hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > TARİH > Ehli Kitap > Hrıstiyanlar ve Hristiyanlık

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 10. January 2009, 05:29 PM   #1
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.015
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart Kuran’a göre Hz. İsa öldü mü, yoksa yeryüzüne dönecek mi?

Selamun Aleykum! Değerli Kardeşlerim!

Şimdi sıra Hz. İsa’nın tekrar yeryüzüne gelişinin (Parousia) İslami kaynaklardaki durumuna bakalım. Belki bu gelişin İslam Dini’n de olup olmadığı çok önemli olmayabilir. Çünkü Kıyamet Savaşı iddialarının aslı Hıristiyanlık kökenlidir. Hz. Muhammed’ten nakledilen gelişle ilgili sözleri öyle dünyayı tehdit edecek boyutta değil. Bu çalışmada önce Kuran’da Hz. İsa’nın tekrar geri gelip gelmeyeceğini araştıracağız. Kuran’da Hz. İsa’nın ölümü açıkça görülmektedir. Ama tekrar yeryüzüne döneceğinden bahseden net bir ayet bulunmamaktadır. Tekrar geri gelişiyle ilgili olanlarda zorlama yorumlar yapıldığını göreceğiz.

Önce ölümünün nasıl anlatıldığı üzerinde duracağız ve yanlış yorumlanan ayetleri gözden geçireceğiz. Kur’an’da ki iki ayette açıkça Hz. İsa’nın vefat ettiği bildirilir:

“117 Ben onlara bana emrettiklerinin dışında hiç bir şeyi söylemedim. (O da şuydu ‘Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin.’ Onların içinde kaldığım sürece, ben onların üzerinde bir şahidim. Benim (dünya) hayatıma son verdiğinde (tevefa), üzerlerindeki gözetleyici Sen’din. Sen her şeyin üzerine şahid olansın.” (Maide Suresi )

“65 ALLAH İsa’ya şöyle demişti: “Senin dünyadaki hayatına son vereceğim ve kendime yükselteceğim. Seni inkar edenlerden kurtaracağım ve sana uyanları Diriliş Gününe kadar inkar edenlerin üzerinde tutacağım. Sonra, dönüşünüz banadır ve anlaşmazlığa düştüğünüz konularda aranızda ben hüküm vereceğim.” (Al-i İmran Suresi)

Bu ayetlerde Hz. İsa’nın vefat ( Arapçası teveffa) ettiği açıkça vurgulanmaktadır. “Teveffa “ kelimesi “canın alınması” anlamına gelir. Kuran’da bu kelime 25 yerde geçer. Bu ayetlerin hepsinde teveffa kelimesinin anlamı “canın alınması”dır. Şimdi biraz bu kelimenin üzerinde durmamız gerekecek. Çünkü bazı kimseler burada ki teveffa kelimesine, “uyku şeklinde alınan can” anlamını vererek, Hz. İsa’nın tekrar canlanıp, geri geleceği anlamı vermek için nasıl zorlama yorum yaptıklarını görelim. Kuran’da 25 ayetin dışında, teveffa kelimesinin geçtiği iki ayet daha vardır. Bunlarda da yine teveffa kelimesi canın alınması anlamında kullanılır. Ama bunlarda bir farklılık vardır ve ayetlerde de bu durum belirtilir. Uyku ile ilgili ayetler şöyledir:

“42 Allah ölüm anında nefsi (bilinci) alır; ölmeyenleri de uyku anında… Hakkında ölüm kararı verdiklerini tutar ve diğerlerini de belli bir süreye kadar salıp gönderir. Düşünen bir topluluk için bunda dersler ve işaretler vardır”. (Zümer Suresi )

“60 O’dur, geceleyin sizi öldüren, gündüzün ne işlediğinizi bilen, belli yaşam süresi dolsun diye gündüzleyin sizi dirilten… Sonra dönüşünüz O’nadır ve yaptıklarınızı size haber verecektir.” (En’am Suresi)

Bu ayetlerde de ölüm için kullanılan fiil teveffadır. İnsanların uykusunda da canlarının alındığı bildirilir. Ayette uykudaki ölümün istisnası belirtilmiş ve eceli gelmediysr canın daha sonra geri verildiği açıklanmıştır. Buradaki istisna durumuna dayanarak tüm teveffa kelimelerinin uyku can almak olduğunu iddia etmek son derece yanlıştır. Çünkü diğer teveffa geçen ayetlerde uyku durumunda olduğu gibi canın geri verildiğinden kesinlikle söz edilmez. Hz. İsa ile ilgili ayetlere tekrar bakılırsa, onun canının alındığı bildirilmekte ve daha sonra geri verileceği yönünde hiçbir ifade bulunmamaktadır.

Gelelim “katele” kelimesine. Bu kelime kuran’da “birini öldürmek ” yani “katletmek” manasındadır. Katil olmak işte bu fiilden türemiştir. Bu fiil kökünden türeyen kelimeler, kuranda insanların peygamberleri öldürmeleri “katletmeleri” anlatılırken kullanılır (Bakara-61-87-91/Mümin-26/Al-i İmran-21-183/Maide-27-28 vb):

“181… Onların bu sözlerini ve peygamberleri haksız yere öldürmelerini (katlehüm) yazacağız.” (Al-i İmran)

Peygamberlerin ölümümünden bahseden bu ayet kesin ölümü anlatmaktadır. Ama bu ölüm başka biri tarafından öldürülmek şeklinde bir ölümdür. Bazı yorumcular; “Teveffa fiili canın alınmasıdır ama, gerektiğinde alınan bu can uykuda olduğu gibi geri de verilebilir, oysa “katele fiili ile olan ise kesin ölümdür” diyerek, Hz. İsa’nın ölümünden bahsedilirken, kesin ölümü anlatan “katele” fiili kullanılmadığından, “Hz. İsa tam manasıyla ölmemiştir” demektedirler. Bu yorum son derece yanlıştır. Çünkü Allah ve meleklerin, eceli gelen bir insanın canını alması, bir katilin bir insanı katletmesi gibi olmadığından “katele” fiilinin kullanılması beklemek asıl yanlıştır. Allah ve melekler insanların canlarını alırken doğru olan “teveffa” fiilini kulanmaktır. Yoksa daha yukarıda ki ayetlerde kullanılan teveffa fiiliyle kesin ölüm olmaz diyerek, Kuran’da peygamberlerin ölümünde hep, “katele” katletmek manasında “öldürmek” fiili kullanılmasının beklemek, ne derece yanlıştır sanırım anlaşılmıştır. Daha fazla bilgi için kitabımızın son kısmında, faydalandığımız internet sitesinin konu hakkındaki yazısının tamamını EK-3‘de görebilirsiniz.

Hz. İsa’nın ölümünü anlatan ayetlerde olan ifade, Hz. İsa’nın açıkça öldüğüdür. Bunun ötesinde tekrar ruhunun verileceğine dair uyku ile ilgili ayetlerde olduğu gibi hiçbir açıklama yoktur. Örneğin Hz. Muhammed’in vefat etmesiyle ilgili bir ayette de aynı teveffa kelimesi geçer. Burada canı alan Allah olduğundan teveffa kelimesi gecer. Yoksa bütün peygamberlerin ölümü ille de katele fiiliyle olması gerekirse bu ayetten de Hz. Muhammedin tekrar dirileceğini anlamamız gerekmez mi?

“40 Onlara söz verilenlerin bir kısmını sana göstersek de, senin canını alsak ( teveffa) da… (Ra’d Suresi)

Bu ayetteki hitap Hz. Muhammed içindir. Eğer vefat kelimesini uyku gibi kabul edilirse, buradan yola çıkarak Hz. Muhammed’in bir gün döneceğini iddia edebilir.

Ama yinede birçok müfessır bazı ayetlerden Hz. İsa’nın tekrar dünyaya dönüşünü yorumlamışlardır. Hz. İsa’nın tekrar yeryüzüne döneceği iddiasında bulunanların buna delil gösterilmeye çalıştıkları ayetlerden birisi şöyledir:

“55 Hani Allah, İsa’ya demişti ki: “Ey İsa, doğrusu seni Ben vefat ettireceğim ve seni Kendime yükselteceğim, seni inkar edenlerden temizleyeceğim ve sana uyanları kıyamete kadar inkara sapanların üstüne geçireceğim. Sonra dönüşünüz yalnızca Banadır, hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz şeyde aranızda Ben hükmedeceğim. (Al-i İmran Suresi, 55)

Bu ayette geçen “sana uyanları kıyamete kadar inkara sapanların üstüne geçireceğim” ifadesinden yola çıkarak, Hz. İsa’nın tekrar geleceğinin Kuran’da bildirildiği iddiasında bulunulmaktadır. Bu senaryoya göre Hz. İsa yeryüzüne dönecek ve dünya hakimiyetini kendisine inananlarla beraber kuracaktır. Oysa bu Kuran’da anlatılmayan, vehme dayalı bir senaryodur. Bu ayetin hiçbir yerinde Hz. İsa’nın yeryüzüne tekrar gelişinden söz edilmemektedir. Allah’ın Hz. İsa’ya yaptığı hitap canlandırılmaktadır. Hz. İsa’ya uyanlardan kasıt, O zamanki nesilden, Allah tarafından Hz. İsa’ya gönderilen esaslara uyanların kıyamete kadar diğer inançsızlardan üstün kılınacağı vaad edilmektedir. Bu ayette vaat edilen budur. Yoksa Hz. İsa gelecek sonra tüm insanları birleştirecek ve insanların üstüne önder olacak gibi bir mantık ayette kesinlikle yoktur. Burada ayetin anlamı kaydırılarak Kuran’da bildirilmeyen bir şeyi söylemek ve böyle bir sonuç çıkartmak, yanlış bir yaklaşımdır. Tabi burada ki hitap Hz. İsa’nın insanlara gönderildiği zamanda ki inanları içindir. Yani “sana uyanlardan” kasıt peygamberlik yaptığı dönemde insanlardan O’nun doğru öğretilerini kabul edenler içindir. Günümüzde ki unutulmuş ve değiştirilmiş öğretilerin peşinde olanlar için olmayacağı açıktır. Öyle olsaydı İncillerde Hz. İsa hakkında ki bugün kü iddialar eleştirilmezdi:

“72 - Andolsun, “Allah, Meryem oğlu Mesih’tir” diyenler kesinlikle kafir oldu. Oysa Mesih şöyle demişti: “Ey İsrailoğulları! Yalnız, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin. Kim Allah’a ortak koşarsa artık Allah ona cenneti muhakkak haram kılmıştır. Onun barınağı da ateştir. Zalimler için hiçbir yardımcı yoktur

73 - Andolsun, “Allah üçün üçüncüsüdür” diyenler kafir oldu. Halbuki bir tek ilahtan başka hiçbir ilah yoktur. Eğer dediklerinden vazgeçmezlerse andolsun onlardan inkar edenlere elbette elem dolu bir azap dokunacaktır

75 - Meryem oğlu Mesih sadece bir peygamberdir. Ondan önce de nice peygamberler geldi geçti. Onun annesi de dosdoğru bir kadındır. (Nasıl ilah olabilirler?) İkisi de yemek yerlerdi. Bak, onlara âyetlerimizi nasıl açıklıyoruz. Sonra bak ki, nasıl da (haktan) çevriliyorlar.” (Maide Suresi)

Tekrar gelişle ilgili olarak kullanılan bir ayet de şöyledir:

“159 And olsun, Kitap Ehlinden, ölmeden önce ona inanmayacak kimse yoktur. Kıyamet günü, o da onların aleyhine şahit olacaktır.” (Nisa Suresi, 159)

Bu ayette de dikkat edilirse, yine Hz. İsa gelecek diye bir anlam ya da ima yoktur. Sadece Kitap ehlinden olanların ölmeden önce ona inanacaklarını bizlere bildirmektedir. Bu ayetten yola çıkarak, Kitap Ehli’nin ölmeden önce Hz. İsa’ya inanması ancak onun gelmesiyle olur. Öyle ise Hz. İsa gelecektir gibi yorumlar yapmak yanlıştır. Burada ayette olmayan bir şart ortaya atılmış ve açıkça ayetin anlamı çarpıtılmıştır. Bir kere ayette Kitap Ehli’nden olanların, kıyamete yakın bir zamanda, Hz. İsa’ya iman edeceklerine dair bir ifade yoktur. Bu ayette tüm Kitap Ehli kastedilmektedir. Ayrıca ölümlerinden önce Kitap Ehli’nin iman etmeleri için, Hz. İsa’yı görmeleri gibi bir şart da, ayete göre söz konusu değildir. Hz. İsa’nın sağlığında bile onu görüp, kitap ehlinden iman etmeyen bir çok kişi olmuş ve hatta onu öldürmeye bile kalkmışlardır.

Bu olsa olsa böyle olur mantığıyla bu sonuç çıkartılmış, Kuran’da bildirilen dışında ön yargıyla ulaşılmış bir iddiada bulunulmuştur. Ayrıca ayetin devamı dikkatli okunduğunda çok önemli bir gerçek ortaya çıkacaktır. Hz. İsa ölümlerinden önce kendisine iman edenlerin hakkında kıyamet günü aleyhlerinde şahitlik yapacaktır. Bu ayetin Arapça metninde “aleyhim” ifadesi geçmektedir. “Aleyhim” kelimesinin “onların üzerine” veya “aleyhlerine” anlamları vardır. Bu kelime şahitik yapmak fiiliyle kullanıldığında bu şahitliğin olumsuz olduğu yani aleyhlerine olduğu anlaşılmaktadır. Kuran’da bu iki kelimenin geçtiği ayetlere bakıldığında bu anlaşılacaktır. Örneğin:

“20 Sonunda oraya geldikleri zaman, işitme, görme (duyuları) ve derileri kendi aleyhlerine şahitlik edecektir.” (Fussilet Suresi - 20)

Ayetin devamıyla düşünüldüğünde, kitap ehlinden, ölümlerinden önce Hz. İsa’ya iman edenlerin imanının, makbul bir iman olmadığı anlaşılmaktadır. Aksine Hz. İsa onların aleyhlerine şahitlik yapacaktır. Bu iman Firavun’un imanı gibi kabul edilmeyen bir imandır. Üstelik burada söz edilen kitap ehli, kıyamet gününe yakın olanlar değil, Hz. İsa’dan sonra yaşayan tüm kitap ehlini kapsar. Bunların hepsi ölümlerinden önce, Hz. İsa’nın Allah’ın elçisi olduğuna iman etmektedirler. Fakat ölüm anından önce olan bu iman, makbul bir iman değildir. Hesap günü İsa onlardan şikâyetçi olacaktır. Yukarıdaki ayetin önce ve sonrası okunduğunda, burada kitap ehlinden Yahudilerin eleştirildiği görülecektir. Şimdi ayetin başına dönersek, bu ayetin neresinde Hz. İsa tekrar yeryüzüne gelecek şeklinde bir anlatım ya da ima vardır? Neye dayanarak böyle bir sonuç çıkarılmaktadır? Görüleceği gibi bu iddia sadece bir vehimdir ve bu yanlış yorumlar Kuran’a ait değildir.

Zuhruf suresinde ki bir başka ayet de yine anlamı dışında Hz. İsa’nın gelişiyle ilgili kullanılmaya çalışılmaktadır. Ayet şöyledir:

“61 Şüphesiz o, saat için bir ilimdir. Öyleyse ondan yana hiçbir kuşkuya kapılmayın ve bana uyun. Dosdoğru yol budur.” (Zuhruf Suresi)

Bu ayette o sıfatının Hz. İsa olduğunu söyleyip, onun kıyamet saati için bir ilim olması için ancak kıyametten önce gelişiyle olabileceği iddia edilmektedir. Bu ayette geçen “o ” zamiri hakkında iki farklı görüş var. Biri “o “zamirinin Kuran’ı işaret ettiği diğeri ise” o” zamirinin Hz. İsa’yı işaret ettiğidir. “O” zamirinin Hz. İsa’yı işaret ettiğini kabul etsek bile, ayetin direkt anlamından Hz. İsa’nın yeniden yeryüzüne gelişini söyleyen ya da işaret eden bir ifade bulunmadığı görülecektir. Bu ayette de diğerlerinde olduğu gibi bir ön kabul yapılıyor ve Hz. İsa’nın kıyamet için bir ilim olması için ancak kıyametten önce gelişiyle olabilir denilmektedir. Örneğin bir başka Kuran ayetinde “kıyamet yaklaştı ” şeklinde bir ifade bulunmaktadır. Günümüzden 14 asır önce de Kuran’ı okuyan bir kişi bu ayetle karşılaştığında kıyametin yaklaştığını okumaktaydı. Fakat aradan 1450 yıla yakın bir zaman geçmiştir. Hala kıyamet kopmamıştır ama, kıyamet bize yakındır. İnsanlık tarihine göre yaşanan zaman, ayetin ifadesiyle kıyamete yakın bir zamandır. Ama kıyametin kopması daha asırlarda sürebilir veya yarın da kopabilir. Bunun gibi ayetin ifadesiyle Hz. İsa kıyamet için bir ilimdir. Yani Hz. İsa ile ilgili bir şey kıyametin saatinin bilgisini verecektir. Fakat ayette Hz. İsa’dan hemen sonra kıyamet kopacak gibi bir anlatım yoktur.

Hz. İsa’nın tekrar geleceğini iddia edenlerin, kendi görüşleri doğrultusunda kullanmaya çalıştığı ayetlerden birisi de şöyledir:

“157 Ve: “Biz, Allah’ın Resulü Meryem oğlu Mesih İsa’yı gerçekten öldürdük” demeleri nedeniyle de (onlara böyle bir ceza verdik.) Oysa onu öldürmediler ve onu asmadılar. Ama onlara (onun) benzeri gösterildi. Gerçekten onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, kesin bir şüphe içindedirler. Onların bir zanna uymaktan başka buna ilişkin hiç bir bilgileri yoktur. Onu kesin olarak öldürmediler.” (Nisa Suresi)

Bu ayette geçen “onu öldürmediler ve onu asmadılar.” İfadeden yola çıkarak Hz. İsa’nın öldürülmediği ve asılmadığı dolayısıyla hala canlı olduğu ve tekrar yeryüzüne döndürüleceği iddia edilmektedir. Oysa ayet ön yargılardan sıyrılarak okunduğunda böyle bir anlatımın olmadığı açıkça anlaşılacaktır. Burada söylenen şey Hz. İsa’yı öldürmeye çalışan kişilerin onu öldüremediği ve asamadığıdır. Yani inkarcılar Hz. İsa’ya bir zarar verememişlerdir. Fakat bu Hz. İsa’nın vefat etmediği ve tekrar yeryüzüne gönderileceği anlamına gelmez. Örneğin: müşrikler Hz. Muhammed’i ne öldürebildiler ne de asabildiler. Böyle olması Hz. Muhammed’in ölmediği anlamına gelmez. Hz. Muhammed başka bir vesile ile vefat etmiştir. Yukarıdaki ayette de Hz. İsa’nın inkarcılar tarafından öldürülmediği vurgulanmaktadır. Fakat bu başka bir vesile ile Allah onu vefat ettirmiş ve kendi katına yükseltmiştir. Dolayısıyla da bu ayetteki ifadelerde ne Hz. İsa’nın vefat etmediği gibi bir anlam vardır, ne de tekrar yeryüzüne döneceğine dair bir anlatım mevcuttur.

Temel olarak Hz. İsa’nın tekrar yeryüzüne dönüşüne delil olarak gösterilmeye çalışılan ayetler bunlardır. Görüldüğü gibi ayetlerde bildirilen Hz. İsa’nın öldüğüdür. Bunun ötesinde Kuran’da hiçbir ayette tekrar yeryüzüne döneceğine dair bir ifade yoktur.

Kaynak: İlhan Akkurt
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
dönecek, göre, kuran’a, yeryüzüne, yoksa, İsa, öldü


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 07:29 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam