hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > İMAN > İman ve mü’minler > Anlaşmazlık,Ayrılık ve Ayrılmış grub

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 31. August 2010, 06:14 PM   #1
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.015
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart Dinde Parçalananlar Dinle Alay Edenlerin Aralarında Kıyamette Karar Verilecektir

Selamun Aleykum! Değerli Kardeşlerim!

Dinlerini parça parça edenler ile dinle alay edenlerin durumlarını belirten bir çalışmayı sizlerle paylaşmak istedim.

Mü'minun;53: Sonra insanlar kendi aralarındaki işlerini parça parça böldüler. Her grup, kendinde bulunan ile sevinip böbürlenmektedir.

Mü'minun;54: Sen şimdi onları bir zamana kadar sapkınlıkları ile baş başa bırak!
Müminun;55–56:Onlar, kendilerini hayırlarda koşturalım diye, kendilerine maldan ve oğullardan bir şeyler vermekte olduğumuzu mu sanıyorlar? Bilakis, işin farkına varamıyorlar.

Bu Âyetlerde Rabbimiz, Elçileri tek bir ümmet halinde [tevhid ehli] olmaları için gayret göstermiş olmalarına rağmen insanların kendi aralarındaki işlerini parça parça bölerek ve her grubun kendinde bulunan ile sevinip böbürlenerek hak yoldan ayrıldıklarını beyan edip Rasûlullah'a bu tür gruplarla zaman kaybetmemesini ikaz etmiştir: "Sen şimdi onları bir zamana kadar sapkınlıkları ile baş başa bırak."

En'âm; 68: Ve Âyetlerimiz hakkında boşa uğraşanları gördüğün zaman, onlar ondan başka söze dalıncaya kadar hemen onlardan yüz çevir! Ve eğer şeytan bunu sana terk ettirse de, hatırladıktan sonra o zalimler topluluğu ile beraber oturma!

Nisâ; 140: Ve O [Allah] size Kitap'ta [Kur'ân'da]: "Allah'ın Âyetlerinin inkâr edildiğini ve onlarla alay edildiğini işittiğiniz zaman, başka bir söze dalmadıkları sürece onlarla beraber oturmayın. Aksi halde siz de onlar gibi olursunuz" diye indirdi. Şüphesiz Allah, münafıkların ve kâfirlerin hepsini cehennemde toplayandır.

Mü'minun 53. Âyetin sonundaki Her grup, kendinde bulunan ile sevinip böbürlenmektedir ifadesi, insanların cahilce taassuplarına [bağnazlıklarına, fanatizmlerine] işaret etmektedir. Dinde tefrikaya düşenler, mezhep ve meşreplere ayrılanlar; ölçüp, biçmeden kendi guruplarıyla övünmekte, futbol fanatikleri gibi en büyük mezhebin veya meşrebin kendilerininki olduğu fikrisabitine kapılmaktadırlar. Bu sabit fikirleri ise onları kendi mezheplerinin, tarikatlarının, meşrebindekilerin cennete gidecekleri; diğer gurupların ise cehennemi boylayacakları iddiasına sürüklemektedir.

Kendilerine kitap indirilmesine, Elçi gönderilmesine rağmen bu duruma düşen ve böbürlenen müşrikler, Onlar, kendilerini hayırlarda koşturalım diye, kendilerine maldan ve oğullardan bir şeyler vermekte olduğumuzu mu sanıyorlar? Bilakis, işin farkına varamıyorlar diye kınanmakta ve tehdit edilmektedirler.

Bu ifadeden, mal-mülk ve evlat sahibi olmuş bazı müşriklerin bunu kendilerine Allah'ın hayırlar yapsın diye verdiğini ileri sürdükleri anlaşılmaktadır. Ne var ki, ilahî mesaj onları yalanlamakta, mallarının ve evlatlarının kendilerini kurtaramayacağı ihtar edilmektedir.

Meryem; 77–80: Peki, Âyetlerimizi inkâr eden ve "Elbette mal ve çocuk verilecektir" diyen kimseyi gördün mü? O [inkârcı kişi], gayba muttali oldu ya da Rahmân katında bir söz mü aldı? Hayır... Hayır... [Onun zannettiği gibi değil...] Biz onun söylediği şeyleri yazarız ve onun için, azaptan uzattıkça uzatırız. Ve o söylediği şeylere Biz mirasçı olacağız ve o, Bize tek başına gelecektir.

İsrâ;18–20: Her kim aceleciyi [çarçabuk geçen dünyayı] isterse, istediğimiz kimseye, dilediğimiz şeyi çabuklaştırırız. Sonra onun için cehennemi kılarız [hazırlarız]; kınanmış ve kovulmuş olarak oraya girer. Kim de ahireti isterse ve Mü'min olarak ona [ahrete] yaraşır bir çaba ile onun [ahiret] için çalışırsa, işte öylelerinin çalışmalarının karşılığı verilir. Hepsine; onlara [dünyayı isteyenlere] ve bunlara [ahireti isteyenlere] Rabbinin ihsanından veririz. Rabbinin ihsanı kısıtlanmış değildir.

En'âm;44–45: Derken kendilerine hatırlatılanı terk ettiklerinde, onların üzerlerine her şeyin kapılarını açtık. Öyle ki, kendilerine verilen şeylerle 'sevince kapılıp şımarınca', onları apansız yakalayıverdik. Artık onlar, umutları suya düşenler oldular. Böylece zulmeden topluluğun kökü kesildi. –Ve hamd, âlemlerin Rabbi Allah'adır.–

Tövbe;55: Öyleyse onların malları ve evlatları seni imrendirmesin. Ancak Allah, bunlarla, onları basit yaşamda cezalandırmak, onlar kâfir iken benliklerini çıkarmak istiyor.

SECDE;25: Şüphesiz senin Rabbin; O [Allah], onların ihtilafa düştükleri şeyler hakkında kıyamet günü aralarında hükmedecektir.

Bu ayette, Allah’ın inkarcıların ihtilafa düştükleri şeyler hakkında, yani müminler ile kâfirler arasında hüküm vereceği ve herkesin hak ettiği karşılığı alacağı açıklanmaktadır.

Ayetteki “onların ihtilafa düştükleri şeyler” ifadesi ile kastedilen dindeki tefrikalardır. Tarihe ve günümüze bakıldığında Yahudilerin, Hıristiyanların ve Müslümanların birçok gruba ayrılmış oldukları; her grubun diğerini küfürle, isyanla itham edip kendi grubu ile övündüğü görülmektedir. Hâlbuki ilahi mesajlar ihtilafı ve tefrikayı değil, birliği ve beraberliği emretmektedir.

Şüphesiz şu, dinlerini parça parça edip grup grup olanlar; sen hiçbir şeyce onlardan değilsin. Şüphesiz onların işi Allah’adır. Sonra O [Allah], onlara yapmakta oldukları şeyleri haber verecektir. (En’am/159)

Hâlbuki onlar [müşrikler], işlerini aralarında paramparça ettiler. Hepsi yalnızca Bize dönücülerdir. (Enbiya/93)

Sonra insanlar kendi aralarındaki işlerini parça parça böldüler. Her grup, kendinde bulunan ile sevinip böbürlenmektedir. (Mü’minun/53)

Günümüzde Yahudilerin, Hıristiyanların ve Müslümanların kendi içlerinde çeşitli mezheplere ayrılmaları; bu mezheplerin birbirlerine çok yanlış yerde olduklarını söyleyip birbirlerini dinden çıkmakla itham etmeleri vahyin temel amacını yaralamaktadır.

Gerek Yahudiliğin ve Hıristiyanlığın aslı, gerekse İslam dini, “tevhîd inancı”nı yerleştirmek ve onun eğitimini vermek için gelmiştir. Vahyin izleyicilerince ortaya konan ayrılıkçı ve ayrıştırıcı tavırlar âhirete intikal edecek ve Yüce Allah tarafından sorgulanacaktır. Allah’ın emri daima birlik ve beraberlikten yanadır.

Ve hep birlikte Allah'ın ipine sıkıca sarılın, ayrılmayın ve Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın: Hani siz birbirinize düşmanlar idiniz de, O [Allah], kalpleriniz arasında ülfet oluşturdu. Sonra da siz O'nun nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Siz, bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de oradan sizi O kurtarmıştı. İşte Allah doğru yolu bulasınız diye ayetlerini sizin için böyle ortaya koyar. (Al-i Imran/103)

De ki: “Ey kitap ehli! Sizinle bizim aramızda ortak olan bir söze geliniz. Allah'tan başkasına kulluk etmeyelim, O'na hiçbir şeyi eş tutmayalım ve Allah'ın astlarından bazımız bazımızı rabler edinmeyelim.” Buna rağmen eğer onlar, yüz çevirirlerse, artık “Şüphesiz bizim Müslümanlar olduğumuza şahit olun” deyin. (Al-i Imran/64)

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen AllaH'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
dost1 Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
hiiic (2. September 2010), Miralay (1. September 2010)
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
alay, aralarında, dinde, dinle, edenlerin, grup, hizip, inkar, islam, kafirlik, karar, kitap, kıyamette, mümin, münafıklık, parçalananlar, parçalanma, tevhid, verilecektir, şeytan


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 06:33 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam