hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > GELENEK DİNİ > Mezhepler ve Tarikatlar

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 4. January 2011, 01:44 PM   #1
ebu Maruf
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 111
Tesekkür: 18
39 Mesajina 55 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
ebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud of
Standart Kuranı anlamak için Hadislere ihtiyaç varmıdır

Rahman ve Rahim olan ALLAH ı ismiyle

Bazı ayeti Kerimeler vardır ki.Mana olarak açık değillerdir.Bu tür ayeti Kerimeleri anlayabilmek için insanların çeşitli kaynaklara ihtiyacı vardır.
Kimisi fenni ilimleri kaynak olarak kabul ederki.Bu ilimlerde çoğu zanna dayalı kurallardır.Ayrıca fenni ilimler dönemimiz itibarıyle Darwinizm düşüncesine sahip kişilerin tekelinde sayılırki.
Hucurât 6
Ey iman edenler! Eğer bir fasık size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz.

Bu ayeti kerime gereği illaki fenni ilimler noktasında kaynak alınması gerekiyorsa mümin bilim adamlarına itibar etmek gereklidir.
Fakat ALLAHa ve Rasulune itaat edin yada Onun nehy ettiklerinden sakının emrettiklerini yapın gibi yüzlerce ayet gereği bizlerin ALLAH Rasulunun s.a.v sözlerine itibar etmemiz gereklidir.
Peki bunu nasıl yapacağız.
Malum ki ALLAH Rasulu s.a.v Efendimiz zahiren yani bedenen 1400 sene önce dünyasını göç etti.
Bu durumda onun emirlerine nasıl itaat edeceğiz.
Bazılarının iddiası gibi ALLAH Rasulune itaat ALLAH a itaaat dir şeklindeki yorumları iyi anlamak gerekli.
ALLAH Rasulunun mübarek ağızlarından Kuran Ayetlerinden başka hiç bir şey dökülmemiş ise o zaman.Sadece Ayeti Kerimelerin herkesin kendince anlayıp amel etmesi ALLAH a ve Rasulune itaat olur.
Halbuki bunu mantık kabul etmez zira.Öyle olsa Peygamberlerin tebliği yapmaları mümkün olmaz.Müğminler bile kötülükten men etmek zorunda iseler peygamberler fazlasıyla yapmak zorundalar.
ayrıca amirlerin her sözünüde bu mantıkla ayet olarak kabul etmek zorundayız
zira
Nisa 59. Ey iman edenler! Allah'a itaat edin. Peygamber'e ve sizden olan ülülemre (idarecilere) de itaat edin. Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz Allah'a ve ahirete gerçekten inanıyorsanız onu Allah'a ve Resul'e götürün (onların talimatına göre halledin); bu hem hayırlı, hem de netice bakımından daha güzeldir.
Malum ki ALLAH boş sözden beridir.Nakıs sözü yoktur.
Bu durumda ALLAH Rasulunun s.a.v Ayetler dışında ağzından başka şeylerinde
döküldüğü malumsa.Yüzlerce ayeti amel edebilmek için Ondan gelen sözlerin hangileri olduğunu araştırmamız gereklidir.
Hadis rivayetlerinin ALLAH Rasulune s.a.v ait olup olmadığını anlamak için Terazi olan KURANI bütün olarak ele alıp bize göre tearuz eden ayeti kerimelerin mantıklı açıklamasını yapıp yapmadığı.
Ayrıca rivayet edenlerin çokluğunun önemi gibi esaslar çok önemlidir.
Hadis rivayetlerinin tamamını red etmek yüzlerce ayeti kerimeye gerekli ehemmiyeti vermemek demektir.
Tabiki tüm rivayetlerin doğruluğunu iddia etmekde yanlışdır.
Zira İslam dinine fitne sokmak isteyenlerin varlığı malumdur.
İşte bu sebebden dolayı kalplerimiz rivayetlerin ALLAH Rasulune s.a.v ait olup olmadığına kanaatı gereklidir.
Bir insan bir rivayetin ALLAH Rasulune ait olduğuna kanaatı oluşupda onunla fetva vermesi yada onunla amel etmesi eleştirilemez zira ayeti kerimeye itaat etmesi eleştirmesi manasına gelir.
Tabiki müzakere edilecektir fakat onları tekfir etme kendini üstün görme vs işler mümine hakarettir.
Bir kişinin ayeti inkarı küfürdür.
Hadis rivayetini ALLAH Rasulu söylememiştir diye inkarı küfür olmaz.Fakat ALLAH Rasulu söylemişsede banane demekde ALLAH a saygısızlıkdır.Zira Onun seçtiği elçiyi beğenmemektir.
Bu hassasiyet içerisinde Ayeti Kerimelerin anlaşılması gereklidir.
Bir kaç uydurma hadis rivayetini örnek vermek isteyen olacaktır.
Burda şimdiden belirtiyorum.Ben bütün rivayetlerin sahih olduğunu iddia etmiyorum.
Hiç bir muahddis ve din alimide bunu idda etmemiştir.

selametle

Konu ebu Maruf tarafından (4. January 2011 Saat 01:47 PM ) değiştirilmiştir.
ebu Maruf isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
ebu Maruf Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
FEDAKARADAM (17. April 2011)
Alt 4. January 2011, 02:18 PM   #2
Miralay
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: May 2010
Mesajlar: 568
Tesekkür: 4.080
276 Mesajina 635 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
Miralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud of
Standart

Selam ebu Maruf kardeşim.

Hadislerin inkarı söz konusu olamaz. Kim söylerse söylesin güzel sözlerden ibret almak lazımdır. Hele ki, bu Allah'ın elçisi Muhammed aleyhisselam'ın söylediği iddia edilenler ise, baştacıdır. Cenabı Allah bize ondan güzel bir örnek mi (urvetul vuska) göndermiştir ki,O'nu örnek almayalım. Resulullah gözümüzün nuru,başımızın tacıdır.

Bizler de, Kur'an süzgecinden geçmiş;Kur'anla çelişmeyen,uydurma olmayan hadisleri Kur'anı daha iyi anlamak adına (özellikle Kur'an da ayetlerin iniş sırasını gözeten kardeşlerimiz tarafından) baştacı ederiz. Hadisler bize tarih bilgisi verirler. Ayetler necm necm inerken ki, resulun ve sahabelerin yaşadığı heyecanı bizlerin de yaşaması adına hadislerden de yararlanırız. Ama birtek şey biliriz ki; dinde hüküm koyma yetkisi yalnız ve yalnız Allah'a aittir. Resul de, Allah'ın verdiği hükümleri tebliğ ederek görevini ve sorumluluğunu yerine getirmiş olur. Resulun ağzından çıkan her söz,vahiyle bize tebliğ edilmek üzere inmiş ayetlerdir. "O hevasından konuşmaz" Ancak vahiy çerçevesinde konuşabilir. Bize de Allah'a ve vahyi tebliğle mükellef olan resule itaat düşer. Semi'na ve ata'ne demek boynumuzun borcudur.

Öncelikle bizim hakkımızda sizde yer alan önyargıya istinaden; bizler hadis düşmanı değiliz. Tasavvuf düşmanı da değiliz.

Biz kişilerle de uğraşmayız. Bizler insanlığı küfre ve şirke düşürecek amillere,sistemlere düşmanız. Bizim için her insan cehennemden kurtarılması gereken insanlardır. Savaşımız,amacımız,çabamız bundandır.

Lütfen bazı konularda bizi bağışlayın. Yeri gelir dilimiz keskin kılıç gibi olur;kalb kırarız istemeden. Sırf her müslümanı kardeşimiz olarak gördüğümüzden, tehlikeli yollarda dolaşan kardeşlerimize olan üzüntümüzdendir.

Sizleri de kırmışsak hakkınızı helal ediniz.
Miralay isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Miralay Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
Anonymous (6. January 2011)
Alt 4. January 2011, 06:09 PM   #3
ebu Maruf
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 111
Tesekkür: 18
39 Mesajina 55 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
ebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud of
Standart

Ve Aleykemüs-Selam ve Rahmetullahi ve Berekatuhu Miralay kardeşim.
İyi niyetinize inanıyorum.
Yaptığınız tamamen yanlışdırda demiyorum.
Ben Tevhid mücadelesinin cahil sofi için çok önemli olduğuna inanıyorum.Hatta inanınız ki bunun mücadelesini bizzat ehli tasavvuf olarak bende veriyorum.
Lakin konu edilen meseleler umuma açıktır.Ben bizzat gözümle çok şeye şahid oldum.Avrupada bir çok gayri müslimin tasavvuf vesilesi ile islama girdiğini.Tevbe alırken alkollu ağızla tevbe sonrası namaza başladığını bu yollarda uyuşturucunun bir gece nasıl bırakıldığına kaç kere şahid olduk.
Her ne kadar cahil sofilerin yanlışları olsada bu yolların doğruluğundan hiç terettütüm olmadı.Sizinle bu meselerler bahsedilirken umuma açık bir ortamda yazışma olduğu için insanlar indinde yanlış anlaşılmalara vesile olmaması için umuma hitaben kendimce yanlış algılanılan şeyleri düzeltme çabasındayım.Yoksa şu inanıyor şu inanmıyor da demiyorum.
Zaten Rabbim insanı o konuda serbest bırakmış.
ebu Maruf isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 4. January 2011, 08:37 PM   #4
Anonymous
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 176
Tesekkür: 627
164 Mesajina 386 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
Anonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud of
Standart

Alıntı:
ebu Maruf Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Ve Aleykemüs-Selam ve Rahmetullahi ve Berekatuhu Miralay kardeşim.
İyi niyetinize inanıyorum.
Yaptığınız tamamen yanlışdırda demiyorum.
Ben Tevhid mücadelesinin cahil sofi için çok önemli olduğuna inanıyorum.Hatta inanınız ki bunun mücadelesini bizzat ehli tasavvuf olarak bende veriyorum.
Lakin konu edilen meseleler umuma açıktır.Ben bizzat gözümle çok şeye şahid oldum.Avrupada bir çok gayri müslimin tasavvuf vesilesi ile islama girdiğini.Tevbe alırken alkollu ağızla tevbe sonrası namaza başladığını bu yollarda uyuşturucunun bir gece nasıl bırakıldığına kaç kere şahid olduk.
Her ne kadar cahil sofilerin yanlışları olsada bu yolların doğruluğundan hiç terettütüm olmadı.Sizinle bu meselerler bahsedilirken umuma açık bir ortamda yazışma olduğu için insanlar indinde yanlış anlaşılmalara vesile olmaması için umuma hitaben kendimce yanlış algılanılan şeyleri düzeltme çabasındayım.Yoksa şu inanıyor şu inanmıyor da demiyorum.
Zaten Rabbim insanı o konuda serbest bırakmış.


Sevgili kardeşim bu anlattığınız bir ölçü olamaz.

Hemen hemen bütün dinler iyiyi güzeli emreder. O halde herhangi bir dine giren, herhangi bir dini hayatı örneğin TANRISIZ bir din olan budizmi seçen ve geri kalan kötü hayatını bırakan insanı kurtulmuş olarak görüp sevinmeli miyiz? Budizme giren insanlar kötü alışkanlıklarından kurtuluyorlar dünyanın değersiz olduğunu anlayıp ferrarilerini bile satıyorlar diye budizmi teşvik mi etmeliyiz?

Tevhid olmadıktan sonra kötü alışkanlıklardan kurtulmak neye yarar. Hindular, Budistler, Hristiyanlar vb. hepsi kendilerince insanları kurtarmak için uğraşıyor zaten.
Anonymous isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Anonymous Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
Miralay (5. January 2011)
Alt 4. January 2011, 10:56 PM   #5
ebu Maruf
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 111
Tesekkür: 18
39 Mesajina 55 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
ebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud of
Standart

Alıntı:
Anonymous Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Sevgili kardeşim bu anlattığınız bir ölçü olamaz.

Hemen hemen bütün dinler iyiyi güzeli emreder. O halde herhangi bir dine giren, herhangi bir dini hayatı örneğin TANRISIZ bir din olan budizmi seçen ve geri kalan kötü hayatını bırakan insanı kurtulmuş olarak görüp sevinmeli miyiz? Budizme giren insanlar kötü alışkanlıklarından kurtuluyorlar dünyanın değersiz olduğunu anlayıp ferrarilerini bile satıyorlar diye budizmi teşvik mi etmeliyiz?

Tevhid olmadıktan sonra kötü alışkanlıklardan kurtulmak neye yarar. Hindular, Budistler, Hristiyanlar vb. hepsi kendilerince insanları kurtarmak için uğraşıyor zaten.
Dostum bahsettiğim şey insanların telsis inancından kurtulup tevhid dinine girip ALLAH için namaz kılmalarıdır.
Ben tasavvufta hiç bir ulemanın falanca şeyh ALLAHın oğludur yada falanca Şeyh 2. bir ilahdır yada Falanca Şeyhe ibadet edin,secde edin v.s emirler duymadım.Size göre vesilelerin hepsine tutunmak şirk olabilir.Bana göre vesile sadece araçtır amaç için kullanılır.Sizin bakış açınızdan bakıldığı zaman para kullanmakda şirktir.
Doktora gitmekte şirktir.
Zira para sayesinde bir şey satın alındığı sanılıyor yada doktor sayesinde şifa bulunduğuna inanılıyor.
Halbuki Rabbim senin mal sahibi olmanı murad etmişse onu satın alman için sana para nasip ediyor yahut iyileşmeni murad etmişşe doktoru vesile ediyor bunlar farklı şeylerdir.
Bu durumda bana söylermisin sen doktora gitmiyormusun?
ebu Maruf isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 5. January 2011, 07:16 AM   #6
Miralay
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: May 2010
Mesajlar: 568
Tesekkür: 4.080
276 Mesajina 635 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
Miralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud of
Standart

Öncelikle dost1 beyfendinin yazdıkları, herşeyi yeterince açıklamış olarak düşünüyorum.

Mavi yazılar bana aittir.

Alıntı:
ebu Maruf Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Dostum bahsettiğim şey insanların telsis inancından kurtulup tevhid dinine girip ALLAH için namaz kılmalarıdır.
Ben tasavvufta hiç bir ulemanın falanca şeyh ALLAHın oğludur yada falanca Şeyh 2. bir ilahdır Öncelikle burada duralım isterseniz. Hangi tasavvuf kitabını açıp okuyacak olsanız; Ricalül gaybın yani Gavsların ,kutupların,Allah dostu olarak bilinen zatların Haşa! Cenabı Allah'ın yardımcısı olarak tabiat olaylarına tasarrufları olduğu;Kur'anda "Biz" diye geçen yerlerde bu zatları kastettiğini görürsünüz.yada Falanca Şeyhe ibadet edin,secde edin v.s emirler duymadım.evet hiçbir tarikatte öyle bir emir verilmez. Ama nedense uygulamada hiç te öyle olmadığına siz bile şahit olmuşsunuzdur. Şeyhin huzurunda el pençe divan durmalar. Şeyhinin gözüne bakmaktan korkmalar (direkt gözlerine bakarsan,nazarıyla seni yakar,kül edermiş),şeyhin türbesinde yapılan sapkınlıklar,türbede (merkadda) ibadet ettikten sonra anarya vites geri geri çıkmalar...vs Size göre vesilelerin hepsine tutunmak şirk olabilir.Bana göre vesile sadece araçtır amaç için kullanılır.Sizin bakış açınızdan bakıldığı zaman para kullanmakda şirktir.Doğru söylüyorsunuz. Her neyi araç olmaktan çıkarıp,amaç haline getirmişsek; o bizim putumuz olmuştur. Tasavvuf kitaplarında geçer mi,geçmez mi yorumu size bırakıyorum ama; uygulamada acaba şeyh araç mıdır,yoksa amaç mıdır? Yorum sizin.
Doktora gitmekte şirktir.
Zira para sayesinde bir şey satın alındığı sanılıyor yada doktor sayesinde şifa bulunduğuna inanılıyor.
Halbuki Rabbim senin mal sahibi olmanı murad etmişse onu satın alman için sana para nasip ediyor yahut iyileşmeni murad etmişşe doktoru vesile ediyor bunlar farklı şeylerdir.
Bu durumda bana söylermisin sen doktora gitmiyormusun?

Lat,menat,uzza,hubel'i de Kabe'ye getirenler de belki iyi niyetlilerdi."Ne var canım bunda bunlar para kazanma amacımız için araçtırlar" bile demişlerdir.
Sonuçta ne oldu? Gerçekten asıl amaç olan rant geliri araçları; başka insanlar için amaç oldular.

Put deyince hemen aklımıza heykeller gelmesin. Yukarıda da belirttiğim gibi; birşeyler bizim için araçsa sorun yok; amaaaa! eğer amaç haline dönüşmüşse o zaman farketmeden şirk bataklığına gömülüyoruz demektir.Bu ince çizgiyi kaybetmememiz lazımdır.

Tarikatte her gün letaifleri çekerken sıkça tekrarlanan,"İLAHİ ENTE MAKSUDİ VE RIDAKE MATLUBİ" yani "İlah'ım,Allahım maksadım,amacım sensin ve rızana talibim" ilkesine sadık kalarak,sadece Allah'ı maksat yani amaç edinenlere ne mutlu. Onlara selam olsun.
Miralay isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Miralay Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 4 Kisi:
Barış (7. January 2011), FEDAKARADAM (22. April 2011), kamer (8. January 2011), snobyx (5. January 2011)
Alt 5. January 2011, 10:33 AM   #7
ebu Maruf
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 111
Tesekkür: 18
39 Mesajina 55 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
ebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud of
Standart

Alıntı:
Miralay;7911Öncelikle burada duralım isterseniz. Hangi tasavvuf kitabını açıp okuyacak olsanız; Ricalül gaybın yani Gavsların ,kutupların,Allah dostu olarak bilinen zatların Haşa! Cenabı Allah'ın yardımcısı olarak tabiat olaylarına tasarrufları olduğu;Kur'anda "Biz" diye geçen yerlerde bu zatları kastettiğini görürsünüz.
[B
Nickli Üyeden Alıntı
Dostum bakın tasarrufla maliklik farklı şeylerdir.
Tasarrufu siz maliklik olarak algılarsanız o zaman bu düşüncenizde haklısınız.Lakin mülkiyet sahibi olmakla ona emanet edilen nimetin tasarrufunda olmak farklı şeylerdir.
ALLAHU TEALA 2. ilahdan bahsederken bakın ben bunu bir ayeti kerime ışığında izah etmeye çalışıyım.
Bakara 253
O peygamberlerin bir kısmını diğerlerinden üstün kıldık. Allah onlardan bir kısmı ile konuşmuş, bazılarını da derece derece yükseltmiştir. Meryem oğlu İsa'ya açık mucizeler verdik ve onu Ruhu'l-Kudüs ile güçlendirdik. Allah dileseydi o peygamberlerden sonra gelen milletler, kendilerine açık deliller geldikten sonra birbirleriyle savaşmazlardı. Fakat onlar ihtilafa düştüler de içlerinden kimi iman etti, kimi de inkar etti. Allah dileseydi onlar savaşmazlardı; lakin Allah dilediğini yapar
.
Bakın bu ayeti Kerimedede belirtildiği gibi ALLAH c.c peygamberine a.s mücizeler veriyor.
Bunu kullanmasa anlamı yoktur.Kullanırsa siz ilahlık taslama diyorsunuz ki bu yanlıştır.
Onun yaptığı şeylerden dolayıda onu ilah sanmakta yanlıştır.
İlahlık kavramı başka hiç bir şeye ihtiyac duymadan güçlere sahip olmak demektir.
Halbuki ne peygamberler nede evliyaullah o şekilde iddada bulunmaz aksine nimetin ALLAH dan geldiğini belirtir.Bu konu başlığı altındaki izahatta yapıldığı halde bunun ilahlık taslama olarak algılanmasının sebebini inanınki anlayamadım.
İnsan kendisi ALLAHın izni olmadıktan sonra yürüyebilirmi?Mümkün değildir.Fakat insanların bir çoğu yürüyor.Ve de yürüme yeteneği onlara ALLHU EALA istedikleri gibi tsarrufda bulunsun diye verilmiş.
Siz hiç diyebilirmisiniz şimdi insan yürüyerek ilahlık taslıyor.Lütfen biraz mantıklı bakalım olaylara.
Bize zahir olayların dışındaki kereamet yada mücizelerin yani olağan dışı algılanan meslelerin ilahlık olarak algılanması belki şunu atladığımızdan kaynaklanıyor olabilir.
Bizde öyle şeyler olmuyor ya bunlar olagan üstü insanlar olağan üstü insanlarda ilah olur haşa.
Halbuki bakın insan diyoruz.
İnsan ise yaratılmıştır.Yaratıln ilah olamaz.
[/b]
yada Falanca Şeyhe ibadet edin,secde edin v.s emirler duymadım.evet hiçbir tarikatte öyle bir emir verilmez. Ama nedense uygulamada hiç te öyle olmadığına siz bile şahit olmuşsunuzdur. Şeyhin huzurunda el pençe divan durmalar. Şeyhinin gözüne bakmaktan korkmalar (direkt gözlerine bakarsan,nazarıyla seni yakar,kül edermiş),şeyhin türbesinde yapılan sapkınlıklar,türbede (merkadda) ibadet ettikten sonra anarya vites geri geri çıkmalar...vs Size göre vesilelerin hepsine tutunmak şirk olabilir.Bana göre vesile sadece araçtır amaç için kullanılır.Sizin bakış açınızdan bakıldığı zaman para kullanmakda şirktir.Doğru söylüyorsunuz. Her neyi araç olmaktan çıkarıp,amaç haline getirmişsek; o bizim putumuz olmuştur. Tasavvuf kitaplarında geçer mi,geçmez mi yorumu size bırakıyorum ama; uygulamada acaba şeyh araç mıdır,yoksa amaç mıdır? Yorum sizin.
Dostum şeyhi araç olmaktan çıkarıp amaç yapan kişi ister tasavvufta olsun ister haniflerde olsun ister şu cemaatte farketmez o kişi şirke doğru ilerler ALLAH MUHAFAZA.
Rabbim bütün kardeşlerimizi ve bizleri korusun.
Lakin bu olayı genelleme öyle düşünüyor olarak algılayıp top yekun onları zan altına koymak niyet okuyuculuğudur.
Halbuki kalblere tam anlamıyla vakıf olan ancak ALLAH c.c dır.
Bizler için bağlayıcı olan şahsın söyledikleridir
.




Lat,menat,uzza,hubel'i de Kabe'ye getirenler de belki iyi niyetlilerdi."Ne var canım bunda bunlar para kazanma amacımız için araçtırlar" bile demişlerdir.
Sonuçta ne oldu? Gerçekten asıl amaç olan rant geliri araçları; başka insanlar için amaç oldular.
Dostum niyet okuyuculuğu yapmamak gerekli bunu ALLAH bilir asıl olan yol olarak tevhid yolunda olup olmamakdır.
Tevhid yolunda olupda sonra küfre giren Belamda Ayeti kerimede anlatılır.İş tevhid inancının belirlenmesindedir.Bize Göre Tevhid inancını açıklayan bir konu başlığında bu meseleyi daha detaylı müzakere edlim.Lakin inanki konumuz hadislerin gerekliliği yada gereksizliği olduğu halde döndü dolaştı akaide geldi.Konuları iyi müzakere edmiyoruz.Muallakda kalıyor
.

Put deyince hemen aklımıza heykeller gelmesin. Yukarıda da belirttiğim gibi; birşeyler bizim için araçsa sorun yok; amaaaa! eğer amaç haline dönüşmüşse o zaman farketmeden şirk bataklığına gömülüyoruz demektir.Bu ince çizgiyi kaybetmememiz lazımdır.
Haklısın dostum nefse tapmakda şirktir.Şeyhe tapmakta.İlmine tapmakda.heykele tapmakta.

Tarikatte her gün letaifleri çekerken sıkça tekrarlanan,"İLAHİ ENTE MAKSUDİ VE RIDAKE MATLUBİ" yani "İlah'ım,Allahım maksadım,amacım sensin ve rızana talibim" ilkesine sadık kalarak,sadece Allah'ı maksat yani amaç edinenlere ne mutlu. Onlara selam olsun.
selam

Dostum şeyhin tasarrufu noktasında bir örnek vereyim.
Ben şeyh değilim lakin başımdan geçen bir olayı anlatayım.
Bir ara bir kaç arkadaşla oturuyoruz.Bir pekmez kavanozu geldi.Yanımdaki arkadaşların bir kısmı hariç çoğunluğu benden fiziksel olarak daha iri ve güçlü hepsi uzun süre açmaya çalıştılar fakat bir türlü açılmadı.Sonra Hacı sende bir dene dediler.
Bende aynen şöyle düşündüm.
ALLAHın ismini duyan her varlık nasılki acziyete düşer ve nasılki her molekul ve atom Rabbimin ismine ve emrine itaat eder.
Bismilahil -Kadir dedim ve hiç zorlanmadan kavanoz açıldı.Belki elimi bile dokundurmamışımdır.Bunu bir kaç kez yaşadım.Kardeşlerimede tavsiyede bulundum.Sizede tavsiye ederim.
Şimdi ben insanlara göre olağan üstü olarak kabul edilen bu olayı yani keramet yada ismi her neyse kendi gücümlemi yaptım.Yoksa ALLAHU TEALA nın lutfuylamı.
ALLAHın lutfuyla olduğu aşikardır ki ALLAH ın ismini kullanıyorum.
Ben buna ALLAHın verdiği ilimden istifade etmek derim.Ben açıl kavanoz açıl sana emrediyorum deseydim kavanozda açılsaydı kendimden sanırdım ALLAH Muhafaza o zaman sakatlarda olurdum.
İşte evliyaullahda maddelere üzerinde tasarruf kullanırken Rabbimin isimlerini kullanırlar.Bunu kötü niyetle yapmaya kalkanlar ise Belam ibni Baura gibileridir.Nasılki ALLAHın ilmini hikmetini ismi azamı nefsani duyguları için kullandı başına gelenler ayetlerde sabit.
Fakat o dahi ilahlık taslamamıştır zira ALLAHın ismini kullanmıştır.
İsa a.s Ölüleri dirilmek için ne kullanırdı kun bi iznillah.
Şimdi İsa a.s Efendimiz ilahlıkmı tasladı.ALLAHU TEALAnın ona öğrettiği ilimden istifade ederek tasarrufta bulundu.

Konu ebu Maruf tarafından (5. January 2011 Saat 10:44 AM ) değiştirilmiştir.
ebu Maruf isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
ebu Maruf Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
Miralay (5. January 2011)
Alt 6. January 2011, 06:16 AM   #8
Anonymous
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 176
Tesekkür: 627
164 Mesajina 386 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
Anonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud of
Standart

Alıntı:
ebu Maruf Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Dostum bahsettiğim şey insanların telsis inancından kurtulup tevhid dinine girip ALLAH için namaz kılmalarıdır.
Ben tasavvufta hiç bir ulemanın falanca şeyh ALLAHın oğludur yada falanca Şeyh 2. bir ilahdır yada Falanca Şeyhe ibadet edin,secde edin v.s emirler duymadım.Size göre vesilelerin hepsine tutunmak şirk olabilir.Bana göre vesile sadece araçtır amaç için kullanılır.Sizin bakış açınızdan bakıldığı zaman para kullanmakda şirktir.
Doktora gitmekte şirktir.
Zira para sayesinde bir şey satın alındığı sanılıyor yada doktor sayesinde şifa bulunduğuna inanılıyor.
Halbuki Rabbim senin mal sahibi olmanı murad etmişse onu satın alman için sana para nasip ediyor yahut iyileşmeni murad etmişşe doktoru vesile ediyor bunlar farklı şeylerdir.
Bu durumda bana söylermisin sen doktora gitmiyormusun?

Sevgili kardeşim.
Doktora gitmek ile şeyhe gitmek arasında dağlar kadar fark vardır. Siz olaylara düz mantıkla yaklaşıyorsunuz. O halde ben Müslüman değil herhangi bir din adamına da gidebilirim anlamına geliyor. Halbuki ben boğazım ağrısa başka doktora, bacağım ağrısa başka doktora gidiyorum. Doktorlar şerefsiz olup da adam toplama kaygısı gütmedikleri için yanlış gitsem bile doğru doktora yönlendiriyorlar.

Fakat din farklı bir konu. Hepimizin yaşam amacımızdan bahsediyoruz. Bu konuda gidilecek tek Merci Allah'dır yani onun kitabıdır. Allah ise kitabında başka bir yetkili merci göstermemiş. Ayrıca ne kendimizin ne de kimsenin hidayette olacağını tam olarak bilemeyeceğimizi üstüne basa basa söylemiş. Yani Allah birine gidin körü körüne bağlanın dememiş, onun yerine kitap göndermiş.

İlim açısından bakarsak da şu şekilde düşünüyorum:
Ben Matematik öğrenmek istediğimde bir matematik öğretmeninden öğrenirim ama o benim gözümde sadece matematik öğretmenidir. Eğer elimde "mutlak doğru olduğuna inandığım" rehber niteliğinde bir matematik kitabı varsa o matematik hocası tahtaya yanlış bir şey yazdığında "hooop" derim. Benim onun kadar matematik bilmiyor oluşum onun yanlışını görmeme engel değildir. Önümüzde apaçık kitap mevcutken tamamen farklı şeyler zırvalayan matematik öğretmenine teslim olmak demek matematik kitabından ve matematik ilminden sapmak demektir.

Kısacası alimden faydalanmak ile alime teslim olmak arasındaki farkı anlatmaya çalışıyoruz. Müslüman kişi yalnızca Allaha koşulsuz teslim olandır ona buna değil. Zaten Allah kimin hidayette olduğunun bilgisinin yalnızca kendisinde olduğunu söylemesine rağmen bir alim "bana teslim olun kurtuluş bende ve benim anlattıklarımda" diyorsa ve muhkem konular haricinde görüş bildiriyorsa ve bu görüşlerle etrafına adam topluyorsa yani hidayette olduğunu bilemeyeceğine rağmen o sorumluluğun altına giriyorsa bana göre hidayette falan değildir. Bildiğini paylaşmak ile o durum farklıdır. Şahsen ben muhkem ayetlere dayanmayan hiç bir yorumumu, Kuranı açıp da doğrusunu araştırmayacak yani doğrudan benim söylediğim ile amel edecek kadar bana bağlı birisi ile ASLA paylaşmam. Yani bu sorumluluğun altına girmem. Yargı günü benim kendi yanlışlarım bana fazlasıyla yeter.




Alıntı:
ebu Maruf Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Dostum bakın tasarrufla maliklik farklı şeylerdir.
Tasarrufu siz maliklik olarak algılarsanız o zaman bu düşüncenizde haklısınız.Lakin mülkiyet sahibi olmakla ona emanet edilen nimetin tasarrufunda olmak farklı şeylerdir.
ALLAHU TEALA 2. ilahdan bahsederken bakın ben bunu bir ayeti kerime ışığında izah etmeye çalışıyım.
Alıntı:
Bakara 253
O peygamberlerin bir kısmını diğerlerinden üstün kıldık. Allah onlardan bir kısmı ile konuşmuş, bazılarını da derece derece yükseltmiştir. Meryem oğlu İsa'ya açık mucizeler verdik ve onu Ruhu'l-Kudüs ile güçlendirdik. Allah dileseydi o peygamberlerden sonra gelen milletler, kendilerine açık deliller geldikten sonra birbirleriyle savaşmazlardı. Fakat onlar ihtilafa düştüler de içlerinden kimi iman etti, kimi de inkar etti. Allah dileseydi onlar savaşmazlardı; lakin Allah dilediğini yapar.
Bakın bu ayeti Kerimedede belirtildiği gibi ALLAH c.c peygamberine a.s mücizeler veriyor.
Bunu kullanmasa anlamı yoktur.Kullanırsa siz ilahlık taslama diyorsunuz ki bu yanlıştır.
Onun yaptığı şeylerden dolayıda onu ilah sanmakta yanlıştır.
İlahlık kavramı başka hiç bir şeye ihtiyac duymadan güçlere sahip olmak demektir.
Halbuki ne peygamberler nede evliyaullah o şekilde iddada bulunmaz aksine nimetin ALLAH dan geldiğini belirtir.Bu konu başlığı altındaki izahatta yapıldığı halde bunun ilahlık taslama olarak algılanmasının sebebini inanınki anlayamadım.
İnsan kendisi ALLAHın izni olmadıktan sonra yürüyebilirmi?Mümkün değildir.Fakat insanların bir çoğu yürüyor.Ve de yürüme yeteneği onlara ALLHU EALA istedikleri gibi tsarrufda bulunsun diye verilmiş.
Siz hiç diyebilirmisiniz şimdi insan yürüyerek ilahlık taslıyor.Lütfen biraz mantıklı bakalım olaylara.
Bize zahir olayların dışındaki kereamet yada mücizelerin yani olağan dışı algılanan meslelerin ilahlık olarak algılanması belki şunu atladığımızdan kaynaklanıyor olabilir.
Bizde öyle şeyler olmuyor ya bunlar olagan üstü insanlar olağan üstü insanlarda ilah olur haşa.
Halbuki bakın insan diyoruz.
İnsan ise yaratılmıştır.Yaratıln ilah olamaz.
Sevgili kardeşim. Bir ayet vermişsiniz ama ayet ile alakası olmayan bir sonuç çıkartmışsınız. Bence siz görüşünüze delil arayarak ayeti yanlış yorumluyorsunuz. O ayete bakınca "Allah peygamberlere mucizeler vermiş, onlar da bu mucizeleri kullanma tasarrufundaymışlar" gibi bir sonuç çıkartamadım. Sırf Musa peygamberin hayatını okusanız bile bunun aksinin olduğunu yani mucizelerin onların tasarrufunda olmadığını anlarsınız (tabi saçma uydurmalardan değil yalnızca Kuran'dan).

Şeyhler ancak müritlerinin arasındayken ve tabi toplu halde "kafalarını buldukları esnada" uçabilirler. Bizim aramızda uçamazlar. Bunun İslamla ilgisi yoktur kafa bulma ayinleri her dinde her kültürde vardır. Ayrıca bir araya gelip uyuşturucu partisi yapmak ve dumanlanmak da benzer bir iştir. Şeytanın elini attığı her yerde benzer şeyleri görebilirsiniz. Onlara böylece yaptıkları güzel gösterilir ve bu saçmalıklara bakarak "demek ki hakyoldayız hidayetteyiz, yaşasın YÜCE önderimiz/yolumuz" diye kendilerini kandırırlar. Zaten iblis de "kamil insan/üstün insan/melek gibi insan" masalı ile Ademi kandırmıştı. İnsanın içinde buna inanmaya meyil var çünkü hiç kimse Allahın yarattığı gibi normal olmaktan memnun değil. Allah nankör kişiyi doğruya kılavuzlamaz.



Alıntı:
ebu Maruf Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Dostum şeyhin tasarrufu noktasında bir örnek vereyim.
Ben şeyh değilim lakin başımdan geçen bir olayı anlatayım.
Bir ara bir kaç arkadaşla oturuyoruz.Bir pekmez kavanozu geldi.Yanımdaki arkadaşların bir kısmı hariç çoğunluğu benden fiziksel olarak daha iri ve güçlü hepsi uzun süre açmaya çalıştılar fakat bir türlü açılmadı.Sonra Hacı sende bir dene dediler.
Bende aynen şöyle düşündüm.
ALLAHın ismini duyan her varlık nasılki acziyete düşer ve nasılki her molekul ve atom Rabbimin ismine ve emrine itaat eder.
Bismilahil -Kadir dedim ve hiç zorlanmadan kavanoz açıldı.Belki elimi bile dokundurmamışımdır.Bunu bir kaç kez yaşadım.Kardeşlerimede tavsiyede bulundum.Sizede tavsiye ederim.
Şimdi ben insanlara göre olağan üstü olarak kabul edilen bu olayı yani keramet yada ismi her neyse kendi gücümlemi yaptım.Yoksa ALLAHU TEALA nın lutfuylamı.
ALLAHın lutfuyla olduğu aşikardır ki ALLAH ın ismini kullanıyorum.
Ben buna ALLAHın verdiği ilimden istifade etmek derim.Ben açıl kavanoz açıl sana emrediyorum deseydim kavanozda açılsaydı kendimden sanırdım ALLAH Muhafaza o zaman sakatlarda olurdum.
İşte evliyaullahda maddelere üzerinde tasarruf kullanırken Rabbimin isimlerini kullanırlar.Bunu kötü niyetle yapmaya kalkanlar ise Belam ibni Baura gibileridir.Nasılki ALLAHın ilmini hikmetini ismi azamı nefsani duyguları için kullandı başına gelenler ayetlerde sabit.
Fakat o dahi ilahlık taslamamıştır zira ALLAHın ismini kullanmıştır.
İsa a.s Ölüleri dirilmek için ne kullanırdı kun bi iznillah.
Şimdi İsa a.s Efendimiz ilahlıkmı tasladı.ALLAHU TEALAnın ona öğrettiği ilimden istifade ederek tasarrufta bulundu.
Sevgili kardeşim şeytanın en büyük hilelerinden birisi şirki gizlemektir. Yani şirkten nefret edeni de şirke düşürebilir.

Öncelikle şunu bilin ki, Allahın tılsımlı isimleri, duaları, ayetlerin gizli sırları vb yoktur. İsimlerin, duaların, ayetlerin vb. güçleri yoktur. Siz kavanozun açılmasını kendinizden görmüyorsunuz ama her ne kadar "açılmasını Allaha bağlıyorum" deseniz de aslında yazı arasında gizlediğiniz gibi kavanozun açılmasını VESİLE kıldığınız İSME bağlamışsınız. Bu söyleminiz aynı "cevşen takınca bişey olmaz, felak nas okuyunca kötülüklerden kurtulursun" uydurmalarına benziyor. Sizi felak nas gibi sureler korumaz. Ya da onları falanca sayı okuduğunuz için Allah korumaz. Yapmanız gereken felak nasın anlamını öğrenmek ve orada anlatılanı akletmek yani Allaha tam güvenip sığındığınızda korkacak bir şey olmadığını görmektir. Felak nası temiz bir kafayla okuyan herkes bunu görebilir Yani kötülükten korunmanın yolu Allaha kusursuz iman ve güvendir. Eğer siz korunmayı felağa nasa, kavanoz kapağının açılmasını Allahın x ismine, bir şeyi bazı esmaları kullanmaya vb. bağlarsanız şeytanın tuzağına düşmüşsünüz demektir. Bu Allahın ilmi değil şeytanın ilmidir. Bir ilimde Allahın sıfat veya sözlerinin kullanılması Rabbani ilim olduğunu göstermez. Birisine küfrettiğinizde de içinde mutlaka küfrettiğinizin ismi geçer.

Örneğin muska din dışıdır. İçinde ne yazdığı önemli değil. Kimisi muskayı içine kuran ayeti yazarak meşrulaştırmaya çalışmıştır. Bu yalnızca kandırmaktır ama Allahı kimse kandıramaz.

Yaa işte böyle. vesile vesile derken nerelere geliyor insan.

Allah yoldan sapanın da saptığı yolu kolaylaştırır (bkz: leyl suresi) Yani sapana da bizzat yardımcı olur, ya da şeytanın yardımcı olmasına izin verir. O yüzden doğru yolda olduğunuza emin olmak yerine karşılaştığınız her kolaylıkta da kendinizi ve inançlarınızı sorgulamanızı öneririm.



Allah yalnız başına anıldığında, ahirete inanmayanların kalpleri nefretle ürperir; O'nun dışındakiler anıldığında ise hemen müjdelenmiş gibi sevinirler. (Zümer 45)


Andolsun, sana da senden öncekilere de şu vahyedilmiştir: Eğer şirke saparsan amelin kesinlikle boşa çıkar ve mutlaka hüsrana düşenlerden olursun. Hayır, yalnız Allah'a kulluk etmeli ve (O'na) şükredenlerden olmalısın! (Zümer 65-66)

Allah, bir kısmına hidayet etti, bir kısmına da sapıklık lâyık oldu. Çünkü onlar Allah’ı bırakıp şeytanları dost edinmişlerdi. Kendilerinin de doğru yolda olduklarını sanıyorlardı. (Araf 30)


Kim Rahman'ın zikrine(Kur'an'a) şaşı bakarsa,Biz ona, şeytanı sararız. O şeytan, ona arkadaş olur. Muhakkak onlar(şeytanlar), onları yoldan engellerler ve onlar kendilerinin hidayet üzere olduğunu zannederler. Bize geldiği zaman (o kimse) der ki: "Keşke benimle senin aranda, iki doğu uzaklığı olsaydı. Sen ne kötü arkadaşsın."(Zuhruf 36-38)


"Yazıklar olsun bana, keşke ben filanı dost edinmeseydim." "Bana geldikten sonra beni zikirden(Kur'an'dan) saptırdı. Şeytan, insanı yapayalnız ve yardımsız bırakandır."
Ve elçi dedi ki: "Ey Rabb'im, muhakkak benim kavmim, şu Kur'an'ı terk etti." (Furkan 28-30)


Onlar Kur'an'ı tefekkür etmiyorlar mı? Yoksa onların kalpleri kilitli midir?
Muhakkak o kimseler ki, kendilerine hidayet ortaya çıktıktan sonra gerisin geri dönerler. Şeytan onları sürüklemiştir ve onları uzun emellere kaptırmıştır. (Muhammed 24-25)


Allah hepimizi doğru yoluna iletsin.

Bkz: http://www.hanifler.com/showthread.php?t=2121

Konu Anonymous tarafından (6. January 2011 Saat 06:32 AM ) değiştirilmiştir.
Anonymous isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Anonymous Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 3 Kisi:
Barış (7. January 2011), dost1 (7. January 2011), Miralay (7. January 2011)
Alt 6. January 2011, 02:18 PM   #9
ebu Maruf
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 111
Tesekkür: 18
39 Mesajina 55 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
ebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud of
Standart

Alıntı:
Anonymous Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Sevgili kardeşim.
Doktora gitmek ile şeyhe gitmek arasında dağlar kadar fark vardır. Siz olaylara düz mantıkla yaklaşıyorsunuz. O halde ben Müslüman değil herhangi bir din adamına da gidebilirim anlamına geliyor. Halbuki ben boğazım ağrısa başka doktora, bacağım ağrısa başka doktora gidiyorum. Doktorlar şerefsiz olup da adam toplama kaygısı gütmedikleri için yanlış gitsem bile doğru doktora yönlendiriyorlar.
Dostum burdaki meseleyi izah etmeye çalıştım.Doktor nasıl vesile ise şeyhde öyle vesiledir.
Ben demedimki ameliyat olacagında kasab a git)
Bunu nasıl öyle algıladın anlayamadım.

Fakat din farklı bir konu. Hepimizin yaşam amacımızdan bahsediyoruz. Bu konuda gidilecek tek Merci Allah'dır yani onun kitabıdır. Allah ise kitabında başka bir yetkili merci göstermemiş. Ayrıca ne kendimizin ne de kimsenin hidayette olacağını tam olarak bilemeyeceğimizi üstüne basa basa söylemiş. Yani Allah birine gidin körü körüne bağlanın dememiş, onun yerine kitap göndermiş.
Dostum zaten körü körüne bağlanmayı iddia eden yok yazılarımı dikkatle okursanız sanırım ne demek istediğimi anlarsınız.Biz ALLAHIN kelamını bırakında başka şeyleremi uyun diyoruz.Benim hangi yazımda o şeklilde bir şey yazdımki.Defalarca ama defalarca şeyhlerinde hadislerinde hocalarında Kuranı daha iyi anlaşılması için vesile olarak kullanılmasını yazdım.Bu neden anlaşılmıyorda halen söylemediğimiz şeyleri söylüyormuşuz gibi yazıyorsunuz.

İlim açısından bakarsak da şu şekilde düşünüyorum:
Ben Matematik öğrenmek istediğimde bir matematik öğretmeninden öğrenirim ama o benim gözümde sadece matematik öğretmenidir. Eğer elimde "mutlak doğru olduğuna inandığım" rehber niteliğinde bir matematik kitabı varsa o matematik hocası tahtaya yanlış bir şey yazdığında "hooop" derim. Benim onun kadar matematik bilmiyor oluşum onun yanlışını görmeme engel değildir. Önümüzde apaçık kitap mevcutken tamamen farklı şeyler zırvalayan matematik öğretmenine teslim olmak demek matematik kitabından ve matematik ilminden sapmak demektir.
Doğru hareket ediyorsunuz dostum.Bende olsam öyle yaparım.
Kısacası alimden faydalanmak ile alime teslim olmak arasındaki farkı anlatmaya çalışıyoruz. Müslüman kişi yalnızca Allaha koşulsuz teslim olandır ona buna değil. Zaten Allah kimin hidayette olduğunun bilgisinin yalnızca kendisinde olduğunu söylemesine rağmen bir alim "bana teslim olun kurtuluş bende ve benim anlattıklarımda" diyorsa ve muhkem konular haricinde görüş bildiriyorsa ve bu görüşlerle etrafına adam topluyorsa yani hidayette olduğunu bilemeyeceğine rağmen o sorumluluğun altına giriyorsa bana göre hidayette falan değildir. Bildiğini paylaşmak ile o durum farklıdır. Şahsen ben muhkem ayetlere dayanmayan hiç bir yorumumu, Kuranı açıp da doğrusunu araştırmayacak yani doğrudan benim söylediğim ile amel edecek kadar bana bağlı birisi ile ASLA paylaşmam. Yani bu sorumluluğun altına girmem. Yargı günü benim kendi yanlışlarım bana fazlasıyla yeter.
Kim demişki bana teslim olun diye, dostum her zaman kulaktan duyma yada birilerinin söylevleri ile zanlarda buluınuyor.
Bu bahsettiğiniz meseleyi ben sadece bir kitapta okudum.Ordakide teslimet adına değil yolun doğrulunu izahetendir.
Yoksa falanca şahıs bana teslim olun diye bir şey okumadım.Varsa böyle bir kaynak bende görüyüm.
Şeyhe teslim olmanın ehemmiyeti ile ilgili musalladaki bir ölü gibi olmalı ifadesi müridin izleyeceği yol ile alakalıdır.Ama bunu hiç bir şeyh kendine işareten dememiştir.Buda yıllar öncesi mübareklerin sözleridir.
Şimdiki şeyh olduğuna inandığım zatların ağızlarından ben hiç bir zaman ben şeyhim ifadesi bile duymadım ki bırak bana teslim olun demeyi.
Varsa öyle birisi bende bileyim.



Sevgili kardeşim. Bir ayet vermişsiniz ama ayet ile alakası olmayan bir sonuç çıkartmışsınız. Bence siz görüşünüze delil arayarak ayeti yanlış yorumluyorsunuz. O ayete bakınca "Allah peygamberlere mucizeler vermiş, onlar da bu mucizeleri kullanma tasarrufundaymışlar" gibi bir sonuç çıkartamadım. Sırf Musa peygamberin hayatını okusanız bile bunun aksinin olduğunu yani mucizelerin onların tasarrufunda olmadığını anlarsınız (tabi saçma uydurmalardan değil yalnızca Kuran'dan).
Dostum ben mücizelerede kerametlerede sadece ilim gözüyle bakarım.Başımdan o kadar keramet geçti ki bana olağan üstü gelmediğinden olabilir.Mücizeler dediğiniz şey ALLAHIN ismiyle maddenin atomunun değişmesinden başka bir şey değilidir.Senin bismillah deyip dememekte Rabbim seni serbest bırakmış doğrumu?Bu senin tasarrufunda değilmi?Sen tasarrufu şöyle anlıyorsan yani ben sihirli güçlerimle maddeye tesir ederim diye tabiki o zaman haklısın.Lakin mücize dediğimiz yada keramet dediğimiz şeyin aslını kaç kere izah etmeye çalıştık.
Mademki senin Bismillah yada bismil-KAdir yada başka bir esmayı söylemen senin tasarrufunda bunun ne gibi bir sakıncası varki.Bunun neden büyütüldüğünüde anlayamıyorum

Şeyhler ancak müritlerinin arasındayken ve tabi toplu halde "kafalarını buldukları esnada" uçabilirler. Bizim aramızda uçamazlar. Bunun İslamla ilgisi yoktur kafa bulma ayinleri her dinde her kültürde vardır.
Dostum sizin tasavvuf anlayışınız bumudur yada keramet anlayışınız. )) ALLAH ın dostu isen atletizm yarışmalarına katılmak için uçmazsınki.Zaten o zaman ALLAH dostu olamazsın.Kendi nefsin için kullanacağın ilimi ALLAH sana verirmi?Ayrıca bir araya gelip uyuşturucu partisi yapmak ve dumanlanmak da benzer bir iştir. Şeytanın elini attığı her yerde benzer şeyleri görebilirsiniz. Onlara böylece yaptıkları güzel gösterilir ve bu saçmalıklara bakarak "demek ki hakyoldayız hidayetteyiz, yaşasın YÜCE önderimiz/yolumuz" diye kendilerini kandırırlar. Zaten iblis de "kamil insan/üstün insan/melek gibi insan" masalı ile Ademi kandırmıştı. İnsanın içinde buna inanmaya meyil var çünkü hiç kimse Allahın yarattığı gibi normal olmaktan memnun değil. Allah nankör kişiyi doğruya kılavuzlamaz.

Sevgili kardeşim şeytanın en büyük hilelerinden birisi şirki gizlemektir. Yani şirkten nefret edeni de şirke düşürebilir.

Öncelikle şunu bilin ki, Allahın tılsımlı isimleri, duaları, ayetlerin gizli sırları vb yoktur.
Daha geçenlerde japonlar su üzerinde deney yapmışlar suyun müzikle farklı moleküler yapıya döndüğünün farkına varmışlar.Müzikler bile değişmesine vesile oluyorda CABBAR olan Rabbimin ismininmi etkisi olmayacak.Daha geçenlerde ALLAHIN ismiyle kesilen hayvanlarla ALLAHIn ismi okumadan kesilen hayvanların etleri incelemek için 30 tane profosör birlikte incelemeye girmişler.Alakadar ediyorsa incele.
ALLAHın ismi İsimlerin, duaların, ayetlerin vb. güçleri yoktur. Siz kavanozun açılmasını kendinizden görmüyorsunuz ama her ne kadar "açılmasını Allaha bağlıyorum" deseniz de aslında yazı arasında gizlediğiniz gibi kavanozun açılmasını VESİLE kıldığınız İSME bağlamışsınız. Bu söyleminiz aynı "cevşen takınca bişey olmaz, felak nas okuyunca kötülüklerden kurtulursun" uydurmalarına benziyor. Sizi felak nas gibi sureler korumaz. Ya da onları falanca sayı okuduğunuz için Allah korumaz. Yapmanız gereken felak nasın anlamını öğrenmek ve orada anlatılanı akletmek yani Allaha tam güvenip sığındığınızda korkacak bir şey olmadığını görmektir.
Dostum kutsal olmayan Kuran a sıradan bir kitap olarak bakıyorsan neden ALLAHU Teala oa dokunacak olan insanların temizlenmesini istemiş.Sizin Kurana verdiğiniz değer bumudur.Sen ne diye dua ediyorsun ki.Rabbim beni bağışla diye.Ağzından çıkan kelimelerle bismillah arasındaki fark nedir.Neden ALLAHU TEALA Kuran okumaya başlamadan önce kovulmuş şeytandan ALLAha sığın onun ismiyle başla diyorki.MAdem ALLAHın isimleri vesile olamaz senin ismin mi vesile olur.Bu nasıl bir ALLAH ve Kuran inancı.
ALLAH sadece yaratmış sonarada haşa sümme haşa sümme kella haşa elini ayağını herşeyden çekmişmi.
Felak nası temiz bir kafayla okuyan herkes bunu görebilir
Yani kötülükten korunmanın yolu Allaha kusursuz iman ve güvendir. Eğer siz korunmayı felağa nasa, kavanoz kapağının açılmasını Allahın x ismine, bir şeyi bazı esmaları kullanmaya vb. bağlarsanız şeytanın tuzağına düşmüşsünüz demektir. Bu Allahın ilmi değil şeytanın ilmidir. Bir ilimde Allahın sıfat veya sözlerinin kullanılması Rabbani ilim olduğunu göstermez. Birisine küfrettiğinizde de içinde mutlaka küfrettiğinizin ismi geçer.

Örneğin muska din dışıdır. İçinde ne yazdığı önemli değil. Kimisi muskayı içine kuran ayeti yazarak meşrulaştırmaya çalışmıştır. Bu yalnızca kandırmaktır ama Allahı kimse kandıramaz.

Yaa işte böyle. vesile vesile derken nerelere geliyor insan.
Ne yapacağız vesile yoksa senin anlattıkların ALLAHIN sözlerimidir.Sen vesile değilmisin bu nasıl bir bakış açısı anlayamıyorum.Sen nasıl yazıyosun bu yazıları bilgisayarın tuşlarına basan ALLAH mıdır.Sen parmaklarının vesilesi ile özgür iradeni kullanıp yazı yazma fiilini gerçekleştirmiyormusun.Yoksa sen süpermensinde parmaklarını kullanmadan ALLAHIn isimlerini kullanmadan beyin gücünlemi yazıyosun
Allah yoldan sapanın da saptığı yolu kolaylaştırır (bkz: leyl suresi) Yani sapana da bizzat yardımcı olur, ya da şeytanın yardımcı olmasına izin verir. O yüzden doğru yolda olduğunuza emin olmak yerine karşılaştığınız her kolaylıkta da kendinizi ve inançlarınızı sorgulamanızı öneririm.
Dostum ben anlayamıyorum inanınki.ALLAHU TEALA yağmuru nasıl yağdırır vesile ile değilmi.Yada bir şifayı kafirin icad ettiği bir ilacı vesile ederek değilmi.
Bu kafirin ilacı ALLAHın isminden dahamı değerli SubhanaALLAH bu nasıl bir bakış açısı Benim sana diyecek bir şeyim yok kardeşim.Rabbim sana hidayet nasip etsin.Banada hidayet nasip etsin.

Allah yalnız başına anıldığında, ahirete inanmayanların kalpleri nefretle ürperir; O'nun dışındakiler anıldığında ise hemen müjdelenmiş gibi sevinirler. (Zümer 45)


Andolsun, sana da senden öncekilere de şu vahyedilmiştir: Eğer şirke saparsan amelin kesinlikle boşa çıkar ve mutlaka hüsrana düşenlerden olursun. Hayır, yalnız Allah'a kulluk etmeli ve (O'na) şükredenlerden olmalısın! (Zümer 65-66)

Allah, bir kısmına hidayet etti, bir kısmına da sapıklık lâyık oldu. Çünkü onlar Allah’ı bırakıp şeytanları dost edinmişlerdi. Kendilerinin de doğru yolda olduklarını sanıyorlardı. (Araf 30)


Kim Rahman'ın zikrine(Kur'an'a) şaşı bakarsa,Biz ona, şeytanı sararız. O şeytan, ona arkadaş olur. Muhakkak onlar(şeytanlar), onları yoldan engellerler ve onlar kendilerinin hidayet üzere olduğunu zannederler. Bize geldiği zaman (o kimse) der ki: "Keşke benimle senin aranda, iki doğu uzaklığı olsaydı. Sen ne kötü arkadaşsın."(Zuhruf 36-38)


"Yazıklar olsun bana, keşke ben filanı dost edinmeseydim." "Bana geldikten sonra beni zikirden(Kur'an'dan) saptırdı. Şeytan, insanı yapayalnız ve yardımsız bırakandır."
Ve elçi dedi ki: "Ey Rabb'im, muhakkak benim kavmim, şu Kur'an'ı terk etti." (Furkan 28-30)


Onlar Kur'an'ı tefekkür etmiyorlar mı? Yoksa onların kalpleri kilitli midir?
Muhakkak o kimseler ki, kendilerine hidayet ortaya çıktıktan sonra gerisin geri dönerler. Şeytan onları sürüklemiştir ve onları uzun emellere kaptırmıştır. (Muhammed 24-25)


Allah hepimizi doğru yoluna iletsin.

Bkz: http://www.hanifler.com/showthread.php?t=2121
selametle
ebu Maruf isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
ebu Maruf Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
Miralay (7. January 2011)
Alt 4. January 2011, 06:29 PM   #10
hiiic
Uzman Üye
 
hiiic - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2010
Mesajlar: 1.979
Tesekkür: 1.908
1.298 Mesajina 2.732 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 26
hiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud of
Standart

....

Konu hiiic tarafından (7. January 2011 Saat 10:50 PM ) değiştirilmiştir.
hiiic isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
anlamak, hadislere, için, ihtiyaç, kuranı, varmıdır


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 10:31 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam