hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > HUKUK > Adalet ve Zulum

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 15. February 2010, 05:28 PM   #21
snobyx
Katılımcı Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 62
Tesekkür: 201
49 Mesajina 158 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
snobyx is on a distinguished road
Standart

Alıntı:
müslümanlardan Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
... ve hal böyleyken BUNDAN ÖNCE OKUR YAZAAR KESİMİN AZ OLMASINA RAĞMEN DİNİNİ BİLEN VE ÇOK,Çünkü anlatılan,{tebliğ edilen insanın konuştuğu dile yakın olunca ister istemez insan duyarsız kalamıyor]. ...

Selamun Aleykum,

Değerli kardeşim yukarıdaki cümlenizden anladığım kadarı ile Cumhuriyetten evvelki dönemde yaşayan insanlar Kuran'ı rahatça anlayabiliyorlar çünkü kendi aralarında konuştukları dil bugünkü Türkçe'den farklı ve Tebliğnin orjinal dili olan Arapça'ya yakın.Yani Selçuklu ve Osmanlı döneminde yaşayanlar bizden daha farklı bir Türkçe konuşuyorlar.Yanlış anladıysam lütfen düzeltin.

Eğer doğru anladıysam bir soru sormak isterim.Mesela 13.14.veya 19.yüzyılda Anadolu'da yaşayan bir insanla,günümüzde yaşayan herhangi bir Türk vatandaşını bir araya getirsek anlaşabilirler mi?Birbirlerinin konuşmasını anlayabilirler mi?

Eğer anlayamazlar diyorsanız,şimdi fark ettim ki bu korkunç bir şeydir.Çünkü tüm bir milletin geçmişle olan bağları koparılmış,Torun dedesini anlayamaz hale getirilmiş demektir.

Cevabınızı merakla bekliyorum...

Selametle...
__________________
Yusuf 76:Ve her bilgi sahibinin üstünde daha iyi bir bilen vardır.
snobyx isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
snobyx Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
Barış (17. February 2010), Miralay (19. July 2010)
Alt 15. February 2010, 10:53 PM   #22
kamer
Super Moderator
 
kamer - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 283
Tesekkür: 457
131 Mesajina 293 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
kamer is on a distinguished road
Standart

Alıntı:
müslümanlardan Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
söyler misiniz ,o dönemde,DİNİNİ BİLENLER Mİ,ÇOĞUNLUKTA İDİ,YOK ŞİMDİ OKUR YAZAR ORANI YÜKSEK OLAN BU DÖNEMDEKİLER Mİ..........
Selam,

“DİN” kelimesiyle ne kast ettiğinizi belirtseydiniz daha kolay anlaşırdık.

Bizim için önemli olan “Kur’an’da ki din’dir”. Okur-yazar oranını kenara koysak bile, o günkü ortamda insanların Kur’an’ı okuyup anlamaları zorunda ötesinde. İnsanlar padişahın “KULU”.Şeyhülislam’ların verdiği fetvalar hâlâ kayıtlarda.

Osmanlının dili Arapça değil ama insanların anlayacakları dile çevrilmiş kaç tane Kur’an meali var 7 asırlık Osmanlıda?

Kur’an’da ki din öyle bir şey ki Allah Resul'ü birkaç kişiyle çıktığı yolda 23 yılda koca bir devlet oldu.Osmanlı 300 yıl gerilerken bu devletin yönetiminde olanların aklına gelmedi mi hiç Allah’ın vahyi?Dillerinden düşürmedikleri Resul'ün sünneti? Kaç kuşak geçmiş aradan.Kaç tane Rabbimizin salihat dediği davranış var kayıtlarda?

Değerli kardeşim, bizler Allah’ın vahyine hizmet edebiliyorsak, öğrenip,yaşayıp, çevremize de anlatabiliyorsak bu imkanları bizlere bırakanlara çok şey borçluyuz.Bunun kıymetini bilmek ve gereğini yapmak bizlere ata mirasıdır.

Mutlu ve esen kalın
__________________
And olsun Biz Kur`an`ı düşünme/öğüt için kolaylaştırdık/hazırladık. O hâlde var mı ibret alıp düşünen? Kamer/17-22-32-40
kamer isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
kamer Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 3 Kisi:
Barış (17. February 2010), dost1 (17. February 2010), Miralay (19. July 2010)
Alt 15. February 2010, 11:04 PM   #23
kamer
Super Moderator
 
kamer - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 283
Tesekkür: 457
131 Mesajina 293 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
kamer is on a distinguished road
Standart

Alıntı:
snobyx Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Selamun Aleykum,

Değerli kardeşim yukarıdaki cümlenizden anladığım kadarı ile Cumhuriyetten evvelki dönemde yaşayan insanlar Kuran'ı rahatça anlayabiliyorlar çünkü kendi aralarında konuştukları dil bugünkü Türkçe'den farklı ve Tebliğnin orjinal dili olan Arapça'ya yakın.Yani Selçuklu ve Osmanlı döneminde yaşayanlar bizden daha farklı bir Türkçe konuşuyorlar.Yanlış anladıysam lütfen düzeltin.

Eğer doğru anladıysam bir soru sormak isterim.Mesela 13.14.veya 19.yüzyılda Anadolu'da yaşayan bir insanla,günümüzde yaşayan herhangi bir Türk vatandaşını bir araya getirsek anlaşabilirler mi?Birbirlerinin konuşmasını anlayabilirler mi?

Eğer anlayamazlar diyorsanız,şimdi fark ettim ki bu korkunç bir şeydir.Çünkü tüm bir milletin geçmişle olan bağları koparılmış,Torun dedesini anlayamaz hale getirilmiş demektir.

Cevabınızı merakla bekliyorum...

Selametle...
Aleyküm Selam kardeşim,

Osmanlıda saraylının kullandığı dil ile sokaktaki insanların kullandığı dil arasındaki farka bir örnek olsun diye alıntıyı paylaşıyorum.

Şeyhülislam Esad Efendi'nin 1725-32 yılları arasında yazılan Lehcet-ül Lugat isimli sözlüğünün önsözü, 18. yüzyıl Osmanlıcası'nın özellikle rafine bir örneği olarak alıntılanmaya değer:

"Amed-i medid ve ahd-i ba'iddir ki daniş-gâh-ı istifadede nihade-i zanu-yı taleb etmekle arzu-yı kesb-i edeb kılıp gerçi irre-i ahen-i berd-i gûşiş-i bî-müzd zerre-i fulad-ı fu'ad-ı infihamı hıred edemeyip şecere bî-semere-i isti'daddan yek-bar-ı imkân intişar-ı nüşare-i asar-ı hayr-ül me'ad as'ab-ı min-hart-ül katad olup ancak piş-nigâh-ı ihvan ve hullanda hem-ayar-ı nühas-ı hassas olan hey'et-i danişveriyi zaharif-i tafazzul ile temviye ve tezyin edip bezm-gâh-ı sühan-gûyanda iksar-ı sersere ile ser-halka-i ihvab-ı hava-ayin olmuş idim." [4]

1790 dolayında yazılan bir yemek kitabından alınan aşağıdaki bölüm, Osmanlıca'nın nisbeten sade bir örneğidir:

"Türkîde turunc dediğimiz mîveye Farisî'de narenc denir. Portakal derler, İstanbul'da şekerden leziz zuhur etmeye başladı. Hatta nev-zuhur Frenk hekimleri 'Asitane sahil-i bahr ve ahalisi et'ime-i mütenevvia ile aluf ve fesad-ı dem hasebiyle iskorpit illetine mübtelalardır. Elbet beher yevm bir dane portakal ekli lazımdır ve vacibdir.' Maa-haza kendüleri illet-i müstekreh-i frengîden muallel olup bahusus oldukları arzda portakalı ancak kibarı görebildiğinden Asitane'de kesreti kendülerini hayran eylediğinden hezeyan-ı gûna-gûn ederler. Maa-haza alil-ül mizac olan ihvana muzır olmak melhuzdur." [5]

Dönemin konuşma Türkçesinin sesini, klasik Osmanlı eğitimi almış yazarların metinlerinde tanımak çok güçtür. Buna karşılık Osmanlı eğitimi almamış bir İstanbullu Ermeniye ait olan aşağıdaki metinde, günümüz Türkçesinden hemen hemen farksız bir sokak diliyle karşılaşırız. 1736 yılında İran sefaret heyetine müzisyen olarak katılan Tamburi Artin Efendi'nin seyahatnamesi, Ermeni harfleriyle Türkçe olarak kaleme alınmıştır.

"Yezd ile Kerman arasında kum deryası dedikleri vardır ki inceliği ve beyazlığı saat kumu gibidir ve bir köyleri vardır ki yolcular konar. Damlara ve sokaklara bir adam nazar etse gûya kar yağmış sanır. Yol üzerinde bir buçuk, iki saat çekecek kadar yerde kule gibi miller yapılıdır ki karşına tutar da öyle gidersin. Eğer o milleri sağına veya soluna alır isen, yolu şaşırırsın ve birer ikişer minare derinliğinde kum ile dolmuş hendekler vardır ki hiç belli değil. Atın ayağı eğer oralara basacak olursa kurtulmak muhaldır. Çabalandıkça batar gider." [6]

Kaynak:http://tr.wikipedia.org/wiki/Osmanl%...%BCrk%C3%A7esi

Mutlu ve esen kalın.
__________________
And olsun Biz Kur`an`ı düşünme/öğüt için kolaylaştırdık/hazırladık. O hâlde var mı ibret alıp düşünen? Kamer/17-22-32-40
kamer isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
kamer Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 5 Kisi:
Barış (17. February 2010), dost1 (17. February 2010), Miralay (19. July 2010), PİLOT (16. February 2010), snobyx (16. February 2010)
Alt 15. February 2010, 11:10 PM   #24
kamer
Super Moderator
 
kamer - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 283
Tesekkür: 457
131 Mesajina 293 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
kamer is on a distinguished road
Standart

Alıntı:
snobyx Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster

''Demokrasi, tüm üye veya vatandaşların, organizasyon veya devlet politikasını şekillendirmede eşit hakka sahip olduğu;azınlık haklarını güvenceye almayı hedefleyen,sosyal eşitsizliği yok etmeye çabalayan;fırsat eşitliği sağlamaya çalışan yönetim biçimidir.''
Sevgili snobyx,

Bu kelimeyi okudukça aklıma "KERBELA" geliyor...
__________________
And olsun Biz Kur`an`ı düşünme/öğüt için kolaylaştırdık/hazırladık. O hâlde var mı ibret alıp düşünen? Kamer/17-22-32-40
kamer isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
kamer Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
Miralay (19. July 2010), snobyx (16. February 2010)
Alt 16. February 2010, 12:58 AM   #25
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.015
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Aleykum Selam ! Değerli Ali Rıza Borazan Kardeşim!


Alıntı:
Ali Rıza Borazan Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Müslümanlardan kardeşime katılıyorum. İnsanları ve kainatı yaratan Allah insanların toplu halde oldukları zaman bir emir tarafından yönetilmesi ile kanun koyamamışmıdır. peygamberler bir memleketi ne ile yönetmişler Haramları ve helalleri kendilerimi koymuşlar. selam ve sevgilerimi sunarım. Yakında inşallah bu konu ile ilgili çalışmalarımı sunacağım..
Bu yazınıza aşağıdaki cevabı vermiştim..


Alıntı:
Ali Rıza Borazan Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Allah razı olsun. Müslümanlardan Kardeşimizin astığı yazıyı ve ona cevaben asılı yazıyı okuduktan sonra Müslümanlardan Kardeşimizin verdiği
İslamın,yönetimide kanunuda yasasıda,kurandır ve hiç bir insanın tekelinde değildir.

Ayrıca islamın,ismide islamdır.Devletin dinden ayrılması olmadığı gibi,islamdini devletlerin egemenliğinde olmayıp hiç bir beşeri yönetimin sultasınıda kabul etmez.Ayrıca islamda din devletin değil, devlet bütün hükümlerini ,yönetimini islamın yani kuranın şeriatinden alır
.”

cevap için midir bu yazınız?

“İslamın,yönetimi de kanunuda yasasıda,kurandır ve hiç bir insanın tekelinde değildir. “

Allah Resulunun dışındaki dönemlerde gerçekten böyle mi olmuştur? Bizler ;başkalarının tekelinde olan dinin ALLAH’A has kılınması için uğraşmıyor muyuz?

İslamın ismi İslamdır demeyen mi var? DİNİN adını koyan ALLAH’tır. LA ilahe İLLA ALLAH diyen birisi olarak ALLAH’ın dinine başka bir isim mi koymuşuz?

Değerli Kardeşim!
Kur’an bir yaşam kitabıdır. Müslümanlar, inandıkları İSLAM DİNİ’nin YAŞAM KILAVUZU olan KUR’AN’a İnananlarının katılımı ile oluşan ve inançları doğrultusunda adil olarak yöneteceğine inandığı kişilerden seçilen yöneticiler tarafından yönetilir. Peygamberler eğer devlet kurabildilerse kurduğu devleti Allah’tan aldıkları ve tebliğ ettikleri vahye uygun olarak yönetmişlerdir.

Allah için söyleyin. Peygamberin bizzat yaşadığı dönemler dışında haram ve helalleri kim koymuştur? TÜRKİYE CUMHURİYETİ Hangi kanunla hangi helali haram, hangi haramı helal yapmıştır?
TÜRKİYE CUMHURİYETİ ve kurucularının getirdiği LAİKLİK ilkesi olmasa kendi siteniz ve bu sitede yazdığınız yazıları yazabilme olanağınız olur muydu?

Değerli Ali Rıza Borazan Kardeşim!
Derdimiz, Kardeşlerimize ALLAH’IN vahyini KUR’AN’ı anlatabilmek. KUR’AN’ okuyan kardeşlerimiz KUR’AN’ın YAŞAM KILAVUZU olduğunu görecekler yaşamlarını buna göre düzenleyecekler. KUR’AN Mü’mini olmuş insanlardan oluşan topluluk SALİHAT İŞLEYENLERDEN olmadığında hüsranda olduğunu bilecektir. Yönetime gerçekten katılacaktır. Kendini ALLAH ile ALDATMAK isteyenlere kanmayacaktır. Hangi partiden olursa olsun HAKKA uygun davranmayan genel başkanların,yöneticilerin değil ALLAH’IN kulu olacaktır.

Ali İmran;31: Kul in küntüm tuhıbbunAllahe fettebiuniy yuhbibkümullahu ve yağfir leküm zünubeküm* vAllahu Ğafur’un Rahîym;
De ki: “Eğer Allah’ı seviyorsanız bana tabi olun; ki Allah da sizi sevsin ve zenblerinizi mağfiret etsin. Allah Ğafur’dur, Rahıym’dir”.

Allah’tan aldığı vahyi yaşayan ve tebliğ eden Allah Resulu onun en büyük örneği olacaktır.

Ahzab;21: Lekad kâne leküm fiy Rasûlillahi üsvetün hasenetün limen kâne yercullahe vel yevmel ahıre ve zekerAllahe kesiyra;
Andolsun ki, Rasûlullah’da sizin için, Allah’ı ve Ahir Günü umanlar ve Allah’ı çok zikreden için üsve-i hasene/güzel bir örnek; vardır .

Kendisini yönetecek olanları seçerken bu seçiminin şarta bağlı olduğunu seçtiklerine hissettirebilecektir. Kendisi görev alırsa Devlet kurumunda almazsa günlük yaşamındaki her çalışmasında kılavuzu Allah’ın vahyi olacaktır.

Mümtehine;1: Ya eyyuhelleziyne amenu la tettehızu 'aduvviy ve 'aduvveküm evliyae tulkune ileyhim bilmeveddeti ve kad keferu bima caeküm minelHakkı yuhricunerRasûle ve iyyaküm en tu'minu billahi Rabbiküm* in küntüm harectum cihaden fiy sebiyliy vebtiğae merdatiy tusirrune ileyhim bilmeveddeti, ve ene a'lemu bima ahfeytum ve ma a'lentum* ve men yef'alhu minküm fekad dalle sevaessebiyl;
Ey iman edenler/güvenenler! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları veliler edinmeyin. Onlar, Hakk’dan size gelmiş olanı küfr ettikleri, Rabbiniz olan Allah’a iman ettiğiniz/güvendiğiniz için Rasûl’ü ve sizi çıkardıkları halde, siz onlara mevedde/sevgi ilka ediyorsunuz. Eğer yolumda cihad etmek ve rızamı taleb etmek/kazanmak için çıkmış iseniz halbu ki onlara mevedde gizliyorsunuz. ben gizlediğinizi de açıkladığınızı da bilirim. Sizden kim bunu yaparsa, yolun denge noktasından gerçekten sapmıştır.

Mümtehine;2: İn yeskafuküm yekûnu leküm a'daen ve yebsutu ileyküm eydiyehüm ve elsinetehüm Bissui ve veddu lev tekfurun;
Eğer onlar sizi yakalar/ele geçirirlerse, sizin için düşmanlar olurlar. Ellerini ve dillerini size kötülükle bast ederler ve kafir olmanızı şiddetle arzu ederler.

Mümtehine;3: Len tenfe'aküm erhamuküm ve la evladuküm yevmelkıyameti yafsılu beyneküm* vAllahu bima ta'melune Basıyr;
Ne Erhamınız /akrabalarınız ne de evladınız size asla fayda sağlamaz. Kıyamet günü (Allah) aranızı ayırır... Allah yaptıklarınızı Basıyr’dir.

Mümtehine;4: Kad kânet leküm usvetun hasenetun fiy İbrahiyme velleziyne me'ahu, iz kalu likavmihim inna bureau minküm ve mimma ta'budune min dunillahi keferna biküm ve beda beynena ve beynekümül'adavetü velbağdau ebeden hatta tu’minu billahi vahdeHu illâ kavle İbrahiyme liebiyhi leestağfirenne leke ve ma emlikü leke minAllahi min şey'* Rabbena 'aleyke tevekkelna ve ileyke enebna veileykelmasıyr;

İbrahiym’de ve Onunla beraber olan kimselerde sizin için gerçekten üsve-i hasene/güzel bir örnek vardır. Hani onlar kavimlerine dediler ki: “Muhakkak ki biz sizden de, Allah’ın gayrından kulluk yaptıklarınızdan da uzağız. Sizi) küfr ettik.. Bizimle sizin aramızda, siz Allah’a O’nun tekliği ile iman edinceye kadar, ebediyyen düşmanlık ve buğz başlamıştır”. Ancak İbrahiym’in babasına: “Mutlaka senin için mağfiret dileyeceğim; ama senin için Allah’dan bir şeye malik değilim” sözü hariç: “Rabbimiz, sana tevekkül ettik, sana yöneldik ve dönüş sanadır”.

Mümtehine;5: Rabbena lâ tec'alna fitneten lilleziyne keferu vağfir lena Rabbena* inneKe ENTEl'Aziyzül Hakiym;
“Rabbimiz!... Kafir olanlar için bizi bir fitne kılma... Bizi mağfiret et Rabbimiz!.Muhakkak ki sen Aziyz’sin, Hakiym’sin”.

Mümtehine;6: Lekad kâne leküm fiyhim üsvetun hasenetün limen kâne yercullahe velyevmel'ahır* ve men yetevelle feinnAllahe HuvelĞaniyyulHamiyd;
Andolsun ki onlarda (İbrahiym ve ashabında) sizin için, Allah’ı ve Ahir Günü umanlar için üsve-i hasene vardır. Kim (Allah’dan) yüz çevirirse, muhakkak ki Allah Ğaniyy’dir, Hamiyd’dır.

Mümtehine;7: 'AsAllahu en yec'ale beyneküm ve beynelleziyne 'adeytum minhüm meveddeten, vAllahu Kadiyr* vAllahu Ğafurun Rahıym;
Umulur ki Allah sizinle, onlardan düşman olduklarınız arasında bir mevedde/sevgi oluşturur . Allah Kadiyr’dir... Allah Ğafur’dur, Rahıym’dir.

Mümtehine;8: La yenhakümullahu 'anilleziyne lem yukatiluküm fiyddiyni ve lem yuhricuküm min diyariküm en teberruhüm ve tuksitu ileyhim* innAllahe yuhıbbulmuksitıyn;
Din’de sizinle savaşmamış ve sizi yurtlarınızdan çıkarmamış kimselere iyilik yapmanızdan ve onlara adaletli davranmanızdan Allah sizi nehyetmez... Muhakkak ki Allah muksitleri sever.

Mümtehine;9: İnnema yenhakümullahu 'anilleziyne katelukum fiyddiyni ve ahrecuküm min diyariküm ve zaheru 'alâ ıhraciküm en tevellevhüm* ve men yetevellehüm feülaike hümüzzalimun;



Mümtehine;10: Ya eyyuhelleziyne amenu iza caekümül mu’minatu muhaciratin femtehınuhünne, Allahu a'lemu Bi iymanihinn* fein 'alimtumuhünne mu’minatin fela terci'uhünne ilelküffari la hünne hıllun lehüm ve la hüm yehıllune lehunn* ve atuhüm ma enfeku* ve la cunaha 'aleyküm en tenkıhuhünne iza ateytümuhünne ucurehunn* ve la tumsikû Bi'ısamilkevafiri ves'elu ma enfaktum velyes elu ma enfeku* zâliküm hukmullahi yahkumu beyneküm* vAllahu Aliymun Hakiym;

Ey iman edenler!... Mü’min kadınlar hicret ediciler olarak size geldiklerinde, onları imtihan edin Allah onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer onları mü’min kadınlar bilirseniz, onları küffara geri döndürmeyin. Ne bunlar onlara helaldir, ne de onlar bunlara helal olurlar. Onlara infak ettiklerini verin. Onların ecirlerini kendilerine verdiğiniz vakit onları nikahlamanızda sizin üzerinize bir cünah yoktur... Kafir kadınların ismetlerini tutmayın Siz harcadıklarınızı isteyin, onlar da harcadıklarını istesinler.Bu size Allah’ın hükmüdür. aranızda hükmediyor.Allah Aliym’dir, Hakiym’dir.

Mümtehine;11: Ve in fateküm şey'ün min ezvaciküm ilelküffari fe'akabtum featulleziyne zehebet ezvacuhüm misle ma enfeku* vettekullahelleziy entüm bihi mu’minun;
Eğer eşlerinizden küffara bir şey fevt eder de muakıb olursanız, eşleri gitmiş olanlara harcadıklarının mislini veriniz. O Allah’dan ittika edin ki siz O’na mü’minlersiniz.

Mümtehin;12: Ya eyyühenNebîyyu iza caekelmu’minatu yubayı'neke alâ en la yüşrikne billahi şey'en ve la yesrıkne ve la yezniyne ve la yaktulne evladehünne ve la ye'tiyne bibuhtanin yefteriynehu beyne eydiyhinne ve erculihinne ve la ya'sıyneke fiy ma'rufin febayı'hünne vestağfir lehunnAllah* innAllahe Ğafurun Rahıym;
Ey O Nebî ! Mü’min kadınlar: “Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamaları, hırsızlık yapmamaları, zina etmemeleri, çocuklarını katletmemeleri, elleri ve ayakları arasında bir buhtan uydurup getirmemeleri ve hiçbir MA’RUFda sana ısyan etmemeleri” üzerine sana bey’atlaşmaya geldiklerinde, onlarla bey’atlaş ve onlar için Allah’dan mağfiret dile... Muhakkak ki Allah Ğafur’dur, Rahıym’dir.

Tevbe;24: Kul in kâne abaüküm ve ebnaüküm ve ıhvanüküm ve ezvacüküm ve aşiyretüküm ve emvalü nıktereftümuha ve ticaratün tahşevne kesadeha ve mesakinü terdavneha ehabbe ileyküm minAllahi ve RasûliHi ve cihadin fiy sebiyliHİ feterabbesu hatta ye'tiyAllahu bi emriHi, vAllahu la yehdil kavmel fasikıyn;
De ki: “Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, elde ettiğiniz mallar, kesad gitmesinden korktuğunuz ticaret ve hoşlandığınız meskenler, size Allah’dan, O’nun Rasûlü’nden ve O’nun yolunda cihad’dan daha sevimli ise, artık Allah’ın Biemrihi gelmesini bekleyin... Allah fasıklar kavmine hidayet etmez”.

Tevbe;71: Vel mu'minune vel mu'minatu ba'duhüm evliyau ba'd* ye'murune bil ma'rufi ve yenhevne anilmünkeri ve yukıymunes Salate ve yü'tunez Zekate ve yutıy'unAllahe ve RasûleHu, ülaike seyerhamühumullah* innAllahe Azîyzun Hakiym;
Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar birbirlerinin evliyasıdırlar... Ma’ruf’u emrederler, münker’den nehyederler, salat’ı ikame ederler, zekat’ı verirler, Allah’a ve O’nun Rasûlü’ne itaat ederler. İşte bunlara Allah rahmet edecektir. Muhakkak ki Allah Aziyz’dir, Hakiym’dir.

KUR’AN’ın Mü’mini Allah’a kul olarak ALLAH’ın vahyini yaşayabileceği her DEVLET de yaşar örnek birer insan olarak çevresindeki insanlara da KUR’AN’In TEBYİNİNİ yapar. Allah’a kul olarak ALLAH’ın vahyini yaşayamadığı bir devletten de başka devletlere hicret eder.

Bakara;218: İnnelleziyne amenu velleziyne haceru ve cahedu fiy sebiylillâhi ülaike yercune rahmetAllah* vAllahu Ğafur’un Rahîym;
Şüphesiz ki iman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda mücahade edenler;işte onlar Allah Rahmeti’ni umarlar. Allah Ğafur’dur, Rahıym’dir.

Ali İmran;195: Festecabe lehüm Rabbühüm enniy la udıy'u amele amilin minküm min zekerin ev ünsa* ba'duküm min ba'd* felleziyne haceru ve uhricu min diyarihim ve uzu fiy sebiyliy ve katelu ve kutilu leükeffirenne anhüm seyyiatihim ve leüdhılennehüm cennatin tecriy min tahtihel enhar* sevaben min ındillah* vAllahu ındeHu husnüs sevab;
Rableri onlara karşılık verdi: “Sizden erkek olsun dişi olsun amel edenin amelini zayi etmem. hep birbirinizdensiniz . Hicret edenler, yurtlarından çıkarılanlar, Benim yolumda eziyete uğratılanlar, savaşanlar ve öldürülenlere gelince elbette onların kötülüklerini keffaretleyeceğim/sileceğim ve elbette onları altlarından nehirler akan cennetlere dahil edeceğim, Allah indinden bir sevab olarak”. Allah; sevab’ın güzeli O’nun indindedir.

Nisa;97: İnnelleziyne teveffahümül Melaiketü zalimiy enfüsihim kalu fiyme küntüm* kalu künna müstad'afiyne fiyl Ard* kalu elem tekün Ardullahi vasiaten fe tühaciru fiyha* feülaike me'vahüm cehennem* ve saet mesıyra;
Muhakkak ki Melaike, nefslerine zulmedici oldukları halde vefat ettirdiği kimselere, “Ne işte idiniz? ” derler. (Onlar da) dediler ki: “Biz Arz’da mustaz’afiyn /zayıflardan, ezilen … idik”... (Melaike de) dedi ki: “Allah Arz’ı geniş olmadı mı, orada hicret etseydiniz?”. İşte bunların varacağı yer cehennemdir. Ne kötü dönüş yeridir!.

Değerli Ali Rıza Borazan Kardeşim!
Müslümanım dediği halde DİNİNİ sadece tesettür/türban , kandil geceleri,bayram namazı, Ramazan orucu zanneden ve bağlısı olduğu vahiyden KUR’AN’dan habersiz insanların çoğunlukta olduğu bir devlette yaşıyoruz. Devletleri kurmak kolay değildir. Özellikle de yöneticilerin seçimle işbaşına gelip seçimle işbaşından gittiği türden devletleri kurmak daha da zordur. Allah kuranlardan Razı olsun. Devletimiz insanlarımızın inançları doğrultusunda yaşayarak hertürlü gelişim ve değişime olanak sağlayacak şekilde yapılanmış kadınlarımıza bile seçme seçilme hakkı getirmiştir. Aksayan yönler yok mudur? Düzeltilmesi gereken hataları yok mudur? Elbette vardır. Elimizde Allah’ın vahyine uygun şekilde yaşayıp zaman ve bilgili insanlarla doğru orantılı olarak geliştirebilecek bir devletimiz ve bu devletimize sürekli çatanlar küfredenler…

Allah için Dünyamızda bulunan ve insanları Müslüman olan devletlere bakalım. Devletimize sahip çıkalım. Devletimizi daha da geliştirmek için HAKÇA çalışalım . Bunun için de öncelikle kendimiz KUR’AN’a uygun yaşayanlardan olalım. Devletimizin daha iyi daha güzel olması için elbirliğiyle çalışanlardan olalım. Allah Resulunu aklımızdan çıkarmayalım . Devletimize , devletimizin kurumlarına söğmeyelim. O kurumları iyi ya da kötü yapacak olanın o kurumda çalışan insanlar olduğunu aklımızdan çıkarmayalım. Eğitime ağırlık varalım. İnsanlarımızı Allah’ın dini ile karşı karşıya getirelim. Kula Kul olma bilincini Allah’a kul olma bilincine dönüştürelim.

Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah Ali İmran; 139 da “Ve la tehinu ve la tahzenu ve entümül a'levne in küntüm mu’miniyn”
Gevşemeyin, mahzun olmayın; eğer mü’min iseniz siz en üstünlersiniz.

Rad;11: LeHu muakkıbatün min beyni yedeyhi ve min halfihı yahfezunehu min emrillah* innAllahe la yuğayyiru ma bi kavmin hatta yuğayyiru ma bi enfüsihim* ve iza eradAllahu bi kavmin suen fela meradde leh* ve ma lehüm min dunihi min val;
Onun önünden de, arkasından da kendisini Allah Emri’nden muhafaza eden muakkıbat/ izleyenler vardır. Muhakkak ki Allah, bir kavmin halini , onlar kendi nefslerini değiştirmedikçe değiştirmez. Allah bir kavme kötülük irade etti mi, artık onun geri çevrilmesi yoktur. Onlar için O’ndan başka yardım edici dost yoktur.
Demiyor mu?

Kusursuzluk sadece Allah’a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah’tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah’a emanet olunuz.
Bu cevabıma

Alıntı:
Ali Rıza Borazan Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Selamün Aleyküm Dost Kardeşim. Bir İnsanın kendisinde Allahın sözünün geçerli olmayan kişi nasıl müslümanlar üzerinde söz sahibi olabilir. Senin Demokrasi dediğin çoğunluğun kabul ettiği azınlığın söylediklerinin reddedildiği değilmidir. Galila Dünya dönüyor dediğinde. bütün hıristiyan dünyası dünya düz dönmüyor diyordu. Galila tek başına olunca onun söylediği yalan mı çıktı. İslam Allaha teslim olnların yaşam biçimidir. elbette Bunların söz sahibi olması için Kuranda belirlenen miktarı bulması gerekir. zorla insanların dinleri elinden alınamaz. kişiler kendi dinlerini başkalarına zulmetmeden istediği şekilde yaşama hakkı kuranın emridir. Problem kendi dinlerini başkalarına dayatma yolu ile zulmedenlerle Allah yanlısı olanlar arasındaki problemdir. Bu Konuda çalışıyorum yakın bir zamanda bu çalışmalarımı sizlerle paylaşacağım inş.

bu cevabınızı veriyorsunuz.

Ne diyeyim? Allah razı olsun. Alemlerin Rabbi olan Yüce Allahım basiretimizi de ilmimizi de artırsın.

Kusursuzluk sadece Allah’a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah’tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah’a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
dost1 Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
hiiic (8. October 2010), Miralay (19. July 2010)
Alt 16. February 2010, 05:48 PM   #26
snobyx
Katılımcı Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 62
Tesekkür: 201
49 Mesajina 158 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
snobyx is on a distinguished road
Standart

Alıntı:
kamer Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Aleyküm Selam kardeşim,

Osmanlıda saraylının kullandığı dil ile sokaktaki insanların kullandığı dil arasındaki farka bir örnek olsun diye alıntıyı paylaşıyorum.

Şeyhülislam Esad Efendi'nin 1725-32 yılları arasında yazılan Lehcet-ül Lugat isimli sözlüğünün önsözü, 18. yüzyıl Osmanlıcası'nın özellikle rafine bir örneği olarak alıntılanmaya değer:

"Amed-i medid ve ahd-i ba'iddir ki daniş-gâh-ı istifadede nihade-i zanu-yı taleb etmekle arzu-yı kesb-i edeb kılıp gerçi irre-i ahen-i berd-i gûşiş-i bî-müzd zerre-i fulad-ı fu'ad-ı infihamı hıred edemeyip şecere bî-semere-i isti'daddan yek-bar-ı imkân intişar-ı nüşare-i asar-ı hayr-ül me'ad as'ab-ı min-hart-ül katad olup ancak piş-nigâh-ı ihvan ve hullanda hem-ayar-ı nühas-ı hassas olan hey'et-i danişveriyi zaharif-i tafazzul ile temviye ve tezyin edip bezm-gâh-ı sühan-gûyanda iksar-ı sersere ile ser-halka-i ihvab-ı hava-ayin olmuş idim." [4]

1790 dolayında yazılan bir yemek kitabından alınan aşağıdaki bölüm, Osmanlıca'nın nisbeten sade bir örneğidir:

"Türkîde turunc dediğimiz mîveye Farisî'de narenc denir. Portakal derler, İstanbul'da şekerden leziz zuhur etmeye başladı. Hatta nev-zuhur Frenk hekimleri 'Asitane sahil-i bahr ve ahalisi et'ime-i mütenevvia ile aluf ve fesad-ı dem hasebiyle iskorpit illetine mübtelalardır. Elbet beher yevm bir dane portakal ekli lazımdır ve vacibdir.' Maa-haza kendüleri illet-i müstekreh-i frengîden muallel olup bahusus oldukları arzda portakalı ancak kibarı görebildiğinden Asitane'de kesreti kendülerini hayran eylediğinden hezeyan-ı gûna-gûn ederler. Maa-haza alil-ül mizac olan ihvana muzır olmak melhuzdur." [5]

Dönemin konuşma Türkçesinin sesini, klasik Osmanlı eğitimi almış yazarların metinlerinde tanımak çok güçtür. Buna karşılık Osmanlı eğitimi almamış bir İstanbullu Ermeniye ait olan aşağıdaki metinde, günümüz Türkçesinden hemen hemen farksız bir sokak diliyle karşılaşırız. 1736 yılında İran sefaret heyetine müzisyen olarak katılan Tamburi Artin Efendi'nin seyahatnamesi, Ermeni harfleriyle Türkçe olarak kaleme alınmıştır.

"Yezd ile Kerman arasında kum deryası dedikleri vardır ki inceliği ve beyazlığı saat kumu gibidir ve bir köyleri vardır ki yolcular konar. Damlara ve sokaklara bir adam nazar etse gûya kar yağmış sanır. Yol üzerinde bir buçuk, iki saat çekecek kadar yerde kule gibi miller yapılıdır ki karşına tutar da öyle gidersin. Eğer o milleri sağına veya soluna alır isen, yolu şaşırırsın ve birer ikişer minare derinliğinde kum ile dolmuş hendekler vardır ki hiç belli değil. Atın ayağı eğer oralara basacak olursa kurtulmak muhaldır. Çabalandıkça batar gider." [6]

Kaynak:http://tr.wikipedia.org/wiki/Osmanl%...%BCrk%C3%A7esi

Mutlu ve esen kalın.
Selamun Aleykum değerli Kamer abim,

Esasında benim gelmek istediğim yeri çok güzel bir noktadan irdelemişsiniz.Allah razı olsun.Bu husus için değerli Yılmaz Özdil'in yazdığı bir makaleyi eklemek isterim.Hem eğlenceli hem de öğretici bir yazı


Karacaoğlan İtalyanca konuşurdu...

Ben yürürem yane yane

Aşk boyadı beni kane

Ne akilem ne divane

Gel gör beni aşk neyledi

(Yunus, 13'üncü yüzyıl.)

*

Düşman geldi tabur tabur dizildi

Alnımıza kara yazı yazıldı

Tüfek icat oldu mertlik bozuldu

Eğri kılıç kında paslanmalıdır

(Köroğlu, 16'ncı yüzyıl.)

*

Bana kara diyen dilber

Gözlerin kara değil mi

Yüzünü sevdiren gelin

Kaşların kara değil mi

(Karacaoğlan, 17'nci yüzyıl.)

*

Yarın kavga kurulur

Öter tüfek davlumbazlar vurulur

Nice koç yiğitler yere serilir

Ölen ölür kalan sağlar bizimdir

(Dadaloğlu, 18'inci yüzyıl.)

*

Dünyaya geldiğim anda

Yürüdüm aynı zamanda

İki kapılı bir handa

Gidiyorum gündüz gece

(Veysel, 1894 doğumluydu.)

*

Hálá diyor ki: "Atatürk travma yaşattı, dilimizi değiştirdi..."


Selametle...
__________________
Yusuf 76:Ve her bilgi sahibinin üstünde daha iyi bir bilen vardır.
snobyx isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
snobyx Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 5 Kisi:
Barış (17. February 2010), dost1 (17. February 2010), hiiic (8. October 2010), mavera (16. February 2010), Miralay (19. July 2010)
Alt 16. February 2010, 05:58 PM   #27
mavera
Uzman Üye
 
mavera - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 126
Tesekkür: 43
65 Mesajina 146 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
mavera is on a distinguished road
Standart

Alıntı:
snobyx Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Selamun Aleykum değerli Kamer abim,

Esasında benim gelmek istediğim yeri çok güzel bir noktadan irdelemişsiniz.Allah razı olsun.Bu husus için değerli Yılmaz Özdil'in yazdığı bir makaleyi eklemek isterim.Hem eğlenceli hem de öğretici bir yazı


Karacaoğlan İtalyanca konuşurdu...

Ben yürürem yane yane

Aşk boyadı beni kane

Ne akilem ne divane

Gel gör beni aşk neyledi

(Yunus, 13'üncü yüzyıl.)

*

Düşman geldi tabur tabur dizildi

Alnımıza kara yazı yazıldı

Tüfek icat oldu mertlik bozuldu

Eğri kılıç kında paslanmalıdır

(Köroğlu, 16'ncı yüzyıl.)

*

Bana kara diyen dilber

Gözlerin kara değil mi

Yüzünü sevdiren gelin

Kaşların kara değil mi

(Karacaoğlan, 17'nci yüzyıl.)

*

Yarın kavga kurulur

Öter tüfek davlumbazlar vurulur

Nice koç yiğitler yere serilir

Ölen ölür kalan sağlar bizimdir

(Dadaloğlu, 18'inci yüzyıl.)

*

Dünyaya geldiğim anda

Yürüdüm aynı zamanda

İki kapılı bir handa

Gidiyorum gündüz gece

(Veysel, 1894 doğumluydu.)

*

Hálá diyor ki: "Atatürk travma yaşattı, dilimizi değiştirdi..."


Selametle...

süpermiş.

selamlar.
mavera isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
mavera Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
hiiic (8. October 2010)
Alt 17. February 2010, 08:03 AM   #28
müslümanlardan
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Jan 2010
Mesajlar: 207
Tesekkür: 30
72 Mesajina 144 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
müslümanlardan has much to be proud ofmüslümanlardan has much to be proud ofmüslümanlardan has much to be proud ofmüslümanlardan has much to be proud ofmüslümanlardan has much to be proud ofmüslümanlardan has much to be proud ofmüslümanlardan has much to be proud ofmüslümanlardan has much to be proud of
Standart

Alıntı:
snobyx Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Selamun Aleykum,

Değerli kardeşim yukarıdaki cümlenizden anladığım kadarı ile Cumhuriyetten evvelki dönemde yaşayan insanlar Kuran'ı rahatça anlayabiliyorlar çünkü kendi aralarında konuştukları dil bugünkü Türkçe'den farklı ve Tebliğnin orjinal dili olan Arapça'ya yakın.Yani Selçuklu ve Osmanlı döneminde yaşayanlar bizden daha farklı bir Türkçe konuşuyorlar.Yanlış anladıysam lütfen düzeltin.

Eğer doğru anladıysam bir soru sormak isterim.Mesela 13.14.veya 19.yüzyılda Anadolu'da yaşayan bir insanla,günümüzde yaşayan herhangi bir Türk vatandaşını bir araya getirsek anlaşabilirler mi?Birbirlerinin konuşmasını anlayabilirler mi?

Eğer anlayamazlar diyorsanız,şimdi fark ettim ki bu korkunç bir şeydir.Çünkü tüm bir milletin geçmişle olan bağları koparılmış,Torun dedesini anlayamaz hale getirilmiş demektir.

Cevabınızı merakla bekliyorum...

Selametle...
ŞİMDİ SİZ OSMANLILAR VE SELÇUKLULARIN KONUŞTUĞU DİLİ,KENDİNİZİN ŞİMDİ KONUŞTUĞUNUZ DİLLE ANLIYORMUSUNUZ.

Anlıyorsanız sorun yok sizinde dediğiniz gibi, AMA

Anlamıyorsanız GERÇEKTENDE DEDİĞİNİZ GİBİ TÜM GEÇMİŞİNİZLE BAĞLARINIZ KOPARILMIŞ BUDA KORKUNÇ BİR DURUM VE BENDE TAM OLARAK BUNDAN BAHSETMEYE ÇALIŞTIM.

Bırakın geçmişi,DİNİNDEN UZAKLAŞTIRTILMIŞ VE BUNUDA ,DİNE KARŞI DİN İLE

not.ALİ ŞERİATİNİN DİNE KARŞI DİN kitabını okuyun faydalı olacak inşaallah kanaatindeyim saygılar.
müslümanlardan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
müslümanlardan Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
Miralay (19. July 2010)
Alt 17. February 2010, 08:10 AM   #29
müslümanlardan
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Jan 2010
Mesajlar: 207
Tesekkür: 30
72 Mesajina 144 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
müslümanlardan has much to be proud ofmüslümanlardan has much to be proud ofmüslümanlardan has much to be proud ofmüslümanlardan has much to be proud ofmüslümanlardan has much to be proud ofmüslümanlardan has much to be proud ofmüslümanlardan has much to be proud ofmüslümanlardan has much to be proud of
Standart

DOST1, KARDEŞE SAYGILAR ve sorumu tekrar ediyorum,

Şimdi diye bilirmisiniz atanın kurduğu ve halen devam eden laik, demokratik, türkiye cumhuriyeti,KURAN HÜKÜMLERİ devletidir.saygılar[VE SİZİN AYRICA KONUNU BAŞINDAN BERİ KONUYA YAKINLIKTA OLAN KARDEŞLERİN YAZILARINI OKUYOR VE ARKADAŞLARADA GÜCÜM NİSBETİNCE YAZMAYA ÇALIŞIYORUM]

Konu müslümanlardan tarafından (17. February 2010 Saat 08:13 AM ) değiştirilmiştir.
müslümanlardan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
müslümanlardan Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
Miralay (19. July 2010)
Alt 17. February 2010, 05:42 PM   #30
snobyx
Katılımcı Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 62
Tesekkür: 201
49 Mesajina 158 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
snobyx is on a distinguished road
Standart

Alıntı:
müslümanlardan Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
ŞİMDİ SİZ OSMANLILAR VE SELÇUKLULARIN KONUŞTUĞU DİLİ,KENDİNİZİN ŞİMDİ KONUŞTUĞUNUZ DİLLE ANLIYORMUSUNUZ.

Anlıyorsanız sorun yok sizinde dediğiniz gibi, AMA

Anlamıyorsanız GERÇEKTENDE DEDİĞİNİZ GİBİ TÜM GEÇMİŞİNİZLE BAĞLARINIZ KOPARILMIŞ BUDA KORKUNÇ BİR DURUM VE BENDE TAM OLARAK BUNDAN BAHSETMEYE ÇALIŞTIM.

Bırakın geçmişi,DİNİNDEN UZAKLAŞTIRTILMIŞ VE BUNUDA ,DİNE KARŞI DİN İLE

not.ALİ ŞERİATİNİN DİNE KARŞI DİN kitabını okuyun faydalı olacak inşaallah kanaatindeyim saygılar.
Selamun Aleykum,

Değerli kardeşim eklediğim son yazıyı okumadınız galiba.Dikkatinizden kaçmış olabilir.Kaçmadıysa ve okuduysanız ve bu cevabı yazdıysanız,size bu konuda daha fazla diyecek birşey bulamıyorum.

Selametle...
__________________
Yusuf 76:Ve her bilgi sahibinin üstünde daha iyi bir bilen vardır.
snobyx isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
snobyx Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
hiiic (8. October 2010)
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
defteri, ilımlılaştırmanın, seyir, İslam’ı


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 08:43 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam