![]() |
bilgilenmek adına soruyorum, hala cevap alamadım, yanılgıda olduğumu düşünüyorsunu öyleyse siz beni beni aydınlatın ricamdır...
hicr/31 illaa ibliise ebaa en yekuune meas saacidiine.../ hicr/32 kaale yaa ibliisu maa leke ellaa tekuune meas saacidiine.../ hicr/36 kaale rabbi fe enzırnii ilaa yevmi yub asuune.../ hicr/39 kaale rabbi bi maa agveytenii le uzeyyinenne lehum fil ardı ve le ugviyennehum ecmeiine.../ bu ifadelerin anlamı/bize anlattığı nedir, secde edenlerle beraber olmaktan kaçınan [B]iblisin cesaretinin arkasında ne var, rab karşı çıkacağını bilmiyor muydu/habersiz miydi neden sebebini kendisine/iblise soruyor, süre istemesinin sebebi nedir, ne diye beşere bu kadar öfkeli[/B], 39 da iblis ne demek istiyor "[B]bi maa agveytenii[/B] " bu ifadenin anlamı ne, nedir bu "gayy" ki iblis rabbe sen beni bu hale getirdin bende onları bu hale getirecem deme cesaretini kendinde bulmuş, ifadeye göre [B]iblise haddini aştıran rab midir[/B], eğer öyleyse bu muhabbet ne diye... bu kez cevap verin mümkünse... |
[quote]
iki ayeti birlikte ele aldığımızda, "melekler secde etmişlerse, demekki [B]ruha da üflenmiş olmalıdır[/B]" [B]diye sonuç çıkarmak çokmu zordur[/B]? Bunu düşünemediğinizi görmek yerine, ayetlerdeki [B]rabbimizin anlatımını mı kusurlu bulacaksınız[/B]?[/quote] ne demek bu, "ben belirtmedim ama sizde anlayıverin o kadarını aklı boşuna vermedim" mi, böyle mi işliyor mantık... [quote] ruha da üflenmiş olmalıdır [/quote] şu [B]ruha üflemek[/B] nedir, neden ol dendiğinde hepsi aynı anda olmuyorda aşamalı, hikmeti nedir, sizin anladığınız nedir... bu soruyada cevap almak isterim, ricamdır.... rabbin anlatımı ne diye kusurlu olsun, sanatını ortaya koymuş... kusur anlama kapasitesine bağlı olan okuyucularda olmalı, başka seçenek var mı... bu dialoglarda geçenler olsa olsa canlandırmadır/anlatım tekniğidir/kendi indiği zamandaki arap kültürünün, edebiyatının tarzına uygun olandır, tıpkı ayetlerin, kitabın ve cehennemin konuşması gibi.... yoksa o konuşanlar gerçekten ayetler, kitap, cehennem mi.... |
[quote][B]Rabbimizin anlatımına[/B], benim anlatımım zannıyla "fırıncı" nitelemesini yöneltmeden önce, onu anlamaya çalışın.[/quote]
"fırıncı" nitelemesi sizin anlayışınızadır, adıma yönlendirme olmasın mümkünse... bu dialoglarda geçen ifadeleri tıpkı diğer örneklerdekine benzer şekilde "ayetlerin, kitabın ve cehennemin konuşması" gibi "canlandırma/anlatım tekniği/kendi indiği zamandaki arap kültürünün, edebiyatının tarzına uygun ifade şekli" olarak algılamadıkça anlatımın kişilerin beyninde oluşan hali "fırıncının ekmek pişirme aşamalarından" öteye geçmez.... nitekim "görünmeyen ama sağdan soldan sokulup kötülük fısıldayan yapılan hertürlü pisliğin ardında günah keçisi seçilen fedakar hayali varlıklar" türemiş... |
[QUOTE=Fers;13047]
bende aynı şeyi düşünüyorum... sizin inancınızda ki rab, kendi yarattıklarınla oturur muhabbet eder, onlar kendisine akıl verir, posta koyar, "senin kullarını şu vakte kadar şaşırtacam yoldan çıkaracam var mısın iddiaya" der misali diyaloglara girer... ve bunların hepsi birer canlandırma, anlatım sanatı ifadelendirme olamaz hepsi yaşanmış bitmiş gerçek.... [/QUOTE] Selamlar, 1- Benim yorumlarımda, anlatımlarımda rabbimizin, yarattıkları ile muhabbet ettiğini, onların kendisine akıl verdiğini, posta koyduğunu, çağrıştıran bir kısım bulamazsınız. Bunları iddia edebilmeniz için, rabbimizin onların dediklerini dikkate alıp, onların istediklerine uygun davranması gerekir. Ama, dikkat ederseniz, melekler bilgilenmek amacıyla soru soruyorlar ve cevaplarını aldıklarında, özürlerini diliyorlar. İblis, isyan ediyor, hatasından da dönmüyor ve bunun üzerine kovuluyor. Şimdi burada nerede muhabbet, akıl verme ve posta koyma vardır. İblis, secde emrine karşı gelse dahi, rabbimize kafa tutabiliyormu, yoksa ondan izinmi istiyor? Bunlar üzerinde yeteri kadar düşünmüyorsunuz. Bir de benim anlayamadığım bir kabulünüz var, onu da cevaplandırırsanız sevinirim. Sizler, meleği insanların melekesi, yani gücü, kuvveti, yani insanın bir özelliği, elemanı kabul ederek, ayrı bir varlık olmadığını düşündüğünüzden, ayetlerin bu anlatımını gerçek kıssalar olarak kabul edemiyorsunuz. Ancak, melek, cin, şeytan, iblisin ayrı varlık olmamasına, insanın kendine mahsus olmasına rağmen, meleklerin sorusunu ve iblisin başkaldırmasını senaryo, tiyatral anlatım, yani gerçekte olmayan şeylerin gerçekleşmiş gibi yada gerçekleşebilecek şeyler olması şeklinde anlatımını nasıl kabul edebiliyorsunuz? 2- Birinin, bir şeyi gerçekte yapmamışsa bile (ki sizin iddianızdır), yapabileceği anlatılıyorsa ve siz buna inanabiliyorsanız, bunu gerçekte yapmış olacağına niçin inanamıyorsunuz? 3- Anlatılanların gerçek kıssalar olmayıp, tiyatro anlatım olduğuna dair sizin delilleriniz nelerdir? Rabbimiz, bir taraftan "ey insanlar, ben kuranı hepinizin kolayca anlayacağı şekilde ve eksiksiz indirdim" diyecek, diğer taraftanda, kıssaları okuduğunda onları gerçek kabul edecek insana, "dur bakalım, onlar gerçek değil ama, olabilecek durumlardır, ben de size ihtimaller anlatıyorum" anlamında tiyatro yapacak öylemi? Buna gerçekten inanıyor ve savunuyorsanız, aksini anlatabilmek zaten mümkün olmazki! selamlar, aorskaya |
Sayın Fers.
İlgili ayetlere toplu bir bakışta, insan ve dolayısı ile insana bağlı/rölatif meleklerin yeryüzünde ilk görülüşünden cennet ve cehenneme sevkine kadar geçen zaman aralığındaki dünya yaşamından iki kesit verilmiş olduğunu görürüz. Bu iki kesitte olgu, bir tiyatro sahnesinde oynanan bir oyun gibi verilmiş ve Allah ile melekler kişileştirilerek insan gibi konuşturulmuş ve Kur'an'daki çeşitli bölümlerde verilmiş insan hayatı gözler önüne serilmiştir. İki sahneli bir tiyatro oyunu gibi verilmiş iki kesit şunlardır. a) Yaratılış, b) Halife atanması. Ayetler şunlardır(eksiğim olabilir): Hicr:26.....; Secde:7....; Saffat:11; Müminun:12....; Embiya:30; Furkan:54; Mürselat:20; Nur:25; Hacc:5; Mümin:67; Kehf:37; Kıyamet:36...; Nuh:14; İnfitar:6....; Abese:19; Nisa:1...; Araf:189....; Zümer:6; Nahl:78; Mülk:2....; Müminun:78; İnsan:1...; İnsan:28; Sad:71...; Isra:85; Bakara:30...; Araf:11; Isra:61; Ta-Ha:116. Şimdi soru şu? 1-İlk yaratılanın formu/şekli nasıldır ve yaratılış ertesi, üreme nasıl olmuştur? 2-Rölatif/insana has meleklerin hepsi mi yaratılışta yaratılmışa bağlanmıştır; yoksa bağlanmaları zamana mı yayılmiştır; yoksa bir defada bağlanıp zaman içinde sıra ile mi faaliyete geçirilmiştir? Sayın Fers, aydınlanmayı sağlayacak bazı sorular da sırada. Bu sorular sınama bakımından değil, Kur'an'daki bilgileri sıralayıp, analiz edip bilinçlenmeyi sağlamaya yönelik. Ayetleri toplu olarak vermemin sebebi de bu. Çünkü 16 sayfadır hiç bir gelişme yok! Saygılarımla. Galip Yetkin. |
Kurandaki -BİZ- atıfı ve nasıllıgı dusunuldukten sonra iblisin karsı cikmasi ve nasil mumkun olabilir sorusu belki aciklanabilir. Bu baglamda
Hicr 23 1. ve innâ : ve muhakkak biz 2. le nahnu : mutlaka biz, sadece (kesinlikle) biz 3. nuhyî : hayat veririz, yaşatırız 4. ve numîtu : ve öldürürüz 5. ve nahnu : ve biziz 6. el vârisûne : varisler Ve kaf 16 1. ve lekad : ve andolsun 2. halaknâ : biz yarattık 3. el insâne : insan 4. ve na'lemu : ve biz biliriz 5. mâ : ne, şey 6. tuvesvisu : vesveseler verir 7. bi-hi : ona 8. nefsu-hu : onun nefsi 9. ve nahnu : ve biz 10. akrebu : daha yakın 11. ileyhi : ona 12. min habli : damardan 13. el verîdi : can damarı, şahdamarı Ve bakara 186 1. ve izâ : ve olduğu zaman, olunca 2. seele-ke : sana sordu 3. ıbâdî : kullarım 4. an-nî : benden 5. fe innî : o zaman muhakkak ki ben 6. karîbun : yakın 7. ucîbu : icabet ederim, karşılık veririm 8. da'vete : davet, dua 9. ed dâi : davet eden, dua eden 10. izâ : olduğu zaman, olunca 11. deâ-ni : beni davet etti, çağırdı 12. fe : artık, o halde 13. el yestecîbû-lî : onlar bana icabet etsinler 14. ve li yu'minû bî : ve bana âmenû olsunlar 15. lealle-hum : umulur ki böylece onlar 16. yerşudûne : irşada ulaşırlar, irşad olurlar Belki yardimci olabilir. Sevgiler |
Kaf 16 daki "min habli el veridi" ibaresinin anlami icin cekincem var. Soyleki
Habli ifadesi genellikle ip olarak cevrilir. Allah in ipi: Ali imran 103 Baglanmak: Ali imran 112 Mesed den ip: Tebbet 5 Damar: Kaf 16 ??? Varid-verid Sucu/kesifci: Yusuf 12 Varmak/ulasmak: Meryem 71 Girmek/ulasmak: Enbiya 98 Sahdamari: Kaf 16??? |
selam
[quote]Rabbimiz, bir taraftan "ey insanlar, ben kuranı [B]hepinizin kolayca anlayacağı şekilde ve eksiksiz indirdim[/B]" diyecek, diğer taraftanda, kıssaları okuduğunda onları gerçek kabul edecek insana, "dur bakalım, onlar gerçek değil ama, olabilecek durumlardır, ben de size ihtimaller anlatıyorum" anlamında tiyatro yapacak öylemi?[/quote] yazılanlardan kopuk olduğunuzu, okumadığınız ya da okuduğunuzu anlamadığınızı düşünüyorum... [quote]bu dialoglarda geçen ifadeleri tıpkı diğer örneklerdekine benzer şekilde "ayetlerin, kitabın ve cehennemin konuşması" gibi "canlandırma/anlatım tekniği/[B]kendi indiği zamandaki arap kültürünün, edebiyatının tarzına uygun ifade şekli[/B]" olarak algılamadıkça anlatımın kişilerin beyninde oluşan hali "fırıncının ekmek pişirme aşamalarından" öteye geçmez....[/quote] indiği dönemde [B]şahitli muhatablarına[/B] en iyi şekilde ifade eden olarak tasarlanmış olmalı, olması gereken bu.... sizin,benim,günümüzün anlamamasının/anlamakta zorlanmasının sebebi bu, gayet doğal... [B]bizler şahitli muhatablar değiliz[/B], o zamanki araplar değiliz, onların deyimlerinden, atasözlerinden, kültüründen dillerinden, yaşam tarzlarından, neyi nasıl anladıklarından haberdar değiliz ki buna [B]günümüzün arapları da dahil[/B]... siz cehennemin, ayetlerin, kitabın vs...konuşabileceğini düşünüyorsanız eyvallah, sizin için kur an açık ve net/mübin ne mutlu size... üzgünüm ben o kapasitede değilim, olmak isterdim ama değilim... |
[quote]
Şimdi soru şu? 1-İlk [B]yaratılanın[/B] formu/şekli nasıldır ve yaratılış ertesi, üreme nasıl olmuştur?[/quote] adem/beşer yaratılan mıdır yaratılanlar mıdır, ademin kendisi ve öncesi ne olaki melekler hakkında olumsuz ifadeler kullanabilmiş.... toplu olarak yeryüzünde erkekli dişili kavmler halinde şu an ki formumuzda oluşturulmadığımızın delili var mıdır, neden aşamalı olsun, şart mıdır, zaten haberdar diil iken aşamalı olmasının bize vereceği dersten bize ne.... |
Habli el varidi ulastırıcı/götürücü ip tir. Şahdamarı ibaresini tam karşılık olarak görmüyorum.
Birde tabi Hakka 46 var: 1. summe : sonra 2. le kata'nâ : mutlaka keserdik 3. minhu : ondan 4. el vetîne : can damarı Burada kesilecek olanında bildiğimiz bir damar olmadığı apaçık ve kelimemiz vetine. Varid???? |
Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 08:29 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam