hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > İMAN > Ahiret'e İman > Dünya ve Ahireti dengelemek

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 13. September 2009, 08:55 PM   #1
Barış
Uzman Üye
 
Barış - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 785
Tesekkür: 1.340
366 Mesajina 989 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
Barış is on a distinguished road
Standart Mearic suresi ve ahirete hakkıyla inanmayanlar

MEÂRİÇ SURESİ:

AHİRETE HAKKIYLA İNANMAYANLARLA, HAKKIYLA İNANANLARIN EYLEMLERİ VE HAKLARINDAKİ HÜKÜMLER.




1- MADDİ VE MANEVİ NİMETE NANKÖRLÜK EDENLER.


Medeni, kibar, lütufkar, vefalı bir insanın doğru tavrı muhakkak ki, iyiliğe karşı iyilikle karşılık vermektir. İyiliğe karşı teşekkürü olmayan insana kaba ve anlayışsız deriz. İyiliğe karşı üstelik kötü ve düşmanca davranana nankör ve zalim denilir. Muhakkak ki Allah iyi ve güzeldir. Üstün Ahlak sahibidir. Bunun için hem adil, hem rahimdir.Bütün varlığıyla iyilik için çalışır. İnsanlar karşı güç gösterisi yapmaz, gücünü kimseyle oyun oynamak ve hele kötülük yapmak için kullanmaz. Güç verip güçlü kıldığı insanlarına böyle erdemli davranmasını ister ve bunun için elçiler gönderir Vicdan sahibi olan Ulul Elbab Allah’ı gereği takdir eden az sayıda insandır. Allah’ı tam takdir eden ve tam hamd ve teşekkür eden yoktur. Hem o kadar bilgisi, hem de ona yetirecek gücü yoktur.Bunu en iyi bilenlerden birisi Resulullah’tır(s.a.s). O’na hamd ederken, seni senin bildiğin kelimelerle anıyor, hamd ediyorum…der. Çünkü insana ilmin her türünde çok azı verilmiştir. Allah, kendisini Kuran’da anlattığı kadar bilir, akıl ve vicdan sahibi de isek, ancak bu kadarla hamd ederiz.

Allah, yaratacağı insan için evrenin önemli bir kesimini yaşaması, rızıklanması için hizmete koşmuştur. Onu, su ve topraktan başlayarak uzun merhalelerden geçirerek yaratmıştır. Milyonlarca yılda toprağı ekim ve dikime elverişli hale getirmiş, temiz su içmesi için suyun buharlaşıp kayalardaki depolarda tatlı su olarak birikmesi için yağmur nimetini yasalara bağlamış, rüzgar bulutları sıkıştırması için ve daha bir çok iş için görevlendirmiştir. Allah nimetlerini saymakla bitiremeyiz.Bizden çok şey istemez. Hakkı olmadığı halde bizi gütmeye çalışan ve hamiliği bahane ederek kendilerini besletenler gibi parazit ve sahte bir kuruyucu değildir.Bunun için “El İlah” ismini taşır ki koruculuğu hami cinsinden değil, Kayyum cinsindendir. Yani, kimseye kendine hizmet ettirmez, kendisini bakıp besletmez, aksine bütün enerjisiyle mahlukata iyilik için her an başka bir iştedir. Ne uyur, nede gaflet ona yaraşır.

Bütün bunları görüp bilmezden gelenler kafir-nankör, kendiside bir yaratık ve Allah tarafında hayatta tutulan mahluk kesiminden birilerini de Allah işlerine ortak gibi gören müşrik-nankörler, inkarı, iman kalbine yerleşmedi ve bencillikten kurtulamadığı içim münafık-nankör kesinler hiç veya gereği gibi şükretmeyenlerdir.hamd ve şükrün de başlıca üç türü vardır. Her türlü nimetin Allah’tan geldiğini bilerek ve ona hiçbir şey ve hiçbir kimseyi ortak etmeden ibadetini aracısız ona yapmak ve yalnız ondan istemek, Allah’a hayranlık duyup ona denk hiçbir sevgiyi yukarı çıkartmamaktır. Şükrün manevi yönü budur.Şükrün hukuki ve ahlaki yönüne gelince, tümü insan lehine ve yararına olan, dünyada barışı ve ahirette saadeti sağlayacak olan, yapılması ve yapılmaması gerekenlerin bildirildiği kurallar bütününü içselleştirip güzel ahlakla ahlaklanmasıdır ki, buna ahlaki şükür diyebiliriz.Üçüncü tür şükür ise, Allah emrettiği için yeryüzünü ifsad etmemektir. İtidalin her konuda aşılmasının fesad olduğun, Ayne’l yakinle görülen, İlme’l Yakın ile bilinen, sabit olan, hakka’l yakinle kati hakikatler olarak bildirillen kurala uyarak, her türlü fazlalığı, noksan olan yere aktararak fazlalık ve ağırlıktan(Günah) kurtulma yöntemi maddi anlamdaki nimete bu yolla şükretmek.Bunlara aykırı davranış ise, yine derecelerine göre hakka nankörlük ve maddi ve manevi iliklere kötülükle karşılık vermektir. Azap da bunlaradır.İşte Allah’a kadirşinas bir dost gibi davranmadığı için hakiki dost ve veliden mahrum kalan bedbaht insanın ahiretteki durumun tasvir eden ayetler:

“Dost, dostu sormaz”.(Meariç–10)

”Birbirlerine gösterilirler (fakat herkes kendi derdindedir). Günahkâr kimse ister ki, o günün azabından (kurtuluş için), oğullarını”,(Meariç–11)

“Karısını ve kardeşini,”(Meariç–12)

”Kendisini koruyup barındıran tüm ailesini “(Meariç–13)

“Ve yeryüzünde kim varsa hepsini fidye olarak versin de, tek kendini kurtarsın.” (Meariç–14)

”Fakat ne mümkün! Bilinmeli ki, o alevlenen bir ateştir.”(Meariç–15)

”Derileri kavurup soyar.”(Meariç–16)

”Yüz çevirip geri döneni, çağırır!”(Meariç–17)



“(SERVET) TOPLAYIP YIĞAN KİMSEYİ!.”(Meariç-18)




İşte nimete nankörlük ederek onu, kimseyle paylaşmamak için lüks tüketimine harcayarak israf eden, onu ihtiyacı olmadığı halde elinde tutarak servet ve sermaye yapan, böylece yığınla mahrum ve mağdur yaratan insanın başka günahı olmasa bile cehennemin yakasına yapışarak onu salmaması akıbeti olur. İtidal ve kavam miktarından bir sorumluluk yoktur. Onu dahi ahara öncelik tanıyarak kullanmak nefsin cimriliğinden arınmış olmanın ve cennette girmenin, girince yüksek dereceler almanın sebebidir. Oysa cehennemlikler, ahdini(Yeminini) bozarak Ashamü2l Meşeme olanlar, kendisi düşünen veya kendisini daha çok düşünen bireycilerdir. Yani benciller, yani cimriler, yani toplumculuğu kerih görenler, yani sıla-i rahimi keserek ve lüks içinde yaşama gaddarlığını işleyerek yarış ve rekabeti alevlendirecek fitne ateşini alevlendirip yeryüzünü ifsad eden helak olmuş kavimler gibi yapanlar. İnsan haris olduğunu bilecek ve selam ona İsa gibi şöyle dua edecek. Allah’ım bana rızkımı günlük ver, benim azmama vesile olmasın(İğvaya düşmek) diye dua eden, duasına rağmen fazla rızık eline geçtiğinde de Nahl-71 ve Bakara-219 ayetler iyi ki var deyip, günlük ihtiyacını mahrum, mağdur ettikleri dahil tüm az kazanan ve kazanamayanlar(Miskin) derhal aktarıp ateşi kalbinden parayı kasadan çıkartıp, kendinden uzaklaştırarak temizlenecek. Miskine kızmak yerine, fazlayı verecek yer bulduğu için sevinecek.İşte Kuran’la gelen ve başta Resulullah, takva, vera üzerine yaşayan hak dinin hak şerirati budur. Yakin ilmiyle bilenler(Ma’lum) ancak İslam’ı hakkıyla bilir ve toplumculuk sünnetini sünnetlerin en büyüğü olarak bilir ve toplumculuk yerine ferdiyetçilikten nefret eder. Sosyalizmi özlemek Resulullah’ın doğumunu kutlamak gibidir. Liberalizmi alkışlamanın ne anlama geldiğini de düşünen düşünsün. Tekasür suresinde “Kellâ sevfe Ta’lemune” hitabına muhatap olanlara ihtarlar ve kınamalar yağarken ve “Keşke yakin ilmiyle bilseydiniz” der.(Tekasür-5).bunu bilmeyenler Musalliyn isminin kime verildiğini de bilmeden, dua anlamındaki namazı ifa ederler, sosyal ve ekonomik anlamdaki kısmını bilmezler. Onun için tekasür üslubu kullanılarak bu ayette, gerçekten “musalli” olanları tanımlarken: “onlar için mallarının içinde mağdur, mahrum, muhtaç ve miskinin hakkının olduğunu ve ihtiyaç fazlasının mutlaka geri iade edilmesi gerektiğini ilmen bilirler.”(Meâriç-24,25).



“Gerçekten insan, pek hırslı (ve sabırsız) yaratılmıştır.”(Meariç-19)”

Kendisine fenalık dokunduğunda sızlanır, feryat eder.”(Meariç–20)

“ONA İMKÂN VERİLDİĞİNDE İSE PİNTİ KESİLİR, BAŞKALARININ YARARLANMASINA ENGEL OLUR.”(Meariç–21)



Yine, anlamayanlarda iyice anlasın diye toplumcu düzene mani olanların namazlarının makbul olmadığını açıklayan maun suresinde kullanılan “Menea” fiili Meâriç-21 ayette kullanılmıştır.Yani bu sureyi okurken en az bu üç surede verilen bilgilerle iyi bir analiz ve sentez yapın demektedir. Çünkü bu mani olmanın biçimi maun suresi müfessirleri tarafsından tam açıklanmadığı kanısındayım. Hem muavenet etmeyerek, hem de iş araçları vermezler, hem ekime elverişli arazi edinmeleri için toprak reformu yapmazlar. Onlara, el sanatlarını icra edecek iş yerleri, teknoloji çıkarak el sanatları öldüğünde orta ölçekli işletmeler edindirmezler. Teknoloji daha da ilerlediğinde fabrika sahibi yapmazlar anlamı vardır. Bu ise ilmi malumatı olanların, sosyo ekonomi politiği bilerek hareket edem musalliler bilir. Dikkatimizi çekmek için “Malum” fiili bu ilme’l Yakin’le bilen(Kati ve ispatlı, delilli bilmek)(Meâriç-24). Cehenneme gidenler, topraklara el koyup ağalık yapmayı vebalsiz sanırlar. Oysa o, sayısız miskin, mağdur ve mahrum yaratır.Yine onlar, fabrika kurmanın sayısız zanaatkarı işinden ederek mağdur, mahrum ettiğini bilmezler. Ama musalli bunu bilir ve kendi zenginliğinin milyonlarca insanın fakirleştirilmesi, işsiz bırakılanların miskinlerden olduğunu bilmezler. Bir fabrika açılması zanaatkarı iş yapamaz duruma getirdiği için miskin olmuştur. Çünkü artık onun elinden bir iş gelmez. Çünkü fabrika ile rekabet edemediği için işe yaramaz hale gelmiştir. Bunun için, maun suresi “Huzzu” kavramını kullanır. Bunun anlamlarından birisi, miskinin de iş aş sahibi yapılmasını teşvik etmezler. Yani bunu toplumsal politika yapmazlar.Bu kavramın türevlerinde çok önemli bir mana vardır ki, tamlandırmanın öyle karnını doyurmak, onu kendisine muhtaç bırakmak değildir. Rızkıyla onun arasından çekilip kanana kadar rızıklanması için imkan sahibi yapmaktır ki, bunun teşbihi ise, hurmaya su salan varsıl kimsenin, her ağacın dibine su göllenmesi için yaptığı havuzcuk gibi havuz yaparak, devamlı akan sudan rızkını temin etmesini kolaylaştırmak işidir.Onu dilenci yerine koymadan, onurlu bir toplum üyesi yapacak sosyo ekonomik önlen neyse onu yapmaktır.

El Muhavvazu: Havuz.Ağaç etrafındaki havuzcuk.



Hak din, alık, anlayış ve bilgi dinidir.layık olmayanların hak dini istilası ise dine yüktür. Şimdi hak dine layık olan ve “namazı dosdoğru ve tastamam kılanlar” musalli ismini hak ederek kullanırlar.



2-NİMETLERİN HER TÜRÜNE HER ŞEKLİYLE ŞÜKREDENLER.


”Ancak şunlar öyle değildir: Namaz kılanlar,(Meariç–22)

”Ki, onlar namazlarında devamlıdırlar.(Meariç–23)

”Mallarında, belli bir hak olduğu onların malumudur.,(Meariç–24)

”Yoksul ve YOKSUN İÇİN.(Meariç–25)

İşi büyük tutmalarının bilimsel neticesinin başkalarını yoksullaştırıp, yoksun olduğunu bilirler.

“Ceza gününe HAKKIYLA İNANIRLAR(Meariç–26)




Kıyamet gününe inanmak, ona göre davranmakla ve iğneden ipliğe hesaba çekileceğini ve kul haklarının hesabının çok zor olduğunu bildikleri için, namaz’ın diğer yönünü de ifa ederler. Hem Allah hakkını tastamam ona verip, yalnız ona dua eder, yalnız ondan isterler. Böylece, uluhiyetteki hakkı kıst üzere öderler. Allah emirlerinden olan, zulme son verip adaleti ayakta tutmak Allah emri olduğu için, adil olmaya önce kendisinin insan haklarına saygılı olmasıyla başlar ve itidali aşmaz. Çünkü Hem ayne’l Yakin, Hem İlme’l Yakin, Hem Hakka’l Yakin ile bildiği için rabbinin sevip razı olduğu ilimle donatılmış ve isyan etmeyen muti kullardandır. İlim sahibi olduğu içinde nefsin hevasını ve bilgisizliği adil ve rahim Allah’a iftira edercesine şeriat yapmaz. Güzel ahlakı ve evrensel hukuku üstün sayar.

”Bunlar yanlın, Rab'lerinin azabından korkanlar,(Meariç–27)



”Ki Rab'lerinin azabı(na karşı) emin olunamaz;(Meariç–28)



”Irzlarını koruyanlar.(Meariç–29)



”Ancak eşlerine ve ellerinin altındakilerden kınanmazlar;(Meariç–30)

”Bundan öteye (geçmek) isteyenler ise, onlar taşkınların ta kendileridir,(Meariç–31)

”Emanetlerine ve ahitlerine riayet edenler;(Meariç–32) ”Şahitliklerini (dosdoğru) yapanlar;(Meariç–33)

”Namazlarını koruyanlardır.(Meariç–34)



”İşte bunlar, cennetlerde ağırlanırlar.(Meariç–35)




İşte bize namazın hakikatinin, hem uluhiyette kıstı yerine getirmek için Allah’ın şanına yakışacak şekilde ona ihtiramını göstererek, yalnız ona kulluk yapmak ve yalnız ondan istemek. Yine Allah emri olan sulh ve barışın tesisi(İslam) uğruna kul haklarını tam vermek ve bunun en bilimsel ve kolay yolunu bulmak için, anye’l Yakin, İlme’l Yakin, hakka’l Yakin ilimlerinde uzmanlık derecesinde rüşt sahibi olmakla mümkündür.

Av.İlhami Çetin

ALINTIDIR.
__________________
Kimse kimsenin yargıcı değil, olmamalı da zaten..Herkes kendi üzerinde gözetmen ve yargıç olsun..Kendimizi rahatsız edelim, dünyamız değişsin...Belki o zaman huzuru bulmuş benliğimiz başkalarına kendiliğinden ışık saçar../Elif.
Barış isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Barış Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 3 Kisi:
dost1 (14. September 2009), hiiic (17. June 2010), kamer (13. September 2009)
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
ahirete, hakkıyla, inanmayanlar, mearic, suresi


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 02:00 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam