hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > KUR'AN'I ANLAMA METODU (Ali Rıza Borazan) > KUR'AN'I ANLAMA METODU (Ali Rıza Borazan)

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 29. May 2011, 08:12 PM   #1
Ali Rıza Borazan
Uzman Üye
 
Ali Rıza Borazan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Feb 2009
Mesajlar: 399
Tesekkür: 59
244 Mesajina 485 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17
Ali Rıza Borazan will become famous soon enoughAli Rıza Borazan will become famous soon enough
Standart Sığır Kesme Olayını, Beraberce Düşünüp, Anlatmak İstediği Manayı Alamaya Çalışalım

Konu ve Kur’an bütünlüğünde kıssayı değerlendirdiğimiz zaman, olayı anlamaya ilişkin şu malzemeler göze çarpar.

1- Allah’ın kesilmesini istediği inek nasıl bir inektir.
2- Halkı vahiy gözetiminde götüren peygamberler,
3- Samiri’nin önderliğinde kavmin vahyin rotasından saptıran neydi.
4- Hz Harun’a emanet bırakılan toplumun yanlışa gidişini neden engelleyemedi?
5- Hz Musa’ya verilen levha neydi, neden yere attı?

Şimdi okuduğumuz ayetlerden bunları tek tek incelemeye çalışalım.

1- Allah’ın kesilmesini istediği inek nasıl bir inektir?
Önce bununla ilgili bir kıssa aktarmak istiyorum. “Padişahın birinin çok kıymetli bir atı varmış. At bir gün hastalanıp yere yuvarlanmış. Padişah ne kadar veteriner varsa hepsini toplamış. Atın ne hastalığı var bir bakın demiş. Sakın ola ki atıma öldü demeyin. Kim atıma öldü derse onu asıp keseceğim demiş. Her bakan veteriner derin derin incelemeden sonra atın öldüğünü gizleyemeyip; ‘padişahım atınız ölmüş’ dediklerinde hepsini astırıyor. Bir tanesi geliyor; ‘padişahım atına ot verdim yemedi, su içireyim dedi içmedi, nefes alıp almadığına baktım almıyor.’ Padişah veterinerin bu sözüne karşılık ulen at öldü desene deyince veteriner onu ben demedim padişahım sen söyledin deyip asılmaktan kurtuluyor.”

Aynı onun gibi Kur’an da kesilmesi gereken ineğin evsafları veriliyor.

2/71: “- (Bunun üzerine Musa, “Rabbim) diyor ki: O, yeri sürmek ve ekini sulamak için boyunduruğa alınmayan, salma ve alacası olmayan bir inektir" dedi. (O zaman): "Şimdi gerçeği getirdin” dediler. Böylece ineği kestiler; ama neredeyse (bunu) yapmayacaklardı. - (Bunun üzerine Musa, “Rabbim) diyor ki: O, yeri sürmek ve ekini sulamak için boyunduruğa alınmayan, salma ve alacası olmayan bir inektir" dedi. (O zaman): "Şimdi gerçeği getirdin” dediler. Böylece ineği kestiler; ama neredeyse (bunu) yapmayacaklardı.”

İşte burada kesmek demek toplumun genel anlayışının dışında bir anlam ifade ediyor. Yani Salih peygamberin devesini ilahlaştırdıkları gibi’,Hz Musa’nın kavimi de ineği kendi bulunmuş olduğu konumdan çıkarıp onu tapınılır hale getirilmesiydi. Padişahın dediği gibi Öyleyse bu inek ölü bir inek.Yani “Böylece onlara böğüren bir buzağı heykeli döküp,çıkardı .işte sizin ve musa’ nın ilahı budur.”

Demek ki Hz. Musa kavminin kesmekle emrolundukları inek tapındıkları buzağı heykeli imiş. Onlar Allah a ibadet ve kulluğu bırakıp buzağıya tapmaya başlamışlar.

Tapmak demek sevgiyi saygıyı ihtiramı onun üzerinde hiçbir varlığa göstermemektir.Eğer insanlar sevgiyi saygıyı ihtiramı ,Allah'ın yarattıklarından herhangi birine Allah'a denk veya Allah’ ın üzerinde yapıyorlarsa onların ilahları odur.
İşte kur’an kesme ifadesini kullanırken, buzağıya yaptıkları aşırı sevgiyi ve ihtiramı dozajında bırakarak, Allah’a olan sevgiyi ve ihtiramı öne çıkartmaktır.

Şimdi günümüz toplumlarında öyle değil mi şeyhler mezhepler, arabalar,kadınlar çocuklar kocalar,bahçeler ve seralara olan sevgiyi Allah’ın önüne çıkarmıyorlar mı?

Asıl doğru olan yol Allah’tan gönderilmiş olan kitap ve peygamberler doğrultusunda gidilen yoldur. İnsanlar bu yolun dışında bir yola saptılar mı mucura kapılmışlardır. Bakınız Kur’an "Doğru olan bir Yaşam biçimin" tablosunu nasıl çiziyor?

9/24” De ki eğer babalarınız çocuklarınız,kardeşleriniz eşleriniz aşiretiniz kazandığınız mallar,az kâr getireceğinden korktuğunuz ticaret, ve hoşunuza giden evler, Allah’tan onun resûlünden Onun yolunda cihat etmekten, daha sevimli ise artık Allah’ın emri gelinceye kadar bekleyedurun.”

Görüldüğü gibi Allah ve resûlünden sevimli gelen her şey bizi azaba ağır ağır çeken fitneler oluyor.

2- Halkı vahiy gözetiminde doğru yolda götüren peygamberler..

Konu gelmişken peygamberle ilgili Kur’an'ın anlattıklarını buraya aktaralım.

Peygamber: (Resûl) Allah’ın insanlar arasından kendisine duyarlı olanlardan kendisi ile insanlar arasından kendi mesajlarını iletmek için seçmiş olduğu elçilere resûl denir Farsça adı da peygamberdir.

Allah, insanların dünya hayatında nerde nasıl davranacaklarını neyin helâl neyin haram olduğunu ibadet ve kulluğun kime yapılacağını, insanlardan peygamber seçerek kitaplarla dünya hayatında bir yaşam projesi koyar.

Vahiy Olayı insanların çoğunluğu tarafından kabul edilmeyen inanılmayan bir olgudur.

42/51”Kendisi ile ,Allah’ın konuşması bir beşer için olacak şey değildir.
Ancak bir vahiy ile yada perde arkasından, veya bir elçi gönderip, kendi izniyle dilediğine vahy etmesi (durumu) başka. Gerçekten o yüce olandı hüküm ve hikmet sahibidir.”

Burada peygamberler Allah ile bir vahiy ile konuşanlardır.

53/3”o hevadan konuşmaz (kendi istek ve tutumlarına göre)
53/4” O (söyledikleri) Yalnızca vahyolunmakta olan bir vahiydir.”

Demek ki Allah peygamberlerle aracısız konuşuyor. Herhangi bir yanlışlık yaptıklarında hemen düzeltilirler, Kur’an dan bununla ilgili bir çok örnekler verilebilir.

“Levhaları attı ve kardeşini başından tutup kendisine doğru çekiyordu.”

Hz. Musa peygamberin levhaları atması demek vahyin gözetiminden çıkıp kendi nefsani arzularıyla hareket etmesi demektir.

Yine Hz Muhammed (SAV)Abese suresinde, toplumun ileri gelenlerine vahiy anlatırken, gözleri kör topal birinin gelerek arınmak istediği tutum karşısında Hz peygamberin yüzünü kırıştırıp buruşturması Allah’tan uyarı gelmesine neden olmuştur.

Yine Hz. İbrahim peygamberi müşrik olan babasına dua etmesi eleştirilmişti.

Diğer insanlar öyle değildir Her insana değişik iki ses gelir birisi nefisten yani fısk ve fücurdan, bir diğer ise takvadandır.

Bunların Allah’tan mı geldiğini veya iblisten mi geldiğini insan Kur’an’a vurduğu veya vahiy le tarttığı zaman ayırt edebilir. Yoksa peygamberlerin dışında insanlara özel bir uyarı gelmez.

6/91”Onlar Allah’a hiçbir şey indirmemiştir demekle Allah'ı kadrinin hakkını vererek taktir edemediler. De ki Musa’nın insanlara bir nur ve hidayet olarak getirdiği, ve sizinde (parça parça ) kâğıtlar üzerinde yazılı kılıp (bir kısmını açıkladığınız, ve çoğunu göz ardı ettiğiniz kitabı) kim indirdi. Sizin ve atalarınızın bilmediği şeyler size öğretilmiştir. De ki Allah. Sonra onları bırak içine daldıkları saçma uğraşılarda oyalanıp dursunlar.”

6/92” İşte bu (Kur’an) önündekileri doğrulayıcı, şehirler anası( Mekke ) ile Çevresindekileri Uyarman için, İndirdiğimiz kutlu kitaptır. Ahrete iman edenler buna inanırlar.”

Kur’an hakkında bilgi sahibi olmayanlar; "Bin dört yüz sene önceki Muhammet’in uydurduğu, diğerlerinin de ezberleyip durduğu bir kitaptır."derler. Fakat onu inceledikleri ve ince ince düşündükleri zaman onda bir harikuladelik olduğunu göreceklerdir.

Kur’an'ı Kerim elbette bir matematik bir cebir bir geometri bir fizik kitabı değildir. Ama bana deyin ki Kur’an'daki ayetlerin insanların ürettikleri ama doğru bir şekilde ürettikleri müsbet ilimlerden bir tanesine ters olsun.

İşte Kur’an bir zikirdir zikri kolaylaştırır. Gökyüzü hakkında iddia ve isbat haline gelmeyen gökyüzü hakkındaki bilgilerin, Kur’an gökyüzü hakkında gelen ayetler inanmayan o günün toplumları tarafından masal olarak adlandırılmıştı . Ama müsbet bilimler uzay hakkında bilgi edinmeye başladıklarında onunla ilgili ayetlerin masal olmadığı insanları ve kâinatı yarayan Allah tarafından indirildiği anlaşılmıştır.

36/37” Gece de kendileri için bir ayettir. Gündüzü ondan sıyırıp yüzeriz,Hemen artık karanlıklarda kalıvermişlerdir.”
36/38” Güneş de kendisi için (tespit edilmiş) olan müstakara doğru akıp gitmektedir. Bu üstün ve güçlü olan bilen (Allah) ın takdiridir.”
36/39” Aya gelince Biz onun içinde bir takım uğrak yerleri takdir ettik. Sonunda o eski bir hurma dalı gibi döndü. (döner)”
3 6/40” Ne güneşin aya erişip yetişmesi gerekir. Ne de gecenin gündüzün önüne geçmesi, Her biri bir yörüngede yüzüp gitmektedirler.


İnsan oğlu ömür sürdükçe, teknolojilerde adım attıkça, Feza ile ilgili bilgiler öğrenildikçe, Kur’an'ın söylediklerine iman edenlerin imanları artmaktadır. Ama Kur’an'la ilintisi olmayanlar bunların daha önce Kur’an tarafından söylendiğini nereden bilsin.

Biz inanıyoruz ki, Kâinatı yaratan bir düzen ve intizam veren, onları denetleyen bir Allah vardır. Yine bu Kur’an daha insanların bilgi sahibi olmadığı, daha ispat edilmemiş ahret hayatından söz etmektedir. İllaki cennet ve cehenneme inanmak için görülmesi mi gerekiyor? Zaten o görüldüğü zaman iman etmenin insana bir yararı olmayacaktır.

6/158” Onlar kendilerine meleklerin gelmesini mi, ya da rabbinin gelmesini mi, veya rabbinin bazı ayetlerinin gelmesini mi bekliyorlar? Rabbinin ayetlerinden bazılarının geleceği gün, Daha önce iman etmemişse veya imanı ile bir hayır kazanmamışsa, hiç kimseye imanı yarar sağlamaz.De ki bekleyin şüphesiz biz de beklemekteyiz.”

Allah Dünya hayatında İnsanların başlarına bir bela gelmeden önce,haber veriyor.

"Ey! Kullarım ben size şunları haram ettim. Şittetli bir açlık ve kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalmadıkça bunlardan yemeyin." deyip de bu yasaklara uymayanların başkalarında gördüğü halde, ders almayıp da illaki o olay kendi başına geldiği zaman mı ders alacak. İşte o zaman geri dönülmesi mümkün olmayan bir yola girmiş olur. İçki kumar ve fuhuşa alışanların Kendilerini o pislikten kurtaramadıkları gibi.

11/1” Elf lam ra (bu) ayetleri muhkem kılınmış sonra hüküm ve hikmet sahibi ve her şeyden haberdar olan (Allah) tarafından birer bire (bölüm bölüm ) açıklanmış bir kitaptır .”

11/13” Yoksa onu kendisi uydurdu mu diyorlar. De ki Haydi siz yalan üzere onun benzeri on sure getirin. Eğer doğru sözlüyseniz. Allah’tan başka çağırabildiklerinizi de çağırın.”

12/3 “ Biz bu Kur’an-ı sana vahyetmemizle en güzel kıssaları gerçek bir haber olarak aktarıyoruz. Oysa sen daha önce bundan haberi olmayanlardandın.”

16/103” - Andolsun ki Biz, onların: "Bunu kendisine ancak bir beşer öğretmektedir" dediklerini biliyoruz. Saparak kendisine yöneldikleri (kimse)nin dili a'cemidir, bu ise açıkça Arapça olan bir dildir”

17/73” - Onlar neredeyse, sana vahyettiğimizden başkasını Bize karşı düzüp uydurman için seni fitneye düşüreceklerdi; o zaman seni dost edineceklerdi”
Ali Rıza Borazan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Ali Rıza Borazan Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
Miralay (30. May 2011)
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
alamaya, anlatmak, beraberce, çalışalım, düşünüp, kesme, manayı, olayını, sığır, ıstediği


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 07:55 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam