hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > İMAN > İman ve mü’minler > İman

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 3. September 2010, 08:30 AM   #1
pramid
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2010
Mesajlar: 764
Tesekkür: 191
507 Mesajina 1.128 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
pramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud of
Standart misak

(MİSAK)

ميثَاقِ Kuranda 34 kere geçmektedir. Sağlam söz almak, bağlanılmak, yapışmak, tutunmak anlamındadır. Allahın misakı almasının nedeni, Allah ile misaklaşanların doğruladıkları şey ile hesaba çekmek ve kafirlere ise elem dolu bir azap vaad etmesi içindir. (Ahzap Suresi -8’e bak.)

AHZÂB SÛRESİ

8. (Allah bunu,) doğru kimseleri doğruluklarından hesaba çekmek için (yapmıştır.) Kâfirlere de elem dolu bir azap hazırlamıştır.


BAKARA SÛRESİ

256. Dinde ikrah(hoşuna giden) yoktur. Çünkü doğruluk sapıklıktan iyice ayrılmıştır. O halde kim tâğûtu tanımayıp Allah’a inanırsa, kopmak bilmeyen sapasağlam bir kulpa yapışmıştır. Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.
Bakara Suresi -256. ayette gecen وثق ..eylemini yapan kimse ile Allah misaklaşmaktadır. Misaklaşma, süre belirtmeksizin yapılan anlaşmadır. (Maide Suresi – 7’e bak.)
وثق .. kelime olarak olarak bağ anlamına gelir.(Fecr Suresi -26’ya bak: “onun bağladığı gibi”)

*Evlilikte süresi belli olmayan bir anlaşama olduğu için ayette misak olarak geçer.

NİSÂ SÛRESİ

21 - Hem, siz eşlerinizle birleşmiş ve onlar da sizden sağlam bir söz almış iken, onu nasıl (geri) alırsınız?


*İki kavim arasındaki anlaşmada süresi belli olmayan bir anlaşama olduğu için ayette misak olarak geçer.

ENFAL SURESİ

72. İİman edip hicret eden ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad edenler ve (muhacirleri) barındırıp (onlara) yardım edenler var ya, işte onlar birbirlerinin velileridir. İman edip hicret etmeyenlere gelince, hicret edinceye kadar, onların velayetleri size ait değildir. Eğer din konusunda sizden yardım isterlerse, sizinle aralarında sözleşme bulunan bir kavme karşı olmadıkça, yardım etmek üzerinize borçtur. Allah yaptıklarınızı hakkıyla görendir.



Belli bir süre belirtilerek yapılan anlaşma ise Yusuf Suresi -66. ayette gecen موثق (mevsıg) süreli bir anlaşmadır.

YÛSUF SÛRESİ


66. Babaları, “Kuşatılıp çaresiz durumda kalmanız hariç, onu bana geri getireceğinize dair Allah adına sağlam bir söz vermedikçe, onu sizinle göndermeyeceğim” dedi. Ona güvencelerini verdiklerinde, “Allah söylediklerimize vekildir” dedi.



Misak karşılıklı bir anlaşma metni olup Kuranda 4 çeşit süresiz misak vardır.

Allah ile Misakın Çeşitleri:
1- Peygamberlerin Misakı
2- Kitaba Varis olanların Misakı
3- Hıristiyanız diyenlerin Misakı
4- İsrailoğullarının Misa


1-) Peygamberlerin Misakı

AHZÂB SÛRESİ

7. Hani biz peygamberlerden sağlam söz almıştık. Senden, Nûh’tan, İbrahim, Mûsâ ve Meryem oğlu İsa’dan da. Evet biz onlardan sapa sağlam bir söz almıştık

ÂL-İ İMRÂN SÛRESİ


81. Hani, Allah peygamberlerden, “Andolsun, size vereceğim her kitap ve hikmetten sonra, elinizdekini doğrulayan bir peygamber geldiğinde, ona mutlaka iman edeceksiniz ve ona mutlaka yardım edeceksiniz” diye söz almış ve, “Bunu kabul ettiniz mi; verdiğim bu ağır görevi üstlendiniz mi?” demişti. Onlar, “Kabul ettik” demişlerdi. Allah da, “Öyleyse şahid olun, ben de sizinle beraber şahit olanlardanım” demişti.
Peygamberlere yüklenecek görev anlatıldığında, ağır görevi kabul ettiklerini söyledikleri kelime (egrarna) olmuştu. اقررنا Peygamberimize ilk gelen (Alak Suresi – 1’e bak) ayetteki emir bu görevi yüklenmesi içindir.

2-) Kitap verilenlerin ve Kitaba Varis olanaların Misakı

AL-İ İMRAN SÛRESİ


187. Hani Allah, kendilerine kitap verilenlerden, “Onu (Kitabı) mutlaka insanlara açıklayacaksınız, onu gizlemeyeceksiniz” diye sağlam söz aldı. Fakat onlar verdikleri sözü, arkalarına atıp onu az bir karşılığa değiştiler. Yaptıkları bu alış veriş ne kadar kötüdür.


HADÎD SÛRESİ


8. Allah ve rasulü, sizi, Rabbinize iman etmeniz için davet edip dururken size ne oluyor da Allah’a iman etmiyorsunuz? Halbuki sizden sağlam bir söz de almıştı. Eğer mümin iseniz (bu misaka uyun).

A'RÂF SÛRESİ


167. Hani Rabbin, elbette kıyamet gününe kadar onlara azabın en kötüsünü tattıracak kimseleri göndereceğini bildirmişti. Şüphesiz Rabbin, elbette cezayı çabuk verendir. Şüphesiz O çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.


168. Biz onları yeryüzünde parça parça topluluklara ayırdık. Onlardan iyi kimseler vardır. İçlerinden öyle olmayanları da vardı. Belki dönüş yaparlar diye de onları güzellikler ve kötülükler ile sınadık.


169. Derken, onların ardından yerlerine Kitab’a varis olan bir nesil geldi. Şu geçici dünyanın değersiz (alçak)malını alır ve “(nasıl olsa) biz bağışlanacağız” derlerdi. Kendilerine benzeri bir mal gelse onu da alırlar. Allah hakkında, gerçek dışında bir şey söylemeyeceklerine ve bu kitabın içindekilerini ders yapacaklarına dair onlardan söz alınmamış mıydı? Onun içindekileri okumamışlar mıydı? Halbuki Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için ahiret yurdu daha hayırlıdır. Hiç düşünmüyor musunuz?


170. Kitaba sımsıkı sarılanlara ve namazı dosdoğru(dini ikame edip çalışanlara) kılanlara gelince, şüphesiz biz, salih kimselerin mükafatını zayi etmeyiz.




3-) Hıristiyanız diyenlerin Misakı

MAİDE SÛRESİ

14. “Biz hıristiyanız” diyenlerden de sağlam söz almıştık. Ama onlar da akıllarından çıkarmamaları istenen şeylerden önemli bir kısmını unuttular. Bu sebeple biz de aralarına kıyamet gününe kadar sürecek düşmanlık ve kini salıverdik. Allah ne yapmakta olduklarını onlara bildirecek!

4-) İsrailoğullarının Misakı

MAİDE SURESİ

12. Andolsun, Allah İsrailoğullarından sağlam söz almış idi. Onlardan on iki temsilci -başkan- seçmiştik. Allah şöyle demişti: “Sizinle beraberim. Andolsun eğer namazı kılar, zekatı verir ve elçilerime inanır, onları desteklerseniz, (fakirlere gönülden yardımda bulunarak) Allah’a güzel bir borç verirseniz, elbette sizin kötülüklerinizi örterim ve andolsun sizi, içinden ırmaklar akan cennetlere koyarım. Ama bundan sonra sizden kim inkar ederse, mutlaka o, dümdüz yoldan sapmıştır.”

İSÂ SÛRESİ

154. Verdikleri sağlam söz sebebiyle “Tûr”u üzerlerine kaldırdık ve onlara, “Tevazu ile kapıdan girin” dedik. Yine onlara, “Cumartesi (yasakları) konusunda haddi aşmayın” dedik ve onlardan sağlam bir söz aldık.

BAKARA SÛRESİ


93. Hani, Tûr’u tepenize dikerek sizden söz almıştık, “Size verdiğimiz Kitab’a sımsıkı sarılın; onu dinleyin” demiştik. Onlar, “Dinledik, karşı geldik”21 demişlerdi. İnkârları yüzünden buzağı sevgisi onların kalplerine sindirilmişti. Onlara de ki imanınızın size emrettiği şey ne kötüdür, eğer iinanan kimselerseniz!


BAKARA SÛRESİ

63. Hani, sizden Dağı tepenize kaldırdığımızda sağlam bir söz almıştık. Kuvvetle (sımsıkı) size verdiğimiz şeyi tutun ve sakınmanız için kitapta aldığımız şeyi(misakı) hatırlayın(zikredin)
Kuranda geçen bütün misaklardan bu kurana inana herkes sorumludur.Zira emir kipi خذوا (alın, tutun) veذْكروا (hatırlayın) kelimeleri bize hitap etmektedir.

BAKARA SÛRESİ


70. Andolsun, İsrailoğullarından sağlam söz almış ve onlara resuller göndermiştik. Fakat her ne zaman bir Peygamber onlara nefislerinin hoşlanmadığı bir şeyle hükmetse; onlardan bir kısmını yalanladılar, bir kısmını da öldürürler.
Bu ayetin sonunda yalanlama fiilinin zamanı geçmiş ve öldürme kelimesinin ise geniş anlamda kullanılmış.









MİSAKIN ALINMASI
MAİDE.SURESİ




7. Allah’ın üzerinizdeki nimetini ve “işittik, itaat ettik” dediğinizde ona verdiğiniz ve sizi kendisiyle bağladığı sağlam sözü hatırlayın. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah göğüslerin özünü (kalplerde olanı) hakkıyla bilendir.

Bu ayette Bakara suresinin son iki ayeti ve Fatiha suresine atıf vardır.

NÛR SÛRESİ

51. Aralarında hüküm vermek için Allah’a (Kur’an’a) ve Resülüne davet edildiklerinde, mü’minlerin söyleyeceği söz ancak, “işittik ve iman ettik” demeleridir. İşte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.


BAKARA SÛRESİ


285. Peygamber, Rabbinden kendisine indirilene iman etti, mü’minler de (iman ettiler). Her biri; Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler ve şöyle dediler: “Onun peygamberlerinden hiçbirini (diğerinden) ayırt etmeyiz.” Şöyle de dediler: “İşittik ve itaat ettik. Ey Rabbimiz! Senden bağışlama dileriz. Sonunda dönüş yalnız sanadır.”


286. Allah bir kimseyi ancak gücünün yettiği şeyle yükümlü kılar. Onun kazandığı iyilik kendi yararına, kötülük de kendi zararınadır. (Şöyle diyerek dua ediniz): “Ey Rabbimiz! Unutur, ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma! Ey Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme! Bizi affet, bizi bağışla, bize acı! Sen bizim Mevlâmızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.”

MİSAKI BOZMA

Ali İmran Suresi-187 ayette misakı önemsememe kelimesi (nebeze) نبذ anlam olarak; bir işi terk etme, suyunu çıkartma, ihmal etme, elinden çıkartma, bozuşup ayırma, köşeye çekilme anlamlarına gelir. Ne tam terk etmek nede tam olarak uymak anlamında.

Allah ile yapılan misakı bozma kelime olarak (negaza) نقضِ parçalamak , bozmak, enkaza çevirmek (Enkaz Arapçadan dilimize geçti.)
NİSÂ SÛRESİ


155. Verdikleri sağlam sözü bozmalarından, Allah’ın âyetlerini inkar etmelerinden, peygamberleri haksız yere öldürmelerinden ve “kalplerimiz muhafazalıdır” demelerinden dolayı (başlarına türlü belalar verdik. Onların kalpleri muhafazalı değildir), tam aksine inkarları sebebiyle Allah onların kalplerini mühürlemiştir. Artık onlar inanmazlar.30


BAKARA SÛRESİ


27 - Onlar, Allah’a verdikleri sözü, pekiştirilmesinden sonra bozan, Allah’ın korunmasını emrettiği bağları (iman, akrabalık, beşeri ve ahlâki bütün ilişkileri) koparan ve yeryüzünde bozgunculuk yapan kimselerdir. İşte onlar ziyana uğrayanların ta kendileridir.

MAİDE SURESİ

13. İşte, verdikleri sözlerini bozmaları sebebiyledir ki onları lanetledik, kalplerini de kaskatı kıldık. Kelimeleri yerlerinden kaydırarak (tahrif edip) değiştiriyorlar. Akıllarından çıkarmamaları istenen şeylerden önemli bir kısmını da unuttular. (Ey Muhammed!) İçlerinden pek azı hariç, onların daima bir hainliğini görüyorsun. Yine de sen onları affet ve aldırış etme. Çünkü Allah iyilik yapanları sever.

NAHL SÛRESİ

92. Bir topluluk diğer bir topluluktan daha (güçlü ve) çoktur diye yeminlerinizi aranızda bir hile ve fesat sebebi yaparak, güçlükle ipliğini iyice eğirip büktükten sonra, çözüp bozan kadın gibi olmayın. Allah bununla sizi ancak imtihan eder. Hakkında ayrılığa düştüğünüz şeyleri kıyamet günü size elbette açıklayacaktır.

نقضِ kelimesi, misakı bozmanın misali olarak sağlam bir şekilde ipi eğirip büken kadının bu sağlam yapıyı tekrar bozması olarak örneklemede kullanılmış.
َنكاث anlamı : ipi ağır ağır çözmek, bir işi bırakıp diğerine yönelmek.
غزل anlamı : ip bağlamak, eğirmek

RA'D SÛRESİ

25. Allah’a verdikleri sözü, pekiştirilmesinden sonra bozanlar, Allah’ın korunmasını emrettiği şeyleri (akrabalık bağlarını) koparanlar ve yeryüzünde fesat çıkaranlar var ya; işte lânet onlara, yurdun kötüsü (cehennem) de onlaradır.
Ayrıca نقضِ kelimesi Rad Suresi 20 ayette de kullanılmıştır. Bu ayette misakın bozmayanların özellik ve mükafatları anlatılmaktadır.

Konu pramid tarafından (3. September 2010 Saat 09:19 AM ) değiştirilmiştir.
pramid isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
pramid Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
dost1 (3. September 2010)
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
misak


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 09:46 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam