hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > HUKUK > Vasiyet ve Miras > Vasiyet

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 21. January 2017, 06:06 PM   #1
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart Bu Bizim Vasiyet mı?

Bakara Suresi:
180 Sizden BİRİNİZE ÖLÜM HAZIR OLDUĞU VAKİT, eğer bir hayır/mal bıraktıysa, Allah'ın koruması altına girmiş kişiler üzerine bir hak olarak, BABASI-ANASI VE EN YAKIN AKRABASI İÇİN, örfe uygun; HERKESÇE KABUL GÖREN BİR ŞEKİLDE vasiyet etmek ZORUNLU GÖREV kılındı.

181 Artık HER KİM, bunu duyduktan sonra onu değiştirirse, onun günahı ancak onu değiştirenlerin üzerinedir. Şüphesiz Allah en iyi işitendir, en iyi bilendir.

182 Artık HER KİM VASİYET EDENİN BİR HATA İŞLEMESİNDEN veya BİR GÜNAHA GİRMESİNDEN korkar da ONLARIN ARASINI DÜZELTİRSE, ona hiçbir günah yoktur. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.

Meal cümleleri içerisinde büyük harfler ile belirttiğim ifadeler mealer bütünlüğü içerisinde ne anlatıyor? ,
Ve de meallerin kendisi ne anlatmak istiyor?
Mealcinin maksadı ne?
Ayetin anlattığı ile mealcinin meali aynı mı? Ben anlayamadım.
İfadeler sözlü vasiyeti hatırlatsa da değil.

Lütfen biraz aydınlatıcı olur musunuz?

Saygılarımla:
Galip Yetkin

Konu galipyetkin tarafından (21. January 2017 Saat 07:14 PM ) değiştirilmiştir.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 21. January 2017, 08:43 PM   #2
kuman
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Mar 2013
Mesajlar: 641
Tesekkür: 77
125 Mesajina 170 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22
kuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud of
Standart

Sevgili yetkin,
Meallerde ki çarpıklık galip bey...
Açıklaması maalesef bu.

Cem Karaca nın bir şarkısı var ; Bedava yaşıyoruz diye

Bu ise bedava inanıyoruz şarkısının bir bölümü sadece

Saygılar
kuman isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 21. January 2017, 09:09 PM   #3
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.015
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun aleyküm değerli Galibyetkin kardeşim,

Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Bakara Suresi:
180 Sizden BİRİNİZE ÖLÜM HAZIR OLDUĞU VAKİT, eğer bir hayır/mal bıraktıysa, Allah'ın koruması altına girmiş kişiler üzerine bir hak olarak, BABASI-ANASI VE EN YAKIN AKRABASI İÇİN, örfe uygun; HERKESÇE KABUL GÖREN BİR ŞEKİLDE vasiyet etmek ZORUNLU GÖREV kılındı.

181 Artık HER KİM, bunu duyduktan sonra onu değiştirirse, onun günahı ancak onu değiştirenlerin üzerinedir. Şüphesiz Allah en iyi işitendir, en iyi bilendir.

182 Artık HER KİM VASİYET EDENİN BİR HATA İŞLEMESİNDEN veya BİR GÜNAHA GİRMESİNDEN korkar da ONLARIN ARASINI DÜZELTİRSE, ona hiçbir günah yoktur. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.

Meal cümleleri içerisinde büyük harfler ile belirttiğim ifadeler mealer bütünlüğü içerisinde ne anlatıyor? ,
Ve de meallerin kendisi ne anlatmak istiyor?
Mealcinin maksadı ne?
Ayetin anlattığı ile mealcinin meali aynı mı? Ben anlayamadım.
İfadeler sözlü vasiyeti hatırlatsa da değil.

Lütfen biraz aydınlatıcı olur musunuz?

Saygılarımla:
Galip Yetkin

Bağımsız bir necm olan bu âyetlerde, الوصيّة [vasiyyet] ilkesi öngörülmekte; ölmeden önce Müslümanların vasiyette bulunarak mirasta adaletsizliği engellemeleri istenmekte; vasiyetin usûlü de Mâide sûresi'nde açıklanmaktadır:

106Ey iman etmiş kişiler! İçinizden birine ölüm hazır olduğu zaman, vasiyet sırasında aranızdaki şâhitlik, kendi içinizden adalet sahibi iki kişidir. Yahut yeryüzünde yolculuğa çıkmış iseniz, sonra da ölümün musibeti size gelip çatmışsa, sizden olmayan iki kişidir. Eğer şüpheye düşerseniz, salâttan [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olmadan; toplumu aydınlatman] sonra onları bekletirsiniz. Sonra da onları, “Akraba bile olsa, yemini bir çıkar karşılığı satmayacağız, Allah'ın şâhitliğini gizlemeyeceğiz. Aksi hâlde günahkârlardan oluruz” diye Allah'a yemin ettirirsiniz.
107Sonra da eğer o iki şâhitin bir günah işledikleri anlaşılırsa, ölene daha yakın olan hak sahiplerinden diğer iki kişi onların yerine geçerler de: “Bizim şâhitliğimiz, o önceki iki kişinin şâhitliğinden daha doğrudur ve biz kimsenin hakkına tecavüz etmedik. Aksi hâlde biz, yanlış davrananlardan; kendi zararlarına iş yapanlardan olurduk” diye Allah'a yemin ederler.
108İşte böyle bir yemin, şâhitliklerini usulüne göre yapmaları yahut yeminlerinden sonra yeminlerinin kabul edilmemesinden korkmaları için en yakın/en iyi yoldur. Allah'ın koruması altına girin ve kulak verin. Ve Allah, hak yoldan çıkanlar topluluğuna kılavuzluk etmez.
(Mâide/106-108)

Nisâ/11-12'de miras taksimiyle ilgili âyetlerde vasiyete değinilir ve taksimatın vasiyetin tatbikinden sonra yapılması istenir. Miras taksimatı ile ilgili detaylı bilgi Nisâ sûresi'nde verilecektir.
Vasiyet, ölmek üzere olan bir kimsenin, bir tür bağışıdır. Kişi bununla, miras taksiminden kaynaklanan dengesizliği giderir. Çünkü akrabaların bazıları, mirastan pay alamaz, bazıları da hakk ettiğinden az veya çok alır.
Âyetlerde, ölümü yaklaşıp da geriye mal bırakacak olan her müslümana, anne babaya ve akrabalara vasiyette bulunması ve hiç kimseye hakksızlık etmemesi emrediliyor. Ayrıca vasiyet edenin sözlerini saptıran, değiştiren ve gizleyen kimselere de sert uyarılar yapılıyor ve Müslümanlardan, vasiyetle ilgili olan kimselerin arasının düzeltilmesi, kasıtlı olarak hakksızlık eden vasiyet sahibine engel olunması, vasiyetin düzeltilmesi isteniyor.

Kaynak:İşte Kuran

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsustur.
Doğrusunu en iyi Allah bilir.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 23. January 2017, 01:41 PM   #4
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

Haşr(23). " O, kendisinden başka hiçbir ilah bulunmayan Allah'tır. O, mülkün gerçek sahibi, kutsal (her türlü eksiklikten uzak), barış ve esenliğin kaynağı, güvenlik veren, gözetip koruyan, mutlak güç sahibi, düzeltip ıslah eden ve dilediğini yaptıran ve büyüklükte eşsiz olan Allah'tır. Allah, onların ortak koştuklarından uzaktır."

53/NECM-39: "Ve insan için, çalışmasından başka bir şey yoktur."

Şu halde insan sahip yani malik olamaz.
Ancak ihtiyacı sürdükçe ve ihtiyaç miktarınca rızıklanıp/nimetlenebiliyor ve faydalanabiliyorsa
ihtiyaç ortadan kalktığında ihtiyaç sahibi bunlar üzerinden elini çeker veya ölüm geldiğinde bu haklar da asıl sahibine geri döner.

Durum böyle olunca bir malın maliki siz değilseniz mülkiyetini bir başkasına nasıl vasiyet edebilirsiniz?
Ve de....
Miras bahsinde de belirttik ki bir mülkiyeti miras adı altında diğer bir kimseye de miras yoluyla da geçiremezsiniz.

Bu nedenlerle biz Bakara:180-181-182. ayetlerin meallerinin veya üç ayetten/mealden oluşan necmin ne anlattığını sormuştuk.
Aldığım ve daha evvel defalarca okuduğum verilen cevaplar beni tatmin etmiyor.

Acaba meallendirmeler, açıklamalarım göz önünde bulundurulursa değişebilir mi?
Yoksa ben mi yanılgıdayım?

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

Konu galipyetkin tarafından (24. January 2017 Saat 04:16 PM ) değiştirilmiştir.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 24. January 2017, 11:18 AM   #5
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

Şimdi yukarıdaki açıklamaları göz önünde bulundurarak bu "vasiyet necmi"nin maddelerinin tercümelerini irdeleyelim.

Her şeyden evvel bu necmde "menkul mal" veya "gayrimenkul mal" veya "bunlara ait hak" diye bir ifade geçmemektedir. Biz ise kafamızda yarattığımız ve kendi yaşamımızda uyguladığımız alışkanlıklarla bu ayetlerin tercümelerinin "mal veya mala ait haklarla ilgili" olduğunu söylüyoruz. (Daha evvel de kısas ayetlerinin insanlar için olduğunu söylüyorken el birliği ile yaptığımız iyi analizlerle bunların uygulamasının insan değil de "mal" hakkında olduğunu saptamıştık.)

180. ayet mealinde
a)-BİRİNİZE ÖLÜM HAZIR OLDUĞU VAKİT denmekte.
-Bu vakti saptayabilir misiniz?
-Hayır.
O halde "ölüm" ve "ölüm vakti" ile kast edilen nedir?

b)-BABASI-ANASI VE EN YAKIN AKRABASI İÇİN, örfe uygun ................... vasiyet etmek ZORUNLU GÖREV kılındı.
Burada sınırlandırma varken;

Sayın Dost1 "Vasiyet, ölmek üzere olan bir kimsenin, bir tür bağışıdır. Kişi bununla, miras taksiminden kaynaklanan dengesizliği giderir", diye yazmakta.
-Miras taksimi Allah'ın ayetlerine göre yapılmıyor muydu? O halde mirasın taksiminden bir dengesizlik nasıl kaynaklanabilir?

-Görev niye zorunlu? Zorunluluğu doğuran ne?
Özellikle niye anne,baba ve yakın akraba karşı zorunlu? Bunların miras hakları ayetlerle sabit değil mi?

Aynı zamanda:
Nisa:8-"Miras taksim olunurken, vâris olmayan akrabalar, yetimler ve yoksullar da bulunursa, mirastan onlara da verin ve onlara güzel söz söyleyin" derken de bir aykırılık ortaya çıkmıyor mu?

c)-Vasiyet gizli olduğuna ve de ölümle hükmü yerine geleceğine göre 182. ayetteki " HER KİM VASİYET EDENİN BİR HATA İŞLEMESİNDEN veya BİR GÜNAHA GİRMESİNDEN korkar da ONLARIN ARASINI DÜZELTİRSE" ifadesindeki " ara düzeltmeyi kim yapıyor?
Bu "her kim"ce tespit edilen hata ne ve neye/kritere göre hata olabilir?
Düzeltme kimlerin arasını ve nasıl düzeltmiş olabiliyor? Yöntemi ne?

Şimdilik bu.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

Konu galipyetkin tarafından (27. January 2017 Saat 08:31 PM ) değiştirilmiştir.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 31. January 2017, 12:54 AM   #6
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.015
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun aleyküm değerli kardeş,m,

Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Haşr(23). " O, kendisinden başka hiçbir ilah bulunmayan Allah'tır. O, mülkün gerçek sahibi, kutsal (her türlü eksiklikten uzak), barış ve esenliğin kaynağı, güvenlik veren, gözetip koruyan, mutlak güç sahibi, düzeltip ıslah eden ve dilediğini yaptıran ve büyüklükte eşsiz olan Allah'tır. Allah, onların ortak koştuklarından uzaktır."
Mülkün gerçek sahibi şüphesiz Allah'tır.
(الملك)El Mülk, Maddî âlemin bütünü ve bunun üzerindeki hükümranlık anlamında Allah’a ve insanlara nisbet edilen bir kavramdır.

Sözlükte “güç yetirmek, hâkimiyet/egemenlik kurmak, sahip olmak, tasarrufta bulunmak” mânasındaki mülk (melk, milk) masdarı Kur’an’da isim olarak “duyular âlemindeki bütün cisimleri kuşatan varlık alanı ve bunlar üzerindeki hükümranlık” anlamında kullanılır (Râgıb el-İsfahânî, el-Müfredât, “mlk” md.; Lisânü’l-ǾArab, “mlk” md.).

Kur’an’da mülk kelimesi otuz iki yerde Allah’a nisbet edilir (M. F. Abdülbâkī, el-Mu'cem, “mlk” md.). Mülk kavramı zât-ı ilâhiyyeye atfen kullanıldığında O’nun tasarrufunda yer alan duyular âlemindeki bütün varlıkları ifade eder. Bununla beraber mülk Kur’an’da daha çok semâvât ve arza izâfetle Allah’a nisbet edilir. Birçok âyette göklerin ve yerin ve onların arasında bulunan her şeyin yani bütünüyle tabiat mülkünün Allah’a ait olduğu vurgulanır (meselâ bk. el-Bakara 2/107; Âl-i İmrân 3/189; el-Mâide 5/17-18, 120).

Ayrıca mülkte Allah’a ortaklığın söz konusu olmadığı (el-İsrâ 17/111; el-Furkān 25/2), Cenâb-ı Hakk’ın bütün mülkün sahibi bulunduğu ve onu dilediğine verip dilediğinden aldığı (Âl-i İmrân 3/26) belirtilir.

Yine Kur’an’da, önceki peygamberlere ve bazı şahsiyetlere “hükümranlık ve saltanat” anlamında mülk verildiği açıklanmıştır. Hz. İbrâhim’in soyuna (en-Nisâ 4/54), Hz. Yûsuf’a (Yûsuf 12/101), Dâvûd’a (el-Bakara 2/251; Sâd 38/20), Sü-leyman’a (el-Bakara 2/102; Sâd 38/35), Nemrud’a (el-Bakara 2/258), Firavun’a (er-Rahmân 43/51) ve Câlût’la savaşmak üzere İsrâiloğulları’ndan Tâlût’a (el-Bakara 2/247) mülk verildiği belirtilmektedir.

Bazı âyetlerde sonsuz mülkü elde edeceklerini söyleyerek şeytanın Âdem ve Havvâ’yı yasak ağaçtan yemeleri için kandırdığı zikredilir (Tâhâ 20/120-121). Ayrıca âhiret hayatındaki cennet tasvirleri yapılırken orada hangi taraftan bakılırsa bakılsın çok sayıda nimet ve büyük bir mülkün (ihtişam) görüleceği belirtilir (el-İnsân 76/20).

Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
53/NECM-39: "Ve insan için, çalışmasından başka bir şey yoktur."
Amenna saddakna. Gerçekten de öyledir.

Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Şu halde insan sahip yani malik olamaz.
Kur’an’da mülk edinme duygusunun fıtrî olduğu ve mal sevgisinin insanın temel hazlarından birini teşkil ettiği belirtilmiş, bu hazzın kontrol altında tutulması ve mülkiyet hakkının iyi işlerde, ferdin meşrû ihtiyaçlarını karşılama yanında toplum menfaatini temin edecek şekilde kullanılması istenmiştir .
(Âl-i İmrân 3/14;Kadınlardan, oğullardan, kanrat kantar altın ve gümüşten, salma atlardan, davarlardan ve ekinden şehvetli bir düşkünlük insanlara süslenmiştir... (Oysa) bunlar en aşağı hayatın meta’ıdır ... Ve Allah;varılacak yerin en güzeli O’nun indindedir.
el-İsrâ 17/100;De ki: “Eğer Rabbimin rahmet hazinelerine siz malik olsaydanız, infak haşyeti ile elbette imsak ederdiniz /tutardınız”. İnsan çok katur’dur /cimridir, eli sıkı’dır.
el-Fecr 89/20;Mirası toptan yiyorsunuz.
el-Âdiyât 100/8;Ve muhakkak ki o hayrın sevgisi için çok şiddetlidir..

Bazı âyetlerde mülkiyet ve mal kavramı insanlara izâfe edilmiş veya malın onların tasarrufunda olduğu bildirilmiş, bazılarında fertlerin kazanç elde etmelerinden ve harcamalarından söz edilmiştir (el-Bakara 2/267, 274, 279; Âl-i İmrân 3/186; en-Nisâ 4/32; el-En‘âm 6/152; en-Nûr 24/61; Yâsîn 36/71)

Kur’an’da özel mülkiyet anlayışının esas alındığını pek çok âyette gösterilir:
Malları Allah yolunda harcamanın ve zekât vermenin emredilmesi terekenin belli yakınlık düzeyindeki aile fertleri arasında paylaşılması ilkesine dayalı ayrıntılı miras hükümleri konması (özellikle en-Nisâ 4/7-8, 11-12, 176),
Ticarî ilişkilerin düzenlenmesi (el-Bakara 2/275, 282, 283),
Haksız yollardan mal edinmenin yasaklanması (el-Bakara 2/188, 279; en-Nisâ 4/10, 29)
Mala karşı işlenen suçların cezalandırılması (el-Mâide 5/33, 38)

Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Ancak ihtiyacı sürdükçe ve ihtiyaç miktarınca rızıklanıp/nimetlenebiliyor ve faydalanabiliyorsa
ihtiyaç ortadan kalktığında ihtiyaç sahibi bunlar üzerinden elini çeker veya ölüm geldiğinde bu haklar da asıl sahibine geri döner.
İnfak,sadaka zekat sürekli olarak emredildiği gibi miras ile ilgili de ayetler belirtilmektedir.

Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Durum böyle olunca bir malın maliki siz değilseniz mülkiyetini bir başkasına nasıl vasiyet edebilirsiniz?
Ve de....
Miras bahsinde de belirttik ki bir mülkiyeti miras adı altında diğer bir kimseye de miras yoluyla da geçiremezsiniz.
Kur’ân-ı Kerîm’de kalıcı mülk ve hâkimiyetin Allah’a ait olduğunu bildiren iki âyette
(Âl-i İmrân 3/180;Fazlından Allah’ın kendilerine verdiği ile cimrilik edenler, onun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Bilakis bu onlar için bir şerdir. Cimrilik ettikleri şey kıyamet günü boyunlarına dolanacaktır. Semavat ve Arz’ın mirası Allah’ındır . Allah yapmakta olduğunuz şeyleri Habiyr’dir.
el-Hadîd 57/10;Semavat’ın ve Arz’ın mirası Allah’ın olduğu halde ne oluyor size ki Allah yolunda infak etmiyorsunuz? Sizden fetihten önce infak etmiş ve mukatele yapmış kimse bir olmaz. Bunlar derece itibarıyla sonra infak etmiş ve mukatele yapmış kimselerden daha büyüktür. Allah hepsine en güzeli va’detmiştir.Allah yaptıklarınızı Habiyr’dir.)

miras kelimesi geçtiği gibi bu kökten türemiş isim ve fiiller gerek sözlük anlamlarında gerekse hukukî ilişki bakımından mirasçılık mânasında birçok âyette yer alır. Mülkün mutlak sahibi cenabı Allahtır. İnsanların da tasarrufunda olan mülkiyetleri vardır ve bunların tasarrufu ölümüyle birlikte varislerine geçer. Bu taksimin nasıl yapılacağı da Kur'an'da belirtilmiştir.

Bu nedenlerle biz Bakara:180-181-182. ayetlerin meallerinin veya üç ayetten/mealden oluşan necmin ne anlattığını sormuştuk.
Aldığım ve daha evvel defalarca okuduğum verilen cevaplar beni tatmin etmiyor.
Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Acaba meallendirmeler, açıklamalarım göz önünde bulundurulursa değişebilir mi?
Yoksa ben mi yanılgıdayım?

Saygılarımla.
Galip Yetkin.
Değerli kardeşim cevabı yazımda da belirttiğim gibi:
Bağımsız bir necm olan bu âyetlerde, الوصيّة [vasiyyet] ilkesi öngörülmektedir. ölmeden önce Müslümanların vasiyette bulunarak mirasta adaletsizliği engellemeleri istenmekte; vasiyetin usûlü de Mâide sûresi'nde açıklanmaktadır:

106Ey iman etmiş kişiler! İçinizden birine ölüm hazır olduğu zaman, vasiyet sırasında aranızdaki şâhitlik, kendi içinizden adalet sahibi iki kişidir. Yahut yeryüzünde yolculuğa çıkmış iseniz, sonra da ölümün musibeti size gelip çatmışsa, sizden olmayan iki kişidir. Eğer şüpheye düşerseniz, salâttan [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olmadan; toplumu aydınlatman] sonra onları bekletirsiniz. Sonra da onları, “Akraba bile olsa, yemini bir çıkar karşılığı satmayacağız, Allah'ın şâhitliğini gizlemeyeceğiz. Aksi hâlde günahkârlardan oluruz” diye Allah'a yemin ettirirsiniz.
107Sonra da eğer o iki şâhitin bir günah işledikleri anlaşılırsa, ölene daha yakın olan hak sahiplerinden diğer iki kişi onların yerine geçerler de: “Bizim şâhitliğimiz, o önceki iki kişinin şâhitliğinden daha doğrudur ve biz kimsenin hakkına tecavüz etmedik. Aksi hâlde biz, yanlış davrananlardan; kendi zararlarına iş yapanlardan olurduk” diye Allah'a yemin ederler.
108İşte böyle bir yemin, şâhitliklerini usulüne göre yapmaları yahut yeminlerinden sonra yeminlerinin kabul edilmemesinden korkmaları için en yakın/en iyi yoldur. Allah'ın koruması altına girin ve kulak verin. Ve Allah, hak yoldan çıkanlar topluluğuna kılavuzluk etmez.
(Mâide/106-108)

Nisâ/11-12'de miras taksimiyle ilgili âyetlerde vasiyete değinilir ve taksimatın vasiyetin tatbikinden sonra yapılması istenir.


Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi, saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 31. January 2017, 02:36 AM   #7
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.015
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun aleyküm, değerli kardeşim,

Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Şimdi yukarıdaki açıklamaları göz önünde bulundurarak bu "vasiyet necmi"nin maddelerinin tercümelerini irdeleyelim.

Her şeyden evvel bu necmde "menkul mal" veya "gayrimenkul mal" veya "bunlara ait hak" diye bir ifade geçmemektedir. Biz ise kafamızda yarattığımız ve kendi yaşamımızda uyguladığımız alışkanlıklarla bu ayetlerin tercümelerinin "mal veya mala ait haklarla ilgili" olduğunu söylüyoruz. (Daha evvel de kısas ayetlerinin insanlar için olduğunu söylüyorken el birliği ile yaptığımız iyi analizlerle bunların uygulamasının insan değil de "mal" hakkında olduğunu saptamıştık.)


180-) Kütibe aleyküm iza hadara ehadekümül mevtü in terake hayra* elvasıyyetü lilvalideyni vel akrabiyne Bil ma'ruf* hakkan alel müttekıyn

Üzerinize yazıldı ki: Sizden birine ölüm gelip çattığında, eğer bir hayır terkedecekse , ana-babası ve akrabaları için ma’ruf ile bir vasiyyet etsin. muttekiler üzerine bir haktır.

181-) Femen beddelehu ba'de ma semiahu feinnema ismühu alelleziyne yübeddilunehu, innAllahe Semiun Aliym

182-) Femen hafe min musın cenefen ev ismen feasleha beynehüm fela isme aleyh* innAllahe Ğafurun Rahîym

Yukarıdaki sözkonusu ayetlerde belirttiğiniz gibi "menkul mal" veya "gayrimenkul mal" veya "bunlara ait hak" diye bir ifade geçmemektedir. Geçen sözcük,"HAYR" sözcüğüdür.

الخير/el hayr, “iyi olmak, iyilik etmek, üstün olmak, üstün kılmak” gibi anlamlara gelen hayr kökünden masdar isim olup “iyi” yahut “iyilik” mânasında ve şerrin karşıtı olarak kullanılır (Lisânü’l-Arab, “ħyr” md.). “Mal ve servet” mânasına da gelen hayr ayrıca “en iyisi, daha iyisi”, şer de “en kötüsü, daha kötüsü” anlamında ism-i tafdîldir. Râgıb el-İsfahânî hayrı “akıl, adalet, fazilet ve faydalı nesne gibi herkesin arzuladığı şey” diye tanımlar (el-Müfredât, “ħyr” md.); Zebîdî de aynı tanımı tekrar eder (Tâcü’l-arûs, “ħyr” md.).

Değerli kardeşim,"HAYR" kelimesi Kur’ân-ı Kerîm’de 176 yerde geçmekte, bunlardan ism-i tafdîl olmayanlar, yer aldıkları âyetlerin konularına göre az çok farklı anlamlara gelmektedir.

Hayrın geçtiği tüm ayetlere bakıldığında " hayır" kavramı daha çok mal, servet, bolluk gibi maddî-manevi değer ve imkânlar için kullanılmıştır. Bu ayetlerin bazısında hayır “mal” kelimesinin eş anlamlısı gibi geçer.
“İnsan hayır sevgisine çok düşkündür” (el-Âdiyât 100/8)
Yine Süleyman’ın cins atlara olan düşkünlüğü de “hayır sevgisi” diye ifade edilmiştir (Sâd 38/32).
Bazı âyetlerde ölen kişinin geride mal bırakması “hayır bırakma” olarak (el-Bakara 2/180),
insanlara malî yardımda bulunulması da “hayır infak etme” şeklinde ifade edilmiştir (el-Bakara 2/215, 272, 273).
Bir kısım ayetlerde (el-Bakara 2/262, 274; en-Nisâ 4/34) doğrudan doğruya “mal infak etme” ifadesinin yer alması, Kur’an’da hayır ve mal kelimelerinin anlam birliğini açıkça göstermektedir.
Hayır yine maddî anlamlarda refah, bolluk, zenginlik gibi daha geniş kavramları belirtecek şekilde de geçmektedir (el-En‘âm 6/17; Yûnus 10/107; el-Enbiyâ 21/35; el-Meâric 70/21; Hûd 84.

Âl-i İmrân sûresinin Allah’a yakarış mahiyetindeki bir âyetinde (3/26) mülkün sahibinin Allah olduğu ve O’nun mülkü dilediğine vereceği, dilediğinden de geri alacağı, dilediğini yüceltip dilediğini alçaltacağı belirtilir. Daha sonra gelen, “Hayır sadece senin elindedir” cümlesinden hayrın her türlü maddî ve mânevî nimetleri kapsadığı anlaşılmaktadır.

"Hayır", Allah’ın kullarına özel nimeti olan vahiy veya Kur’an yerine de kullanılmıştır (el-Bakara 2/105, en-Nahl 16/30)

Kur’an genellikle, insanın âhirette kendisi için faydalı olacak her türlü iyiliğini hayır diye adlandırır. “Hayır olarak ne yaparsanız Allah onu bilir. -Âhiret için- azık edinin; bilin ki en hayırlı azık takvâdır” (el-Bakara 2/197)
"Hayır", “sâlih amel”, “hasene”, “mârûf” gibi kavramlara yakın anlamlarda olmak üzere her türlü iyi tutum ve davranışın ahlâkî değerini belirtmek için de kullanılır. (el-Bakara 2/215)
Hayır kelimesinin çoğulu olan ahyâr iki âyette (Sâd 38/47-48) bazı peygamberler hakkında övgü sıfatı olarak yer almaktadır. Aynı kökten hayre (aslı hayyire) kelimesinin çoğulu olan hayrât bir âyette (er-Rahmân 55/70) da yer alır.

Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
180. ayet mealinde
a)-BİRİNİZE ÖLÜM HAZIR OLDUĞU VAKİT denmekte.
-Bu vakti saptayabilir misiniz?
-Hayır.
O halde "ölüm" ve "ölüm vakti" ile kast edilen nedir?


İnsanın dünyada yaşayacağı süre belirlenmiş ve Kur'an'da ecel olarak geçmektedir. Bunun bilgisi de sadece Cenabı Allah'a aittir kimse bilemez. Ancak, ölümlü olduğunu bilir. "...iza hadara ehadekümül mevtü..." ile Bakara 180 de bu belirtilir. Kur'an konu bütünlüğü içerisinde değerlendirilir.

Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
b)-BABASI-ANASI VE EN YAKIN AKRABASI İÇİN, örfe uygun ................... vasiyet etmek ZORUNLU GÖREV kılındı.
Burada sınırlandırma varken;
Ayet bu:
180-) Kütibe aleyküm iza hadara ehadekümül mevtü in terake hayra* elvasıyyetü lilvalideyni vel akrabiyne Bil ma'ruf* hakkan alel müttekıyn

Üzerinize yazıldı ki: Sizden birine ölüm gelip çattığında, eğer bir hayır terkedecekse , ana-babası ve akrabaları için ma’ruf ile bir vasiyyet etsin. muttekiler üzerine bir haktır.

Dikkat etmemiz gereken tek şey "akraba" sözcüğüdür.
Akraba sözcüğü bizim Türkçedeki gibi değil yakınlar anlamındadır.

Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Sayın Dost1 "Vasiyet, ölmek üzere olan bir kimsenin, bir tür bağışıdır. Kişi bununla, miras taksiminden kaynaklanan dengesizliği giderir", diye yazmakta.
-Miras taksimi Allah'ın ayetlerine göre yapılmıyor muydu? O halde mirasın taksiminden bir dengesizlik nasıl kaynaklanabilir?
-Görev niye zorunlu? Zorunluluğu doğuran ne?
Özellikle niye anne,baba ve yakın akraba karşı zorunlu? Bunların miras hakları ayetlerle sabit değil mi?Aynı zamanda:
Nisa:8-"Miras taksim olunurken, vâris olmayan akrabalar, yetimler ve yoksullar da bulunursa, mirastan onlara da verin ve onlara güzel söz söyleyin" derken de bir aykırılık ortaya çıkmıyor mu?
(الوصيّة/Vasiyet, “bitiştirmek, bağlamak; önermek” anlamlarındaki vasiyyet -çoğulu vesâyâ- Kur’an’da beş âyette sekiz yerde geçer. Üçünde (el-Bakara 2/180, 240; el-Mâide 5/106) “vasiyet etmek”, diğerlerinde ise (en-Nisâ 4/11, 12) “vasiyet konusu mal veya menfaat” mânasında kullanılır.
Hukukî bir işlem olarak vasiyetten söz eden âyetlerin bir kısmında vasiyetin yerine getirilmesi gerektiği, değiştirilmesinin büyük bir vebal sayıldığı vurgulanırken (el-Bakara 2/ 181) bazılarında mirasın ölenin borçları ödenip vasiyeti yerine getirildikten sonra taksim edilmesi ve vasiyet sebebiyle mirasçıların zarara uğratılmaması istenir (en-Nisâ 4/11-12; ayrıca bk. el-Bakara 2/182); vasiyet yapılacağı zaman iki âdil kişinin bulundurulması tavsiye edilir (el-Mâide 5/ 106)

Miras Allahın ayetlerine göre yapılmaktadır.Şöyle bir örnekle anlatayım. Ölecek olan kişinin çocukları var. Bir tanesi ölecek olan kişinin yanında kalıyor ve onun hizmetini görüyor. Diğerleri ise hiç ilgilenmiyorlar hatta zulmediyorlar. Bu örnek çoğaltılıp daha detaylandırılabilir. Miras ayetlerine göre dağılım yapılacak. Vasiyet ile yanında kalan ve bakımını sağlayan çocuğa hakkını vermezse zulm etmiş olur. Yukarıda da belirttiğim gibi insanlar vasiyet ayetini uygulayarak bu tür oluşabilecek zulumlerden kendilerini korumuş olurlar.


Akraba sözcüğü bizim Türkçedeki gibi değil yakınlar anlamındadır. Arapçada bizim kullandığımız anlamda "erham" sözcüğü kullanılır. Kişinin kendisine yakın gördükleri bu sözcüğün kapsamındadır.

Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
c)-Vasiyet gizli olduğuna ve de ölümle hükmü yerine geleceğine göre 182. ayetteki " HER KİM VASİYET EDENİN BİR HATA İŞLEMESİNDEN veya BİR GÜNAHA GİRMESİNDEN korkar da ONLARIN ARASINI DÜZELTİRSE" ifadesindeki " ara düzeltmeyi kim yapıyor?
Bu "her kim"ce tespit edilen hata ne ve neye/kritere göre hata olabilir?
Düzeltme kimlerin arasını ve nasıl düzeltmiş olabiliyor? Yöntemi ne?

Şimdilik bu.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.
Vasiyyetin iki adil şahid ile olacağını belirten ayetleri belirtmiştim. Şahid olmak bilip bildirmektir. Şahidli olan şey gizli olabilir mi?


Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 31. January 2017, 05:24 PM   #8
kuman
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Mar 2013
Mesajlar: 641
Tesekkür: 77
125 Mesajina 170 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22
kuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud of
Standart

Sevgili dost 1

Tam okuyamadım ancak okuduğu bir cümle hakkında soru geldi aklıma;
Kur an özel mülkiyeti kabul eden ayetler vardır dediniz merak ettim
Bu özel mülkiyeti edinme ile ilgili bir ayet varmı yani bu edinmeyi nasıl yaparız. Şunu sormuyorum çalışarak helal yönden gibi bir yorumdan ziyade,
Örneğin bir mal edinebilmek için yer altı ve yer üstü kaynakları kullanmamız gerekiyor bu kaynakların sahipliği nasıl olacak.
Maden bulduk diye bizim mi olacak mesala yada savaşarak kazandığımız toprakları mı sahipleneceğiz ?
Bunun gibi
kuman isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 5. February 2017, 11:18 PM   #9
kuman
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Mar 2013
Mesajlar: 641
Tesekkür: 77
125 Mesajina 170 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22
kuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud of
Standart

.,..

Konu kuman tarafından (6. February 2017 Saat 07:49 AM ) değiştirilmiştir.
kuman isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 9. February 2017, 06:15 PM   #10
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

Saygın kuman.
Anlatılanlar karşısında bir açıklama beklemen gayet normal.

Biraz rahatsızım.
Düzelince bazı açıklamalarım yanında, bazı açıklamalar da isteyeceğim.

İlk şuradan başlamış olayım.
Kenz gibi, varlıkların ihtiyaç dışında elde bulundurulması;
İhtiyaçtan olmayan kat-kat Riba gibi, faizin vs'nin de mal varlığına katılarak
mizanda vezin kuralının
şu anda anladığımız miras(hissesi ifadesi) veya vasiyet ile aşılmaya kalkışılması güç sahibi olmayı; haramı doğurur.
O halde burada miras/vasiyet ile anlatılmak istenen, malımızın mülkiyetinin akrabalar içerisinde dönüp dolaşan bir mal/devlet/güç olması olmamalı. Yoksa aksi eylem Kur'an ayetlerini torpillemedir.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

Konu galipyetkin tarafından (10. February 2017 Saat 04:59 AM ) değiştirilmiştir.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
bizim, vasiyet


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 12:55 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam