hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > MAKALELER(DİNİ ve SİYASİ) > Siyaset

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 5. August 2014, 06:34 AM   #1
ozkanates
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: May 2014
Mesajlar: 299
Tesekkür: 8
56 Mesajina 69 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 20
ozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud of
Standart Anadolu

.
Türkler, ilk olarak kuzey doğu Asya'da, Sibirya'nın altında küçük bir bölgede ortaya çıktılar. Bu küçük bölgeden, Orta Asya'ya, Kafkasya'ya, Balkanlar'a, Anadolu'ya ve Arap Yarımadası'na yayıldılar ve gittikleri her yerde devlet oldular. Çünkü bu kavmin kültürü, benzeri olmayan bir özelliğe sahipti: Diğer kavimlerle birlikte yaşayabilme ve diğer kavimleri birlikte yaşatabilme özelliği. Bu yüzden karıştıkları toplumların kültüründe erimek yerine, sıklıkla onları kendi çatıları altında birleştirdiler ve bu kavimlerin bir kısmı zamanla Türkleşti.

Orjinal Türkler, moğollar gibi çekik gözlüydü. Diğer ırklarla o kadar çok karıştılar ki, ırksal özellikler kayboldu. Dolayısıyla Türk, bir ırk değil bir kültür. Türk kültürü tarafından cezbedilerek zamanla bu kültürü benimsemiş ırkların oluşturduğu bir karışım. Örneğin, uzun boylu, açık tenli, kızıl saçlı, tam bir viking görünümlü Türk toplulukları vardı. Aynı durum kurdukları devletler için de geçerli ki, bunların en ilginci Memlükler. O dönemde, çalışkanlıkları ve sadakatleri sebebiyle bölgede en makbul, en pahallı köleler Türklerdi. Bunlar zamanla o kadar yükseldiler ki, sonunda devletin başına geçtiler, adını da Memlükler, yani "köleler" koydular.

Türkler, Anadolu'ya geldiklerinde binlerce yıllık bir ırklar ve medeniyetler karışımıyla yeniden karıştılar, ve onun içinde kaybolmak yerine onu cezbederek Türkleştirdiler. Bu topluluk, daha sonra kültürün en görkemli örneğini oluşturacak, çağının süper gücü olacaktı. Ve aynı zamanda, yeni tabirle "yumuşak güc"ün büyük bir uygulaması. Balkanlar'da 25 kadar ülkeyi 400 yıl barış içinde yönettiler. Bölgeden çıktıklarında, bölgenin kültürü, girdiklerindekiyle hemen hemen aynıydı çünkü özgürdüler. Balkanlar, Türkler gelmeden önce bir savaş bölgesiydi, onlar çıktıktan sonra yine bir savaş bölgesi olacaktı. Aynı durum, Arap Yarımadası'nda da geçerliydi çünkü Türkler, gelişme dönemlerinde İslam'ın kılıcı, gerileme döneminde kalkanı olacaklardı.

Kültürün cazibesine başka bir örnek de yeniçeriler. Bugün Balkanlarda "yeniçeri" kelimesi, "başkasının fikrine saplanmış ve/veya başka birini mantıksızca destekleyen" anlamı kazanmış alaycı bir kelime. Yeniçeriler, çocukken devşirilir, Türk ailelerin yanında Hacı Bektaş Veli'nin prensipleriyle yetiştirilir, Osmanlı ordusuna katılırlardı. Bunlar ordudan ayrılıp ülkelerine döndüklerinde, tekrar eski dinlerine dönmez, müslümanlar olarak ibadet etmeye devam eder, ülkelerinin ordularına yine yeniçeri kıyafetiyle katılır, özel birlikler oluştururlardı. Hatta Viyana kuşatması sırasında 200'ü, Osmanlı ordusuna karşı yine yeniçeri kıyafetleri içinde savaştılar.

İşte kuzey doğu Asya'nın küçük bir bölgesinden gelen bir kültürün, kıtalar boyunca yayılmasının, pek çok devlet kurmasının, dünyanın en çok konuşulan 5. dili olmasının, Anadolu gibi en zor bir coğrafyayı 1000 yıldır elinde tutabilmesinin öyküsü bu. Gittikleri her yerde çekim merkezi oldular, diğer kültürleri kucakladılar, onlarla birlikte yaşayarak ve onları birlikte yaşatarak, barışın, birliğin ve kardeşliğin yuvası oldular. Ve işte böylece, vardıkları her yerin tarihini yarattılar.


__________________________________________________ __________



İmparatorluğun son yüzyılı. Dünya Avrupa ve Rusya olmak üzere iki kutba ayrılmış. Avrupa, Rusya'nın Anadolu'daki önemli limanları ele geçirerek Avrupa'ya genişlemesinden kaygılandığından, Osmanlı halen ayakta. Bu çekişmede Osmanlı'nın yanında olan Marx, Osmanlı'nın halini şöyle özetlemiş: “Statukoyu muhafaza etmek! Bunu yapmaya çalışmak, tamamen çürüyüp, dağılmadan önce, bir at cesedini aynı çürüme derecesinde tutmak kadar zordur. Türkiye çürümüş durumdadır ve Avrupa’daki denge ve statükonun muhafazası devam ettikçe, daha da çürüyecektir." (1853)

Giderek dağılan ve küçülen imparatorlukta çareler aranmakta, her tarafta Jön Türkler benzeri irili ufaklı pek çok örgütlenme ortaya çıkmakta. Bunlar zamanla birleşerek İttihat ve Teraki Cemiyeti isimli yenilikçi-muhalif-gizli bir örgüte, o da sonradan darbe yoluyla iktidarı ele geçiren bir örgüte dönüşür. Bir dizi başarısızlıktan sonra kendini fesheder. Üyeleri, sonradan Kurtuluş Savaşı'nı örgütleyen, sonra da Cumhuriyeti kuran kadrolara dönüşür.

Bu aşamada önlerindeki manzara şudur: Sarıkamış'da 93.000 askerin kaybı, Çanakkale Savaşı'nda okumuş kesimlerin kullanılmasına ve tüketilmesine sebep olmuştu. Öyle ki Haydarpaşa Garı'nda dikilip, gelip geçen düzgün giyimlilere devlet memurluğu teklif edilmekteydi. İlkokul 3.sınıftan terk insanlar aranıp bulunuyor, okuma yazma öğretiliyor, öğretmen olarak atanıyorlardı. Cumhuriyetle birlikte imparatorluğun bürokrasi kadroları tasviye olmuştu. 3 asır süren gerileme ve yoksullaşma, prestij ve özsaygı kaybı sonucu, tüm kurumlar yozlaşmış ve kullanılamaz haldeydi. Ne sermaye vardı ne de sermayedar.

Bu görüntü altında yeni cumhuriyet, asker kökenlilerin ağırlıkta olduğu bir elitler yönetimi olarak kurulmak zorundaydı ve öyle oldu. Gizli yeraltı örgütlenmesi olarak kurulan ve sonradan darbeci bir organizasyona dönüşen İttihat ve Terakki anlayışı, dönemin koşullarına ve ihtiyaçlarına denk düşmüştü. Yeni elitler, yapılamamış ne kadar reform projesi varsa, hepsini yürürlüğe koydular. Bu hızlı dönüşüm, halktan gelen ve gelebilecek tepkiler sebebiyle, elitler yapılanmasının sıkılaşarak devamını ve 70'li yıllara kadar düşe kalka da olsa yürümesini sağladı.

70'ler, dünyanın teknoloji ve üretim patlamasına girdiği, büyük değişimlerin gerçekleştiği yıllardı. Elitler, bu değişimleri izlemek yerine, dünyadaki soğuk savaşı bahane ederek, gücü zor yoluyla elde tutmaya yöneldiler. 80 öncesi ve sonrası, sadece şekil bakımından farklıydı. İkisinin de özü, iç savaş yoluyla iktidarın elde tutulmasıydı.

Ancak sonuç istenenin tersi oldu, değişim yavaşlayacağına hızlandı. Elitlerin şiddet politikaları, Türk toplumlarının "kutsal devlet" anlayışına üst üste darbeler indirdi, elitlerin üzerlerindeki bu zırhı soydu. Sınırsız güç politikaları, varacağı yere varmış, mutlak bir zulüm manzarası ortaya çıkmıştı. Denebilir ki Türkiye, güneyindeki Arap Baharını 70, 80 ve 90'lı yıllarda deneyimledi.

90'lara gelindiğinde dünyadaki teknoloji ve üretim patlaması, yeni bir dönemi start vermişti: Küreselleşme. Yerküre tek bir pazar olacak, tüm ülkeler bu pazarı en ucuz ürünlerle destekleyeceklerdi. O yüzden herkesin adam olup üretim yapması gerekiyordu. Türkiye elitleri, bilinmez, ama şiddet politikalarının iflas ettiğini gördüklerinden, ama yeni pastadan pay alma isteklerinden, kendi istekleriyle küreselleşmeye katıldılar. 1999'da Ecevit-Yılmaz-Bahçeli koalisyonunu kurarak meclisteki kayıkçı dövüşüne son verdiler. Sonraki 3 yılda tek parti yönetimini hazırladılar ve böylece AKP dönemi başladı.

14 aylık bir partinin % 36 oy ile iktidar olması, yukarıda izah ettiğim iki ihtiyacın örtüşmesiyle oldu:
1- 80 ve 90'lı yıllara karşı halkın sessiz isyanı
2- Elitlerin, küreselleşmeye katılma projesi

2010'lu yıllara doğru ise dengeler bir kez daha değişecekti.


__________________________________________________ ___________



Transistör, 1947'de keşfedildi, 56'da Nobel ödülü aldı. 60'larda bilgisayar, 70'lerde internet, 80'lerde cep telefonu yayıldı. Bilgi ve haberleşme teknolojilerindeki bu gelismeler, tüm alanlarda teknoloji patlamasini tetikledi. Üretim maliyetleri hızla düştü, üretim patlayarak küresel ölçeğe yayıldı. Ortaya çıkan muazzam para, güvercinlere (karşılıklı işbirliği yandaşlarına) büyük bir fırsat verdi: İşbirliğini küresel ölçeğe taşımak, dünyayı tek bir üretim, tek bir pazar yeri haline getirmek. Böylece 90'larda demirperde ülkelerinin perdesi kalktı, Çin'in büyümesi hız kazandı, Avrupa Birliği eski düşman demeden Balkanlar'ı ve Doğu Avrupa'yı yüklendi. Kuzeyimizde turuncu devrimler yapıldı, güneyimizde BOP denendi.

Küreselleşme, dünya ülkelerini bölge bölge birleştirmekteydi. İçinde olduğumuz bölgenin ekonomisinin gelişmesinde buzkıran rolü oynayabilecek 3 ülke vardı: Rusya, İran ve Türkiye. Rusya sosyalizmden yeni çıkmıştı ve toparlanmakla meşguldü (yayılımcı ve şiddet yanlısı duruşu da ayrı bir başlık). İran, küresel sisteme meydan okur konumda olduğu gibi, Şii'lik üzerinden bölgede de ayrımcılık yapmaktaydı. Dolayısıyla geriye tek ülke kalıyordu, Türkiye (İslam üzerinden Arap Bölgesi, Türklük üzerinden Kafkaslar ve Orta Asya, tarih üzerinden Balkanlar ile olan bağları da cabası).

Böylece Türkiye elitleri, büyük trende 1999 yılında, Ecevit-Yılmaz-Bahçeli koalisyonuyla meclisteki kayıkçı dövüşüne son vererek katıldı. Bir taraftan ekonomik istikrar adımları atılırken, bir taraftan da siyasi istikrar için ülke, tek parti yönetimine hazırlandı. Tüm iç ve dış konjektürün bu şekilde leyhine birleştiği Türkiye, dünyada gelecek dönemin en çok gelişen birkaç ülkesinden biri olacaktı.

2010'lara gelindiğinde dünyada, durumu görece kolay, hacmi büyük ülkelerin küreselleşmeye katılımı tamamlandı. Sıra ağır toplara gelmişti, şahinlerin (şiddet yandaşlarının) yönetiminde olan ülkelere: Arap bölgesi, İran, İsrail gibi. Bu ağır taşlar sallandıkça kendi bölgelerini de salladılar ve bu sallantı, dünya çapında şahinlere yeni bir şahlanış fırsatı verdi, güvercinler için zor günler başladı.

Türkiye ise… güvercinlerin tarafında yer almakla kalmamış, şu sebeplerden dolayı güvercinlerin kalelerinden biri haline gelmişti:
- Bölgedeki kalkınmada buzkıran rolünün olası tek adayı olmasından doğan beklentileri.
- Türkiye şahinlerinin 80 ve 90'lardaki zulüm manzarasının, halkta şiddetli bir şiddet karşıtlığı doğurması.
- Diğer halklarla birlikte yaşama ve onları birlikte yaşatmanın, Türk kültürü ve Osmanlı geleneği olması.

Şahinlerin yeni yükselişiyle tüm dünyada güvercinler kendilerini kuşatılmış halde buldular. Gelecek, küresel ölçekte şu yol ayrımına ilerliyor:

- Şahinler kazanır: Bu durumda dünya ülkeleri şiddet ve savaş yandaşları arasında paylaşılır. Er geç Türkiye de (şahinlerin ne olduğunu deneyimleyen kuşağımız henüz hayatta).

- Güvercinler kazanır: Bu durumda Türkiye, barış, birlik ve kardeşliği en zor olduğu günlerde savunmuş bir ülke olarak yatırımlarının karşılığını alır. Bölgede güven ortamı oluşturarak, karşılıklı işbirliklerinin kurulmasına öncülük eder. Savaş çarklarının durması, ekonomi çarklarının dönmeye başlamasıyla bölgenin ekonomik refahının mimarı ve ortağı olur.

Konu ozkanates tarafından (12. August 2014 Saat 02:10 PM ) değiştirilmiştir.
ozkanates isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 7. August 2014, 03:01 PM   #2
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

Sayın özkanateş.

Yazdıklarınızdan dolayı teşekkürler.

Fakat dikkatimi çeken ilk bölümün son paragrafında şöyle bir cümle var:"Anadolu gibi en zor bir coğrafyayı 1000 yıldır elinde tutabilmesinin öyküsü bu."

Acaba "öykü yönünden" değil de, "1000 yıl" yönünden konuya bir açıklık getirebilir misiniz?

Vereceğiniz bilgilere şimdiden teşekkürler.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 8. August 2014, 08:04 AM   #3
kuman
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Mar 2013
Mesajlar: 641
Tesekkür: 77
125 Mesajina 170 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22
kuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud of
Standart

Ilk bolum tarih degil cunku bilgilerin cogu yanlis hangi tarihsel gerceklere dayaniyor bilmiyorum. Turkler ile ilgili bilgiler keza ayni sekilde. Hangi turkologlar bu sekilde yazmis bende merak ettim.
Turkiyenin siyasi durumu ile ikinci kisimda analiz yapilmis ancak tum gelismeler yok sayilarak bir olay ustunden her sey aciklanmaya calismis bu yuzden de yanlis olmus.
kuman isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 8. August 2014, 12:34 PM   #4
ozkanates
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: May 2014
Mesajlar: 299
Tesekkür: 8
56 Mesajina 69 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 20
ozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud of
Standart

Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Sayın özkanateş.

Yazdıklarınızdan dolayı teşekkürler.

Fakat dikkatimi çeken ilk bölümün son paragrafında şöyle bir cümle var:"Anadolu gibi en zor bir coğrafyayı 1000 yıldır elinde tutabilmesinin öyküsü bu."

Acaba "öykü yönünden" değil de, "1000 yıl" yönünden konuya bir açıklık getirebilir misiniz?

Vereceğiniz bilgilere şimdiden teşekkürler.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.
Sorunu açar mısın.
ozkanates isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 8. August 2014, 12:46 PM   #5
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

Neden 1000 yıl?

Saygılarımla.
Galip Yetkin.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 8. August 2014, 12:49 PM   #6
ozkanates
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: May 2014
Mesajlar: 299
Tesekkür: 8
56 Mesajina 69 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 20
ozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud of
Standart

Alıntı:
kuman Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Ilk bolum tarih degil cunku bilgilerin cogu yanlis hangi tarihsel gerceklere dayaniyor bilmiyorum. Turkler ile ilgili bilgiler keza ayni sekilde. Hangi turkologlar bu sekilde yazmis bende merak ettim.
Turkiyenin siyasi durumu ile ikinci kisimda analiz yapilmis ancak tum gelismeler yok sayilarak bir olay ustunden her sey aciklanmaya calismis bu yuzden de yanlis olmus.
Kuman kardeşim,

İk kısımda hangi bilgilerin yanlış olduğunu, ikinci kısımda hangi gelişmelerin yok sayıldığını belirtirsen sohbet imkanımız olacak.
ozkanates isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 8. August 2014, 12:52 PM   #7
ozkanates
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: May 2014
Mesajlar: 299
Tesekkür: 8
56 Mesajina 69 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 20
ozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud of
Standart

Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Neden 1000 yıl?

Saygılarımla.
Galip Yetkin.
2014 - 1071 = 943

1000 yuvarlak rakam.
ozkanates isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 8. August 2014, 12:58 PM   #8
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

1071 bilimsel değil. O bir savaş tarihi.

Bilimsellik şurada: tıklayın.

http://www.hanifler.com/showthread.p...7539#post17539

Saygılarımla.
Galip Yetkin.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 8. August 2014, 10:50 PM   #9
kuman
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Mar 2013
Mesajlar: 641
Tesekkür: 77
125 Mesajina 170 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22
kuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud of
Standart

Yanlış kelimesi yanlış bir kelime idi onu unutalım.
Merak ettiklerim.
1- Küçük bir bölgeden çıp balkanlara, orta avrupaya, hint yarım adasına, arap yarım adasına, çine anadoluya, irana nasıl gidebildiler. küçük bir bölge küçük bir topluluk demektir.
2- Türklerin asimile edip türkleştirdiği kavimler demişsiniz hangileri merak ettim mesala çinliler, moğollar hintliler, farslılar, araplar, italyanlar , slavlar rumlar, ermeniler, macarlar, kurtler vs olabilirmi?
3- Kültür özelliği demişsiniz İngilizler bu kultur özelliğine sahip midir yada diğer milletler ?
4- Orjinal Türkler demişsiniz Moğollara benzer çekik gözlüdür. Başkalarıda farklı fiziksel özelliklerden bahsediyor. Sizin belgeniz nedir?
5-Diğer ırklar ile çok karıştığı için ırksal özelliklerini kaybettiler demişsiniz. Türklerin göçleri MS 250 den sonra başlar ve değişik pek çok yerdir. Mesala Batıya gidenler kimlerle karşılaşıp karışmışlardır ? Hintliler dahilmidir bu gruba yada çinliler moğollar farslılar araplar.
6- Şu anki türklüğü de kültür olarak görüyorsunuz karışımdan dolayı. Bu cümle Türklüğü ırk olarak gördüğünüzün belirtisi değilmidir?
7-Memlğk devletinin halkı türk değil araptır sadece jurucusu ve yöneticeleri türktür. yani yükselme diye bir şey yok. Kurucu kişiler türktür. Abbasiler için dediğiniz doğru olabilir keza Selçıklu imp. kurulmuşur hemen ardından.
8- Anadoluya gelen Türkler binlerce yıllık yerleşimi olan ve kültürü olan opluluğu asimile etmesi imkansızdır. Eğer ki asimile etmişsse hangi gruplardır bunlar ?
9-Türkler 350-400 yılları arası balkanlara kadar gittiyse daha sonra balkanlarda Türkleri görmemişmidir ? Balkanlara giden Türklere ne olmuştur ?
10- Balkanlarda yerleşim sebebi yumuşak güç müdür yoksa yonetecek başka birgrubun olmaması avrupanın o aralar sürekli jendi arasında ki savaşlarmıdır? yoksa katolij avrupayı orodoks hristiyanların istememesimidir?
kuman isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10. August 2014, 09:34 AM   #10
ozkanates
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: May 2014
Mesajlar: 299
Tesekkür: 8
56 Mesajina 69 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 20
ozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud of
Standart

Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
1071 bilimsel değil. O bir savaş tarihi.

Bilimsellik şurada: tıklayın.

http://www.hanifler.com/showthread.p...7539#post17539

Saygılarımla.
Galip Yetkin.
Galip kardeşim,
Hulki Cevizoğlu kardeşim aramızda değil,
Olsaydı memnuniyetle sohbet ederdim.
Düşünceni paylaşırsan sohbet imkanımız olur.
ozkanates isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
anadolu


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 11:56 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam