![]() |
[QUOTE=hiiic;14218][SIZE="3"][B]Necm: 453[/B][/SIZE]
[SUP]238,239[/SUP] Salâtları [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumlarını] ve en hayırlı salâtı [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olmanın; toplumu aydınlatmanın en yararlı olanı; haftalık toplantı günü salâtını][SUP]346[/SUP] elbirliği ile koruyun. Ve Allah için sürekli saygıda durarak kalkın; işe koyulun; eğitim-öğretim ve sosyal yardım kurumunu işletin. Ama eğer korkulu bir ortamda bulunuyorsanız, o zaman yaya veya binekli olarak giderken; hareket hâlinde koruyun, yerine getirin. Sonra da güvene erdiğinizde bilmediğiniz şeyleri size öğrettiği gibi Allah'ı hemen anın. [SUP]346[/SUP] Bu âyetle, es-salâtu'l-vusta olarak zikredilen salât, “Cuma/toplantı günü yapılan salât”tır. Ayrıntılı açıklama için bkz. Tebyîn. [RIGHT](87/2, Bakara/238-239)[/RIGHT][/QUOTE] sizlere ne kadar duacı olduğumu bilseniz... iyiki varsınız.Allaha hamd olsun |
FURKÂN 2
Göklerin ve yerin mülk ve saltanatı yalnız O'nundur. Çocuk edinmemiştir O. Mülk ve saltanatında ortak yoktur O'na. Herşeyi yaratmış ve herşeye bir ölçü ve oluş tarzı takdir etmiştir. |
Kuranda "yetim"lerin ne kadar çok anıldığına dikkat ettiniz mi?
[B]Duhâ 9 Öyleyse yetimi sakın ezme.[/B] [IMG]http://sphotos-h.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-snc7/417008_306812519434598_551353407_n.jpg[/IMG] |
Hucurât 13
... Muhakkak ki Allah yanında en değerli olanınız, O'ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, her şeyden haberdardır. bu ayetin mealinde en çok korkanınız yerine takvalı olabilirmi..* |
[B]A’râf 179
Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler. İşte onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır.[/B] [B]Yûnus 92 İşte insanlardan [U]bir çoğu[/U], hakikaten ayetlerimizden gafildirler.[/B] [B]Yûsuf 103 Sen ne kadar üstüne düşsen de insanların [U]çoğu iman edecek değillerdir[/U].[/B] [B]Ra’d 1 Elif. Lam. Mim. Ra. Bunlar, Kitab'ın ayetleridir. Sana Rabbinden indirilen haktır, fakat[U] insanların çoğu inanmazlar[/U].[/B] [B]Rûm 6 (Bu) Allah'ın vadettiğidir. Allah vadinden caymaz; fakat [U]insanların çoğu bilmezler[/U].[/B] [B]Neml 73 Şüphesiz Rabbin, insanlara karşı lütuf sahibidir; fakat [U]insanların çoğu şükretmezler[/U].[/B] Gerçekten insanların çoğu sizin düşündüğünüz gibi hayata bakmıyorlar.... İnsanların çoğu gibi olmaya çalışmayın.. [IMG]http://sphotos-e.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-prn1/s480x480/12714_439419876115158_1204672877_n.jpg[/IMG] |
[IMG]http://t3.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcTkIhlBMTKpIGxWdIYlwjhDEPxNvjezRIrdqjdiM1B1CnEWO3mU&t=1[/IMG]
resimi büyütebilseydim etkileyici bir resimdi |
SÂD 86/87/88
De ki: "Tebliğime karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Ben size kendiliğimden/zorlamayla yükümlülük getirenlerden de değilim Bu, âlemler için bir Zikir'den başka şey değildir. Yemin olsun, bir süre sonra onun haberini bileceksiniz. |
[COLOR=Red]“ışte böylece biz onu apaçık âyetler olarak indirmişizdir. şüphesiz Allah, isteyeni yola getirir.”[/COLOR] (Hac 22/16)
|
Rahmân:1-5
Rahmân [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah], Kur’ân'ı öğretti, insanı oluşturdu, ona hayır ve şerri, iyiyi, kötüyü ayırmayı öğretti. Güneş ve ay bir hesap ile akıp gitmektedir. |
Tekasur: 8
[COLOR="Navy"]Sonra o gün siz nimetten sorulacaksınız.[/COLOR] |
itirazi olan var mi?
Fatiha: 1.B i s m i l l a h i r' R a h m a n ir'R a h i m :)
|
Asr:1-3
Yaşadığınız çağın insanlık hâli kanıttır ki iman eden, düzeltmeye yönelik işler yapan, hakkı tavsiyeleşen; birbirinin olmazsa olmazı sayan/ öğütleşen ve sabrı tavsiyeleşenlerin; birbirinin olmazsa olmazı sayanların / öğütleşenlerin dışındaki tüm insanlar, kesinlikle tam bir kayıp, zarar, bunalım, acı içindedir. |
Yâ-sin:69-70
Ve Biz o'na şiir öğretmedik. Bu o'nun için yaraşmaz da. O, sadece diri olanları uyarmak ve kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimselerin üzerine Söz'ün hak olması için bir öğüt ve apaçık bir Kur’ân'dır. |
Felâk:1-5
“Oluşturduğu şeylerin kötülüğünden ve çöktüğü zaman karanlığın kötülüğünden ve düğümlere tükürüp üfleyenlerin/sözleşmelere uymayanların kötülüğünden ve kıskandığı zaman kıskananın kötülüğünden çatlamaların Rabbine; sıkıntıları ortadan kaldıran Allah'a sığınırım” de! |
ŞÛRÂ 27
Eğer Allah, kulları için rızkı yayıp döşeseydi, yeryüzünde mutlaka azarlardı. Ama O, dilediğince ölçülü olarak indiriyor. Çünkü O, kullarından gereğince haberdardır, onları iyice görmektedir. |
En-âm:91
Ve onlar, “Allah, hiçbir beşere bir şey göndermemiştir” demekle, Allah'ı hakkıyla takdir edemediler/gereği gibi tanıyamadılar. De ki: “Mûsâ'nın insanlara aydınlık ve kılavuz olmak üzere getirdiği, sizin parça parça yazı malzemeleri yaptığınız, bir kısmını belli ettiğiniz, birçoğunu gizlediğiniz; siz ve babalarınızın, sayesinde bilmediğiniz birçok şeyleri öğrendiğiniz Kitab'ı kim indirdi?” Sen, de ki: “Allah!” Sonra onları boş uğraşlarında oynar hâlde bırak. |
BELED 19/20
Bizim ayetlerimizi tanımayanlara gelince bunlar; şomluk, uğursuzluk yâranıdır Bunların üzerine, kilitlenecek bir ateş gelecektir |
Dedi ki: "Rabbim, bana gerçekten ihtiyarlık ulaşmışken ve karım da kısır iken [U]nasıl benim bir oğlum olabilir[/U]?" "Böyledir" dedi, "[U]Allah dilediğini yapar.[/U]"( Ali- imran süresi 40)
|
[B][SIZE=4][B][B][SIZE=3][COLOR=Red]Andolsun Biz Kur’ an’ ı zikr (öğüt alıp düşünmek) için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alıp-düşünen var mı?’
(Kamer Suresi, 17) [/COLOR][/SIZE][/B][/B][/SIZE][/B] Zikir, kafaya yerleştirilmiş kullanıma hazır bilgidir. Allah’ın zikri, Allah’ın âyetlerinden öğrenilir. Varlıklar âlemi Allah’ın yarattığı âyetlerden, Kur’an ise indirdiği ayetlerden oluşur. O bilgiyi akla ve dile getirmeye de zikir denir. Kafalara yerleşip kullanıma hazır tutulacak asıl bilgi Allah’ın Kitabında olandır. Bu sebeple İlâhî kitapların ortak adı Zikir’dir. Allah Teâlâ şöyle buyurur:[I] “[/I]Bilin ki, kalplerin yatışıp rahatlaması Allah’ın zikri ile olur.” (Ra’d 13/28) |
Tâ-hâ:25-27
Mûsâ: “Rabbim! Seni tüm noksanlıklardan çok arındırmamız ve Seni çok çok anmamız için göğsümü aç, işimi bana kolaylaştır. Dilimden de düğümü çöz ki sözümü iyi anlasınlar. |
Şû-râ:19-20
Allah kullarına çok armağan verendir. Dilediğini/ dileyeni rızıklandırır. Ve O, her şeye gücü yetendir, en üstün, en güçlü, en şerefli, mağlûp edilmesi mümkün olmayan/ mutlak galip olandır. Her kim âhiret ekinini isterse, Biz onun ekininde, onun için arttırırız. Ve her kim dünya tarlasını isterse ona da ondan veririz. Ve onun için âhirette hiçbir nasip yoktur. |
Rad Suresi:39
Allah dilediğini imha eder, dilediğini de yerinde bırakır. Kitabın anası da yalnızca O'nun katındadır. |
A'râf:55-56
Rabbinize alçala alçala ve gizlice/ açıkça göstererek dua edin; namaz kılın. Kesinlikle O, sınırı aşanları sevmez.Ve düzeltildikten sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. O'na, ürpererek ve rahmetini umarak dua edin. Kesinlikle Allah'ın rahmeti, iyileştirenleregüzelleştirenlere çok yakındır. |
Kasas:56
Kesinlikle sen sevdiğini kılavuzlanan doğru yola iletemezsin; ama Allah dilediğine doğru yolu gösterir ve O, kılavuzlanan doğru yolu kabullenecek olanları daha iyi bilir. |
Naziât:26
şüphesiz bunda; “o gün, kişinin iki gücünün/mal ve çevresinin ne takdim ettiğine bakıp/yaptıklarıyla yüz yüze gelip ve kâfir; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kişinin, ‘Ah ne olaydı, ben bir toprak olsaydım’ demesinde”, saygıyla, sevgiyle bilgiyle ürperti duyacak kimseler için bir ibret vardır. |
Teğâbün:15-16
Kesinlikle mallarınız ve çocuklarınız, sizi ateşe atabilecek imtihan aracıdır. Allah ise, büyük ödül Kendi katında olandır. O nedenle gücünüz yettiğince Allah'ın koruması altına girin, dinleyin ve itaat edin. Ve mallarınızdan, kendinizin iyiliğine olarak bağışlayın. Kim de benliğinin açgözlülüğünden korunursa işte onlar, başarıya ulaşanların ta kendileridir. |
Kıyâmet:36-40
Yoksa o insan başıboş bırakılacağını mı sanır? , ayarlanmış meniden bir nutfe değil miydi? Sonra bir embriyon idi de sonra onu oluşturmuş, sonra da düzene koymuştur; ki ondan da iki eşi; erkek ve dişiyi var etmiştir. Peki, bütün bunları yapan, ölüleri diriltmeye güç yetiren değil midir? |
Furkân:43-44
Kötü duygularını, tutkularını kendine tanrı edinen kişiyi gördün mü/hiç düşündün mü? Peki, onun üzerine sen mi vekil oluyorsun? Yoksa sen, onların çoğunun gerçekten vahye kulak vereceğini yahut akıllarını kullanacaklarını mı sanıyorsun? Onlar ancak hayvanlar gibidir. Aslında yol bakımından daha sapıktırlar/şaşkındırlar/aşağıdırlar. |
Ahzâp:38-39
Allah'ın kendisine farz kıldığı şeyde Peygamber üzerine, daha önce gelip geçen kimselerde; Allah'ın verdiği elçilik görevini tebliğ eden, O'na saygıyla, sevgiyle, bilgiyle ürperti duyan ve Allah'tan başka kimseye saygıyla, sevgiyle, bilgiyle ürperti duymayan kimselerle ilgili Allah'ın uygulaması olarak bir güçlük yoktur. Allah'ın emri, ayarlanmış, belirlenmiş bir kaderdir. Hesap görücü olarak Allah yeter. |
En'âm:19-20
De ki: “Tanıklık bakımından hangi şey daha büyüktür?” De ki: “Benimle sizin aranızda Allah tanıktır. Ve sizi ve ulaşan herkesi kendisiyle uyarayım diye bana bu Kur’ân vahyolundu. Allah'la beraber gerçekten başka ilâhlar olduğuna siz gerçekten tanıklık eder misiniz?” De ki: “Ben etmem.” De ki: “O, ancak ve ancak bir tek ilâhtır ve kesinlikle ben, sizin ortak tuttuğunuz şeylerden uzağım.” Kendilerine Kitap verdiğimiz şu kimseler, Peygamber'i, kendi oğullarını bildikleri gibi bilirler. Kendi nefislerini kayba uğratan şu kimseler, işte onlar iman etmezler. |
Nahl:90
Şüphesiz Allah, adaleti, iyileştirmeyi-güzelleştirmeyi ve yakınlara vermeyi emreder; hayâsızlıktan, kötülükten ve azgınlıktan nehyeder. O, düşünüp öğüt alırsınız diye size öğüt verir. |
Mülk:1-2
Hükümranlık elinde bulunan Allah, ne cömerttir! Ve O, her şeye güç yetirendir. , hanginizin amelce daha iyi-güzel olduğunu sınamak için ölümü ve hayatı oluşturdu. O, en üstün, en güçlü, en şerefli, mağlûp edilmesi mümkün olmayan/mutlak galip olandır, kullarının günahlarını çok örten, onları cezalandırmayan ve bağışı bol olandır. |
Nahl:127-128
Sen sabırlı ol! Senin sabretmen de ancak Allah iledir. Onlar için üzülme! Onların kurdukları tuzaklardan sıkıntıya düşme! Şüphesiz ki Allah, Kendisinin koruması altına girmiş kişiler ve kendilerini iyileştiren- güzelleştiren kişilerin ta kendisi olanlar ile birliktedir. |
Lokmân:34
Şüphesiz ki Allah, kıyâmetin kopuş zamanının bilgisi yanında olandır. Ve yağmuru O yağdırır, rahimlerde olan şeyleri O bilir. Ve kimse yarın ne kazanacağını bilmez. Kimse hangi yerde öleceğini de bilmez. Şüphesiz ki Allah, en iyi bilendir, en iyi haberi olandır. |
A'râf:42-43 İman edenler ve düzeltmeye yönelik işler yapanlar; -ki Biz hiç kimseye kapasitesinin üstünde bir şey yüklemeyiz- işte onlar cennet yâranlarıdır ve onlar, orada sonsuz olarak kalıcılardır. Ve göğüslerinde kinden, hınçtan, kıskançlıktan, hileden, hainlikten, garazdan ne varsa çıkarıp atarız. Onların altlarından ırmaklar akar. Onlar, “Bize bunun için kılavuzluk eden Allah'a sonsuz övgüler olsun. Eğer Allah bize kılavuzluk etmeseydi biz kılavuzlandığımız doğru yola erişemezdik. Şüphesiz Rabbimizin peygamberleri bize gerçek ile gelmiştir” derler. Ve onlara seslenilir: “İşte size cennet! Yapmış olduklarınızla buna vâris; son sahip oldunuz.”
|
Secde:15-16
Gerçekten Bizim âyetlerimize ancak, kendilerine öğüt verildiği zaman boyun eğip teslimiyet göstererek yerlere kapanan ve Rablerinin övgüsüyle birlikte noksan sıfatlardan arındıran ve büyüklük taslamayan kimseler inanırlar. Onların yanları, yan gelip yattıkları yerlerden uzaklaşır; onlar keyfetmezler, onlar korku ve ümit içinde Rablerine dua ederler ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan bağışlarlar. |
A'râf:157
Onlar ki, onlara iyiyi emreden ve onları kötülüklerden alıkoyan, temiz ve hoş şeyleri kendilerine helâl kılan, murdar ve kötü şeyleri de üzerlerine haram kılan, sırtlarından ağır yükleri, üzerlerindeki bağları ve zincirleri indiren, yanlarındaki Tevrat ve İncil’de yazılmış bulacakları o Ümmî Peygamber, o Elçi’ye uyarlar. O hâlde, o’na iman eden, o’na kuvvetle saygı gösteren, o’na yardımcı olan ve o’nun ile birlikte indirilen nûru izleyen kimseler var ya, işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. |
Me'âriç:19-22
Şüphesiz insan dayanıksız ve huysuz oluşturulmuştur; kendisine kötülük dokundu mu sızlanır. Kendisine hayır dokundu mu/ kendisi varlıklı kılındığında da küçük bir yardımı bile engeller. Ancak “salâtçılar” [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olmayı; toplumu aydınlatmayı ilkeleştirmişler] bunun dışındadır. |
Ahkâf:33
Onlar, şüphesiz gökleri ve yeryüzünü oluşturan ve onları oluşturmakla yorulmamış olan Allah'ın ölüleri diriltmeye de güç yetiren olduğunu görmediler mi/ düşünemediler mi? Evet şüphesiz ki, O, her şeye gücü yetendir. |
İbrahim:31
İman eden kullarıma söyle: Salâtı ikame etsinler [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluştursunlar-ayakta tutsunlar] ve alış-veriş ve dostluğun olmadığı bir günün gelmesinden önce, kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden açık ve gizli olarak harcamada bulunsunlar.” |
Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 01:02 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam