hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > NÜZUL SIRASINA GÖRE NECM NECM KUR'AN'IN TÜRKÇE MEALİ Hakkı YILMAZ > MEKKE DÖNEMİ > MÜRSELÂT SÛRESİ

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 26. September 2013, 11:13 AM   #1
pramid
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2010
Mesajlar: 764
Tesekkür: 191
507 Mesajina 1.128 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
pramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud of
Standart Elçiler/Gönderilenler

Mürselat(Elçiler/Gönderilenler) Suresindeki 20-40’ncı ayetler grubunu okuduğumuzda, günümüz günceline yönelik bazı mesajlar alabiliriz. En çok da ‘Suriye sıcak gündeminin bu ayetler ışığında değerlendirilmeye ihtiyacı var’ gibi görünüyor. Bir fasıl günü yaşanıyor sanki. Gerçek bir muhakeme, muvazene ve muhasebe ile adalet gözetilmeli ve yapay özürler uydurulmamalıdır.

İşte ayetler: Rahman, Rahim Allah’ın adıyla! “Sizi azıcık bir sıvıdan yaratmadık mı? Onu sağlam bir karar yerine koyduk, bilinen bir gücü kazanıncaya kadar. Takdir eden biziz, biz en güzel takdir edeniz. Yalanlayanların o gün vay hallerine! Yeryüzünü toplanma yeri kılmadık mı? Diriler ve ölüler için ve orada dengeyi sağlamak için yüksek dağlar meydana getirdik, ayrıca size tatlı ve bol su içirmedik mi? Yalanlayanların o gün vay hallerine! Kendisini yalanladığınıza gidin, üç dallıya(şubeye) gidin. Gölgelendirmez ve alevden korumaz. Gerçekten o saray gibi kıvılcım atar, sanki o sarı/kızıl bir deve gibidir. Yalanlayanların o gün vay haline! Bu gün konuşamazlar, onlara mazeret göstermeleri için izin de verilmez. O gün yalanlamakta olanların vay hallerine! Bu fasıl günüdür, sizi ve öncekileri topladık. Şimdi bana kurabileceğiniz bir tuzak varsa, kurun. O gün yalanlayanların vay hallerine!” ( Mürselat 77: 20 – 40).

Allah’ın varlığından, gücünden ve tekliğinden şüphede olmak ile O’nu ve Kur’an’ı yalanlamak kadar saçma ve gerçek dışı bir düşünce olamaz. Yazıklar olsun, bu sapık düşüncelilere! Evrende nereye, hangi olay ve maddeye bakılırsa bakılsın, her şeyde bir düzen, denge ve uygunluk görülür. Bütün bunlar aklını kullanan, uyanık ve diri insanları tevhidi bir anlayışa götürür. Bütün canlı varlıklar, çok cazip iki ayrı cinsten yaratılmış olup erkek ve dişi olarak adlandırılmışlardır. Başka bir ifade ile insan, hayvan ve bitki türünün erkek ve dişi olmak üzere iki cinsi vardır. Bu iki ayrı cins temelde tek bir yasaya bağlıdırlar. Dikkatle incelendiğinde bütün türlerin üreme ve çoğalma bakımından aynı yasalara bağlı oldukları görülür. İşte bu yasalar içinde en önemlilerinden biri de erkek ve dişide ortak maddenin sıvı olmasıdır. Bilinen birleşme süreci içinde erkek de dişi de sıvı madde atar. Ve bu sıvıların birleşmesinden yeni canlı meydana gelir. Bu yeni canlının belli bir gücü kazanıncaya kadar korunması ve özel olarak beslenmesi için dişinin bedeni uygun biçimde yaratılmıştır. Söz konusu gerçeklikler, ne kadar mükemmel ve büyük olaylardır! Bütün bunları doğru okuyup/algılayıp gerçeği görmek, bir insan için erdemdir, hatta bu onun borcudur… Ama bir de bu düzeni kuranı yalanlayanlar var. İşte onların durumu çok kötü olacak... Vay onların hallerine/sonlarına!
İnsan küçücük bir eser meydana getirir, bir icatta bulunur da bütün insanlardan takdir ve taltif, hatta ücret bekler. Allah insandan herhangi bir ücret beklemiyor/istemiyor. Ancak insan kendi çıkarı ve iki dünyadaki mutluluğu için her şeyi yaratan âlemlerin Rabbi olan Allah’ı doğru takdir etmeli... Yoksa kudret sahibi her şeye kadir olan Yüce Allah’ın cezalandırması, o günde gerçekten çetin olacaktır. Ne mutlu aklını kullanıp Allah’ı gereği gibi takdir edebilenlere/tanıyanlara! Yüce Rabbimiz insan ve diğer canlıları bu denli üstün yasalarla yaratıp yaşatırken, onların hayat sürdükleri yeryüzünü de en güzel biçimde yaratmış ve gerekli her şeyle donatmıştır. Tabiatta uyum ve denge her konuda tamdır. Allah’ın evren için koyduğu yasalarda bir eksiklik, bir bozukluk görülemez. Allah(c.c.) evrende bulunan varlıklar için öyle muazzam bir düzen kurmuştur ki, onun bırakın tamamı için, bir zerresi için bile alternatifini düşünebilmek, insan aklının yapabileceği bir iş değildir. İnsanların hepsi, inanan ve inanmayanlar, yarın güneşin doğacağından, güneşle ayın hiçbir zaman çarpışmayacaklarından, ilkbahardan sonra yazın, yazdan sonra sonbaharın geleceğinden emindirler. Suların akması, elektrik enerjisinin iş yapması, toprağın sebze ve diğer bitkileri beslemesi ile buna benzer sayısız olayların olagelmesi hiç değişmemiş, bozulmamış ve kimse de bundan daha iyisi nasıl olabilir diye düşünmemiş. Çünkü en mükemmeli bu... Öyle ise dikkat edin, evrendeki ayetlere!
Birçok insana sordum: “Ağzınızın ve kulaklarınızın yerini değiştirmek ister misiniz? Ya da gözleriniz için vücudunuzda şu anda bulundukları yerden daha iyi bir yer var mı? Artık şu dakikadan sonra hiçbir anne ve baba çocuklarını sevmeyecek diye kimsenin bir kaygısı olur mu?” gibi. Bu sorular daha değişik şekillerde çoğaltılabilir. Akıl sahibi insanlar için yukarıdaki soruların cevapları bellidir… Demek ki; Yüce Allah evrendeki her şey için gerçekten çok mükemmel bir düzen kurmuştur. Ancak, Ah bu insanlar! Evet, bu insanlar ya da insan altı yaratıklar: beşeriyet. Üç Dallı düzenler, kurumlar, kurullar, rejimler meydana getirmişler ve sahte gölgelikler oluşturmuşlar. Her tarafta kavurucu, çok zalim ateşler yakmışlar ve bu ateşlerden sizi koruyacağız diye, sahte gölgelikler kurmuşlar. Sahte gölgelikler; Birleşmiş Milletler, NATO, Arap Birliği, İKÖ ve daha başkaları… Üç dallı sistemler… Allah’ın mükemmel olarak işleyen evreninde yaşayan nankör insanların, kendi heva ve hevesleri ile oluşturdukları ve ona çok güvendikleri ahtapot misali kavrayıp kuşatmalar... Bu sistemler çok tehlikelidir, azgınlaşıp kudurmuş sarı develer; insanların aklını, namusunu, malını, canını, kültürünü, neslini, değer taşıyan her şeyini bozan, yıkan, yok eden ateş sarısı köle zincirleri... Ey mustazaf/ezilen insan! Allah senin yeryüzüne varis olmanı istiyor. Ey müstekbir/egemen, saldırgan sarı deve besicisi beşer! Konuşamayacağın güne ve korkunç bir azaba doğru koştuğunu görmezden geliyorsun, senin basiretsizliğin gerçeği değiştirmeyecektir. Yalancısın ve yanacaksın!
Başka Ne/Kim bu Sarı Develer? İnsanların emeklerini ve mallarını gasp edenlerdir. Zalim güçlerin zalimliklerini kolaylaştıran, adeta onların zulmünü meşrulaştırıp sadece çıkarlarını gözeten sarı sendikalar, odalar, barolar, dernekler, medya patronları, paktlar, bloklardır. Bir de ezilen insanlara vurulan prangaları(asgari ücret, eksik sigorta, işten atılma korkusu, adaletsiz gelir dağılımı, haksız vergiler, kamu mallarını mülk edinme ya da yandaşlara peşkeş çekme) kullanan devlet adlı örgütlenmelerdir. Bunlar kıvılcım atan daha büyük saraylardakilerle ortak çalışırlar…
Azgın sarı deveci şirketler, holdingler, tröstler üç dallı sistemleriyle evrendeki nimetleri talan ederler. Bu öyle bir garip mekanizmadır ki; önce insanları aç, susuz, çıplak ve barınaksız bırakırlar, sonra onlara medeniyetçilik taslayarak hastane okul yaparlar. Bir taraftan da saraylarından kıvılcım atarlar, etrafı sindirmek ve korku imparatorluklarını kurmak/korumak için… Çakmak taşları gibidirler, her yerde bulunurlar, örneğin birisi okyanus ötesinde, birisi kuzey buzullarına yakın, bir diğeri de Ortadoğu’nun tam göbeğinde. Ne uygun bir kıvılcımdır Suriye, Türkiye ve İran’a korku salmak için… Bilirsiniz çakmak taşları birbirine sürtününce kıvılcım çıkarırlar, ama kendilerini değil, ötekileri yakarlar. Amerika ile Rusya’nın yaptıklarında bunu görmüyor musunuz? Manzaraya bakar mısınız? Ne vardı Türkiye ile Suriye arasında, bu kadar gerginleşecek, kıyameti koparacak?
Kıvılcım atan saraylar! İnsanlık tarihi içinde Dünyanın her yerindeki saraylarda yaşayanların, saray sefalarını sürdürebilmeleri için insanlar arasına fitne, fesat, kargaşa ve buna benzer kıvılcımlar atıp toplumları birbirine tutuştururlar. Bu işi çok iyi becerebilen meşhur saraylar vardır. Geçmişte de vardı, bu gün de var... Beyaz Saray, Kremlin deyince sizin aklınıza ne geliyor? Kıvılcım atan Firavun sarayları, Nemrut sarayları, Roma sarayları, Bizans sarayları, Çarların sarayları, Padişahların sarayları, Şahların sarayları, Çağdaş diktatörlerin sarayları; bunlardan her ülkede değişik adlarla bolca var. Şimdilerde yeni saray türleri türedi: şirket kuleleri, çeşitli merkezler, holdinglerin yönetim merkezleri, banka yönetim merkezi gökdelenler ve kapitalizmin kuvvetli çarklarından olan AVM’’ler... Bunca huzursuzluk kıvılcımı atan saraylar arasında, çağdaş insan nasıl huzurlu olabilir? Bütün saray zalimleri, yönetimlerine karşı sezdikleri en küçük bir tehlikede tonlarca bomba ve mermileri ile insanları kıvılcımlara boğup, yakarlar cayır, cayır. Bütün bu sistemler üç dallıdır, üç ana şubeleri vardır. Tepede Kral, bir yanında papa/haham/müftü ve asker, öbür yanında sermayedar/abdestli ve abdestsiziyle kapitalist; Kral - Papa/Asker – Ekonomi patronu... Kral vatandaşlarına, papa ve asker ile kendilerini düşman ve ateşten koruyacağını söyler, ama kendisi onları ezer, sömürür, yer, bitirir... Bu durumun açık ve ibret verici örneği Firavun-Karun-Haman üçlüsüdür.
Allah zalimleri misli ile cezalandırırken onlar bilgi olarak zorluk çekmeyecekler. Zalimler Allah’ın ahrette kendilerine azap edeceğine inanmıyorlar. Cehennemi yalanlıyorlar. Her şeye kadir olan yüce Allah(c.c), ince bir alay ile zalimlere ahrette onları cehenneme sokarken, kendilerinin zalimlik metotlarını andıran bir ceza uygulamasına gidiyor. Çünkü dünyada iken, insanlar için üç dallı zalim sistemlerini oluşturan egemenler bu konuda uzman ve tecrübelidirler. Çekecekleri ceza ile karşılaştıklarında yabancılık çekmeyecekler, ama bu sefer cezayı çeken kendileri olacak. O gün adaletin tam olarak tecelli edeceği fasıl günüdür. Fasıl günü avukatlar yok, dalavere yok, rüşvet yok, sahte gölgelikler yok. Suçlulardan kaçabilecek olmadığı gibi, bunlar hiçbir tuzak da kuramayacaklar. Zalimlerin üç dallı zulüm mekanizmalarına karşı, Allah’ın çok dallı mekanizmaları vardır. Her halde Allah’ın ceza mekanizması daha çok şiddetlidir. İşte o gün vay o yalanlayıcıların haline!
pramid isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
elçiler or gönderilenler


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 12:49 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam