hanifler.com Kuran odaklı dindarlık

hanifler.com Kuran odaklı dindarlık (http://www.hanifler.com/index.php)
-   92.Nisa Suresi (http://www.hanifler.com/forumdisplay.php?f=531)
-   -   Nisa Suresi (http://www.hanifler.com/showthread.php?t=1710)

Hasan Akçay 10. February 2018 01:37 PM

Karşılaştırmak
için


[QUOTE=Hasan Akçay;22473]

Nisâ 24:

Ve kadınların korunanları... ama yeminleriniz kime malikse onlar hariç.
Vel muhsanâtu minen nisâi... illâ mâ meleket eymânukum.

Allah size yazdı
kitâb allâhi aleykum.

Neyi yazdı?

4:23'teki kadınların size haram olduğunu yazdı -hurrimet aleykum,
bütün ötekilerin ise helal olduğunu -uhille lekum mâ verâe zâlikum.

Ve madem "yeminleriniz kime malikse onlar"ın bakımını üstlenecek kadar varlıklısınız
siz "muhsenât"ı eş almaya güç yetirirsiniz, o halde "muhsenât"ı eş alın.
Kendi "yeminlerinizin malik oldukları"nı SiZ eş almayın çünkü onların ailelerisiniz siz ve onlar sizin genç kızlarınız -feteyâtikum.

Onları
sizin toplumunuzdan olan yoksullar eş alsınlar
o kızların aileleri olan sizin izninizle.

Tıpkı 18'in altındaki biyolojik kızlarınız gibi
evenirken size BAĞLI kimselerdir onlar.

Sırf sizin izninizle evleniyorlar diye
18'in altındaki öz kızlarınız [COLOR="Blue"]cariye[/COLOR] midir ki
"meleket eymân"ınız cariye olsun?!


Nisâ 25:

İman etmiş BAĞIMSIZ "muhsenât"ı eş almaya güç yetiremiyenleriniz
yeminlerinizin malik olup size BAĞLI kıldığı imanlı genç kızlarınızı eş alsınlar... kız ailelerinin izni ile
fe min mâ meleket eymânukum min feteyâtikumul mu’minât... bi izni ehlihinn.[/QUOTE]

Nisâ 24:

Diyanet: (Savaş esiri olarak) sahip olduklarınız hariç, [COLOR="Red"]evli[/COLOR] kadınlar (da) size haram kılındı. (Bunlar) üzerinize Allah'ın emri olarak yazılmıştır. Bunların dışında kalanlar ise... size helâl kılındı.

H Yılmaz: yeminlerinizin sahip oldukları hariç, [U]muhsan kadınlar[/U] [[COLOR="Red"]nikahlı[/COLOR][B]*[/B] kadınlar] da [B]haram[/B] kılındı. Bunlar Allah'ın üzerinize yazdığıdır. Bunların dışında... muhsanlaşacak [evlenecek] kadın aramanız size helâl kılındı.

Nisâ 25:

Diyanet: Sizden kimin, hür mü’min kadınlarla evlenmeye gücü yetmezse sahip olduğunuz mü’min genç kızlarınızdan ("[COLOR="Blue"]cariye[/COLOR]"lerinizden) alsın... sahiplerinin izniyle onlarla evlenin.

H Yılmaz: Ve sizden her kim [COLOR="Blue"]hür[/COLOR] mü’min kadınları nikâh edecek bir zenginliğe gücü yetmiyorsa, ona da, yeminlerinizin mâlik olduğu, mü’min genç kızlarınızdan nikâhlamak var... yakınlarının izniyle onları [yeminlerinizin mâlik olduklarını] nikâhlayın.

__________________________________________________

[B]*[/B]Görüldüğü üzere...

Hakkı Yılmaz'a göre muhsan kadınlar [COLOR="Red"]nikahlı[/COLOR] kadınlar olup müminlere [B]haram[/B] kılınmışlardır,
ama Kuran dışıdır bu iddia
yani muhsan kadınlar pek âlâ bekar olabilirler ve müminlere [B]helal[/B] kılınmışlardır,
örneğin ehli kitabın muhsan kadınları -[U]muhsenât[/U]u min ellezîne ûtûl kitâb (5:5).
.

Hasan Akçay 13. February 2018 04:09 AM

Vel muhsenâtu minen nisâi illa [U]mâ meleklet eymânukum[/U].

AKIL ve vicdan
şunu reddeder:

Nisâ 24'teki bu ifade yani [U]yeminlerinizin malik olduğu kadınlar[/U]
[COLOR="Blue"][B]hür[/B][/COLOR] olmayan EVLi kadınlardır ve inanan erkeklere helal kılınmışlardır
çünkü savaşta esir aldığınız kadınların önceki evlilikleri geçersizdir.

Kuran'da bu iddiayı haklı kıldığı öne sürülebilecek tek ayet var:
mu’minâtu muhâcirât (göçmen mümineler) hakkındaki Mümtehine 10.

O ayet ise
bırakın iddiaya bahane edilmeyi, iddianın kendisini reddediyor
çünkü o ayete göre anılan kadınların siz inanan erkeklere helal olması için
kafir ailelerinden [B]hukuken[/B] koparılmaları yani boşanmaları şarttır:

ve harcadıklarını geri verin
ve âtûhum mâ enfekû

Açık ve net,
hukuken anlaşıyorsunuz o kadınların kocaları ile
ki kocalık hakları kalmasın kadınların üzerinde.

Kısacası
boşanmıştır o göçmen mümineler,
BEKAR kadınlardır.

Kuran'da evli kadınları eş almaya bahane yapılabilecek hiç ama hiç bir ayet yok.
.

galipyetkin 13. February 2018 09:48 AM

Allah'ım.
Ne olursun benim aklımı, fikrimi, dinimi korumama yardımcı oluverir misin?!!!!

"Benim yazdıklarıma karışma!!!!!"

Nasıl karışmayacakmışım?
Saptırmalara göz mü yumacağız??!!

[QUOTE=Hasan Akçay]anılan kadınların siz inanan erkeklere helal olması için
kafir ailelerinden hukuken koparılmaları yani boşanmaları şarttır:

ve harcadıklarını geri verin
ve âtûhum mâ enfekû

Açık ve net,
hukuken anlaşıyorsunuz o kadınların kocaları ile
ki kocalık hakları kalmasın kadınların üzerinde.[/QUOTE]

Bundan daha açık olarak "kadının evliliğini para ile satın alıp, kocasından para karşılığı transfer etmek" başka nasıl olur?
1. etap: herifin harcadıklarını geri veriyorsunuz; (..ve harcadıklarını geri verin...)
2. etap: böylece kocalık hakları kalmıyor; (...ki kocalık hakları kalmasın kadınların üzerinde...)

Sizler ne yaparsanız yapın ama, sizlerin mal olarak nitelediği kadınların "satım bedeli" olarak nitelediğiniz mehirlerini verirken, biz işçinin maharetlerine karşı uygun bir ödeme(sadukat) yapılması gerektiğinin ayetlerde geçtiği kanaatını taşıyoruz.

Sizler, 'nisa'yı 'karı' bilenler bu anlayışları ile 'karı'ları alıp satılan mal gibi görüp, değer biçiyor, heriflere sattırdığınızdan söz hakkı olmayan karıları kocasından satın alıyorsunuz
Bizler ise ayet anlayışlarımızda;
'nisa'yı işçi, 'mehir'i de maharet bilip, bir işçinin maharetine bir işveren olarak ihtiyaç bulunduğunda değerini kararlaştırarak, önceki sahibinden/işvereninden, ona yapıp da tahsil edemediği masraflarını vererek işçilik maharetleri sebebiyle transfer ediyoruz.

Ne yaparsın işte...
Anlayış farkı......

Saygılarımla.
Galip Yetkin

Hasan Akçay 13. February 2018 10:22 AM

Mümtehine 10 (Yaşar Nuri Öztürk):

Ey iman sahipleri! Mümin kadınlar hicret ederek size geldiklerinde onları imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir ya! Eğer onların mümin hanımlar olduklarını anlarsanız, onları kâfirlere döndürmeyin. Ne bu mümin kadınlar o kâfirlere helaldir ne de o kâfirler bunlara helaldir. [B]Bu kadınlar için harcadıklarını o kâfirlere geri verin[/B]. Mehirlerini kendilerine verdiğiniz takdirde, bu kadınları nikâhlamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Kâfir(e)lerin iffet ve nikâhlarına yapışmayın. [U]Kâfirlere gitmeyi yeğleyen kadınlar için harcadıklarınızı onlardan geri isteyin[/U]; [U]onlar da (kafirler de) size gelen mümin kadınlar için harcadıklarını geri istesinler[/U]. Bu, Allah'ın hepinize buyruğudur. Aranızda hüküm veriyor. Allah Alîm'dir, Hakîm'dir.

galipyetkin 13. February 2018 11:24 AM

[B]Bu kadınlar için harcadıklarını o kâfirlere geri verin.[/B]

Bunu kara kara, insanın gözüne sokmak için yazmanın manası ne ki?

Heriflerin "kafir" diye haklarını yemeyin, işçiye kalifiye hale gelinceye kadar yaptıkları masrafları varsa ödeyin denmekte.

Yaşar Nuri Öztürk; tabii ki değerli idi ama her dediği doğru değildi ki; aynı buradaki gibi. Ne yani, O öyle dedi diye "nisa" kelinesine işçi değil de kadın mı diyeceğiz.
Allah... Allah...

Temmuz ayında futbol piyasasında neler olduğunu biraz gözlemleyin isterseniz.

Saygılarımla.
Galip Yetkin

Hasan Akçay 13. February 2018 12:07 PM

Yaşar Nuri Öztürk'ün çevirisini alıntıladım
çünkü onun çevirisindeki şu ifadeler ASLI GiBiDiR
yani Arapça metinde ne deniyorsa o:

Ne [U]bu mümin kadınlar[/U] o kâfirlere helaldir ne de o kâfirler bunlara helaldir.

Arapça: lâ hunne hıllun lehum ve lâ hum yehıllûne lehunn
Diyanet: [U]müslüman hanımlar[/U] kâfirlere helâl değillerdir. Kâfirler de müslüman hanımlara helâl olmazlar.

Karşılaştırınca görüyorsunuz:
Diyanet "müslüman kadınlar" deyip genelleme hatasına düştüğü halde
Y N Öztürk genelleme yapmamış, "Bu mümin kadınlar" demiş.

Konu
elbet "o göçmen mümineler"dir
ve onların kafir aileleridir.

Hasan Akçay 15. February 2018 07:39 AM

[COLOR="Green"]VE el muhsanâtu minen nisâi illâ mâ meleket eymânukum, kitâballâhi aleykum, ve uhille lekum mâ varâe zâlikum en tebtegû bi emvâlikum muhsinîne gayra musâfihîn. Fe mâstemta’tum bihî minhunne fe âtûhunne ucûrehunne farîdah. Ve lâ cunâha aleykum fîmâ terâdaytum bihî min ba’dil farîdah. İnnallâhe kâne alîmen hakîmâ[/COLOR].

Nisâ 24 (benim yapmaya çalıştığım çeviri denemesi):

[I]VE kadınların korunanları… ama yeminlerinizin malik oldukları hariç. Allah’ın size yazdığı budur. Bütün ötekiler size helal kılındı ki iffetinizi koruyup uygunsuz davranmaktan uzak durarak onlara mallarınızla ulaşmaya çalışın. Ve eşleriniz olarak kendilerinden yararlanmanıza karşılık mehir onların hakkıdır, mehirlerini verin. Ama mehiri belirlemenizden sonra rızalaşmanız da caizdir. Bilendir Allah, bilgedir. [/I]


Arapça metnin başındaki VE
üsluba güzellik katıyor,
bir önceki ayete atıf yapmıyor.

Zaten VE bağlacı [B]zorunlu olarak[/B] atıf yapar diye bir kural yok. Örneğin Nûr 32’nin başında da var VE… ama Nûr 31’in konusu ziynetler olduğu halde Nûr 32’nin konusu evlendirmek… Alâkası yok.

Nûr 32’nin başındaki VE
31’e atıf yapmıyor.

Nûr 32'nin konusu
31’in devamı değil.

Tıpkı bunun gibi
Nisâ 24'ün konusu
23’ün devamı değil.

Nisâ 23’ün konusu size haram kılınmış olan kadınlardır –[COLOR="Green"]hurrimet aleykum[/COLOR],
24’ün konusu ise size helal kılınmış olanlar –[COLOR="Green"]uhille lekum[/COLOR].
Ama yeminlerinizin malik oldukları hariç... onlar SiZE haram
çünkü siz onların ailelerisiniz, onlar SiZiN genç kızlarınız –[COLOR="Green"]feteyâtikum[/COLOR] (Nisâ 25).

Sayın Hakkı Yılmaz dahil birilerinin iddiasının aksine,
yeminlerinizin malik olduğu EVLi kadınlar size helal değildir.

İffeti korunan kadınlar
ister BAĞIMSIZ (muhsan) olsunlar ister size BAĞLI (mâ meleket eymânukum)
eğer EVLi iseler size haram kılınmışlardır, EVLi kadınlarla evlenemezsiniz.

galipyetkin 15. February 2018 04:33 PM

Hanım Efendiler, Bey Efendiler.

İster kelimeleri benzer mânâlıları/sinonimleri ile değiştirin, ister cümle kurulumunu yeniden düzenleyin
"nisa"ya karı,
"mehir'e" bilmem ne parası deyin;
ister onlara para, ister mallarınızla ulaşmaya çalışın;
konu "karı" ve "kendilerinden yararlanma" olunca........
hiçbir değişikliğe uğratamazsınız meallerdeki böyle yanlış ifadeleri.
Para ile satın alınan veya "kendilerinden yararlanma amaçlı olarak yaklaşılan "nisa olarak nitelenen karı"lar her zaman "mal" olup, hiç bir zaman hayat arkadaşı, eş, zevce değildır.

Bir de:
"nisa"ya emek/emekçi/iş/işçi;
"mehir"e maharet anlamını yükleyin.
Merak etmeyin dinden çıkmaz, bilakis düzgün bir anlam elde edersiniz.

Artık yeter. Dilimde "tüy bitti".

Saygılarımla.
Galip Yetkin

Hasan Akçay 15. February 2018 05:38 PM

[COLOR="Green"]Ve men lem yestetı’ minkum tavlen en yenkıhal muhsanâtil mu’minâti fe min mâ meleket eymânukum min feteyâtikumul mu’minât. Vallâhu a’lemu bi îmânikum. Ba’dukum min ba’d, fenkihûhunne bi izni ehlihinne ve âtûhunne ucûrehunne bil ma’rûfi muhsanâtin gayra musâfihâtin ve lâ muttehızâti ahdân, fe izâ uhsinne fe in eteyne bi fâhışetin fe aleyhinne nısfu mâ alâl muhsanâti minel azâb. Zâlike li men haşiyel anete minkum. Ve en tasbirû hayrun lekum. Vallâhu gafûrun rahîm.[/COLOR]

Nisâ 25:

[I]İffeti korunan müminelerin bağımsız olanlarını eş almaya güç yetiremeyenleriniz için yeminlerinizin size bağladığı genç kızlarınız var. İmanınızı Allah bilir ama birbirinizdensiniz siz. Onları ailelerinin izni ile eş alın ve örfe uyan mehirlerini kendilerine verin. Onlar da iffetlerini korusunlar, uygunsuz davranmasın ve gizli dost edinmesinler. Korunmaktalarken eğer uygunsuz davranırlarsa onların cezası bağımsız olanların yarı cezasıdır. Darlanıp endişeye kapılanlarınız içindir bu. Ama iyiliğinize olan, dayanmanızdır. Esirgeyip bağışlayandır Allah.[/I]

galipyetkin 17. February 2018 10:51 AM

Bu:
Nisa-25. ayet'in açılımı:

1. ve men : ve kim, kimin
2. lem yestetı' : gücü yetmez
3. min-kum : sizden, içinizden
4. tavlen : güç, bolluk, zenginlik
5. en yenkıha : nikâh yapmak
6. el muhsanâti : iffetli, namuslu, hür kadınlar
7. el mu'minâti : mü'min kadınlar
8. fe : o zaman
9. min mâ meleket : sahip olunanlardan
10. eymânu-kum : elinizin altında olan (cariyeleriniz)
11. min feteyâti-kum : sizin genç cariyelerinizden
12. el mu'minâti : mü'min kadınlar
13. ve allâhu : ve Allah
14. a'lemu : en iyi bilen
15. bi îmâni-kum : sizin imânınızı
16. ba'du-kum : sizin bazınız, bir kısmınız
17. min ba'dın : bazısından, bir kısmından (birbirinizden)
18. fenkihûhunne (fe inkihû-hunne) : öyle ise onları nikâhlayın
19. bi izni : izni ile
20. ehli-hinne : onların sahipleri, aileleri
21. ve âtû-hunne : ve onlara verin
22. ucûre-hunne : onların ücretlerini (mehirlerini)
23. bi el ma'rûfi : ma'rufla, iyilikle, örf ve adete uygun olarak
24. muhsanâtin : iffetliler, namuslu kadınlar
25. gayra : olmaksızın
26. musâfihâtin : zina etmek
27. ve lâ muttehızâti : ittehaz etmeyenler, edinmeyenler
28. ahdânin : gizli dostlar, metresler
29. fe : fakat
30. izâ uhsinne : evlendirildiği zaman
31. fe : öyle, olduğu halde
32. in eteyne : eğer gelirlerse (yaparlarsa)
33. bi fâhışetin : zina, fuhuş, kötülük
34. fe aleyhinne : o taktirde onlara
35. nısfu : yarısını
36. mâ alâ : ...'a olan şey
37. el muhsanâti : evli kadınlar
38. min el azâbi : azaptan
39. zâlike : işte bu
40. li men haşiye : korkan kimse için
41. el anete : sıkıntı, fücur, günah
42. min-kum : sizden, içinizden
43. ve : ve
44. en tasbirû : sabretmeniz
45. hayrun : daha hayırlı
46. lekum : sizin için
47. ve allâhu : ve Allah
48. gafûrun : gafûrdur, mağfiret edendir
49. rahîmun : rahîmdir

Bu:
Yaşar Nuri Öztürk'ün anlayışı:

" İnanmış hür kadınları nikâhlama genişliğine gücü yetmeyeniniz, ellerinizin altındaki genç, mümin köle kızlarından biriyle evlensin. Allah sizin imanınızı daha iyi bilir. Hep birbirinizdensiniz. O halde onları, ailelerinin izniyle nikâhlayın. Gizli dost edinmeyerek, zinadan uzak kalarak, iffetli hanımlar olmaları şartıyla onların mehirlerini örfe uygun bir biçimde verin. Evliliğe geçtikten sonra bir fuhuş yaparlarsa onlara, hür kadınlara uygulanan cezasının yarısı uygulanacaktır. Bu, köle ile evlenme yolu, günaha ve sıkıntıya girmekten korkanınız içindir. Sabretmeniz sizin için daha hayırlıdır. Allah çok affedici, çok merhametlidir."

Yukarıda da Sayın Akçay'ın anlatımı var.

"iffeti koruyanıyla", " müminelerin bağımsız olanlarını eş almaya güç yetirmesiyle" "kölesiyle", "inanmış hür kadınıyla", "ellerinizin altındaki mümin köle kızıyla"
ifadeleri ile meallerde ne anlatılıyor? Lütfen bir dost açıklaya bilir mi?

Diyelim ki askerden gelmiş ve iş sahibi bir oğlum var ve bir yuva kurmak, evlenmek istiyor. Kitap bu günüme, bana hitap ettiğine göre şimdi ben ona na diyeyim?
-"Oğlum. Bizim kölemiz yok ki", yahut "elimizin altında bir stepnemiz yok ki"
mi diyeyim?

Bir de o kız evlendikten sonra yabancılarla aşırı cinsel ilişkiyi alışkanlık haline getirmedi de iki kere uygunsuz davrandı. Yutacak mıyız?

Yaşar Nuri Öztürk "...bir fuhuş yaparlarsa..." diye yazmış. "bir fuhuş" ne demek.

Niye imtiyazlı (yarı yarıya) ceza.
Bu tek başına işlenen bir eylem değil. Ortağına niye ceza yok

Fahşa/fuhuş kelimesinin mânâsı aşırı hukuksuz cinsel ilişki mi?

Lütfen bir bilen açıklayabilir mi?
Teşekkürler.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 12:34 PM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam