hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > GELENEK DİNİ > Mezhepler ve Tarikatlar

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 6. January 2011, 02:18 PM   #21
ebu Maruf
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 111
Tesekkür: 18
39 Mesajina 55 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
ebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud of
Standart

Alıntı:
Anonymous Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Sevgili kardeşim.
Doktora gitmek ile şeyhe gitmek arasında dağlar kadar fark vardır. Siz olaylara düz mantıkla yaklaşıyorsunuz. O halde ben Müslüman değil herhangi bir din adamına da gidebilirim anlamına geliyor. Halbuki ben boğazım ağrısa başka doktora, bacağım ağrısa başka doktora gidiyorum. Doktorlar şerefsiz olup da adam toplama kaygısı gütmedikleri için yanlış gitsem bile doğru doktora yönlendiriyorlar.
Dostum burdaki meseleyi izah etmeye çalıştım.Doktor nasıl vesile ise şeyhde öyle vesiledir.
Ben demedimki ameliyat olacagında kasab a git)
Bunu nasıl öyle algıladın anlayamadım.

Fakat din farklı bir konu. Hepimizin yaşam amacımızdan bahsediyoruz. Bu konuda gidilecek tek Merci Allah'dır yani onun kitabıdır. Allah ise kitabında başka bir yetkili merci göstermemiş. Ayrıca ne kendimizin ne de kimsenin hidayette olacağını tam olarak bilemeyeceğimizi üstüne basa basa söylemiş. Yani Allah birine gidin körü körüne bağlanın dememiş, onun yerine kitap göndermiş.
Dostum zaten körü körüne bağlanmayı iddia eden yok yazılarımı dikkatle okursanız sanırım ne demek istediğimi anlarsınız.Biz ALLAHIN kelamını bırakında başka şeyleremi uyun diyoruz.Benim hangi yazımda o şeklilde bir şey yazdımki.Defalarca ama defalarca şeyhlerinde hadislerinde hocalarında Kuranı daha iyi anlaşılması için vesile olarak kullanılmasını yazdım.Bu neden anlaşılmıyorda halen söylemediğimiz şeyleri söylüyormuşuz gibi yazıyorsunuz.

İlim açısından bakarsak da şu şekilde düşünüyorum:
Ben Matematik öğrenmek istediğimde bir matematik öğretmeninden öğrenirim ama o benim gözümde sadece matematik öğretmenidir. Eğer elimde "mutlak doğru olduğuna inandığım" rehber niteliğinde bir matematik kitabı varsa o matematik hocası tahtaya yanlış bir şey yazdığında "hooop" derim. Benim onun kadar matematik bilmiyor oluşum onun yanlışını görmeme engel değildir. Önümüzde apaçık kitap mevcutken tamamen farklı şeyler zırvalayan matematik öğretmenine teslim olmak demek matematik kitabından ve matematik ilminden sapmak demektir.
Doğru hareket ediyorsunuz dostum.Bende olsam öyle yaparım.
Kısacası alimden faydalanmak ile alime teslim olmak arasındaki farkı anlatmaya çalışıyoruz. Müslüman kişi yalnızca Allaha koşulsuz teslim olandır ona buna değil. Zaten Allah kimin hidayette olduğunun bilgisinin yalnızca kendisinde olduğunu söylemesine rağmen bir alim "bana teslim olun kurtuluş bende ve benim anlattıklarımda" diyorsa ve muhkem konular haricinde görüş bildiriyorsa ve bu görüşlerle etrafına adam topluyorsa yani hidayette olduğunu bilemeyeceğine rağmen o sorumluluğun altına giriyorsa bana göre hidayette falan değildir. Bildiğini paylaşmak ile o durum farklıdır. Şahsen ben muhkem ayetlere dayanmayan hiç bir yorumumu, Kuranı açıp da doğrusunu araştırmayacak yani doğrudan benim söylediğim ile amel edecek kadar bana bağlı birisi ile ASLA paylaşmam. Yani bu sorumluluğun altına girmem. Yargı günü benim kendi yanlışlarım bana fazlasıyla yeter.
Kim demişki bana teslim olun diye, dostum her zaman kulaktan duyma yada birilerinin söylevleri ile zanlarda buluınuyor.
Bu bahsettiğiniz meseleyi ben sadece bir kitapta okudum.Ordakide teslimet adına değil yolun doğrulunu izahetendir.
Yoksa falanca şahıs bana teslim olun diye bir şey okumadım.Varsa böyle bir kaynak bende görüyüm.
Şeyhe teslim olmanın ehemmiyeti ile ilgili musalladaki bir ölü gibi olmalı ifadesi müridin izleyeceği yol ile alakalıdır.Ama bunu hiç bir şeyh kendine işareten dememiştir.Buda yıllar öncesi mübareklerin sözleridir.
Şimdiki şeyh olduğuna inandığım zatların ağızlarından ben hiç bir zaman ben şeyhim ifadesi bile duymadım ki bırak bana teslim olun demeyi.
Varsa öyle birisi bende bileyim.



Sevgili kardeşim. Bir ayet vermişsiniz ama ayet ile alakası olmayan bir sonuç çıkartmışsınız. Bence siz görüşünüze delil arayarak ayeti yanlış yorumluyorsunuz. O ayete bakınca "Allah peygamberlere mucizeler vermiş, onlar da bu mucizeleri kullanma tasarrufundaymışlar" gibi bir sonuç çıkartamadım. Sırf Musa peygamberin hayatını okusanız bile bunun aksinin olduğunu yani mucizelerin onların tasarrufunda olmadığını anlarsınız (tabi saçma uydurmalardan değil yalnızca Kuran'dan).
Dostum ben mücizelerede kerametlerede sadece ilim gözüyle bakarım.Başımdan o kadar keramet geçti ki bana olağan üstü gelmediğinden olabilir.Mücizeler dediğiniz şey ALLAHIN ismiyle maddenin atomunun değişmesinden başka bir şey değilidir.Senin bismillah deyip dememekte Rabbim seni serbest bırakmış doğrumu?Bu senin tasarrufunda değilmi?Sen tasarrufu şöyle anlıyorsan yani ben sihirli güçlerimle maddeye tesir ederim diye tabiki o zaman haklısın.Lakin mücize dediğimiz yada keramet dediğimiz şeyin aslını kaç kere izah etmeye çalıştık.
Mademki senin Bismillah yada bismil-KAdir yada başka bir esmayı söylemen senin tasarrufunda bunun ne gibi bir sakıncası varki.Bunun neden büyütüldüğünüde anlayamıyorum

Şeyhler ancak müritlerinin arasındayken ve tabi toplu halde "kafalarını buldukları esnada" uçabilirler. Bizim aramızda uçamazlar. Bunun İslamla ilgisi yoktur kafa bulma ayinleri her dinde her kültürde vardır.
Dostum sizin tasavvuf anlayışınız bumudur yada keramet anlayışınız. )) ALLAH ın dostu isen atletizm yarışmalarına katılmak için uçmazsınki.Zaten o zaman ALLAH dostu olamazsın.Kendi nefsin için kullanacağın ilimi ALLAH sana verirmi?Ayrıca bir araya gelip uyuşturucu partisi yapmak ve dumanlanmak da benzer bir iştir. Şeytanın elini attığı her yerde benzer şeyleri görebilirsiniz. Onlara böylece yaptıkları güzel gösterilir ve bu saçmalıklara bakarak "demek ki hakyoldayız hidayetteyiz, yaşasın YÜCE önderimiz/yolumuz" diye kendilerini kandırırlar. Zaten iblis de "kamil insan/üstün insan/melek gibi insan" masalı ile Ademi kandırmıştı. İnsanın içinde buna inanmaya meyil var çünkü hiç kimse Allahın yarattığı gibi normal olmaktan memnun değil. Allah nankör kişiyi doğruya kılavuzlamaz.

Sevgili kardeşim şeytanın en büyük hilelerinden birisi şirki gizlemektir. Yani şirkten nefret edeni de şirke düşürebilir.

Öncelikle şunu bilin ki, Allahın tılsımlı isimleri, duaları, ayetlerin gizli sırları vb yoktur.
Daha geçenlerde japonlar su üzerinde deney yapmışlar suyun müzikle farklı moleküler yapıya döndüğünün farkına varmışlar.Müzikler bile değişmesine vesile oluyorda CABBAR olan Rabbimin ismininmi etkisi olmayacak.Daha geçenlerde ALLAHIN ismiyle kesilen hayvanlarla ALLAHIn ismi okumadan kesilen hayvanların etleri incelemek için 30 tane profosör birlikte incelemeye girmişler.Alakadar ediyorsa incele.
ALLAHın ismi İsimlerin, duaların, ayetlerin vb. güçleri yoktur. Siz kavanozun açılmasını kendinizden görmüyorsunuz ama her ne kadar "açılmasını Allaha bağlıyorum" deseniz de aslında yazı arasında gizlediğiniz gibi kavanozun açılmasını VESİLE kıldığınız İSME bağlamışsınız. Bu söyleminiz aynı "cevşen takınca bişey olmaz, felak nas okuyunca kötülüklerden kurtulursun" uydurmalarına benziyor. Sizi felak nas gibi sureler korumaz. Ya da onları falanca sayı okuduğunuz için Allah korumaz. Yapmanız gereken felak nasın anlamını öğrenmek ve orada anlatılanı akletmek yani Allaha tam güvenip sığındığınızda korkacak bir şey olmadığını görmektir.
Dostum kutsal olmayan Kuran a sıradan bir kitap olarak bakıyorsan neden ALLAHU Teala oa dokunacak olan insanların temizlenmesini istemiş.Sizin Kurana verdiğiniz değer bumudur.Sen ne diye dua ediyorsun ki.Rabbim beni bağışla diye.Ağzından çıkan kelimelerle bismillah arasındaki fark nedir.Neden ALLAHU TEALA Kuran okumaya başlamadan önce kovulmuş şeytandan ALLAha sığın onun ismiyle başla diyorki.MAdem ALLAHın isimleri vesile olamaz senin ismin mi vesile olur.Bu nasıl bir ALLAH ve Kuran inancı.
ALLAH sadece yaratmış sonarada haşa sümme haşa sümme kella haşa elini ayağını herşeyden çekmişmi.
Felak nası temiz bir kafayla okuyan herkes bunu görebilir
Yani kötülükten korunmanın yolu Allaha kusursuz iman ve güvendir. Eğer siz korunmayı felağa nasa, kavanoz kapağının açılmasını Allahın x ismine, bir şeyi bazı esmaları kullanmaya vb. bağlarsanız şeytanın tuzağına düşmüşsünüz demektir. Bu Allahın ilmi değil şeytanın ilmidir. Bir ilimde Allahın sıfat veya sözlerinin kullanılması Rabbani ilim olduğunu göstermez. Birisine küfrettiğinizde de içinde mutlaka küfrettiğinizin ismi geçer.

Örneğin muska din dışıdır. İçinde ne yazdığı önemli değil. Kimisi muskayı içine kuran ayeti yazarak meşrulaştırmaya çalışmıştır. Bu yalnızca kandırmaktır ama Allahı kimse kandıramaz.

Yaa işte böyle. vesile vesile derken nerelere geliyor insan.
Ne yapacağız vesile yoksa senin anlattıkların ALLAHIN sözlerimidir.Sen vesile değilmisin bu nasıl bir bakış açısı anlayamıyorum.Sen nasıl yazıyosun bu yazıları bilgisayarın tuşlarına basan ALLAH mıdır.Sen parmaklarının vesilesi ile özgür iradeni kullanıp yazı yazma fiilini gerçekleştirmiyormusun.Yoksa sen süpermensinde parmaklarını kullanmadan ALLAHIn isimlerini kullanmadan beyin gücünlemi yazıyosun
Allah yoldan sapanın da saptığı yolu kolaylaştırır (bkz: leyl suresi) Yani sapana da bizzat yardımcı olur, ya da şeytanın yardımcı olmasına izin verir. O yüzden doğru yolda olduğunuza emin olmak yerine karşılaştığınız her kolaylıkta da kendinizi ve inançlarınızı sorgulamanızı öneririm.
Dostum ben anlayamıyorum inanınki.ALLAHU TEALA yağmuru nasıl yağdırır vesile ile değilmi.Yada bir şifayı kafirin icad ettiği bir ilacı vesile ederek değilmi.
Bu kafirin ilacı ALLAHın isminden dahamı değerli SubhanaALLAH bu nasıl bir bakış açısı Benim sana diyecek bir şeyim yok kardeşim.Rabbim sana hidayet nasip etsin.Banada hidayet nasip etsin.

Allah yalnız başına anıldığında, ahirete inanmayanların kalpleri nefretle ürperir; O'nun dışındakiler anıldığında ise hemen müjdelenmiş gibi sevinirler. (Zümer 45)


Andolsun, sana da senden öncekilere de şu vahyedilmiştir: Eğer şirke saparsan amelin kesinlikle boşa çıkar ve mutlaka hüsrana düşenlerden olursun. Hayır, yalnız Allah'a kulluk etmeli ve (O'na) şükredenlerden olmalısın! (Zümer 65-66)

Allah, bir kısmına hidayet etti, bir kısmına da sapıklık lâyık oldu. Çünkü onlar Allah’ı bırakıp şeytanları dost edinmişlerdi. Kendilerinin de doğru yolda olduklarını sanıyorlardı. (Araf 30)


Kim Rahman'ın zikrine(Kur'an'a) şaşı bakarsa,Biz ona, şeytanı sararız. O şeytan, ona arkadaş olur. Muhakkak onlar(şeytanlar), onları yoldan engellerler ve onlar kendilerinin hidayet üzere olduğunu zannederler. Bize geldiği zaman (o kimse) der ki: "Keşke benimle senin aranda, iki doğu uzaklığı olsaydı. Sen ne kötü arkadaşsın."(Zuhruf 36-38)


"Yazıklar olsun bana, keşke ben filanı dost edinmeseydim." "Bana geldikten sonra beni zikirden(Kur'an'dan) saptırdı. Şeytan, insanı yapayalnız ve yardımsız bırakandır."
Ve elçi dedi ki: "Ey Rabb'im, muhakkak benim kavmim, şu Kur'an'ı terk etti." (Furkan 28-30)


Onlar Kur'an'ı tefekkür etmiyorlar mı? Yoksa onların kalpleri kilitli midir?
Muhakkak o kimseler ki, kendilerine hidayet ortaya çıktıktan sonra gerisin geri dönerler. Şeytan onları sürüklemiştir ve onları uzun emellere kaptırmıştır. (Muhammed 24-25)


Allah hepimizi doğru yoluna iletsin.

Bkz: http://www.hanifler.com/showthread.php?t=2121
selametle
ebu Maruf isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
ebu Maruf Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
Miralay (7. January 2011)
Alt 6. January 2011, 09:34 PM   #22
Anonymous
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 176
Tesekkür: 627
164 Mesajina 386 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
Anonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud of
Standart

Alıntı:
ebu Maruf Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Ne yapacağız vesile yoksa senin anlattıkların ALLAHIN sözlerimidir.Sen vesile değilmisin bu nasıl bir bakış açısı anlayamıyorum.Sen nasıl yazıyosun bu yazıları bilgisayarın tuşlarına basan ALLAH mıdır.Sen parmaklarının vesilesi ile özgür iradeni kullanıp yazı yazma fiilini gerçekleştirmiyormusun.Yoksa sen süpermensinde parmaklarını kullanmadan ALLAHIn isimlerini kullanmadan beyin gücünlemi yazıyosun


Sevgili kardeşim sen bu vesile meselesini çözememişsin diye düşünüyorum. Nasıl çarpıtmışlarsa senin kafanı fena bulandırmışlar.

Şimdi Fatiha suresi tevhide vesile olabilir mi diye düşünelim?

Anlamını bilmeden ya da tefekkür etmeden 300.000 ya da 300 milyon sefer Fatiha veya ihlas suresindeki sıfatları okumak bir insanın tevhidi anlamasına ASLA vesile olmaz.

Fatihanın veya ihlas suresindeki Allahın sıfatlarının anlamını bilmek ve özümsemek ve üzerine düşünmek ile tevhid bilincine ulaşırsınız.

Dolayısıyla Fatiha suresi veya ihlas suresi veya orada yazan Allahın sıfatları sizin tevhid bilincine ulaşmanıza vesile olabilir ama yalnızca söylediğim şekilde. Elinize sayaç alıp ağzınızla okuduğunuzu elinizle sayarken zihinden ise yarın elektrik faturasını nereden yatırsam diye düşünerek değil. veya zihinden şeyhinizi düşünerek değil. Bunları belli sayılara bağlamak bile şeytanın ilmi olduğunu göstermektedir.

Allah hepimizi doğru yoluna iletsin.
Anonymous isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Anonymous Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
Barış (7. January 2011), Miralay (7. January 2011)
Alt 6. January 2011, 09:45 PM   #23
hiiic
Uzman Üye
 
hiiic - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2010
Mesajlar: 1.979
Tesekkür: 1.908
1.298 Mesajina 2.732 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 26
hiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud of
Standart

Anonymous, o halde meseleye sizin bize hatırlattığınız diğer bakış açısıyla değerlendirelim.

İbrahim 4
(Allah'ın emirlerini) onlara iyice açıklasın diye her peygamberi yalnız kendi kavminin diliyle gönderdik. Artık Allah dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. Çünkü O, güç ve hikmet sahibidir.


Dolayısıyla bize arapçadan bir uyarıcı gelmiş olması ayetle ne kadar bağlantılı oluyor? Türkçe dilde bir uyarıcı gelmiş olması gerekmez mi? acaba bu ismail ağa peygamber olabilir mi? ya o peygamberse vede biz onu yalanlamışsak... (bilmiyorum bilim dünyasına bakınca ismail ağanın fake olduğu ortaya çıkıyor gibi)

perdenin 2.ci yarısında ise şu var

Şûrâ 7
Şehirlerin anası (olan Mekke'de) ve onun çevresinde bulunanları uyarman ve asla şüphe olmayan toplanma günüyle onları korkutman için, sana böyle Arapça bir Kur'an vahyettik. (İnsanların) bir bölümü cennette, bir bölümü de çılgın alevli cehennemdedir.


Türkiye bu bahsedilen bölge içerisine dahil mi?

ya bizim peygamberimiz Muhammet değilse, o arapları uyardı ya bizim uyarıcımız ismail ağaysa... ben bu gün uyarıcı olarak bilim camiasını tecih ederim, her nekadar içinde hatalar ve ark niyetler olsa da, din camiasından daha temiz...
hiiic isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
hiiic Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
Barış (7. January 2011), Miralay (7. January 2011)
Alt 7. January 2011, 06:25 PM   #24
ebu Maruf
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 111
Tesekkür: 18
39 Mesajina 55 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
ebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud of
Standart

Alıntı:
Anonymous Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Sevgili kardeşim sen bu vesile meselesini çözememişsin diye düşünüyorum. Nasıl çarpıtmışlarsa senin kafanı fena bulandırmışlar.

Şimdi Fatiha suresi tevhide vesile olabilir mi diye düşünelim?

Anlamını bilmeden ya da tefekkür etmeden 300.000 ya da 300 milyon sefer Fatiha veya ihlas suresindeki sıfatları okumak bir insanın tevhidi anlamasına ASLA vesile olmaz.

Fatihanın veya ihlas suresindeki Allahın sıfatlarının anlamını bilmek ve özümsemek ve üzerine düşünmek ile tevhid bilincine ulaşırsınız.

Dolayısıyla Fatiha suresi veya ihlas suresi veya orada yazan Allahın sıfatları sizin tevhid bilincine ulaşmanıza vesile olabilir ama yalnızca söylediğim şekilde. Elinize sayaç alıp ağzınızla okuduğunuzu elinizle sayarken zihinden ise yarın elektrik faturasını nereden yatırsam diye düşünerek değil. veya zihinden şeyhinizi düşünerek değil. Bunları belli sayılara bağlamak bile şeytanın ilmi olduğunu göstermektedir.
Değerli dostum Kuranı anlamak için yapılan çalışma illaki zikirden daha önemlidir.Buna katılıyorum.Fakat ALLAHın ismini zikretmekde ibadettir.

Allah hepimizi doğru yoluna iletsin.
ALLAHı zikretmek yada arapça Kuran okumak yani anlamadan okumak.Bunlar ibadet olmakla birlikte Kuranı anlamaya çalışmak her ikisindende çok daha efdal çok daha ehemmiyetli ibadettir.
ebu Maruf isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 7. January 2011, 09:35 PM   #25
Barış
Uzman Üye
 
Barış - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 785
Tesekkür: 1.340
366 Mesajina 989 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
Barış is on a distinguished road
Standart

Alıntı:
ALLAHı zikretmek yada arapça Kuran okumak yani anlamadan okumak.Bunlar ibadet olmakla birlikte Kuranı anlamaya çalışmak her ikisindende çok daha efdal çok daha ehemmiyetli ibadettir.
Selam,

Aşağıdaki bağlantıyı okumanızı rica ederim. İbadet ve kulluk nedir, bunun anlamını Kuranda geçtiği şekilde ve ayetler ışığında okursak, daha sağlıklı olacağını düşünüyorum.

İBADET VE KULLUK
__________________
Kimse kimsenin yargıcı değil, olmamalı da zaten..Herkes kendi üzerinde gözetmen ve yargıç olsun..Kendimizi rahatsız edelim, dünyamız değişsin...Belki o zaman huzuru bulmuş benliğimiz başkalarına kendiliğinden ışık saçar../Elif.
Barış isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Barış Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
Anonymous (7. January 2011)
Alt 7. January 2011, 09:39 PM   #26
Anonymous
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 176
Tesekkür: 627
164 Mesajina 386 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
Anonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud of
Standart

Alıntı:
ebu Maruf Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Değerli dostum Kuranı anlamak için yapılan çalışma illaki zikirden daha önemlidir.Buna katılıyorum.Fakat ALLAHın ismini zikretmekde ibadettir.
Kardeşim bu konuda size katılmıyorum. Anlamını öğrenme ve tefekkür etme imkanı size verilmişken anlamını bilmeden okuma veya sayılı zikir gibi uygulamaları ibadet olarak görmüyorum. Allah rızası için yapabileceğimizin en iyisini yapmak gerekir. Allah bize aklı beyni boşuna vermemiştir, kullanalım, ZORLAYALIM diye vermiştir.
Anonymous isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Anonymous Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
Barış (7. January 2011)
Alt 7. January 2011, 11:38 PM   #27
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.016
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun Aleykum! Değerli Kardeşlerim!

Zikr” sözcüğü, “ALLAH” sözcüğü ile tamlama yapılıp, “ZİKRULLAH” olarak ifade edildiğinde anlamı; “ALLAH’I ANMAK” demek olur ki bizim de ana konumuz budur.

Yani “zikr” mastarı (fiilin kökü) ma’mulüne muzaf olarak izafet-i lâfziyye oluşturduğunda (“anmak” mastarı, tümleci olan “ALLAH” sözcüğü ile tamlama oluşturduğunda) anlamı; “ALLAH’I ANMAK” demektir. Nitekim Kur’an ayetlerinde de “… Allah’ı ANARLAR”, “… Allah’ı ANMAYA koşunuz” tarzında kullanılmıştır.


Kur’an’ın bir çok ayetinde “zikrullah”tan (Allah’ın anılmasından) bahsedilerek bunun önemine ve gereğine değinilmektedir:

Âl-i Imran; 191: O (Aklını kullanan) kişilerdir ki, ayakta, otururken yan yatarken ALLAH’I ANARLAR ve göklerin ve yerin yaratılışı hakkında tefekkür ederler: “Ey Rabbimiz! Sen bunu boşu boşuna yaratmadın! Senin şanın yücedir. Bizi ateşin azabından koruyuver!”

Nisa; 103: Sonra da namazı tamamlayınca, artık ALLAH’I AYAKTA, OTURARAK, YAN YATMIŞKEN ANIN. Sonra sükûnet bulduğunuzda da, namazı tam bir biçimde yerine getirin. Namaz, müminler üzerine vakitlenmiş bir farz olmuştur.

Bakara; 114: Ve Allah’ın mescitlerini, içlerinde ALLAHIN ADI ANILMASIN diye engelleyen ve onların yıkımı için uğraşan kişiden daha zalim kim olabilir! Böylelerinin, o mescitlere girmeleri ancak korka korka olacaktır. Onlar için dünyada bir rezillik vardır. Bunlar için ahirette de büyük bir azap vardır.

Ankebut; 45: Kitaptan sana vahyedileni oku ve namazı da kıl. Şüphesiz ki namaz, çirkinliklerden ve kötülüklerden alıkoyar. Elbette ki ALLAH’I ANMAK daha büyüktür. Allah yaptığınız şeyleri bilir.

Hadid; 16: İnananlar için hâlâ vakti gelmedi mi ki, kalpleri ALLAH’I ANMAK ve Hakk’tan gelen için ürpersin de daha önce kendilerine kitap verilmiş, sonra üzerlerinden uzun zaman geçmiş de kalpleri katılaşmış kimseler gibi olmasınlar. Onların çoğu da yoldan çıkmıştır.

Zümer; 22: Peki Allah kimin göğsünü İslâm’a açarsa, o zaman o, Rabbinden bir ışık üzerinde olmaz mı? Öyleyse ALLAH’I ANMAYA karşı kalpleri katılaşmış olanlara yazıklar olsun. İşte onlardır, açık seçik sapıklık içindekiler.

Ta Ha; 42: Sen ve kardeşin ayetlerimi götürün ve BENİ ANMAKTA ikiniz de gevşeklik etmeyin.

Ta Ha; 124-126:Kim BENİM ANILMAMDAN (beni anmaktan) yüz çevirirse hiç şüphesiz onun için zor, sıkıcı bir geçim vardır. Kıyamet günü de onu kör olarak haşrederiz. O der ki: “Rabbim ben gören biri olduğum hâlde beni neden kör olarak haşrettin?” (Allah) Der ki: “Bu böyledir, ayetlerimiz sana geldiğinde sen onları terk etmiştin; bu gün de aynı şekilde sen terk ediliyorsun.”

A’râf; 205: Ve sabah akşam (her zaman) kendi içinden, korkarak ve yalvararak, yüksek olmayan bir sesle Rabbini an ve umursamazlardan olma!

Cinn; 17: onları, onun içinde imtihan edelim. KİM RABBİNİN ANILMASINDAN yüz çevirirse Rabbi onu, gittikçe yükselen bir azaba sokar.

Nur; 37: Öyle erkekler vardır ki, ne bir ticaret ne bir alış veriş onları ALLAH’I ANMAKTAN, namaz kılmaktan zekât vermekten alıkoyamaz. Onlar kalplerle gözlerin ters döneceği günden korkarlar.

Münafikun; 9: Ey iman edenler! Mallarınız ve çocuklarınız sizi ALLAH’I ANMAKTAN alıkoymasın. Böyle bir şeyi kim yaparsa işte onlar, hüsrana uğramışların ta kendileridir.

Cuma; 9: Ey inananlar! Toplantı günü namaz için çağrı yapıldığı zaman ALLAH’I ANMAYA koşun, alış verişi de bırakın. Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır.

Bakara; 152: Öyleyse BENİ ANIN ki, Ben de sizi ANAYIM. Ve Bana şükredin, Bana nankörlük etmeyin.

Rad; 28: O kişiler inanan ve kalpleri ALLAH’I ANMAKLA yatışan kişilerdir. Gözünüzü açın! Kalpler yalnız ve yalnız ALLAH’I ANMAKLA yatışır/ tatmin olur.

Müslümanlar, Kur’an’da bu kadar önem verilen “zikrullah”ın ne demek olduğunu, nasıl yapılacağını Kur’an’dan öğrenecek yerde İslâm düşmanlarından öğrenmeye kalkınca, ortaya “zikr” yaptıklarını söyleyen bir takım gruplar çıkmıştır. Bu gruplar Dünya üzerinde, özellikle geri kalmış, sürünen Müslüman ülkelerde binlerce cemaat, tarikat, zikir halkaları şeklinde oluşmuş, haftanın belirli gün ve saatlerinde doksan dokuzluk, binlik, on binlik elde tespihleriyle “zikr” yaptıklarını zannederek “Allah, Allah”, “La ilahe illallah, La ilahe illallah” veya “Hu, Hu” diye bağırıp durmuş ve bu yaptıklarıyla da kolayca ve garanti olarak cennete gideceklerine inanmışlardır. Acaba bunların yaptıkları ve inandıkları doğru mudur?
Hayır! Bu tarz inanışlar doğru değildir ve bu tip yozlaştırılmış davranışların hiç kimseye bir yararı olmaz. Parayı çok seven veya paraya ihtiyacı olan bir kimsenin herhangi bir para kazanma uğraşısına girmeden, eline bir tespih alıp günde binlerce kez “para, para, para, ...” diye sayıklamak suretiyle para kazanması nasıl mümkün değilse, ahirette cennetle ödüllendirilmek isteyen bir kimsenin de, yukarıda açıkladığımız yoz ve saçma davranışlarla Allah’ın rızasını kazanması mümkün değildir. Çünkü Yüce Allah, cennetin bedelini Kur’an’da bildirmiştir:

Tövbe; 111: Kesinlikle Allah, Müminlerin CANLARINI ve MALLARINI, KARŞILIĞINDA CENNET VERMEK ÜZERE SATIN ALMIŞTIR. …

Cennetin bedelinin CANLARIMIZ ve MALLARIMIZ olduğunu söyleyen yukarıdaki ayet Kur’an’da duruyor iken, bir Müslüman’ın bilmem kaç tane tespih çekerek Allah’ın rızasını kazanmayı umması ve cennete gireceğine inanması; ucuza cennet kapatma uyanıklığından (!) veya ömrünü lâklâkla geçiren leylek gibi, ömrü bilinçsizce harcama enayiliğinden başka nedir ki? İslâm düşmanları tarafından uydurulan bu tip yalanlar, Müslümanları gayretten, faaliyetten, rekabetten uzaklaştırıp, tembelliğe, miskinliğe ve uyuşukluğa sevk etmekte ve bu yalanlara uyarak dünya hayatını Allah’ın razı olmayacağı şekle sokanların ahiret hayatlarını da karartmaktadır.

Oysa, Allah’ın bizden beklediği doğru davranışların hepsi Kur’an’da mevcuttur. Bir Müslüman olarak bize düşen, Allah’ın bizden istediklerini Kur’an’daki şekliyle öğrenip uygulamaktır. Konumuz hakkında da Yüce Allah, kendisini anmamızı emretmiştir. Dinini Kur’an’dan öğrenen bir Müslüman’ın bunun nasıl yapılacağını öğrenmek için yapacağı tek şey Kur’an’a başvurmaktır. Çünkü, “Madem ki Yüce Allah kendisini anmamızı istemiştir, bunun nasıl yapılacağını da mutlaka bize bildirmiştir.” mantığı ile başvurulacak ve Allah’ın mesajını taşıyan yegâne kaynak Kur’an’dır. Nitekim Yüce Allah, “zikrullah” eyleminin, kendisinin gösterdiği şekilde yapılmasını istemiştir:

Bakara; 198: Rabbinizden bir lütuf istemenizde hiçbir sakınca yoktur. Sonra Arafat’tan ayrılıp akın ettiğinizde Meş’ari-Haram’da ALLAH’I ANIN. Ve O’nu O’nun SİZE GÖSTERDİĞİ GİBİ ANIN. Ve siz bundan önce gerçekten sapıklardan idiniz.

Yüce Allah’ın, kendisini anmamız için bize gösterdiği, öğrettiği şekil ise iki ayet sonrasında bildirilmiştir:

Bakara; 200: Sonra da ibadetlerinizi bitirdiğinizde yine ALLAH’I ANIN, TIPKI BABALARINIZI ANDIĞINIZ GİBİ. Hatta DAHA KUVVETLİ BİR ANIŞLA ANIN. İnsanlardan bazısı, “Ey Rabbimiz bize dünyada ver!” diyen kimselerdir. Onun için de Ahiret’te bir nasip yoktur.

Ayetlerden açık ve net olarak anlaşıldığı gibi Yüce Allah, kendisini babalarımızı andığımız gibi, hatta daha kuvvetle/ şiddetle anmamızı emretmektedir.

Bu durumda, öncelikle babalarımızı nasıl andığımızı düşünmemiz gerekmektedir. Babasını, elde otuz üçlük, doksan dokuzluk, binlik, ... tespih, gece gündüz “Baba, Baba ...” diye diliyle anan bir kişinin bile mevcudiyeti söz konusu olamayacağına göre, burada düğümü çözecek olan ipucu, babamızı anmamızın, onu düşünmemizin nasıl olması gerektiğindedir.

Babalarımızın bizlere “Oğlum/ kızım beni unutma!” dedikleri zaman, elimize bir tespih alıp gece gündüz durmadan “Baba, Baba ...” diye tespih çekmemizi kastetmedikleri kesindir. O hâlde babalarımızı anmamız; “onları düşünmemiz, onları aklımızdan çıkarmamamız, ONLARIN BİZLER ÜZERİNDEKİ HAKLARINI DÜŞÜNÜP, ONLARA KARŞI MADDÎ VE MANEVÎ SORUMLULUKLARIMIZI HATIRLAYIP ONLARA SEVGİDE SAYGIDA KUSUR ETMEMEMİZ” demektir.
Aksi görüşte olup “zikrullah”ı tespihle yapan zihniyetin, Allah’ın Bakara suresinin 152. ayetinde verdiği “BENİ ANIN ki, Ben de sizi ANAYIM” mesajı hakkında ayrıca kafa yormalarında ve Allah’ı “Allah, Allah …” diye anan kullarını, Allah’ın “kulum, kulum …” diye mi andığını düşünmelerinde, kendi çıkarları açısından büyük yarar vardır.

Bu dini en iyi anlayan ve en iyi uygulayanların, peygamberimiz ile onun çağdaşı olan ve ondan eğitim, terbiye alan Müslümanlar, yani sahabe-i kiram oldukları hiç şüphesiz ve tartışmasızdır. Onlar ise bu ayetleri, bugünkü sapık tarikat, tekke ve tasavvuf anlayışıyla anlayıp uygulamamışlardır. Onların, ellerinde tespih, bilmem kaç kere “Allah, Allah ...” dediklerini kimseler duymamış, kitaplar yazmamıştır. Onlar, ömürlerini lâklâkla geçirmemişlerdir. Çünkü onlar LÂFLA PEYNİR GEMİSİNİN YÜRÜMEYECEĞİNİ bilmekteydiler. Onlar, kişinin aynasının “iş” olduğunun, lâfına bakılmayacağının bilincinde oldukları için ömürlerini hep EĞİTİM ile ve Allah için mücadele (cihad) ile geçirmişlerdir.

Netice olarak anlıyoruz ki ZİKRULLAH/ ALLAH’IN ANILMASI, halk arasında uygulandığı tarzda; elde tespih, dil ile “Allah, Allah …” demek değildir. ZİKRULLAH/ ALLAH’IN ANILMASI; Allah’ın bizler üzerindeki haklarını ve bize sunduğu nimetleri düşünmek, kul olarak O’na karşı sorumluluklarımızı yerine getirip getirmediğimizin kontrolünü yapmak ve verdiği görevleri eksiksiz yerine getirmek, nimetlerine karşı şükredip nankörlük etmemek ve daima bu bilinç içerisinde olmaktır.
Evet, ZİKRULLAH/ ALLAH’I ANMAK işi işte bu dur. Allah’ın istediği de budur.
Kaynak:İşte Kur'an

Kusursuzluk sadece allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
dost1 Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 3 Kisi:
Anonymous (8. January 2011), hiiic (8. January 2011), snobyx (8. January 2011)
Alt 8. January 2011, 07:12 AM   #28
ebu Maruf
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 111
Tesekkür: 18
39 Mesajina 55 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
ebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud of
Standart

Alıntı:
Barış Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Selam,
Aleyke-müs-Selam ve Rahmtullahi ve Berekatuhu.

Aşağıdaki bağlantıyı okumanızı rica ederim. İbadet ve kulluk nedir, bunun anlamını Kuranda geçtiği şekilde ve ayetler ışığında okursak, daha sağlıklı olacağını düşünüyorum.

İBADET VE KULLUK
Dostum vermiş olduğun linkdeki açıklamayı okudum.Kulluğun genel olarak bir hayat tarzı olduğu bildirilmiş.Buna bende katılıyorum.Benim içinde Kulluk ALLAH için yaşamak manasına gelir.Bu kısa tabirledir.
Açılımı ise her yapacağın şeyi ALLAH için Rabbimin bildirdiği ölçülere göre yapmaya çalışmaktır.
İşte asıl olan bu ölçüleri iyi anlayabilmektir.
Sen bunu sadece Kuran ayetlerini okuyup tefekkür ederek yaparsın.
Ben ise Tefekkür ederim anlayamadığım yerde hadis rivayetlerine ondan sonra ulemaların görüşlerine göre değerlendirip.Kalbime en yatkın olan ile içtihad ederim.
Ben Kuran ayetlerini okuduğum da ALLAHU TEALA namazda Kurandan kolayınıza geleni okuyun buyurur.
Müzzemmil 20
(Resulüm!) Senin, gecenin üçte ikisine yakın kısmını, (bazen) yarısını, (bazen de) üçte birini yatmadan (ibadetle) geçirdiğini ve beraberinde bulunanlardan bir topluluğun da (böyle yaptığını) Rabbin elbette biliyor. Gece ve gündüzü (içinde olup bitenleri iyiden iyiye) ölçüp biçen ancak Allah'tır. O sizin, bunu sayamayacağınızı bildiği için, sizi bağışladı. Artık, Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Allah bilmektedir ki, içinizde hastalar bulunacak, bir kısmınız Allah'ın lütfundan (rızık) aramaküzere yeryüzünde yol tepecekler, diğer bir kısmınız da Allah yolunda çarpışacaklardır. O halde Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Namazı kılın, zekatı verin, Allah'a gönül hoşluğuyla ödünç verin. Kendiniz için önden (dünyada iken) ne iyilik hazırlarsanız Allah katında onu bulursunuz; hem de daha üstün ve mükafatça daha büyük olmak üzere. Allah'tan mağfiret dileyin, şüphesiz Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir.

Ben bu ayeti başka kaynak olmadan değerlendiğimde aklıma şu iki soru gelir.
ALLAHU TEALA bu ayeti kerimede Kuran okuyun derken onunla amel etmek için okuyun yani tefekkür içinmi yoksa anlamadan okumakda bunun içindemidir sorusu gelir.
Ben bunları diğer ayetlerle karşılaştırdığımda.
Nahl 98
Kur'an okuduğun zaman o kovulmuş şeytandan Allah'a sığın!

gibi ayetler tefekküre değil okumaya bile ALLAHın ismiyle başlamak gerektiğine.
Ayrıca

Vâkı’a 79
Ona ancak temizlenenler dokunabilir.

ALLAHU TEALA Maide süresi 6.da Namaz için temizlenmeyide şart koşmuş.
Ayrıca bunuda destekleyen bir çok hadis var.
O halde bana göre Kuranı anlamadan okumak dahi ibadettir.

selametle
ebu Maruf isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 8. January 2011, 07:28 AM   #29
ebu Maruf
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 111
Tesekkür: 18
39 Mesajina 55 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
ebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud of
Standart

Alıntı:
Anonymous Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Kardeşim bu konuda size katılmıyorum. Anlamını öğrenme ve tefekkür etme imkanı size verilmişken anlamını bilmeden okuma veya sayılı zikir gibi uygulamaları ibadet olarak görmüyorum. Allah rızası için yapabileceğimizin en iyisini yapmak gerekir. Allah bize aklı beyni boşuna vermemiştir, kullanalım, ZORLAYALIM diye vermiştir.
Arkadaşım ALLAHI anmak zikir değilmidir.
Bu Ayetlerle zaten bildirilmemişmidir.
Hem Kuranı tefekkür edelim diyorsun al et bakalım ne anlıyorsun.
Nisâ 103
Namazı bitirince de ayakta, otururken ve yanınız üzerinde yatarken (daima) Allah'ı anın. Huzura kavuşunca da namazı dosdoğru kılın; çünkü namaz müminler üzerine vakitleri belli bir farzdır.
فَإِذَا قَضَيْتُمُ الصَّلَاةَ فَاذْكُرُوا اللَّهَ قِيَامًا وَقُعُودًا وَعَلَىٰ جُنُوبِكُمْ ۚ فَإِذَا اطْمَأْنَنْتُمْ فَأَقِيمُوا الصَّلَاةَ ۚ إِنَّ الصَّلَاةَ كَانَتْ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ كِتَابًا مَوْقُوتًا
Eğer Burdada anladığımız zikirse o halde ALLAHU TEALA nın ayetlerinde belirttiği ibadet olmayacakta ne olacak.Hadi hadisleri almıyorsunuz.Artık ayetleridemi bıraktınız.
ALLAH için bir konuda eleştiri yapmadan önce biraz içtihad edelim çalışalım.
ebu Maruf isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 8. January 2011, 08:51 AM   #30
Anonymous
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 176
Tesekkür: 627
164 Mesajina 386 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
Anonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud of
Standart

Alıntı:
ebu Maruf Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Arkadaşım ALLAHI anmak zikir değilmidir.
Bu Ayetlerle zaten bildirilmemişmidir.
Hem Kuranı tefekkür edelim diyorsun al et bakalım ne anlıyorsun.
Nisâ 103
Namazı bitirince de ayakta, otururken ve yanınız üzerinde yatarken (daima) Allah'ı anın. Huzura kavuşunca da namazı dosdoğru kılın; çünkü namaz müminler üzerine vakitleri belli bir farzdır.
فَإِذَا قَضَيْتُمُ الصَّلَاةَ فَاذْكُرُوا اللَّهَ قِيَامًا وَقُعُودًا وَعَلَىٰ جُنُوبِكُمْ ۚ فَإِذَا اطْمَأْنَنْتُمْ فَأَقِيمُوا الصَّلَاةَ ۚ إِنَّ الصَّلَاةَ كَانَتْ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ كِتَابًا مَوْقُوتًا
Eğer Burdada anladığımız zikirse o halde ALLAHU TEALA nın ayetlerinde belirttiği ibadet olmayacakta ne olacak.Hadi hadisleri almıyorsunuz.Artık ayetleridemi bıraktınız.
ALLAH için bir konuda eleştiri yapmadan önce biraz içtihad edelim çalışalım.
Sevgili kardeşim bence bu çalışmayı sizin de yapmanız gerekiyor. Allah'ı anmak demek bir köşeye oturup dünyaya kepenkleri kapatıp "Allah" çekmek değildir. Azıcık yukarıda size zikir ile ilgili bilgi de verilmişti ama zahmet edip okumamışsınız diye tahmin ediyorum. Ayetlere göre biz Allahı anarsak Allah da bizi anarmış. Sizce Allah'da sizi "ebu Maruf ebu Maruf ebu Maruf ebu Maruf ebu Maruf ebu Maruf ebu Maruf ebu Maruf ebu Maruf ebu Maruf ebu Maruf ebu Maruf ebu Maruf" diye mi anar? Bu konuda da sizden farklı düşündüğümüz kesin.

Ayrıca bkz:
http://www.hanifler.com/showthread.php?t=661

Allah hepimizi doğru yoluna iletsin, şeytanın kestirme yol vaadleriyle beynimizi uyuşturup UYUTARAK amellerimizi/ahiretimizi zayi ettirmesine karşı uyanık kılsın.
Anonymous isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
anlamak, hadislere, için, ihtiyaç, kuranı, varmıdır


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 04:17 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam