hanifler.com Kuran odaklı dindarlık

hanifler.com Kuran odaklı dindarlık (http://www.hanifler.com/index.php)
-   Kuran Merkezli ve Allah odaklı iman! (http://www.hanifler.com/forumdisplay.php?f=463)
-   -   Hergün Bir Ayet.... (http://www.hanifler.com/showthread.php?t=9)

khaos 6. February 2013 02:06 AM

ANKEBÛT 69
Bizim uğrumuzda didinenleri biz, yollarımıza elbette ulaştıracağız. Allah, güzel düşünüp güzel davrananlarla mutlaka beraberdir.

Bilgi 6. February 2013 08:22 PM

Ahkâf:15
Ve Biz insana, ana ve babasına iyileştirmeyi-güzelleştirmeyi yükümlülük olarak ulaştırdık.
Anası onu zahmetle taşıdı ve zahmetle bıraktı/ doğurdu. Ve onun taşınması ve ayrılması otuz aydır. Sonunda insan, olgunluk çağına ulaştığı ve kırk seneye geldiğinde: “Rabbim! Bana ve anama- babama ihsan ettiğin nimetlerine karşılık ödememi ve Senin hoşnut olacağın sâlihi işlememi sağla. Benim için soyumun içinde düzeltmeler yap/s âlih kimseler ver. Şüphesiz ben Sana yöneldim. Ve ben şüphesiz müslümanlardanım” dedi.

merdem 7. February 2013 06:15 AM

TEVBE / 100:


[SIZE="3"][COLOR="Blue"]Muhacir, Ensar ve onlara iyi yolda tabi olanlardan ilk önce koşanlardan Allah hoşnut olmuştur. Onlar da Allah'tan hoşnut olmuşlardır. Allah onlara altlarından ırmaklar akan ve içinde ebedi kalacakları cennetler hazırlamıştır. İşte en büyük mutluluk budur.[/COLOR][/SIZE]

sevginur 7. February 2013 01:04 PM

[CENTER] [B]Bizi, üzerlerine gazap dökülmüşlerin ve şaşkınlığa saplanmışların yolunun dışındaki, kendilerine nimet sunduklarının yolu olan dosdoğru giden yola ilet!

Fatiha süresi 6,7.[/B][/CENTER]

Bilgi 7. February 2013 06:43 PM

Nebe:38-40
İndirilmiş âyetler ve vahiy, tanık olarak saf saf dikildikleri gün, Rahmân'ın [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah'ın] izin verdikleri dışında hiç kimse konuşamaz. Ve o izin verilen, doğruyu söyler: “İşte bu, hak gündür. Artık dileyen Rabbine bir sığınak edinir. Şüphesiz Biz sizi yakın bir azap ile uyardık.” O gün, kişi iki gücünün/mal ve çevresinin ne takdim ettiğine bakar/yaptıklarıyla yüz yüze gelir ve kâfir; Allah'ın ilâhlığını ve
rabliğini bilerek reddeden kişi: “Ah ne olaydı, ben bir toprak olsaydım” der.

merdem 7. February 2013 08:12 PM

AL-İ İMRAN SÛRESİ


[COLOR="DarkRed"][SIZE="3"]85. Ve kim İslâm'dan başka bir din ararsa, o takdirde hiç bir zaman ondan kabul edilmeyecektir. Ve o [İslâm'dan başka din arayan kimse], âhirette zarar edenlerden olacaktır.[/SIZE][/COLOR]

sevginur 7. February 2013 09:11 PM

[B][CENTER]De ki: “Ey insanlar! Şüphesiz ben, göklerin ve yerin mülkü Kendisinin olan, Kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayan, hem dirilten hem öldüren Allah'ın, size, hepinize gönderdiği elçiyim. O hâlde doğru yolu bulmanız için Allah'a ve O'nun sözlerine iman eden, Ümmî Peygamber olan Elçisi'ne iman edin ve o'na uyun.”

[/B]

(A’af/158)[/CENTER]

sevginur 8. February 2013 04:40 AM

Şuara23 - İşte bu, Allah iman eden, salihatı işleyen kullarına müjdelediği şeydir. - De ki: “Ben onun üzerine [bu tebliğime karşı] sizden yakınlıkta sevgiden başka hiçbir ücret istemiyorum.”- Ve her kim bir iyilik/ güzellik yaparsa biz onun için onda iyiliği/ güzelliği artırırız. Şüphesiz ki Allah çok bağışlayıcıdır, karşılığını verendir.

sevginur 8. February 2013 04:42 AM

[B]İşte bunlar, Bizim sana hakk ile okumakta olduğumuz Allah'ın ayetleridir. Sana onları hakkıyla okuyoruz. Artık Allah’tan ve âyetlerinden sonra hangi söze/ hangi olguya inanacaklar?[/B]
Casiye 6 -

merdem 8. February 2013 06:26 AM

39 / ZUMER - 53


[COLOR="Red"][SIZE="3"]De ki: "Ey öz benlikleri aleyhine sınırı aşan/aşırı giden kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin! Allah, günahları tümden affeder. Çünkü O, mutlak Gafur, mutlak Rahim'dir."[/SIZE][/COLOR]

sevginur 8. February 2013 06:33 AM

Öyleyse Kur’an okuduğun zaman Racim Şeytan’dan [İblis’ten] Allah’a sığın.

Nahl 98-süresi

sevginur 8. February 2013 05:09 PM

(Bakara; 177) Yüzlerinizi doğuya ya da batıya çevirmeniz birr değildir. Ama birr, Allah'a, ahir [son] güne, meleklere, Kitap'a, peygamberlere inanmak; sahip olduklarından akrabalara, yetimlere, yoksullara, yolcuya, dilenenlere ve boyundurukları çözmeye, [hürriyeti olmayanların hürriyetlerine kavuşmaları için] Allah sevgisi için vermek, namazı kılmak, zekâtı vermektir. Ve sözleştiklerinde, sözlerini tastamam yerine getirenler, sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabredenler, işte içtenlikli olanlar bunlardır. İşte bunlar takvalıların ta kendisidir.

sevginur 8. February 2013 05:11 PM

(Bakara; 18). Sana hilallerden [yeni aylardan] soruyorlar. De ki: "Onlar, insanlar ve hacc için, zaman ölçmeye yarar." Evlerinize arka taraflarından girmeniz birr değildir. Ama birr, takvalı davranmaktır. Öyleyse, evlerinize kapılarınızdan girin. Ve Allah'a takvalı davranın. Belki başarıya erenlerden [kurtulanlardan] olursunuz!




[SIZE="1"]BİRR:

"Takva" sözcüğünün anlamdaşı durumunda olan برّ - birr sözcüğü, "her türlü hayır ve iyilik işlerinde genişlik, ihsan, itaat, doğruluk, bol bol iyilik" demektir. Sözcük, bu geniş anlam alanıyla her türlü iyiliği, ihsanı ve hayırlı davranışı kapsamaktadır.[/SIZE]

sevginur 8. February 2013 05:12 PM

(Al-iImrân; 92) Sevdiğiniz şeylerden bağışlamadıkça asla birr'e eremezsiniz. Siz her neyi bağışlarsanız, evet, Allah onu bilir.

sevginur 8. February 2013 05:13 PM

(Bakara; 44) Siz insanlara birr'i buyuracaksınız da kendinizi unutacak mısınız? Oysaki Kitap'ı okuyorsunuz. Hâlâ akıllanmayacak mısınız?.

merdem 8. February 2013 11:37 PM

NİSÂ - 155

[COLOR="MediumTurquoise"]Onların başlarına gelen ceza, ahitlerini bozmaları, Allah'ın âyetlerini inkâr etmeleri, peygamberleri haksız yere öldürmeleri ve 'Kalplerimiz örtülüdür' demeleri yüzündendir-ki, onların kalplerini inkârları sebebiyle Allah mühürlemiştir de onun için pek azı iman eder.[/COLOR]

sevginur 9. February 2013 04:06 AM

Rum süresi 21. Yine O'nun âyetlerindendir ki, sizin için nefislerinizden kendilerine ısınırsınız diye eşler yaratmış, aranıza bir sevgi ve merhamet koymuştur. Şüphesiz ki, bunda tefekkür edecek bir kavim için nice âyetler vardır.

Bilgi 9. February 2013 03:40 PM

Şûrâ:13
Allah, dinden Nuh'a yükümlülük olarak ulaştırdığı şeyi, sana vahyettiğimizi, İbrahim'e, Mûsâ’ya ve İsa'ya yükümlülük olarak ulaştırdığımız şeyi yaşam yolu yaptı: “Dini hayata geçirin, ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin.” Senin kendilerini davet ettiğin şey, ortak koşan kimselere ağır geldi. Allah, dilediğini kendine seçer ve kalpten yöneleni de o davet edilene kılavuzlar

Bilgi 9. February 2013 03:45 PM

Zuhruf:5
Peki, Biz, siz sınırı aşan bir toplum oldunuz diye o Öğüt'ü/ Kur’ân'ı size göndermekten vaz mı geçelim?

sevginur 9. February 2013 04:56 PM

istediğinizle başbaşa bırakılacağınızı mı sanıyorsunuz? Hayır, hayır! Sizi başıboş bırakmıyoruz. İnanmanız ve yapmanız gerekenleri ısrarla önünüze koyacağız. Sonra da bunların hesabını sizden soracağız."TEVBE Suresi 16

40tr40 9. February 2013 05:28 PM

Beyyine Suresi
Bismillâhirrahmânirrahîm.
7. İman edip salih ameller işleyenlere gelince, halkın en hayırlısı da onlardır.

sevginur 10. February 2013 03:54 AM

Ahkaf 13- Şüphesiz işte şu: “Rabbimiz Allah’tır” deyip, sonra da dosdoğru olan kişiler üzerine hiçbir korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.

40tr40 10. February 2013 05:08 PM

Ankebût Suresi
Bismillâhirrahmânirrahîm.
6. Cihad eden, ancak kendisi için cihad etmiş olur. Şüphesiz Allah, alemlerden müstağnidir. (O'nun hiçbir şeye ihtiyacı yoktur).

sevginur 10. February 2013 05:43 PM

8. Âyet: Ve arzularını yalnızca Rabbine yönelt!

rabbimizden istemenin sığınmanın verdiği haz beden dilimize ve ruhumuza yansıyor elbetteki başkaları buna gıpta edecekki bir tek rabbimize yönelten duyguyu tanısınlar..

Bilgi 10. February 2013 08:29 PM

Fatır:5
Ey insanlar! Hiç şüphesiz, Allah'ın yapmak için verdiği söz gerçektir. Onun için bu basit dünya yaşamı sizi aldatmasın. Ve sakın o aldatıcı, sizi, Allah ile aldatmasın. Şüphesiz o şeytan, sizin için düşmandır. Onun için siz de onu düşman edinin. Şüphesiz şeytan kendi taraftarlarını alevli ateşin ashâbından olmaları için çağırır.

merdem 10. February 2013 09:11 PM

2:133 - [COLOR="Red"]Yoksa siz de olaya şahit mi oldunuz; Yakub'a ölüm hali gelip çattığı zaman, oğullarına; "Benden sonra neye ibadet edeceksiniz?" dediği zaman, oğulları; "Senin Allah'ına ve ataların İbrahim, İsmail ve İshak'ın Allah'ına, tek olan o Allah'a ibadet edeceğiz. Biz ancak O'na boyun eğen müslümanlarız." dediler.[/COLOR]

sevginur 10. February 2013 09:57 PM

(İsrâ: 81) Ve de ki: "Hakk geldi, bâtıl yok oldu. Şüphesiz bâtıl yok olup gider."

sevginur 11. February 2013 04:45 AM

(Lokmân: 16) Ve hani bir zaman Lokmân,oğluna öğüt vererek, "Yavrucuğum! Allah'a ortak koşma, hiç şüphesiz ki şirk [Allah'a ortak koşmak], kesinlikle büyük bir zulümdür.
Ey oğulcuğum! Şüphesiz o [şirk, işlenen kötülük] bir hardal tanesi ağırlığında olup da bir kayanın içinde yahut göklerde ya da yerin içinde olsa, Allah onu getirecektir. Şüphesiz Allah en latif, hakkıyla haberdar olandır.
Yavrucuğum! Salâtı ikâme et, iyiliği emret, kötülükten sakındır. Sana isabet edene de sabret. Şüphesiz bunlar, işlerin kesin olanlarındandır. Ve insanlar için avurdunu şişirme [suratını asma] ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Şüphesiz ki Allah bütün övünen ve kuruntu edenleri sevmez. Ve yürüyüşünde mutedil ol, sesinden kıs. Şüphesiz seslerin en yadırgananı kesinlikle eşeklerin sesidir" demişti.

ates demir 11. February 2013 01:59 PM

Zumer 54

1. [B]ve enîbû : ve yönelin[/B]
2. ilâ rabbi-kum : Rabbinize
3. [B]ve eslimû : ve teslim olun[/B]
4. lehu : ona
5. min kabli : önceden
6. en ye'tiye-kum : size gelmesi
7. el azâbu : azap
8. summe : sonra
9. lâ tunsarûne : yardım olunmazsınız

Zumer 55

1. vettebiû (ve ittebiû) : ve tâbî olun
2. ahsene : ahsen, en güzel
3. mâ : şey
4. [B]unzile : indirildi[/B]
5. [B]ileykum : size[/B]
6. [B]min : den
7. rabbi-kum : (sizin) Rabbiniz[/B]
8. min : den
9. kabli : önce
10. en ye'tiye-kum : size gelmesi
11. el azâbu : azap
12. bagteten : ansızın
13. ve entum : ve siz
14. lâ teş'urûne : farkında olmazsınız

ates demir 11. February 2013 02:18 PM

"Ve enîbû ilâ rabbikum ve eslimû lehu"
nasıl yapılır sorusuna yanıt
"Vettebiû ahsene mâ unzile ileykum min rabbikum" değil mi?
Sizce??

merdem 11. February 2013 04:25 PM

[SIZE="3"][COLOR="DarkGreen"]“Dediler ki: ‘Şu hayvanların karınlarında olanlar yalnız erkeklerimize aittir, kadınlarımıza ise haram kılınmıştır. Şayet (yavru)ölü doğarsa, o zaman (kadın erkek)hapsi onda ortaktır.’ Allah bu değerlendirmelerinin cezasını verecektir... Allah’ın kendilerine verdiği rızkı Allah’a iftira ederek (kadınlara)haram kılanlar, muhakkak ki ziyana uğramışlardır. Onlar gerçekten sapmışlardır ve doğru yolu bulacak da değillerdir.”[/COLOR][/SIZE] (En’am 6/139-140)

ates demir 11. February 2013 05:36 PM

Sayin merdem
Verilen ayet grubunun mealini dogru bulmuyorum.
Ölü var ama ölü doğum yok.
Karın kelimesinin karşılığı batın dır. Butun değil.
Olayın özü kadınların her ikisi de hayattayken bile erkeklerin mallarına ortak olduğudur. Sadece erkek öldüğünde değil. Algım simdilik budur. En doğrusunu Allah bilir.
Sevgilerimle

merdem 11. February 2013 06:32 PM

139 – Ve onlar; “Bu hayvanların karınlarındakiler sadece erkeklerimize ait olup kadınlarımıza haramdır. Eğer ölü olursa o zaman onlar onda ortaklardır” dediler. O [Allah], onların nitelemelerini onlara ceza olarak verecektir. Şüphesiz O, Hakîm’dir Alîm’dir.
140 - Bilgisizlik yüzünden beyinsizce çocuklarını öldürenler ve Allah`ın kendilerine verdiği rızkı, Allah`a iftira ederek haram kılanlar kesinlikle zarara uğradılar. Onlar, kesinlikle sapmışlardır ve onlar hidayete ermişler değillerdir.



139. ayette, Araplarca uydurulmuş bir başka yasa dile getirilmektedir. Bu yasaya göre, ana karnından yeni doğmuş hayvanların etleri, hayvan ölü doğmadıkça erkeklere helal, kadınlara haram sayılmaktaydı. Allah’a iftira niteliğindeki bu yasa, aynı zamanda müşrik Arapların kadınlara ikinci sınıf insan muamelesi yaptıklarını da göstermektedir.

Bir cok yerlerde ayni aciklamada bulunulmus, ister ölü olarak ister canli olarak bulunduklari yer karinda degilmidir? Yoksa rahimlerdeki demek lazim?

Hastahanelerde gün ve gün hep dogum icin giden kadinlar hep mi canli bir bebek sahibi oluyorlar? Dünyaya gözleri acmak ve acmamak. Ilki dogmus oluyor ikincisi ne oluyor gözlerini acamaz nefes alamazsa? Disariya ölü olarak atildi mi deniliyor?

Türkcem yeterli gelmiyor herhalde, ben baska terim bilmiyorum.

sevginur 11. February 2013 10:02 PM

Sonra da Yahudileşen kimselerden olan zulüm, onların birçok kimseleri Allah yolundan alıkoymaları, yasaklandıkları hâlde faiz almaları ve insanların mallarını haksız yere yemeleri sebebiyle kendilerine helâl kılınmış temiz şeyleri haram kıldık. Ve onlardan kâfir olanlara can yakıcı bir azap hazırladık. (Nisa/160, 161)

sevginur 12. February 2013 05:23 AM

Nahl 90 :Şüphesiz Allah, adaleti, iyileştirmeyi-güzelleştirmeyi ve yakınlara vermeyi emreder; hayâsızlıktan, kötülükten ve azgınlıktan nehyeder. O, düşünüp öğüt alırsınız diye size öğüt verir.

merdem 12. February 2013 09:44 AM

Enfal / 29 :

[COLOR="DarkOrange"][SIZE="3"]Ey inananlar! Allah'tan sakınırsanız, O size iyiyi kötüden ayırdedecek bir anlayış verir, kötülüklerinizi örter, sizi bağışlar. Allah büyük, bol nimet sahibidir.[/SIZE][/COLOR]

Bilgi 12. February 2013 03:30 PM

Ankebût:10-11
İnsanlardan kimi de vardır ki, ‘Allah'a inandık’ der, sonra da Allah uğrunda eziyet olunduğu zaman, insanların verdiği sıkıntıyı Allah'ın azabı gibi tutar. Ve eğer Rabbinden bir yardım gelecek olsa, kesinlikle, ‘Şüphesiz biz sizinle beraber idik’ diyeceklerdir. Hâlbuki Allah, onların göğüslerindekileri en iyi bilen değil midir?
Ve Allah, elbette iman etmiş kişileri bilir/ bildirir, elbette ikiyüzlüleri de bilir/ bildirir.

sevginur 12. February 2013 06:38 PM

[COLOR="DarkRed"]Ve [inkâr edenler] "Rabbinden bize bir Âyet [mu’cize] getirse ya!" dediler. Onlara ilk sahifelerde olan apaçık deliller gelmedi mi? Ve eğer Biz, onları bundan önce bir azap ile helâk etseydik, muhakkak "Ey Rabbimiz! Bize bir peygamber gönderseydin de, alçak ve rezil olmadan önce Senin Âyetlerine uysaydık" diyeceklerdi.[/COLOR]
[COLOR="Red"] De ki: "Herkes beklemektedir. Siz de bekleyiniz. Şüphesiz düz yolun sahiplerinin kimler olduğunu ve kimlerin doğru yolu bulduğunu yakında bileceksiniz.[/COLOR]


133–135.Taha süresi

merdem 12. February 2013 09:17 PM

[QUOTE=ates demir;15795]Sayin merdem
Verilen ayet grubunun mealini dogru bulmuyorum.
Ölü var ama ölü doğum yok.
Karın kelimesinin karşılığı batın dır. Butun değil.
Olayın özü kadınların her ikisi de hayattayken bile erkeklerin mallarına ortak olduğudur. Sadece erkek öldüğünde değil. Algım simdilik budur. En doğrusunu Allah bilir.
Sevgilerimle[/QUOTE]

Degerli Ates Kardesim,

Hakki Yikmaz Hocamizdan kisa bir aciklama:


Mekke müşrikleri Allah’ı bilen ve O’na inanan insanlardı. Bu sebeple de, elde ettikleri ürünlerden ve kendilerine yararı dokunan hayvanlardan bir kısmını Allah’ın payı olarak bir kenara ayırma alışkanlıkları vardı. Ne var ki, ürün ve hayvanların bir kısmını da putların temsil ettiği aile veya kabile tanrılarına sunmaktaydılar. Çünkü bu müşrikler, kendi uydurdukları tanrıların, meleklerin, cinnlerin, yıldızların, ölmüş atalarının ruhlarının kendileri için Allah yanında şefaatte bulunduklarına inanıyorlar ve Allah`ın da bu şefaatçilere karşı çok yumuşak ve lütufkâr olduğunu kabul ediyorlardı. Bu sebeple de tüm bu şefaatçilerin kendilerine iyi davranmaları için onların paylarına çok daha büyük önem gösteriyorlardı. Mesela sanki Allah emretmiş gibi, Bahira, Saibe, Vesile adlı hayvanları putlara kurban etmek için ayırıp onları işe koşmazlar, Ham denilen hayvanı da saygıya layık görüp üzerine binmezlerdi. Ayrıca bu hayvanların isimlerinin Allah tarafından bildirildiğine inanırlardı.

[SIZE="3"]139. ayette, Araplarca uydurulmuş bir başka yasa dile getirilmektedir. Bu yasaya göre, ana karnından yeni doğmuş hayvanların etleri, hayvan ölü doğmadıkça erkeklere helal, kadınlara haram sayılmaktaydı. Allah’a iftira niteliğindeki bu yasa, aynı zamanda müşrik Arapların kadınlara ikinci sınıf insan muamelesi yaptıklarını da göstermektedir.[/SIZE]

Selam ve dua ile.

merdem 12. February 2013 11:11 PM

TEKASUR SURESI:

[COLOR="DarkSlateGray"][SIZE="3"][FONT="Verdana"][COLOR="Blue"]1- Çoğaltma yarışı sizi eğlendirip oyaladı.
2- Kabirleri ziyaret edişinize dek.
3- Hayır… Hayır… Yakında bileceksiniz.
4- Sonra [bir müddet sonra], hayır… Hayır… Yakında bileceksiniz.
5–6- Hayır… Hayır… Eğer ki ılme’l-yakîn [kesin bilgi] ile bilirseniz cahîmi [çılgınca yanan ateşi] mutlaka görürsünüz.
7- Sonra [bir müddet sonra] onu ayne’l-yakin [gözle görmüşçesine gerçek olarak] mutlaka göreceksiniz.
8- Sonra o gün siz nimetten mutlaka sorulacaksınız.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/COLOR]


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 04:32 PM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam