hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > NEBİLERİN SONUNCUSU MUHAMMED PEYGAMBER > Peygamberlik özellikleri

 
 
Seçenekler Stil
Alt 13. January 2010, 05:39 AM   #33
Apollonius
Katılımcı Üye
 
Üyelik tarihi: Jan 2010
Mesajlar: 57
Tesekkür: 97
34 Mesajina 72 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
Apollonius has much to be proud ofApollonius has much to be proud ofApollonius has much to be proud ofApollonius has much to be proud ofApollonius has much to be proud ofApollonius has much to be proud ofApollonius has much to be proud ofApollonius has much to be proud of
Standart

Aslında beni de bu konuda araştırmaya iten 48. ayet idi.

"Okuryazar değildin" diye yanlış olarak çevrilen Ankebut 48. i Muhammed Esed şöyle çevirmiş.

Çünkü, [ey Muhammed,] sen bu [vahyin gelmesi]nden önce herhangi bir ilahî kelâmı okumuş ya da onu kendi ellerinle yazmış değildin; öyle olsaydı, [sana vahyetmiş olduğumuz] hakikati çürütmeye çalışanlar, insanları [onun hakkında] kuşkuya sevk edebilirlerdi.

Beni bu konuda peygamberimizin okur yazar olduğu yönünde düşündüren hususları madde madde sıralamam gerekirse:

1) İlk vahyedilen Alak suresindeki "Yaratan rabbinin adıyla oku" ayetiyle ilgili rivayetin de şüpheli oluşu. Bu konuda şüpheye neden olan en bariz husus, Cebrail tarafından üç kere "oku" vahyinin gelmesi ve bunların Kuran ayeti olarak sayılmaması??? Elif Lam Ra gibi vahyedilen harfler bile Kuran'da var iken, bu ayetten önce gelen üç tane oku ayetinin(!) neden Kuranda olmadığını düşündüm taşındım çözemedim. Allahtan, rivayetlere göre çeviri yapanlar bu ayeti yorumlarken parantez içinde (oku oku oku) yazma küstahlığında bulunmamışlar!

2) el-ümmi kelimesinin "mekkede doğup büyümüş" ve "tevrat ve incille alakası olmayan" gibi anlamları olmasına rağmen (örnek ümmül-kura) meal/tefsircilerin rivayetlerin etkisinde kalarak bunu "okur yazar olmayan" olarak çevirmesi. Bu şekilde çeviriyi tembellik olarak görüyorum. Zira bu iş daha detaylı araştırılabilir. Fakat insanlar işin kolayına kaçmışlar, kaçarken büyük ihtimalle şunları düşünmüşler.
a) Bakalım yüzlerce uydurma hadisin de bulunduğu hadis havuzunda ümmilikle ilgili bir hadis var mı? aaa evet varmış. demek ki ümmilik okur yazar olmayan demekmiş. O halde öyle tefsir edeyim.
DOĞRULUĞU ASLA KANITLANAMAYACAK OLAN Hadislere göre tefsir yapmak ne kadar doğrudur bu tartışılır. Bence doğru değildir.
b) Tefsiri yapan kişi: "peygamberimiz okuma yazma bilmiyorsa ve buna rağmen Kuran indirilmişse bu büyük bir mucizedir, Heey, yaşasın, dinimle ilgili yeni bir mucize buldum" psikolojisine girmiş olabilirler.
Halbuki gerçek mucize zaten ankebut suresinde (48) iyice belli edildiği gibi peygamberimizin tevrat ve incil okumamış olmasına rağmen aynı anlatımda aynı makamdan başka bir kitap vahyine elçi oluyor olmasıdır. Yani o kitaplarda yeralan peygamber kıssalarını, emirleri vs. bilmiyor ve ÇOKTANRILI bir muhitte yaşıyor iken tevhidden ve onların kitaplarındaki kıssa ve emirlerden bahsetmesi yeterince büyük bir mucizedir. Ayrıca başka şekilde düşünüldüğünde Tevrat ve İncilde peygamberimizin çıkacağı YER olan MEKKE de açıkça belli edilmiş olabilir. Ama tefsirciler bu mucizeyi yeterli büyüklükte bir mucize olarak görmemiş olacaklar ki ümmiliği rivayete dayanarak okuryazar olmama şeklinde yorumlama kolaylığına kaçmış olabilirler.

3) Peygamberimizin ticaretle uğraşmış olması. O dönemde Arapçada RAKAMLAR mevcut değildi. ve hesap aracı olarak harfler kullanılmaktaydı. Rakamlar peygamberimizin ölümünden daha sonra Arapçaya dahil olmuştur.

4) Peygamberimizin bir köyde, ufak bir yerde değil bir şehirde yaşıyor oluşu (okur yazar istatistiklerine göre farkediyor)

5) Peygamberimizin Mekkenin hakim ailelerinden birine, Kureyş kabilesine mensup oluşu (okuryazar istatistiklerine göre farkediyor)

6) Peygamberimizin erkek olması (okuryazar istatistiklerine göre farkediyor)

7) Arapçanın okuma yazmasının öğrenilmesinin Arapça bilen bir Araba göre çok kolay bir şey oluşu. Şu an Suudi arabistanda 4 işlem için harf değil, rakamların kullanılmasına ve bizdeki gibi zorunlu eğitim uygulaması olmamasına rağmen okur yazar oranı %80'dir.

8) Peygamberimizin ümmiliğinin Kuranda ehli kitaba karşı olarak söylenen bir kavram olduğu ve mekkeli müşriklere karşı peygamberimizden bu şekilde bahsedilmediği dikkatimi çekti. Şimdi ümmiliği tefsirciler gibi yapıp okur yazar olmama şeklinde düşünsem zaten peygamberimiz sağır da değildir herhalde. Hristiyanlar/Yahudiler buna itiraz edip "yahu okumadıysan duymuşsundur bizim papaz/haham efendiden" diye bir itiraz öne sürebilirlerdi. Böyle bir şey diyemediklerine göre bu "EL ümmi"lik "ehli kitapla alakası olmayan" veya Mekkeli/anaşehirli anlamına gelen ümmiliktir diye düşündüm. Aşağıda listeleyeceğim ümmilikle ilgili ayetlere bakarsanız daha iyi anlarsınız. Kuran'ın kendisi ümmiyi açıklıyor, neden Kuranda bu kadar açık yeralan bir konuda rivayetlere bakma gereği duyuyoruz onu anlamış değilim.

KURANDA GEÇEN ÜMMİLİK İLE İLGİLİ AYETLER

Bakara:
78.Bunların (Yahudilerin) bir de ümmî takımı vardır; Kitab’ı (Tevrat’ı) bilmezler. Onların bütün bildikleri bir sürü kuruntulardır. Onlar sadece zanda bulunurlar.

Ali imran:
20.Seninle tartışmaya girişirlerse, de ki: “Ben, bana uyanlarla birlikte kendi özümü Allah’a teslim ettim.” Kendilerine kitap verilenlere ve ümmîlere de ki: “Siz de İslâm’ı kabul ettiniz mi?” Eğer İslâm’a girerlerse hidayete ermiş olurlar. Yok, eğer yüz çevirirlerse sana düşen şey ancak tebliğ etmektir. Allah, kullarını hakkıyla görendir.

75."Kitap ehlinden öylesi vardır ki, ona yüklerle mal emanet etsen, onu sana (eksiksiz) iade eder. Fakat onlardan öylesi de vardır ki, ona bir dinar emanet etsen, tepesine dikilip durmadıkça onu sana iade etmez. Bu da onların, “Ümmîlere karşı (yaptıklarımızdan) bize vebal yoktur” demelerinden dolayıdır. Onlar, bile bile Allah’a karşı yalan söylerler.

Araf:
157.Onlar, yanlarındaki Tevrat’ta ve İncil’de yazılı buldukları Resûle, o ümmî peygambere uyan kimselerdir. O, onlara iyiliği emreder, onları kötülükten alıkoyar. Onlara iyi ve temiz şeyleri helâl, kötü ve pis şeyleri haram kılar. Üzerlerindeki ağır yükleri ve zincirleri kaldırır. Ona iman edenler, ona saygı gösterenler, ona yardım edenler ve ona indirilen nura (Kur’an’a) uyanlar var ya, işte onlar kurtuluşa erenlerdir.

Kasas:
59.Senin rabbin 'ana yerleşim merkezlerine' (ümmiha) onlara ayetlerimizi okuyan bir elçi göndermedikçe şehirleri yıkıma uğratıcı değildir. Ve biz ehli (halkı) zulmeden şehirlerden başkasını da yıkıma uğratıcı değiliz.

Cuma:
2.O, ümmîlere, içlerinden, kendilerine âyetlerini okuyan, onları temizleyen, onlara kitabı ve hikmeti öğreten bir peygamber gönderendir. Hâlbuki onlar, bundan önce apaçık bir sapıklık içinde idiler.

3.O resulü, ümmîlerden olup da henüz onlara katılmamış bulunan başka kimselere de gönderdi. O'dur Azîz, O'dur Hakîm.


Sizce burada (Cuma suresinde) okur yazar olmayanların kendilerine kendi içlerinden gönderilen peygamber mi denmek istenmiştir yoksa ana şehirlilere kendi içlerinden peygamber mi denmek istenmiştir yoksa ilahi bir kitabı olmayanlara mı denmek istenmiştir? Okuryazar olanlara anlamında kullanılmadığı kesin değil mi anlatımdan?


Bu madde madde yazdığım hususlar sebebi ile peygamberimizin okur yazarlığı konusunda tüm tefsircilerin aksine ve Hakkı Yılmazın görüşüne yakın olarak düşünüyorum. Tabi ki en doğrusunu Allah bilir.
Apollonius isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Apollonius Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
Barış (18. January 2010), dost1 (13. January 2010)
 

Bookmarks

Etiketler
okur, rasülüllah`ın, yazarlığı


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 01:30 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam