hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > EĞİTİM - ÖĞRETİM > Sağlık Genel

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 25. April 2013, 01:46 PM   #1
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.015
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart Hipnoz

Hipnoz

Gözkapakların
ağırlaşıyor...
ağırlaşıyor...
ağırlaşıyor...

Hipnoz altındaki kişilerin kendi ismini unuttuğu, her şeyi siyah beyaz gördüğü, çocukluğuna geri döndüğü iddiaları bilimsel çevrelerde kuşkuyla karşılanıyor. Şimdi bilim adamları hipnoz durumunun ne kadarının gerçek, ne kadarının öykünme olduğunu araştırıyor.

Yıl 1970. Yer İngilterenin kuzeyinde bir televizyon stüdyosu. Amerikalı ünlü sihirbaz Muhteşem Kreskin, namı diğer George Kresge , 22 yaşındaki bir öğrenciyi sahnede uyutmaya çalışıyor.

Kresge önce herkesin bildiği nakarata başlıyor.Şimdi dikkatle beni dinle. Gözkapakların ağırlaşıyor...ağırlaşıyor... Gönüllü istenilen kıvama gelince sıra telkinlere geliyor. Hipnoz altındaki gönüllü bir süre sonra sanki elleri arkasından bağlıymış gibi sandalyesinden yuvarlanıyor. Salondakiler gencin dünyadan tuhaf bir şekilde koptuğunu ve trans haline geçtiğini söylüyor.

Aradan 28 yıl geçiyor. Graham Wagstaff adındaki bu öğrenci Liverpool Üniversitesinde psikoloji eğitimini tamamladıktan sonra uzmanlık dalı olarak hipnozu seçiyor. Wagstaff bugün hipnoz konusunda dünyanın en yetkin isimlerinden biri.

Wagstaff, yaklaşık 20 yıldır hipnozun günlük yaşamda sıkça görülen etkilenme ve telkin altında kalabilme yeteneği olduğunu savunuyor. Etkilenmenin dozu yetkili bir kişinin ikna yeteneğine ve etkilenen kişinin hayal gücüne bağlı olarak değişiyor. Sahnede olduğu gibi hipnoz kliniklerinde de benzer olaylar yaşanıyor. Hipnotizmacının bir iki sözü üzerine hipnoz altındaki kişi renk körü olduğunu, kollarını kıpırdatamadığını veya 5 yaşına döndüğünü ifade ediyor. Katı nesneler görünmez olabiliyor veya koyu renk mürekkep ile yazılmış okunaklı yazılar okunamaz hale geliyor. Ve hipnoz altındaki kişi adı dahil pek çok şeyi unuttuğunu iddia ediyor. Wagstaffa göre Bütün bunlar deneğin rol yapma yeteneğine bağlı düzmece davranışlar. Ayrıca bu tuhaflıkları trans haline geçme gibi egzotik göndermelerle açıklamaya çalışmak gereksiz.

Resmi teori

Ne var ki hipnoz konusunda herkes Wagstaff gibi düşünmüyor. Resmi teorisyenler olarak tanınan bir grup hipnoza yürekten inanıyor. Bunlara göre hipnoz, trans olarak adlandırılabilecek yoğun konsantrasyon durumuna yol açabiliyor. Trans durumunda insanlar beyinlerini alışılmışın dışında kullanabiliyor; kontrollu bir şekilde halüsinasyon görüyor ve acı gibi duygulardan kendini arındırabiliyor. Bu görüşü destekleyen akademisyen ve araştırmacılar hipnoza inanmayan grubu ikna edebilmek için yıllardır çaba harcıyor.

Hipnozun bir öykünme ve sıradan bir telkin altında kalabilme yeteneği olduğu savına şiddetle karşı çıkanların başında Stanford Üniversitesi nöropsikoloji bilimdalı öğretim üyesi David Spiegel geliyor. Resmi teorisyenlerin en büyük amacı, hipnozun karanlık bir odada sarkaç gibi sallandırılan bir cep saati yardımıyla adam uyutma yöntemi olarak algılanmasına son vermek. Son yıllarda hipnoz konusunda yapılan deneylerde, ileri teknoloji ürünü tıbbi cihazlardan yararlanılıyor. Hipnoz altındaki deneklerin beyin faaliyetleri beyin tarayıcıları veya kafatasına bağlı elektrotlar ile izleniyor ve ölçülüyor.

Spiegel ve çalışma arkadaşlarının Harvard Üniversitesinden görüntü uzmanları ile birlikte sürdürdüğü çalışmalarda, pozitron emisyon tomografisi (PET tarama) yardımıyla hipnoza bağlı olarak ortaya çıkan kan dolaşımı değişiklikleri saptandı. Bu değişiklikler bizi heyecanlandırıyor diye konuşan Harvardlı görüntü uzmanı William Thomson, Ancak bu sonuçların ne anlama geldiğini anlamak için önce tüm verilerin incelenmesi gerekiyor diyor.

Kral çıplak mı değil mi?

Hipnoz uzmanlarının, görüşleri ne olursa olsun, üzerinde anlaştıkları tek bir nokta var: Herkes hipnotize edilemez ve hipnotize edilebilenlerin de ancak beşte biri hipnoza duyarlıdır. İşte bilim adamları bu özel kişilerde gözledikleri hipnoz durumunun gerçek mi yoksa düzmece mi olduğunu araştırıyor.

Harvard ekibinin yürüttüğü bir araştırmada, hipnotize edilen denekler PETe bağlandı ve bilgisayar ekranındaki görüntüleri renk açısından değerlendirmeleri istendi. Bilim adamlarının amacı, iddia edildiği gibi hipnoz altındaki kişilerin renk körü olup olmadıklarını araştırmaktı.

Araştırma sonuçlarından çıkartılan ön bilgilere göre, renk körü olduklarını iddia eden gruptakilerin beyinlerinde, korteks tabakasının üzerindeki renk merkezinde, kan dolaşımında gözle görülür değişiklikler meydana geldi. Spiegel bu sonuçtan hareketle, renkleri olduğu gibi algıladığı halde, her şeyi siyah beyaz gördüğünü iddia eden bir kişinin beyninde bu değişikliklerin meydana gelmesinin olanaksız olduğuna dikkat çekiyor.

Teknik, algıyı değiştiriyor

Benzer bir çalışma Kanadada Montreal Üniversitesinde yapıldı. Pierre Rainville , Catherine Busnell ve çalışma arkadaşlarının gerçekleştirdiği çalışmada, PET yardımıyla hipnoz ile ağrı kontrolu arasındaki ilişki araştırıldı. Sonuçları geçen yıl Science dergisinde yayınlanan araştırma hipnoza duyarlı 8 kişi üzerinde yürütüldü. Hipnoz altındaki gönüllülerden, can yakacak kadar sıcak bir suya ellerini daldırmaları istendi. Daha sonra deneklere, suyun olduğundan daha sıcak ya da daha soğuk olduğu yolunda telkinlerde bulunuldu.

Tüm denekler hipnotizmacının telkinleri ile aynı doğrultuda algılarının gerçekten değiştiğini ifade ettiler. PET taramalarını değerlerdiren araştırmacılar, deneklerin rol yapmalarının mümkün olmadığını, çünkü beynin anterior cingulate adı verilen kısmında önemli değişikliklerin meydana geldiğini kaydettiler.

Hipnotizmacının su sıcaklığının acı verecek dereceye çıktığını söylemesi, söz konusu bölgedeki kan dolaşımını hızlandırıyordu.

Anterior cingulateın başlıca görevlerinden biri beynin algılama ve düşünmeye bağlı olarak ürettiği duygusal kayıtların dozunu ayarlamaktır. Bilim adamları hipnoz altındaki kişilerin anterior cingulate bölgelerindeki kan dolaşımındaki değişikliklerin PET taramalarında açıkça görüldüğünü belirttiler.

Gerçeği arama
Beyin görüntüleme teknikleri, hipnoz altındaki kişilerin gerçeği yansıtıp yansıtmadıklarını ortaya çıkartan tek yöntem değil. Hipnotize edilmeleri mümkün olmayan kişilerin hipnoz altındaymış gib i düzmece davranışlar sergilediklerini ortaya çıkartan Connecticut Üniversitesinden Irving Kirsch ve arkadaşları, gerçek ile simülatör arasındaki farkı ortaya çıkartan bir yöntem geliştirdiler. Deneyde, bir hipnotizmacının teybe alınan sesi deneklere iki kez dinletildi. İlkinde denek, teypteki sesi araştırmacıyla beraber dinlerken, ikincisinde yalnız bırakıldı. Bu iki süreç de gizlice filme alındı.

Simülatörler, araştırmacı ile birlikte iken hipnotizmacının buyruklarına normalin üzerinde bir uyum gösterirken, yalnız olduklarını sandıkları durumda buyrukları geçiştirdiler. Oysa gerçek hipnoz altındakilerin tepkisi iki durumda da birbirinin aynısı idi. Deneyin sonucunda film çekimlerini inceleyen Kirsch, hipnoz altındaki kişilerin, hipnoz altındaymış görüntüsü verenlerden kolayca ayrıldığını ileri sürüyor.

Ne var ki bazı kişilerin gerçekten hipnotize edilebileceğini kabul etmek, trans durumunu kabul etmekle aynı şey değil. Gerçek hipnotik durum ile trans durumu arasında fark olup olmadığı da ayrı bir tartışma konusu. Kirsch ve ekibi arada bir fark olmadığını söylerken, resmi teorisyenler fark olduğunu ileri sürüyor. Bu iki grubun uyuşamadığı en önemli konu trans durumunun tanımı.

Bilim adamları transın tanımında zorlanıyor. Pek çoğu hipnoz sırasında beynin içine döndüğünü ve dış dünya ile tüm bağlantıların koptuğunu ileri sürüyor. Beyin bu durumda hayal ürünü olan nesneleri gerçek olarak algılıyabiliyor.

Rainville trans hakkında şunları söylüyor: Bilinç, hipnoz sırasında dış dünyaya ilişkin duyguların denetiminden çıkarak tümüyle telkinlerin güdümü altına girer.
Londra Imperial College Schollun Tıp Fakültesinden nöropsikolog John Gruzelier ve çalışma arkadaşları elektrotlar ve psikolojik testler yardımıyla trans durumuna açıklık getirmeye çalışıyor. Gruzelierin elde ettiği sonuçlar zihinsel odaklamanın önemini doğruluyor. Hipnoz seansının başında nakarat bölümünde, insanların kendilerini dış dünyadan soyutlayıp, tümüyle hipnotizmacının sesine kilitlenmeleri gerekiyor. Kolay ipnotize olan insanlar, kendilerini şartlayarak rahatsız edici sesleri duymayabiliyorlar.

Hepsi yanılgı mı?

Ancak Gruzelier için bu yeterli değil. Aynı zamanda insanların kendilerini rahat bırakabilme yeteneğine da sahip olmaları gerekiyor. Gruzeliere göre hipnotizmacı yorgunluk ve ağır gözkapaklarından söz etmeye başlar başlamaz denek frontal loptaki devreleri gevşetebilmeli. Gruzelierin çalışmaları bir başka gerçeği daha su yüzüne çıkartıyor. Hipnoz, frontal loptaki sözel yetenek merkezini de bozuyor.
Başta Wagstaff olmak üzere hipnoza inanmayanlar bütün bu değerlendirmeleri yanılgı olarak görüp, tüm iddiaları çürütebileceklerini söylüyor. Wagstaffa göre beyin taramalarında gözlenen farklılıklar, trans durumundan değil, yoğun konsantrasyon ve gevşemeye bağlı sıradan zihinsel ve fiziksel değişikliklerden kaynaklanıyor.
Bu durumda kralın gerçekten çıplak olup olmadığı konusunda kimse kesin bir yargıya varamıyor. 1840da hipnoz sözcüğünün icadından bu yana tartışmaların ardı arkasının kesilmemesi bunun an açık kanıtı. Görüntüleme teknikleri ve kafatası kayıtları da bu düğümü çözmeye yetmiyor, çünkü görüntüler de doğruyu yansıtmıyabiliyor. Bu cihazlardan alınan görüntüler yalnızca kan dolaşımını ve elektriksel faaliyetleri gösterirken, insanların ne düşündüğü konusunda en ufak bir ipucu vermiyor.
Kısaca, beynin günlük bilinci bile nasıl ürettiği bilinemezken, hipnoz konusunda bilim adamlarının bugünlerde görüş birliğine varacaklarını ummak aşırı iyimserlik olur.
Reyhan Oksay
New Scientist 4 Temmuz 1998
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 25. April 2013, 02:43 PM   #2
merdem
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
merdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud of
Standart

Hipnoze dedikleri bir nevi medien üzerinden yapilan aciklamalar bizleri toplu hipnozeye cevirmiyormu.

Radyo, Tv ve vitrinlerde reklam amaciyla sunulan bilgiler, haberler, giysiler, yiyecekler vb. suur altlarimiza yerlesiyor ve secimlerimizde ister istemez tesir altinda kaliyoruz.

Okullarda ögrendigimiz tarih cografya bilgileri dahi kendi kendimize tespit ettigimiz bilgiler degildir. Ne sunulursa isleniyor beyinlerimize.

Aynen dinimizdeki duyulagelen aktarmalar gibi, sanki hipnoze olmusuz, sanki hep o olaylarin icinde yasamisiz gibi he dogru valla deyip geciyoruz.

Cocuklara kücüklügünden itibaren devamli bir seyleri tekrarlar isek onlarida hipnoze etmis olmuyormuyuz acab?

Gece uykuda beynimizin aktif olmasi günlük olaylari, tartismalari, görüntüleri devamli degerlendiriyor, hatta rüya olarak zihinlerimizde izler birakiyor.

Herhangi bir film seridinden sadece bir szene takiliyor kafalarimiza, yahutta bir toplandida sadece bir cümle noktalaniyor zihnimizde, yolda giderken yandaki bir ses bir hareket isleniyor vb...

Yeryüzünde beraber yasayip beraber etkileniyoruz, kimi icin üzücü olan bir olay berikini hic ilgilendirmiyor, birisi icin hayati bir nokta teskil eden karar baska biri icin hic mi hic mühim degil.

Belkide hipnoze edildi zannedenler ordan burdan zihinlerinin bir kösesinde yerlesmis olan, cözülmesi gereken cok önemli bir olay olarak, yada yasanmis bir durum olarak ortaya cikmasi gayet normal olabilir.

Kim bilir.
merdem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
merdem Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
dost1 (25. April 2013)
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
hipnoz


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 01:55 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam