hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > EĞİTİM - ÖĞRETİM > Aile içi Eğitim / Çocuk Gelişimi

 
 
Seçenekler Stil
Alt 10. October 2008, 09:47 PM   #1
Barış
Uzman Üye
 
Barış - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 785
Tesekkür: 1.340
366 Mesajina 989 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
Barış is on a distinguished road
Standart Çocuklarda Allah Tasavvuru Üzerine bir araştırma

T.C.
ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ
İLÂHİYAT FAKÜLTESİ
Cilt: 13, Sayı: 2, 2004
s. 59-80



Okulöncesi ve İlköğretim Çağı Çocuklarının
Allah Tasavvurları Üzerine Bir Araştırma


Mustafa ÖCAL
Yard. Doç. Dr., U.Ü. İlâhiyat Fakültesi



Özet

Bu araştırmada, 4-10 yaş grubundaki toplam 363 Müslüman aile
çocuğunun Allah hakkındaki düşünce ve tasavvurları tespit edilmiştir.
Tespitler, çocukların yaş ve cinsiyetlerine göre gruplandırılarak
verilmiş ve kısa kısa yorumlaması yapılmıştır.


ÇOCUKLARDA DİNİ DUYGU GELİŞİMİ VE ALLAH
TASAVVURLARI


1. Okul Öncesi Çağı (0-6 yaş) Çocuklarının Dini Duygu Gelişimi
ve Allah Tasavvurları


a. 0-4 yaş grubu çocuklarında dinî duygu gelişimi


Çocuklarda dinî duygu öz olarak yaratılışta veya diğer bir ifade ile doğuşta mevcuttur.
Onun için, -her din mensubu ailelerin çocuklarında olduğu gibi, Müslüman
ailelerin çocuklarında da- günler, aylar, yıllar geçtikçe bedensel, zihinsel,
ruhsal, heyecan vb. gelişimlerine paralel olarak dinî duygu ve
düşünce de gelişir. Çünkü, Müslüman ailelerinde çocuk daha doğar
doğmaz kulağına okunan “ezan” ve “kamet”le ona dinî telkînde bulunulmaktadır.
Ayrıca çocuk, anne, baba ve diğer yakınlarınca sevilip
okşanırken söylenen dinî içerikli bir takım sözlerle, uyutulurken seslendirilen
ninnilerle ona dinî telkîn yapılmaya devam edilir. Çocuğun
ağzından çıkacak ilk sözün “Allah” olması için kulağına yapılan fısıldamalar
ise, onun dinî duygu ve düşünce bakımdan erkenden gelişmesine
ve bu duygunun ilk fırsatta su yüzüne çıkmasına vesile teşkil
eder. Hıristiyanlarda ise “vaftiz” aynı maksatla yapılmaktadır.

Çocukların, yürüme ve konuşma gibi iki önemli yeteneği kazanıp,
kendisini kanıtlamaya çalıştığı 2. yaş, onlar için çok önemli bir
dönüm noktasıdır. Peygamberimiz “Her doğan fıtrat üzeredir. ‘Konuşmaya
başlayıncaya kadar’ bu hal üzere devam eder. Ondan sonra
annesi babası onu Yahudi veya Hıristiyanlaştırır
,”401 buyururken bu
gerçeğe işaret etmektedir. Çocuğun konuşması her ne kadar birinci
yaş civarında başlarsa da, anlamlı konuşma, söyleneni anlama, söylemek
istediğini bir-iki kelime ile ifade edebilmesi ancak ikinci yaş
civarında mümkün olmaktadır. Bundan dolayı, bazı araştırmacı ve
eğitimciler aynı gerçeğe vurgu yaparak; ikinci yaşın, çocuk hayatında
en önemli dönüm noktalarından biri ve aynı zamanda onlar için bir
“saadet (mutluluk) dönemi” olduğuna dikkat çekmektedirler. Bu
demektir ki çocuğun dil, davranış, duygu, heyecan vb. eğitimleri yanında
dinî eğitim ve öğretimi de bu yaşta başlatılabilir, başlatılmaktadır
da…

Sonraki yıllarda çocuklardaki gelişmeler çok yönlü olarak devam
eder. Daha doğumdan başlayarak sürekli bir şekilde İlâhî âleme
doğru yükselme ve yücelme istidadı gösteren dinî duygu, 3. yaştan
itibaren çocuklarda yavaş yavaş dinî nitelikli sözler söyleme, heyecanlarla,
sevgi ve korkularla ilgilenme biçiminde dışa yansımaya başlar.

3. ve 4. yaşlar, çocukların telkin almaya çok müsait olmaları
bakımından, eğitim ve din eğitimi açısından son derecede önemli ve
kritik bir dönemdir. Bu yaşlardaki çocuklar artık “sebebiyet prensibini”
(causalité) ve sebep-sonuç ilişkisini anlayabilmekte ve kendisi
ile başkalarını birbirlerinden ayırt edebilmektedirler.

4. yaş, çocukların hayallerinin güçlenmeye başladığı dönemdir.
Onun için bu dönemde çocuklar bazen, gerçeklerle hayalleri birbirlerine
karıştırırlar. Bundan dolayı, zaman zaman kafalarında kurup
geliştirmeye çalıştıkları hayalleri çevrelerine “gerçekmiş” gibi anlatabilirler.
Çocuğun söylediklerinin aslının olmadığını bilen veya öğrenen
annesi, babası ve yakınları da onu “yalancılıkla” itham edebilirler.
Bu yıllarda, -hangi din mensubu aile çocuğu olursa olsun- bütün
çocuklarda kendiliğinden dinî his de uyanıp, ortaya çıkmaktadır
,
405 ki bu his, çocuğun zihinsel ve ruhsal gelişimi ile paralellik
gösterir.İşte bu aşamada, aile büyüklerinin çocuklarının kulaklarına fısıldadıkları
dinî sözcük ve telkinlerle onlar ailelerinin dinlerine yönlendirilmiş olurlar.


b. 4-6 yaş grubu çocuklarında dinî duygu gelişimi ve Allah tasavvurları

4. yaş çocuklarında


Anketörlerce 4. yaş dönemindeki çocuklara yöneltilen; “Sence
Allah nasıldır?”
veya “Allah’ı tanıyor musun? Allah hakkında neler
biliyorsun?..”
şeklindeki sorulara kız çocukları şu şekilde cevaplar
vermişlerdir:

“Allah büyüktür, bulutlar kadar.” “Çok iyi, Allah bana cennette
çikolata, cips, dondurma, sakız verecek.”
Aynı yaş grubundaki erkek çocukların cevapları ise şöyledir:
“Allah çok büyük!” “Biliyorum, Allah büyük, bizden çok büyük.”
“Duydum, biliyorum, Allah’mış o.” “Bilmiyorum.”


4. yaşındaki kız ve erkek çocukların cevaplarındaki ortak nokta;
Allah’ı “çok büyük” olarak nitelemeleridir. Çünkü gelişimlerinin
doğal sonucu olarak bu yaşlardan itibaren Allah hakkında merak
edip sordukları soruya karşılık annesi, babası veya diğer büyükler
O’nu; “büyük” veya “çok büyük” bir varlık olarak ifade etmektedirler.
Çocukların da Allah’ı öyle düşünmeleri gayet doğaldır.
Kız çocuklarından birinin; “Allah bana cennette çikolata, cips,
dondurma, sakız verecek,” şeklindeki cevabını, ailesince Allah’ın “çocukları
ödüllendiren bir varlık” olarak anlatımından kaynaklandığı
şeklinde yorumlamak mümkündür. Çocuğa göre, Allah’ın vereceği
hediyenin, kendisinin çok hoşlandığı çikolata, cips, dondurma vb.
olarak ifade edilmesi ise yaşının gereğidir.

Kendisine Allah hakkında yöneltilen soruya bir erkek çocuğunun
“bilmiyorum” şeklindeki verdiği cevabı ise; “O’nu kendine göre
ifade edememek” şeklinde değerlendirmek mümkündür.


- 5. yaş çocuklarında

Bazı araştırmacılarca 4. ve 5. yaşlar, çocuklarda dinî ihtiyacın
canlılık kazanmaya başladığı dönem kabul edilmiştir.Aynı zamanda
bu yaşlar, çocukların Allah’la ilgili fikir yürütmeye ve giderek
artan oranda sorular sormaya başladıkları dönemdir. Artık çocukların
dinî düşüncelerinin merkezini “Allah” kavramı oluşturmaya başlamıştır.

Bu yaşlardaki çocuklar henüz somut düşündüklerinden
Allah’ı da somut varlık olarak algılarlar. Onların düşüncelerinde Allah bazen;
babalarından, dedelerinden veya görüp tanıdıkları bütün
insanlardan çok daha büyük bir insan gibidir.408 Bazen de, gökyüzünde
oturan “aksakallı bir dede” olarak tasarlanır. Hatta bazen
gördükleri en uzun boylu ağaçtan veya minareden yahut yüksek dağlardan
da büyüktür. Kısaca çocuklar, Allah’ı -yaşlarının gereği- hep
somut bir varlık olarak düşünmektedirler. O’nun büyüklüğünü anlatırken
de, -ifade etmeye çalıştığımız gibi- tanıdıkları ve bildikleri bazı
insan veya diğer varlıkları ölçü almaktadırlar.

Ancak burada bir hususa dikkat çekmemiz gerekmektedir: şayet
ailede ve çevresinde çocuklara Allah; insanları ve çocukları seven,
koruyan, esirgeyen, bağışlayan… vb. şekilde anlatılmış ise O’nu; sevimli,
nûrânî ve güler yüzlü bir insan olarak tasavvur eder ve O’na
yakın olmak isterler. Onun için çocuklara Allah inancı “sevgi” ile verilmelidir.

Buna karşılık Allah; cezalandıran, cehenneminde insanları yakan
bir varlık olarak anlatılmış ise, bu takdirde de O’nu; öfkeli, asık
suratlı, kızgın bir varlık -insan- olarak tasavvur ve tahayyül eder ve
O’ndan korkarlar. Bundan dolayı çocuklar mümkün olduğunca Allah’tan
uzak kalmaya çalışırlar.


Aslına bakılırsa; çocuklarda doğuştan Allah korkusu yoktur.
Kendilerine Allah nasıl anlatılırsa, çocuklar O’na öyle inanır ve kabul
ederler. Yani çocuklardaki Allah korkusu kendilerine anlatım biçiminden
kaynaklanmaktadır. Şayet Allah hep “azap verici”, “cezalandırıcı,
cehennemde bütün insanları ve çocukları yakan” bir varlık
olarak tanıtılırsa, çocuklar daha küçük yaşlardan itibaren O’ndan
korkarak kaçma ve başkalarına sığınma duygusunu geliştirirler.
Bu şekilde yetiştirilmeye çalışılan çocukların korkudan kurtulmak ve
rahata erebilmek için -kendilerince- “Allah’ın olmadığı yer(!)” aramaya
koyuldukları eğitimcilerce yapılan tespitler arasındadır.”


Bizim bu araştırmamızda çocuklardan Allah’tan korkanlara
pek rastlanmamıştır. Bu durum; “araştırmada, Allah’ın hep sevgi ile
anlatıldığı aile çocuklarına denk gelindiği” şeklinde yorumlanabileceği gibi;
“Allah, artık ailelerimizde çocuklara öncelikle sevgi duygusu
öne çıkarılarak anlatılmaya özen gösterilmektedir” şeklinde de yorumlamak
mümkündür. Çünkü çocukların cevaplarından da açıkça anlaşılacağı
gibi, onların düşünceleri arasında genellikle; “Allah’ın büyüklüğü,
güzelliği, iyiliği, kendilerini (çocukları) sevindirecek bir şeyleri
olan varlık” nitelemeleri ve “Allah’ı büyüklerinden duyduğu şekilde
bilme ve kabul etme anlayışı” öne çıkmaktadır.

İşte bu yaş grubundaki
kız çocuklarının Allah hakkındaki düşünce ve tasavvurları:

“Allah çok büyüktür, dünyadan daha büyüktür. Her tarafı örtülüdür.”
“Hiçbir şeye benzemiyordur.” “İyidir, farklıdır.” “O’nun da bir
düşüncesi vardır, çocukları sevindirmek için bir şeyleri vardır.” “Güzel,
yıldıza, ay dedeye benzer.” “Biliyorum ama nasıl olduğunu bilmiyorum.”
“(Ellerini açıp göstererek) “Büyük olduğunu biliyorum..” “Evet
biliyorum, annem söylemişti.” “Duymadım, bilmiyorum hiç.”


Erkek çocuklarının düşünceleri ise şöyledir:
“Allah büyüktür, kocaman.” “Biliyorum ama nasıl olduğunu bilmiyorum.
Hiçbir şey söylemediler hakkında.” “Duydum, biliyorum.
Yağmur yağıyor ya havada, öyle biliyorum.” “Duydum, annem söyledi,
babam söyledi.”


Çocuklardan kimilerinin “Allah’ı hiçbir şeye benzemeyen bir
varlık” olarak nitelemesine karşılık kimilerinin “yıldıza, ay dedeye,
yağan yağmura benzeterek” somut bir varlık gibi tasavvur etmeleri ve
hatta birtakım isteklerde bulunmaları yaşlarının gereği olduğu kadar
ailelerinde kendilerine Allah’ın anlatım biçimi ile de izah edilebilir.

Bu şekilde düşünmeleri her neden kaynaklanırsa kaynaklansın,
çocukları Allah ile korkutacak veya O’ndan “sakındıracak” tepki
gösterilmemelidir
. Çünkü böylesine düşünce ve tasavvurları, somut
düşünmelerinin doğal sonucudur. Üstelik bu durum çocukların gelişmesine
engel olamayacağı gibi, aksine somuttan soyut düşünceye
geçebilmeleri için bir basamak teşkil etmektedir. Kuşkusuz duygu,
düşünce ve zihnî gelişimlerine paralel olarak, Allah tasavvuru da
zamanla değişecek ve gelişecektir.

Çocuklardan bazılarının “Allah’ı bildiklerini ama nasıl olduğunu
bilemediklerini” buna karşılık başka bazılarının da; “Allah hakkında
kendilerine hiçbir şey söylenmediği” ve dolayısıyla “Nasıl bir varlık
olduğunu bilemedikleri” anlamına gelen ifade kullanmaları ise; bir
taraftan bu yaşta doğal davrandıkları ve düşüncelerini herhangi bir
çekinme duygusuna kapılmadan olduğu gibi ifade ettikleri anlamına
gelebileceği gibi, diğer taraftan da ailelerinin bu konuda kendilerini
yeterince bilgilendirmediği anlamına gelebilir.

Konu Barış tarafından (10. October 2008 Saat 10:18 PM ) değiştirilmiştir.
Barış isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Barış Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
Derin Düşünce (17. June 2011)
 

Bookmarks

Etiketler
allah, araştırma, bir, çocuklarda, tasavvuru, üzerine


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 03:06 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam