![]() |
İşte Kur'an'dan bir alıntı: [url]http://www.istekuran.com/fecr.html[/url].
[I] [B]Fecr Suresi: 17-20:- Kesinlikle sizin düşündüğünüz gibi değil! Doğrusu siz, yetimi, üstün-saygın bir şekilde yetiştirmiyorsunuz. Yoksulun yiyeceği üzerine birbirinizi özendirmiyorsunuz. Oysa mirası yağmalarcasına öyle bir yiyişle yiyorsunuz ki! Malı öyle bir sevişle seviyorsunuz ki, yığmacasına! ***************** Yani “Rabbinizden kendiniz için bol ikram isterken, O’ndan saygın ve üstün olmaya yönelik şeyler beklerken, yetimlerin saygın ve üstün olmaları için hiç çaba sarf etmiyorsunuz; onları aç, susuz, eğitimsiz bırakıyorsunuz. Hareket imkânı bulunmayan muhtaçların karınlarını doyurmalarını sağlayacak bir iş sahibi olmalarını temin etmeye yanaşmıyor, buna karşı içinizde bir istek duymuyor, bu konuda birbirinizi teşvik etmiyorsunuz. Bu hususta yarışmanız gerekirken aksine bundan kaçıyorsunuz. Hatta başkalarının [zayıfların] mirasına [toplumun onlar için harcayacağı birikime, onların toplum zenginliği içindeki paylarına] el koyuyor, onu büyük bir oburluk, düşüncesizlik ve aç gözlülükle yiyorsunuz. Malı da sınırsız bir sevgiyle öyle çok seviyorsunuz ki, aklınıza ne hesap vereceğiniz geliyor, ne de Rabbiniz.” Hemen hemen bütün Türkçe meallerde yer alan “yetime ikram etmiyorsunuz” çevirisi, ayetin gerçek manasını ifade etmekten uzaktır. Ayette geçen “ikram”, çay, kahve ve benzeri şeyler ikram etmek anlamına gelmez. Buradaki “اكرام ikram”, üstün kılma, saygın hâle getirme demektir. Bu da eğitim vermekle, fırsat vermekle, iş imkânı vermekle mümkün olabilir. Bir başka ifade ile ikram, “aç, susuz, öğretimsiz, eğitimsiz, becerisiz bırakma, toplumda seviyesiz hâle getirme” demek olan “قهر kahr etmenin” tam tersidir.[/B] .......................... Saygılarımla. Galip Yetkin. |
[B][/B]Bir önceki iletimde
"daha önce açiklamaya çalistim, anlasilmamis; SiMDi anlasildiysa devam edeyim" demistim. Anlasildigina dair tek kelime yok, hiç bi belirti yok. * [QUOTE=galipyetkin;20767]Hareket imkâni bulunmayan [U]muhtaç[/U]larin karinlarini doyurmalarini saglayacak bir is sahibi olmalarini temin etmeye yanasmiyor, buna karsi içinizde bir istek duymuyor, bu konuda birbirinizi tesvik etmiyorsunuz[/QUOTE] Bu iletinize ben de tesekkür ederim; muhtaçlara elbet yardim etmeliyiz. Ne var ki bize muhtaç olanlara yardim etmemiz, bize muhtaç olmayanlara yardim [U]dayatma[/U]sinda bulunmamizi gerektirmez; dayatmamiz onlarin ehliyet ([COLOR="Red"]rüsd[/COLOR]) sahibi olduklari hakkinda yanildik anlamina gelir (ayet 6). Hükmümüz: onlar ekonomik ehliyet sahibidir artik, kendi islerini kendileri kurabilirler. Iddiamiz: onlar ekonomik ehliyete sahip olamadilar henüz, bizim onlara is kuruvermemize muhtaçtirlar. Hangisi gerçek kararimiz? Ayetlere göre açik ve net olana gelince, 4:3'te sözü edilen [I]nisâ[/I] mallari olan, ekonomik "[COLOR="ehliyet"]ehliyet[/COLOR]"ini ispat etmis akli basinda kadinlardir; malsiz mülksüz, kendilerine birilerinin is kuruvermesine [U]muhtaç[/U] AKLI ERMEZLER degil. Yoksa himayemiz altinda tutmayi sürdürmemiz gerekirdi onlari (ayet 5). 4:2'deki uyari o ki onlar henüz himayemizden çikmamisken "[U]mallar[/U]i"ni kendi malimizla yemiyecegiz; büyük günahtir bu. 4:6'daki buyruk o ki [B]cinsel güç ARTI ekonomik ehliyet[/B] edindiklerinde mallarini geri verip özgür birakacagiz onlari. ve 4:3'teki hüküm o ki o kadinlarin bize [U]temiz kilinanlar[/U]ini, HER BiRiNi kendi talibine vermek suretiyle ikiser, üçer, dörder nikahlayacagiz (Omar 2 kadini, [COLOR="Blue"][B]Hatice[/B][/COLOR] 3 kadini nikahlayacak, Ebibekr 5 kadini...) AMA "Bi büyüklük daha yap, beni evlendir" diyerek bize [U]yetki verenler[/U]i nikahlayacagiz yalnizca. Dayatma yok. * Lütfen dikkat; [I]ikiser, üçer, dörder[/I][COLOR="Red"]*[/COLOR]... ülestirme sayilaridir; [I]ikisi bir arada ve ayni anda, üçü bir arada ve ayni anda, dördü bir arada ve ayni anda[/I] anlamina gelirler (ve SINIRLAMAKSIZIN [I][U]beser[/U], [U]altisar[/U][/I]... seklinde anlamca devam edip ÖZENDiRiRLER). O yüzden 4:3'teki [I]nikahlayin[/I] [B]evlenin[/B] degil [I]evlenDiRin[/I] anlamina geliyor. Yoksa bi erkegin örnegin dört kadinla bir arada ve ayni anda evlenip gerdege girmesi mümkün degildir; kaldi ki mümkün olsaydi bile [B]ahlaksizlik[/B] olurdu bu. __________________________________________________________________ [COLOR="Red"]*[/COLOR]Fâtir 1: Övgüler olsun gökleri ve yeri yaratip melekleri [I]kiser, üçer, dörder[/I] kanatli elçiler yapana... Allah örnegin 6 kanatli bir melegin ÖNCE 1 kanadini, BiR YIL SONRA 3 kanadini, DAHA SONRA 2 kanadini degil hepsini bir arada ve ayni anda var etmistir. Zira Allah bir isin olmasini isterse "Ol!" der, o kadar; o is [B]hemen[/B] olur. Bkz 36:82. |
Bir lokantanin mutfagini düsünelim.
Tezgahinda tepsi tepsi adana, urfa... Sef garson "[B]Götürün[/B] bunlari!" dediginde garsonlar ne anlar? GÖTÜRÜN, malum, homili girtlak [I][U]kendiniz[/U] götürün[/I] anlamina geldigi gibi [I][U]müsterilere[/U] götürün[/I] anlamina da gelir. Sef garson hangisini kastetmistir? Ipucu: o kebaplari götürecek olanlarin bazilari et yemeyen kisilerdir (vejeteryan). Ve bunu sef garson da garsonlar da biliyor. * [I]Size yetki veren [U]kadinlar[/U]i [B]nikahlayin[/B]! [COLOR="Green"][B]fenkihû[/B] mâ tâbe lekum minen [U]nisâ'[/U][/COLOR][/I] (Nisâ 3) Buradaki "[B]nikahlayin[/B]"in anlami da su ikisinden biri olabilir: 1.[U]kendinize[/U] nikahlayin 2.[U]baskalarina[/U] nikahlayin. Allah hangisini kastediyor? Ipucu: o [U]kadinlar[/U]i nikahlayacak olanlarin bazilari, [COLOR="Blue"][B]Hatice[/B][/COLOR] örneginde görüldügü üzere, KADINDIR. Ve bunu Allah da insanlar da biliyor. |
NiKAHLAYIN ile ilgili yukardaki bilgi yeterli degil.
Tam bilgiyi vermek gerekirse isin içine gramer girer, Arap kültürü girer, ama en enemlisi muhteva girer. Ben ASIL geçerli olan [U]muhteva[/U] oldugu için ona dikkat çekmeye çalistim. Yani Nisâ 3'te anilan kadinlari nikahlayacak olanlar [COLOR="Blue"][B]Hatice[/B][/COLOR] misillu KADINLAR dahil bütün inananlardir, nikahlanacak olanlar ise ikiser, üçer, dörder... yani hepsi [U]bir arada ve AYNI anda[/U] nikahlanacak. * Bu iletimde kisaca gramere degineyim. NiKAHLAYIN anlamindaki "fenkihû"nun açilimi "fe inkihû"dur. InKiHÛ ise [I]evlenin[/I] demek. Dolayisiyla 4:3'te evlenin deniyor, evlen[U]dir[/U]in denmiyor. Ancak... evlendirin anlamindaki ENKiHÛ da, tipki inkihû gibi, NKH kökünden gelir ve dikkat dikkat... Hz Peygamber zamaninda fiilimiz NKH seklindedir. Yani örnegin 4:3'te de NKH seklindedir 24:32'de de NKH seklinde. Ama Hz Peygamberin ebedi yasama göçmesinden yaklasik yüz yil sonra mushafa harekeler eklenirken [U]bi takim insanlar[/U] tarafindan NKH 4:3'te [I]evlenin[/I] anlamina gelsin diye iNKiHÛ okunacak sekilde harekelenmis, 24:32'de ise [I]evlen[U]dir[/U]in[/I] anlamina gelsin diye ENKiHÛ okunacak sekilde. Kisacasi NKH fiiline Nisâ 3'te yüklenen evlenin anlami [B]Allah[/B]'in indirdigi degil muhtevayi göz ardi eden [U]o insanlar[/U]in tercihidir. * Iste Allah'in dinine musallat olan çok esli zulüm beserin yaptigi o YANLIS tercihe dayaniyor. Hani Allah'in indirdigi ile hükmetmeyenler kafirlerin ta kendileridir ya (Mâide 44), es üstüne es almak Allah tarafindan haram kilindiktan sonra es üstüne es alan çok esliler,çok esciler kafirlerin ta kendileridir. |
[COLOR="Green"][U]Kâle[/U] rabbî...[/COLOR] (Enbiyâ 4)
[U]De ki[/U] "Rabbim..." (S Ates, Kur'ân-i Kerîm Tefsîri, MiLLiYET) Peygamber, onlara [U]dedi ki[/U]: "Rabbim..." (Diyanet) MUHTEVA sözgelimi demek, sözün gelisi, [B]sözgelisi[/B]. Süleyman Ates: [I]4 ncü ayetteki [U]kâle[/U] ([SIZE="5"]قَ[COLOR="Red"]ا[/COLOR]لَ[/SIZE]) fiilini Medine ve Basra karilerinin tamami ve Kufe'lilerin de bazilari [U]kul[/U] ([SIZE="5"]قُلْ[/SIZE]) seklinde okumaslardir. [B]Sözgelisine[/B] daha uygun oldugu için biz bu kiraati esas aldik. Bu kiraat ihtilaflarinin, daha ziyade ilk Arap yazisinin yazim karakterinden çiktigi anlasilir. Çünkü ilk zamanlarda kaf ile lâm arasina uzatma [COLOR="Red"]elif[/COLOR]i konmaz(di).[/I] Demek neymis, "muhteva"ya daha uygun olan anlam hangi kiraati gerektiriyorsa o kiraat [B]tercih[/B] edilmeliymis. Iyi de... süleyman atesler bu kurala Nisâ 3'te niye uymazlar? |
Iddia ediyorum:
Nerde bi zulüm varsa Allah ONU yasaklamistir. Islamin Muhammed nebi tarafindan iletilen versiyonu odur yani [B]indirilen[/B] din. Örnegin "Senin sirtin anamin sirtidir" deyip hanimini "zihar"layanin yaptigi sey zulümdür. "Evlatlik = biyolojik evlat" diyenin biyolojik aileye yaptigi sey zulümdür. Mertçe insanin yüzüne söylemek yerine arkadan çekistirenin yaptigi sey zulümdür. Yetim mali yiyenin yaptigi sey zulümdür. Allah bütün bu zulümleri yasaklamistir. * Es üstüne es almak zulümdür; o yüzden yasak edilmistir. Nisâ 23: [I]Size yasak edildi ([COLOR="Green"]Hurrimet aleykum[/COLOR]) iki kiz kardesin arasini birlestirmeniz...[/I] Iki kiz kardesin ayri ayri zamanlarda sizin esiniz olmasi yasak degil. Biri sizden bosanirsa ötekini alirsiniz. Ama iki kiz kardesin arasini [U]cem[/U] edemezsiniz ([COLOR="Green"]en te[U]cm[/U]eû beynel uhteyn[/COLOR]), yasak. Yasaklanan cem etmektir, birlestirmek... birini ötekine kuma getirmek, ES ÜSTÜNE ES almak. Hos görülebilcek bisey olsaydi Allah yasaklamazdi onu, zulümdür ki yasaklamistir, bütün öteki zulümler gibi. * Ve... "ES ÜSTÜNE ES almak zulümdür ama caizdir" diyenlere inanmayin. Allah zulme izin vermez. Çünkü zulme izin veren de zalimdir. Yûnus 44: [I]Allah insanlara hiç bir sekilde zulmetmez, insanlara kendileri zulmediyor.[/I] Iste kafirlik odur, [B]uydurulan[/B] din, insanin insana ettigi... |
Bu sabah Sayın Hasan Akçay kendini Babil'in asma bahçelerine atmış dolaşıyor.
Dolaşmasına dolaşsın ama sorular hala cevapsız. Meselâ: 1-: 4/3. ayetteki yetkileri nasıl elde ettiniz? Siz kimsiniz? Her canı isteyen: "1bende istiyorum, bende istiyorum |
[QUOTE=galipyetkin;20783]...sorular [U]hala cevapsız[/U].
Meselâ: 1-: 4/3. ayetteki yetkileri nasıl elde ettiniz? Siz kimsiniz? Her canı isteyen: "1bende istiyorum, bende istiyorum[/QUOTE] Cevap ayette geçen [COLOR="Green"]mâ tâbe lekum[/COLOR] ifadesidir. MÂ TÂBE LEKUM [I]size temiz kilinanlar[/I] demek, [I]size yetki verenler[/I], tipki ayet 4'teki TIBNE gibi. Baskalarini degil yalnizca onlari nikahlayacaksiniz. Açikladim, cevap verdim; [U]hala cevapsiz[/U] demeyin lütfen. [COLOR="Blue"]Siz kimsiniz?[/COLOR] Siz 4:3'teki "[U]nisâ[/U]"yi himaye eden erkeklersiniz, [COLOR="Blue"][B]Hatice[/B][/COLOR] misillu kadinlarsiniz; o "[U]kadinlar[/U]"i SiZ nikahlayacaksiniz. |
Yukarıdaki yazım daha tashih görmeden parmağımın yanlışlıkla değişik bir tuşa dokunmasıyla ve peşpeşe gelen bazı aksaklıklar nedeniyle tamamlanamamış ve gerisi silinerek yarım kalmış bir yazı.
("MA TABE LEKUM" ve "TIBNE" ifadeleri hakkında sonradan bazı söyleyeceklerim olacak.) Yazmak istediklerim esasen şu: 1-: Yetimler hakkında verilmesi gereken kararlar var ki, bu kararları kim verecek? Bu kararları verme yetkisi nasıl elde edilecek? Abuzittin Efendi bunlar yönünde bir karar karar verirse, bu karar Hasan Bey tarafından beğenilmezse ve taraflar arasında "illaki benim dediğim olacak" diye cinayet çıkarsa ne olacak? -Hamisi verecekmiş. Kim bu? Gökten mi düştü? Alnında mı yazıyor? "Al bu yetimi, kafana göre işle" mi denmiş? Denetimi filan yok mu bunun. Mesela evlenme yaşı hakkında bir hukukçunun gösterdiği yasaya ve yasanın maddesine itimat etmeyip de her "herze"yi bildiği zannedilen bir hakimin lafına itimat edip de 16 yaşında bir küçüğü evlendirirse taraflarla birlikte hapishanenin güllü bahçesinde misket oynar. İster "hami" deyin, ister "vasi" deyin, ister "evlat edinen" deyin, ne bunlar? Allame-i cihan mı?. Bazıları gibi "ben ne dersem o" diyenlerden mi ? Denetime tabii değiller mi? 2-: Ayetin 1. bölümünde deniyor ki: "adaleti koruyamayacağınızdan korkarsanız, sizin için temiz kadınlardan ikişer, üçer, dörder nikahlayın". Bu ifade yani "temiz kadınlardan ikişer, üçer, dörder evlendirilme veya evlendirme olgusu evlendirilen ve evlendirilmeyen yetimler yönünden adaleti nasıl sağlayacak. Meselâ Abuzittin'in yetim Ayşe'si evlendirildi ise yetim Süleyman'a, veya Hasan beyin yetimi Murat'a adalet yönünden etkisi ne ve nasıl olacak. Yeni başladık. Saygılarımla. Galip Yetkin |
Sizden ricam:
1.Bir iletinizde yalnizca bir konuyu ele alin lütfen, müzakerenin derli toplu yapilabilmesi için... 2.Alay edilmeye dayanamiyacagim noktaya geldigimde sizi okumayi ve cevaplandirmayi birakacagimi bilerek üslubunuza mukayyet olun. |
Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 08:08 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam