hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > İMAN > Küfür ve Kafirler > Küfür

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 12. October 2008, 01:17 AM   #1
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.015
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart Küfür

Selamun Aleykum! Değerli Kardeşlerim!

Yanlış anlaşılan ve çoğu kez de yerinde ve doğru kullanılmayan küfr ile ilgili olarak yaptığım bir çalışmayı sizlerle paylaşmak istiyorum.

“ كفر Küfür” sözcüğünün esas anlamı “örtmek” demektir. Arapça`da karanlığı ile her şeyi örttüğü için geceye “كافر kâfir (örten)” dendiği gibi erişilen nimetlere teşekkür etmeyerek yapılan nankörlüğe de “küfür” denir.

“كافر Kâfir” sözcüğü, “كفر Kefere” fiilinin ism-i faili olup, sözlük anlamı olarak, “nimeti; örten, inkâr eden, nimete; nankörlük eden, uzak kalan, nimetten; kaçınan kimse” demektir.

Kök anlamından hareketle, bir hakikati gizlemeğe, kabul etmemeğe, bir iyiliği veya ni'meti inkâr etmeğe, bunun kadrini bilmemeğe de küfr denmiştir. İman düşüncesini örtme eylemi olan küfr, îmânın karşıtı olduğu gibi, şükrün de karşıtı olur.

Îmânın/inanıp güvenmemenin karşıtı olarak küfr, inanmamak,güvenmemek, kabul etmemek, tanımamak anlamlarına gelir.

Küfrü'n-ni'meti, ni'meti örtmek, görmemek, şükrünü edâ etmemek suretiyle ni'mete nankörlük etmektir.

Kâfir kelimesinin çoğulu: kâfirûn, küffâr ve keferedir. Ancak küffâr kipi imansızlık/inanıp güvenmeme hakkında, kefere kipi de ni'mete karşı nankörlük hakkında kullanılır.

İbni Manzur Lisanul Arap'da: Bazılarının, küfrü; inkâr küfrü, cuhûd küfrü, 'inâd küfrü ve nifak küfrü olmak üzere dört çeşide ayırdığını söyledikten sonra, bunları şöyle açıklıyor:
İnkâr küfrü, Allah'ın varlığını hiç kabul etmemek, O'nu hiç tanımamaktır.
Cühûd küfrü kalbiyle Allah'ın varlığına inanmakla be*raber diliyle bunu söylememektir. Bu adamın küfrü, İblîs'in küfrü gibidir.
İnâd küfrü Allah'ı kalbiyle ve diliyle tanıdığı halde kıskançlık yüzünden O'nun elçisini kabul etmemektir.
Nifak küfrü ise inandığını söyleyip, içinden inkâr etmektir. Bu küfürlerden herhangi biriyle, -tevbe etmeden-Allah'a gidenin bağışlanmayacağı; bunun dışında Cenâb-ı Hakk'ın, dilediğine, dilediği günâhı bağışlayacağı belirtilir.
Tabii Cenâb-ı Hakk'ın hâşâ yükümlülüğü yoktur. O, yaptığından sorumlu değildir.


Şirk de küfrün bir çeşididir. Ancak Allah, şirki hiç bağışlamayacağını buyurmuştur. Allah'ı inkâr veya hased dolayısıyla O'nun elçisini kabul etmemek affedilmeyecek günâhtır. Ancak her şirk küfür ise de, her küfür şirk değildir.

Allah'ın ni'metinin kadrini bilmemek, inandığı halde buy*ruklarını yapmamak, küfür eylemidir. Onun için Allah'ın Kitâb'ına inan*dıkları halde ahkâmını uygulamayanlar kâfir, fâsık ve zâlim sayılmışlardır.

Kısaca ve özetle “كافر kâfir”; “küfür”ün failidir. Bu durumda asıl üzerinde durulması gereken sözcük, “ كفر küfür” olmaktadır.

Fetih;29: Muhammedün Rasûlullah* velleziyne meahu eşiddau alelküffari ruhamau beynehüm terahüm rükkean sücceden yebteğune fadlen minAllahi ve rıdvana* siymahüm fiy vücuhihim min eserissücudi zâlike meselühüm fiytTevrati, ve meselühüm fiyl’İnciyli kezerın ahrece şat’ehu feazerehu festağleza festeva alâ sukıhi yu’cibüzzürraa liyeğıyza bihimülküffar* veadAllahulleziyne amenu ve amilussalihati minhüm mağfireten ve ecren aziyma;
Muhammed Allâh'ın elçisidir. Onun yanında bulunanlar, kâfirlere karşı katı, birbirlerine karşı merhametlidirler. Onların, rükû' ve secde ederek Allâh'ın lutuf ve rızâsını aradıklarını görürsün. Yüzlerinde secde izinden nişanları vardır. Onların Tevrât'taki vasıfları ve İncildeki vasıfları da şöyle bir ekin gibidir ki, filizini çıkardı, onu güçlendirdi, kalınlaştı, derken gövdesinin üstüne dikildi, ekincilerin hoşuna gider, onlara karşı kâfirleri de öfkelendirir bir duruma geldi. Allâh onlardan inanıp iyi işler yapanlara mağfiret ve büyük mükâfât va'detmiştir.

Hadid;19: Velleziyne amenu billahi ve RusuliHi ülaike hümussıddiykune, veşşühedau' ınde Rabbihim* lehüm ecruhüm ve nuruhüm* velleziyne keferu ve kezzebu biayatiNa ülaike ashabul cahıym;
Allah’a ve O’nun Rasûlü’ne iman edenlere gelince, işte onlar sıddıkların ve Rablerinin indinde şehidlerin ta kendileridirler. Onların ecirleri ve nurları vardır. Kafir olanlar/ gerçeği reddedenler,gerçeği örtenler ve ayetlerimizi yalanlayanlar var ya, işte onlar cahıymin/cehennemin ashabıdırlar.

Abese;42: Ülaike hümülkeferetulfecerah;
İşte bunlar facir/batıla meyleden kafirlerin/ gerçeği reddedenlerin,gerçeği örtenlerin ta kendileridirler.

Maide;89: La yüahızükümullahu billağvi fiy eymaniküm ve lâkin yüahızüküm bima akkadtümül eyman* fekeffaratühu ıt'amü aşereti mesakiyne min evsetı ma tut'ımune ehliyküm ev kisvetühüm ev tahriyru rakabetin, femen lem yecid fesıyamu selaseti eyyam* zâlike keffaretü eymaniküm iza haleftüm* vahfezu eymaneküm* kezâlike yübeyyinullahu leküm ayatiHi lealleküm teşkürun;
Allah sizi yeminlerinizdeki boş lakırdıdan ötürü hesaba çekmez, ama bilinçli olarak gerçekleştirdiğiniz yeminlerden sizi sorumlu tutar. Böyle bir yeminin keffâreti, ailenize yedirmekte olduğunuzun orta derecesinden on yoksulu doyurmak, yahut onları giydimek, yahut da özgürlüğünden yoksun kalmış bir benliği özgürlüğüne kavuşturmaktır. Bunlara imkân bulamayan üç gün oruç tutar. Yemin ettiğinizde yeminlerinizin keffâreti işte budur. Yeminlerinizi koruyun. Allah size ayetlerini böyle açıklar ki şükredebilesiniz.

Zümer;35: LiyükeffirAllahu anhüm esveelleziy amilu ve yecziyehüm ecrehüm bi ahsenilleziy kânu ya'melun.
Böylece, Allah onların yaptıklarının en kötülerini örtecek, ödüllerini, yaptıklarının en güzeliyle verecek.

Nisa;31: İn tectenibu kebaira ma tünhevne anhü nükeffir anküm seyyiatiküm ve nüdhılküm müdhalen keriyma
Eğer yasaklandığınız günahların büyüklerinden uzak kalırsanız, diğer kötülüklerinizi kefaretleriz/örteriz ve sizi nimet ve bereket dolu bir varış yerine ulaştırırız.


Küfrün en büyüğü, Allah'ın birliğini, yahut şerî'ati veya peygamberliği tanımamaktır. Küfr daha çok dini tanımamakta, küfrân da daha çok iyiliğe, ni'mete nankörlük etmekte; küfür ise her ikisinde kullanılır.

Furkan;50: Ve lekad sarrefnahu beynehüm li yezzekkeru* feeba ekserunNasi illâ küfura
Yemin olsun, onu aralarında çeşitli biçimlerde ifade ettik ki öğüt alabilsinler. İnsanların ekseriyeti ancak küfür/gerçeği örten olarak yaklaştılar/kabul ettiler .

İsra;27: İnnel mübezziriyne kânu ıhvaneşşeyatıyn* ve kâneş şeytanu liRabbihi kefura;
Mübezziriyn /ölçüsüz dağıtanlar, saçıp savuranlar, şeytanların kardeşleri oldu. Şeytan ise Rabbine çok kafirdir.

İsra;89: Ve lekad sarrafna linNasi fiy hazel Kur’âni min külli mesel* feeba ekserun Nasi illâ küfura;
Andolsun insanlar için şu Kur’an’da her meselden açıkladık da açıkladık. İnsanların ekseriyeti ancak küfür olarak yaklaştılar/kabul ettiler.

İsra;99: Evelem yerav ennAllahelleziy halekas Semavati vel Arda kadirun alâ en yahluka mislehüm ve ceale lehüm ecelen la raybe fiyh* feebez zalimune illâ küfura;
Görmediler mi ki, Semavat’ı ve Arz’ı yaratmış olan Allah, kendilerinin mislini de yaratmaya Kaadir’dir. Onlar için kendisinde şüphe olmayan bir ecel takdir etmiştir. Zalimler ancak küfür olarak yaklaştılar/kabul ettiler.

Sebe; 17: Zâlike cezeynahüm bima keferu* ve hel nücaziy illel kefur;
Küfr etmeleri ile onları işte böyle cezalandırdık. Küfür/Nankörlük edenlerden başkasını cezalandırır mıyız ki?.

İnsan;3: İnna hedeynahussebiyle imma şakiren ve imma kefura;
Muhakkak ki biz ona o yolu hidayet ettik. Ya şükredici olur ya küfr/gerçeği örten edici.

İnsan;24: Fasbir lihükmi Rabbike ve la tutı' minhüm asimen ev kefura;
O halde Rabbinin hükmüne sabret ve onlardan hiçbir günahkara yahut ziyadesiyle gerçeği örten-çok nanköre itaat etme!.

Kaf;24: Elkıya fiy cehenneme külle keffarin aniyd;
her inatçı keffarı/gerçeği reddedici, nankörü atın Cehennem’in içine!”.

Zümer;3: Ela Lillahid diynül halis* Velleziynettehazu min duniHi evliya'* ma na'budühüm illâ liyükarribuna ilellahi zülfa* innAllahe yahkümü beynehüm fiyma hüm fiyhi yahtelifun* innAllahe la yehdiy men huve kazibün keffar;
Dikkat edin, halis diyn Allah’ındır!. O’nun astlarından/gayrından veliler/himayesine, idaresine, sultasına, varlığına sığınılacak vücud sahipleri edinenler: “Biz onlara, sadece bizi Allah’a yaklaştırması için kulluk yapıyoruz” (derler)... Muhakkak ki Allah onlar arasında, hakkında ihtilaf edip durdukları şey hakkında hüküm verecektir. Muhakkak ki Allah, yalancı, keffar/gerçeği çok örtücü olan kimseye hidayet etmez.

Nuh;27: İnneKe in tezerhüm yudıllu 'ıbadeKe ve la yelidu illâ faciren keffara;
“Muhakkak ki sen, eğer onları bırakırsan, kullarını saptırırlar ve çok kafir/gerçeği reddeden,gerçeği örten facirden/Hak’dan sapan, ilahi emirlerden çıkanda) başka doğurmazlar”.

İbrahim;34: Ve ataküm min külli ma seeltümuHu, ve in teuddu nı'metAllahi la tuhsuha* innel İnsane lezalumün keffar;
O, O’ndan istemiş olduklarınızın hepsinden size vermiştir. Allah'ın nimetini saymaya kalksanız, sayıp bitiremezsiniz.. Muhakkak ki insan çok zalim ve çok keffar/örtücü/nankördür.

Bakara;276: YemhakullahurRiba ve yurbis Sadekat* vAllahu la yuhıbbu külle keffarin esiym;
Allah riba’yı/haksız artışı mahveder ve sadakaları ise artırır. Allâh, hiçbir günâhkâr nankörü sevmez.

Nur;55: VeadAllahulleziyne amenu minküm ve amilus salihati leyestahlifennehüm fiyl Ardı kemestahlefelleziyne min kablihim* ve leyümekkinenne lehüm diynehümüllezirteda lehüm ve leyübeddilennehüm min ba'di havfihim emna* ya'buduneniy la yüşrikûne biy şey'a* ve men kefere ba'de zâlike feülaike hümül fasikun
Allah; sizin, iman edip hayra ve barışa yönelik iyilikler yapanlarınıza şu vaatte bulunmuştur: Onlardan öncekileri halef kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka halef kılacak. Onlar için beğenip seçtiği dinlerini yine onlar için güç kaynağı yapacak, onları korkularının arkasından mutlaka güvene ulaştıracak. Bana kulluk/ibadet edecekler, hiçbir şeyi bana ortak koşmayacaklar. Bundan sonra kim kafir/gerçeği örten,nankörlük eden olursa, yoldan sapanların ta kendileridir.
Her iyi eylem iman eseri, her kötü eylem de küfür eseri sayıldığından Kur'ân'da her yasak eylem küfr (Allah'a karşı nankörlük) kabul edilmiştir. Şirk, adam öldürme, ribâ bunlardandır.

Bakara;102: Vettebe’u ma tetluşşeyatıynu alâ mülki Süleymane, ve ma kefere Süleymanu ve lakinneşşeyatıyne keferu yü’allimunenNasessıhr* ve ma ünzile alel melekeyni bibabile harute ve marut* ve ma yü’allimani min ehadin hatta yekula innema nahnü fitnetün fela tekfür* feyete’allemune minhüma ma yuferrikune bihi beynelmer'i ve zevcihi, ve mahüm bidarrıyne bihi min ehadin illâ biiznillah* ve yete’allemune ma yedurruhüm ve la yenfeuhüm* ve lekad alimu lemenişterahü ma lehu fiyl’ ahıreti min halak* ve le bi'se ma şerav bihi enfüsehüm* lev kânu ya'lemun
Süleyman'ın mülk ve saltanatı konusunda onlar, şeytanların okuyup durduklarına uydular. Halbuki Süleyman küfre sapmamıştı. Ancak şeytanlar küfre sapmıştı; insanlara büyüyü öğretiyorlardı. Ve Babil'de Hârût ve Mârût adlı iki melek üzerine indirileni öğretiyorlardı. Oysa ki o iki melek, "Biz bir imtihan aracıyız, sakın küfre sapma!" demedikçe hiç kimseye bir şey öğretmiyorlardı. İnsanlar onlardan erkekle eşinin arasını açacakları şeyi öğreniyorlardı. Ne var ki, onlar onunla Allah'ın izni olmadıkça hiç kimseye zarar veremezler. Onlar kendilerine zarar vereni, yarar vermeyeni öğreniyorlardı. Yemin olsun ki, onu satın alanın âhırette hiç bir nasibi olmayacağını açıkça bilmişlerdir. Öz benliklerini sattıkları şey ne kötüdür! Bir bilebilselerdi...

Bakara;152: Fezküruniy ezkûrküm veşküruliy ve la tekfurun
Anın beni ki, anayım sizi. Şükredin bana, sakın küfr/gerçeği örtmeyin/nankörlük etmeyin!

Bakara;275: Elleziyne ye'külunerRiba la yekumune illâ kema yekumülleziy yetehabbetuhüşşeytanu minel mess* zâlike Bi ennehüm kalu innemel bey'u mislürRiba* ve ehalellahul bey'a ve harremerRiba* fe men caehu mevızatün min Rabbihi fenteha felehu ma selef* ve emruhu ilellah* ve men ade feülaike ashabünnar* hüm fiyha halidun
O ribayı yiyenler, şeytanın bir dokunuşla çarptığı kişinin kalkışından başka türlü kalkamazlar. Bu böyledir, çünkü onlar, "Alış-veriş de riba gibidir." demişlerdir. Oysa ki Allah, alış-verişi helal, ribayı haram kılmıştır. Kendisine Rabb'inden bir öğüt gelip de yaptığından vazgeçenin geçmişi kendisine, işi Allah'a kalmıştır. Yeniden ribaya dönene gelince, böyleleri ateşin dostlarıdır. Sürekli kalacaklardır orada.
Bakara;276: YemhakullahurRiba ve yurbis Sadekat* vAllahu la yuhıbbu külle keffarin esiym
Allah, ribadan beklenen artışı mahveder, sadakalar karşılığında artışlar getirir. Allah, Küfre/gerçeğin üstünü örtenlere/nankörlüğe batmış günahkârların hiç birini sevmez.

Ali İmran;97: fiyhi ayatun beyyinatun Makamu İbrahîym* ve men dehalehu kâne amina* ve Lillahi alenNasi hıccül beyti menistetaa ileyhi sebiyla* ve men kefere feinnAllahe Ğaniyyün anil alemiyn;
Onda apaçık ayetler ve Makam-ı İbrahim vardır. Kim O’na dahil olursa emin olan olur. O’na bir yol bulabilenin O Evi Hac etmesi insanlar üzerinde Allah’ın hakkıdır. Kim de küfreder/örter, nankörlük eder, muhakkak ki Allah alemlerden Ğaniydir/Zengindir.

Kasas;48: Felemma caehümül Hakku min ındiNa kalu levla utiye misle ma utiye Musa* evelem yekfüru bima utiye Musa min kabl* kalu sıhrani tezahera* ve kalu inna bi küllin kafirun;
Fakat indimizden kendilerine Hakk geldiğinde dediler ki: “Musa’ya verilmiş olanın misli (O’na da) verilmeli değilmiydi?”. Daha önce Musa’ya verilmiş olanı küfr/ inkar etmemişler miydi? “Birbirini destekleyen iki büyü” demişlerdi... Ve: “Muhakkak ki biz bunların hepsine kafirleriz” de dediler.

Nahl;106: Men kefera billahi min ba'di imanihi illâ men ükrihe ve kalbuhu mutmeinnun bil iymani ve lâkin men şereha bil küfri sadren fealeyhim ğadabün minAllah* ve lehüm azâbün azîym;
Kalbi imanla mutmain olduğu halde, zorlanan müstesna, kim imanından/inanıp güvendikten sonra Allah’a kafir oldu ve küfre sadr/göğüs, kalb açtı ise, işte onlar üzerine Allah’dan bir gadab. Ve kendilerine aziym azab vardır.

İbrahim;7:Ve iz teezzene Rabbüküm lein şekertüm le eziydenneküm ve lein kefertüm inne azabiy leşediyd;
“Ve hani Rabbiniz ilan etmişti: Andolsun eğer şükrederseniz size artıracağım. Şayet Küfr/gerçeğini üzerini örterseniz/nankörlük ederseniz, muhakkak ki azabım elbette Şediyd’dir”/ şiddetlidir.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
dost1 Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
hiiic (10. June 2010), Miralay (10. June 2010)
Alt 10. June 2010, 04:31 AM   #2
hiiic
Uzman Üye
 
hiiic - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2010
Mesajlar: 1.979
Tesekkür: 1.908
1.298 Mesajina 2.732 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 26
hiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud of
Standart

Çoooooook teşekkür ederiiiiiiiiiz,
Peki son nefeste iman kurtarmak fayda eder mi?

Bazı kimseler son nefeste imanlı gitmenin telaşasındalar. Hayata boyu kafir yaşamışsın son nefeste imanlı gitsen nolcak. Yada hayat boyu salih amel işlemissin son nefeste imansız gitsen nolacak.
daha doğrusu kişilerin sadece amellerine/yaptıkları işlere göre hesaba tabi tutulacağı günde iman etmişsin etmemişsin ne yazar. İmana göre hesab göreceksiniz demiyor ki; niyetlerinize göre amellerinizden sorgulanacaksınız diyor.
Demeki neymişşş. kuran sadece uyarıcı, ancak bir tebliğ imiş, Kurandan gaflette olmak kuranı bilmemek değildir. Kuranı bilipte bilmiyormuş gibi yapmaktır. Bu nedenle kuranı bilmeyen yerlerde afrikada v.s. doğan kişiler imanına göre değil sadece ameline göre hesaba çekilecektir.

Afrikadakinin günahı ne sorusunun cevabıda budur işte. İman kişiyi kurtarmaz, amel kurtarır. İster Yahudi ister hristiyan olsun salih/yararlı amel işleyen cennettedir.
Kuran sadece o cennete kavuşmayı kolaylaştıracak mesajlar veren kitaptır, o da kendi başına ne şeffat edebilir nede sırattan adam geçirebilir, zaten bir kitap bunları yapamaz, o sadece bir kitaptır. Kolaylık olsun, amellerimizi ona göre düzenliyelim diye inmiştir, iman edilsin diye değil. Ama iman edersen amellerin direk ona uygun olacağı için ayetlere iman etmek müslümanın görevidir. Yani iman edip kötü yaşayan cehenneme giderken, iman etmeyip iyi yaşayan cennete gidebilir, dikkatli olun benden demesi.
----------------------------------------------------------------

Ben toparlayamadım biri yardım etsin. Sonu biraz saçma geldi. Kalbinde fitne olmayan anlar zaten demeye çalıştığımdan
Yani kullanma klavuzuna ister iman et iser etme, orda bahsettiği gibi fişe takarsan çalışır.

Konu hiiic tarafından (10. June 2010 Saat 04:35 AM ) değiştirilmiştir.
hiiic isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
hiiic Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
Miralay (10. June 2010)
Alt 10. June 2010, 05:16 AM   #3
Miralay
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: May 2010
Mesajlar: 568
Tesekkür: 4.080
276 Mesajina 635 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
Miralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud of
Standart

Hiiiç kardeşim doğru söylüyorsun da,
Kur'an'da çoğu yerde, kurtuluşa erenlerden bahsederken, "onlar gaybe iman ederler ve salih amelde bulunurlar" diyor.

Bana sorarsanız, imanın da gereği var.
Tabii ki ömrün boyunca imansız yaşamışsın, son nefeste "Allah" demişsin; o fayda etmez. (Firavun olayındaki gibi)
Ya da her zaman "iman ettim" demişsin; ömrünün son demlerinde küfre ve şirke batmışsın. O da fayda etmez.

Her zaman, her daim imanlı olmak ve salih amel üzerinde bulunmak gerekiyor.
Miralay isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Miralay Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
hiiic (10. June 2010)
Alt 10. June 2010, 04:57 PM   #4
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.015
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun Aleykum! Değerli Hiiç ve Miralay Kardeşlerim!

Sorunuza cevap olur umuduyla sizlerle paylaşmak istedim.

Allah`a, Allah`ın peygamberlerine, ahiret gününe iman etmeyen bir kimse, yani bir kâfir, eğer ölüm anında, ölümün şiddetleri kendisine gelip çattığı ve ilâhî azabı kesinkes görüp hissettiği zaman iman ederse, bu imana "iman-ı ye`s" veya "iman-ı be`s", yani "zoraki iman" denir.

Zoraki iman;
1) hayatta iken karşılaşılan felâketler karşısında,
2) ölüm anında ve
3) kıyamette ve kıyamet sonrası dirilişte
olmak üzere üç durumda söz konusudur.


1) Doğruluklarına dair mucizelerle desteklenen peygamberlerin, Allah`ın emirlerini tebliğ etmelerine ve inanmayanların üzerine Allah`ın azabının ineceğini ihtar etmelerine rağmen bazı insanlar akıllarını kullanmaz, tefekkür etmez ve inanmamakta ısrar ederler. Ama kendilerini doğal felâketler (deprem, sel vb.) gelip yakalayınca, o ana kadar inkâr ettiklerine hemen inanıverirler.


Böyle bir ortamda iman edenlerin imanları kabul edilmez ve bunların o imanları kendilerine bir fayda vermez. Çünkü onlar özgür iradeleri ile değil, karşılaştıkları belâların sebep olduğu korku ve ümitsizlik ile, zoraki olarak iman etmişlerdir:

Mümin; 83-85: Ne zaman ki peygamberleri onlara, açık delillerle geldi, kendilerinde bulunan bilgiden dolayı şımarıklık etmişlerdi. Halbuki o alay ettikleri şey onları kuşatmıştı.
Sonra da ne zaman hışmımızı gördüler: "Allah`ın birliğine inandık ve O`na şirk koştuğumuz şeyleri inkâr ettik" dediler.
Ama hışmımızı gördükleri zamanki imanları kendilerine fayda verecek değildi. Allah`ın, kulları hakkındaki sürüp giden tutumu (kanunu) budur. İşte o kâfirler burada hüsrana düştüler (kaybettiler, zarara uğradılar).

Yunus; 90,91: Ve İsrailoğullarını denizden geçirdik. Firavun ve askerleri, düşmanca ve azgınca onları izledi. Ta ki, suda boğulma başlayınca "Gerçekten de İsrailoğulları`nın iman ettiğinden başka tanrı olmadığına inandım. Ben de teslim olanlardanım." dedi.
Şimdi mi? Oysa bundan önce isyan etmiştin ve bozgunculardan idin.


Ancak, Yunus kavmi gibi, söylenen azap gelmeden önce iman edenlerin imanı sahih (doğru) olup, kendilerine fayda verir.

Yunus; 98: Fakat o vakit (azap gelince) iman edip de imanları kendilerine fayda vermiş bir kent olsaydı? Ancak Yunus`un kavmi ayrı. Onlar iman ettikleri vakit, basit yaşamda o rezillik azabını üzerlerinden kaldırdık ve onları bir süreye kadar yararlandırdık.


2) Her türlü uyarıya rağmen iman etmemiş olan kâfirler, üzerlerinde ölümün emareleri belirdiği, ölümün şiddetleri kendilerini sardığı zaman iman ederler.


Böyle iman edenlerin imanları da zoraki imandır ve artık kendilerine bir faydası yoktur. Çünkü önlerinde imanlı geçirecekleri bir hayatları ve güzel işler yapacakları zamanları kalmamıştır. Dolayısıyla, can boğaza gelince, ye`s halinde küfürden tövbe ederek iman etmek faydasızdır:

Nisa; 18: Yoksa günah işleyip de kendisine ölüm gelince: "İşte ben şimdi tövbe ettim" diyen kimseler için tövbe yoktur. Kâfir olarak ölenler için de. Onlar için can yakıcı bir azabı hazırladık.


Bir insan, يأس ye`s (ümitsizlik) ve بأس be`s (azap) hâlinin gerçekleşmesinden sonra, yani ölümün şiddeti kendisini sardığında, ilâhî azabı gördüğünde, Allah`ın emirlerini aklî ve iradî olarak yerine getiremez. O andaki iman, acıyı dindirmek, azaptan kurtulmak içindir:

En`âm; 28: Hayır, işin aslı daha önce gizleyip durdukları karşılarına çıktı. Geri çevrilselerdi yine men edildikleri şeye mutlaka dönerlerdi. Evet onlar gerçekten yalancıdırlar.


İman, ölüm şiddeti belirmeden ve can boğaza gelmeden önce; yani ye`s (ümitsizlik) ve be`s (azap) tahakkuk etmeden, henüz iş yapabilme gücü varken ve isteyerek (özgür irade ile) yapıldığında makbuldür ve fayda verir. Kâfirlerin ölüm anında iman etmeleri, kendi istekleri (özgür iradeleri) ile değil, ilâhî azabı görüp, canı alan meleklerin verdiği şiddetli acıyı tatmalarından dolayıdır, zorakidir:

Enfal; 50: Melekler, o kâfirlerin yüzlerine ve sırtlarına vurarak "Tadın bakalım kızgın ateşin azabını" diye canlarını alırken onları bir görseydin.

Muhammed; 27: Öyleyse melekler onların yüzlerine ve arkalarına vurarak canlarını alırken nasıldır?

En`âm; 93: Ve Allah`a karşı yalan uydurandan, yahut kendisine hiçbir şey vahyolunmadığı halde: "bana vahyolundu" diyenden ve "Allah`ın indirdiği gibi ben de indireceğim" diyenden daha zalim kim olabilir? O zalimleri ölümün şiddetleri içindeyken, melekler de onlara ellerini uzatmış: "Kişiliklerinizi (kimliklerinizi) teslim edin. Bugün, Allah`a karşı gerçek dışı şeyler söylediğinizden ve O`nun ayetlerine karşı böbürlenmenizden dolayı alçaltıcı bir azapla cezalandırılacaksınız" derlerken bir görsen!

Vakıa; 81-87: Şimdi siz bu Söz`ü mü (Kur`an`ı mı) küçümsüyorsunuz? Ve rızkınıza karşı, siz yalanlıyorsunuz. Ancak can boğaza gelip dayandığı zaman ki o zaman siz nazar edersiniz (onun karşısında bulunursunuz) Biz ise ona sizden daha yakınız. Velâkin siz görmezsiniz. Mademki cezalandırılmayacakmışsınız,eğer doğrulardan iseniz onu (boğaza gelmiş, çıkmakta olan canı) geri çevirsenize!


Yukarıda verdiğimiz bütün bu ayetler, kâfirlerin ölürken, ilâhî azabı görüp hissettikleri zaman iman ettiklerini söylemektedir. Ancak, içinde bulunduğu o ortamda Allah`ın varlığına samimiyetle inanmak için herhangi bir kanıt düşünüp bulma imkanı olmadığından kişinin "inandım" demesi; ilim ve bilgiden meydana gelen, istek ve çalışılarak erişilen bir inanç değildir, sadece korku ve azabı gidermeyi amaçlayan bir inanmadır.


3) Semanın (yıldızların) parçalanıp üzerlerine düşmesi gibi kıyametin açık ve büyük belirtileri meydana geldiğinde veya kıyamet kopmaya başlayınca veyahut da ölümden sonraki dirilişte, kâfirlerin iman etmesi de yine zoraki imandır ve faydasızdır:

En`âm; 158: Meleklerin gelmesinden, yahut Rabbinin gelmesinden, ya da Rabbinin bazı ayetlerinin gelmesinden başka bir şey beklemiyorlar. Rabbinin işaretleri geldiği gün, daha önce iman etmemiş, yahut imanında bir hayır kazanmamış kimseye, artık inanması bir fayda sağlamaz. De ki: "Bekleyiniz; biz de bekleyicileriz."

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
dost1 Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
hiiic (11. June 2010), Miralay (11. June 2010)
Alt 2. March 2013, 01:29 AM   #5
merdem
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
merdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud of
Standart Kafirmisiz de haberimiz mi yokmus?

Hani söyle bastan asagi bir inceleseniz tesbit edebileceginiz gibi bir iki noktayi göreceksiniz, yeryüzünde kafir olmayan kalmamis demek Hay Allah, biz bosuna mi ugrasiyoruz Allah'in rizasini kazanmak icin acaba?

KÜFÜR NEDİR?



Günlük hayatta çoğu zaman bilmeden küfür sözler söyleriz.Bazen bu sözler imanımızı tehlikeye düşürür. El faz-ı küfür isimli kitaptan çevrilen bazı küfür sözlerden bu yazımızda bahsedeceğiz.

KÜFÜR : Şüphe ,cehalet ve inkar gibi şeylerden dolayı iman edilmesi gereken şeylere iman etmemektir. 3 çeşittir.

Cehli Küfür : Kafir ve cahillerin küfürüdür.

İnkari ve İnadi Küfür : Firavun gibilerin küfrü.

Hükmi Küfür : İman edilmesi gereken şeyleri tahfif etmekle meydana gelen küfür.



1- “Şer Allah’ın taktiri değildir ve herkes yaptığının failidir. “ diyenler küfürdedir. Zira hayrıda , şerri de yaratan Allah’tır. Resulullah ( sav ) bu görüştekiler için ;

“ Onlar bu ümmetin Mecusileridir. Hastalarını ziyaret etmeyin , öldüklerinde şehadet etmeyin, onlar kader konusunda Allah’ın düşmanlarıdır.“ buyurur.Allah yanılır e pişman olur demek,

3- Tenasühü ( reankarnasyon ) kabul eden ,12 imamı masum kabul edenler küfürdedir.

4- Sahabenin bazılarını tekfir edenler ( hariciler gibi ) , küfürdedir.

5- Allah ancak murad ve taktir ettiğinde bilir , ondan önce bilemez demek,

6- Allah görmez , görülmez demek,

7- Allah cisimdir demek ( cisim : uzunluk , derinlik ve eni olan şeylere denir. ),

8- Allah’ın sıfatları geçicidir, baki değildir demek ,

9- Allah’ın her işinde hikmet olmayabilir demek,

10- Allah’ın şanına uygun olmayan birşey söylemek ,

11- Allah görmez , duymaz gibi Allah’ın basar , semi gibi sıfatlarından herhangi birini inkar etmek ,

12- Fiili kul yaratır demek ,

13- Fiili Allah yarattığı için , kula sorumluluk yoktur demek küfürdür , söyleyen dinden çıkar. Çünkü kulun imtihan olması gerekir. Kul seçiminden sorumludur, Allah da kulun seçtiğini yaratır.

14- Cennet yada cehennemi yada mizanı yada mahşeri inkar etmek,

15- Abdestsiz namaz kılmak ( kasten ve bilerek ) küfürdür.

16- Tevbe etmeden ölen cehennemliktir diyenin küfründen korkulur.

17- Allah arştadır, şuradadır, buradadır demek sureti ile ona mekan tahsis etmek ,

18- Allah yukardadır demek ( yukardan kasıt bizden üstündür, yaratıcıdır ise sakınca olmaz ),

19- Bilerek kıbleden terse veya necasetli elbise istihfaf ( alay ) için namaz kılmak ,

20- Allah’tan gayrıya secde etmek,

21- Allah ile oturulur , konuşulur, onun yanına çıkılır, Allah bazı kimselere hulul eder demek,

22- Kainat namütenahi diyenler,

23- Allah’a eş, çocuk , doğmak , ölmek nispet edenler,

24- Allah’ın birliğini kabul etmeyenler,

25- Yaratıcılığı Allah’a nispet etmemek, tabiat yarattı demek,

26- Allah bana şunu emretseydi yapmazdım demek.

27- Ehli kıbleyi günahından dolayı tekfir etmek,

28- Müslümana kafir demek,

29- İmanda şüphe etmek,

30- İnşaallah müminim demek ( ölüm anında imanlı olmayı kastederse sorun yoktur ),

31- Helali haram, haramı helal kabul etmek ,

32- Seni elimden Allah bile kurtaramaz demek,

33- İmanda noksanlık olabilir demek ( nuru ve imanın kuvvetini kastederse olmaz ),

34- Kafirlerin bayramını kutlamak,

35- Kafirlerin ayinlerini hoş ve güzel görmek,

36- Haramdan sevap ummak,

37- Emri bil marufu inkar etmek,

38- Kelimei küfrü işitip gülmek,

39- İman mahluktur demek ( Cenabı Hakdan gelen hidayet mahluk değildir. ),

40- Kurana mahluktur demek ( harf ve yazılan mürekkebi kastederse mahsur yoktur. )

41- Kurana çöl kanunu demek,

42- Elfazı küfürü şaka ya da yalan olarak söylemek ,

43- Nefsinin küfrüne razı olmak,

44- Çağıran kimseye lebbeyk demek,

45- Lüzumsuz yere papazların beline bağladığı zünnar denilen şeyi takmak,

46- İnsan karşılamak için hayvan kesmek ( hayvan murdardır . ) ,

47- Bir kimse ben cennet nimeti yiyorum, hurilerle yatıyorum derse küfürdür, dinden çıkar.

48- Allah’tan kork dense ve oda korkmam derse,

49- Allah bu adamı unutmuştur derse ( hasta kişi için ) ,

50- Allah yok olanı bilmez derse,

51- Allah’ı rüyamda gördüm derse,

52- Yapmadığı halde Allah şahit yaptım derse,

53- Gaybı biliyorum derse,

54- Bu adam hastalıktan ölür derse,

55- Saksağan öttüğünde yolcu gelecek derse,

56- Fala doğru derse, kahini tasdik etse,

57- Peygamberin mucizesini , velinin kerametini inkar etse,

58- “Eğer kıyamette Allah’ın hükmü varsa senden hakkımı alırım’’ derse,

59- Allah herkes için iyidir, ama bana kötülük etti derse,

60- Falanca benim yanımda kafir gibidir derse,

61- Allah’ın rahmetinden ümit kesmek,

62- Allah’ın azabından emin olmak ( ben azaba uğramam demek ),

63- Hadis okunurken “ben böyle sözleri çok işittim “demek,

64- Seninle karşılaşmak azraille karşılaşmak gibi demek,

65- Alimlerin ağzına küfretmek,

66- Vaiz yada alim taklidi yapıp insanları güldürmek,

67- Küçük günah işleyene “tevbe” et denince “ne yaptım ki tevbe edeyim’’ dese,

68- Yemeğe küfretmek,

69- Filan kişi benden daha kafirdir demek,

70- Zalime adil demek,

71- Peygamberlerden bir kısmına inanmak ayıplamak, sünnetlerinden birini olsun beğenmemek,

72- Peygambere sövmek,

73- Ben resulüm demek,

74- Peygamberin dediği doğruysa kurtulduk demek,

75- Peygamber insan mıdır , cinmidir demek,

76- Peygamber kabağı severdi denildiğinde “ ben sevmem “ demek,

77- “Azrail bu adamın canını yanlışlıkla aldı’’ demek,

78- Tırnaklarını kes , başını tıraş et sünnettir dense , o da sünnette olsa kesmem dese,

79- Hazreti Ayşe’ye kötü söz söylemek,

80- Münkir , nekir yada herhangi bir meleğe sövmek ,

81- Ebubekir ve Ömer’in ( ra ) hilafetini kabul etmemek,

82- Sahabeye küfretmek,

83- Sensiz cennete girmem demek,

84- Cennet istemem , Allah’ı görmek istemem demek ( cenneti küçümsememeli),

85- Ezanı alaya alanlar,

86- Herhangi bir ayeti inkar etmek,

87- Kuran’la dalga geçen yada hor gören,

88- Helal ye denildiğinde , haram daha iyi ve daha tatlıdır demek,

89- Livata ve zina helaldir demek,

90- “ ey kafir “ denildiğinde “ efendim “ demek,

91- Hileyle kazanılan parayı , helalmiş gibi bereketli olsun demek,

92- “Senden hakkımı kıyamette alacağım “ denildiğinde , “biraz daha ver ikisini bir alırsın” demek,

93- Kıyametten korkmam demek,

94- İlim öğren denince , ilim karın doyurmaz demek,

95- Müslümana lanet senin müslümanlığına demek,

96- Küfür kelimesini (dinden çıkaran kelimeyi) işitip gülmek,

97- Kabir sualini ve azabını inkar etmek,

98- Miracın Mescidi Haramdan , Mescidi Aksaya kadar olan kısmını inkar etmek,
??
99- Evliya enbiyadan üstündür demek,

100- Evliya belli makamdan sonra amel ve ibadete ihtiyaç duymaz demek,

101- Hristiyan yahudiden iyidir demek ( yahudi hristiyandan şerlidir denilmelidir .),??

102- Bir kimse sünnet ne işe yarar boşver demek,

103- Şu adam peygamber olsa ona iman ederdim demek,

104- Kuranı , mescidi, kabeyi, hürmet gereken yerleri alaya almak,

105- Kuranı müzikle okumak,

106- Kurana şiir demek,

107- Sayarken bir yerine bismillah, iki, üç diye saymak,

108- Emretme veya izin vermek yerine bismillah demek, ( oturayım mı diyene otur yerine bismillah demek gibi örneğin )

109- Namaz kıl denilince , bekle ramazanda kılarım demek ( namazın farziyetini ramazana indirgemek ),

110- Namaz kıl denilince , sen kıldın da ne oldu demek,

111- Ezan yada kuran okunurken , ne bet şey demek,

112- Ramazan geldiğinde , yine ağır misafir geldi demek ,

113- Küçümseyerek sabahçık namazını kıldım demek,

114- Namaz bana farz değil demek,

115- Sadece ramazanda kılıp , 70 kat sevap var diğer aylarda kılma demek,

116- Benim namazımı başkası kılıyor yada kıldı demek,

117- Ramazan farz olmasaydı ne olurdu demek,

118- Eline değnek alıp hoca taklidi çocukları dövmek,

119- Bıyık kesmek , sakal bırakmak çirkin şeylerdir demek,

120- Şeriat ilminde tevhid ( birlik ) yoktur demek,

121- Müspet ilim şeriat ilminden daha üstündür demek,

122- Kafir cennetlikmi cehennemlik mi bilinmez demek,

123- Alime , fakihe yada veliye alimcik velicik gibi sözlerle hitap etmek ,

124- “ sen müslüman değil misin? “ denildiğinde “ hayır “ demek,

125- Müslümanın ağzına küfür etmek ,

126- Filan müslüman kafir olarak ölsün ,kafir olsun demek, ( kafire derse birşey olmaz )

127- Bir kimse , müslümana “La ilahe illallah de” derde , o da demesse (şu an demem derse bir şey olmaz),

128- Ben kafir olacağım diyen,

129- Birisine küfür kelimesi tavsiye eden,

130- Zalime fasıka “ Allah’ın kullarına zulmediyorsun “ dense , o da “ iyi yapıyorum “ dese ,

131- Mahşerde izdihamda beni nasıl bulacaksın dense, kafir olur ve dinden çıkar.



Kimi kimin adina kafir ilan ediyorlar?
merdem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 2. March 2013, 01:33 AM   #6
merdem
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
merdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud of
Standart Baska bir versiyon

Millet ne kadar merakli onu bunu kafir etmeye!

***



Küfür: Şüphe, cehalet ve inkar gibi sebeplerle inanılması gereken şeylere iman etmemektir. Küfür üç çeşittir. Cehli küfür, inkar ve inatla yapılan küfür, hükmi küfür.

1- Cehli Küfür: Kafirlerin, ve cahillerin küfrü.
2- İnkari ve inadi küfür. Firavn ve Ebu Cehillerin küfrü.
3- Hükmi küfür: İnanılması şer’an gerekli olan şeylere inanmamak ve onu hafife almaktır
4- Cuhudi küfür: İblisin küfrü



Burada 3. madde de belirtilen hükmi küfrü açıklayacağız. Bir kimse Allah’a doğru iman ederde küfür olan söz ve inancına tövbe ederse , Allahu Teala Tevvaburrahîmdir. Ölüm anı gelmeden tövbeleri her zaman kabul edicidir.

ELFÂZ-I KÜFÜR (Küfür Sözler)

1- Bir kimse Allah’ın varlğına birliğine inanmazsa, veya varlığından tereddüt ederse, O’nun eşi ve çocuğu olduğuna inanırsa, yeme, içme, evlenme gibi eksik sıfatlarla vasıflandığına inanırsa veya söylerse, bu kimse namaz da kılsa müslüman değildir.

2- “Şer Allah’ın yaratması değildir, kul yaptığının yaratıcısıdır.” demek küfürdür. (Kaderiyecilerin inancıdır)

3- Allah’ın yanılması veya pişman olması inancı küfürdür. (Kessaniye Mezhebinin inancıdır)

4- Reenkarnasyoncular, yani ölen kimselerin ruhu başka cesedlere geçerek dünyaya tekrar tekrar geleceğine inananlar kâfirdir. ( Bu inanç da Rafizilerin inancıdır.)

5- Hz. Osman, Hz. Ali, Hz.Talha, Hz.Zübeyir, Hz. Aişe ve bazı sahabeleri kafir saydıkları için, bu harici inancında olanlar da kafirdir.

6- Yezidiler: İran tarafından zuhur edecek bir peygamberin Muhammed(s.a.v.) ümmetini ortadan kaldırmasını bekledikleri için bunlar da kafirdir.

7- Neccariye İnancı: Allah’ın sıfatlarını inkar etmeleri ve ”Kur’an-ı Kerim yazıldığı zaman cisim, okunduğu zaman da arazdır(araz: başkasına bağlı olarak yer tutan, kendi halinde olamayan; renkler, tatlar kokular gibi) .” demelerinden dolayı kafir olmuşlardır.(Ayınlar: cevherler, maddeler, atomlar.)

8- Şeytaniye Mezhebi İnancı: Allah ancak dileyip takdir ettiği, yani yarattığı zaman bilir. Ondan önce bir şey bilmez diyen, Şeytaniye Yolu inancında olanlar da kafirdir.

9-Mutezile Mezhebi: ”Allah ne görür, ne de görülür” diyen Mûtezile Mezhebinden bir gurup da dinden çıkmıştır.

10- Allah’ın sıfatları kadîm (ezelî ve sonsuz ) değildir, diyenler de dinden çıkmıştır.

11- “Allah alimdir ama kudret sıfatı yoktur” deyip, diğer sıfatlarını da böyle inkar edenler kafirdir.

12- “Allah cisimdir, ama diğer cisimlere benzemez” diyenler de kafirdir. ” Bunlar bidat ehlidir” diyenler de vardır.

13- “Allah’ın yaptığı işlerde hikmet olmayabilir.” diyenler de küfre girer.

14- Cebriye Mezhebi İnancı:” Kulun(irade) kudreti, kazanması ve etkisi yoktur. O cansız bir varlık (robot) gibidir.” diyen Cebriye Mezhebi inancında olanlarda küfür ehlidir.

15- “İnsan cesed değildir, insan diridir, kaadirdir(her şeye gücü yeter), irade sahibidir. İnsanın iradesi, Allah’ın insanı imtihan etmesi için verilmiş değil, insanın iradesi kendindendir, başka cisimler için caiz olan sıfatlar onlar için uygun değildir” diyen kimseler kafirdir.Bana izah edermisiniz bunu.

16- Mürcie Mezhebi İnancı: ”Mümin ve kafirleri Allah’a bırakırız. Mü’min cennetlik, kafir cehennemliktir diyemeyiz. Dünya ve ahiret Allah’ındır, dilediğini affeder, dilediğini cezalandırır. İbadetler farz değil, fazilettir.”diye inanan veya söyleyenler kafirdir. ”Mü’minler günahkarlar ile dost olamaz.” diyenler de, bid’atçı sapıklardır.
?
17- “Mizan yoktur, o adalettir. Büyük günah işleyenler sonsuza dek cehennemde kalacaklardır, farzları yapmak imandandır terk eden(inkar etmediği halde) kafirdir diyenler, fakat birini terkederse kafir olur, içki içerken, zina ederken, o kimse kafir olur.” diyenler bid’atçı sapıklardan olur.

18- “Mest üzerine mesh etmek yoktur .” diyen Rafiza ve Şiiler sapık bid’atçılardır. Rafizilerden Hz.Ebu Bekir ve Hz. Ömer’e küfredip lanetleyenler kafirdir. Hz. Ali( r.a.), Hazreti Ebu Bekir ve Hz. Ömer’den (Allah her üçünden de razı olsun) üstündür.” diyenler Bid’atçı sapıklardır.

19- Mücessime, Keramiye, Mutezile, Cehmiyye ve Müşebbihe Mezhebleri’nde olanların inancı: “Allah’ın özel yeri, mekanı vardır, O arştadır” dedikleri için küfre girmişlerdir.

20- Rubûbiyyeti inkar eden Muattile Mezhebi, Vahdaniyeti (Allahu Teala’nın Zatında ve sıfatlarında ve işlerinde ortağı olmamasıdır.) inkar eden Veseniye Mezhebi, Allah’tan başkasına ibadet edilebileceğini iddia eden İttihadiye Yolu, Allah ile birlikte başka ilahlara ibadet etmenin doğru olduğunu kabul eden Hululiyye Mezhebi mensuplarıda kafirdir.

21- Allahu Teala’nın her şeyde tasarruf sahibi olmadığına inanan Dehri Mezhebi, Hayrı bir ilah, şerri başka bir ilahın yarattğına inanan, Disani ve Mâni mezhebi‘nde olanlar, aynı görüşe sahib olan Sâbiler, Hırıstiyanlar ve Mecusiler de kafirdir.

22- Karamitiler ve Batıniler: Tenasuha (reenkarnasyona) inandıkları için, Hululü (haşa Allah’ın bir insanın içine girmesine inananmayı) kabul ettikleri için kafirdir. Allah’ın birliğini ve ilahlığını kabul edip “Allah kadim değildir, diri değildir, mahluktur ve şekillenmiştir.” diye inanan Rafiziler ve Cenahiler ve Hişamilerde kafirdir.

23- Allah’ın oğlunun var olduğunu, veya arkadaşı, veya hanımının var olduğunu kabul edenler, veya Allah’ı bir şeyden doğmuş veya oluşmuş kabul eden Hıristiyan ve Yahudiler’de kafirdir.

24- Evrenin kendi kendine yaratıldığını kabul eden Tabiatçılar, iki ilah var olduğunu kabul eden filozoflar, ezelde Allah ile bir başka ilah olduğunu, evrenin(kainatın) sanatkarı ve düznleyicisi başka bir ilah olduğunu kabul edenler de kafirdir.

25- Varlıkların yaratılmasında doğanın (tabiatın) da etkisi var diyen tabiatçılar da kafirdir.

26- “Allah ile oturup konuşulur, O’nun yanına çıkılır, Allah bazı veli ve mürşidlere hulul eder(içine girer), dolaysı ile mürşide itaat eden, Allah’a itaat etmiş olmuş olur.” diyen bazı mutasavvıflar, hırıstiyan ve yahudiler ve Batıni Mezehebi’ndekiler de kafirdir.

27- Kainatın kadim, yani yaratılmamış olduğunu söyleyen bazı felsefeciler de kafirdir.

28- Peygamberlerin hepsini veya birini kabul etmeyenler, veyahut sadece Muhammed(s.a.v.)’in peygamberliğini inkar eden Yahudi ve Hırıstıyanlar da kafirdir.

NOT: Peygamber (s.a.v.) efendimizin, peygamberliğini inkar ettiği halde sadece “Lâ ilahe illallah” diyerek cennete girmenin mümkün olduğunu iddia edenlerde küfre girer. Çünkü O’nun peygamberliğini inkar eden, Kur’an-ı Kerim’i inkar ederek, cennete girmenin mümkün olduğunu iddia etmiş olur.

29- Allah’ın varlığına ve birliğine inanan, peygamberlerin hak olduğunu kabul edip, onların getirdiği şeyler de yalan olabileceğini iddia eden filozoflarla, bazı sapık mutasavvıflar ve İbahiye Mezhebi’ndekiler de kafirdir.

30- “Bana vahiy geliyor, Benim şeyhim peygamber makamındadır,” veya” benim şeyhim kainatı idare ediyor , yerlerin ve göklerin tasarrufu benim şeyhimin elindedir, istediğini hidayete erdirir, benim şeyhimi inkar eden kafirdir.” diyen ve hezeyanlar savuran bazı tarikatçılarda kafirdir.

31-Allah’ın mekrinden emin ve rahmetinden ümid kesenlerde kafirdir. Farzları ve haramları inkar eden, farz, vacib, sünnet ve müstehab ibadetleri küçümseyip alay edenler, “haramları işlemek ne güzeldir diyenler de kafirdir.” Dinen helal olduğu kesin olarak belirtilen bir şeye(su içmek gibi) haram diyenlerde kafirdir.

32- Hata ile söylenen küfür sözler kişiyi kafir etmezse de, yinede tövbe istiğfar etmesi daha doğru olandır. Bilerek veya cehaletle söylenirse tövbe etmek o kimseye farzdır. Bilerek küfür işlediğinde veya, cehaletle küfür işlediğinde kendisine, küfür işlediği hatırlatılır da tövbe etmeyi önemsemez, veya redderse o kimse küfür üzere kalır.

Küfür olduğu kesin olan bir şeyi bir kimse söyler veya öyle inanırsa ve buna pişman olup tövbe etmezse, o kimse ömrünün sonuna kadar da öyle inanırsa, o kimsenin ne namazı, ne orucu ne de başka ibadetleri asla kabul edilmez, küfür üzere ölür.

33- Bir kimse küfür işleri ve sözleri şaka ile yapar, veya dini konular ile alay ederse o kimse kafir olur.

34- “Dürer” de bahsedildiğine, bugün yahudi ve hırstiyanlar” Lâ ilahe illallah Muhammedurrasulullah” deseler dahi, müslüman sayılamazlar. Çünki onlara , gerçekten bunu kabul ediyormusunuz diye sorulduğunda, sizin peygamberiniz olarak kabul ediyoruz derler. Şayet bir hırıstiyan, sadece “Lâ ilahe illallah” kısmını söyler de kendi dininden uzaklaştığını da söylerse, müslüman sayılmaz. Müslüman olması için teslim olması ve ” Bende sizin gibi müslüman oldum.” demesi gerektir.

35- Bir kimse Allahu Teala’yı acizlik ve ya cahillik sıfatları ile anarsa, örnek:” Allah o işi nereden görecek? “Bu adamı Allah bile unutmuş demek” gibi veya mahluklara Kuddûs, Kayyûm ve Rahmân gibi isimler takarsa, kafir olur.

36- Bir kimse ” Allah gelse bana bunu yaptıramaz”, veya “Allah’ın oğlu gelse olmaz” , “Allah baba istemez” ,” Allah oturdu, Allah yerinden kalktı” gibi sözlerinden birini söylerse küfre girmiş olur.

37- Bir kimse bir işi yaptığı halde “Allah biliyorki, Allah şahid ki ben bu işi yapmadım “derse kafir olur.

38- “Ben peygamberim ” derse, biride ona ” Öyle ise mucizeni göster” derse her ikiside birlikte kafir olur.

40- Azrail falanın canını yanlışlıkla aldı diyen, Hz. Aişe(r.anha)’ya iftira eden, Hz.Ebu Bekir ve Hz. Ömer’in sahabeliğini ve halifeliğini kabul etmeyen de kafirdir.
NOT: Allah’ın Rasulü (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Benden sonra hilafet (kamil mânâ da halifelik) otuz yıldır.”(bk. Ebu Davud, Sünnet, 8; Tirmizî, Fiten, 48; Ahmed b. Hanbel, 4/272; 5/220, 221)
Bu 30 yıl, Hz.Ali’den sonra Hz.Hasanın halifeliği ile toplam 30 yıl olmaktadır. Bu sebeple Hz.Osman , Hz. Ali ve Hz. Hasan’ın (radıyallahu anhum) da halifeliklerini kabul etmemek küfrü mucibtir.

41- Falan hoca gaybı biliyor diyen ve onu tasdik eden kafir olur.

42- Azizlere (Sadatlara) gayb malumdur diyen veya öyle inanan kafirdir. Ancak, “Allah dilediği peygambere veya mü’min bir kimseye dilerse, gaybı bildirir.” demesi, Allah’ın gücünün her şeye yettiğine iman olur. “Hayır bildiremez” diyen de kafir olur.

43- Azizler şu işimi (gayb aleminde) hallettiler diyen veya öyle inanan kafirdir. ”Allah sadatların duaları vesilesi ile şu işimi yarattı ” veya “sadatların duaları vesilesi ile Allah işlerimi düzene koydu” demek gerekirdi.

44- Bir kimse sevgilisine sen bana Allah’tan daha sevimlisin veya sana tapıyorum, derse kafirdir.

45- Bir kimse güzel gördüğü bir kadına “İlah gibi kadın” veya “işte tapılacak kadın ” derse kafir olur.

46- Zikrullah ile alay eden veya yok sayan, Allah’ın kelamını kendi kelamıymış gibi söyleyen, haram olduğu kesin olan, içki, kan, domuz eti, leş, mundar hayvanların etini yer ve içerken besmele çeken, hırsızlık, kumar, zina haksız yere adam öldürmeye başlarken, besmele çeken kafir olur.

47- “Falanca ile cennete dahi gitmem.” , veya “Sensiz cennete girmem” diyen küfre girer. Hırıstiyanlar ve yahudiler ahirette cennetemi yoksa cehenneme mi giderler bilemem.” diyen, bu namaz daha ne kadar kılınacak, önü yok sonu yok, kıl, kıl bitmiyor diyen, kafir olur.

48- Bir alimin veya bir mü’minin ağzına söven kafir olur. Çünki alim kişinin ağzı Kur’an yoludur.

49- Şeriata hakaret eden onu çağdışı bulan küfre girer. Açıklama: Şeriat dinin içindeki emirler ve yasaklardır.

50-” Falan kafir filan kafirden daha hayırlıdır.” demek küfürdür. “kötülükte daha ehven veya daha az şerli” demek gerekir.

51- Öldürülmesine meşru bir sebep olmadan ” falan adamın kanı helaldir” demek küfürdür.

52- Lûtiliğe (homoseksüelliğe) helaldir diyen kafirdir. Hanımına ters ilişkiyi helal sayan da küfre girer.

53- Bir kimse içki, zina gibi haram olduğu kesin belirlenmiş şeyler için” keşke bunlar helal olsaydı.” dese veya öyle umsa, kafir olur.

54- Haksız yere adam öldüren kimseye: ” İyi yaptın” dese kafir olur. Birisi “ey gavur Ali, veya Gavur Mehmet” gibi bir ifade ile birini çağırsa, o kimsede ” Buyur efendim ” dese kafir olur.

55- Bir kimse bir mümine” sen artık, kadına tapıyorsun,” veya “paraya tapıyorsun, sen ebediyen cehennemliksin.” derse, hitap ettiği kimsede bu küfür hali yoksa, o durumda bunları söyleyen kimse kafir olur.

56- ”Keşke oruç bu kadar uzun süre olmasaydı.” derse, veya ” Hadi neyse namaz farz olmuş ama, şu abdest farz olmasaydı” derse, veya ”namaz beş vakit değilde iki veya üç vakit olsaydı” derse, veya “keşke gusül abdesti olmasaydı” diyen kafir olur.

57- Bir kimsenin başına bir musibet gelirde, o kimse ” Ya rabbi, her şeyimi aldın, daha ne yapacaksın, benden başkasını bulamadınmı, namaz kılmayanlara oruç tutmayanlara nimet veriyorsun, bana da bela yağdırıyorsun, senin adaletin bu mu ? ” bu ve bunun benzeri şeyleri söylerse kafir olur.

58- “Allah şu kızı özene bezene yaratmış” veya “Allah seni özenmişde yaratmış” demek küfürdür. Çünki özenmek acizlerin işidir. Allahu Teala yaratmasını dilediği şeye ” Ol ” der, onun nasıl olamasını dilerse, o da Allah(c.c.) kudreti ile öyle olur.

59- Bir vaiz küfür kelimesi kullanır da, orada kendisini dinleyenlerde tasdik ederse kafir olurlar. Zulmü aşikar olan bir hükümdara “ Adaletli hükümdar ” diyen kafir olur.

60- “Benim şeyhim bana kafir olmamı emretse kafir olurum” diyen kimse kafir olur. “Bizim tarikatımızda, şeyhe teslim olduktan sonra başka şeye bakılmaz, biz artık şeyhe ibadet eder, sadece ondan emir alırız.” diyen kafirdir.

61- “Allah falan müslümanın canını kafir olarak alsın” diyen kafir olur. Bir kimse, bir mümine ” Falan şeytan adamdır.” derse kafir olur.

62- Bir kimse “Sen şunu veya bunu yarattın” veya ” Ben şunları yarattım” derse kafir olur.

63- Müslümana beddua haramdır. Bir müslümana” Allah senin canını kafir olarak alsın ” diyen küfre girer. Peygamber efendimiz şöyle beyan ettiler “ Zalime beddua edenin sevabı, zaliminde günahı azalır. ”

64- Bir kimse “keşke daha önce kafir olsaydımda şu kötülükleri yaptıktan sonra müslüman olsaydım” diyen küfre girer. “Keşke şu kötülükleri yapmadan müslüman olsaydım ” demesi gerkirdi.

65- “Ben kainat falan tanımıyorum” diyen küfre girer. Kafire veya günahkar kimseye Allah sizin bu halinizden razı olsun” diyen veya ona amin dieyenler kafir olur. Ama “Allah size hidayet vererek razı olduğu kul eylesin” derse dua olur.

66- Bir kimse hıristiyan veya gayri müslimlerden birine benzemek niyeti ile, onlara mahsus zünnar gibi bir eşyayı giyer, veya haç gibi bir şeyi takarsa küfre girer. Zünnar: Papaz Kuşağıdır.

67- “İçki ehline helal, ehli olmayana haramdır” diyen, “Veya kadının verdiği zevki Allah bile vermiyor.” diyen kafirdir. Kadını ve onun sebebi ile oluşan zevki ve tüm zevkleri Allahu Teala yaratır. Biz her an, yalnız O’na muhtacız.

68- Karısını üç talakla boşayan birine “Kafir ol ki karın başka biriyle evlenmeden tekrar sana nikahı helal olsun” diyen kafir olur. Böyle yapmakla da nikah geçerli olmaz.

69- Kabir hayatını ve peygamber(s.a.v.) efendimizin mi’racını inkar eden kafirdir. Bazı ulemaya göre, sadece Mescid-i Aksa’dan ötesini ( göklere ve cennetlere gidip geldiğini) inkar ederse bid’at ehlidir.

70- Bir kimse” Allah, bilmemki falanı ne diye yarattı.” derse küfre girer.

71- Bir kimse: ”Kur’an’da baş örtüsü emredilmedi ” derse kafir olur. Allahu Teala Kitabullah’ta : ” Vel’yeDribne biHumûruhinne alâ cuyûbihinne” diye beyan buyurmuştur. Mealen: ” (Ey Rasulum ) VelyeDribne; O mü’mine kadınlara emrimi hatırlat! Darbetsinler; (indirsinler) biHumûrihinne; baş örtülerini alâ cuyûbihinne Yakalarının üzerlerine kadar . Kur’an’da baş örtüsü bu kadar açık olarak emredilmişken bir dinsizin çıkıpta; Kuranda baş örtüsü emrinin olmadığını söylemesinin hiç bir değeri yoktur.
72- Bir kimse Allah’ın bedeni vardır derse kafir olur. Allah vardır ve bedenden münezzehtir. Var olmak için bir bedene muhtaç değildir. O Zatı ile ezelden ebede vardır.
73- Bir kimse insan resmi yapıp İsa’nın resmidir deyip bu resme secde etse veya tapınmak için heykel yapsa, veya yahudi ve hırıstiyanların zünnarını beline bağlasa kafir olur. Ancak kafirlere mahsus şeyleri harbde hile için giyerse kafir olmaz. Canını malını rızkını kurtaracak kadar giymesi özür olur. Daha fazlasını giymek küfür olur. (Uyunul besair)

Kaynak: Ehl-i Sünnet Akaidi
merdem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 19. April 2015, 12:52 PM   #7
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart Allah'a İftira.

Dinci ideolojinin en vahim suçu, sürekli olarak Allah’a iftira etmesidir.
Öyle ki, bu vahim suçu işleyenlerin zihinlerinde, dünyada başımıza gelen her türlü şerrin Allah’tan olduğuna dair kadim bir inanç mevcuttur; yapay, kaçış noktası sunan, kitleleri Allah ile kandırmaya olanak sağlayan sahte bir inanç.

Bunun son örneği Soma’da görülmüştür.
Madende şehit düşen emekçilere karşı işlenen günah, her şey apaçık ortadayken bile Allah’ın üzerine atılmış, “bu madencinin fıtratında var” sözüyle de bu sahte inanç somut biçimde ortaya konulmuştur.

Bir düşünün:
Allah neden kullarına zulmetsin?
Kuran’daki sureler neden besmele ile başlar?

Nedir besmelenin anlamı?
Besmelenin anlamının bugüne kadar gördüğüm en heyecan verici mealine Muhammed Hamidullah’ın Kuran mealini Türkçeye çeviren kurulda rastladım.
Bu meali Türkçeye çevirenler, besmelenin Türkçeye en yakın anlamının “Hep merhametli çok merhametli Allah’ın adıyla” olduğunu yazıyorlardı.
Çok anlamlıydı; çünkü “Rahman” ve “Rahîm” bu anlamlara geliyordu.
Yaşar Nuri Öztürk, bu iki kelimeyi şu biçimde anlamlandırıyor:
Rahman: Rahmeti sonsuz olan. Kendisine inanan inanmayan herkese rahmet ve merhametinin tüm nimetlerini ayrım yapmadan sunan. Buradan çıkarılan sonuç nedir?
Allah’ın en önemli sıfatlarından biri merhametli oluşudur.
Allah’ın merhameti sınırsızdır.
Rahîm: Rahmet ve merhameti sınırsız olan. Dünya hayatını buyruklarına uygun biçimde yaşayanlara, ölüm sonrasında özel rahmetler sunan.

Şimdi, tüm İslam tarihi boyunca yapılan tartışmayı-Allah’a iftirayı bu gözle bir inceleyin.
Merhameti sınırsız olan Yaratıcı kullarına neden zulmetsin?
“Allah’a iftira” sözü bu fakirin söylemi değildir; bizzat Kuran kullanmaktadır bu nitelemeyi. (Hûd, 18; Yunus, 17; A’raf, 37; En’am, 21.
(Yalan düzerek Allah’a iftira eden yahut onun ayetlerini yalanlayandan daha zalim kim vardır!)
Kuran, Allah’a iftira edenlerin en büyük zalimler olduğunun altını çizmektedir.

*** *** ***

İşin en manidar yanı, Allah’a iftira edenlerin Mâûn suresi mücrimlerinden çıkmasıdır.
Bu sure, kamu hakkının yerine ulaşmasına engel olanların, tüm ibadetlerini gösteriş olsun diye yaptıklarını ve bu suretle riya suçu işleyerek müşrik olduklarını gözler önüne sermektedir.

Yeri gelmişken, bu sureyi, Yaşar Nuri Öztürk’ün muazzam tespitleriyle bir kez daha görmekte fayda vardır:
1. Gördün mü o, dini yalan sayanı?
2. İşte odur yetimi itip kakan;
3. Yoksulu doyurmayı özendirmez o.
4. Lanet olsun o namaz kılanlara/dua edenlere ki,
Namazlarından/dualarından gaflet içindedir onlar!
6. Riyaya sapandır onlar/gösteriş yaparlar.
7. Ve onlar, kamu hakkının yerine ulaşmasına/zekâta/yardıma/iyiliğe engel olurlar.
Dünyada kamu hakkı ihlallerinden kaynaklanan tüm zulümlerin bu surede sözü edilen müşrikler tarafından işlendiğini gözler önüne seren bu müthiş sure; özellikle insanların bir “kader” diye aldatıldıkları fakirlik ve yoksunlukların Allah’tan değil, bu surede anlatılan müşriklerden kaynaklandığını göstermektedir.

Bu sureyi derinlemesine düşünenler, özellikle Yatağan ve son günlerde direnişteki Soma işçilerinin özelleştirmeye karşı çıkarak kamulaştırma talep edişlerini anlamlandırabileceklerdir.
Soma faciasının sorumlularını gözler önüne sermektedir bu muhteşem sure; o madende kamu hakkı ihlal edilmiş ve insan elinin ürünü olan bir zulüm vücut bulmuştur.
Özelleştirme adı altında işlenen zulüm, Allah’ın bir takdiri değildir; bu, dinci ideolojinin en büyük aldatmalarından biridir.
Peki, dinci ideoloji bunu neden yapmaktadır; neden insanların başına gelen her felaketten Allah’ı sorumlu tutmaktadır?
Bunun cevabını da vermektedir bu sure.

Çünkü bunlar müşriklerdir; Allah’ın yanında bir başka Tanrıya daha ihtiyaçları vardır ve o zihinlerinde yarattıkları Tanrı gaddar bir Tanrıdır; kullarına zulmetmekte, yarattıklarının başına her türlü şerri göndererek onlara zulmetmektedir.
Dinci, ancak bu kaçış noktasıyla işini yürütebilmekte; tüm insanlar arasında eşit biçimde dağıtılması gereken mal ve nimetleri kendi deposuna yığabilmekte, kamu malından çalarak insanlar arasındaki eşitsizliği yaratabilmektedir.
Ona göre, insanların başına gelen felaketlerde bir başka insanın dahli yoktur; bu, Tanrı tarafından insanın alnına yazılmıştır ve bunu değiştirmenin yolu yoktur.
Bunlara göre Tanrı, kimini zulüm görsün diye yaratmıştır, kimini de zulmetsin diye!

Sonuç tüm açıklığıyla ortadadır:
Zalimin sığınabileceği tek liman, insanoğlunun başına gelen her türlü şerden Tanrının sorumlu olduğu tezidir.
Ona göre, Soma maden faciasında şehit düşen emekçiler, aşırı kâr hırsı nedeniyle yeterli güvenlik önlemlerini almayan sistemin kurbanı değil; bu emekçilerin alınlarına bu zulmü yazan Tanrının eseridir.

Özgür düşünebilen insana düşen görev, bu kahrolası yalanın boşa çıkarılması için Kuran doğrultusunda hareket ederek bu Tanrıyı reddetmektir.
Allah kullarına zulmetmez; bunu yapan zalimlerin sahte Tanrısından başkası değildir; ve son tahlilde amaç, kullar arasındaki eşitsizliği öneren bu sömürü ve talan sisteminin bu yolla temize çıkarılabilmesidir.
Mâûn suresi mücrimleri ve onların bilinçsiz takipçileri hem Allah’a iftira etmektedirler, hem de kitleleri Allah ile aldatarak (Fâtır, 5) bu mükerrer zulümlerini sürdürebilmek için hâşâ Allah’ı kullanmaktadırlar.

Allah kullarına asla zulmetmez!

Merhametlidir O; hep merhametli, çok merhametli.

Allah’a emanet olun…
Yılmaz Yunak

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

Konu galipyetkin tarafından (8. September 2015 Saat 07:29 AM ) değiştirilmiştir.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
galipyetkin Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
dost1 (21. April 2015)
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
kefaret, kefir, küffar, küfr, küfür, nankör, nankörlük


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 04:59 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam