hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > TARİH > Kuranda adı geçen diğer Salihler

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 2. May 2010, 04:38 PM   #1
Ali Rıza Borazan
Uzman Üye
 
Ali Rıza Borazan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Feb 2009
Mesajlar: 399
Tesekkür: 59
244 Mesajina 485 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17
Ali Rıza Borazan will become famous soon enoughAli Rıza Borazan will become famous soon enough
Standart Kuranı Doğru Anlamak

Merhaba Ali Rıza Bey Kardeşim,

Açıklamalarınız için teşekkür ediyoruz. Bloğunuzdaki yazılarınızı takip edeceğiz İnşallah.

Anlamadığımız konularda bize yardımcı olursanız çok seviniriz. Allah bu emeklerinizden razı olsun.

Hayırla görüşelim İnşallah,

oya



Merhaba,

“Kuran’da mucize yok” fikrini internette ararken, sizin bloğunuza rastladım. Allah iyi niyetli gayretlerimizde yanlışlarımızı düzeltsin diye dua etmekten başka çaremiz yok… mucize karşılığı zihnimizdeki mana, çok şükür sizi tanımladığını gibi, mucizeden sihiri anlamıyoruz şükür… fakat buradaki sorun başka… Biz, Arapça bilmiyoruz ve bugünün Arapçasını hatta daha iyisi, Kuran Arapçasını öğrenmemiz ve orijinalinden ayetleri okumamız şimdilik büyük bir hayal… Evdeki 3-4 çevirinin hemen hepsinde mucize kelimesi geçiyor… Kuran’ın mesajını anlamak isteyen biri ne yapmalı? Bu arada şunu eklemem gerek, Kuran’ın İngilizce çevirileri daha da vahim sonuçlar taşıyor. Onda bizim bile bildiğimiz gibi nadir geçen ruh kavramına, sık sık rastlamak mümkün.

Bu konuda, sizin bakış açınız ile yapılan bir çeviri bize önerebilir misiniz? Hiç yoksa, karşılaştırmalı okuma; aklımıza ve gönlümüze yatan manalarla karşılaşma imkanı buluruz.

Hayırlaoya


Oya Kardeşim İlgi ve duyarlılığınıza teşekkür ediyorum. Allah insan bir şeyi öğrenmek istediği zaman önce yönünü öğrenmek istediği yöne çevirmesi gerekir. işte O yönde gerekli gayreti gösterdiğiniz zaman Allah yollularını sana açacaktır. ve doğru bilgiye ulaşırsınız. Karşılaştırmalı Meal. 1-kuran meali.com deyip internete girerseniz hangi kelimeyi isterseniz onunla ilgili geçen ayetler karşına çıkar. ve hangi mütercimin tercümesine bakmak istersen onun adını tıklayıp onun çevirisi karşına çıkar.

2- İnternette yine hasenat diye bir program var. onu da bulursan orada da karşılaştırmalı değişik mütercimlerin çevirisini bulursunuz.

Asıl Önemli olanı. Mealler genelde. Kurandan bir ayeti ve tercümeyi yaparken, geleneksel din kültürünün etkisinde kalarak meal yapmışlar. Orjinal olan çok kelimeleri yansıtmamaktadırlar. böyle affedilmez hatalar olmuştur. Mesela rahman/15 hicir /27 ayetlerin tercümesini yaparken kuran metininin orijinalinde cannı ifadesi geçerken cinni diye tercüme etmişler bir kaç tanesi cannı diye tercüme etmiş ve onlar isabet ettirmişler. Ve böylece yanlış bir cin tanımlaması yapılmıştır. bunu araştırsanız size büyük bir ışık tutacaktır. Benim Wep sayfama girerseniz kuranianlamametodu.blogspot.com girerseniz istediğiniz konularda gerekli açıklamayı bulacaksınız.



Mucize Kelimesi Orijinal kuran ayetlerinde geçmez ama Ayet delil burhan beyyine ifadeleri geçer bu Ayet ve bize çevrilen mucize olanlar Allahın yarattığı varlıklardır. Peygamberler bir sivrisinek yaratıp işte size bir ayet diyemezler. Onlar Allahın yarattıkları arasından insanlara Allahın varlığını izah için bunları gösterirler. bakın Allah size mucize ayet olarak gösterdi der. Yoksa peygamberler de onları yaratmış ve göstermiş olsaydı onlar da ilah olurdu. Peygamberi kutsallaştıran onlara vahyin gelmesi ve vahiyle konuşmasıdır. Aklendin, düşünün araştırın ve gerçekleri ve doğruları bulacaksınız. Selamlarımı sunuyorum .





Ve aleyküm selam Ali Rıza kardeş, web sitenizi heyecanla okuyoruz. Yazdıklarınız, naçizane hissettiklerimizi anlamlı kılıyor. Hanifler sitesine de üye oldum J elden geldiğince tartışmaları izlemeye çalışacağım. Sizin cin-melek-insan-iblis gibi kavramlar konusundaki açıklamalarınız aynı zamanda bir başka bilme biçimini de hatırlatıyor. İnşallah yanlış anlamadım; fakat her anlama bireysel bir tefekkür sonucudur; dolayısıyla zaten kimse kimseyi tamı tamına kendisi gibi anlayamaz. Fakat sizin çok güzel işaret ettiğiniz gibi bir anlama metodunda düşünceler bir araya gelebilir. Ve günümüzde her şeyden çok buna ihtiyaç var.

Sizin tariflerinizde örneğin “ruh …. fiillerdir” diyorsunuz. Bu çok ilginç bir noktaya işaret etmiş oluyor. Zira kavramları statik nesnelerle değil; eylemle bir hal ile anlatmış oluyorsunuz. Biz bu anlamda büyük bir dönüşüm yaşadık ve bendenize göre amel kelimesinin karşılığı da az çok buharlaştı. Dildeki değişimlerin, düşünme biçimlerini değiştirmesi sonucu bizler platonist ve kavramların nesneleştirildiği bir anlama biçimine geçtik ve Kuranı da bu zihniyet-dil çatısı içinden kavramaya başladık. (Bunu derken biz eskiden orijinal mesajı çok iyi anlıyorduk demek istemem. Her dönem kendi anlayışları içinde bir din inşasına tanık olmuş. Fakat ancak yerleşik kalıpları tersine çevirenler, insanları silkelemişler ve vahye tekrar yaklaşmaya davet etmişlerdir.) Mesela ruh, bize üfürülen bir yapı, görünmeyen bir fenomen, bir nesnedir. Bu tipik Platonist ruh kavrayışıdır. İdealar aleminden geliyoruz, bildiklerimizi unutuyoruz; sezgilerimizle yaşayıp tekrar dönüyoruz. 1600’lerden itibaren başlayan bireyselleşme, şahıs zamirlerini ön plana çıkarmıştır ki bu da nesneleşmeye hizmet etmiştir. Yine 13. Yy itibarıyla git gide artan derecelerde Batı dışı, Batılı düşünme biçimini benimsemeye başlamıştır. Bugün yaygın olarak bir benlik/nefs teknolojisi olarak İslam değil; bir kimlik olarak İslam ile karşılaşmamızda düşünmek yerine kalıp düşünme biçimlerine göre hareket ediyor oluşumuzun rolü büyüktür.

Çevirilerdeki sorun ise başlı başına bizi adeta bölmekte etkili olmaktadır. Üstelik bunlar yaşadığımız dünyanın politik inşası ile buluşunca durum daha da karıştırmaktadır. Örneğin bir Kuran mütercimi şunu iddia etmektedir: “Süleyman tapınağını cinler inşa etmiştir. Masonlar Süleyman tapınağını inşa eden duvar ustalarının soyundan geldiklerini beyan etmektedirler. O halde masonlar cinlerdendir.” Oysa ki tarihçiler arasında, Süleyman tapınağını inşa eden ustaların Batı’dan deniz kavimleri üyelerinde olduğunu ve deniz yoluyla geldikleri güçlü iddialardan biridir; yani onlar “yabancılardır”. Tabii Arapça bilen bu müfessirin iddiaları bununla sınırlı olmayıp; Türklerin özel bir ırk olduğu yolundaki uydurma hadislere dayanarak yazdıkları daha da hazindir. Bendeniz zihniyet yapılarındaki farklılık nedeniyle Kurandaki ırk karşılığı kelimenin bugün bizim kullandığımız ırk ile aynı olmadığını; hatta belki de böyle bir kelimenin olmadığını düşünüyorum. Zira ashabiyyet farklıdır ve bugün dünya nüfusunun büyük çoğunluğu, ashabı ile yaşamamakta; ashabı otantik bir ata haline gelmiş yurttaşlardır. Şüphesiz yine de ashab ile ilgili ayet ve hadisler bugün milletimiz adına neyi yapmak ve neyi de yapmamakla yükümlü olduğumuzu bize anlatıyor.

Yazmaya başlayıp, esas demek istediğim şeylerden ne kadar uzaklaşmışım J yazdıklarınızda dikkatimi çeken şu oldu: Siz aksiyonla / amelle evrilen bir varlık anlayışından söz ediyorsunuz. Yani belli yapılardan /nesneleştirmelerden oluşan parçalanmış bir varlık değil; hareket halinde, tercihte bulunarak, pratiklerde kendini var eden bir insan. Ki peygamber efendimizin (s.a.v.) “şeytanımı Müslüman ettim” sözü (tabii sahih bir hadis ise geçerli) tam bu noktada çok anlamlı oluyor. Yine “namazın kazası olmaz; namaz müminin fanusudur” görüşünü kendi dünyama şöyle çeviriyorum : “Namaz kılmak, gününü ya da anlarını ruh’u misafir eden bir mümin olarak yaşamak için eylemde bulunmayı seçmektir. Yaratanla bir muhabbet imkanı, bir söyleşidir o. Anın içinde bizlere hikmeti ve kısmeti vardır. Kılmadığımız zamanlarda bu neş’eden mahrum kalmışız. Bunun dönüşü yoktur ve Rabbimizle alacak verecek hesabı yapmak muhabbetin lezzetine gölge düşürür.” Yine de “kıldığım sünnetleri kaza kabul et ya Rabbim” diye dua ettiğimi itiraf etmeliyim J onca yılın geri dönüşü yok, ama Yüce Allah’ın beni namazla nasiplendirmesini dilemekte sakınca yok diyorum J

Efendim laf bitmez; sizin daha fazla vaktinizi almak da istemem. Bütün açıklamalarınız için Allah razı olsun.

Sağlıcakla kalın,

Hayırla görüşmek üzere

oya



Selamün aleyküm oya kardeşim. Kuranın düzgün anlaşılması için ya düzgün arapça bilmen gerekir ya da düzgün arapça bilenin birisinin tercümesinden okuman gerekir. ya da tercümelerden şüpheye düşmüşsen bir kaç tane mütercimin tercümesinden yararlanman gerekir. Benim arapça ilmim yok. bunun sebebi arapçayı gale almamamdan kaynaklanmıyor. kuranın anlaşılmasında yoğunlaşmam zaman bakımından azaldığı için arapçaya ayrı zaman ayıramadım zaten insanın ömrü bütün ilimleri öğrenmeye keşfetmeye yetmez. Zaten Kuranın anlaşılmasında mütercimler arasında genel olarak bazı alışıla gelmiş yanlışlıkların dışında farklılıklar fazla yok. asıl sıkıntı kurandaki anlama metodu, bir başka deyişle kuranda ki edebi anlatım sanatı kavranmasındaki sıkıntıdır. Acizane ben işte müfessirlerdeki bu eksikliği farkettiğimden dolayı kendimi kuranın kendi içerisinde kuranı kuranla ilimle akılla ile ve pratik hayatla ters düşmeden anlamaya çalıştım. mütercim kurandaki orjinal olan metni düzgün karşılığını bulaçak türkçede kullanılan bir kelime bulamamışsa onun orjinalliğini bozmadan aktarması gerekir. Meal mütercimin bir kelime veya bir ayeti tercüme ederken ön bilgiler veya geleneksel anladığı anlayışı da ekleyerek mealine yansıtmışlar. bu da kurandaki o konu ile ilgili ayetlerin anlayışını etkilemiş. böylece kuran anlayışları fesada uğramış hiç biri hiç birinin tefsirindeki anlayışla uyuşmamıştır. Ben bir ayetin kastettiği manayı anlayabilmek için önce bir kelimenin doğru anlaşılıp anlaşılmadığını incelerim. bir de orjinal olan metin ile tercüme edilişin uyup uymadığına bakarım. Kuranda geçen hiç bir kelime hiç bir kelimenin yerine kullanılmamıştır. Eeğer can kelimesini cin kelimesi olarak tercüme edersen can ve cin ile geçen kuranda bütün ayetlerin yanlıs anlaşılmasına neden olur. zaman olsaydıda bu konuları size geniş geniş anlatabilseydim. siz benim wep sayfamı detaylı bir şekilde incelemeye devam ederseniz. zaten bu anlattıklarımı rahatlıkla kavraya bilirsiniz. ben genelde Ali Bulaç kardeşimizin kuran mealini naklediyorum çünkü o bazı ufak tefek yanlış meallendirse de kendi yorumunu parentez çerisinde kullanmış bu sepele kuranı anlamak istiyenlere engel teşkil etmemiş selam ve sevgilerimi sunuyorum.


Ali Rıza Bey, acaba siz yazılarınızda belli bir mealden yararlanıyor musunuz? Eğer kendi çevirileriniz değil ise sizin mealiniz hangisi öğrenebilir miyiz?

Saygılarımla,

oya



selamün aleyküm oya kardeşim beni ne kadar duygulandırdınız. inanın otuz yıldır bu kuranı anlamaya ve anlatmaya çalışıyorum sizin kadar olayları ön yargıdan uzak ve kendisi ile yüzleşerek kendi kimliğinde oluşan seslerle toplumları ve evreni bir araya getirip bütünsel bir bakış açısı ile doğruyu kavrayabilen kişilere çok ama çok ender rastlayabildim. bakınız sizin gibi sağlıklı düşünebilen etrafında kaç kişi bulabilirsiniz? Beyinleri asırlardır kirlenmiş olan toplumlarla kalpleri marazlı olan makam mevki şan şöhret isteyenler asla bu kuranı kavrayamazlar ve söylediklerini anlamak istemezler. Allah insanlara akıl vererek hem sosyal bir toplum içerisinde oluşan çarpık zihniyetleri kendilerini öz veri ile dinledikleri zaman anlayabilirken aynı zamanda evrendeki yaratılış biçimindeki uyumlulukları gözetlerken onlar arasında çelişkisizlikleri gördükçe, yerleri ve gökleri yaratan Allahı bir kez daha şükürle tesbih ederek onun rabliğini yaratıklardan bazılarına verenleri üzülerek seyretmekten başka bir şey yapamıyor.

Yaratıcı Yaratılanların hele hele halife sorumlu ve yetkili olan bir insan tarafından kendi özgür iradesiyle kendisini tanıyıp kulluk edenlerin kulluğundan hoşnut olur. insanlar da öyledir. peygamberlerin toplumlarda, o ilahi mesajı gündeme getirdiklerinde kaç kişi ona destek olmayı göze alabildiler. Onu destekledikleri zaman büyük bir riski göze almaları gerekiyordu. peygamberleri destekleyen onun izinden yürüyenler olduğu zaman peygamberler tarih sahnesinde seslerini duyurabilmişlerdir. peygamberleri yerinden yurdunda eden ve onu öldüren toplumlar. peygamberlerin getirdiği mutlu hayat projesinden kendilerini mahrum edenlerdir.

Uzun Lafın kısası sen doğru düşünmenin Allahın izni ile temelini atmışsın. yolun doğru. inşallah sizin gibiler çoğalarak bu topluma çehaletin karanlığından ilahi nurun aydınlığı ile ışık tutanlar çoğalarak bütün dünya gecenin ardından bir sabaha bürünür umuduyla sevgi saygı ve hürmetlerimi sunarken Allaha emanet olun diyorum.
Ali Rıza Borazan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
anlamak, doğru, kuranı


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 03:06 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam