydi. [44-5] (Mevdûdî; Tefhimu'l-Kur’ân)

Şimdi de Meryem Valide ve İsa Peygamberle ilgili bilgilere bakalım.

Kur’ân'ın Meryem ve Îsâ peygamberin doğumu hakkında verdiği bilgiler :

(Meryem: 16–33.36.34) Kitap'ta Meryem'i de an! Hani o, ehlinden [ailesinden, yakınlarından] ayrılarak doğu tarafında bir yere çekilmişti. Sonra ehliyle kendisi arasına bir perde edinmişti de Biz ona ruhumuzu gönderdik. O [ruhu getiren Elçi] ona [Meryem'e] mükemmel bir beşeri örnek verdi. O, [Meryem] "Ben senden Rahmân'a sığınırım. Eğer sen takiyy [takva sahibi birisi/Takiyy] isen..." dedi. O, [Elçi, Zekeriyyâ peygamber] "Ben sadece, sana tertemiz bir delikanlı bağışlamam /bağışlamak için, Rabbinin Elçisiyim" dedi. O, [Meryem] "Benim nasıl delikanlım olabilir? Bana hiçbir beşer dokunmamıştır. Ben bir bağıyy [iffetsiz biri] de değilim" dedi. O, [Elçi] "Öyledir! Rabbin buyurdu ki: Bu, [babasız çocuk vermek] Bana pek kolaydır. Hem Biz onu nezdimizden insanlara bir mu’cize ve rahmet kılacağız." Ve o gerçekleştirilmiş bir iş oldu. Sonunda o [Meryem] ona [delikanlıya] gebe kaldı. Sonra da onunla uzak bir yere çekildi. Sonra doğum sancısı onu bir hurma dalına tutunup dayanmaya zorladı. "Keşke bundan önce ölseydim ve büsbütün unutulan biri olsaydım!" dedi. Sonra ona aşağısından/aşağısındaki kişi seslendi: "Sakın üzülme, Rabbin alt tarafında bir su arkı akıttı. Hurma dalını kendine doğru silkele, üzerine olgunlaşmış taze hurmalar düşsün. Sonra ye, iç, gözün aydın olsun. Sonra eğer beşerden birini görürsen ‘Ben Rahmân'a bir oruç adadım, onun için bugün hiçbir kimseyle konuşmayacağım' de!" Sonra O [Meryem] onu [çocuğunu] yüklenerek kavmine getirdi. Onlar [kavmi] dediler ki: "Ey Meryem! Doğrusu sen görülmemiş bir şey yaptın. Ey Hârûn'un kız kardeşi! Senin baban kötü bir kişi değildi, annen de bağiy [iffetsiz] bir kadın değildi." Bunun üzerine o, [Meryem] ona [çocuğa] işaret etti. Onlar: "Biz beşikte bir sabi olan kimseyle nasıl konuşuruz?" dediler. O [Beşikteki çocuk] dedi ki: "Şüphesiz ben Allah'ın kuluyum. O bana kitabı verdi ve beni bir peygamber kıldı. [yaptı] Beni, ben nerede olursam olayım mübarek kıldı. Hayatta bulunduğum müddetçe bana namazı/sosyal desteği ve zekâtı tavsiye etti. Ve beni, anneme iyi davranan bir kimse. (kıldı) Ve beni bir zorba, bir mutsuz kılmadı. Ve doğurulduğum gün, öleceğim gün ve diri olarak ba's olacağım gün selâm benim üzerimedir. Ve şüphesiz Allah benim Rabbimdir, sizin de Rabbinizdir. O hâlde ona ibadet edin, işte bu, dosdoğru yoldur." İşte bu, hakk söze göre, hakkında ihtilâf edip durdukları Meryem oğlu Îsâ'dır.

(Âl-i İmrân: 35–47) Bir zaman İmrân'ın karısı: "Rabbim! Kesinlikle ben karnımdakini tam hür olarak senin için adadım. Sen de benden kabul et, şüphesiz Sen en iyi işitensin, en çok bilensin!" demişti. Onu doğurunca da: "Rabbim, onu kız doğurdum; -hâlbuki Allah onun doğurduğu şeyi daha iyi bilir- erkek, kız gibi değildir. Ve ona Meryem adını verdim. Ve ben onu ve soyunu Şeytân-ı Racîmden Sana sığındırırım" dedi. Bunun üzerine Rabbi onu güzel bir kabul ile kabul etti. Ve onu güzel bir bitki olarak bitirdi. Ve ona Zekeriyyâ kefil oldu. Zekeriyyâ ne zaman onun üzerine, mihraba girse, onun yanında bir rızk bulurdu. O, [Zekeriyyâ] "Ey Meryem! Bu sana nereden?" dedi. O da: [Meryem] "O, Allah katındandır" dedi. Şüphesiz Allah, dilediğine hesapsız rızk verir.
(Âl-i İmrân: 42–47) Ve hani melekler: "Ey Meryem! Şüphesiz Allah seni seçti, seni tertemiz kıldı ve seni âlemlerin kadınlarına seçti. Ey Meryem! Rabbine gönülden kul ol, ona boyun eğ ve rükû edenlerle [rükû eden erkeklerle] beraber rükû et!" demişlerdi. İşte bu, gaybın önemli haberlerinden sana vahyet tiklerimizdir. Ve Meryem'e hangisi kefil olacağına kalemlerini atarlarken sen yanlarında değildin. Ve onlar tartışırlarken sen yanlarında değildin. Hani melekler demişti ki: "Ey Meryem! Şüphesiz Allah sana, dünyada ve âhirette itibarlı ve çok yakınlardan biri olarak adı, Meryem oğlu Îsâ Mesih olan kendisinden bir kelimeyi müjdeliyor." Ve beşikte, yetişkin çağında insanlarla konuşacak ve o Sâlihlerdendir. [Meryem] "Rabbim! Bana bir beşer dokunmamışken benim için çocuk nasıl olur?" dedi. [Allah] "Öyledir! Allah dilediği şeyi yaratır; O, bir işe karar verdiği zaman onun için ‘OL!' der, o da hemen oluverir" dedi.
(Tahrim: 12) Ve Allah, ırzını bir kale gibi koruyan İmrân kızı Meryem'i de örnek verdi. Biz onun içine ruhumuzdan üfledik. O da Rabbinin kelimelerini ve kitaplarını tasdikledi ve içten bağlananlardan oldu.

(Enbiyâ: 91) Ve o, ırzını titizle koruyan kadın. Ona ruhumuzdan üfledik de onu ve oğlunu âlemler için bir mu’cize yaptık.

(Nîsâ: 171) Ey Ehl-i Kitap! Dininizde aşırılığa gitmeyin. Ve Allah hakkında gerçek dışı bir şey söylemeyin. Meryem oğlu Îsâ Mesih, Allah'ın Elçisi ve kelimesidir. Ki Meryem'e ilka ettiği/ulaştırdığı kelimesi ve kendisinden bir ruhtur. Artık Allah'a ve Elçilerine inanın. "Üçtür" demeyin. Son verin, sizin için daha iyi olur. Allah Vahid'dir, tek ve biricik ilâhtır. Kendisi için bir çocuk olmasından arınmıştır O. Yalnız O'nundur göklerdekiler ve yerdekiler. Vekîl olarak Allah yeter.

Bu ayetler ışığında değerlendirmelerimizi gözden geçirmek gerekir.
Yeter ki Kur'an'ın metnine sadık kalalım. Meryem valide ile ilgili kullanılan zamirlere erkeklik dişilik yönünden de dikkat edelim.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
dost1 Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 4 Kisi:
Barış (3. June 2010), hiiic (2. June 2010), kamer (4. June 2010), Miralay (3. June 2010)
Alt 3. June 2010, 05:33 PM   #12
Ali Rıza Borazan
Uzman Üye
 
Ali Rıza Borazan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Feb 2009
Mesajlar: 399
Tesekkür: 59
244 Mesajina 485 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17
Ali Rıza Borazan will become famous soon enoughAli Rıza Borazan will become famous soon enough
Standart

Selamun Aleykum! Değerli Ali Rıza Borazan Kardeşim!
Alıntı:
Ali Rıza Borazan Nickli Üyeden Alıntı
selamün aleyküm Dost Kardeşim Meryem bitki değil yetişme şekli bitki gibi yani iblisin mucura kaptırması yok o anlamda. yoksa bitkilerin yaratılışı ile insanların yaratılışı arasında dağlar kadar fark vardır. Zekeriya meryemden sorumludur. karısı dışında allah kimseyi kimseden sorumlu tutmaz bunlar kavranmazsa ayetler çözülemez.
Yazılarınızda Zekeriya peygamberi Meryem Validenin eşi, İsa Peygamberin babası olarak belirtiyorsunuz. Bu saptamanıza göre İsa peygamber ile Yahya Peygamber de kardeş oluyorlar.

İsterseniz Öncelikle Zekeriya Peygamber ile ilgili bilgilere bakalım.

KUR’ÂN'DA ZEKERİYA (Aleyhisselam)

(Meryem: 3–15) Bir zamanlar o, Rabbine gizli olarak seslenmişti. Dedi ki: "Rabbim! Şüphesiz benim kemiğim zayıflayıp gevşedi ve başım ağarmış saçıyla alev gibi tutuştu. Sana dua etmekle de Rabbim, bedbaht olmadım. Ve gerçekten ben, arkamdan mevalimden [yakınlarımdan,

amcaoğullarımdan] endişedeyim. Karım da kısırdır. Onun için katından bana, bana da mirasçı olacak, Ya’kûb ailesine de miras olacak bir velî [yakın, yardımcı] bağışla. Rabbim, onu sen rızanı kazanan biri kıl!" "Ey Zekeriyyâ! Şüphesiz Biz sana ismi Yahyâ bir delikanlıyı müjdeliyoruz. Bundan önce ona hiçbir adaş kılmadık. O, [Zekeriyyâ] "Rabbim! Karım kısır, ben de son derece kocamışken benim nasıl bir delikanlım olabilir?" dedi.

O [Allah] dedi ki: "Öyledir! Rabbin buyurdu ki, o bana kolaydır. Bundan önce de Ben seni, sen hiçbir şey değilken yarattım." O, [Zekeriyyâ] "Rabbim! Bana bir Âyet [alâmet] ver." dedi.

O [Allah] "Senin alâmetin, sapasağlam olduğun hâlde, üç gece insanlarla konuşmamandır." buyurdu. O, [Zekeriyyâ] bunun üzerine mihraptan kavminin /halkının karşısına çıkıp onlara, sabah akşam [daima, her zaman] tespih etmelerini vahyetti. [işaret etti] "Ey Yahyâ! Kitap'ı kuvvetle al!" O henüz sabi [çocuk] iken ona yasa, tarafımızdan sevecenlik ve temizlik verdik ve o çok takvalı davranan biriydi. Ve anne babasına çok iyi davranandı. Ve o bir zorba ve bir isyankâr olmadı. Ve doğurulduğu gün ve öleceği gün ve yeniden diri olarak kaldırılacağı gün ona selâm olsun!


(Enbiyâ: 89–90) Ve Zekeriyyâ hani Rabbine seslenmişti: "Rabbim! Beni tek başıma bırakma, sen vârislerin en hayırlısısın." Biz de onun için icabet ettik de kendisine Yahyâ'yı ihsan ettik. Ve onun için eşini düzelttik. [doğum yapmaya elverişli hâle getirdik] Şüphesiz onlar hayırlarda yarışıyorlar, umarak ve korkarak Bize yalvarıyorlardı. Ve Bize karşı derin saygı duyuyorlardı.

Âl-i (İmrân: 38–41) Orada Zekeriyyâ, Rabbine yakardı: "Rabbim! Bana katından temiz bir nesil ver. Şüphesiz Sen, duayı en iyi işitensin." dedi. O [Zekeriyyâ] mihrapta dikilip namaz kılarken/sosyal destek sağlarken melekler ona seslendiler: "Şüphesiz Allah sana, Allah'tan bir kelimeyi doğrulayıcı, efendi, nefsine hâkim ve Sâlihlerden bir peygamber olarak Yahya'yı müjdeliyor."

O, [Zekeriyyâ] "Rabbim! Bana ihtiyarlık gelip çatmışken, karım da kısırken benim için bir delikanlı nasıl olabilir?" dedi. O [Allah]: "Öyledir, Allah dilediğini yapar" dedi. O, [Zekeriyyâ] "Rabbim! Benim için bir Âyet [alâmet] kıl." dedi. O, [Allah] "Senin Âyetin [alâmetin], işaretle hariç, insanlara üç gün, konuşmamandır. Ve Rabbini çok an, sabah akşam [daima] tesbih et!" dedi.
DOST1 KARDEŞİM!
İncil’den Aktardıklarını buraya almıyorum kurana göre o bir belge olamaz. Tahrip edilmiştir.

Kuranda anlatılan kıssalar genelde, anlamaya çalışılırken genelde Yahudi ve Hıristiyan anlayışlarının etkisinde kalınmıştır.

19/4- Demişti ki: "Rabbim, şüphesiz benim kemiklerim gevşedi ve baş, yaşlılık aleviyle tutuştu; ben Sana dua etmekle mutsuz olmadım."
19/5- "Doğrusu ben, arkamdan gelecek yakınlarım adına korkuya kapıldım, benim karım da bir kısır (kadın)dır. Artık bana Kendi Katından bir yardımcı armağan et."
Önce bu ayetlerde ne anlatılmak istendiğini beraber düşünelim. Zekeriya peygamberin temel korkusu kendisinden sonra kendi dinini temsil edecek birinin olmaması onu hayıflandırmaktadır. Karısı da Zekeriya peygamberin anladığı ve anlattığı dini kabul etmeyenlerdendir. Bilindiği gibi beşinci ayette bu tereddütlerini Allaha yakarıyor. Kendisinden sonra gelecek olan neslin uyarıcıları olmadan vahyin dışında dünya hayatlarını sürdürerek asıl onların dünya yaşamındaki gayelerini hatırlatacak uyaracak birinin gelmemesi endişesi var. İşte endişesini şu ayet nasıl dile getiriyor.
19/6- "Bana mirasçı olsun. Yakup oğullarına da mirasçı olsun. Rabbim, onu (kendisinden) razı olunan(lardan) kıl."
İşte buradaki miras, Mal mirası değil peygamberlik mirasıdır. Taşıdığı endişe budur.
19/7- (Allah buyurdu "Ey Zekeriya, şüphesiz Biz seni, adı Yahya olan bir çocukla müjdelemekteyiz; Biz bundan önce ona hiçbir adaş kılmamışız."
Yahya peygamber Zekeriya peygamberin oğludur. İşte Kısır diye bahsettiği bildiğimiz çocuk doğurmaz anlamındaki kısırlık değil, Annesinin vahye karşı duyarsızlığından söz edilen kısırlıktır.
19/- Dedi ki: "Rabbim, karım kısır (bir kadın) iken, benim nasıl oğlum olabilir? Ben de yaşlılığın son basamağındayım
Toplumun tamamen duyarsız olduğu tamamen anlattığı dinden toplumların kaçtığı alay edildiği bir ortamdan bu hak dinin temsilcisi olmayacağı endişesi taşırken Allah böyle bir müjde vermektedir Zekeriya peygamber.
19/9- (Ona gelen melek "İşte böyle" dedi. "Rabbin dedi ki: Bu Benim için kolaydır, daha önce sen hiçbir şey değil iken, seni yaratmıştım."
Sen daha önce peygamber değildin sana ilim ve hikmet vererek seni nasıl peygamber yaptıysak seni yoktan yarattıysak Allah her şeye gücü yetiyor demektir biz olacak dediysek biliyoruz ve işitiyoruzolacaktır.
19/10- Dedi ki: "Rabbim, bana bir alamet (ayet) ver." Dedi ki: "Senin alametin, sapasağlam iken, üç tam gece insanlarla konuşmamandır."
Burada üç tam gece insanlarla konuşmaması, toplumların tamamen Zekeriya peygambere karşı düşmanlığın artması onlarla Zekeriya peygamber arasında bir perde çekilerek, iletişimin kesilmesi anlamındadır. Bunlar her peygamberde olan bir haslettir. Bu Allahın bir sünnetidir.
19/11- Böylelikle (Zekeriya) mescidten kavminin karşısına çıkıp onlara (şu anlamları) işaret etti: "Sabah akşam tespih edin."
Toplumla diyalogu tamamen kopmuş olan Zekeriya peygamberin sadece insanların onun lisanı haliyle konuştuğunu seyretmektedirler. Uyarılar fayda vermemiş ve çocuk doğup bu zaman zarfında hazreti Zekeriya peygamberin söylediklerini kabullenen bir tek oğlu olan yayadan söz etmektedir.
19/12- (Çocuğun doğup büyümesinden sonra ona dedik ki "Ey Yahya, Kitabı kuvvetle tut." Daha çocuk iken ona hikmet verdik.
İşte üö gün ifadesiyle zamanı kısaltarak mecazi bir anlatım sanatı ile anlatarak oğlu büyüyerek vahiylere karşı duyarlılığını belirtmek için
Ayette bahsedilen vurgu yapılmaktadır. Bakınız Yahya bu anda nebi değil fakat nebilerin getirdiklerini sahiplenen birisidir. Devam edelim konuya.
19/13- Katımız'dan ona bir sevgi duyarlılığı ve temizlik (de verdik). O, çok takva sahibi biriydi.
19/14- Ana ve babasına itaatkardı ve isyan eden bir zorba değildi.
19/15- Ona selam olsun; doğduğu gün, öleceği gün ve diri olarak yeniden-kaldırılacağı gün de. Bakınız Yahya o anda bir peygamber değil peygamber olsa kitap verdik ifadesi kullanırdı. Bakınız arkasından hemen meryemin kıssasını anlatmaya başlamaktadır.
19/16- Kitap'ta Meryem'i de zikret. Hani o, ailesinden kopup doğu tarafında bir yere çekilmişti.
17- Sonra onlardan yana (kendini gizleyen) bir perde çekmişti. Böylece ona ruhumuz (Cibril'i) göndermiştik, o da, düzgün bir beşer kılığında görünmüştü.
18- Demişti ki: "Gerçekten ben, senden Rahman (olan Allah)a sığınırım. Eğer takva sahibiysen (bana yaklaşma)."
19- Demişti ki: "Ben, yalnızca Rabbinden (gelen) bir elçiyim; sana tertemiz bir erkek çocuk armağan etmek için (buradayım)."
20- O: "Benim nasıl bir erkek çocuğum olabilir? Bana hiçbir beşer dokunmamışken ve ben azgın utanmaz (bir kadın) değilken" dedi.
21- "İşte böyle" dedi. "Rabbin, dedi ki: -Bu Benim için kolaydır. Onu insanlara bir ayet ve Bizden bir rahmet kılmak için (bu çocuk olacaktır)." Ve iş de olup bitmişti.
22- Böylelikle ona gebe kaldı, sonra onunla ıssız bir yere çekildi.
23- Derken doğum sancısı onu bir hurma dalına sürükledi. Dedi ki: "Keşke bundan önce ölseydim de, hafızalardan silinip unutuluverseydim."
24- Altından (bir ses) ona seslendi: "Hüzne kapılma, Rabbin senin alt (yan)ında bir ark kılmıştır."
25- Hurma dalını kendine doğru salla, üzerine henüz oluşmuş-taze hurma dökülüversin."
26- Artık, ye, iç, gözün aydın olsun. Eğer herhangi bir beşer görecek olursan, de ki: "Ben Rahman (olan Allah)' a oruç adadım, bugün hiç kimseyle konuşmayacağım."
Meryem Allah tarafından öğülmüş ve taktire şayan bir duruşu ile kuranda anlatılmaktadır.
Bakınız ali İmran suresinde bu mesele nasıl açıklanmaktadır.
35- Hani İmran'ın karısı: "Rabbim, karnımda olanı, 'her türlü bağımlılıktan özgürlüğe kavuşturulmuş olarak' Sana adadım, benden kabul et. Şüphesiz işiten bilen Sensin Sen" demişti.
36- Fakat onu doğurduğunda -Allah onun ne doğurduğunu daha iyi bilirken- dedi ki: "Rabbim, doğrusu bir kız (çocuğu) doğurdum. Erkek ise, kız gibi değildir. Ona Meryem adını koydum. Ben onu ve soyunu o taşa tutulmuş (kovulmuş) şeytandan Sana sığındırırım."
37- Bunun üzerine Rabbi onu güzel bir kabulle kabul etti ve onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi. Zekeriya'yı ondan sorumlu kıldı. Zekeriya her ne zaman mihraba girdiyse, yanında bir yiyecek buldu: "Meryem, bu sana nereden geldi?" deyince, "Bu, Allah Katındandır. Şüphesiz Allah, dilediğine hesapsız rızık verendir" dedi.
38- Orada Zekeriya Rabbine dua etti: "Rabbim, bana Katından tertemiz bir soy armağan et. Doğrusu Sen, duaları işitensin" dedi
İşte böyle temiz bir kadından tertemiz erkek çocık ancak olabilirdi.
3/44- Bunlar, gayb haberlerindendir; bunları sana vahyediyoruz. Onlardan hangisi Meryem'i sorumluluğuna alacak diye kalemleriyle kur'a atarlarken sen yanlarında değildin; çekişirlerken de yanlarında değildin.
Bakınız bu ayette Meryem’i sorumluluğa alan birinin Zekeriya peygamber olduğunu anlatmaktadır.” Bunun üzerine Rabbi onu güzel bir kabulle kabul etti ve onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi. Zekeriya'yı ondan sorumlu kıldı”
Sorumluluk almak anlamını kocanın karısı için kullanmaktadır.
4/ 34- Allah'ın, bazısını bazısına üstün kılması ve onların kendi mallarından harcaması nedeniyle erkekler, kadınlar üzerinde 'sorumlu gözeticidir.' Saliha kadınlar, gönülden (Allah’a), itaat edenler, Allah nasıl koruduysa görünmeyeni koruyanlardır. Nüşuzundan korktuğunuz kadınlara (önce) öğüt verin, (sonra onları) yataklarda yalnız bırakın, (bu da yetmezse hafifçe) vurun. Size itaat ederlerse aleyhlerinde bir yol aramayın. Doğrusu Allah Yücedir, büyüktür.
İşte kuranda düzeltilmiş bir beşer kılığında olan görünen Ruh Zekeriya peygamber değil de kim olabilir.
19/ 17- Sonra onlardan yana (kendini gizleyen) bir perde çekmişti. Böylece ona ruhumuz (Cibril'i) göndermiştik, o da, düzgün bir beşer kılığında görünmüştü. Hıristiyanların o ruha Allah İslam toplumlarının bu güne kadar çocuğun babasız olduğunu anlatmak için söyledikleri ruh kelimesini Cebrail diye söylemektedirler. Oradaki ruh kelimesi ne Allah ne de Cebrail’i kastetmektedir. Oradaki düzeltilmiş ruh peygamberler için kullanılan bir kelimedir o düzeltilmiş ruh Zekeriya peygamberdir.
19/ 19- Demişti ki: "Ben, yalnızca Rabbinden (gelen) bir elçiyim; sana tertemiz bir erkek çocuk armağan etmek için (buradayım)."
20- O: "Benim nasıl bir erkek çocuğum olabilir? Bana hiçbir beşer dokunmamışken ve ben azgın utanmaz (bir kadın) değilken" dedi.
21- "İşte böyle" dedi. "Rabbin, dedi ki: -Bu Benim için kolaydır. Onu insanlara bir ayet ve Bizden bir rahmet kılmak için (bu çocuk olacaktır)." Ve iş de olup bitmişti.
22- Böylelikle ona gebe kaldı, sonra onunla ıssız bir yere çekildi.
Ondokuzuncu ayette Meryem’e gelen elçi düzeltilmiş bir beşer olan bir peygamberdir. Peygamberlere ancak gelecek hakkında gayıp haberi bildirilir. İsa gibi bir peygamber geleceğini Meryem’e bildiren ne sıradan bir insan olabilir ne de Cebrail olabilir. Cebrail İslam toplumlarında peygamberlere vahiy getiren elçi olarak bilinir. Meryem’e gelen elçi Cebrail ise bu hem kuran anlayışına hem de İslam toplumlarındaki Cebrail anlayışına ters düşerdi. O zaman tek bir seçenek kalıyor Meryem’e gelen insanlara insanlardan olan peygamber olan bir elçidir.
Bu anlattıklarıma itiraz konusu olan bazı şıkları saymaya çalışayım
1- 3/ 59- Şüphesiz, Allah Katında İsa'nın durumu, Âdem’in durumu gibidir. Onu topraktan yarattı, sonra ona "ol" demesiyle o da hemen oluverdi.
Bu ayeti İsa peygamberin babasız yaratılışına örnek olarak kullanmaktadırlar.
Ama İsa peygamber babasız anası ise vardır. Âdem kelimesi de anladıkları gibi ise âdem hem anasız hem de babasızdır. Ayette eğer âdemi anasız babasız anlamında anlıyorlarsa ve bunu İsa’nın yaratılışıyla kıyaslıyorlarsa bu nasıl kıyaslama ki birisi sadece babasız diğeri hem anasız hem de babasızdır. Bu kıyaslama yanlıştır.
2- 3/37- Bunun üzerine Rabbi onu güzel bir kabulle kabul etti ve onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi. Zekeriya'yı ondan sorumlu kıldı. Zekeriya her ne zaman mihraba girdiyse, yanında bir yiyecek buldu: "Meryem, bu sana nereden geldi?" deyince, "Bu, Allah Katındandır. Şüphesiz Allah, dilediğine hesapsız rızık verendir" dedi.
Bu ayetten de Meryem’in bitki özelliğini taşıdığı anlayışı çıkaranlar var. Bu anlayış da tamamen benzetilirken bitkinin bir melek olması verilen görev seyri dışına çıkmaması anlamında bitki gibi yetiştirdik ifadesini kullanmaktadır.
3- 19/20- O: "Benim nasıl bir erkek çocuğum olabilir? Bana hiçbir beşer dokunmamışken ve ben azgın utanmaz (bir kadın) değilken" dedi.
Bu ayette bir beşer dokunmadı ifadesini kullanan Meryem değil Meryem adına Allah bu ifadeyi kullanıyor. O zamana kadar Meryem evlenmedi evet fahişe de değildi. Ama Allah zekeri yayı gönderdi evlenmek için Meryem’e evlilik teklif etti. Allah için kolay olan bir İsa’nın oluşması için ayetlerin hazırlığının ilk aşaması yerine getirildi.
19/21- "İşte böyle" dedi. "Rabbin, dedi ki: -Bu Benim için kolaydır. Onu insanlara bir ayet ve Bizden bir rahmet kılmak için (bu çocuk olacaktır)." Ve iş de olup bitmişti.
Kolay nasıl Allaha göre kolay bakınız anlatıyor.
23/13- Sonra onu bir su damlası olarak, savunması sağlam bir karar yerine yerleştirdik.
23/14- Sonra o su damlasını bir alak (embriyo) olarak yarattık; ardından o alak'ı (hücre topluluğu) bir çiğnem et parçası olarak yarattık; daha sonra o çiğnem et parçasını kemik olarak yarattık; böylece kemiklere de et giydirdik; sonra bir başka yaratışla onu inşa ettik. Yaratıcıların en güzeli olan Allah, ne Yücedir.
İşte Allah böyşe yaratıyor insanları böyle yaratış bir ayettir Allahın yaratış biçiminde kesinlikle bir değiştirme yoktur.
30/30- Öyleyse sen yüzünü Allah'ı birleyen (bir hanif) olarak dine, Allah'ın o fıtratına çevir; ki insanları bunun üzerine yaratmıştır. Allah'ın yaratışı için hiçbir değiştirme yoktur. İşte dimdik ayakta duran din (budur). Ancak insanların çoğu bilmezler.
İşte Allah İsa peygamberin yaratılışına kadar bir anne bir babadan yaratıyor İsa peygambere gelince yaratış seyrini değiştirip babasız yaratıyor bu anlayış Allah’ın sünnetine terstir.
17/(Bu,) Senden önce gönderdiğimiz resullerimizin sünnetidir. Sünnetimizde bir değişiklik bulamazsın.
Daha çok sayıda değişik deliller getirilebilir ama okuyucular bunları kavramakta güçlük çeker diye endişe ediyorum.
Ali Rıza Borazan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Ali Rıza Borazan Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
Miralay (4. June 2010)
Alt 4. June 2010, 08:11 AM   #13
Miralay
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: May 2010
Mesajlar: 568
Tesekkür: 4.080
276 Mesajina 635 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
Miralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud of
Standart

Selamünaleyküm,

Üstadım, Zekeriya aleyhisselam'ın karısı konusunda Karısı da Zekeriya peygamberin anladığı ve anlattığı dini kabul etmeyenlerdendir. demişsiniz.
------------------------------------------------------------------------------
(Meryem: 3–15) Bir zamanlar o, Rabbine gizli olarak seslenmişti. Dedi ki: "Rabbim! Şüphesiz benim kemiğim zayıflayıp gevşedi ve başım ağarmış saçıyla alev gibi tutuştu. Sana dua etmekle de Rabbim, bedbaht olmadım. Ve gerçekten ben, arkamdan mevalimden [yakınlarımdan,

amcaoğullarımdan] endişedeyim. Karım da kısırdır. Onun için katından bana, bana da mirasçı olacak, Ya’kûb ailesine de miras olacak bir velî [yakın, yardımcı] bağışla. Rabbim, onu sen rızanı kazanan biri kıl!" "Ey Zekeriyyâ! Şüphesiz Biz sana ismi Yahyâ bir delikanlıyı müjdeliyoruz. Bundan önce ona hiçbir adaş kılmadık. O, [Zekeriyyâ] "Rabbim! Karım kısır, ben de son derece kocamışken benim nasıl bir delikanlım olabilir?" dedi.

O [Allah] dedi ki: "Öyledir! Rabbin buyurdu ki, o bana kolaydır. Bundan önce de Ben seni, sen hiçbir şey değilken yarattım.

19/- Dedi ki: "Rabbim, karım kısır (bir kadın) iken, benim nasıl oğlum olabilir? Ben de yaşlılığın son basamağındayım

(Enbiyâ: 89–90) Ve Zekeriyyâ hani Rabbine seslenmişti: "Rabbim! Beni tek başıma bırakma, sen vârislerin en hayırlısısın." Biz de onun için icabet ettik de kendisine Yahyâ'yı ihsan ettik. Ve onun için eşini düzelttik. [doğum yapmaya elverişli hâle getirdik] Şüphesiz onlar hayırlarda yarışıyorlar, umarak ve korkarak Bize yalvarıyorlardı. Ve Bize karşı derin saygı duyuyorlardı.
----------------------------------------------------------------------------------

Ben bu örnek verdiğiniz ayetlerden apaçık,ayan beyan "biyolojik anlamda" kısırlık olarak anladım. Mecazi bir anlam bulamadım.

Zaten; "Ve onun için eşini düzelttik. [doğum yapmaya elverişli hâle getirdik]" dedikten hemen sonra, ayette Şüphesiz onlar hayırlarda yarışıyorlar, umarak ve korkarak Bize yalvarıyorlardı. Ve Bize karşı derin saygı duyuyorlardı. ibaresinin geçmesinden Zekeriya aleyhisselam'ın karısının dine duyarsız bir kadın olduğunu değil; tam aksine, "hayırlarda yarışan, umarak ve korkarak Allah'a yalvaran; ve derin saygı duyan" bir kadın olduğunu anladım.

Yanlış anlamışsam, acizane şahsımı düzeltmenizi saygıyla rica ederim.

Konu Miralay tarafından (4. June 2010 Saat 09:32 AM ) değiştirilmiştir.
Miralay isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Miralay Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 3 Kisi:
Barış (4. June 2010), hiiic (5. June 2010), kamer (4. June 2010)
Alt 4. June 2010, 09:30 AM   #14
Ali Rıza Borazan
Uzman Üye
 
Ali Rıza Borazan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Feb 2009
Mesajlar: 399
Tesekkür: 59
244 Mesajina 485 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17
Ali Rıza Borazan will become famous soon enoughAli Rıza Borazan will become famous soon enough
Standart

Zekeriyanın kurandaki anlattığına göre iki tane karısı var. brisi yayanın annesi olan karısı diğeri de isanın annesi olan karısıdır. yahya ile isa üvey kardeştir. ve aynı zamanda harun ile musa peygamber gibi yahya isayı destekleyen ve onun arkasında olan ve onun söylediklerine itaat edendir. Yayanın annesi de daha önce kısır ifadesini kullanırken hazreti ibrahimin karısı gibi zekerriya peygamberin anlattıklarına sıcak bakmayanlardan dır. daha sonra imana karşı meyil etmeye başladı ki yahya gibi vahye duyarlı bir çocuğun yetişmesinde rol aldı. Ama Zekeriya peygamberin asıl isa gibi bir peygamberin yetişmesinde baş aktörlğü oynayan annesidir. büyük bir ihtimal zekeriya peygamber evlendikten sonra zekeriya peygamber ölüyor. ve meryem çocuğu yetim olarak büyütüyor zaten isanın olurken babasız değil hayatın sıkıntılarını yaşarken babasız anlamda söylenmiş bir kalıntı daha isabetli olur kanaatindeyim.
Ali Rıza Borazan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Ali Rıza Borazan Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
Miralay (4. June 2010)
Alt 4. June 2010, 05:48 PM   #15
kamer
Super Moderator
 
kamer - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 283
Tesekkür: 457
131 Mesajina 293 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
kamer is on a distinguished road
Standart

Alıntı:
Ali Rıza Borazan Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Zekeriyanın kurandaki anlattığına göre iki tane karısı var.
Selam,

Yukaridaki alıntıladığım cümleyi yazdıracak verileri bizimle paylaşabilirmisiniz. Hangi verilere (AYETLERE) dayanarak iki karısı var diyorsunuz?
__________________
And olsun Biz Kur`an`ı düşünme/öğüt için kolaylaştırdık/hazırladık. O hâlde var mı ibret alıp düşünen? Kamer/17-22-32-40
kamer isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
kamer Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
Barış (4. June 2010)
Alt 4. June 2010, 08:39 PM   #16
myro
Katılımcı Üye
 
Üyelik tarihi: May 2010
Mesajlar: 34
Tesekkür: 1
14 Mesajina 15 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 0
myro has much to be proud ofmyro has much to be proud ofmyro has much to be proud ofmyro has much to be proud ofmyro has much to be proud ofmyro has much to be proud ofmyro has much to be proud ofmyro has much to be proud of
Standart Ali Rıza Borazan Bey' Cevaptır

Bir kere vermiş olduğunu ayet meallerinden Hz.İsa'nı babsız yaratıldığı manası çıkıyor. Siz nasıl çıkaramıyrosunuz o anlaşılması gayet zor bir şey. Peşinden söylemiş olduğunuz
"Burada Ey Harun'un kız kardeşi, Derken Harun Musa peygamberin kardeşidir arada bin iki yüz yıllık bir fark var. Kuran aynı aileden aynı din kardeşliğinden söz etmektedir. "

Sözü de tamamen dayanakszıdır. Kendi kurduğunuz mantıkla çelişmemk adıan u savı ortaya koyduğunuz düşünüyorum. Çünkü ayetlerde açık ifade ile Hz. Musa ile Hz. Harunun kardeş oldukları yazar.

Ayet mellaerine bakalım;

Araf 142 : Musa ile otuz gece münacatta bulunmayı sözleşmiştik de bu vadeyi, on gece daha katarak tamamlamıştık böylece Rabbinin tayin ettiği müddet, kırk geceyi bulmuştu ve Musa, kardeşi Harun'a, kavmimin içinde benim yerime geç, onları düzene koy ve bozguncuların yoluna uyma demişti. "
Musa kardeşine aradaki 1200 yıllık mesafeden nasıl yerime geç diyor?

Yunus 75 : Onlardan sonra da Musa ve Harun'u, delillerimizle Firavun'a ve ona uyan ileri gelenlere gönderdik, fakat ona uymayı kibirlerine yediremediler ve zaten de mücrim bir topluluktu onlar.

"Musa ve Harun 1200 yıl arayla nasıl Firavuna gönderiliyor. Firavunlar Mısırda 1200 yıl hüküm mü sürmüş?"


Ta-Ha 70 : Sonunda büyücüler secde ederek yere kapandılar ve inandık dediler, Harun'la Musa'nın Rabbine.

"Bu olay Musa aleyhisselam zamanında olduğuna göre(hikayenin öncesinden bu açık anlaşılır); büyücüler Hz. Harun'u nerden biliyorlar?"

Kuran'ın zahiri manası kuvvetlidir. Sürekli tevil, teşbihle uğraşmak insanı böyle garip noktalara götürür.
myro isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 5. June 2010, 01:11 AM   #17
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.015
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Değerli Ali Rıza Kardeşim!
Yazınız o kadar karışık ki okumakta zorlandım. Kur'an ayetlerinde metne sadık kalmıyorsunuz."Biz ona ruhumuzu gönderdik. O [ruhu getiren Elçi] ona [Meryem'e] mükemmel bir beşeri örnek verdi." ayetini farklı mealle belirtiyorsunuz. Daha önceki yazımda oradaki sözcükleri tek tek açıklamıştım. Bütün halinde görülsün diye ilgili ayetleri astım ve yeterki metne sadık kalınsın dedim.Yazılarınızdan Resul,Nebi,peygamber kavramlarına Kur'an'da olmayan farklı anlam yüklüyorsunuz.

Allah hepimize de basiret nasip eylesin ilmimizi artırsın. Zekeriya Peygamber Yahya peygamberin babasıdır. İsa peygamberin babası değildir. Meryem validenin de kocası değildir. hepsine de selam olsun.



Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
dost1 Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
hiiic (5. June 2010), Miralay (5. June 2010)
Alt 5. June 2010, 01:30 AM   #18
hiiic
Uzman Üye
 
hiiic - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2010
Mesajlar: 1.979
Tesekkür: 1.908
1.298 Mesajina 2.732 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 26
hiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud of
Standart

Kim kimin babası kim kimin kardeşi bu konu behlülü bihteri aşar.
Dizi izlerken okunan bir kuran çalışması gibi geliyor bana.

Ayrıca bir bektaşi fıkrası geldi ki aklıma onu anlatmasam daha iyi....

Hz İsa'nın babası Allah değildir bir tek onu bilirim. Ama babasız çocuk olur mu? olmaz diye bir şey yok bu Allaha göre çok kolay. Değil babasız, dedesiz bile insan yaratabilir Örn; Adem peygamber.
Eğer Yahve mi yehova mı ne, o Hz isanın babası olsaydı, adem peygamberin de dedesi olması gerekirdi. Her babasıza dedesize ana baba bulmak bizim harcımız değil. Keşke bu konuyu zekeriya peygambere sorma şansımız olsaydı. Ama iftira diyeceğinden sanki ruhu sağ kulağıma üflemiş gibi eminim. Ruhu şad olsun.
hiiic isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
hiiic Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
Miralay (5. June 2010)
Alt 5. June 2010, 05:19 AM   #19
Ali Rıza Borazan
Uzman Üye
 
Ali Rıza Borazan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Feb 2009
Mesajlar: 399
Tesekkür: 59
244 Mesajina 485 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17
Ali Rıza Borazan will become famous soon enoughAli Rıza Borazan will become famous soon enough
Standart

İste Kuranı Anlamak dağda bulunan madenler içerisinden onu derleyip toplayıp insanların önüne insanların bilmediği ulaşamadığı bilgi sayar , uçak, araba icat etmek kadar zordur.
1-Kamer kardeşe cevap; Hazreti isa peygamberin babası zekeriya peygamberdir makaleme tekrar bakarsanız oradan bulabilirsiniz.
2-Myro Kardeşe cevap- Ben Musanın kardeşi harun değildir demedim Orada Ey harunun kızkardeşi ifadesini kullanırken meryem bizim anladığımız harunun kız kardeşi değil dedim bütün peygamberler kuranda aynı aileden dedim bu anlamda harunun kız kardeşi diyor dedim. eğer bu gerçek anlamda söylenmiş olsaydı harun ile meryem arasında bin ikiyüz sene zaman farkı var dedim. bu gerçek anlamda değil mecazi anlamda anlatılmıştır.
3-Dost1- Kardeşim: Ruhumuzu gönderdik Oda düzgün bir beşer kılığında görünmüştü ifadesinde, "Ruh" Kelimesinin ne anlama geldiği alaşılmazsa bu konu çözülemez. bu ayette asıl rolü oynayan bu ruh kelimesidir.
1- Ruh Allah mıdır? desek hayır Allah değildir deriz.
2- Ruh Cebrail midir desek, hayır cebrail peygamberlere vahiy getiri dersiniz. o da değil.
3- Ruh Meryeme gelen bir elçidir. acaba bu ruh nasıl bir elçi olur ki meryeme çocuk armağan edebilir. Eğer çocuk armağan edebilmesi için aynı cinsten olması lazım kuranın diğer yerlerinde çocuğun nasıl oluşabileceğini anlatıyor. bunları biz kavrayamazsak. nasıl bu problemleri çözebileceğiz. "Ol" Dedik oluverdi. Nasıl oluverdiğini sen bu güne kadar çocuk oluşumunu bilemezsen bu ayet çözülebilir mi? Evet Allah istediğini istediği gibi yaratır. Allahın bir sünnet koyarak yaratışını anlayamazsak anlayamayız. nebi kavramı vahye muhatap olan allahın direk olarak peygamberlere vahyetmesidir. bunu peygamber olarak biliriz. ama resul kavramı peygamberlerden, insanlardan, ve meleklerden olur bunlar kuranda farklı yerlerde farklı anlamlarda kullanılmıştır.
4- Hiiiç Kardeşim, Evet kurandaki müteşabih olan ayetler,"Kim kimin babası kim kimin kardeşi bu konu behlülü bihteri aşar." evet Aşar. Çünkü kuranı kurandan anlayabilmek için her türlü anlayışların bağımlılığından kurtularak kurana besmele ile yaklaşmalıyız. Allah ilk yaratmayı da bilir son yaratmayı da bilir dünya hayatında uyguladığı bir sünnetulllah çerçevesinde de yaratmayı bilir bunların yaratılş biçimini bir birleriyle karştırmaz. biz anlayamadığımız için bunları ayırdedemiyoruz. hepinize sevgi ve selamlarımı sunuyorum.
Ali Rıza Borazan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Ali Rıza Borazan Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
Miralay (5. June 2010)
Alt 5. June 2010, 10:12 AM   #20
hiiic
Uzman Üye
 
hiiic - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2010
Mesajlar: 1.979
Tesekkür: 1.908
1.298 Mesajina 2.732 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 26
hiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud of
Standart

Allahın biz aciz ve muhtaç kullarına o kadar karmaşık bir kitap indireceğini ve ondan imtahana çekeceğini sanmam. Allah üni. akademisyenlerinin öğrencileri kalın kitaplardan sınava çekmesi gibi zalim ve anlayışsız değildir. Eğer böyle bir kitap indirmişse beni ondan sorumlu tutmaz çünkü bu kaldıramayacağım bir yük olurdu. O kimseye böyle bir yük yüklemez, zorluğu sevmez.

İhtiyacımız olan herşey o kitapta kuranda yazılmıştır, eğer müslümanlar olarak o kitaptan bir şeyler tartışıyorsak ve bu kuranda apaçık bir şekilde yazmıyorsa o konu gerçekten ihtiyacımız olmayan bir bilgi olabilir. Ama elbette bu konudaki alimlerimizin ilgi alanı ve kapsama alanına girdiğinden onlar bu konuda ortak karar için fikir mübadelesine girebilirler.

Sana Ruhtan soruyorlar diyor, o ruh Allahın emrindedir BİTTİ... Daha fazlası algı kapasitemizi aşar, bizi bizden iyi bilen Allah bu kadarını bilmeniz yeterli demiş. Diğeri sizin için gereksizdir.

Müteşabih ayetlerle oynamanız beni meraklandırdı açıkcası...
hiiic isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
doğumu, isa, markos, nasıra, İsanın, yuhanna


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 03:30 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam