hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > YARATILIŞ > Hayat ve Canlı > Şeytan

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 18. October 2012, 10:09 PM   #1
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart 1- ŞEYTANIN ÖNDEN YANAŞMASI (sırati müstakimdekilere yaklaşma çeşidi)

SELAMUN ALEYKÜM,

Sevgili kardeşlerim,

Rabbimizin güç, mevki sahibi olan melek ve cinlere (ayetteki melekler deyimi sadece melekleri değil, güç, yönetici, mevki sahibi olanların anlamında kullanılmıştır); "yeryüzünde insan yaratacağım" demesi üzerine; meleklerle birlikte itiraz eden cin olan iblis'in, meleklerin aksine itirazını geri almayıp, secde emri üzerine secde etmeyeceğini söylerek; gerekçe olarak ta insanın topraktan kendisinin ateşten yaratıldığını ve kendisinin üstün olduğunu sunması üzerine, kovulduğunu biliyoruz.

Ancak yine rabbimizin;

“Dedi ki: “Bana onların diriltileceği güne kadar mühlet ver” Allah “Sen mühlet verilenlerdensin” dedi.

Dedi ki: Beni azdırdığın şeyden dolayı onları saptırmak için dosdoğru yolunda oturacağım.” “Sonra onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından sokulacağım. onların çoğunu şükrediciler olarak bulmayacaksın” dedi.”
(ARAF 14,17)

şeklindeki ayeti bize ulaştırarak, bizim dikkatimizi şeytana çektiğini, onun bizler için nasıl düşman olduğunu ve bize nasıl düşmanlık edeceğini ikaz ederek tedbirler almamız gerektiğini öğütlediğini görüyoruz.

İşte bu ayetteki; şeytanı ve yapacaklarını iyi anlarsak, ondan korunmak ve tesirsiz hale getirmek için gerekli tedbirleri alabiliriz.

Ayeti dikkatle anlamaya çalıştığımızda, şeytanın kovulma sebebi olarak kendi başkaldırışını değil, insanı gördüğünü ve insandan intikam almak için izin istediğini görürüz. İşte bu nedenle şeytanın bize dost olarak değil, düşman olarak yaklaştığını bilmemiz gerekir.

Ancak, şeytanı dost sanarak, şeytanın dostları olan insanlara baktığımızda onların hatalarına düşmemek için bir defa daha çok dikkatli olmamız gerektiğini, aklımızı mutlaka kullanmamız gerektiğinin farkına varmalıyız.

Bunun farkına vararak, şeytanın hilelerini, tuzaklarını öğrenerek, o tuzağa düşmeyip, onları boşa çıkarmalı ve şeytana "hodri meydan" diyerek onu yenmeliyiz. Aslında, hileci, kalleş, tuzak kurarak bizleri yenebilecek olan şeytanın ne kadar da basit yenilgiye uğratılabileceğini bilmeliyiz, hatırlamalıyız, unutmamalıyız.


Ayette, şeytanın yaklaşacağından bahsettiği yönler, bildiğimiz doğu, batı, kuzey, güney gibi coğrafik yönler değildir. İnsanın;

arkasında; geçmişi,
önünde; o an ve geleceği,
sağında; yaptığı iyilikler ve ve rabbimizin yapılmasını emrettiği hayırlı ameller (helal ve yapılması gerekenler),
solunda; yaptığı kötülükler ve rabbimizin yapılmasını yasakladığı ameller (haram ve yapılması yasaklananlar), bulunmaktadır.

Şimdi, "şeytanın önden yaklaşması ne demektir, önden nasıl yaklaşıyor?", onu açıklamaya çalışalım.

[size=13pt]ŞEYTANIN ÖNDEN YANAŞMASI[/size]

İnsanların önünde; o andaki yaşadıkları ile gelecekte karşılacağı durumlar vardır, yani istikbali vardır.

İnsanların önünde olanlar yaşayacakları dünya hayatı, ölüm, kabir, kıyamet, haşr, mahşer, hesap, cehennem ve cennet olmaktadır.


İnsanlara önden yanaşma fırsatı bulan şeytan ve dostları, bu esaslardan bazılarını inkar ettirerek, inkarı mümkün olmayan esaslara ise şeytani yorumlar getirerek insanları saptırmaya çalışmaktadırlar.

Ölüm ve sonrakiler için şeytanın yapabileceği bir şeyler sadece onları inkar ettirmeye çalışmak, onu beceremezse, onları hafife aldırmaya, önemsiz kabul ettirmeye çalışmak, onu da beceremezse ahlaki ve adil olmadığını kabul ettirmeye çalışmak şeklinde olmaktadır.

Ama dünya hayatında o kadar çok yaklaşma alanı bulmaktadırki, bu konularda uyanık olmayan, dikkatli olmayan, yaklaşma yolları ve şekillerini bilmeyen müslümanları kolayca tuzağına düşürebilmektedir.

İnsanlar yaratılışları itibari ile sevdikleri, beğendikleri, özendikleri hedefler istikametinde amel ederler. Bu gerçeği çok iyi bilen şeytan ve dostları, belirledikleri cahili hedefleri süslü ve cazip hale getirerek, bu hedefleri insanlara empoze etmektedirler.


İnsanlar, dünya yaşamının yaratılış amacına uygun olması gerektiğini, yani rabbimize kulluk edilerek yaşanması gerektiğini akıldan çıkararak, önemli bulmayarak yada bunları sonraya erteleyerek yaşamaya başlayınca şeytan için çok geniş bir yaklaşma alanını da yaratmış olurlar.

İnsanlar, toplumdan tanıdık geldiği şekliyle dine uygun yaşamayı hep yaşlılık zamanı olması gereken şeyler olarak kabul etmekte ve kendilerinide iyice elden ayaktan düşünceye kadar yaşlanmış kabul etmedikçe dini yaşamamaktadırlar. Halbuki, o zamanlara dahi kavuşup kavuşamayacaklarını bilmeden bunu yapmaları nedeniyle de çoğu dini doğru yaşayamadan ölüp gitmekte ve öbür hayatlarını tehlikeye atmaktadırlar.

İnsanlara dünya yaşamı çok farklı gelmektedir.

1- İyi bir okul hayatı,
2- iyi bir iş,
3- iyi bir eş,
4- iyi bir yaşam
5- iyi bir yaşlılık
şeklinde en genel şekilde yaşamını belirlediğini söylemek mümkündür.

1- İyi bir okul hayatı;

Herkes gelecekte, sağlam yerlere ulaşmak için çok iyi okullara gitmek ve oralardan mezun olmak gerektiğini kabul ederler. Bu nedenle, gençlik yılları hep derslerle çalışılarak, aralarda dahi sadece onlar düşünülüp önemsenerek, yine onlara hazır hale gelmek için dinlenilerek yaşanır.

Ama, okul hayatı imaknı bulamayan yada kaybedenler ise; okullular ile rekabette geri kalmamak için sanat sahibi olmak üzere gittiği yerlerde aynı anlayışla yaşamaya devam edecektir.

Okul hayatının, bir kısmında, yahu bu kadar kitap devirdik; bir de kuran denen bir kitap var, bizi yaratan Allah tarafından indirilmiş ve bizim kurtuluşumuzu sağlayacakmış!

Bu nasıl bir şeydir, biz neredeyiz yada nerede olacağızda bizi kurtaracakmış, ona da bakmalı ve öğrenmeliyim diyen kimseler çıkacaktır.

İşte bu noktada dosdoğru yola girmeye çalışan kimsenin karşısına şeytan çıkacaktır.

"Ya, bırak şimdi dini, kitabı... Sen daha önce işini kurman için okuman gerektiğini unutma! Onun zamanı nasıl olsa gelecek, her şeyin bir zamanı var. Sen önce okulunu hayırlısıyla bitir, işini kur sonra rahat rahat dinini yaşarsın" diyerek, tuzağını kurar ve çoğumuz ikna oluruz.

Ancak, hala bunu akıllı bulmayan ve kuranı öğrenmeye çalışanlar olacaktır. işte o zaman da şeytan kurandan uzak tutamayacağını anlayınca, onun okunmasını engelleyemeyince, bari onun hükümlerini yanlış anlamasını sağlayayım diye çaba gösterir.

Gerçekten de, onu okuduğu halde, anlayamayan, onun ne kadar mantıksız, çağdışı olduğunu iddia edenler ortaya çıkmışlardır. halbuki, bunlar ya kuranı samimi olarak öğrenip, anlayıp, uygulamak amacıyla okumamışlardır, yada şeytanı tesirsiz hale getirerek okumadıkları için anlayamamışlar yada yanlış anlamışlardır.


İşte, kuranın nurundan faydalanabilmek, onu doğru anlayabilmek için tek şart vardır. O da; "Kovulmuş şeytanın şerrinden Allah'a sığınarak" onu okumaya başlamaktır. Böylece, kuranı gerçekten anlamak, öğrenmek isteyen kimseler için şeytan etkisiz hale getirilmiş olur.

Bu şekilde, kuranı anlayan kimse de kurana göre yaşamaya başlayınca, şeytan ona yaklaşamayacaktır. Ancak, şeytan dostları halen vardır ve onlar aslında daha da tehlikelidirler. Onlara karşıda uyanık olmak, tekliflerine kanmamak gerekir. Kuranın rehberliğinden hiç bir durumda vazgeçilmemesi gerekir.


2- İyi bir iş;

Artık iyi yada kötü okul mezunu veya sanat sahibi olarak, iyi iş kurma zamanı gelmiştir. Kimileri; okullarının gerektirdiği memuriyetlerde, şirketlerde, holdinglerde mevki sahibi olurken, diğerleri de piyasanın tanınmış ustaları olmaya başlamışlardır. Artık, bu mevkilerin hakkını vermek için çok çalışmak gereklidir. Çok çalışmak, çok kazanmak, hayatı garanti altına almak gerekmektedir. Önemli olan budur.

İşte bu nedenle, daha yeni işyerleri açan bazı kimseler, hemen kısa sürelerde, SABANCI gibi, KOÇ gibi büyükler olmak için her şeylerini ortaya koyabilmekte sakınca görmemektedirler.

Çünkü, onların hedefi bunları yakalayıp geçmektir. Ama, her şeyin bedeli olduğunu, ömürleri yeterse çok sonraları öğrenebileceklerdir.

Yine, haramlarla fakat yüksek kazanç sağlayan işler yerine helal fakat az kazanç sağlayayım diye düşünen kimselerin karşısına şeytan çıkmakta;

"ya sen ne yapıyorsun, hangi çağda yaşıyorsun, millet uzaya gidiyor, sen hala haram, helalle zaman geçiriyorsun. Eloğlu, dünya kadar servete kavuşunca sen onunla nasıl rekabet edebileceksin? Sen, haram yemedikçe gerisinin önemi yok. Sen, Ceza kanunlarınca yasak olan şeyleri yapmamaya çalış. Onun ötesinde, ticaret için her şey mübahtır. " vesvesesi ile karşısına çıkar.

" Ee, tabi ya, bana ne, içki içene günah, faiz alana günah, ben faiz de almıyorum, içki de içmiyorum. Ben satmazsam, nasıl olsa başkası satacak, ben krediyi razı olacağım faiz oranında alıyorum, onu işlimde kullanıp daha fazlasını kazanıyorum, o zaman faizle kredi alıp kullanmamda ne sakınca var." diyerek şeytana yenik düşenler olabilecekken
, her şeye rağmen bunlara yanaşmayan kimseler de olacaktır.

3- İyi bir eş;

Eee, işimizi de kurduk, şimdi sıra geldi, şöyle alımlı, çalımlı, bakışıyla yürekler yakan bir nazende bulmaya... Ee, zaten galiba buna uygun adayda vardı galiba!

Hay Allah, iş güç derken nerdeyse unutuyorduk ya... O kadar flört ettiğimiz, koklaştığımız, yattığımız kalktığımız falan hanımdan daha iyisinimi bulacaktık. Hem bizim kariyerimize de uygun kariyeri vardı. Hem bizim aileye de o yakışırdı canım. Hah, şimdi kıskananlar çatlasın... Şurda da muhteşem düğünü yapıp, herkesi hayran bırakalım, sonra balayını da şu otelin kral dairesinde geçirdikmi tamamdır.

Sonrası ? Sonrası Allah kerim yahu...

Evet, en uçuk, en üst örnek olmasına rağmen hepimiz kendi imkanlarında bunları yapmaya çalışmakta sakınca görmeyiz.

"Aman efendim, hangi devirde yaşıyorsun? Şimdi dekolte moda. sen de çağın çok gerisinde kalmış gericiler gibisin. neymiş kadının kapanmasıymış... Şu sıcaklarda, sıkıysa sen kapansana..." şeklinde şeytanın söylettiği vesveseye kananların sözleridir bunlar.

Ancak, her şeye rağmen; kadının aile hayatındaki rolünü çok iyi bilen kimseler, şeytanın bu tuzağına düşmeden, eşlerini islamı bilen ve aileyi islama göre düzenleyecek, çocukların eğitimini, bakımını islama göre olması gerekenleri dikkate alarak yapacak kadınlar olduğunu bileceklerdir.

4- iyi bir yaşam;

Şimdi, o kadar okundu, işler kuruldu. Meyvelerini toplama, nimetlerinden faydalanma zamanları gelmiştir. Hep iş güçle ömür geçmez ya değilmi? Şimdi aslında, hem işlerin gelişmesi içinde partiler, kokteyller düzenlenmeli, şöyle "reina" larda, "leila" larda arasıra görünecek şekilde, sonra sahillerde paparizzelere yakalanacak şekilde yaşama zamanı değilmi?

Eee, çapkınlıkta yakışır ama canım...

Şimdi, bunun aksine, mütevazi bir aile yaşamına yönelen, dini yaşamayı isteyenlerin karşısına şeytan, yukardaki hayatın süslerinden, zevklerinden, cazibesinden, kazanımlarından bahsederek çıkacaktır. Şeytan çıkacaktırda, bunun yanlış olduğunu ve korunmayı bilenlerin nasıl korunacağını da bulacaklarını görecektir.

5- iyi bir yaşlılık;

Tamaaam, o kadar çalışıldı, çoluk çocuk yetiştirildi. İşte şimdi şöyle geziler, şöyle turların vakti geldi... Oh be, dünya her yaşta güzel...

Evet efendim, dünya imkanları olanlar için her yaşta güzel... hele de sizin başkalarının yaşadığı kötülükleri göremeden yaşamaya çalkışmanızla daha da güzel...

O kadar çalıştınız, o kadar da yaşadınız. Buyurun bak, zamanınız çok az kaldı. Kuran ne diyor, tövbe edin de biraz dini öğrenin, öbür hayatınızı da kurtarın...

İçinden; "şimdi bu münasebetsizde nerden çıktıysa karşıma" diye söylendikten sonra; yüksek sesle;

"Bırak bunları ya...

Biz Allah'a inanan kimseleriz. O kadar camiler, huzur evleri, okullar yaptırdım. Bütün bunlar yanında namaza sıramı geldi. hem canım ben inanıyorum, kafir değilimki...

Kalbinde zerre iman olanlar cennete gitmeyeceklermidir? Peygamber efendimiz, benim yaptıklarımı görünce, benden daha önce şefaat edecek kimsemi olabilecektir. Sen bak işine kardeşim... Öyle bilmediğin şeylere karışma... Parayla imanın kimde olduğu belli olmaz. Sen bak işine... Ya; şurda kalan ömrümüzü bile rahat geçiremeyecekmiyiz yahu...
"


Not: Mümkün olduğu kadar senaryo ederek anlatmaya çalıştım. Teknik kısımlara girmedim. Sonraki yazılarımda onlara değineceğim.
Saygılarımla...
aorskaya
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
aorskaya Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
hiiic (20. October 2012)
Alt 20. October 2012, 09:49 PM   #2
hiiic
Uzman Üye
 
hiiic - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2010
Mesajlar: 1.979
Tesekkür: 1.908
1.298 Mesajina 2.732 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 26
hiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud of
Standart

Alıntı:
"Ya, bırak şimdi dini, kitabı... Sen daha önce işini kurman için okuman gerektiğini unutma! Onun zamanı nasıl olsa gelecek, her şeyin bir zamanı var. Sen önce okulunu hayırlısıyla bitir, işini kur sonra rahat rahat dinini yaşarsın" diyerek, tuzağını kurar ve çoğumuz ikna oluruz.
esasen burada şeytani bir yanaşma olup olmadığını ayırt etmek neredeyse mümkün değil.
Alıntı:
Ya, bırak şimdi dini, kitabı...
bu laftan sonra ne getirsen getir zaten şeytani yanaşma olacak...

mesela
Ya, bırak şimdi dini, kitabı... sen önce hastalığına şifa bul.
Ya, bırak şimdi dini, kitabı... sen önce akrabana yardım et.
Ya, bırak şimdi dini, kitabı... sen önce insanlara güler yüzlü ol v.s.

örnekler artırılabilir.

Neden bu lafa taktım, çünkü o cümleden sonra kullandığın hedef şeytani bir hedef değil.
İnsanların iş kurması, geçim için kapılar araması hem FARZ hem de AMEL kapısıdır.
İnsan okurken, çalışırken v.s. dinden uzaklaşmaz (hatta daha da yaklaşır/hiç bilenle bilmeyen bir olur mu (Okumak)) ki, Allahın asıl emirleri OKUmak ve ÇALIŞMA hayatı üzerine kurulu.
Kitabın hemen hemen yarısı İş hayatı ile ilgili...
İnsanın okul ve çalışma hayatı dinden ayrılamaz... Bununla ilgili çok ayet var. (ölçü tartı kanunu, adalet kanunu, bilimsel çalışma kanunu, borç kanunu, sosyal ilişkiler kanunu v.s. hepsi hakkında gerekli açıklamalar ve kıssaslar mevcut. Boşlukları doldurmak ise konusunda derinleşmiş uzmanların işi...)

sanki din başka iş hayatı başka...
hiiic isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
hiiic Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
ahmet karapınar (21. October 2012)
Alt 20. October 2012, 11:18 PM   #3
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart

Alıntı:
hiiic Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
esasen burada şeytani bir yanaşma olup olmadığını ayırt etmek neredeyse mümkün değil.

bu laftan sonra ne getirsen getir zaten şeytani yanaşma olacak...

mesela
Ya, bırak şimdi dini, kitabı... sen önce hastalığına şifa bul.
Ya, bırak şimdi dini, kitabı... sen önce akrabana yardım et.
Ya, bırak şimdi dini, kitabı... sen önce insanlara güler yüzlü ol v.s.

örnekler artırılabilir.

Neden bu lafa taktım, çünkü o cümleden sonra kullandığın hedef şeytani bir hedef değil.
İnsanların iş kurması, geçim için kapılar araması hem FARZ hem de AMEL kapısıdır.
İnsan okurken, çalışırken v.s. dinden uzaklaşmaz (hatta daha da yaklaşır/hiç bilenle bilmeyen bir olur mu (Okumak)) ki, Allahın asıl emirleri OKUmak ve ÇALIŞMA hayatı üzerine kurulu.
Kitabın hemen hemen yarısı İş hayatı ile ilgili...
İnsanın okul ve çalışma hayatı dinden ayrılamaz... Bununla ilgili çok ayet var. (ölçü tartı kanunu, adalet kanunu, bilimsel çalışma kanunu, borç kanunu, sosyal ilişkiler kanunu v.s. hepsi hakkında gerekli açıklamalar ve kıssaslar mevcut. Boşlukları doldurmak ise konusunda derinleşmiş uzmanların işi...)

sanki din başka iş hayatı başka...
Neden bu lafa taktım, çünkü o cümleden sonra kullandığın hedef şeytani bir hedef değil. demişsin.

Ben de buradaki yazdıklarına cevap vermek üzere bu yazını ele alarak devam edersem, daha anlaşılır olacağım diye düşünüyorum.

Senin bu lafa takman; "camide namaz kılarken, yanında kalp krizi geçirerek ölen kimse için dahi namazını bozmayarak, dindarlık yaptığını sanan cahillerin uygulamaları için normaldir.

Çünkü, bu kimseler, birini kurtarmanın tüm insanlaığı kurtarmak demek olan dini getirisinden bile bihaber, güya namazını hiç kaçırmayan, bozmayan (ama, gerçek durumlarını incelesek, çok büyük ihtimalle, iş, güç vb. sebeplerle namazlarını kazaya bıraktıklarını görürüz.) kimselermiş gibi olduklarından, bunların "bırak, dini kitabı.." sözüne tepkilerini dikkate almayabilirsiniz.

Ancak; "bırak dini, kitabı..." diyen İblis ise bunu dikkate almak zorundayız, aksi halde bu şekilde başlayan vesvesenin bizi nerelere sürükleyeciğini tahmin bile edemeyiz.

Bu nedenle, bu kısımdaki görüşünüze yukarıdaki açıkladığım gerekçelerle katılmıyorum.

Selamlar,
aorskaya
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 20. October 2012, 11:53 PM   #4
hiiic
Uzman Üye
 
hiiic - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2010
Mesajlar: 1.979
Tesekkür: 1.908
1.298 Mesajina 2.732 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 26
hiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud of
Standart

herşey...

Okul hayatı, iş hayatı, aile hayatı, sosyal hayat (akrabalar-dostlar-arkadaşlar) hatta ve hatta aşk ve sex hayatı...

hiç birisi dinin dışında bir sistem değildir. Hepsi hakkında dini temel hükümler Kuranda verilmiştir. Bunların hiç birisi dini anlayışı ertelemeyi ya da görmezden gelmeye sebep olamaz.

Mesela KPSS LYS sorularını sızdıan çalan Nurcular. Bunlar kitapsız insanladır. Belki zannettiler ki, okul hayatı başka din hayatı başka. Halbuki kitaplarında onlara adaletten ve hırsızlık yapmamaktan bahsedilmemiş miydi?

Din hayatın kıyısında köşesinde duran ya da cami gibi bir takım alanlar içinde icra edilen birşey değildir. Bizzat her anımızdır. O kitabın girmeyeceği hiçbir alan yok.

Ama malesef, birçok insan din diyince akıllarında namasteyi geçiriyor. Kuranda onlara yaşam hukukları apaçık yazılmışken, bu ehli kitap topluluğu o hükümleri görmezden geliyor ve Kuranda hakkında delili bile olmayan, sayısı belli olmayan yatıp kalkmaların, ritüellerin peşine düşüyor. malesef insanların dini ellerinden çalınıyor, yerine din diye saçma sapan batılıyet dolduruluyor. Hiçbir şey dini ertelemeyi gerektirmez, şu bi bitsin sonra bakarız diye ertelettiremez...

Konu hiiic tarafından (20. October 2012 Saat 11:56 PM ) değiştirilmiştir.
hiiic isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
hiiic Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
ahmet karapınar (21. October 2012)
Alt 21. October 2012, 12:43 AM   #5
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart

Alıntı:
hiiic Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
herşey...

Okul hayatı, iş hayatı, aile hayatı, sosyal hayat (akrabalar-dostlar-arkadaşlar) hatta ve hatta aşk ve sex hayatı...

hiç birisi dinin dışında bir sistem değildir. Hepsi hakkında dini temel hükümler Kuranda verilmiştir. Bunların hiç birisi dini anlayışı ertelemeyi ya da görmezden gelmeye sebep olamaz.

Mesela KPSS LYS sorularını sızdıan çalan Nurcular. Bunlar kitapsız insanladır. Belki zannettiler ki, okul hayatı başka din hayatı başka. Halbuki kitaplarında onlara adaletten ve hırsızlık yapmamaktan bahsedilmemiş miydi?

Din hayatın kıyısında köşesinde duran ya da cami gibi bir takım alanlar içinde icra edilen birşey değildir. Bizzat her anımızdır. O kitabın girmeyeceği hiçbir alan yok.

Ama malesef, birçok insan din diyince akıllarında namasteyi geçiriyor. Kuranda onlara yaşam hukukları apaçık yazılmışken, bu ehli kitap topluluğu o hükümleri görmezden geliyor ve Kuranda hakkında delili bile olmayan, sayısı belli olmayan yatıp kalkmaların, ritüellerin peşine düşüyor. malesef insanların dini ellerinden çalınıyor, yerine din diye saçma sapan batılıyet dolduruluyor. Hiçbir şey dini ertelemeyi gerektirmez, şu bi bitsin sonra bakarız diye ertelettiremez...
Yazının içeriğine bütünüyle katılıyorum.

Her yaşam biçimi bir dindir.Kafirlere bile, "senin dinin sana, benim dinim bana" denilmesinden, kafirliğinde bir din olduğunu görürüz.

Zaten, ya islam vardır, yada islam dışılık... Müslümanı ilgilendiren, bilmesi gereken budur.

selamlar,
aorskaya
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
çeşidi, müstakimdekilere, sırati, yaklaşma, yanaşmasi, önden, şeytanin


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 01:18 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam