hanifler.com Kuran odaklı dindarlık

hanifler.com Kuran odaklı dindarlık (http://www.hanifler.com/index.php)
-   Kuran Merkezli ve Allah odaklı iman! (http://www.hanifler.com/forumdisplay.php?f=463)
-   -   Hergün Bir Ayet.... (http://www.hanifler.com/showthread.php?t=9)

Bilgi 17. December 2012 08:09 PM

Fâtır:15-17
Ey insanlar! Allah'a muhtaç olanlar sizlersiniz. Allah ise; O, zengin ve övgüye lâyık olandır.
Eğer O dilerse sizi yok eder ve yepyeni bir oluşturmayı/halkı getirir. Bu, Allah'a hiç güç de değildir.

Bilgi 18. December 2012 07:36 PM

Fussılet:11-12
Sonra duman hâlinde bulunan göğe yerleşti/ egemenlik kurdu da ona ve yeryüzüne, “İsteyerek veya istemeyerek gelin!” dedi. İkisi de, “Biz isteyerek geldik” dediler.
Böylece Allah, onları iki evrede yedi gök olmak üzere gerçekleştirdi ve her göğün kendi işini içine yükledi. Biz en yakın göğü kandillerle ve korumayla süsledik. İşte bu, en üstün, en güçlü, en şerefli, mağlûp edilmesi mümkün olmayan/ mutlak galip olanın, çok iyi bilenin
ayarlamasıdır.

bartsimpson 20. December 2012 04:05 PM

[QUOTE=dost1;13645]Selamun Aleykum! Değerli Kardeşlerim!



Sizi : “şu baştaki on evi yeniden aldık, biri bize ikisi geçime demiştik...” demeye iten nedenler nedir?

Rabbimizin: “[B]Gerçek şu ki, insan için çalışıp didindiğinden başka şey yoktur.[/B]” (Necm;39)
ayeti ortada dururken on evi nasıl alabiliyorsunuz?

Diyelim ki aldınız.

Yine Rabbimizin :
“[B]Şüphesiz Allah'ın koruması altına girmiş kişiler, Rablerinin kendilerine verdiği şeyleri almış olarak bahçelerde ve pınarlardadırlar. Şüphesiz onlar, bundan önce iyilik-güzellik üretenler idiler. Onlar geceleyin pek az uyurlardı. Onlar, seherlerde bağışlanma dilerlerdi ve onların mallarında isteyen ve isteyemeyen için bir hak vardı.[/B]” (Zariyat;15-19) ayetleri ortada duruken bu kadar evi elinizde nasıl tutabilirsiniz?

Diyelim ki on evi aldınız. Birisini kendinize, ikisini geçiminize ayırıp yedi tanesini Rabbimizin :

“[B]Gerçekten Bizim ayetlerimize ancak kendilerine öğüt verildiği zaman secde ederek yerlere kapanan ve Rablerine hamd ile tesbih eden ve büyüklük taslamayan kimseler inanırlar. Onların yanları yataklardan uzaklaşır, onlar korku ve ümit içinde Rablerine dua ederler ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan bağışlarlar.[/B] (SECDE;15 –16) ayetleri ortada dururken nasıl kiraya verebilirsiniz?

Değerli Kardeşlerim!
Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah, iman edenlerin İnfak yapmalarını , gerekçesini de belirterek istemiştir.

Bakara;195: “[B]Ve Allah yolunda infak yapın, ellerinizi [kendinizi] ellerinizle tehlikeye bırakmayın ve iyileştirin-güzelleştirin. Şüphesiz Allah, iyileştirenleri-güzelleştirenleri sever. [/B]“

Âyetteki “ve lâ tulqû bi-eydiyekum ilettehlüketi” = Ellerinizi/kendinizi ellerinizle tehlikeye bırakmayın ifadesindeki “bi-eydiyekum” ibaresi, cüziyyet mecâzı mürseli ile "kendinizi" anlamında olabileceği gibi, "eliyle ayağıyla tehlikeye gitmek" anlamında bir deyim de olabilir. Buna göre ifade, "kendinizi ellerinizle tehlikeye bırakmayın" anlamında olur.

İnfaktan kaçınanlar, kendi elleriyle kendi sonlarını hazırlarlar. Zira zengin-fakir arasındaki uçurum, toplumda sosyal patlama ve kargaşaya sebep oluşturmaktadır.

Birilerinin elinde on tane ev olacak ve birilerinin bir tane bile evi olmayacak ve bu toplum İslamı yaşayanlar olacak?

İnfak o kadar önemlidir ki, Rabbimiz olan Yüce Allah; servetin, sadece zenginler arasında dolaştığında, toplumdaki dengelerin bozularak, fakirlerin haset ve kinini azdıracağını, böylece toplumun tehlikeye düşeceğini Haşr; 7–8 de:

“[B]Allah'ın, o kent halkından, Rasûlü'ne verdiği ganimetler, içinizden yalnız zenginler arasında dolaşmasın diye Allah'a, Elçi'ye yakınlık sahiplerine; göç eden fakirler –ki onlar, Allah'ın lütuf ve rızasını ararken yurtlarından ve mallarından çıkarılmışlardır, Allah'a ve Elçisi'ne yardım ederler. İşte onlar, doğruların ta kendileridir,– yetimlere, miskinlere, yolcuya aittir. Elçi, size ne verdiyse onu hemen alın. Sizi neden aloyduysa ondan geri durun. Allah'a da takvâlı davranın. Şüphesiz Allah, kovuşturması çok çetin olandır.[/B]”


Enfâl: 60 de:

“ [B]Ve siz de gücünüzün yettiği kadar onlara karşı her çeşitten kuvvet biriktirin ve savaş atları hazırlayın ki, onlarla hem Allah'ın düşmanlarını, hem de kendi düşmanlarınızı, ayrıca Allah'ın bilip de sizin bilmediğiniz daha başkalarını korkutasınız. Ve Allah yolunda her ne harcarsanız o size eksiksiz ödenir ve siz hakksızlığa uğratılmayacaksınız.[/B]

Muhammed;38 de:

“[B]İşte sizler, Allah yolunda harcamaya çağrılan kimselersiniz. Öyleyken sizden kimileri cimrilik ediyor. Ve kim cimrilik ederse kendi benliğinden cimrilik ediyordur. Ve Allah zengindir, siz ise fakirlersiniz. Eğer siz yüz çevirirseniz O [Allah], yerinize sizden başka bir toplum getirir. Sonra onlar, sizin benzerleriniz olmazlar[/B].”

diye belirtmektedir.

Değerli Kardeşlerim!

Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah; mal ve servet verdiği kimselerin, ellerinde tuttukları fazlalıkları muhafaza etmelerine veya daha da arttırmalarına imkân veren davranışlardan kaçınmalarını, kendilerine verilen bu fazlalıkları infak yoluyla harcamalarını, kişilerin gerçek kazançlarının ancak çalışıp didinerek elde edilecek cinsten olması sebebiyle boşu boşuna karşılıksız kazanç sağlama girişiminde bulunmamalarını istemekte, aksi davranışların ise “[B]insanların kendi kendilerini tehlikeye atmaları[/B]”, hatta “[B]birbirlerini öldürmeleri[/B]” anlamında olacağı uyarısını yapmaktadır.

Onurlu bir hayat sürdürebilmenin, dini, imanı, namusu ve vatanı koruyabilmenin yolu infak yapmaya bağlıdır.

Rabbimizin ; Necm;39- 41 de:

“[B]Gerçek şu ki, insan için çalışıp didindiğinden başka şey yoktur. Ve onun çalışıp didinmesi yakında görülecektir. Sonra karşılığı kendisine eksiksiz olarak verilecektir.[/B]”
ifadesi, özellikle çağımızın ekonomik sorunları için bir çözüm reçetesi içermektedir. Bu reçete hem İbrahîm peygamber ve hem de Mûsâ peygamber döneminde verilmiş bir reçetedir. Yani tüm zamanlar için geçerli, evrensel bir reçetedir. Müslümanlar bu Âyetlerin ne ifade ettiğini en doğru şekilde anlamalı ve uygulamalıdırlar. Kapitalizmin arka plâna attığı ama Sosyalizm ve Komünizm olarak isimlendirilen sistemlerin bütün üst yapılarını dayandırdıkları "emek" bu reçetenin tek dayanağıdır. Yapılması gereken, önce bu Âyetlerin ifade ettiği gerçekler doğrultusunda mevcut ekonomik sistemlerin yanılgı noktalarını saptamak, sonra da bu ilâhî ilkeye uygun zulümsüz, sömürüsüz, barış içinde bir dünya toplumu oluşturma çabası içine girmek olmalıdır.




Değerli Kardeşlerim!

Ayetin sadece “....enfikuu min [B]tayyibaati[/B]..../ iyi/hoş olanlarından infak....” bu kısmını alarak yargıda bulunmak ne derece doğru olur?

Ya eyyühelleziyne amenu enfiku min tayyibati ma kesebtüm ve mimma ahrecna leküm minel Ard…
Ey iman etmiş kimseler! Kazandıklarınızdan, sizin için yerden çıkardıklarımızın temizlerinden Allah yolunda harcayın..

İnfak edeceklerimiz/harcayacaklarımız nedir?
Kazandıklarımız ve yerden çıkardıklarımızın tayyib olanları.

Rabbimiz olan Yüce Allah yiyeceklerde tayyib olanları helal, murdar ve kötü şeyleri ise haram kılmıştır .

[B]Maide; 4[/B]: Sana, kendilerine neyin helâl kılındığını soruyorlar. De ki: “Size tayyibat (iyi ve temiz şeyler) helâl kılındı.” Allah’ın size öğrettiğinden öğreterek yetiştirdiğiniz avcı hayvanların sizin için tuttuklarını yiyin ve üzerine Allah’ın adını anın, Allah’a takvalı davranın. Hiç şüphesiz Allah, hesabı çabuk görendir.

[B]Maide; 87, 88[/B]: Ey iman edenler! Allah`ın size helâl kıldığı temiz şeyleri haram saymayın. Ve aşırı gitmeyin. Çünkü Allah aşırı gidenleri sevmez. Allah’ın size verdiği rızklardan helâl ve temiz olarak yiyin ve inandığınız Allah’a takvalı davranın.

[B]A’râf; 157[/B]: Onlar ki, onlara iyiyi emreden ve onları kötülüklerden alıkoyan, temiz ve hoş şeyleri kendilerine helâl kılan, murdar ve kötü şeyleri de üzerlerine haram kılan, sırtlarından ağır yükleri, üzerlerindeki bağları ve zincirleri indiren yanlarındaki Tevrat ve İncil’de yazılmış bulacakları o ümmî peygamber o elçiye uyarlar. O hâlde, ona iman eden, ona kuvvetle saygı gösteren, ona yardımcı olan ve onun ile birlikte indirilen nuru izleyen kimseler var ya, işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.
Ayrıca Bakara; 57, 172, Maide; 5, Ta Ha; 81, Müminun; 51. ayetlerine de bakılabilir.

Değerli Kardeşlerim!

Ayetlerde vurgulanın tam olarak anlaşılabilmesi için Ayetteki cümle içerisinden sadece bir iki sözcüğe bakmak yerine cümlenin tamamına,öncesine ve sonrasına birlikte bakmanın daha iyi olacağını düşünüyorum.

Birlikte bakalım inşaAllah.

[B]Bakara 267-274[/B]:
[B]267[/B] Ey iman etmiş kimseler! Kazandıklarınızdan, sizin için yerden çıkardıklarımızın temizlerinden Allah yolunda harcayın. Kendinizin göz yummadan alıcısı olamayacağınız pis şeyleri vermeye yeltenmeyin. Ve şüphesiz Allah'ın çok zengin/hiçbir şeye muhtaç olmayan, övülen/övgüye lâyık bulunan olduğunu bilin.
[B]268[/B] Şeytân, sizi fakirlikle korkutur ve size çirkinliği-hayâsızlığı emreder. Allah ise, size Kendisinden bağışlama ve bol ihsan vaat eder. Ve Allah, bilgisi ve rahmeti sonsuz geniş olandır, en iyi bilendir.
[B]269[/B] Allah, dilediğine haksızlık, bozgunculuk ve kargaşayı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkeler verir. Ve kime haksızlık, bozgunculuk ve kargaşayı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkeler verilirse, gerçekten ona pek çok hayır verilmiştir. Kavrama yetenekleri olanlardan başkası da iyice düşünmez.
[B]270[/B] Nafaka cinsinden neyi harcamada bulunduysanız veya adak türünden ne adadıysanız şüphesiz Allah onu bilir. Ve kendi benliklerine haksızlık eden kimseler için herhangi bir yardımcı yoktur.
[B]271[/B] Sadakaları açıkça verirseniz, artık o, ne iyi olur; eğer onları gizlerseniz, fakirlere verirseniz de artık bu, sizin için daha hayırlıdır ve günahlarınızdan bir kısmını kapattırır. Ve Allah, işlemiş olduğunuz şeylere haberdardır.
[B]272[/B] Onları doğru yola getirmek senin boynuna borç değildir, ancak Allah dilediği kimseyi doğru yola getirir. Ve hayırdan harcamada bulunduğunuz şeyler sırf kendiniz içindir. Ve siz yalnızca Allah rızasını gözetmenin dışında harcamada bulunmazsınız. Ve hayırdan ne harcamada bulunursanız, o, size tastamam ödenecektir. Ve siz, haksızlığa uğratılmayacaksınız.
[B]273[/B] Allah yolunda harcamanız, yeryüzünde gezip dolaşmaya güç yetiremeyen kendilerini Allah yoluna adamış olan fakirler için olsun. Utangaçlıklarından, bilmeyenler, onları zengin sanırlar. – Sen onları işaretlerinden tanırsın.– Yüzsüzlük ederek insanlardan istemezler. Ve siz, hayırdan neyi harcarsanız, biliniz ki, şüphesiz Allah, onu çok iyi bilendir.
[B]274[/B] Mallarını her zaman, gizlice ve açıkça Allah yolunda harcayan kimseler; işte onların, Rableri nezdinde ödülleri vardır. Ve onlara herhangi bir korku yoktur, onlar üzülmezler de.


Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.[/QUOTE]

Sevgili Halil ağabey,

Fers'in yaklaşımına "[COLOR="Red"][B]VAKIF[/B][/COLOR]" kurumunun zuhuru şeklinde bir açıklama getirebilirmiyiz. Kuran Vakıf gibi bir müeseseden bahsediyor mu bilmiyorum ama aksini söylediğini de sanmıyorum. Kaldı ki ecdadımızdan bu güne kadar kalan bu müesese halen işlevini sürdürmekte ve çalışmaktadır.

Yani ihtiyaç fazlasını ver kurtul mantığı biraz güdük kalıyor... Ben verdim kurtuldum, o verdi kurtuldu, öbürü vermedi, diğeri banane dedi... İhtiyaç fazlasını vermek hedeflenen amaca hizmet etmiyor ki.

Sonra Fers'in söylemindeki mantık da doğru "İhtiyacım olan evi alana kadar zaten tasarruf ediyorum, yani ihtiyaç fazlasını biriktiriyorum" bunu yapmamalımıyım? Tasarruf etmemelimiyim?

Tasarruf etmeyip birikim yapmadığımda, ihtiyaç fazlasını hatta daha çoğunu dişimi sıkıp biriktirmediğimde, ekonomik krizlerde işsiz kalır da param olmadığından kiramı ödeyemeyip sokağa atılırsam ne olacak??? Allahın öğüdünü tuttuğum için çoluk çocuk perişan mı olayım? "Allahım ben senin sözünü tutum ihtiyaç fazlasını verdim sende bana ev ver mi diyeceğim?" Ya da nasıl ev sahibi olacağım? İhtiyaç fazlası olan birinin bağışlamasını bekleyerek mi?

"ÇOK BEKLERİM" bence... Kaldı ki, hasbel kader öyle birisi çıktı oda doğrusunu yapmıyor ki...

Ya islamiyet döneminde yapılan savaşlarda elde edilen ganimetler? Neden ehli beyt savaş ganimetlerini sahiplenip paylaşıyordu ki? Bu adamların elde edilen ganimetler öncesinde de geçimleri vardı, karınları doyuyor ve barınıyorlardı. Ben hiçbir tarihi vesikada yapılan savaşların evsiz ve düşkünlerden oluşan ordularla yapıldığını okumadım.

Neden bir kısmı müslümanlar arasında paylaştırılıyor? Bir kısmı da Beytül maal'e devrediliyor? İhtiyaç fazlası "ganimet dahi olsa" dağıtılır hazineye gelir yazılamaz... Uygulama Kuran emri ile çelişmiyor mu?

Sonra o ganimeti elde ederken aldığınız adama sordunuz mu? Bu ihtiyacının fazlası mı diye? İster müşrik, ister ateist, ister yahudi,ister hristiyan oda ALLAH kulu. Kurallar müslüman olanlara mı ayrıcalıklı?

Yani bu mantıkla bakıldığında İslam eğer ihtiyaç fazlasını vermeyi, sahip olmamayı emrediyorsa, kimse için mülkiyet hakkından söz edilemez...

"MÜLK ALLAHIN'DIR" mı?

Bu biraz hangi .....izmi çağrıştırıyor?

Bilgi 20. December 2012 08:42 PM

Secde:11-12
De ki: “Size ölümle görevlendirilmiş görevli güç, sizi vefat ettirecek; size geçmişte yaptıklarınızı ve yapmanız gerekirken yapmadıklarınızı bir bir hatırlattıracak, sonra Rabbinize döndürüleceksiniz.”
Suçluları, Rablerinin huzurunda başları öne eğilmiş olarak: “Ey Rabbimiz! Gördük ve dinledik, şimdi bizi geri çevir de sâlih bir amel işleyelim, biz artık kesin bir şekilde inanıyoruz” derlerken bir görsen!

dost1 21. December 2012 12:09 AM

Selamun Aleyküm ! Değerli Bartsimpson Kardeşim.

İslam, asla sentez kabul etmez.

Lütfen [URL="http://www.hanifler.com/showthread.php?t=2520"]buradaki[/URL] Kur'an Işığında Siyasetname yazısını okur musunuz?

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.

Bilgi 22. December 2012 04:23 PM

Hicr:49-50
Kullarıma, hiç şüphesiz Benim çok bağışlayıcı ve pek merhamet edicinin ta kendisi olduğumu, Benim azabımın da, çok acıklı bir azabın ta kendisi olduğunu önemle haber ver!

Fers 23. December 2012 06:03 PM

[quote]Yani bu mantıkla bakıldığında İslam eğer ihtiyaç fazlasını vermeyi, sahip olmamayı emrediyorsa, kimse için mülkiyet hakkından söz edilemez...[/quote]

sayın bartsimpson,

ihtiyaç fazlası haram, otobüs, uçak, tren, gemi, bisiklet..vb. binmek doğru değil...
tv izlemek, internet kullanmak, seyahatlerde otel kullanmak...vb. uygun değil, çünkü bunlar sermaye artırımının getirileri aman ha kapatın bilgisayarınızı o da sermaye artırımından düştü yeryüzüne, ihtiyaç fazlası haram ise onun getirileride elbet öyle olmalı...

[quote]Bu biraz hangi .....izmi çağrıştırıyor?[/quote]

[quote]Kapitalizmin arka plâna attığı ama Sosyalizm ve Komünizm olarak isimlendirilen sistemlerin bütün üst yapılarını dayandırdıkları "emek" bu reçetenin tek dayanağıdır...(dost1)[/quote]
.

bartsimpson 23. December 2012 06:38 PM

[QUOTE=Fers;15110]sayın bartsimpson,

ihtiyaç fazlası haram, otobüs, uçak, tren, gemi, bisiklet..vb. binmek doğru değil...
tv izlemek, internet kullanmak, seyahatlerde otel kullanmak...vb. uygun değil, çünkü bunlar sermaye artırımının getirileri aman ha kapatın bilgisayarınızı o da sermaye artırımından düştü yeryüzüne, ihtiyaç fazlası haram ise onun getirileride elbet öyle olmalı...




.[/QUOTE]

BU SORDUKLARIMI SAKIN ÇAMUR ATMAK OLARAK DEĞERLENDİRİP BAŞKA YÖNLERE ÇEKMEYİN.

Günümüzde insanlık yozlaşmış, küfre sapmış, pisliğe batmış.
Tamam anladık.
Geçmişe bakalım o zaman... Her halde sağlam bir örnek buluruz.

Peygamber dönemindeki islam toplumu, devleti ve halkı en zengin toplum olmalıydı.
Düşünsenize herkes ihtiyaç fazlasını vermek zorunda.
Hiç fakir fukara yok, hiç düşkün muhtaç yok, hiç zavallı insan yok...
Öyle ya Allah emri böyle.

Ama tarihi vesikalarda böyle bir durum görünmez.

Ayrıca peygamber döneminde benim bildiğim bir Ebubekir vardı.
O'da elinde avucunda ne varsa harcadı islam için.
Bakınız o da islam için, ihtiyaç fazlasını ihtiyacı olanlara dağıtmak için değil.
Bilali habeşiyi özgür bırakırken sormazlar mı adama "yahu Ebubekir ne yapıyosun bir köleye değerinin üstünde bedel verilir mi? Onda ihtiyaç sahiplerinin hakkı var"
Başka hiç mi zengin yada varlıklı adam yoktu koca mekkede "ticaret şehri" burası yahu, eee onların mal ve zenginlikleri???

Sahi bir ara peygamberimiz eşi Hatice hanımın develeri ile ticaret yapardı hatta peygamberliği döneminde de buna devam etti.
Yani varlıklı bir insandı.
Sonra eşi ölünce de ona miras kaldı.
O'da ihtiyaç fazlasıdır diye elinde kalanları dağıttı mı?

Bilmiyorum soruyorum.
Belki bir tarihi evrak yada vesika vardır.
Ben o çağda yaşamadım 1400 yıl geçmiş.
Bir müslüman olarak Allahın emrini tebliğ eden nebinin nasıl davrandığını sormak ve bilmek hakkımdır herhalde.

Ya da onun beytinden olanların durumunu...

Bilgi 23. December 2012 10:28 PM

Enbiyâ:34-35
Biz, senden önce de hiçbir beşer için sonsuzluk tanımadık. Peki, sen öldün de onlar sürekli kalanlar mıdırlar?
Her kimliği olan varlık ölümü tadıcıdır. Ve eritip saflaştırmak üzere, sizi Biz, şer ve hayır ile sınarız. Ve siz, yalnız Bize döndürüleceksiniz.

merdem 24. December 2012 12:12 AM

Mal ve Mülk Allah'indir!
 
Evet, bu Ayeti hepimiz taniyoruz. Mal ve Mülk Allah'indir.

Kim ölmüstürde bir kurusunu beraberinde götürebilmistir öbür dünyaya.

Allah Celle ve Celaluhu bizden bugünün ibadetini istiyor, biz ise Allah'tan gelecek 50 senenin zenginligini istiyoruz, olacak seymidir bu.

Nefsin nasil bir rol oynadigini görüyormusunuz, hep bana hep bana diyor. Kimileri de söyle diyorlar: ALLAH isteseydi o fakirleri kendi doyururdu! Lafa bakarmisiniz lütfen, Rabbimiz bilhassa bizlerden istiyor fakiri, yoksulu, öksüzü, yolda kalmislari gözetmemizi korumamizi. Benim vazifem degil, ben kendimi fakirlerle ayni seviyeye indiremem dersek ne olur? Allah verdigi gibi bütün malimizi elimizden alacak olursa bizlere kim yardim edebilir?

Bill Gates'i örnek alin, yarin öldügünde milyarlarindan bir kurusu dahi yaninda götürebilecekmi? En azindan ölüm gelip cattigi zaman: *Rabbim bana biraz daha zaman ver, hayirlarda bulunayim* diye yalvardiginda ne olacak? Elinde bulundurdugu milyarlari nasil olsa bir ömür boyu harcayamiyacak ise neden biriktiriyor?

Yukarida bir on evlik satirlari okudum. Birakin bir evi bir kenara, bir ögün yiyecegi olmayanlar ahirette ev sahiplerinden sikayette bulunacaklar. On ev alana kadar bana bir ögün yemegi cok gördü diyecekler.

Kimi insanlar da diyorlardirki: Kime yardim edeyim, ben fakir göremiyorum ortalarda. Ama fifisi öldügü zaman yerine yedek köpek alacak yeri hemen buluveriyor misal göstermek lazim ise.

Allah'in Ayetleri ya itirazsiz kabul edilir, yada öyle kem küm edilir.

Rabbimiz ihtiyactan fazlasini ver diyorsa vermek lazim. Seytan degildir bizlere rizki veren bilmis olalim.

Madem ki bu dünyaya bizler denenmek amaciyla gönderildik, o halde imtihanlarimizi da büyük bir basariyla vermege hazir olalim.

Rabbimiz bizleri kanaatkar kullarindan eylesin. Dünya mali dünyada kalir unutmayalim.

Basta gelen ilk vazifemiz Allah'a geregince kulluk etmektir. Mal, mülk ve evlat cogunlugu ile övünenlerin sonunu gördük. Rizki veren Allah'tir, elbetteki coluk cocugumuzun rizkinida verecek olan da Allah'tir. Herkes coluk cocuguna miras birakma yarisinda olacak olursa, elbette fakir fukarayi gözetecek kollayacak olanda kalmiyacaktir.

Bilgi 25. December 2012 03:52 PM

Hicr:94-99
Şimdi sen emrolunmakta olduğun şeyleri açıkça bildir ve ortak koşanlardan mesafelen.
Şüphesiz ki Biz, Allah ile birlikte başkasını ilâh edinen şu alay eden kimselere karşı sana yeteriz. Artık onlar yakında bileceklerdir.
Andolsun, Biz biliyoruz ki, kesinlikle onların söylediklerine senin göğsün daralıyor.
O hâlde sana “yakîn/kesin bilgi” gelmesi için Rabbinin övgüsü ile birlikte noksan sıfatlardan arındır, boyun eğip teslimiyet gösterenlerden ol ve Rabbine kulluk et!

ates demir 28. December 2012 11:59 AM

Kaf 9

1. ve nezzelnâ : ve biz indirdik
2. min es semâi : semadan, gökten
[B]3. mâen : su
4. mubâreken : mübarek, bereketli[/B]
5. fe enbetnâ : böylece bitirdik, yetiştirdik
6. bi-hî : onunla
[B]7. cennâtin : bahçeler[/B]
8. ve habbe : ve tane, hububat
9. el hasîdi : hasat edilen, biçilen

Bilgi 30. December 2012 10:28 AM

Tarık:8-14
Şüphe yok ki o Yaratıcı, bütün sırların meydana çıkarıldığı gün, onun geri döndürülmesine güç yetirendir. Artık onun için ne herhangi bir güç vardır, ne de herhangi bir yardımcı.

Öldükten sonra dirileceğine inanan bilginler, cahil, inançsız kâfirlerin; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddedenlerin durumu kanıttır ki kuşkusuz o, ayırıcı bir karardır. Ve o bir şaka değildir.

Bilgi 1. January 2013 05:51 PM

Bakara:201
Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir. İşte insanlardan
bazısı, “Ey Rabbimiz! Bize dünyada ver!” diyen kimselerdir. Onun için de âhirette hak edilmiş bir pay yoktur.
Yine onlardan, “Rabbimiz! Bize dünyada bir güzellik-iyilik ve âhirette de bir güzellikiyilik
ver ve bizi ateşin azabından koru!” diyenler vardır.

merdem 4. January 2013 07:14 PM

Yusuf Suresi 12/101 Rabbim; bana Sen mülk verdin ve sözlerin te'vilini öğrettin. Ey göklerin ve yerin yaratanı; Sen, dünyada da, ahirette de benim velimsin. Müslüman olarak canımı al. Ve beni salihlere kat.

Bilgi 4. January 2013 08:39 PM

Nisa:64
Ve Biz, her elçiyi sadece, Allah'ın izniyle/ bilgisi ile itaat olunsun diye gönderdik. Ve eğer onlar şirk koşmak sûretiyle kendilerine haksızlık ettikleri zaman sana gelseler de Allah'tan bağışlanmalarını isteselerdi, sen de onlar için bağışlanma isteseydin, kesinlikle Allah'ı tevbeleri çokça kabul eden, çok tevbe fırsatı veren, çok merhamet eden olarak bulurlardı.

Bilgi 6. January 2013 06:25 PM

Tahrim:6-7
Ey iman etmiş kimseler! Kendinizi ve yakınlarınızı, yakıtı insanlar ve taşlar olacak bir Ateş'ten koruyun. Ateşin üzerinde, Allah'a karşı gelmeyen, kendilerine emredilenleri yapan çetin ve kaba görevli güçler vardır. Ey kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetmiş kimseler! Bugün özür dilemeyin. Siz ancak işlediklerinizin cezasını çekeceksiniz!

merdem 8. January 2013 04:11 AM

Kullarıma söyle, sözün en güzelini söylesinler. Sonra şeytan aralarını bozar. Çünkü şeytan, insanın apaçık düşmanıdır.17/İsra-53

Bilgi 9. January 2013 04:25 PM

Sâd:65-70
De ki: “Ben ancak bir uyarıcıyım. Ve O, bir tek ve kahredici, göklerin, yerin ve ikisi arasında olan şeylerin Rabbi, çok güçlü, çok bağışlayıcı olan Allah'tan başka tanrı yoktur.”
De ki: “O; Kur’an, çok büyük, önemli bir haberdir. Siz ondan yüz çeviriyorsunuz. 69Onlar birbirleriyle tartışırken, benim “en üstün şeylerin doldurulduğu; Kur’ân'a dair bir bilgim yok idi. Ancak ben, evet ben apaçık bir uyarıcı olduğum için bana vahyediliyor.”

merdem 10. January 2013 04:08 PM

[COLOR="Blue"]“Bana dua edin, duanızı kabul edeyim! Bana kulluk etmeye tenezzül etmeyenler (kibirlenenler), mutlaka aşağılanmış olarak cehenneme gireceklerdir!” (40 Mu’min: 60).[/COLOR]

Bilgi 10. January 2013 04:51 PM

Tevbe:71
İnanan erkekler ve inanan kadınlar; bunların bazısı bazılarının koruyucu, yol gösterici yakınlarıdırlar. Bunlar herkesçe kabul gören iyi şeyleri emrederler, tüm kötü şeylerden vazgeçirirler, salâtı ikame ederler [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturur, ayakta tutarlar], zekâtı/vergiyi verirler, Allah'a ve O'nun Elçisi'ne itaat ederler. İşte bunlar, Allah onlara rahmet edecektir. Şüphesiz Allah, en üstün, en güçlü, en şerefli, mağlûp edilmesi mümkün olmayan/mutlak galip olandır, iyi yasa koyan, bozulmayı iyi engelleyen/sağlam yapandır.

merdem 11. January 2013 12:27 AM

FUSSİLET 8

MİM

Şüphesiz Allah'a ulaşmayı istemenın gereğini yaşamlarındaki işlevlerini doğru, adaletlı ve barışcıl yaparak uygulayanlar, süreklı olarak karşılıklarını arkası kesilmeden kazanacaklardır!

إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَهُمْ أَجْرٌ غَيْرُ مَمْنُونٍ

İnnellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti lehum ecrun gayru memnûn(memnûnin).

1. inne : muhakkak

2. ellezîne : onlar

3. âmenû : âmenû oldular, Allah'a ulaşmayı dileyenler

4. ve : ve

5. amilû es sâlihâti : işlevlerini barışcıl ve doğru yaptılar

6. lehum : onlar için 7. ecrun : ecir, mükâfat

8. gayru memnûnin : kesintisiz (kesinti olmaksızın)


Saygideger Kardeslerim, böyle bir kopyalama ve yapistirmak helaldir, yoksa? :)

Bilgi 11. January 2013 03:14 PM

İnsân:2-3
Şüphesiz Biz, insanı karışık bir nutfeden oluşturduk. Onu yıpratacağız/yükümlülükler vereceğiz. Bu nedenle onu çok iyi işitici, çok iyi görücü yaptık; iyiyi kötüyü ayıracak bilgileri yollayarak bilgilendirdik. Şüphesiz Biz, ona yolu gösterdik, ister kendisine verilen nimetlerin karşılığını ödeyen biri olsun, ister nankör.

merdem 11. January 2013 03:39 PM

[QUOTE=Bilgi;15247]İnsân:2-3
Şüphesiz Biz, insanı karışık bir nutfeden oluşturduk. Onu yıpratacağız/yükümlülükler vereceğiz. Bu nedenle onu çok iyi işitici, çok iyi görücü yaptık; iyiyi kötüyü ayıracak bilgileri yollayarak bilgilendirdik. Şüphesiz Biz, ona yolu gösterdik, ister kendisine verilen nimetlerin karşılığını ödeyen biri olsun, ister nankör.[/QUOTE]

Gelde Rabbine sükretme. Bizlere akil nasib eden, iyiligi ve kötülügü ayirt ettiren yol gösterici Rabbimize sonsuz hamd olsun. Ne kadar sükretsek az.

Bir düsünüyorumda Rabbimiz bizlere sesleniyor, ademogluna bu kadar deger veriyor, nasil olur da kul Rabbini tanimamazliktan gelir.

Tüm kardeslerime ( tabiiki dileyenlere ) Rabbim yardimci olsun, yolundan ayirmasin.

merdem 11. January 2013 09:14 PM

De ki: "Allah'ın bizim için yazdıkları dışında, bize kesinlikle hiç bir şey isabet etmez. O bizim mevlamızdır. Ve mü'minler yalnızca Allah'a tevekkül etmelidirler." (Tevbe Suresi, 51)

merdem 11. January 2013 09:55 PM

De ki: "Allah'ın bizim için yazdıkları dışında, bize kesinlikle hiç bir şey isabet etmez. O bizim mevlamızdır. Ve mü'minler yalnızca Allah'a tevekkül etmelidirler." (Tevbe Suresi, 51)

merdem 12. January 2013 12:42 AM

BAKARA Suresi/ 255:

Allah'tan başka ilâh yok. Hayy'dır O, sürekli diridir; Kayyûm'dur O, kudretin kaynağıdır. Ne gaflet yaklaşır O'na ne kendinden geçme ne de uyku. Göklerde ne var, yerde ne varsa yalnız O'nun dur. O'nun huzurunda, bizzat O'nun izni olmadıkça, kim şefaat edebilir! O, insanların önden gönderdiklerini de bilir, arkada bıraktıklarını da!... İnsanlar O'nun bilgisinden, bizzat kendisinin dilediği dışında, hiç bir şeyi kavrayıp kuşatamazlar. O'nun kürsüsü, gökleri ve yeri çepeçevre kuşatmıştır. Göklerin ve yerin korunması O'na hiç de zor gelmez. Aliy'dir O, yüceliği sınırsızdır; Azîm'dir O, büyüklüğü sınırsızdır.

sevginur 12. January 2013 05:57 PM

[QUOTE=merdem;15256]De ki: "Allah'ın bizim için yazdıkları dışında, bize kesinlikle hiç bir şey isabet etmez. O bizim mevlamızdır. Ve mü'minler yalnızca Allah'a tevekkül etmelidirler." (Tevbe Suresi, 51)[/QUOTE]

Selamun aleykum ;merdem

Verdiğin ayet gündemde geçen Abdulaziz Bayındır-dersinde kader konusu işlendi..''[B]Allah kişinin kiminle evleneceğini bilemez. diyor [/B]'' Ali imran süresi 14O -142
tevbe süresi 16 ayeti delil veriyor veriyor ne düşünüyorsunuz konu hakkında sevgili kardeşlerimin iştişaresini takip edeceğim inşALLAH
[url]http://www.youtube.com/watch?v=Aiv9sIhZLO4[/url]


hanifler.com ailesini sevgi ve saygılarımla selamlıyorum

merdem 12. January 2013 06:38 PM

[QUOTE=sevginur;15274]Selamun aleykum ;merdem

Verdiğin ayet gündemde geçen Abdulaziz Bayındır-dersinde kader konusu işlendi..''[B]Allah kişinin kiminle evleneceğini bilemez. diyor [/B]'' Ali imran süresi 14O -142
tevbe süresi 16 ayeti delil veriyor veriyor ne düşünüyorsunuz konu hakkında sevgili kardeşlerimin iştişaresini takip edeceğim inşALLAH
[url]http://www.youtube.com/watch?v=Aiv9sIhZLO4[/url]


hanifler.com ailesini sevgi ve saygılarımla selamlıyorum[/QUOTE]

Ve Aleykum Selam Sevginiu Kardesim,

bu konu kuranformu'nda da günün konusu oldu. Arzu edersen tikla, belkide coktan okumussundur :)

[url]http://www.kuranformu.com/forum/index.php?board=1.0[/url]

Benim sahsi düsüncem, Allah'in vasiflari hakkinda bu gibi tartismalar olumsuz geliyor bana. Biz ne düsünürsek, ne dersek Rabbimizin vasiflarindan ne bir eksilme nede bir fazlalasma olur. Allah kimin kimle evlenecegini biliyormu bilmiyormu gibi tartismalar olsa olsa gayb konularidir. Gayb Allah katindadir, O'ndan baskasi bilemez diye büyüklerimiz saygi gösterdiklerimiz devamli anlata gelmislerdir.

Baska bir konu daha var anliyamadigim, kahinler gibi durmadan fikir yürütmek, Allah'in hükümleri hususunda devamli sahsi görüslerini aciklamak, yok efendim Allah zalim olurmuymus, kuluna adaletsiz davranirmiymis...... Yahu Cennet ve Cehennem niyedir o zaman? Zalimlik bunun neresinde?

Adam otobanda hizini alamiyor, bir kac punktu gidiyor, daha olmadi kazaya sebeb verdiyse ehliyetinden oluyor. Kabahat hakimin mi?

Kimse kalkipta unide profesörüne, aman hocam etmeyin be bütün dersleri su gibi biliyorum uzatmaya lüzum yok, verin benim diplomami imtihana lüzum yok diyebilirmi? Olaki gercekten talebe zekinin zekisi olsun, multi zekali olsun, yinede kanuni yoldan imtihandan gecirilmesi lazim. Farzedelimki imtihan ani bir unutkanligi tuttu, dili cözmez oldu. Ne olur o zaman, multi zeka sinifta kalir. Hem hocasi hem de kendi yüzde yüz emin oldugu halde zekasindan sonuc sifir.


Kisacasi haddimizi asiyor /hasa/ bizler Rabbimizi sorguya cekiyoruz. Olacak seymi bu, yoksa benim görüslerimmi kit acaba?

Saygideger büyüklerimiz Türkiye'de olsun, tüm Müslüman devletlerinde olsun bir basörtüsü konusunda, zina cezasinda, zekat biriminde vb. dahi anlasamazken, kendi bildiklerini uygulayamazken, bir bütünlüge ulasamazken, kalkip ta Rabbimiz neler bilir neler bilemez diye tartismalari bir kenara biraksinlar daha hayirli olur. Cözülmesi gereken daha nice dini sorunlarimiz var.

Allah'in Celle ve Celaluhu Ayetlerim apacik anlatilmistir derken, kimse bir sey anliyamaz kavriyamaz oldu nedense. Her kafadan baska bir sesler cikar oldu. Nerde kaldi imanimiz?

Kal saglicakla Kardesim, sonsuz selamlar.

sevginur 12. January 2013 07:03 PM

Verdiğiniz linkte aorskaya ve sizin paylaşılarınızı gördüm hanifler com'la aynı çalışma içinde forumlar sanırım ikisinede iştirak ediyorsunuz kolay gelsin Rabbim ilminizi artırsın....

sevginur 12. January 2013 07:59 PM

[QUOTE=merdem;15275]Ve Aleykum Selam Sevginiu Kardesim,

bu konu kuranformu'nda da günün konusu oldu. Arzu edersen tikla, belkide coktan okumussundur :)

[url]http://www.kuranformu.com/forum/index.php?board=1.0[/url]

Benim sahsi düsüncem, Allah'in vasiflari hakkinda bu gibi tartismalar olumsuz geliyor bana. Biz ne düsünürsek, ne dersek Rabbimizin vasiflarindan ne bir eksilme nede bir fazlalasma olur. Allah kimin kimle evlenecegini biliyormu bilmiyormu gibi tartismalar olsa olsa gayb konularidir. Gayb Allah katindadir, O'ndan baskasi bilemez diye büyüklerimiz saygi gösterdiklerimiz devamli anlata gelmislerdir.

Baska bir konu daha var anliyamadigim, kahinler gibi durmadan fikir yürütmek, Allah'in hükümleri hususunda devamli sahsi görüslerini aciklamak, yok efendim Allah zalim olurmuymus, kuluna adaletsiz davranirmiymis...... Yahu Cennet ve Cehennem niyedir o zaman? Zalimlik bunun neresinde?

Adam otobanda hizini alamiyor, bir kac punktu gidiyor, daha olmadi kazaya sebeb verdiyse ehliyetinden oluyor. Kabahat hakimin mi?

Kimse kalkipta unide profesörüne, aman hocam etmeyin be bütün dersleri su gibi biliyorum uzatmaya lüzum yok, verin benim diplomami imtihana lüzum yok diyebilirmi? Olaki gercekten talebe zekinin zekisi olsun, multi zekali olsun, yinede kanuni yoldan imtihandan gecirilmesi lazim. Farzedelimki imtihan ani bir unutkanligi tuttu, dili cözmez oldu. Ne olur o zaman, multi zeka sinifta kalir. Hem hocasi hem de kendi yüzde yüz emin oldugu halde zekasindan sonuc sifir.


Kisacasi haddimizi asiyor /hasa/ bizler Rabbimizi sorguya cekiyoruz. Olacak seymi bu, yoksa benim görüslerimmi kit acaba?

Saygideger büyüklerimiz Türkiye'de olsun, tüm Müslüman devletlerinde olsun bir basörtüsü konusunda, zina cezasinda, zekat biriminde vb. dahi anlasamazken, kendi bildiklerini uygulayamazken, bir bütünlüge ulasamazken, kalkip ta Rabbimiz neler bilir neler bilemez diye tartismalari bir kenara biraksinlar daha hayirli olur. Cözülmesi gereken daha nice dini sorunlarimiz var.

Allah'in Celle ve Celaluhu Ayetlerim apacik anlatilmistir derken, kimse bir sey anliyamaz kavriyamaz oldu nedense. Her kafadan baska bir sesler cikar oldu. Nerde kaldi imanimiz?

Kal saglicakla Kardesim, sonsuz selamlar.[/QUOTE]

Teşekür ederim merdem samimi isteğimi kırmayıp iştişareye katıldığınız için..

Bana göre Abdulaziz hoca irade konusuna vurgu yapıyor sizin seçeçeğiniz eş adayının tercihi size aittir. Allah a sıgınır İnsan aldığı kararı ancak Allah’ın desteği ile uygular.

Oysa Rabbin dileseydi, elbette yeryüzündekilerin hepsi topluca inanırdı. Artık, inanan kimseler olmaları için, insanları sen mi zorlayacaksın? yunus 99


Bir şeye karar verdin mi Allah’a dayan. Allah kendine dayananları sever. (Al-i İmran 3/159)

geleneksel lehvi mahfuz anlayışı var benim kiminle evleceğim başıma gelen ler önceden yazıldı diyorlar bazı ayetleri delil göstererek ben sizin kadar bilgili değilim bilgide pişmek için çok çalışmak lazım çok gayret etmem lazım şu an için yorumlarım yüzeysel olsada zamanla kavrayacağıma inanıyorum

sevgi ve saygılarımla selamlar

Bilgi 13. January 2013 05:32 PM

Nisâ:36-38
Ve Allah'a kulluk edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ve de anaya-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, akraba olan komşulara, uzaktan komşulara, yanında bulunan arkadaşa, yolda kalanlara, yasalar çerçevesinde himayenize verilmiş kimselere iyilik edin. Şüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen; cimrilik eden, insanlara cimriliği emreden ve Allah'ın kendilerine armağanlarından verdiklerini gizleyen kimseleri ve Allah'a ve âhiret gününe iman etmedikleri hâlde mallarını, insanlara gösteriş yapmak için harcayan kimseleri sevmez. Ve Biz, kâfirlere; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddedenlere alçaltıcı bir azabı hazırladık. Ve şeytan kimin için akran/yakın arkadaş olursa, o ne kötü bir arkadaştır!

merdem 13. January 2013 05:54 PM

[QUOTE=Bilgi;15284]Nisâ:36-38
Ve Allah'a kulluk edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ve de anaya-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, akraba olan komşulara, uzaktan komşulara, yanında bulunan arkadaşa, yolda kalanlara, yasalar çerçevesinde himayenize verilmiş kimselere iyilik edin. Şüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen; cimrilik eden, insanlara cimriliği emreden ve Allah'ın kendilerine armağanlarından verdiklerini gizleyen kimseleri ve Allah'a ve âhiret gününe iman etmedikleri hâlde mallarını, insanlara gösteriş yapmak için harcayan kimseleri sevmez. Ve Biz, kâfirlere; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddedenlere alçaltıcı bir azabı hazırladık. Ve şeytan kimin için akran/yakın arkadaş olursa, o ne kötü bir arkadaştır![/QUOTE]

Eline saglik Kardesim,

birden babami hatirladim, ne demek birden esasinda bol bol hatirlarim. Kendi cocuk coluk derdimden yaninda bulunamadim hayatta iken, ben kücükken o da benim yanimda bulunamamisti tam olarak. Bü gün sana yarin bana misali, kizim da yanimda bulunmak istemiyor. Degirmen misali dönüp duruyor olaylar.

Ben de baska yollardan deniyorum hayirlari. 3 günden beri basinda bir koruyucu dami olmayan birini kolladim, bu gün karli soguk havada bir kapi esiginde yakaladim carsinin orta yerinde. Eve gidip hemen bir kalin uyku tulumu aldim, kendisine götürdüm; ihtiyaciniz olurmu dedim, sevindi ve aldi.

Eve tekrar döndügümde aglamaya basladim, kimbilir dünyanin dört bir yerinde ne kadar yardima ihtiyaci olanlar var, soguktan donanlar, sicaktan bayilanlar, cesitli hastaliklardan sancilardan aci cekenler, bir lokma ekmege muhtac olanlar, elleri ayaklari tutmayanlar... yarim elma gönül alma misali herkes birilerine ikramda bulunsa yeter.

Internetten bir evlatligim var, insaAllah yardimlarim kendisine ulasiyordur.

Dualarimla.

Bilgi 15. January 2013 09:06 PM

Bakara:2-5

İşte bu kitap; kendisinde hiç kuşku yoktur, ıssız yerlerde iman eden, salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumlarını oluşturan-ayakta tutan], kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden Allah yolunda harcama yapan, sana indirilene ve senden önce indirilene iman eden Allah'ın koruması altına girmiş kişiler –ki bunlar, âhirete de kesinlikle inanırlar– için bir kılavuzdur.

İşte bunlar, Rablerinden bir kılavuz üzerindedirler. Yine işte bunlar, kurtulanların, kazançlı çıkanların ta kendileridir.

Bilgi 16. January 2013 09:19 PM

Kıyâmet:36-40
Yoksa o insan başıboş bırakılacağını mı sanır?, ayarlanmış meniden bir nutfe değil miydi? Sonra bir embriyon idi de sonra onu oluşturmuş, sonra da düzene koymuştur; 39ki ondan da iki eşi; erkek ve dişiyi var etmiştir.
Peki, bütün bunları yapan, ölüleri diriltmeye güç yetiren değil midir?

merdem 16. January 2013 09:56 PM

[QUOTE=Bilgi;15360]Kıyâmet:36-40
Yoksa o insan başıboş bırakılacağını mı sanır?, ayarlanmış meniden bir nutfe değil miydi? Sonra bir embriyon idi de sonra onu oluşturmuş, sonra da düzene koymuştur; 39ki ondan da iki eşi; erkek ve dişiyi var etmiştir.
Peki, bütün bunları yapan, ölüleri diriltmeye güç yetiren değil midir?[/QUOTE]

Bizleri öldürdükten sonra tekrar diriltecek olan Allah'a hamdolsun.

merdem 17. January 2013 08:27 PM

En'am Suresi:

116. Ve eğer yeryüzündekilerin çoğunluğuna uyarsan seni Allah yolundan saptırırlar. Çünkü onlar sadece "zann"a uyuyorlar ve sadece saçmalıyorlar.

117. Şüphesiz ki senin Rabbin, kendi yolundan kimlerin saptığını en iyi bilenin ta kendisidir. Ve O, doğru yolda olanları daha iyi bilendir.

Bilgi 19. January 2013 08:01 PM

Rahmân:26-28
Yeryüzünün üzerindeki her kişi gelip geçicidir. Ve o celal ve ikram sahibi Rabbinin bizzat Kendisi baki kalır.
Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?

merdem 19. January 2013 08:02 PM

Ali Imran 156. Ey iman etmiş kişiler! İnkâr etmiş ve yeryüzünde dolaşan yahut gazaya çıkan kardeşleri için, "Yanımızda olsaydılar ölmezlerdi, öldürülmezlerdi" diyen kişiler gibi olmayın. Kesinlikle Allah, bunu, onların kalplerinde bir yara kılacaktır. Ve Allah hayat verir ve öldürür. Ve Allah yaptıklarınızı en iyi görendir."

bartsimpson 19. January 2013 11:06 PM

[QUOTE=sevginur;15278]Teşekür ederim merdem samimi isteğimi kırmayıp iştişareye katıldığınız için..

Bana göre Abdulaziz hoca irade konusuna vurgu yapıyor sizin seçeçeğiniz eş adayının tercihi size aittir. Allah a sıgınır İnsan aldığı kararı ancak Allah’ın desteği ile uygular.

Oysa Rabbin dileseydi, elbette yeryüzündekilerin hepsi topluca inanırdı. Artık, inanan kimseler olmaları için, insanları sen mi zorlayacaksın? yunus 99


Bir şeye karar verdin mi Allah’a dayan. Allah kendine dayananları sever. (Al-i İmran 3/159)

geleneksel lehvi mahfuz anlayışı var benim kiminle evleceğim başıma gelen ler önceden yazıldı diyorlar bazı ayetleri delil göstererek ben sizin kadar bilgili değilim bilgide pişmek için çok çalışmak lazım çok gayret etmem lazım şu an için yorumlarım yüzeysel olsada zamanla kavrayacağıma inanıyorum

sevgi ve saygılarımla selamlar[/QUOTE]

linkteki videoları bir inceleyin belki sorularınıza cevap olur...

[url]http://www.hanifler.com/showthread.php?t=3108[/url]

"bilmek" denilen olgu bir "çıkarımdır" bir "tespittir". zaman, mekan ve duyular ile alakalıdır. bunlara göre bilgi ve bilmek kavramı şekillenir ve değişir....

peki bunların olmadığı bir boyutta (zaman, mekan ve duyular) "bilmek" kavramının ne anlamı olabilir sizce???

ve birde şunu düşünün zaman ve mekan kavramı olmayan bir boyutta, geçmiş, şimdi ve gelecek aynı "an"da oluyor (Lehfi Mafuz denen olgu) ve bunları görüyorsunuz...

videolarda sizin görmeniz ve olaya dahil olmanız ile dışında olmanız arasındaki farkı gösteren çok enteresan tespitler var.

bilimsel olarak Allah kavramı başka nasıl izah edilebilir bilemiyorum...


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 08:07 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam