hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > AİLE VE AİLE HAYATI > Ailenin Korunması > Örtünme

 
 
Seçenekler Stil
Alt 15. August 2012, 12:11 AM   #1
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart örtünme ve hanımların saçlarının kapanmasına kuranın bakışı

ALLAH’IN SELAMI ÜZERİNİZE OLSUN.
Sevgili kardeşlerim, özellikle laik-demokrat ülkemiz! de; türban tartışmaları esnasında gördüğümüz engellemeler yüzünden, pek çok Müslüman genç kızımızın ve kadınımızın kayıplarını biliyoruz.

Kendilerine laik ve sosyal demokrat diyen bazı zalimlerce, “kamusal alan” deyimiyle, Müslümanlara nasıl baskı sindirme uygulandığını ve bunun karşılığında da üniversitelerde türban serbestisini sağlamanın sanki kazanım olduğu görüntüsünü hatırlamak gerekir.

İşte bu gibi kayıpların önüne geçmek için, mücadele edilen şeyin doğruluğundan emin olmak, doğru ise sonuna kadar mücadele etmek, değilse bu yanlışı terk edip, kayıpları en aza indirmek gerekir.
Şimdi, tağutların engelleme çalışmalarının yanlışlığına daha fazla değinmeden, islamda kadınların saçlarını kapatması gereklimidir, değilmidir ona bakmak gerekir.

Çünkü, tağutlar; gerçekten saçlarını kapatanalara değil de, Müslümanların kendilerine, dinlerine tahammül edemezler. Ama, açıktan bunun kavgasından çekinip, göze alamadıklarından, türban gibi şeyleri ele alıp, çağdışılıktan başlayarak, başı kapatmanın potansiyel tehlikelerinden bahseden bahaneler uydurarak, Müslümanları engellemeye çalışırlar.

İşte bu noktada biz de, okuldan, işten ayrılıp evlere kapanmaya razı olan kadınlarımızın, gerçekten doğru bir nedeni varmıdır, yoksa dinde olmayan bir sebep yüzünden boşuna kayıplaramı uğruyorlar onu inceleyelim.


Rabbimizin, bize indirdiği kitabın hemen her yerinde, bizlerden aklımızı kullanmamızı, düşünerek hareket etmemizi istediğini görürüz.
Buda bize, başkaları hangi görüşte olursa olsun, ona bakmadan önce, kendi görüşümüzü oluşturmamız gerektiğini gösterir.


Yani; din konusunda, bir şeyi kabul edip uygulamaya karar vermeden önce, dinin kaynağından, o konu ile ilgili olarak, aklımızı kullanıp bir görüşe varmamız gerekir. Sadece ve ancak, bu şekilde önce kendi görüşümüzü belirlemek şartıyla, başka alim, ulema, dinsiz, imansız görüşlerine bakabilir, bunlardan kuran ve mantığımıza ters düşmezler ve bizim görüşlerimizden daha akıllıca ise faydalanabiliriz.

Bu şekilde varılan sonuçta, yine akıl kullanarak vardığımız bir sonuç olduğundan, akıl kullanma, düşünerek sonuca gitme bakımından rabbimizin emrine uymuş oluruz.


Şimdi bu isteğe uygun olarak, bugüne kadar çok tartışılan, bu nedenle kadınların okul ve çalışma hayatları ile bazı alanlara girmelerinden çekilmelerine neden olan, “kadınların saçlarının kapanmasın ın gerekip gerekmediğini “ kuranın genel bilgilerinden de faydalanarak, hem dini yönden hem de mantıksal yönden doğru tespitine çalışalım.

1- DİNİ HÜKÜMLERE (KURANA) GÖRE KADINLARIN SAÇINI KAPAMASI İNCELEMESİ:


YARATILIŞ OLARAK KADIN İLE ERKEĞİN AYNI YERLERİ VE FARKLI YERLERİ VARDIR, BUNLAR DİKKATE ALINMALIDIR:

İnsanların yaratılış bakımından tek farkları, erkek ve dişilik organlarıdır. Dişiler, doğum ve doğan bireylerin hayati devamını sağlamak için iki organ bakımından erkekten farklıdır. Dolayısıyla, kadınların, erkeklere karşı durumunu, bu gerçeğe göre belirlemek gerekecektir.

Bunun dışında; erkekteki; el ve ayaklar, göz ve kulaklar, ağız ve burunlar, kaş ve saçlar kadınlarda da aynıdır. Bunlar erkekler ve kadınlarda vücudun farklı yerlerinde değil aynı yerlerde yer alırlar. Nitelik ve nicelik bakımından da aynı durumdadırlar. Yani, erkek ve kadınların sahip oldukları bu şeylerin işlevleri aynıdır.

İşte bu nedenle, rabbimiz erkek ve kadınları; bu elemanlara göre ayırmadan ortak hükümlere tabi tutmuştur.

1- ŞİMDİ, KADIN VE ERKEKLERİN ORTAK ORGAN VE UZUVLARINA GÖRE, DEĞİŞMEYEN ORTAK HÜKÜMLERE İLİŞKİN AYETLERİ AŞAĞIYA ALALIM.

7:26 - Ey Âdemoğulları, size çirkin yerlerinizi örtecek giysi, süslenecek elbise indirdik. Hayırlı olan, takva elbisesidir. İşte bu(nlar), Allah'ın âyetlerindendir, belki düşünüp öğüt alırlar.

7:27 - Ey Âdemoğulları. Şeytan, ana babanızı, çirkin yerlerini onlara göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi, sizi de (şaşırtıp) bir belaya düşürmesin! Çünkü o ve kabilesi, sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Biz, şeytanları, inanmayanların dostu yaptık.

16:81 - Allah, yarattıklarından sizin için gölgeler yaptı ve sizin için dağlarda barınaklar yarattı. Sizi sıcaktan koruyacak elbiseler ve savaşta sizi koruyan elbiseler (zırhlar) yarattı. İşte böylece Allah müslüman olasınız diye üzerinize nimetini tamamlamaktadır.

a- Ayetlerden de görüldüğü üzere, hem erkeğin, hem kadının ayıp yerlerini örtmek için elbiseler gerekli kılınmıştır. (7:26)
b- Elbiselerin giyilmemesi, yada ayıp yerleri örtecek elbiselerden olmaması , bizim şaşkın olacağımızı ve belaya düşeceğimizi gösterir. (7:27)

Bu nedenle, bazı kimselerin mini etek, sırt, bel, göğüslerini açıkta bırakan elbiseler giymelerinin onları düşürdüğü konum ortadadır. Ben giyerim, “erkek bakarsa kendi suçudur” gibi hiçbir mazeret rabbimiz katında olmayacaktır.

Yine, buraları çıplak gözükmeyecek şekilde bir elbise ile kapatılmakla birlikte, ardından gösterecek şekilde şeffaf bir elbise yada şeffaf olmasa bile ayıp yerlerin belli olacağı şekli gizlemeyecek biçimde (örneğin hatları belli eden darlıkta) bir elbise kabul edilemez.


c- Elbiseler, sadece sıcak ve soğuklardan korunacak şekilde ( fakat yine ayıp yerleri örtecek, gizleyip, göstermeyecek şekilde olmak şartıyla) değişikliğe uğratılabilir.

Görüldüğü üzere rabbimiz, biz insanların sıcaktan ve soğuktan korunmamız ile ayıp yerlerin görünmesini engelleyecek şekilde kapanmamız amacıyla elbise kullanmayı gerekli kılmıştır.

Sıcak, yada soğuğu bahane ederek, yada özgürlük gibi gerekçelerle elbisesiz, yada ayıp yerler görünecek şekilde elbiseli olmak mümkün değildir.

Ancak, burada dikkat edersek, bu giyinme şekli kadın ve erkekler için ortaktır. Kadın, dikkat ederken, erkek de ayıp yerlerini belli edecek elbise giyemez. Zamanımızda, bu çoğu Müslüman tarafından ihmal edilip, sadece kadınların dikkat edeceği durum olarak kabul edilme hatasına düşülmektedir.

2- ŞİMDİ DE GİYİM VE SÜS EŞYALARI YANİ ZİYNET KONUSUNDA KADIN VE ERKEK AYRIMI OLMADIĞINI AYETLERE GÖRE GÖSTERMEYE ÇALIŞALIM.

18:31 - İşte onlara Adn cennetleri vardır; altlarından ırmaklar akar, orada altın bileziklerle süslenecekler, ince ve kalın ipekliden yeşil elbiseler giyerek koltuklar üzerine dayanıp kurulacaklar. O ne güzel karşılık ve ne güzel kalma yeri!

22:23 - Şüphesiz Allah iman edip yararlı iş işleyenleri, altından ırmaklar akan cennetlere koyacak, orada altın bilezikler ve inciler takınacaklar. Oradaki elbiseleri de ipektendir.

a- Kadın ve erkek, giyim bakımından ayrı tutulmazken, yine giysinin cinsi ve ziynet eşyası dediğimiz takıların kullanımı bakımından da ayrı tutulmamıştır.
b- Erkek ve kadınlar, kültürlerinde, topluluklarında normal kabul edilecek takıları takabileceklerdir, yine cinsi ne olursa olsun kültürlerinin kabul ettiği renk ve desenlerde giysilerini seçebileceklerdir.
c- Durum böyle olunca, erkeklerin altın takamayacağı ve ipek elbise giyemeyeceği iddialarının yanlışlığı hemen ortaya çıkmaktadır.

Altın yüzük yerine gümüş yüzük takmak gibi çözümler icat etmeye gerek yoktur.

d- “Bunlar cennette geçerli olacak şeylerdir, dünyada ise geçerli değildir” şeklinde gelebilecek itirazlar olacaktır.

Onlara hemen şunu peşinen söyleyelim ki; kurandan ayrılıp, rivayetleri doğru kabul etmekle burada bile ne yaman çelişkiye düştüklerini hemen görmeleri için bu uygulamaları doğru anlayıp, yanlışlığını görmek bile yeterli olacaktır.

ŞUNU ÇOK İYİ BİLELİM.

HER MÜSLÜMAN, CENNET İLE MÜJDELENMEKTE VE ORAYI KAZANMAK İÇİN YAŞAMAYA ÇALIŞMASI İSTENMEKTEDİR. MÜSLÜMAN CENNETE GİRER VE ORADAKİLERE SAHİP OLURSA NE KADAR SEVİNİR DEĞİLMİ?


öyle olunca, akıllı müslümanlar daha dünyada iken cennette övülen şeylere sahip olması halinde haklı olarak sevinebilmelidir. onların bu sevincine cahilce set çekilmemeli, karşı çıkılmamalıdır.

Kısaca, bu kısımda da kadın ve erkeğin; elbisenin cinsi, modeli, rengi ve takı kullanma bakımından yine ayrıma tabi tutulmadığı görülmektedir. YİNE BU GİYSİ VE TAKILARINI KİMSEDEN GİZLEMELERİNE GEREKTE YOKTUR.

3- BU KISIMDA HER BAKIMDAN EŞİT GİYİNEN VE ZİYNET YANİ TAKI KULLANMADA SERBEST OLAN KADIN VE ERKEĞİN HARAMA BAKMAMA BAKIMINDAN DA EŞİT OLDUĞU DURUMU GÖRELİM:


“İman eden erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Bu davranış onlar için daha nezihtir. Şüphe yok ki, Allah onların yaptıklarından hakkıyla haberdardır.” (nur 24/30)

“İman eden kadınlara da söyle, gözlerini sakınsınlar, iffetlerini korusunlar…” (nur 24/31 ALINTI)

Nur 30. Ayette erkeklere; gözlerini haramdan sakınmaları ve iffetlerini korunmaları emredilirken, yine aynı surenin bir sonraki ayeti olan 31. Ayetle de aynı şekilde kadınlarında; gözlerini haramdan sakınmaları ve iffetlerini korumaları emrolunmaktadır.

BURAYA KADAR ANLATILANLARI KISACA ÖZETLEYECEK OLURSAK, ERKEK VE KADINLAR;
*- Sıcak ve soğuklardan korunmak üzere,
*- Ayıp yerleri görülmeyecek, belli olmayacak şekilde,
*- Kültürlerinin kabul ettiği, renk, desen ve cinste olmak üzere serbestçe ELBİSE GİYECEKLERDİR.
*- Kadın erkek, Ziynet kullanabilecekler, yani takı takabileceklerdir.
*- kadın ve erkek farklı olmaksızın; harama bakmayacaklar, iffetlerini koruyacaklardır.

Görüldüğü gibi, her yeri ve yönüyle ortak kısımlar bakımından kadın ve erkeğe farklı yükümler yoktur. O halde farklı bir yükümlülük, ancak kadının erkekten farklı olan bir yeri, organı yada uzvu için olabilir.

4- ŞİMDİ İSE MÜSLÜMANLARIN KADINLARININ HAYATINI ÇOK ÖNEMLİ ÖLÇÜDE ETKİLEYEN, SAÇLARIN KAPANMASININ OLUP OLMADIĞINI, SAÇLAR KAPANMAYACAKSA; KADININ SÜSÜ DEDİĞİMİZ YERİNİN KAPANMASI BAKIMINDAN AYRI TUTULDUĞU DURUMU YANİ ERKEKLERDEN FARKLI OLARAK KADINLARIN NERESİNİN KAPANMASI GEREKTİĞİNİ GÖRELİM:

“İman eden kadınlara da söyle, gözlerini sakınsınlar, iffetlerini korusunlar…” ve açıkta olması gereken yerleri hariç, zinetlerini (alımlı yerlerini ) göstermesinler. Örtülerini göğüslerinin üzerine kapasınlar. Vücutlarının alımlı yerlerini kimseye göstermesinler; ancak kocaları, babaları, kocalarının babaları, oğulları, kocalarının oğulları, kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kızkardeşlerinin oğulları, diğer kadınlar, cinsel iktidara sahip olmayan erkek hizmetkarlar ve işçiler ve kadınların cinsel yönlerini henüz anlamayan çocuklar hariç. Gizledikleri alımlı bölgelerini sergilemek/bildirmek için ayaklarını yere vurmasınlar. Ey inananlar, topluca ALLAH'a yöneliniz ki başarılı olasınız. (nur 24/31)

Ayeti iyi incelediğimiz zaman, başlangıçta yani giriş kısmında; aynen erkeklerde olduğu gibi gözlerin yine haramdan sakınması ve iffetlerin korunması ile başladığını görüyoruz. Yani, yine kadınların haramdan sakınması ve ayıplardan korunması anlatımı vardır.

O halde bu ayetin devamında da bizzat kadının koruması gereken yerlerle devam edilmesi gerekir ki, zinet denilerek de bu kanıtlanmış oluyor.

Bu durumda, ayetteki hakim anlatım, kadınların hem haramdan hem de iffetsizlikten korunması gerektiğidir.


Buda ancak kadının, bakışlarını yani düşünceleri gibi soyut yerleri ile vücudunun ayıp yerleri gibi somut yerlerini korumaları ile mümkündür.

Korumak ise soyut yerler için harama bakmamak, harama yanaşmamakla olurken, somut yerler için ise yine somut bir şeyle (örneğin, elbise, örtü gibi) gizlemek (yani kapatmak, örtmek) ile olur.

Şimdi bu durumda bu ayetten de kadının kendine ait kısımlarının ele alındığını görüyoruz. Yani, kadının dışardan temin ederek kullandığı bir materyalin, cismin korunmasından, gizlenmesinden bahsedilmediğini görüyoruz.

İşte ayette geçen ziynet deyiminden, kadının dışardan temin ettiği takıları, yani süs eşyalarını değil, kendi vücudundan bir parçayı anlamamız gerekiyor.

BU AŞAMADA; KADININ ZİNETİNİN NE OLABİLECEĞİ DEĞİL, NERESİ OLABİLECEĞİ SORUSU KARŞIMIZA ÇIKMAKTADIR.

Bir çok kimse, hiç bu kadar düşüncelere girmeden, detayları incelemeden, bizim yukardaki tespitimizin aksine zinet deyiminden hemen “bildiğimiz takılar diye adlandırılan süs eşyalarının kastedildiği” ni iddia etmişlerdir.

Halbuki, süs eşyası, yani takıların kadına da erkeğe de serbest olduğu, hatta bunların cennette bile kendilerine verileceğini biliyoruz artık. Bu nedenle, bu ayette geçen ziynetin, takı değil kadının bir yeri olduğunu kabul etmemiz gerekiyor.

KADININ ERKEKTEN FARKLI VE FAZLA OLARAK, ONUN SÜSÜ OLAN TEK YERİ VARDIR, GÖĞÜSLERİ…

İşte burada sevgili kardeşlerim, kadının ziyneti, yani süsü, onu erkeklerden ayıran ve çok önemli işlevi olan göğüsleridir. Kadınlar göğüsleri ile bebekleri emzirirler ve onlara kendilerinden vücudunun ürettiği sütü verirler.

Bunlar kadınların süsleridir, çünkü bebeklerin yaşaması için hayati öneme sahip işlevleri vardır. Aynı şekilde erkeklerin de varsa da onlar kördürler, böyle işlevleri, güzellikleri yoktur. İşte bu nedenle kadını, erkekten bu bakımdan üstün kılan, evladını besleme yeteneği veren, onu bu nedenle ayrıca güzel kılan ziyneti göğüsleri olmaktadır.

Geldiğimiz bu noktada, ayetten ziynetin göğüsler olduğunu anladığımızda, rabbimizin; erkekten farklı olarak kapanması gereken tek yer olarak kadının göğüslerini belirlediğini buluruz.

Şimdiye kadar, kadınla erkeğin organ bakımından hep eşit olması nedeniyle, hep aynı şekilde kapandığını ve yine harama bakmayarak, iffetlerini koruyarak ta kadın erkek eşit olarak aynı yükümlülüklere tabi tutulmuşlardı.

Şimdi ise kadın, bu süsü dediğimiz farkı ile erkekten ayrılmakta ve süsü denen göğüslerinin de kapatılması emrolunmaktadır.


GÖRÜLDÜĞÜ ÜZERE, KADININ ZİNETİ GÖĞÜSLERİ OLDUĞUNDAN, KAPANMASI GEREKEN YERİ DE ORASI OLMAKTA VE KADININ BAŞI, SAÇI KONU EDİLMEMEKTEDİR.


Halbuki, ta Yahudilerin kendi aralarında kötü kadınları ayırmada kullandıkları başın kapanması işinin, yine onlar tarafından islama sokulması nedeniyle bu güne kadar kadınlara haksız yere saçlarının kapatılması gerektiği kabul ettirilmiştir.

Şimdi ise, kadınların göğüslerinin kapanması ile birlikte saçlarında kapanması gerektiği, sadece ayette geçen örtü deyimine, başörtüsü anlamı verilmesi yüzünden ısrarla savunan alimlerimiz vardır.

Yine saçların kapanması olmadığına ilişkin savunma yapan taraflarda, sadece örtü kelimesi olduğu, başörtüsü kelimesi olmadığı iddiasıyla tek bir kelime üzerinden savunma yapmaktadırlar.

“Hımar” kelimesine başörtüsü diyerek, sadece bu kelime yüzünden saçların kapanmasını savunanlar ne kadar zayıf durumdalar ise aynı şekilde, “hımar” sadece örtüdür, saçların kapanması istenilseydi, bu kelimenin “hımarür-res” yani baş örtüsü şeklinde olması gerekirdi iddiaları da yeterli değildir.

Kısaca; (aslında uzun bile oldu ama) bu ayette kadınların saçlarının değil, göğüslerinin kapanması emri vardır. Bu nedenle, kadınların saçlarının kapanması üzerinden, hem imansızların, hem de yobazların oyunlarına son verilmelidir.

2- MANTIKSAL ÇIKARIMLARA GÖRE KADINLARIN SAÇINI KAPAMASI İNCELEMESİ:

Sevgili kardeşlerim,

Dini yönden, ayetlerle saçların kapanmasının değil, göğüslerin kapanmasının emredildiğini destekleyecek şekilde mantıki delillerde mevcuttur.

Erkek ile kadını daha yazımızın başında ele alırken, diğer organları yanında saçları bakımından da farklı olmadığını anlatmıştık.

Yani kadının saçıda erkekle aynı yerdedir. Kadının saçıda erkekle aynı şekilde tel teldir. Kadının saçıda erkekle, aynı yapıdadır. Kadının saçıda erkekle aynı şekilde uzamaktadır.

Yani kadının saçını erkeğinden özel yada farklı kılan hiçbir yaratılma yoktur. Saç erkektede kadında aynı yerde baştadır. Yani kadının saçı erkeğinkinden farklı olarak ayıp yerlerde değildir.

O zaman, erkek saçını açabilirken, kadın neden kapatacaktır? Buna yaratılış bakımından hiçbir mantıklı açıklama getirilemez.

1- Sadece; kadının saçının cazibesinden bahseden tutarsız bir iddia ortaya atılmaktadır. Kadının saçının erkeğe cazip olduğunu nerden biliyorsunuz? Kuranda böyle bir bilgi yokken, bunu kim nereden çıkarmaktadır? Tıp yada başka bilimlerinde böyle bir tespiti yoktur. O halde bu iddia havada kalmakta, dayanaksız kalmakta ve saçların kapanmasına delil olamamaktadır.

2- Kadının saçının erkeğe cazip geldiği kadar erkeğin saçının kadına cazip gelmediğini kim iddia edebilir? Erkeklerin bu iddiaları kadınlar içinde aynı şekilde geçerli olur. Kadının saçlarından bir parça ile erkeğin saçlarından bir parça eşit uzunlukta, birilerinin önüne konulsa, ayırt bile edemeyebilirken bu nasıl bir iddiadır görünüyor.

3- Rabbimiz, yarattığı erkeğe, saçını istediği gibi kestirip, uzatma, biçimlendirme izni vermişse, kadına da vermiş olmalıdır, aksi halde sünnetine aykırı olur. Çünkü, diğer organ yada uzuvlar gibi saçlar bakımından da kadınla erkek arasında hiçbir fark yoktur. O zaman saçların kapanması konusunda da bir fark olmaması gerekir ve nitekim yukarıda anlattığım gibi yoktur.


SONUÇ:
Bu yazıyla, kafalardaki önyargıların, şartlanmaların hemen yıkılamayacağını biliyorum. Özellikle, aklını kullanma gereği duymayan, düşünmeyi gereksiz bulan, gelenekçi zihniyetin hemen reddetmesi ve eskiden olduğu gibi kadınların saçlarını kapatmaları gerektiğini, bütün anlatımlara kulaklarını tıkayarak savunması beklediğim bir davranış olacaktır.

İmansızlar ve Yobazlar ise bu yazıya şiddetle karşı çıkıp, eski uygulamayı savunacaklardır. Çünkü, dünya menfaatleri, kadınların saçlarının kapanmasını gerekli kılmaktadır.

Bu yazım, aklını kullanmak, düşünmek ve yeniden saçlarda kapanma olup, olmayacağına karar verecekler içindir.

Saygılarımla…
aorskaya
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
aorskaya Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 4 Kisi:
dost1 (12. November 2012), Miralay (15. August 2012), sevginur (10. February 2013), Zinedov (16. August 2012)
 

Bookmarks

Etiketler
bakışı, hanımların, kapanmasına, kuranın, saçlarının, örtünme


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 08:06 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam