hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > İMAN > İslam ve Müslüman > Teslimiyet

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 22. August 2012, 01:42 PM   #1
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart Kelam nedir ve allah kelamının önemini yeterince kavrayabiliyormuyuz?

SELAMUN ALEYKÜM,

Sevgili kardeşlerim,

Hep, kurandan, Allah sözünden, onun kelimelerinden, kelamından bahsetmemize, onun önemine değinmemize rağmen, kendini müslüman niteleyen bazı alim denen zalimlerce, dünya menfaatlerine dini değişmelerinin karşılığı olarak; Allah kelamı önemsiz kılınmaya çalışılmakta, ya ondan uzak tutmak, yada onu en önemli söz olmaktan çıkarıp, ikinci yada daha geri sıralarda söz gibi kabul ettirmeye çalışılmaktadır.

Bu zalimlerin, menfaatlerini yanlış hesapladıklarından, buna yeltendiklerini anlayabilirsekte; bunlara inanan ve Allah'ın sözü üstüne söz söylenebileceğini, onun sözünü değiştirecek başka güçler olabileceğine müslüman kardeşlerimizce nasıl inanılabilir tam olarak tespit etmekte, anlamata güçlük çekiyoruz.

Bu kardeşlerimiz, ya kendi akıllarını bir kenara bırakan ve alim dedikleri zalimlere kanan kimseler, yada dini yaşamakta, doğruları bulmakta, doğru kaynaktan dini öğrenmekte samimi kaygıları olmayan kimseler olmaktadırlar.

Şimdi, kelam nedir, rabbimizin kelamı nedir ve önemini bir kere daha anlatarak benzer hatalara düşülmesini engellemeye çalışalım.

KELAM VE ALLAH KELAMI:


Kelam demek, bir anlamı, bir amacı anlatan ifade, söz demektir. Allah'ın kelamı ise bütün bunları, en iyi ve kolay anlaşılır şekilde ve bütün insanlar için ortaya koyabilen söz demektir.

Bizlerdeki kelam ya da konuşma sıfatı, belli bir çerçevede kalan sınırlı bir sıfattır.

Örneğin bizler konuşabilmemiz için havaya ve sese muhtacız. Kelimelere ve cümlelere muhtacız. Karşı tarafın bizi duymasına, bizim lisanımızı bilmesine, bizi anlamasına muhtacız. Bütün bunlara muhtaç olduğumuz için dağlarla, taşlarla, bitkilerle, hayvanlarla veya bizim lisanımızı bilmeyen insanlarla konuşamayız, onlara ne demek istediğimizi anlatamayız.


Gerçek kelam sahibi Allah ise böyle değildir. Bizim muhtaç olduğumuz hiçbir şeye muhtaç olmadığı için dağlarla, taşlarla, bitkilerle, hayvanlarla konuşabilir, onlara istediği emri, istediği şekilde vahyedebilir.

Allah'ın kelamına, Allah'ın vahyine muhatab olan hiçbir yaratık, hiçbir canlı “Ya Rabbi duymadım veya anlayamadım, bu ne demekti?” diye sormaz. Çünkü Allah c.c. o sözü, o kelamı, manası ile birlikte iletir karşı tarafa.



Allah c.c., meleklere "Ben kuru bir çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan bir beşer, yeryüzünde bir halife yaratacağım" dediği zaman; Melekler, kurumuş bir çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan yaratılacak olan insanın yeryüzünde halife olacağı haberini aldıkları zaman, bu haberi biraz tereddütle karşıladılar.

Halife, bir şeyin yerine geçen vekil anlamına geliyordu.

Hikmetini anlayamadıkları bir durumdu bu! Çünkü kendilerine verilen genel insan tanımında, bu İnsanın iki ayrı kutbu, iki ayrı özelliği bildirilmişti. Bu özelliklerden olumlu olanı, insanın Allah'ı tenzih ve takdis etmesi, Allah'ı her türlü eksiklikten uzak görerek, O'nu birleyip, yüceltmesi idi. Fakat olumsuz olan diğer özellikte ise, bu insanların yeryüzünde fesad çıkarması, kan dökmesi söz konusuydu.

O halde neden, Allah neden böyle bir insan yaratacak ve onu yeryüzünde neden halife kılacaktı ki!. Bu insanı; olumlu kutbu, Allah'ı tenzih ve takdis etmek gibi olumlu özelliği için yaratacaksa, bunu zaten kendileri de yapıyordu.

İşte bu tereddütlerini, bildiğimiz ayetler ile bildirdiler Rabbimize. Dediler ki “Biz Seni övüp-yüceltir ve takdis ederken orada fesad çıkaracak ve kan dökecek birini mi yaratacaksın?”


Meleklerin bu itirazlarında Rabbimize söylemedikleri, içlerinde gizledikleri bir husus daha vardı. Yeryüzünde bir vekil, bir halîfe murad edilmişse, çamurdan yaratılacak olan ve yeryüzünde kan dökecek olan insanların değil de, nurdan yaratılmış olan ve öylesi kötülüklerden uzak olan kendilerinin seçilmesi gerekmez miydi!. Meleklerin bir türlü anlamadıkları, anlayamadıkları bir durumdu bu.

“Evet, şanı yüce Rabbimiz meleklerine “Ben sizin bilmediğinizi bilirim” dedi. Bu İlahi hitabın bir diğer manası “Ben size yaratacağım insan hakkında her şeyi açıklamadım, her şeyi bildirmedim” demektir. Nitekim ayetlerin devamında, insan hakkında bildirmediği şeyin ne olduğuna gizli bir açıklık getirilmektedir.

“Ve (Allah) Adem'e bütün isimleri öğretti. Sonra onları meleklere yöneltip “Eğer doğru sözlüler iseniz, bunları Bana isimleriyle haber verin” dedi. Dediler ki: “Seni tenzih ederiz, Senin bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz yoktur. Şüphesiz Sen her şeyi bilen, hüküm ve hikmet sahibi olansın” (Allah) “Ey Adem, bunları onlara isimleriyle haber ver” dedi. O da isimleriyle haber verince, (Allah) dedi ki: “Size göklerin ve yerlerin gaybını gerçekten Ben bilirim, gizli tuttuklarınızı da, açığa vurduklarınızı da Ben bilirim diye söylememiş miydim?”

Sevgili kardeşlerim,

İŞTE BİRÇOK BÜYÜK İNSANIN, HOCALARIN, ALİMLERİN, PROFESÖRLERİN ANLAYAMADIKLARI AYETLER BUNLARDIR. ZALİMLER İSE ZATEN ANLAMAK İSTEMEZLER...

Ve (Allah) Adem'e bütün isimleri öğretti. Sonra onları meleklere yöneltip “Eğer doğru sözlüler iseniz, bunları Bana isimleriyle haber verin” dedi. Dediler ki: “Seni tenzih ederiz, Senin bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz yoktur. Şüphesiz Sen her şeyi bilen, hüküm ve hikmet sahibi olansın”

Bu ayetlerde melekler, insan hakkında acaba hangi gerçeklerle karşılaştılar ki, meleklerin tüm itirazları gitti, tüm tereddütleri kayboldu!.

Bu ayetleri anlamaya ve yorumlamaya çalışan bir çok müfessir, bu olayda Hazret-i Adem'e melekler karşısında değer kazandıran gerçeğin, kendisine öğretilen isimleri bilmesi ve bu isimleri meleklere haber vermesi olduğunu savunmuşlardır.

Oysa kendilerine haber verilen bir şeyi bilme ve öğrenme vasfı, meleklerde de vardı. Melekler de Rabbimizin kendilerine bildirdiği her şeyi biliyor ve sorulunca haber verebiliyorlardı. O halde Hazret-i Adem'e melekler karşısında değer kazandıran gerçek, meleklere ne olduğu sorulan şeylerin isimlerini bilmesi ve bu isimleri meleklere haber vermesi değildi.


Hazret-i Adem'e melekler karşısında değer kazandıran gerçek, meleklere ne olduğu sorulan şeylerin isimlerini bilmesi ve bu isimleri meleklere haber vermesi değil, isimlerini bildiği ve haber verdiği şeylerin bizzat kendileriydi. Bunlar meleklerin insan hakkında bilmedikleri diğer gerçeklerdi.

Ancak; her ne olursa olsun, bu kişisel bir görüştür. Ayetlerde açıkça bildirilmeyen bu gerçekler hakkında, mutlaka şudur veya budur şeklinde kesin tanımlamalarda bulunamayız. Ancak Kur’an-ı Kerim’in bütünlüğünü ve bu Kur’an’daki insan tanımını dikkate aldığımız zaman, meleklerin insan hakkında bilmedikleri gerçeklerin ruh, nefs, kalb, akıl gibi sıradışı özelliklerin olduğunu söyleyebiliriz.

İşte, Allah'ın kelamını buna göre anlamaya çalışmak gerekir. Bunu başkalarının anladıkları ile kabul etmemek gerekir. Kendimiz anlamaya gayret edip, bir görüşe varmamız gerekir. Ondan sonra başka görüşleri bizimkiyle karşılaştırıp, daha doğru ve mantıklı olanı almamız gerekir.

Ama, asla ve asla rabbimizin kelamına, ayetlerine ters söz ve görüşlerin dikkate alınmaması gerekir. Rabbimizin kelamını en iyi bilenler peygamberler olacağına göre de artık peygamberin bu kelema ters düşmeyeceğini, ters söz etmeyeceğini, ters davranmayacağını da bilmemiz gerekir.

Böyle olunca da kurana ters hadis ve sünnet iddiasıyla karşılaşınca, onların gerçek hadis veya sünnet olmadığını kabul etmemiz gerekir...

Saygılarımla...
aorskaya

Konu aorskaya tarafından (22. August 2012 Saat 01:45 PM ) değiştirilmiştir.
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
aorskaya Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
Miralay (22. August 2012)
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
allah, kavrayabiliyormuyuz, kelam, kelamının, nedir, yeterince, önemini


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 07:20 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam