hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > YARATILIŞ > Hayat ve Canlı > Şeytan

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 13. October 2012, 09:18 PM   #21
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart

Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Sayın bartsimpson.

Cin kendisine has özellikler taşıyan ayrı bir varlık değildir. Cin veya cinlik var olanın bir vasfının ifadesidir. Bu vasıf ya yaratılıştan o şeyin kendisine verilmiştir, meselâ aşk; yaşarız, biliriz ama beş duyumuzla algılayamayız, ''ins'' değildir; yani beş duyu ile hissedilemeyenlerdendir.
Ya da ins cinsindendir, beş duyu ile algılayabiliriz, fakat beş duyumuz hudutları dışındadır; mesela diğer odada oturan çocuğumuz ins olmasına rağmen o an için bize cin vasfındadır.
Veya görevi memurluk olan bir kişinin ayrıca casus olarak tayininde de bu casusluk vazifeyi veren haricindekiler için cin vasfındadır. Yani bilinen işlerinin haricinde önceden kestirilemeyen işleri olan.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.
Selamlar,

Rabbimiz; "insan ve cinleri kulluk etsinler diye yarattım" dediği ayette insan ve cinleri aynı anda kullanıyorsa;

1- insan ve cin nasıl aynı kimseler yada şeyler olabilir, birbirinin yerine geçebilir?

2- Cin ayrı bir varlık değilse nasıl kulluk yapabilecektir?

3- Sizin örneğinize göre aşk, kulluk yapacakmıdır?

4- yan odada olmakla birlikte orda olduğundan haberiniz olmayan, orda olduğunu hissedemediğiniz çocuk insan iken, siz orda olduğunu bilmeyince yada hissedemeyince insan vasfı değişirmi?

5- İnsanların hislerinin, gerçekler karşısında önemi varmıdır, gerçeği değiştirebilirmi?

selamlar...
aorskaya
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 13. October 2012, 09:38 PM   #22
bartsimpson
Super Moderator
 
bartsimpson - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2012
Mesajlar: 963
Tesekkür: 481
200 Mesajina 303 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
bartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud of
Standart

Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Selamlar,

Rabbimiz; "insan ve cinleri kulluk etsinler diye yarattım" dediği ayette insan ve cinleri aynı anda kullanıyorsa;

1- insan ve cin nasıl aynı kimseler yada şeyler olabilir, birbirinin yerine geçebilir?

2- Cin ayrı bir varlık değilse nasıl kulluk yapabilecektir?

3- Sizin örneğinize göre aşk, kulluk yapacakmıdır?

4- yan odada olmakla birlikte orda olduğundan haberiniz olmayan, orda olduğunu hissedemediğiniz çocuk insan iken, siz orda olduğunu bilmeyince yada hissedemeyince insan vasfı değişirmi?

5- İnsanların hislerinin, gerçekler karşısında önemi varmıdır, gerçeği değiştirebilirmi?

selamlar...
aorskaya
sevgili galip aynı şeyleri yazmiim ama bende anlayamadım???
bartsimpson isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 14. October 2012, 12:04 AM   #23
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.015
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun Aleykum! Değerli Kardeşlerim!

Tefekkürlerimize ışık olabilmesi düşüncesiyle.

CİNN
Bu sure vasıtası ile Kur`an`da yeni tanıştığımız bir diğer kavram da “cinn” kavramıdır. Ancak “cinn” kavramının iyi anlaşılabilmesi için, bu kavramla birlikte, aralarındaki yakın bağ dolayısıyla, “ins” kavramına, “ins ve cinn” ifadesinin ne anlama geldiğine, daha sonra da kısaca “şeytan” kavramına ve “İblis” kavramına değinmek gerekmektedir.

Cinn”, halk kültüründe; “İnsan gibi yiyip, içen, üreyen, inanan, bazen ehil insanlarca işçi gibi çalıştırılan, olağan üstü güç ve bilgilere sahip, insanları çarpan, istediklerine zarar veren, erdirici, yüksek değerler ilham eden gizli destekçi güç, görünmeyen yaratık” olarak bilinmektedir.

Cinn” sözcüğü, “cenn” kökünden türemiş bir sözcük olup, sözcüğün asıl anlamı; “bir şeyi duyulardan saklamak”tır. Arapça`da “Cennehülleylü (gece onu örttü), ecennehü (onu örttürdü), cenne aleyhi (üzerine örttü)” şekillerinde kullanılır. Nitekim Kur`an`da, İbrahim peygamberi konu alan bir pasajda “fellema cenne aleyhilleylü (ne zaman ki gece kendisini sakladı, yani iyice karanlık çöktü)” şeklinde yer almıştır (En`âm; 76).


Aşağıdaki sözcükler de “cenn” kökünden türemiştir:
Cennet: “Toprağı ağaç yapraklarıyla saklanmış yer” demektir.
Cinnet: “Aklı, fikri saklanmak, delirmek” demektir.
Cenin: Ana karnında saklandığı için bu adı almıştır.
Cünnet: “Savaşta kullanılan kalkan”; kişiyi oktan mızraktan sakladığı için bu ad verilmiştir.


Netice olarak bütün eski ve yeni sözlüklerde “İnsanın beş duyusuyla kavrayamadığı, algılamaya kapalı, mevcudiyeti kesin olan varlıklara veya güçlere CİNN dendiği” yer alır.

Kur`an bu sözcüğü “mikrop, elektrik, mıknatıs, ışın, radyasyon, ajan (casus), yabancı, kimliği belirsiz kimse” anlamlarında kullanmıştır.

İNS, İNSAN:
İnsan sözcüğü, "fi'liyan" kalıbında olup ens sözcüğünden türemiştir ve aslı insiyan 'dır.
Sözcük anlamı "beş duyu ile hissedilebilen, bilinen, görünen, tanıdık, ilişki kurulabilen, kaybolmayan, sürekli ortada duran" demektir.
Sözcüğün anlamı bu olmasına ve evrendeki tüm görünebilen varlıkları kapsamasına rağmen bu sözcüğün sırf insana isim olarak verilmesinin nedeni, insanın yaratılışı itibariyle karşılıklı ünsiyete muhtaç oluşudur. Yani insanın sosyal bir varlık olması, başka varlıklar ile ve özellikle de insanlar ile ilişki kurmadan yapamamasıdır.

İNS ve CİNN:
Cinn konusu kapsamı içerisinde, hassas ve Kur'ân'ı doğru anlamak için çok önemli bulduğumuz bir noktayı açıklamak zorundayız. Bu mesele ins ve cinn sözcüklerinin ins ve cinn şeklinde bir arada ve bir takım hâlinde kullanılmasıdır. Bu birleşik ifade genellikle "İnsanlar ve Cinler" olarak çevrilmektedir. Hâlbuki bu birleşik ifadelerde sözcüklerin anlamı farklılaşmakta, başkalaşmakta ve zenginleşmektedir.

Bu durumu, Kur'ân'dan örnek vererek açıklamakta yarar vardır:

• Mağrib [batı] ve meşrik [doğu] sözcükleri, "batı-doğu" şeklinde söylendiğinde anlam, sadece iki yönü kapsamaz, bütün yönleri kapsar. Örnek olarak Müzzemmil Sûresinin 9. Âyetinde Rabbu'l-meşrikı ve'l-mağribi [Doğunun, Batının Rabbi] ifadesi, sadece doğu ile batıyı anlatmayıp tüm yönleri ve mekânları ifade etmektedir. Bu da "Allah her yerin Rabbidir" demektir. Bu iki sözcüklü birleşik ifade ile ilgili diğer örnekler şunlardır: Nûr Sûresinin 35; Bakara Sûresinin 115, 142, 177; Şuara Sûresinin 28; Rahmân Sûresinin 17. Âyetleri.

• Dünya ve âhiret sözcükleri beraber söylendikleri zaman "her yer ve her zaman" anlamını ifade eder. Bu sözcükler ile ilgili Kur'ân Âyetleri şunlardır: Bakara Sûresinin 217, 220; Al-i-Imrân Sûresinin 22, 45, 56; Nisa Sûresinin 134; Tövbe Sûresinin 69, 74; Yûnus Sûresinin 64; Yûsuf Sûresinin 101; Hacc Sûresinin 15; Nûr Sûresinin 14, 19, 23. ve Ahzab Sûresinin 57. Âyetleri.

• Yaş, kuru sözcükleri beraberce kullanıldıkları zaman "her şey, her ne varsa" anlamını içerir. Örneğin En'âm Sûresinin 59. Âyetindeki, yaş ve kuru hiçbir şey yok ki, apaçık bir kitapta bulunmasın ifadesi sadece yaşı ve kuruyu değil, canlı veya cansız her şeyi ifade etmektedir.

Sabah, akşam sözcükleri de Kur'ân'da farklı ifadeler içinde sıkça yer almakta ve "daima, her zaman" anlamına gelmektedir. Bu sözcükler ile ilgili Âyetler de şunlardır. A'râf Sûresinin 205; Ra'd Sûresinin 15; Nûr Sûresinin 36; Mümin Sûresinin 46, 55; En'âm Sûresinin 52; Kehf Sûresinin 28; Meryem Sûresinin 11, 62; Fetih Sûresinin 9; Furkan Sûresinin 5; Ahzab Sûresinin 42; İnsan Sûresinin 25; Al-i-Imrân Sûresinin 41. Âyetleri.

Görüldüğü gibi, birbirinin zıt anlamlısı olan sözcükler birlikte bir kalıp hâlinde kullanıldığında, kalıbın anlamı sözcüklerin özel anlamlarından farklılaşmakta, zenginleşmektedir.

Konumuz olan ins ve cinn kalıbında da durum aynıdır. Kalıbı oluşturan sözcüklerin anlamlarına bakıldığında, cinn' in algılanamayan varlık, ins 'in ise algılanabilen varlık olması dolayısıyla, cinn ve ins sözcüklerinin birbirlerinin karşıtı olan sözcükler olduğu görülmektedir.
Bu karşıtlık, "insan" ve "cin"in yaratılışları konusunda bizi bilgilendiren Kur'ân Âyetlerinde de görülmektedir:

(Rahmân; 14-15) O, insanı [görünen, bilinen varlıkları] pişmiş çamur gibi kuru balçıktan [değişken bir maddeden] yarattı. Ve cannı ateşin dumansızından [enerjiden] yarattı.

(Hicr; 26-27) Ve hiç kuşkusuz biz, insanı [görünen, bilinen varlıkları] çınlayan kilden, işlenebilen çamurdan [halden hale giren bir maddeden] yarattık. Ve cannı daha önce, en ince delikten bile geçebilen yakıcı bir esintinin ateşinden [engel tanımayan enerjiden] yaratmıştık.

Öyleyse Âyetlerdeki cann ateşten yaratılmıştır ifadesinin anlamı, "elektrik, manyetik dalgalar, şua gibi gözükmez güçler enerjiden yaratılmıştır" demektir." İnsan topraktan yaratılmıştır" demenin anlamı da "beş duyuyla hissedilebilen, bilinen, görünen, tanıdık, ilişki kurulabilen, kaybolmayan, sürekli ortada duran varlıklar maddeden yaratılmıştır" demektir.

Anlamlarının birbirlerine zıt olduğunu gördüğümüz "ins" ve "cinn" sözcükleri, birlikte bir kalıp hâlinde kullanıldıklarında, "gördüğünüz-görmediğiniz, bildiğiniz- bilmediğiniz, tanıdığınız-tanımadığınız, yani herkes ve her şey" anlamına gelmektedir. Bunun Kur'ân'daki örnekleri ise şunlardır:

(Zâriyât; 56) Ben, cinn ve insi [herkesi] yalnızca, bana ibadet/kulluk etsinler diye yarattım.
(İsrâ; 88) De ki: "İns ve cinn, [herkes] bu Kur'ân'ın bir benzerini ortaya koymak için bir araya gelseler ve birbirlerine yardımcı olsalar, yine de, onun benzerini, ortaya koyamazlar."
(Cinn; 5) Oysa biz, insanların ve cinlerin [herkesin] Allah'a karşı asla yalan söylemeyeceklerini sanmıştık.
(Rahmân; 33) Ey cinn ve ins toplulukları, eğer göklerin ve yerin bucaklarından aşıp geçmeye güç yetirebilirseniz, hemen aşın; ancak sultan/üstün bir güç olmadan aşamazsınız.
(Rahmân; 56) Orada daha önce ins ve cinn dokunmamış, [hiç kimse tarafından el ve göz değdirilmemiş] bakışlarını eşine dikmiş eşler vardır.

Bu konudaki diğer örnekler şunlardır: En'âm Sûre sinin ; 112 , 130 ; A'râf Sûre; sinin 38 , 179 ; Fussilet Sûre; sinin 25 , 29 ; Ahkâf Sûresinin ; 18 ; Neml Sûresinin 17 ; Rahmân Sûresinin 39, 74 ; Nâss Sûresinin 6 ; Hûd Sûresinin ; 119. ve Secde Sûresinin 13. Âyetleri
Kaynak:İşte Kur'an


Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 14. October 2012, 01:54 AM   #24
bartsimpson
Super Moderator
 
bartsimpson - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2012
Mesajlar: 963
Tesekkür: 481
200 Mesajina 303 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
bartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud of
Standart

(Rahmân; 14-15) O, insanı [görünen, bilinen varlıkları] pişmiş çamur gibi kuru balçıktan [değişken bir maddeden] yarattı. Ve cannı ateşin dumansızından [enerjiden] yarattı.

(Hicr; 26-27) Ve hiç kuşkusuz biz, insanı [görünen, bilinen varlıkları] çınlayan kilden, işlenebilen çamurdan [halden hale giren bir maddeden] yarattık. Ve cannı daha önce, en ince delikten bile geçebilen yakıcı bir esintinin ateşinden [engel tanımayan enerjiden] yaratmıştık.

Öyleyse Âyetlerdeki cann ateşten yaratılmıştır ifadesinin anlamı, "elektrik, manyetik dalgalar, şua gibi gözükmez güçler enerjiden yaratılmıştır" demektir." İnsan topraktan yaratılmıştır" demenin anlamı da "beş duyuyla hissedilebilen, bilinen, görünen, tanıdık, ilişki kurulabilen, kaybolmayan, sürekli ortada duran varlıklar maddeden yaratılmıştır" demektir.


yani cin diye tabir edilen (görmediğimiz) varlıklar var.

bunlar mikro boyuta indirgenmeden, yaratılış maddesi radyoaktivite olan,

(Rahmân; 14-15) O, insanı [görünen, bilinen varlıkları] pişmiş çamur gibi kuru balçıktan [değişken bir maddeden] yarattı. Ve cannı ateşin dumansızından [enerjiden] yarattı.

(Hicr; 26-27) Ve hiç kuşkusuz biz, insanı [görünen, bilinen varlıkları] çınlayan kilden, işlenebilen çamurdan [halden hale giren bir maddeden] yarattık. Ve cannı daha önce, en ince delikten bile geçebilen yakıcı bir esintinin ateşinden [engel tanımayan enerjiden] yaratmıştık.


varlıklar.

bunlar, insanlar (görünen varlıklarla) ile,

(Rahmân; 33) Ey cinn ve ins toplulukları, eğer göklerin ve yerin bucaklarından aşıp geçmeye güç yetirebilirseniz, hemen aşın; ancak sultan/üstün bir güç olmadan aşamazsınız.

dünyada yaşamak durumundalar. (ki kendilerini dünyadan kurtaracak yerçekimine aksi yönde bir güç olmadıkça)

doğru mu anlamışız? sevgili dost1

yoksa???
bartsimpson isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
bartsimpson Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
dost1 (14. October 2012)
Alt 15. October 2012, 06:28 AM   #25
pramid
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2010
Mesajlar: 764
Tesekkür: 191
507 Mesajina 1.128 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
pramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud of
Standart

RABBİMİZ SIRATI MÜSTAKİM ÜZEREDİR.

"Benim Rabbim sırat-ı müstakim üzeredir" (Hud 11/ 56)

Şeytan ise bu yolda oturan bir sapmaya benzetmedir. Şeytan sıratı müstakimde değildir.
pramid isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 18. October 2012, 06:26 PM   #26
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart

Alıntı:
pramid Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
RABBİMİZ SIRATI MÜSTAKİM ÜZEREDİR.

"Benim Rabbim sırat-ı müstakim üzeredir" (Hud 11/ 56)

Şeytan ise bu yolda oturan bir sapmaya benzetmedir. Şeytan sıratı müstakimde değildir.
Şeytanı zaten insanlar var sayar değilmi?

Şeytanda yoktur, insanları saptırmasıda yoktur, tedbir almaya gerekte yoktur sana göre değilmi?

Şeytan zaten semboldür, insanın kötü tarafıdır değilmi? İblis insanın nefsidir, şeytanda bu nefsin etkilediği kötü taraflardır değilmi?

Ben ise şeytanı, yani İblis'i beni ve iman edecekleri doğru yoldan saptırmaya çalışan, aslında görevini yapan ve kendisine uyarsam, suçlayamayacağım bir varlık olarak düşünmeye devam edeyim.

selamlar,
aorskaya
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
aorskaya Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
raven (18. October 2012)
Alt 18. October 2012, 08:56 PM   #27
raven
Uzman Üye
 
raven - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2012
Bulunduğu yer: 38° 36′ 50″ N, 27° 26′ 3″ E
Mesajlar: 102
Tesekkür: 97
52 Mesajina 104 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22
raven has much to be proud ofraven has much to be proud ofraven has much to be proud ofraven has much to be proud ofraven has much to be proud ofraven has much to be proud ofraven has much to be proud ofraven has much to be proud of
Standart

birinci bölüm;


-şeytan diye birşey yok,
-melek diye birşey yok,
-iblis diye bir şey yok,
-cennet diye bir şey yok,
-cehennem diye bir şey yok
-ruh diye bir şey yok
-şefaat diye bir şeyde yok

-peki ne var efe?

-matrix var birader. bunların hepsi matrix in işi.

-vallahamı efe

-tabi biraderim sen bakma aslında insan diyede bir şey yokkkk

-ya efe ne demek istiyon kafam karıştı

-bak birader bir mimar var bu mimar bir software yapmış işte bizde bu software in içindeki programlarız

-peki peygamberler?

-onlar hub dır biraderim.kendisine gelen bilgiyi, portlarına bağlı bütün bilgisayarlara yollar.

-iyide efe kitap var bu kitap neyin nesi. hem bu kitapta cennette var cehennemde şeytan da var melekte

-bak o kitap aslında sistem yazılımını destekleyen uygulama yazılımı. Ama o yazılım yazıldıktan sonra serverlere aktarılırken bazı sorunlar çıkmış.Sen orda belirtilen şeyleri hardware olarak algılama software in bir parçası olarak düşün.

-Peki efe bu hadis olayı nedir?

-O da Warez yani korsan yazılım.İçinde bir sürü virüs var

-peki efe bu evliyalar falan

-Onlarda hacker biraderim haaa oda hepsi değil bazıları lamer bunların. şimdi anladınmı biraderim

-efe bir git işine yav




to be continued...
__________________
Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem. Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem

Konu raven tarafından (19. October 2012 Saat 11:42 PM ) değiştirilmiştir.
raven isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 19. October 2012, 05:44 AM   #28
pramid
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2010
Mesajlar: 764
Tesekkür: 191
507 Mesajina 1.128 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
pramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud of
Standart

Alıntı:
Şeytanda yoktur, insanları saptırmasıda yoktur, tedbir almaya gerekte yoktur sana göre değilmi?
Senden Allaha sığınıyorum. İns olanından yani. Birde cin olanı var sizler onu hayalet sanırsınız. Peri mi dese idik.
pramid isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 19. October 2012, 05:51 AM   #29
pramid
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2010
Mesajlar: 764
Tesekkür: 191
507 Mesajina 1.128 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
pramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud of
Standart

Hayatın kendisi gerçek...

Sen trafik canavarına inanıyor musun ?

Peki enflasyon canavarına...

İnanmıyoruz niye günlük hayatta kullanıyoruz.

hayalete inanıyor musunuz?

Peki perilere?

İnsanlık neresinden üretti bu kavramları...

Anlayış sorunun olması normaldir. Birileri hayal aleminde gezer; birileri gerçek hayatta.
pramid isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 19. October 2012, 04:45 PM   #30
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart

Alıntı:
pramid Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Hayatın kendisi gerçek...

Sen trafik canavarına inanıyor musun ?

Peki enflasyon canavarına...

İnanmıyoruz niye günlük hayatta kullanıyoruz.

hayalete inanıyor musunuz?

Peki perilere?

İnsanlık neresinden üretti bu kavramları...

Anlayış sorunun olması normaldir. Birileri hayal aleminde gezer; birileri gerçek hayatta.
Şeytan konusunuda daha fazla uzamasına gerek bırakmayacak şekilde bir kaç sorunun cevaplanması halinde sonuçlanacak aşamaya getirelim.

1- Şeytan, size göre ayrı bir varlık, insandan ayrı bir yaratık olmayıp, insanın kendisi yada insanın nefsi veya insanın kötü taraflarıdır değilmi?

2- Eğer şeytan, insanın bir vasfı ise her insan vefat ettirildiğinde, şeytanında ölmesi gerekir değilmi?

3- Yoksa, şeytanın insandan insana geçen, yani reenkarnasyona tabi olduğunu düşünmüyorsunuzdur değilmi?

Cevaplarınıza göre devam ederek, iddialarımı kanıtlamaya çalışacağım. Bu nedenle lütfen cevaplayınız.

selamlar,
aorskaya
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
basittir, ipuçları, kuranda, vardır, yenmek, şeytanı


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 01:47 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam